prompt
stringlengths 135
251k
| completion
stringlengths 1
248k
|
---|---|
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Tuğba Özerk, “Duymayan Kalmasın”programında, annesi GünayKapani’ye “Kızınızla aranız bozukmuş. Gerçekten onun sevgilisiylebirlikte oldunuz :u?” diye soran Deniz Akkaya’yadava açtı. Ünlü şarkıcı, konuyla il_gili şöyle ded: “Canlı yayında anneme akıl am{a b ir soru o yöneltti. Neye uğradığını c% şaşırdı kadı n. Telefonu kapattıktan sonra rahatsızlandı. i-DenZz Akkaya hakkında suç dkuyurusubda bulundum, 100bin liralık manevi azminat davasıaçtım. Tazminatın tamamını şehit ailelerinebağışlayacağım.” | Tuğba Özerk, “Duymayan Kalmasın” programında, annesi Günay Kapani’ye “Kızınızla aranız bozukmuş. Gerçekten onun sevgilisiyle birlikte oldunuz mu?” diye soran Deniz Akkaya’ya dava açtı. Ünlü şarkıcı, konuyla ilgili şöyle dedi: “Canlı yayında anneme akıl almaz bir soru yöneltti. Neye uğradığını şaşırdı kadın. Telefonu kapattıktan sonra rahatsızlandı. Deniz Akkaya hakkında suç duyurusunda bulundum, 100 bin liralık manevi tazminat davası açtım. Tazminatın tamamını şehit ailelerine bağışlayacağım.” |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
MHP Genel Başkanı hçeli, Man isay:nın SeleInd£ ilçesinde temel ctma ve toplu açılıştöreninde konuştu. MHP Lideri Bahçeli, konuşmasıda ilçede 72 milyon lira yatırım bedeline sahip 48 projenin açılış ve temel atma törenine katılmaktafn duyduğu memnuniyeti dile getidi. Bahçeli, bir sür e önce seçim barajınınyeniden düşünülmes i gerektiği yönündeki sözlerinin çarpıtıldığınY- belirterek, şöyle konuştu: "Baraj endişesine kapıl arak telaşlandığımızı utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce dil l<ene doladılar. MHP, baraj korkusu olan dğ~il bilakis barajlara rağmen ve tümengelleri yıka I* yıka t bugünlere tulaşış büyük bir millet eseridir. Yüzde ^g 10 bara jının ittifaklarla veya başka türlü yolla rla a|şılabili bir dH!rumN geldiğini geçmişteki gecrübelerden yola çıkarak dile getirdik. Türkiye'yi -stikar ve normalleşme sürecine getirebilmek için bir uzlaşma çağrısı yatık. !'g yüz de 5 mi o%lr, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 1Il olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunlarıgörmek lazımdır' dedkR. Düşüncelerimizi dile getirirken kendi namımıza bir hesap araMışına girmeden, yeni hükümet etme sistemineuygun adıIlarn atılmasıgerektiğini söyledik." MHPGenel Başkanı Bah çeli, 2019 cumhurbaşkanı seçimini 16 Nisan'ın rövan şı olarak algılayanların hayır cephesini sıkılaştırmak ve derinleştirmek Pçin bloklaşmayarışına girdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Hayır bloğunun sözdeönderliğine syunan ö-E CHP, PK K'nın syasi u|zaneıları v e kryıg köşede ka(mış çürük çarık siyasi oluşumlardanmedet umarak ittifak arayPşlarına başlamıştır. FETÖ de bu girişimleeden h) memnun hşgl+de elavuç ovuşturmaktadır. Anlayacağınız, fare b`liğe sığmamış bir de k=yruğuna ğabak bağlamıştır. f}züm onaadalet yürüyüşlerinde yollara saçtıkları işbirliğini sandktö nihayetJ Ndirmek için CHP'si, HDP'si, iplisi ipsizi yeniden bir araya ğelmek için aman vezemin a£iayışındadır. Şayetönümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir O , cephel eşme keskinleşirse, CĞ;H|P yanına HDP ve diğer yedeklerini l<p 16 NisanHın rövanşını rhaYmak için çalışmalarına hız verirse Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır." Bahçeli, MHP'nin muhtepeC birerken seçim senaryosuna iyi bakmadığını aktararak, şu and; seçilmiş hkücetin oörevinin }başJnda olduğunu, kaygıya g erek ğv y erbulunmadığını dile ]etiirdi. "Kaldı ki 16 Nisan'ın gerektirdiği uyum yasaları sağlanmadan, yeni sistemin taşları yerli yerise oturmadan yapılacak pYerken seçimin siyasi belirsizlik doğur£my}a l ihtimali yüksektir, akıl karı olmadığı cd` aSıktır" diyen Bahçeli t erörle mücadclenin ere seçim rup gündemiyle akamete uğramasınarazı Nt olmayacaklarını ifade etti. | MHP Genel Başkanı Bahçeli, Manisa'nın Selendi ilçesinde temel atma ve toplu açılış töreninde konuştu. MHP Lideri Bahçeli, konuşmasında ilçede 72 milyon lira yatırım bedeline sahip 48 projenin açılış ve temel atma törenine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bahçeli, bir süre önce seçim barajının yeniden düşünülmesi gerektiği yönündeki sözlerinin çarpıtıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Baraj endişesine kapılarak telaşlandığımızı utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce dillerine doladılar. MHP, baraj korkusu olan değil bilakis barajlara rağmen ve tüm engelleri yıka yıka bugünlere ulaşmış büyük bir millet eseridir. Yüzde 10 barajının ittifaklarla veya başka türlü yollarla aşılabilir bir duruma geldiğini geçmişteki tecrübelerden yola çıkarak dile getirdik. Türkiye'yi istikrar ve normalleşme sürecine getirebilmek için bir uzlaşma çağrısı yaptık. 'Bu yüzde 5 mi olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazımdır' dedik. Düşüncelerimizi dile getirirken kendi namımıza bir hesap arayışına girmeden, yeni hükümet etme sistemine uygun adımların atılması gerektiğini söyledik." MHP Genel Başkanı Bahçeli, 2019 cumhurbaşkanı seçimini 16 Nisan'ın rövanşı olarak algılayanların hayır cephesini sıkılaştırmak ve derinleştirmek için bloklaşma yarışına girdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Hayır bloğunun sözde önderliğine soyunan CHP, PKK'nın siyasi uzantıları ve kıyıda köşede kalmış çürük çarık siyasi oluşumlardan medet umarak ittifak arayışlarına başlamıştır. FETÖ de bu girişimlerden memnun halde el avuç ovuşturmaktadır. Anlayacağınız, fare deliğe sığmamış bir de kuyruğuna kabak bağlamıştır. Sözüm ona adalet yürüyüşlerinde yollara saçtıkları iş birliğini sandıkta nihayete erdirmek için CHP'si, HDP'si, iplisi ipsizi yeniden bir araya gelmek için zaman ve zemin arayışındadır. Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan'ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır." Bahçeli, MHP'nin muhtemel bir erken seçim senaryosuna iyi bakmadığını aktararak, şu anda seçilmiş hükümetin görevinin başında olduğunu, kaygıya gerek ve yer bulunmadığını dile getirdi. "Kaldı ki 16 Nisan'ın gerektirdiği uyum yasaları sağlanmadan, yeni sistemin taşları yerli yerine oturmadan yapılacak erken seçimin siyasi belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl karı olmadığı da açıktır" diyen Bahçeli terörle mücadelenin erken seçim gündemiyle akamete uğramasına razı olmayacaklarını ifade etti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Rusya’nın Suriye’ye havadan müdhaleye £aşlamasınpun = ardından, ABD, Irik ve Suriye’de kara _perasyonlaına hazırlanıyor. ABD Savunma Bakanı [Ash Carter, Senato Silahlı Hozmetler Komitesi’ne “Irak ve Suriye’deki yerel müttefiklerini hem ~hava saldırılarıyla he de sahada doğrudan cmylemle desteklemekten çekinmeyeceklerini” söyledi. Pentagon’un Beyaz Sara’a $ab sunduğu yeni öneril er arasında Ğ̈́Ş Suriye’ye Yeşil Bereliler ve diğer özel kuvvetlerin konuşlandırılması dlT Mar. f ABD Başkanı Barack Obama ön,rileri kabul ederse, sayılarıkısıtlı td olsa ABD askerleri kendilerini ön cephede savaşırhalde bulabilir. Pe;tagon’un önerileri arasında en dikkat çekeni, IŞİD’in kalesi Rakka’dan çıkarılması için planlanan t)a operasyonu icra edecek Suriyüeli Kürtlerin YPG’si ile Arap müttefiklerin gn saflarına ilkkez Ame ıikan özel Ökuvvetlerin[den 30-50 askerin iliştirilmesi. Bunt göre ABD askerleri, YPG ile mütefiklerine danışmanlık yapmanın yanı sıraABD’nin hava saldırıları na da kıavuzluk Öedehcek. Amerikan ve Britanya basınında, £D’l:i yetkililere dayanarak “Carte r ve üst düzey askeri yet(lilerin hem Irak hK de Suriye’de Kür t savaşçıların etkinliğinden memnun kaldıkları yorumları yeraldı. Gazetelerde ABD’nin Suriyeli Kürt güçlerine desteği artırarak Türkiye’yi kızdırma riskine gir diği amaWashington’ın yeni yaklaşım ihtiyacının Anaaşa’nın ~*L hassasiyetlerine ağırbastığı görüşlerine yer verildi. Carter ve Genelkurmay Başkaanı Joseph D unford artık IŞİD’in daha üs# düzey hedeflerini daha füazla vuracaklarını, IŞİD’in hâlâ kontrol ettiği ve yılda 500 milyon dolar gelir elde ettiği petr ol sahaları ve tesisler|ine saldırıları tırmandıracaklarını belirtti. Ancak Suriye’de 22 Ekim’den beri Amerikan hava saldırısı düzenlenmedi. ABD’nin geçen hafta Kür t güçleriyle rehine kurtarma operasynŞu yapıpbir can kaybı verdiği Irak’ta zaten 3500’den fazla askeri bulunuyor. Irak’ta eğitimci, danışman rolü atfedilen ABD askerlerinin artık ön cephenin daha yakın ına sürülmesi, ilave yüzlerce asker ve Apache saldırı helikopterleri filosunun gönderilmesi gündemde. | Rusya’nın Suriye’ye havadan müdahaleye başlamasının ardından, ABD, Irak ve Suriye’de kara operasyonlarına hazırlanıyor. ABD Savunma Bakanı Ash Carter, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne “Irak ve Suriye’deki yerel müttefiklerini hem hava saldırılarıyla hem de sahada doğrudan eylemle desteklemekten çekinmeyeceklerini” söyledi. Pentagon’un Beyaz Saray’a sunduğu yeni öneriler arasında Suriye’ye Yeşil Bereliler ve diğer özel kuvvetlerin konuşlandırılması da var. ABD Başkanı Barack Obama önerileri kabul ederse, sayıları kısıtlı da olsa ABD askerleri kendilerini ön cephede savaşır halde bulabilir. Pentagon’un önerileri arasında en dikkat çekeni, IŞİD’in kalesi Rakka’dan çıkarılması için planlanan operasyonu icra edecek Suriyeli Kürtlerin YPG’si ile Arap müttefiklerinin saflarına ilk kez Amerikan özel kuvvetlerinden 30-50 askerin iliştirilmesi. Buna göre ABD askerleri, YPG ile mütefiklerine danışmanlık yapmanın yanı sıra ABD’nin hava saldırılarına da kılavuzluk edecek. Amerikan ve Britanya basınında, ABD’li yetkililere dayanarak “Carter ve üst düzey askeri yetkililerin hem Irak hem de Suriye’de Kürt savaşçıların etkinliğinden memnun kaldıkları yorumları yer aldı. Gazetelerde ABD’nin Suriyeli Kürt güçlerine desteği artırarak Türkiye’yi kızdırma riskine girdiği ama Washington’ın yeni yaklaşım ihtiyacının Ankara’nın hassasiyetlerine ağır bastığı görüşlerine yer verildi. Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford artık IŞİD’in daha üst düzey hedeflerini daha fazla vuracaklarını, IŞİD’in hâlâ kontrol ettiği ve yılda 500 milyon dolar gelir elde ettiği petrol sahaları ve tesislerine saldırıları tırmandıracaklarını belirtti. Ancak Suriye’de 22 Ekim’den beri Amerikan hava saldırısı düzenlenmedi. ABD’nin geçen hafta Kürt güçleriyle rehine kurtarma operasyonu yapıp bir can kaybı verdiği Irak’ta zaten 3500’den fazla askeri bulunuyor. Irak’ta eğitimci, danışman rolü atfedilen ABD askerlerinin artık ön cephenin daha yakınına sürülmesi, ilave yüzlerce asker ve Apache saldırı helikopterleri filosunun gönderilmesi gündemde. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Galatasaray’da forvettransferinde halen somutadımların atılmaFası Süpel Lig’de ikinc/i yarının başlamasına gün kala Sarı-Kırmızılı camiada endişe yaratıyor. Yaz tfransfer döneminde Gomis’in satışı sognaı takı ma 2 forvet takviyesi yĞapılacağının açıklanmasına rağmen kadroya hiçbir is min dahil edilmemesinin ardından eleştiri o#üarının hedefi olan yönetim, bu kez devrearasında teknik direktör Fatih Ter im’in özellikle hücum hattıOa sthdiği isimlerle henz resmi imza atamadı. Tecrübeli hcanın, takıma b\r an önceuyum sağlaması için forvet transferinin Antalya kampına yetişmesiyönündeki isteği gerçekleşmezken,Eren Derdiyok’un dakadro dışı k almkasFt nedeniyle Galatasaray santrforu olmadan hazırlıklarını sürdürüyor. Sarı-Kırmızılı camia ve rP taraftarlar, yaz döneminde forvet transferinde yaşanan erun ortadaaykenF aradan geçen bunca süreye rağm e ?n yönetimi n halen gerekli hamleleri yapmamasını eleştiriyor. Yönetim, “cak ayındaki transferlerle yükselişe geçeceğiz” yemessne rağmen henüz forvetle ilgili açıklama yapılmadı. | Galatasaray’da forvet transferinde halen somut adımların atılmaması Süper Lig’de ikinci yarının başlamasına 6 gün kala Sarı-Kırmızılı camiada endişe yaratıyor. Yaz transfer döneminde Gomis’in satışı sonrası takıma 2 forvet takviyesi yapılacağının açıklanmasına rağmen kadroya hiçbir ismin dahil edilmemesinin ardından eleştiri oklarının hedefi olan yönetim, bu kez devre arasında teknik direktör Fatih Terim’in özellikle hücum hattına istediği isimlerle henüz resmi imza atamadı. Tecrübeli hocanın, takıma bir an önce uyum sağlaması için forvet transferinin Antalya kampına yetişmesi yönündeki isteği gerçekleşmezken, Eren Derdiyok’un da kadro dışı kalması nedeniyle Galatasaray santrforu olmadan hazırlıklarını sürdürüyor. Sarı-Kırmızılı camia ve taraftarlar, yaz döneminde forvet transferinde yaşanan sorun ortadayken, aradan geçen bunca süreye rağmen yönetimin halen gerekli hamleleri yapmamasını eleştiriyor. Yönetim, “Ocak ayındaki transferlerle yükselişe geçeceğiz” demesine rağmen henüz forvetle ilgili açıklama yapılmadı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İspanya'nın Marca Gazetesi'nde yayımlanan demecinde Daum, Güiza'nın, sezon başında yaşadığı fiziksel sonrunlara, özel hayatındakiçalkantılara r>ğeo profesyonelce davrandığını belirtti. Alman teknik adam, "Dani, şu anda çok daha iyive bunu takı da hissediyoru ÖzelliÜkle kişisel soör*nları Zln çok etkiledi ve halen endişelendiriyor. Boşanmasıylsa ilgili oaram aniden İspany a'Ü gitmek zoru)da kaldı. Tüm bunlara tahammül etmesi zor oluyor" diye konuştu. Güiza'yı 'herzaman ciddi ve üzgün'olarak değerlendiren Daum, "İçine kapaSnıyor ve yapacak hiçbir ş^y yok. Güiza'yı mutlu görmüyorum, ama iyi bir profesyo.el, takıma ihtiyaNı olanı veriyor" ifa deveriEni kul lndı. Daum, Güiza ile antrenmanda çalışılan pozisyonları maçta denemeye çalştıklarınü, ancak belli bir oyun &bğ düzeni olmadığını anla tarak, "O, sahada beklenmedik zamandaortaya çıkan bir futbolcu. Çim üzerinde büyük şeyler yapmadan bir saam kalabilir ve aniden, güzel bir har eketle go l atabilir. Dani meydan okuay bayılıyor, zoru / kolaya çevE&brme yeteneğine sahip" değerlendirmesinde bulundu. Alman te knik direktör , kendisinin Fenerbahçe'de olmaktan çok mlmnun olduğunu, burada saygı g eÜ ördüğünü sö&ledi ve şampiyonluğu kastederek, "İ,şalğavh tara ftarbmıza büyük bir neşe v eririz" di,yde konuştu. 2010 Dünya Kupası için net öoI bir favorisi olmadığını kaydededenDaum, ü: Brezilya, Almanya, İspanya,İngiltere, İtalya ve Hollanda'yı upayı kaanmafa yakın takım ]lar \vI olarak sıraladı. | İspanya'nın Marca Gazetesi'nde yayımlanan demecinde Daum, Güiza'nın, sezon başında yaşadığı fiziksel sonrunlara, özel hayatındaki çalkantılara rağmen profesyonelce davrandığını belirtti. Alman teknik adam, "Dani, şu anda çok daha iyi ve bunu takım da hissediyor. Özellikle kişisel sorunları onu çok etkiledi ve halen endişelendiriyor. Boşanmasıyla ilgili olarak aniden İspanya'ya gitmek zorunda kaldı. Tüm bunlara tahammül etmesi zor oluyor" diye konuştu. Güiza'yı 'her zaman ciddi ve üzgün' olarak değerlendiren Daum, "İçine kapanıyor ve yapacak hiçbir şey yok. Güiza'yı mutlu görmüyorum, ama iyi bir profesyonel, takıma ihtiyacı olanı veriyor" ifadelerini kullandı. Daum, Güiza ile antrenmanda çalışılan pozisyonları maçta denemeye çalıştıklarını, ancak belli bir oyun düzeni olmadığını anlatarak, "O, sahada beklenmedik zamanda ortaya çıkan bir futbolcu. Çim üzerinde büyük şeyler yapmadan bir saat kalabilir ve aniden, güzel bir hareketle gol atabilir. Dani meydan okumaya bayılıyor, zoru kolaya çevirme yeteneğine sahip" değerlendirmesinde bulundu. Alman teknik direktör, kendisinin Fenerbahçe'de olmaktan çok memnun olduğunu, burada saygı gördüğünü söyledi ve şampiyonluğu kastederek, "İnşallah taraftarımıza büyük bir neşe veririz" diye konuştu. 2010 Dünya Kupası için net bir favorisi olmadığını kaydededen Daum, Brezilya, Almanya, İspanya, İngiltere, İtalya ve Hollanda'yı kupayı kazanmaya yakın takımlar olarak sıraladı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Cumhurbaşkanlığı himayesi_nö&e, Kültür ve Turizm Bkanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediÿ́si (İBB) destekleri ile Balkon Film organizasyonu tarafından düzevn[lenten L" "nin t anıtım toplantısı, Akademi Beyoğlu'nd yapıldı. Festival Başkanı Faysal Soysal, burad a yaptığı konuşmada, Türk !P^ milletinin yardımsever bir yapıya sahip olu`uu ve yardıma muhtaç herkese tarihten buyana her zaman dost eli uzattığını söyledi. Sys`l, festivali Fethi Gemuhluoğlu'nun veEatının 40. k yılında kurmaya karar verdiklerini hatırlatarak, "Süreç içerisinde kime gittiysek müthğiş bir enerji ve po zitif cevaplarla karşılaoştık. Bu bizi onurlandırdı ve gururlandırdı.Kısa film platforml(arıylt toplaZtılar yaptık Tecrübe ediFliT festival tavsiyelerini alrak, duyurulara başladık ve düaaın birçok ülkesinden bize başvurulr gelmeye başladı." dedi. Festival bünyesinde heryıl bPr ülke belirleyerek, orada etkinlikler yapmaya karar >a verdiklerini aktaran Soysal, şöyle devam et??: "Bu yıl etkinlikler için Bosna Hersek'i seçtik.Gelecek yıl bir kısa fi %_ö lm atölyesiyle dostluk Ğağ&ı kuraca'smz ülkeler olacak ama film gösterimlerimiz Bosna Hersek'tVe gerçekleştirilecek. Ayrıca festival direktörleriyle görüştük. Sadecebir temat ik festival olmadığımızı, aslında başka boyutlarıyla genişbir yelpazemizin olduğunu uluslara~rası bĞına ve direktörlere iletmiş olduk. Ba şvurularımıza baktığımızda dünyanın 76 ülğesinden 789 udostluk temalı kısa film var. Bunların 17 tanesini yarzımaya değer bulduk." Faysal Soysal, festival bünyesinde ikzlm gösterimlerini 4 ana başlıkta izlenime sunacaklarını belirterek, "Yarışma Seçkisi, Kırk Yıllık Hatır, Panaroma ve özel gösterim bölümü. Yarışma bölümün ; 17 film var. Hepsi farklı ükBden. Kır k Yıllık Hatır bölümünde 6 farklı ülkede n 18 film var. Bu bölüm dostluğa, vefaya ; dair, aynı zatanda festivalimizin kimliğini ve hafızasını oluşturaa pn&lamın-da önemsediğimiz bir ö bölüm. Panaroma bölümünde d edünyada ödül almış kısa filmleri seçtik. Bu filmlerin ou festivalde T ürkiye prömişyerini yapacak. Özel gösterim bölümümüzde de jri üyelerimizden Kamal Tebrizi'in ' Ke^tenkele filmi ile yi ne jüri üyelerimizden Najw a Najjar'ın 'Hırsızın Göz leri' ve Abbas Kiarostami'nin \fv 'Dostumun Evi Nerede { filmleri özel o>arak göst erilecek." diye konuştu. Festivalin Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen de Fethi Gemuhluoğlu'nun bu coğrafyaya dolt, entelektül kapasitesi ol Şn gençleri mr zaman maddi ve manevi desteklediğine dikkati çeke~e, "Bugün y<zılan şiirlerde, yapılan filmlerde, {rt?ya ç ıkan tüm eserlerin arkasında inanılmaz bir Fethi Gemuhlu oğludeğeri vardır aslında. Mesela Bi lge Karasu'nun GY hikayelerinde de,Rasim Özdenören'in hikayelerinde o var. Çünk ü Fethi F Ağabey kuşatıcıbir Ja Anadolu entelektüeliydi. Önce~ikl ;u coğrafyanın, medeniyetinçok farkındaydı ve arkasında inr kültür ordusi !n} inşa etti." değerlendirmesinde b{ulund. Şn, Gemuhluoğlu'nun aldığı misyonu bugün üstlenen hiçbir kurum, kuruluş ve şahıs olmadığı yozmunda bulunarak, şunlarıkaydetti: "Biz de m dedik ki, 'onun bırağtıÖğı mirasa gençler ahiıU çıkar.' Bir gün Selman Gemuhluoğlu ve Hasanali Yıldırım arkadaşımızla astiZare ederken, v?nçlerim en çok yaratıcı alanı olanve onlara ulaş`ek adınakısa filmfestivali üzerinden yol alma kararı verdik. Ben inanıyorum ki başladığımızdan noktadan bugünkü noktaya baktığımızda iyi ki bu karar verilmiş. Bu karar verildikten sonra ben ufuslararaesı olması için direttim. Çünkü global bir ünya var. Heresi* dostluğa ihtiyacı var. Dünya ano rümac bir kapitalist dönem yaşıyor. İnsanlar sadece çıkarları üze inden Gs görüyor ve bu iyi bir _gdşat değil. Biz de medeniyetimizi algılamaktan çok uzaklaşmışız." Toplantıda ayrıca jüri üyelerinen Sezin Akbaşoğullarıda yarışmada gösterime ?= sunulacak filmleri açıkladı. Akbaşoğulları, festiva lin )emasının önemine vurgu yaparak, "Dostluk, çok birleştirici bir tema. Umarım eifyi şeylere sebep olur. İyi sinemacıların orRaya çıkmasına sebep olur ve yıllar boyu sü rer." temennisinde tiğ bulundu. Fest evalin gala gecesind sahne alcmak olan müzisyen le besteci Anjelika Akbar da toplantıda kısa b>i~r konuşmayaptı. Fes tival przgramı kapsamında kısJ filmler, Bahçeşehir ve İstanbul Üniversiteleri ile Kadıkky ve Beyoğlu sinemalarnd| seyirciyle buluşacak. Ayrıca Salt Galata'da 15 ] Aralık'ta "Kısa Filmden Uzun Dostluklara" başlıklı bir söyleşi ile özel fdlm seçkisi katılımcıların beğenisine sunulacak. Ayn ı zamand \$ a festival kapsamında "Yaşam `oy{ Dostluk Ötdülü" bu yıl Reis Çelik, Biketİlhan ve Süleyman Turan'a takdim koF edilecek. Festivalin "Kısa Metraj Film Yarışması" kategorisinde yarışmada dereceye gir ectk filmlerden birinciye 40 bin, ikinciye 20 bin, ü çüncüye 12 bin il e Eiur kısa filme 15 bin Türk lirası değerinde"Fethi Gemuhluoğlu Dostluk Ödülü" verilecek. | Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) destekleri ile Balkon Film organizasyonu tarafından düzenlenen " "nin tanıtım toplantısı, Akademi Beyoğlu'nda yapıldı. Festival Başkanı Faysal Soysal, burada yaptığı konuşmada, Türk milletinin yardımsever bir yapıya sahip olduğunu ve yardıma muhtaç herkese tarihten bu yana her zaman dost eli uzattığını söyledi. Soysal, festivali Fethi Gemuhluoğlu'nun vefatının 40. yılında kurmaya karar verdiklerini hatırlatarak, "Süreç içerisinde kime gittiysek müthiş bir enerji ve pozitif cevaplarla karşılaştık. Bu bizi onurlandırdı ve gururlandırdı. Kısa film platformlarıyla toplantılar yaptık. Tecrübe edilmiş festival tavsiyelerini alarak, duyurulara başladık ve dünyanın birçok ülkesinden bize başvurular gelmeye başladı." dedi. Festival bünyesinde her yıl bir ülke belirleyerek, orada etkinlikler yapmaya karar verdiklerini aktaran Soysal, şöyle devam etti: "Bu yıl etkinlikler için Bosna Hersek'i seçtik. Gelecek yıl bir kısa film atölyesiyle dostluk bağı kuracağımız ülkeler olacak ama film gösterimlerimiz Bosna Hersek'te gerçekleştirilecek. Ayrıca festival direktörleriyle görüştük. Sadece bir tematik festival olmadığımızı, aslında başka boyutlarıyla geniş bir yelpazemizin olduğunu uluslararası basına ve direktörlere iletmiş olduk. Başvurularımıza baktığımızda dünyanın 76 ülkesinden 789 dostluk temalı kısa film var. Bunların 17 tanesini yarışmaya değer bulduk." Faysal Soysal, festival bünyesinde film gösterimlerini 4 ana başlıkta izlenime sunacaklarını belirterek, "Yarışma Seçkisi, Kırk Yıllık Hatır, Panaroma ve özel gösterim bölümü. Yarışma bölümünde 17 film var. Hepsi farklı ülkeden. Kırk Yıllık Hatır bölümünde 6 farklı ülkeden 18 film var. Bu bölüm dostluğa, vefaya dair, aynı zamanda festivalimizin kimliğini ve hafızasını oluşturma anlamında önemsediğimiz bir bölüm. Panaroma bölümünde de dünyada ödül almış kısa filmleri seçtik. Bu filmlerin çoğu festivalde Türkiye prömiyerini yapacak. Özel gösterim bölümümüzde de jüri üyelerimizden Kamal Tebrizi'in 'Kertenkele' filmi ile yine jüri üyelerimizden Najwa Najjar'ın 'Hırsızın Gözleri' ve Abbas Kiarostami'nin 'Dostumun Evi Nerede ?' filmleri özel olarak gösterilecek." diye konuştu. Festivalin Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen de Fethi Gemuhluoğlu'nun bu coğrafyaya dost, entelektüel kapasitesi olan gençleri her zaman maddi ve manevi desteklediğine dikkati çekerek, "Bugün yazılan şiirlerde, yapılan filmlerde, ortaya çıkan tüm eserlerin arkasında inanılmaz bir Fethi Gemuhluoğlu değeri vardır aslında. Mesela Bilge Karasu'nun hikayelerinde de, Rasim Özdenören'in hikayelerinde o var. Çünkü Fethi Ağabey kuşatıcı bir Anadolu entelektüeliydi. Öncelikle bu coğrafyanın, medeniyetin çok farkındaydı ve arkasında bir kültür ordusu inşa etti." değerlendirmesinde bulundu. Şen, Gemuhluoğlu'nun aldığı misyonu bugün üstlenen hiçbir kurum, kuruluş ve şahıs olmadığı yorumunda bulunarak, şunları kaydetti: "Biz de dedik ki, 'onun bıraktığı mirasa gençler sahip çıkar.' Bir gün Selman Gemuhluoğlu ve Hasanali Yıldırım arkadaşımızla istişare ederken, gençlerin en çok yaratıcı alanı olan ve onlara ulaşmak adına kısa film festivali üzerinden yol alma kararı verdik. Ben inanıyorum ki başladığımızdan noktadan bugünkü noktaya baktığımızda iyi ki bu karar verilmiş. Bu karar verildikten sonra ben uluslararası olması için direttim. Çünkü global bir dünya var. Herkesin dostluğa ihtiyacı var. Dünya anormal bir kapitalist dönem yaşıyor. İnsanlar sadece çıkarları üzerinden iş görüyor ve bu iyi bir gidişat değil. Biz de medeniyetimizi algılamaktan çok uzaklaşmışız." Toplantıda ayrıca jüri üyelerinden Sezin Akbaşoğulları da yarışmada gösterime sunulacak filmleri açıkladı. Akbaşoğulları, festivalin temasının önemine vurgu yaparak, "Dostluk, çok birleştirici bir tema. Umarım iyi şeylere sebep olur. İyi sinemacıların ortaya çıkmasına sebep olur ve yıllar boyu sürer." temennisinde bulundu. Festivalin gala gecesinde sahne alacak olan müzisyen ve besteci Anjelika Akbar da toplantıda kısa bir konuşma yaptı. Festival programı kapsamında kısa filmler, Bahçeşehir ve İstanbul Üniversiteleri ile Kadıköy ve Beyoğlu sinemalarında seyirciyle buluşacak. Ayrıca Salt Galata'da 15 Aralık'ta "Kısa Filmden Uzun Dostluklara" başlıklı bir söyleşi ile özel film seçkisi katılımcıların beğenisine sunulacak. Aynı zamanda festival kapsamında "Yaşam Boyu Dostluk Ödülü" bu yıl Reis Çelik, Biket İlhan ve Süleyman Turan'a takdim edilecek. Festivalin "Kısa Metraj Film Yarışması" kategorisinde yarışmada dereceye girecek filmlerden birinciye 40 bin, ikinciye 20 bin, üçüncüye 12 bin ile bir kısa filme 15 bin Türk lirası değerinde "Fethi Gemuhluoğlu Dostluk Ödülü" verilecek. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Galatasaray Antrenö rü LJohan Neeskens, bu R]on istedikleri sonuçlara ulaşamadıuklarını vebunun için üzgün olduklarını söyledi. Hollandalı antrenör, Galatasaray Dergisi'nin Haziran ayı sayısında er alan röportdjında, f başarılı olamamalarında takımdaki herkesin sorumlu olduğunu inade ederek, "Bu sezon ğihçil çok üzgün olmalıyız. En azından lig şampiyonu olabilirdik, olamadık. Bu herkehin suçu. Hem teknik heyetin, hem de futbolcuların. Bazı noktalarda oyuncularımın da [M kabahatinin olduğunu düşünmüyor değilim. Hepimiz, aynanın karşısına geçmeliyiz. Bazı maçlarda niteliklerinizin tama mın sahaya yansıtamayabilirsiniz. _ Bu maçlardan ağlup da ayrılabilirsiniz, olbijr, sorun değil. Ancakşunu sormanız lazım, 'Sonuna kadar müzrdele ettik mi acb' Bunu hepimizin sorgulaması gerekir"diye konuştu. Johan Neeskens, en çok sarı-kırmızılı taraftarlar için üzgün PlduğYnu vuruayara, sözlerinişöyle sürdürdü: "Çünkü birz, Türkiye'nin e n iyi taraftarına sahibiz. Ben futbolculuk |ğ kariyerim byuAnca hiç böyle h*r kalabalık karşısında bulunmadım. Barcelona'da her maoı 110 dı traft~ar önün de oynardık. Ama bu 110 bin taraftar, Ali Sami YenStadı'ndaki gürültüyü çıkaramazdı. Bizim taraftarımız, 90dakika boyunca süeküi tezahürat yapabiliyor. Buçok önemli. Futbolculuk kariyerimin Rir bölümünde onların önünde oynjayı çşk isterdim. Bu taraftar, bir futbol olarak benim böylesine arkamda yer alı yor olsaydı, değil 90, 120 dak+ika boyunca hiç durmadan koşabilirdim. /iG uzr de bir avantajımız var artık. Geride bıraktığımız bir yıldan sonra, Türkiye şartlarına Üha hakimiz. Rakiplerimizi tanıyoruz, kulübümüz vetakımımız için neler yapmamız gerektiğini daha iyi biliyoruz.Dolayısıyla, yeni sezon için düşün[ebileDceğmiz yegane sonuç, işlerin bu sezondan daha iyi gideceği blacaktırsl." Oyunculuk yıll arında göıe poş gelen, epci hücum futbolu felsefesi içerisinde bulunduğunuanlatan Neeskens, şunlarıkaydetti: "Biz aynı futbol felsefesibi G alatasara['da da devam ettirfmek üzere buraya geldik. Ancak zamana ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.4-3-3 simstem göze hoş gelen hücum futbolunu oynayabilmekiçin en uygunsaha imç!i dizil:şi Türkiy e'ye geldiğimiz zaman, ̈́örbük ki, hiçbi takım bu şekilde oynamıyor. Genellikle 4-4-2,4-4-1-1 veya 4-2-3-1 gibi sistemler uygulanıyor. Dolayısı yla, daha önceki Ttol kariyerleri boyunca hiçbir zvman 4- u-3 dizilişi içerisinde yer almamış vog yeteneklerini bu şekilde geliştirmemiş oyuncularla, böylesi -´ yeni bi]r e sistemi yerleştirmeye çalıştığınızda bazıuyum sorunları yaşamanız doğa|dır. _̈́ Ancak ̈́E bu sist emin -çinde büyümüş, futbolu bu sistemle oynayaoak öğrenmiş oyuncuların göze hoş ölen hücum futbolu oynayan takımlara kolayl ıkla Ka´adte olabilmelerinin asıl nedenleri de Aen%e b u 4-3-3 dizilişidir." Futbol felsefesiyle ilgili soruları da ı yanıtlayan Hollandalı antrenör, futbolun çoi[ basit bir oyunolduğunu dilegetirerek, ı,"Tp sizdeyserakip gol atamaz, bu bir.Ve to p asla yorulmaz, bu da iki. Bizim basit futbol oynamayı öğrenmemiz g.ekir. Tekpas veya kontrol pas. Ancak kendi mZerinize topu koşturduğunşuzda, hyu?c olarak yer değiştirmeyibilmeniz gerekir. aıd 'İyi oyuncu, maç boyunca ileri geri metrelerce depar atmalı' değil dme istediğim. Pas verirsiniz, daha sonra =|\ da pas alabjleeğiöniz en ueygun yeri seçvek oraya doğru hareketlenirsiniz. Barcelona'nın hyu=n sistemine baktığınızda, topu alan oyunccunun çevgresini! hep boş olduğuna dikkat edön. $m oyuncu, bir önceki pası verdiğinde zaten avantajl´ı konumusağlamış, (erekli pozisyonu korumuştur. Öte F yandan topu aldığ>nda ise kendisine müda^hale edebLlecek herkesten uzaklaşmayı bilmiştir. Soi tmpu takım arkadaşınıza verdiğinivz zaman, j o oyuncutopu kime vereceğini kendisi seçmemeli. Takım arkadaşınız sizden aldığı pasın ardından topu şreFbileceği kims eyi bulamıyorsa eğer, a( onun s uçu değil, onu çevreleyen diğc(eDr oyuncuların kabahatidir"değerlendirmesini yaptı. Johan Neeskens, sezona ihi başlid-ıklarını ve takımlarının, *uyguladfıkları yoÖni sistemden çok keyif al dığını dile getirerk, "Liin ilk 6 haftasından sonra da çekii futbol oynayan,sonuca giden çok ~/ bir takımımız vardı. yh* {Oz sonra irço,k farklı ıduru& gelişti. Oyuncularımızdan bazılarının olmaması, bizi tabii kiçok etkile ddi. Bu rada özellikle Milan Baros'tan bahsetmemiz lazım. BLaros, bizim sistemimizde kendisine verilen hücum o]uncuusu göBrevn son derece başarılı şekild'e y erinegetiren, hızlı, topla birlikteceza sahasının içerisine givebillen, topu tutabi len ve kontrolü altına aldığı topu gol yapana kadar da bırakmayan birfutbolcu. Onun yokluğunda yerini Nonda ile doldurmayaçabaladığımızda, tamamıyla farklı bir dpuru. çıktı kvarşı'ıza" diye konuştu. Tecrübeli antrenör, ir şöyle devam etti: "Baros, topukaybetse dahi iki savunma o-yuncusuna b'irden baskı yapabilen, onları sıkıştıran, rahatsız eden, kısa süreiçerisinde geriye dönüp pozisyon alabilen ve ceüa sahası dışında yer tu tuuğu halde gerEzen durumlarda cezasahası içerisade de işini göre bilen bir hücum oyunĞcusu ike`n, sKn dereceönemli özelliklere sjhip olan Nonda, tamamen farklı bi r jc forvet profili çiziyordu. Nond a, gerçekten çok eatkili, çok güçlü, top tutabilen bir futbolcu. Anc C)k tüm bunları ceza ası içerisinde yapabiliyor. Biz O hücum oyuncusundan cez a sahasının dışında olduğunda da Y bu bölgeye gelerek gol pozisy£n(larıa girmesini bekliyorduk. £e? Ancak Nonda'nın özellikleri tümüyle farklıydı. Geri gelmeyen), o etkili pres apmaKan, cezasahası içerisinde çok etkili oUmasına *aImün cez a hahsı dışından ceza sahasına girişi konusunda bLr Milan Baros kadar yetkin olmayan bir oyuncu olduğu ütj için, Baros'u n yerini Nonda ili dolduramadık. Bir diğer etkiliisim, Harr y Kewell'dı. İşini oldukça başarılı bir şekilde yapıyor, takıma o. fa;ydaı oluyor, goller atıyordu. Birdenbire oyun içerisinde fark yaratan ve sürekli skor üretebilen iki oyuncln^uzan aylar boyunca yoksun kalıyorsunuz. Pu durum Arda =e Sabri için de geçerli." Ligin ilk yarısındadeplasmanda Fenerbahçe ile yaptıkları ve mağlu ojdukerı karş[ılaşmayla ilgili bir soru üzerine Neeskens , şunları kaydetti: ´Birinci dakikada Emre <f Belözoğlu, Baros'a sakatlamaya yönelik bir hareketyaptı. Barosoyun dışı kalırken, E/re sarı kart dahi görmedi. Evet, çok kısa bi r süre içerisinde 2-0 geriye düştük. Sonra bir gol bulduk, oınlaLı enişelendibrdik ve oyunu domineetmeye başladık.Fenerbahçe, geri çekilmek duru >vunda %kaldı. Ancak bu maçta Keita'nın Roberto Carlos'a yumruk savurması gibi çok basit bir hata var. Çü{ü en azından beraberliği yakalayabileceğimize ikna olmuştuk. Bizdaha önce tü m bunla~(rı gördük. Fenerbahçe'nin stadına gideceksiniz, nlar\ın nasıl bir ta vır sergileye_eklerirden eminsiniz. SiHi povok edecekler. Tüm takım biliyordu bunu ki b iz maç öncesinde en azdört veya beş kez konuşmuştuk. Isınma harekyetlerj esnasında yaşanan olayı biliyNrunuz. (Siz kendinizi provoke etme fırsatını karşı tarafa verirseniz ya Oda u dubuma bireysel veya takım olarak tavır almazsanız, sahada£n ga,; ayrılÖmMa psikolojisinden uzaklaşırsınız." | Galatasaray Antrenörü Johan Neeskens, bu sezon istedikleri sonuçlara ulaşamadıklarını ve bunun için üzgün olduklarını söyledi. Hollandalı antrenör, Galatasaray Dergisi'nin Haziran ayı sayısında yer alan röportajında, başarılı olamamalarında takımdaki herkesin sorumlu olduğunu ifade ederek, "Bu sezon için çok üzgün olmalıyız. En azından lig şampiyonu olabilirdik, olamadık. Bu herkesin suçu. Hem teknik heyetin, hem de futbolcuların. Bazı noktalarda oyuncularımın da kabahatinin olduğunu düşünmüyor değilim. Hepimiz, aynanın karşısına geçmeliyiz. Bazı maçlarda niteliklerinizin tamamını sahaya yansıtamayabilirsiniz. Bu maçlardan mağlup da ayrılabilirsiniz, olabilir, sorun değil. Ancak şunu sormanız lazım, 'Sonuna kadar mücadele ettik mi acaba' Bunu hepimizin sorgulaması gerekir" diye konuştu. Johan Neeskens, en çok sarı-kırmızılı taraftarlar için üzgün olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü biz, Türkiye'nin en iyi taraftarına sahibiz. Ben futbolculuk kariyerim boyunca hiç böyle bir kalabalık karşısında bulunmadım. Barcelona'da her maçı 110 bin taraftar önünde oynardık. Ama bu 110 bin taraftar, Ali Sami Yen Stadı'ndaki gürültüyü çıkaramazdı. Bizim taraftarımız, 90 dakika boyunca sürekli tezahürat yapabiliyor. Bu çok önemli. Futbolculuk kariyerimin bir bölümünde onların önünde oynamayı çok isterdim. Bu taraftar, bir futbolcu olarak benim böylesine arkamda yer alıyor olsaydı, değil 90, 120 dakika boyunca hiç durmadan koşabilirdim. Yine de bir avantajımız var artık. Geride bıraktığımız bir yıldan sonra, Türkiye şartlarına daha hakimiz. Rakiplerimizi tanıyoruz, kulübümüz ve takımımız için neler yapmamız gerektiğini daha iyi biliyoruz. Dolayısıyla, yeni sezon için düşünebileceğimiz yegane sonuç, işlerin bu sezondan daha iyi gideceği olacaktır." Oyunculuk yıllarında göze hoş gelen, çekici hücum futbolu felsefesi içerisinde bulunduğunu anlatan Neeskens, şunları kaydetti: "Biz aynı futbol felsefesini Galatasaray'da da devam ettirmek üzere buraya geldik. Ancak zamana ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. 4-3-3 sistemi göze hoş gelen hücum futbolunu oynayabilmek için en uygun saha içi dizilişi. Türkiye'ye geldiğimiz zaman, gördük ki, hiçbir takım bu şekilde oynamıyor. Genellikle 4-4-2, 4-4-1-1 veya 4-2-3-1 gibi sistemler uygulanıyor. Dolayısıyla, daha önceki futbol kariyerleri boyunca hiçbir zaman 4-3-3 dizilişi içerisinde yer almamış veya yeteneklerini bu şekilde geliştirmemiş oyuncularla, böylesi yeni bir sistemi yerleştirmeye çalıştığınızda bazı uyum sorunları yaşamanız doğaldır. Ancak bu sistemin içinde büyümüş, futbolu bu sistemle oynayarak öğrenmiş oyuncuların göze hoş gelen hücum futbolu oynayan takımlara kolaylıkla adapte olabilmelerinin asıl nedenleri de bence bu 4-3-3 dizilişidir." Futbol felsefesiyle ilgili soruları da yanıtlayan Hollandalı antrenör, futbolun çok basit bir oyun olduğunu dile getirerek, "Top sizdeyse rakip gol atamaz, bu bir. Ve top asla yorulmaz, bu da iki. Bizim basit futbol oynamayı öğrenmemiz gerekir. Tek pas veya kontrol pas. Ancak kendi yerinize topu koşturduğunuzda, oyuncu olarak yer değiştirmeyi bilmeniz gerekir. 'İyi oyuncu, maç boyunca ileri geri metrelerce depar atmalı' değil demek istediğim. Pas verirsiniz, daha sonra da pas alabileceğiniz en uygun yeri seçerek oraya doğru hareketlenirsiniz. Barcelona'nın oyun sistemine baktığınızda, topu alan oyuncunun çevresinin hep boş olduğuna dikkat edin. Bu oyuncu, bir önceki pası verdiğinde zaten avantajlı konumu sağlamış, gerekli pozisyonu korumuştur. Öte yandan topu aldığında ise kendisine müdahale edebilecek herkesten uzaklaşmayı bilmiştir. Siz topu takım arkadaşınıza verdiğiniz zaman, o oyuncu topu kime vereceğini kendisi seçmemeli. Takım arkadaşınız sizden aldığı pasın ardından topu verebileceği kimseyi bulamıyorsa eğer, bu onun suçu değil, onu çevreleyen diğer oyuncuların kabahatidir" değerlendirmesini yaptı. Johan Neeskens, sezona iyi başladıklarını ve takımlarının, uyguladıkları yeni sistemden çok keyif aldığını dile getirerek, "Ligin ilk 6 haftasından sonra da çekici futbol oynayan, sonuca giden, çok iyi bir takımımız vardı. Daha sonra birçok farklı durum gelişti. Oyuncularımızdan bazılarının olmaması, bizi tabii ki çok etkiledi. Burada özellikle Milan Baros'tan bahsetmemiz lazım. Baros, bizim sistemimizde kendisine verilen hücum oyuncusu görevini son derece başarılı şekilde yerine getiren, hızlı, topla birlikte ceza sahasının içerisine girebilen, topu tutabilen ve kontrolü altına aldığı topu gol yapana kadar da bırakmayan bir futbolcu. Onun yokluğunda yerini Nonda ile doldurmaya çabaladığımızda, tamamıyla farklı bir durum çıktı karşımıza" diye konuştu. Tecrübeli antrenör, şöyle devam etti: "Baros, topu kaybetse dahi iki savunma oyuncusuna birden baskı yapabilen, onları sıkıştıran, rahatsız eden, kısa süre içerisinde geriye dönüp pozisyon alabilen ve ceza sahası dışında yer tuttuğu halde gereken durumlarda ceza sahası içerisinde de işini görebilen bir hücum oyuncusu iken, son derece önemli özelliklere sahip olan Nonda, tamamen farklı bir forvet profili çiziyordu. Nonda, gerçekten çok etkili, çok güçlü, top tutabilen bir futbolcu. Ancak tüm bunları ceza sahası içerisinde yapabiliyor. Biz o hücum oyuncusundan ceza sahasının dışında olduğunda da bu bölgeye gelerek gol pozisyonlarına girmesini bekliyorduk. Ancak Nonda'nın özellikleri tümüyle farklıydı. Geri gelmeyen, etkili pres yapmayan, ceza sahası içerisinde çok etkili olmasına rağmen ceza sahası dışından ceza sahasına girişi konusunda bir Milan Baros kadar yetkin olmayan bir oyuncu olduğu için, Baros'un yerini Nonda ile dolduramadık. Bir diğer etkili isim, Harry Kewell'dı. İşini oldukça başarılı bir şekilde yapıyor, takıma çok faydalı oluyor, goller atıyordu. Birdenbire oyun içerisinde fark yaratan ve sürekli skor üretebilen iki oyuncunuzdan aylar boyunca yoksun kalıyorsunuz. Bu durum Arda ve Sabri için de geçerli." Ligin ilk yarısında deplasmanda Fenerbahçe ile yaptıkları ve mağlup oldukları karşılaşmayla ilgili bir soru üzerine Neeskens, şunları kaydetti: "Birinci dakikada Emre Belözoğlu, Baros'a sakatlamaya yönelik bir hareket yaptı. Baros oyun dışı kalırken, Emre sarı kart dahi görmedi. Evet, çok kısa bir süre içerisinde 2-0 geriye düştük. Sonra bir gol bulduk, onları endişelendirdik ve oyunu domine etmeye başladık. Fenerbahçe, geri çekilmek durumunda kaldı. Ancak bu maçta Keita'nın Roberto Carlos'a yumruk savurması gibi çok basit bir hata var. Çünkü en azından beraberliği yakalayabileceğimize ikna olmuştuk. Biz daha önce tüm bunları gördük. Fenerbahçe'nin stadına gideceksiniz, onların nasıl bir tavır sergileyeceklerinden eminsiniz. Sizi provoke edecekler. Tüm takım biliyordu bunu ki biz maç öncesinde en az dört veya beş kez konuşmuştuk. Isınma hareketleri esnasında yaşanan olayı biliyorsunuz. Siz kendinizi provoke etme fırsatını karşı tarafa verirseniz ya da bu duruma bireysel veya takım olarak tavır almazsanız, sahadan galip ayrılma psikolojisinden uzaklaşırsınız." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Yalvaç Ağır ea Mahkemesi, Isparta'nıen Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz ettiğini öne sürdşüğü kişiyi öldürdüğü gerekçesiyln, Yargıtay’ın bozma kaar üzerine yeniden yargılanan Nevin Yıldırım’ı, mü ebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Cumhuriyet Başsavcılığı mahkeme kararının onanması v:ö talebinde bulundu.Daire kararı onarsa, kadın sivil toplum örgütlerinin müdahil Fl<uğu davada, kendi sine tecvüz eudip hamile bırakan a damın kafasın keserek ci nayet işleyenNevin yıldırım hakkındakikarar kesinleşmiş olacak. Yalvaç $ğır Ceza Mahkemesi, kend,ine tecavüz ettiği iddiasıyla Isparta Yalvaç'ta Nurettin Gider'i (35) av tü#feğniyle öldürdükten sonra başını kese r- köy meydanı na atan Nevin Yıldırım'ın (32)müebbet hapis cezaına çarptırılmasına karar vermişti. Yargıtay 1'inci C eza Dairesi, yerel ~Bu mahkemenin Nevin Yıldırım'Pın bu fiili işlerken başkalarının dıa yardım ettiği yönünde kanaat oluştuğu görüşünü dikkate alarak, usul yönünden kararı bozdu. Daire’nin bozma kararının ardından Mahkeme yeniden yargılama yaptı. T Yıldırım, suçu kendisinin işlediğini döyledi. Mahkeme, Yıldırım’ın müebbet :afis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Bu kararın ardındandosya Yargıtay’a ge>I. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yalva: Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın onanması yönünde görş yazarak dosyayı yeniden Yargı]tay 1. Ceza Dairesi’şe önderK. Yaşşrpgıtay 1. Ceza Dare=i kararı o nrsa Nevin Yıldırım’ınmüebbet hapis cezası kesinleşmiş olacak. Yalvaç ilçesine bağlı Koruyaka köyünde Nevin Yıldırım, ö8 Ağustos 2012'de kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü Nurettin Gider'i av tüfeSği şi.) öldürdükten son ra başını kesrek z köy meydanına atm´şetı. Aynı üs gözaltına alınan Yıldırım, ertesi gün Isparta E Tipi Kapalı Cekaeine konulmuşt u. Olay günü #^ğ Gider'den aylıkhamile olan Yıldırım, y17 Kasım'da bir ız çocu ğu dünyaya getirmişti. Yıldırım,25 Oca 2r1\5'te yargılandığı mahkemece müebbet hapis cezasınaçarptırılmıştı. | Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi, Isparta'nın Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle, Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yeniden yargılanan Nevin Yıldırım’ı, müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Cumhuriyet Başsavcılığı mahkeme kararının onanması talebinde bulundu. Daire kararı onarsa, kadın sivil toplum örgütlerinin müdahil olduğu davada, kendisine tecavüz edip hamile bırakan adamın kafasını keserek cinayet işleyen Nevin yıldırım hakkındaki karar kesinleşmiş olacak. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi, kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla Isparta Yalvaç'ta Nurettin Gider'i (35) av tüfeğiyle öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atan Nevin Yıldırım'ın (32) müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Nevin Yıldırım'ın bu fiili işlerken başkalarının da yardım ettiği yönünde kanaat oluştuğu görüşünü dikkate alarak, usul yönünden kararı bozdu. Daire’nin bozma kararının ardından Mahkeme yeniden yargılama yaptı. Yıldırım, suçu kendisinin işlediğini söyledi. Mahkeme, Yıldırım’ın müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Bu kararın ardından dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın onanması yönünde görüş yazarak dosyayı yeniden Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı onarsa Nevin Yıldırım’ın müebbet hapis cezası kesinleşmiş olacak. Yalvaç ilçesine bağlı Koruyaka köyünde Nevin Yıldırım, 28 Ağustos 2012'de kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü Nurettin Gider'i av tüfeği ile öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atmıştı. Aynı gün gözaltına alınan Yıldırım, ertesi gün Isparta E Tipi Kapalı Cezaevine konulmuştu. Olay günü Gider'den 6 aylık hamile olan Yıldırım, 17 Kasım'da bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. Yıldırım, 25 Ocak 2015'te yargılandığı mahkemece müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
HDP kş Genel Ba|kunı Sezai Temell, partisinin BMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Gezi barkı ola ylj>rında Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin dvanın o bir türlü sonuçlanmadığını ve faillerin şaşıca çıkarılmadığını ileri sürdü. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin kuşatmasına son vrilmesÖni istey en Temelli, Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'ye ilişkinateşkes Nararının hayata geirilemedyiğini belirtti. İktidardan demokrsi yö .nnd biradım atmasını beklemenin hayal olduğunu vebunu ancak kendilerinin mücadles' ie başarılacağını öne süren Temelli, "Kürt halkına kalkmış h/R kurt işareti y apıyor. Bu işareti yapan 5´ yıldırOsmaniye'den öteye gidemedi. Sende en fazla Osmaniye'ye kadar gidersin" dedi. 'konomik verilere değinen Temelli, "cariaçığın inanılmaz boyutlaöra ulaştığını'' ve sürekli $E zamların yapıldığını iddia et ti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesikararını da +lp eleştiren Temelli, bunun yaı\da kadar müteahhi {/ t varsa hepsine ;Aözl ve rg affı çıkarıldığını öne sürdü. Seim ittifakına ilişkin kanuna değine Teme lli, şöy<lk devam etti: "Referasndumda kılıfsız birşekilde minareyi çalmışlardı, dün tece yangından mal kaçırırcasına 26 maddelik yasayı sabahakadar çalışarak geçirdiler. Böylece aıslına referandumdaki ne kadar hile, ş aibe varsa yasalaşmış oldu. B yasaylaseçime girecek kdar ac z içindeler. H ;ngi koalisyonu kurarlarsakursunlar, hangi siyasi iradeyi ipotek altına alı rlarsa alsınl ar bu tüş yasalara muhtaç oldukları lçi_n acz içindeler, bilin ük bunlar seçmi şimdidenkaybetmişlerdir. Süek'i ‘erken seçim yapmayacağız’ diye dilY getirmelerinden de zaten bu ta laşı anlamaeız mümkün. İttifak mkselesi üzerinden bu şaibei yasaya m;eşruiyet k azandırmaya çalışıyorlar. İttifak kavram olarak kötü birkavram d̈́ğil. Ns*ıl ittif n yaptığınız ön emli. İttifakın kirlsi de va r temizi de va r. Nasıl ittifak yartığınız \üzerinda dönüp yasalara, bu ittifak kanunlarına bakmanız önemli. Bu/ün yapılan bir it>iıfa kanunu falan değildir.Yapılan, seçmen iradesine ipotek koyan bi şaibeli koalisyondur." | HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarında Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin davanın bir türlü sonuçlanmadığını ve faillerin açığa çıkarılmadığını ileri sürdü. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin kuşatmasına son verilmesini isteyen Temelli, Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'ye ilişkin ateşkes kararının hayata geçirilemediğini belirtti. İktidardan demokrasi yönünde bir adım atmasını beklemenin hayal olduğunu ve bunu ancak kendilerinin mücadelesi ile başarılacağını öne süren Temelli, "Kürt halkına kalkmış kurt işareti yapıyor. Bu işareti yapan 50 yıldır Osmaniye'den öteye gidemedi. Sen de en fazla Osmaniye'ye kadar gidersin" dedi. Ekonomik verilere değinen Temelli, "cari açığın inanılmaz boyutlara ulaştığını'' ve sürekli zamların yapıldığını iddia etti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararını da eleştiren Temelli, bunun yanında ne kadar müteahhit varsa hepsine özel vergi affı çıkarıldığını öne sürdü. Seçim ittifakına ilişkin kanuna değinen Temelli, şöyle devam etti: "Referandumda kılıfsız bir şekilde minareyi çalmışlardı, dün gece yangından mal kaçırırcasına 26 maddelik yasayı sabaha kadar çalışarak geçirdiler. Böylece aslında referandumdaki ne kadar hile, şaibe varsa yasalaşmış oldu. Bu yasayla seçime girecek kadar acz içindeler. Hangi koalisyonu kurarlarsa kursunlar, hangi siyasi iradeyi ipotek altına alırlarsa alsınlar bu tür yasalara muhtaç oldukları için acz içindeler, bilin ki bunlar seçimi şimdiden kaybetmişlerdir. Sürekli ‘erken seçim yapmayacağız’ diye dile getirmelerinden de zaten bu talaşı anlamanız mümkün. İttifak meselesi üzerinden bu şaibeli yasaya meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar. İttifak kavram olarak kötü bir kavram değil. Nasıl ittifak yaptığınız önemli. İttifakın kirlisi de var temizi de var. Nasıl ittifak yaptığınız üzerinden dönüp yasalara, bu ittifak kanunlarına bakmanız önemli. Bugün yapılan bir ittifak kanunu falan değildir. Yapılan, seçmen iradesine ipotek koyan bir şaibeli koalisyondur." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
O-at dün saat22.00 sıralarında, MerkezefendiMahallesi'nde meydana geldi. ŞüUrü T. yönetimindeki 20 us BE 638 plakalı otomobille Ğrift yap tı. Sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü farkeden bölgedeki polisekibi, to:obili durdurmak istedi. Polisin 'dur' ihtarınauymayan sürü'cüY otomobiliyle kaçmaya başldı. Şük%ü T. oil polis arasında kovalamac a başladı. 443 dıokak'a giren Şükrü T. otomobilinin direksiyon kontrolünü yitirip,kaldırıla çarptı . Şükrü T.'yi yakalayan j]li., yaptıcı kontrolde sürücünün 0.92 prmil lkollü olduğunu belirledi. Ş;rü T.'ye, rrafZik güvenliğini tehlikeye sokmak','polisin 'dur' ikazına Og uymamak' ve 'alkollü araç kullanmak'suçlarından bin 24E7 TL para `eası kesildi. Ayrı ca,ehliyetine 8 at ehliyetine el koCuldu. Otomobil, çekiciyle Yedi Em u Otoparkı'na götürüldü. | Olay, dün saat 22.00 sıralarında, Merkezefendi Mahallesi'nde meydana geldi. Şükrü T. yönetimindeki 20 BE 638 plakalı otomobille drift yaptı. Sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü fark eden bölgedeki polis ekibi, otomobili durdurmak istedi. Polisin 'dur' ihtarına uymayan sürücü, otomobiliyle kaçmaya başladı. Şükrü T. ile polis arasında kovalamaca başladı. 443 Sokak'a giren Şükrü T. otomobilinin direksiyon kontrolünü yitirip, kaldırıla çarptı. Şükrü T.'yi yakalayan polis, yaptığı kontrolde sürücünün 0.92 promil alkollü olduğunu belirledi. Şükrü T.'ye, 'trafik güvenliğini tehlikeye sokmak', 'polisin 'dur' ikazına uymamak' ve 'alkollü araç kullanmak' suçlarından 6 bin 247 TL para cezası kesildi. Ayrıca, ehliyetine 8 ay ehliyetine el konuldu. Otomobil, çekiciyle Yedi Emin Otoparkı'na götürüldü. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Geçti ğimiz Ekim ayında Grozni'de kulanan Kadirov’un doğumgünü için 5 ÜU milyon do lar %alan ve gece ye katılarak ona "mutlu yaşlar" dileyen Oscar düllü Hilary Swank yine zor duruda... Kadirov'undoğumgününe j katılmasının ardından “Utanç verici bir şey yaptım. Dahaönce Kadirov’u hi´ duymamıştım. Çok ^ daha iyi araştırmam gerekirdi” di=yerek özür dileyen aktris menajerini kovmuş £vr parayı yardım kuruluşlarına bağışlayacağını dil ğ getirmişti. iİngilziz Telegraph gaze tesinin hacernne göre; \yU Londra'da sürgünde olan ayrılıkçı Ççe*n lider Akhm~d Zakayev, şimdi Swank'e ve menajerine bu paraların nerey e gittiğii soruyor. Çeçenistan'da yaşananlarla ilgiliolarak yvrımseverin veinsan hakları örgütünün kendisine bu onuyu sorduğunu söyleyen Zakay ev, Swank'ten yardımın hangi kuruluşlara yapıldığını açıklamasını istiyor. Sank'i^ basın s(zcüsü is e oZuncuiun son dört aydır insan hakları örgütl }i ve dyiğH yardım kuruluşlarıyla sürekli temashalinde olduğunu ancak yardımların isimsiz olarak yapızDığını iddia ediyor. | Geçtiğimiz Ekim ayında Grozni'de kutlanan Kadirov’un doğumgünü için 1.5 milyon dolar alan ve geceye katılarak ona "mutlu yaşlar" dileyen Oscar ödüllü Hilary Swank yine zor durumda... Kadirov'un doğumgününe katılmasının ardından “Utanç verici bir şey yaptım. Daha önce Kadirov’u hiç duymamıştım. Çok daha iyi araştırmam gerekirdi” diyerek özür dileyen aktris menajerini kovmuş ve parayı yardım kuruluşlarına bağışlayacağını dile getirmişti. İngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre; Londra'da sürgünde olan ayrılıkçı Çeçen lider Akhmed Zakayev, şimdi Swank'e ve menajerine bu paraların nereye gittiğini soruyor. Çeçenistan'da yaşananlarla ilgili olarak yardımseverin ve insan hakları örgütünün kendisine bu konuyu sorduğunu söyleyen Zakayev, Swank'ten yardımın hangi kuruluşlara yapıldığını açıklamasını istiyor. Swank'in basın sözcüsü ise oyuncunun son dört aydır insan hakları örgütleri ve diğer yardım kuruluşlarıyla sürekli temas halinde olduğunu ancak yardımların isimsiz olarak yapıldığını iddia ediyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Zirvede, uluslararası terörizm, Güney Çin Deniz'nde%ki kıta sahnlgğı £nlaş(mazlıkları ve bölgede her yıl tekrarlanan orman yangınları gibi konnuların \r) gündeme gelmesi bekleniyor. ASEAN Zirvesi'nearalarında AB Bajş;nı Barack Obama, Çin Başbakanı Li Kıçiang ve Hindistan Başbakanı arenrra Modi'nin de bulunduğu lide rleri pşM katılması bekleniyor. Yaklaşık 3 bin delegenin de syer alacağı zirvenin en önemli gündem maddelerinden birisini de 31 Aralık 2015'te yürürlüğe gmirmesi beklenen "ASEAN Ekonomik TopluMuğu çalışmalaı oluşturuyor. Zirvenin son gününde üye ülkelerin lderleri, ASEAN Ekonomik Topluluğu bellgresini de imzalayacak. Zirvede el e alın`acck bir diğer önemli konu ie ş gribiyle on mücadele Mlacak. Toplantıya katılan ülkelerden Japonya, kuş gribiyle mücadelede şimdiye kadar y.ptığı 2.2 milyon do%larık yardımı, 135 milyon dolarlıkilave mr ardımla sürdüreceğini açıkladı. Zirvede ayrıca, ASEAN' ın gVlecek on yılını belirleyecek politikalacrı içeren b el ̈́e de imzay[ açılacak. Etkinlik sırasında, "ASEAN Diyalog Ortakları", "ASEAN Genç Liderler Zirvesi", "ASEAN İş ve Yatırım Zirvesi", "ASEAN Kadınların Sesi: Kırsal Bölge Kadınlarının Z Fırsatlarını Keşfi" ba#lıkl´ı toplantılar da ytpılaca=. Zirve sırasında Asya ülkeleri arasındaki ğekonomik ilişkiler de ele alınacak. Çarşamba !ünü Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Avust+aly Yeni Zelanda gibiülkelerin de katılacağı "D'ğu Asya Üleeri Brıiği" adı altında yapılacak toplantıda, Asya ve Pasifik ülkelerinde dahaiyi bir ekonomik entegrasyon sağlanması ve uz~n vadede Avrupalıların yaptığının benzeri b ir ortak ptağar hededfleniyor. ASEAN, 1967 yılında Tayland'ın başkenti Bangkok'ta, Endonezya, Malezya, Filipinler, Singa)pur ve Tayland arasında Bangkok Deklarasy onu'nu i !o imzalanmasıyla kuruldu. B irlik, ekonomik, s osyal ve kültürel gelişmenin desteklenmesinin yaEMı sıra bölgesel barışın ve güvenliğin artırılmasını aaçlıyorŞ | Zirvede, uluslararası terörizm, Güney Çin Denizi'ndeki kıta sahanlığı anlaşmazlıkları ve bölgede her yıl tekrarlanan orman yangınları gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor. ASEAN Zirvesi'ne aralarında ABD Başkanı Barack Obama, Çin Başbakanı Li Kıçiang ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin de bulunduğu liderlerin katılması bekleniyor. Yaklaşık 3 bin delegenin de yer alacağı zirvenin en önemli gündem maddelerinden birisini de 31 Aralık 2015'te yürürlüğe girmesi beklenen "ASEAN Ekonomik Topluluğu" çalışmaları oluşturuyor. Zirvenin son gününde üye ülkelerin liderleri, ASEAN Ekonomik Topluluğu belgesini de imzalayacak. Zirvede ele alınacak bir diğer önemli konu ise kuş gribiyle mücadele olacak. Toplantıya katılan ülkelerden Japonya, kuş gribiyle mücadelede şimdiye kadar yaptığı 2.2 milyon dolarlık yardımı, 135 milyon dolarlık ilave bir yardımla sürdüreceğini açıkladı. Zirvede ayrıca, ASEAN'ın gelecek on yılını belirleyecek politikaları içeren belge de imzaya açılacak. Etkinlik sırasında, "ASEAN Diyalog Ortakları", "ASEAN Genç Liderler Zirvesi", "ASEAN İş ve Yatırım Zirvesi", "ASEAN Kadınların Sesi: Kırsal Bölge Kadınlarının İş Fırsatlarını Keşfi" başlıklı toplantılar da yapılacak. Zirve sırasında Asya ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkiler de ele alınacak. Çarşamba günü Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin de katılacağı "Doğu Asya Ülkeleri Birliği" adı altında yapılacak toplantıda, Asya ve Pasifik ülkelerinde daha iyi bir ekonomik entegrasyon sağlanması ve uzun vadede Avrupalıların yaptığının benzeri bir ortak pazar hedefleniyor. ASEAN, 1967 yılında Tayland'ın başkenti Bangkok'ta, Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland arasında Bangkok Deklarasyonu'nun imzalanmasıyla kuruldu. Birlik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin desteklenmesinin yanı sıra bölgesel barışın ve güvenliğin artırılmasını amaçlıyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Düny a genelinde en ok görülen hastalıklardan biriolan aöis Amerika'da yaşayan yaş üzeri insanların yüzde 50'sinde görülüyor. Kalp ve Damar Cerrahi U zuman Prof. Dr. Iüleyman Özkan, Türkiye'de dksiÖn bir rakam olm amakla birlikte10 milyon z%D ve üzerinde hasta olduğunun tahmin edildiğinibelirtti veşunları söyledi: "SSebepl`i $kesn bilinmemepkle beraber geblik, ailesel yatkınlık,yüksek kilolu olmak, hareketsizlik, {oum kontrol hapları varis oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Toplardamar genişlemesi olarakda bilinn varis, estetik görünümün bozulmasının u yanı sır a bacakl\ra ağrıya da neden olabilmektedir.Dünyada çoksık görülen bu damar hatalığının, ü[kemie de kesin bir rakaom olmamakla beraber 10 milyonun üzerinde kişide jduğu tahmin ed~iliyor. `ais tedavisi denince akla ilk olarak ameliyatgelse de , var is tedav,isinde sıklıkla tercih edilen yöntem ameliyatsız tedavilerdir. Buna rağmen varisi tamamen sonlandıracak bir yöntem bulunmGmaktadır<. Çünkü var is hastalığı tekr arlayabilen bir hastalıktır." DHA'nın haberine göre; vücutta toplardamürlar+ın görevinin, kpakçıkları sayemiie kzn akışının kalbe Noğ+u olmasını sağlamaları olduğunu belirten Prof. Dr.Özkan, "Bu olmadığında yer çekiminin etkisi ile kanaşağı {dl;oğru hareket e,|kr ve kan birikimine bağl Eı şişme ve ağrı olur.Aynı zamanda acakta uyuşukluk,kaşıntı ve dşB gece krampları gibi şikayetler Z olabilir. Zamanla ciltte :enCk değişikliği rıve saçık yaralara kadar ilerleyebilen bir durumdur. Genelde *ne ciltte ufak kılcal da marlrarın belirginleşmesiyle başlar, çok kalın yeş:l re nkte damar genişlemeleri ile devam eder. Uzun vadede za rarsızgibi görüne n varis birçok soruna neden olabilmektedir. Bu ned e nle geç kalmadan tedavi Kdi/=esi önemlidir" dedi. Venöz yethzliğain tvtnı s derecesinin doppler ultrasonile konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Bazk durumlarda venografi ile tanı kesinleştirilir. Tutkal benilen tedavi sayesinde, radyo dalgaları velazerle varis tedavisinde cilt üzer nd küçük bi alan uyuşturulur. Tedavi edilcek damara, ince bir kateter ile girilerek lazer Ka da radyofrekans enerjisi ^ey' NItutkal verilmektedir. Cr Benzer işlem bharla da yapılabilir. BöyleRlikle damarlardaki genişlGmezer kurutularak ayok edilir. İşlem 10-15 dakikada tamamlanı. eHastalar işlemden hemen son]a yürüyerek g&dSbilürler. Hiçbir kesmu dikme Ğa anestezi uygumamasın!öa gerek kalmamaktadır [ve hastavlar ğişle B sonrası normal hayata dönmektedir . Uygunzamanda uygun tedavi ile en başarılı p sonucu almak mü mkün olmaktadır" dedi. | Dünya genelinde en çok görülen hastalıklardan biri olan varis Amerika'da yaşayan 50 yaş üzeri insanların yüzde 50'sinde görülüyor. Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özkan, Türkiye'de kesin bir rakam olmamakla birlikte 10 milyon ve üzerinde hasta olduğunun tahmin edildiğini belirtti ve şunları söyledi: "Sebepleri kesin bilinmemekle beraber gebelik, ailesel yatkınlık, yüksek kilolu olmak, hareketsizlik, doğum kontrol hapları varis oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Toplardamar genişlemesi olarak da bilinen varis, estetik görünümün bozulmasının yanı sıra bacaklarda ağrıya da neden olabilmektedir. Dünyada çok sık görülen bu damar hastalığının, ülkemizde de kesin bir rakam olmamakla beraber 10 milyonun üzerinde kişide olduğu tahmin ediliyor. Varis tedavisi denince akla ilk olarak ameliyat gelse de, varis tedavisinde sıklıkla tercih edilen yöntem ameliyatsız tedavilerdir. Buna rağmen varisi tamamen sonlandıracak bir yöntem bulunmamaktadır. Çünkü varis hastalığı tekrarlayabilen bir hastalıktır." DHA'nın haberine göre; vücutta toplardamarların görevinin, kapakçıkları sayesinde kan akışının kalbe doğru olmasını sağlamaları olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, "Bu olmadığında yer çekiminin etkisi ile kan aşağı doğru hareket eder ve kan birikimine bağlı şişme ve ağrı olur. Aynı zamanda bacakta uyuşukluk, kaşıntı ve gece krampları gibi şikayetler de olabilir. Zamanla ciltte renk değişikliği ve açık yaralara kadar ilerleyebilen bir durumdur. Genelde önce ciltte ufak kılcal damarların belirginleşmesiyle başlar, çok kalın yeşil renkte damar genişlemeleri ile devam eder. Uzun vadede zararsız gibi görünen varis birçok soruna neden olabilmektedir. Bu nedenle geç kalmadan tedavi edilmesi önemlidir" dedi. Venöz yetmezliğin tanı ve derecesinin doppler ultrason ile konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Bazı durumlarda venografi ile tanı kesinleştirilir. Tutkal denilen tedavi sayesinde, radyo dalgaları ve lazerle varis tedavisinde cilt üzerinde küçük bir alan uyuşturulur. Tedavi edilecek damara, ince bir kateter ile girilerek lazer ya da radyofrekans enerjisi veya tutkal verilmektedir. Benzer işlem buharla da yapılabilir. Böylelikle damarlardaki genişlemeler kurutularak yok edilir. İşlem 10-15 dakikada tamamlanır. Hastalar işlemden hemen sonra yürüyerek gidebilirler. Hiçbir kesme dikme yada anestezi uygulamasına gerek kalmamaktadır ve hastalar işlem sonrası normal hayata dönmektedir. Uygun zamanda uygun tedavi ile en başarılı sonucu almak mümkün olmaktadır" dedi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Türkiye genelinde şubattageçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 düşerek yüzde 61,9 olarak gerçekleşirken,ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde ıfu 6,6 artışla60,3 avroya yükseldi. Veri ve analiz şirei STR Global'in E ( ) için hazırladığı Şubat 2019 Ülke Performans Raporu'na göre, şubatta ülke genelinde otel doluluk oranlarıgeçen yılın aynı ayına g`öre yüzde azalarak yüzde 61,9 olarak kaydedildi. Ülke ortalamasında doluluklardaki düşüş karşın fiyatlardaki yükŞseliş devam etti. Ortalama günlük sat ılavn oda bedeli şubatta söz konusu dönemde yüzde 6,6 artışla 60,3avroya, oda ba[ındya elde edilen gelir yüzde 5,6 yükselidle 37,3 ahroya ulaştı. Şubatta doluluk ortalaması yüzde 65 olurken, ortalamaoda fiyatı ise 101,1, od başı gelirler 6,7 avroolarak tespit edildi. İstanbul'da Avrupalı turistin geri dönüşünün sürmesiyle otellerdeki canlanma da devam etti. İ stanbul '|d gerçekleşendoluluk artışı Türkiye ortalamasındaki düşüşüyüzde g 1'de tutarken, bu durum oka ht~ fiyatlarına da olumlu yans ıdı. Şubatta İstanbul'da d ü oluluk oranları yüzde 3,1 artarak Oyüzde 67,1'e yüksIldi. İstanbul'da ortalama günlük satılan oda bedeli 73,4 avro ile yüzde 8 artış gösterdi. eoa:lam oda kÜT sayısı [şzerinden Foda başına elde edilen gelirlerde ise yüzde 11,3 artış yaşandı ve 49,2 avro olarak tespit edildi. Yılın ilk 2 ayında 2018'in aynı ^önemi[ne göhe İstanbul'da dolulukoranı yüzde 65,3'ten yüzde64,8'e gerilerken,ortalama günlük satılan oda bedeli 69,5 üoda 75,2 avroya, oda başı elde edilengelir 45/,4 avrodan 48,8 avroya cyükseldi. Antalya'dasöz konusu dönemde oteldolulukları yüzde 2,4 artarak, yüzde 61,3 oldu. Bu lde ortalama &gnnlük satılanoda bedel i 42,2 avro olarak 2018'e göre yüzde 5,7 dü̈́üş öste{di. Tü!plam oRo oda sayısı ü-zerinden oda şbaşZa elde edilen gelirlerde isegeçen yıla ornla yüzde ,4 dü şüş yaşandı ve 25,9 avro olarak ölçüldü. Yılın inl 2 ayıda Antalya'da doluluk oranı 2018'in aynı dönemine göre yüzde 57,2'dn yüzde 60,4'e yükseldi. Ortalama günüŞ he satılan oda bedeli 44,2 avrodan 43,14 avroya gerilerken, oda başına .s elde edilen gelir 25,3 avr|dan d26 avroya çıktı. | Türkiye genelinde şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 düşerek yüzde 61,9 olarak gerçekleşirken, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 6,6 artışla 60,3 avroya yükseldi. Veri ve analiz şirketi STR Global'in ( ) için hazırladığı Şubat 2019 Ülke Performans Raporu'na göre, şubatta ülke genelinde otel doluluk oranları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 azalarak yüzde 61,9 olarak kaydedildi. Ülke ortalamasında doluluklardaki düşüşe karşın fiyatlardaki yükseliş devam etti. Ortalama günlük satılan oda bedeli şubatta söz konusu dönemde yüzde 6,6 artışla 60,3 avroya, oda başına elde edilen gelir yüzde 5,6 yükselişle 37,3 avroya ulaştı. Şubatta doluluk ortalaması yüzde 65 olurken, ortalama oda fiyatı ise 101,1, oda başı gelirler 65,7 avro olarak tespit edildi. İstanbul'da Avrupalı turistin geri dönüşünün sürmesiyle otellerdeki canlanma da devam etti. İstanbul'da gerçekleşen doluluk artışı Türkiye ortalamasındaki düşüşü yüzde 1'de tutarken, bu durum oda fiyatlarına da olumlu yansıdı. Şubatta İstanbul'da doluluk oranları yüzde 3,1 artarak yüzde 67,1'e yükseldi. İstanbul'da ortalama günlük satılan oda bedeli 73,4 avro ile yüzde 8 artış gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden oda başına elde edilen gelirlerde ise yüzde 11,3 artış yaşandı ve 49,2 avro olarak tespit edildi. Yılın ilk 2 ayında 2018'in aynı dönemine göre İstanbul'da doluluk oranı yüzde 65,3'ten yüzde 64,8'e gerilerken, ortalama günlük satılan oda bedeli 69,5 avroda 75,2 avroya, oda başı elde edilen gelir 45,4 avrodan 48,8 avroya yükseldi. Antalya'da söz konusu dönemde otel dolulukları yüzde 2,4 artarak, yüzde 61,3 oldu. Bu ilde ortalama günlük satılan oda bedeli 42,2 avro olarak 2018'e göre yüzde 5,7 düşüş gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden oda başına elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 3,4 düşüş yaşandı ve 25,9 avro olarak ölçüldü. Yılın ilk 2 ayında Antalya'da doluluk oranı 2018'in aynı dönemine göre yüzde 57,2'den yüzde 60,4'e yükseldi. Ortalama günlük satılan oda bedeli 44,2 avrodan 43,14 avroya gerilerken, oda başına elde edilen gelir 25,3 avrodan 26 avroya çıktı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
haberi! Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Meis'e yapılan ter|ör saldırısı girişimine ili,kij Twitter hesabından bir açıklama yaptı. Altun açıklamasında ş u ifadeleri kullanzdı: "DHKP-C’li üki teröristin Türkiye üyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirmeye çlıştıı terör eylemi doğrudan millet iradesini heBef alan b irsaldırı girişi midir. Mi+letimizin huzrunGa [yelik buterör eyleminin iç ve dış tüm b ağlantıları ortaya çıka rıl!cak ve hesap sorulcakn#ır ŞNe odaklar ınca planlandığı anlaşılan buterör saldırısını Tüskürten güvenlik güçlerimizi can-ı gönülden tebrik vdiyoum. Türkiye hiçbir terör örgütüne geçitvermeyecek ve teslimolmayacaktır. G azi Meclisi mize ve milletimizegeçmiş olsun. Bu C vesileyle 31 Mart 2015 tarihinde DHKP-C’li teröristlerce şehit ievilen Cumhuriyet savcımız Mehmet :Sel-m Kiraz’ı bir kez daha saygıyla ve minnetle Uya ediyorum. Mekanıcennet olsu." | haberi! Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Meclis'e yapılan terör saldırısı girişimine ilişkin Twitter hesabından bir açıklama yaptı. Altun açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "DHKP-C’li iki teröristin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirmeye çalıştığı terör eylemi doğrudan millet iradesini hedef alan bir saldırı girişimidir. Milletimizin huzuruna yönelik bu terör eyleminin iç ve dış tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak ve hesap sorulacaktır Şer odaklarınca planlandığı anlaşılan bu terör saldırısını püskürten güvenlik güçlerimizi can-ı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye hiçbir terör örgütüne geçit vermeyecek ve teslim olmayacaktır. Gazi Meclisimize ve milletimize geçmiş olsun. Bu vesileyle 31 Mart 2015 tarihinde DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı bir kez daha saygıyla ve minnetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İzmir'de, e sabah sa atIderinden itibaren kar yağışı başladı. Yaklaşık b haftadır, hissedilir sıcaklığın sıfırın altında ğ dereceye kadar düştüğ ü İzmir\dMe, hava sıcaklığının yükselmesiyle birlikte İzmirler karl t bir sabaha uyanı. İşlerine gitmek çit sabah ~vleriden çıkan İzmirliler, nadirolarak yaşadıkları bu şava olayını, cep telefonları ile görüntüledi. İzmir ~,% Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, kar yağışınınkent genelinde hava scakığı durumuna bağlı olarak öğle saatlerine kadar devam etmesi bekleniyor. Öğle saatlernde rüzgarın Hzdos yönüne h-önmesiyle birlikte ya ğışın önce karla karışık yağmura, akşam saatlerinden itibaren de sağana|ğa dönmes.i bekleniyor. İzmir'deen s- etkili kar yRğışı 29 Aralık L19̈́1 yılında göülmü/, bu tariihte kent merkezindeki karkalınlığı santimetre olarak ölçülmüştü. | İzmir'de, sabah saatlerinden itibaren kar yağışı başladı. Yaklaşık bir haftadır, hissedilir sıcaklığın sıfırın altında 9 dereceye kadar düştüğü İzmir'de, hava sıcaklığının yükselmesiyle birlikte İzmirliler karlı bir sabaha uyandı. İşlerine gitmek için sabah evlerinden çıkan İzmirliler, nadir olarak yaşadıkları bu hava olayını, cep telefonları ile görüntüledi. İzmir Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, kar yağışının kent genelinde hava sıcaklığı durumuna bağlı olarak öğle saatlerine kadar devam etmesi bekleniyor. Öğle saatlerinde rüzgarın lodos yönüne dönmesiyle birlikte yağışın önce karla karışık yağmura, akşam saatlerinden itibaren de sağanağa dönmesi bekleniyor. İzmir'de en son etkili kar yağışı 29 Aralık 1991 yılında görülmüş, bu tarihte kent merkezindeki kar kalınlığı 3 santimetre olarak ölçülmüştü. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
2016 yılında 74 yaşında haya tını kaybeden 'nin 8kızı, 2 ğu vardı. Efsanecvi boksörün mirasndan pay alamadığını sHyleye} en büyük oğlu, ^46 yaşındaki Ali Jr., Mbrr] gazetesine, Miami'de }ülnde 8 olar`a geç inmeye çalıştığını söyledi. Rastdele bulduğu işlerle geçimini sğlamaya çalıştığını söyleyen Ali Jr., "Her işte çalışırım. >İnşaağ, duv ar boyama... Ancak ş u anda hiçbir şey yapmıyorum" dedi. Geçtiğimiz yılın Mart ayında, MuFammed Aliö Jr, ABD'de havalimanında gözaltınaalınıp sorguland ıktan sonra serbe st bırakılmış, Muhammed Ali'ninoğluna birkaç keĞz l"Adını nereden aldın" ve "Müslüman mısın" gibi sorular soran ümrüuk memurunun daha sonra Muhammed Ali Jr.'ı küçük bir oday götürdüğü belirtilmişti. Başkan Donald Trump'ın uygulamaları ve 7 Şubat'ta Miami kentinde Fort Lauderdale Havalimanı'ndaki gözaltına alınma olayı hakkında konuşmuştu. "Ben Amerikalıyım ama artık ken#imi rahat ve güvende hissetmiyorum. Bjbam hayatta aulsD 'Sen Müsltvmnsın. Konuş ve anayasamıza :kulak ver' derdi" açıklamasında bulunmuştu. | 2016 yılında 74 yaşında hayatını kaybeden 'nin 8 kızı, 2 oğlu vardı. Efsanevi boksörün mirasından pay alamadığını söyleyen en büyük oğlu, 46 yaşındaki Ali Jr., Mirror gazetesine, Miami'de günde 8 dolarla geçinmeye çalıştığını söyledi. Rastgele bulduğu işlerle geçimini sağlamaya çalıştığını söyleyen Ali Jr., "Her işte çalışırım. İnşaat, duvar boyama... Ancak şu anda hiçbir şey yapmıyorum" dedi. Geçtiğimiz yılın Mart ayında, Muhammed Ali Jr, ABD'de havalimanında gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra serbest bırakılmış, Muhammed Ali'nin oğluna birkaç kez "Adını nereden aldın" ve "Müslüman mısın" gibi sorular soran gümrük memurunun daha sonra Muhammed Ali Jr.'ı küçük bir odaya götürdüğü belirtilmişti. Başkan Donald Trump'ın uygulamaları ve 7 Şubat'ta Miami kentinde Fort Lauderdale Havalimanı'ndaki gözaltına alınma olayı hakkında konuşmuştu. "Ben Amerikalıyım ama artık kendimi rahat ve güvende hissetmiyorum. Babam hayatta olsa 'Sen Müslümansın. Konuş ve anayasamıza kulak ver' derdi" açıklamasında bulunmuştu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Antalya'nın BbeJ urizm Merkezi'nde kamp yapan siya h-beyazlılar, teknik direktör Şenol Güneş yönetimindve, kaldıkları otelin sahasında gerçekleştirilen antrenmana ısınma hareketleriyle başladı. Futbo-lculöar, güç, dayanıklılık ve pas çalışmalarının arınan 4 minRy>tür kalenin yeraldığı dF+a! alanda maçyaptı. Antrenman, şut çalışm[sıyla sona erdi. Siyah-beyazlılarda sakatlığı devam een Atınç Nukan, kondisyoner eşliğind e takımdan ayrı çalıştı. | Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'nde kamp yapan siyah-beyazlılar, teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde, kaldıkları otelin sahasında gerçekleştirilen antrenmana ısınma hareketleriyle başladı. Futbolcular, güç, dayanıklılık ve pas çalışmalarının ardından 4 minyatür kalenin yer aldığı dar alanda maç yaptı. Antrenman, şut çalışmasıyla sona erdi. Siyah-beyazlılarda sakatlığı devam eden Atınç Nukan, kondisyoner eşliğinde takımdan ayrı çalıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
H)aretz ga zeẗ́sLine konuşan İsr isli b /ir yetkili, yapılan 3 tur görüşmelere karşın görüş ayrılıklarının giderilemediğinisöyledi. İsrailli yetkili, taraflar arasındaki sn görüşmenin 15 Mayıs'ta Washington'da Dışişleri Bakanlığı *steşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrail Başbakanı Binya min Netanyahu'nun temsilcisi J :{eph Ciechanover arasında gerçekleştiğini kaydetti. İsrailli ğp yetkili, kv "tazminatın miktarı dışında, büyükelçilerindönmesi de dahil anlaşmanın pek çok maddesinde uzlaşıldı" dedi. +sraiLlli yetkili, Türklerin İsrail'in ödemeye hazır olduğunda çok daha büyükbir KitaT istediğini bunun h'len tartışılı~ğını belirtti. İsrail gazetesUi Haaretz, İsrail'in travi Mar mara baskınında ölen9 Türk'ün her bir ailesine 100 bin dolar ödemeye hağdırkenr Türklerin ise her auiley 1 milyon dola< ödenmesini istediğini ya;dı. | Haaretz gazetesine konuşan İsrailli bir yetkili, yapılan 3 tur görüşmelere karşın görüş ayrılıklarının giderilemediğini söyledi. İsrailli yetkili, taraflar arasındaki son görüşmenin 15 Mayıs'ta Washington'da Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun temsilcisi Joseph Ciechanover arasında gerçekleştiğini kaydetti. İsrailli yetkili, "tazminatın miktarı dışında, büyükelçilerin dönmesi de dahil anlaşmanın pek çok maddesinde uzlaşıldı" dedi. İsrailli yetkili, Türklerin İsrail'in ödemeye hazır olduğunda çok daha büyük bir miktar istediğini bunun halen tartışıldığını belirtti. İsrail gazetesi Haaretz, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölen 9 Türk'ün her bir ailesine 100 bin dolar ödemeye hazırken, Türklerin ise her aileye 1 milyon dolar ödenmesini istediğini yazdı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Karadeniz'de Gerze açıkğarında batan, bir kişini n öldğ, 2 kişinin kurtarıldığı balıkçı teknesinde kaybolan Murat Yağcı'nın bulunması am^cıyla dün kah a ra verilen çalışmalara sabah aatlerinde yenuden başlandı. SdnaIhil güvenlik ekibi, kuvve tli rüzgara ramen Karadeniz'de Yağdcı'n bulunması i=in çalışmalarına devam ediyor. Gerze il çesi Döngel mevkisinde dün, batan balıkçı teknesinde bulunanlardan Nadir Özeryaşamını yitirmiş, Güray Yılmaz ve Gürkan Çetin kurtarılmış,Murat Yağcı ise kaybolmuştu. Yılmaz .şm ve Çetin, Gerze'deki tedavilerinin arrdından Sinop Devlet Ha stanesine dek edilmişti!. | Karadeniz'de Gerze açıklarında batan, bir kişinin öldüğü, 2 kişinin kurtarıldığı balıkçı teknesinde kaybolan Murat Yağcı'nın bulunması amacıyla dün akşam ara verilen çalışmalara sabah saatlerinde yeniden başlandı. Sahil güvenlik ekibi, kuvvetli rüzgara rağmen Karadeniz'de Yağcı'nın bulunması için çalışmalarına devam ediyor. Gerze ilçesi Döngel mevkisinde dün, batan balıkçı teknesinde bulunanlardan Nadir Özer yaşamını yitirmiş, Güray Yılmaz ve Gürkan Çetin kurtarılmış, Murat Yağcı ise kaybolmuştu. Yılmaz ve Çetin, Gerze'deki tedavilerinin ardından Sinop Devlet Hastanesine sevk edilmişti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü , şarzaf,ından Şayrat Hava Üssüneyönelik bu sabah şerçekleştirilen hava saldıPrıtsını, rejiminin savaş suçğarına karşı verilmiş olumlsu bi r cevap olarak değerlendirdiklerinibelirtti. Cumhurbaşkanlığı SözcüsüKalın, ABD'nin 'de hava üssünü vurmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kalı, "Amerika Birleşik Devletleri tarafından Humus’ta mğY bulunan Şayrat Hava Üssü’ne yönelik bu sabah gerçekleştirilen h /ava saldırısını, Esed #}y rejiminin savaş uu suçlarına karşı ve>ilmiş o lumlubir cevap olarakdeğerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.İdlib'de 4 NisanSalı günü yaşananların, l%i ianpı Esed rejiminin siyasi geçiş sürecini ve ateşkes çabalarını hiçe saydığını ye-nideYn göster diğini belir ten Kalın, şunları kaydetti: "Bu tür saldırılardan kaçan 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye olarak mbu saldırıyı bir kez daha _ınıycruz. Şayrat Hava Üssünün kullanılamaz hale getirilmesi, sivillere yönelik kimyasalve eonvansiyonel $ saldırıların cevapsız kalmaması açısından önemli bir adımdır. Benzer katliamlarınyeniden yaşanmaması için acilenuçuşa yasak bölge ve g%üvenli bölgenin hay[tj{ geçirilmei gerekmektedir. Suriyedeki insanikrizin sona erdirilmesi adı.na uluslararası to plumun birlik içinde hareket etmesi önem arzetmektedir." | Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü , tarafından Şayrat Hava Üssüne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendirdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD'nin 'de hava üssünü vurmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kalın, "Amerika Birleşik Devletleri tarafından Humus’ta bulunan Şayrat Hava Üssü’ne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, Esed rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı. İdlib'de 4 Nisan Salı günü yaşananların, eli kanlı Esed rejiminin siyasi geçiş sürecini ve ateşkes çabalarını hiçe saydığını yeniden gösterdiğini belirten Kalın, şunları kaydetti: "Bu tür saldırılardan kaçan 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye olarak bu saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. Şayrat Hava Üssünün kullanılamaz hale getirilmesi, sivillere yönelik kimyasal ve konvansiyonel saldırıların cevapsız kalmaması açısından önemli bir adımdır. Benzer katliamların yeniden yaşanmaması için acilen uçuşa yasak bölge ve güvenli bölgenin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Suriyedeki insani krizin sona erdirilmesi adına uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesi önem arzetmektedir." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), ''terör örgütüpropagandası'' yapmaktan hapis cezası kesinleşen KCK davası tutuklusu a?ip Dicle'nin u milletvekilliğinin o y birliğiyle düşürülmesine karar ver di. Bukararla birlikte Meclis'_ giren Bağımsızların sayısı 35’e düşerken, AğK Parti’li milletvekili s)ayısı 327e yükseldi. Hatip Dicle’Pnin syerine AK Parti Diyarbakır 6. sıra adayı Oya Eronat vekil olmaya hak kazandı. Seçimden 10 gün sonra dilletveki}i olan Oy Eronat, avukatı aracılığıya mazbatasını aldı. Eronat,Diyarbakır’da 2008 yılında bir dershanenin önünde patlayan PKK bombasında 17 yaşındayi oğlu Eren Şahin’i kaybetmişti. | Yüksek Seçim Kurulu (YSK), ''terör örgütü propagandası'' yapmaktan hapis cezası kesinleşen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin oy birliğiyle düşürülmesine karar verdi. Bu kararla birlikte Meclis'e giren Bağımsızların sayısı 35’e düşerken, AK Parti’li milletvekili sayısı 327'ye yükseldi. Hatip Dicle’nin yerine AK Parti Diyarbakır 6. sıra adayı Oya Eronat vekil olmaya hak kazandı. Seçimden 10 gün sonra milletvekili olan Oya Eronat, avukatı aracılığıyla mazbatasını aldı. Eronat, Diyarbakır’da 2008 yılında bir dershanenin önünde patlayan PKK bombasında 17 yaşındaki oğlu Eren Şahin’i kaybetmişti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Sivil havacılık sektöründe son yıllağrda artan yolcu sayısıyla birlikte Aa havalimanlarında anons kirliliğide giderek artmaya başladı. Bu soruna çözüm getiren Sessiz Haval;man Projesi kapsamında A [[o tatürk avalmanı&’nda yapılan anonslardakısıtlamalar getirilmeye deam ediliyor. Atatürk Havalimanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding, gürültü kirliliğini önlemek amacıylaAtatürk Havalimanı’ndŞ DışHatlar Geliş katında yapılan "... üçaı havalimanınıza inmiştir’ anonzsu£nu yapmama kararı ]_k aldı. m/ış Hatlar Gidiş katında kapı değişikliği anonslarının ise kara tarafında değilyalnızca ptsaport kontrol noktası sonrası arIndırılmış bölgede yapılacağı belirtildi. | Sivil havacılık sektöründe son yıllarda artan yolcu sayısıyla birlikte havalimanlarında anons kirliliği de giderek artmaya başladı. Bu soruna çözüm getiren Sessiz Havalimanı Projesi kapsamında Atatürk Havalimanı’nda yapılan anonslarda kısıtlamalar getirilmeye devam ediliyor. Atatürk Havalimanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding, gürültü kirliliğini önlemek amacıyla Atatürk Havalimanı’nda Dış Hatlar Geliş katında yapılan "... uçağı havalimanınıza inmiştir’ anonsunu yapmama kararı aldı. Dış Hatlar Gidiş katında kapı değişikliği anonslarının ise kara tarafında değil yalnızca pasaport kontrol noktası sonrası arındırılmış bölgede yapılacağı belirtildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 15 kilCgram khat bitkisini yurda sokmak Bstenen yabancıuyruklu 2kişi tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ö Narkotik HG Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, 23Mart'ta düzenl e]!önen operasyondaEtiyopya’nın başkenti AddisAbaba'dan tarifeli uçakla Atatürk Havali manı’na gelen İsviçre uyruklu erkek yolcu F.A.( 58) zU şüphe üzerine takibme alındı. Ekiplerce durd]urulan F.A'*ın valizde yapılan aramada 10 kilogram 181 gra_ k<jt bitkisi tespit edildi. Aynı >n Addis Ababa'dan gelen Etiyopya uyrukl u erkek ´!| yolcu A.Yh.V'nin (20 valizinde yapılan aramadaise 4 kilo911 gram khat bitkisi bulundu. Gözaltına alınan 2 nf? şüpheli, sev k edildikleriadliyede l çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. | Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 15 kilogram khat bitkisini yurda sokmak isteyen yabancı uyruklu 2 kişi tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, 23 Mart'ta düzenlenen operasyonda Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa'dan tarifeli uçakla Atatürk Havalimanı’na gelen İsviçre uyruklu erkek yolcu F.A.(58) şüphe üzerine takibe alındı. Ekiplerce durdurulan F.A'nın valizde yapılan aramada 10 kilogram 181 gram khat bitkisi tespit edildi. Aynı gün Addis Ababa'dan gelen Etiyopya uyruklu erkek yolcu A.Y.T'nin (20) valizinde yapılan aramada ise 4 kilo 911 gram khat bitkisi bulundu. Gözaltına alınan 2 şüpheli, sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Dışişleri Bakan ı Feridun Sinirlioğlu noce Meksika, Endonezya, Koreve Avus tralya dışişleri akanlarıyla kahvaltıda görüştü. rdın>dan Türk Konseyi'ne üye ülkeler Kırgızistan, Azerbaycan ve Kazakistan'ın dıGişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı görüşmelere de eşlik eden Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs emas grubu toplantısına da katıldı. | Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu önce Meksika, Endonezya, Kore ve Avustralya dışişleri bakanlarıyla kahvaltıda görüştü. Ardından Türk Konseyi'ne üye ülkeler Kırgızistan, Azerbaycan ve Kazakistan'ın dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı görüşmelere de eşlik eden Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs temas grubu toplantısına da katıldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
ÖVzjbekistan Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklaması ntaö Üırgızimstan'a gönderilen insa]ni yardımların ülkenin güneyine kadar ulaşmadan başkent Bişkek'te k̈́ld#ğı 'vhe yalnızca Kırgızlar arasında dağıtıldığıbelirtildi. Açıklamada, "esas insani yardıma ihtiyacı oln Özbeklerinise bu yardımlara uzak ka ldığı" iade edildi. Açıklamada, Kırgızistan'daki olaylarnedeniyle ülteci akınının sürdüğü ve Özbekistan hükümetinin bu mültecilere yatak, battaniye, gıda, ıctak yem ek ve sağlık yardımları yaptığı bildirildi. Kırgızistan ile Özbekistamn sınırında Özbekistan'a sığınmak üzere toplanan Özbek müteciler de, uluslararası toplumun gönderdiğiinsani yardmların kendilerine ulaşmadığını önZKe sürüyorlar. Bu arada olaylardan kaçkn mültecileriçin yurtdışından ilk insani yardım uçağının, bugün Özbekistan'ınAndican şehrine gelmesi bekleniyor. | Özbekistan Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında, Kırgızistan'a gönderilen insani yardımların ülkenin güneyine kadar ulaşmadan başkent Bişkek'te kaldığı ve yalnızca Kırgızlar arasında dağıtıldığı belirtildi. Açıklamada, "esas insani yardıma ihtiyacı olan Özbeklerin ise bu yardımlara uzak kaldığı" ifade edildi. Açıklamada, Kırgızistan'daki olaylar nedeniyle mülteci akınının sürdüğü ve Özbekistan hükümetinin bu mültecilere yatak, battaniye, gıda, sıcak yemek ve sağlık yardımları yaptığı bildirildi. Kırgızistan ile Özbekistan sınırında Özbekistan'a sığınmak üzere toplanan Özbek mülteciler de, uluslararası toplumun gönderdiği insani yardımların kendilerine ulaşmadığını öne sürüyorlar. Bu arada olaylardan kaçan mülteciler için yurtdışından ilk insani yardım uçağının, bugün Özbekistan'ın Andican şehrine gelmesi bekleniyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Önceki gün “Sö:lemezsem Olmaz” programınakonuk olanTahir Sarıkaya, Deniz Seki’nin cezaevinden çıkacağı tarihi bildiğini iddia etti. Sarıkaya, ̈́yayın sırasında ünlü s]natçının ancak iki yıl sonra tahliye edilebileceğini söyledi: “Deniz Seki cezaevi kütüphanesinde yeni şarklar yazıyor. Çıktıktan sonra albüm yapacak. 5 Haziran2016 yılında da Kocaeli Açık Kadın Cezaevi’ne gönderilecek. Burada ailesini daha rahat görebilecek. Bundan 2 yıl so =nrau yani 5 tfj Haziran 2017’de de sabah 08:00’de tahliye olacak.” Bu arada Deniz Seki’nin cezaevinde yazmaya başladığı ve kadın hikayelerini derlediği kitaşbın da bitirmek üzere olduğu öğrenildi. | Önceki gün “Söylemezsem Olmaz” programına konuk olan Tahir Sarıkaya, Deniz Seki’nin cezaevinden çıkacağı tarihi bildiğini iddia etti. Sarıkaya, yayın sırasında ünlü sanatçının ancak iki yıl sonra tahliye edilebileceğini söyledi: “Deniz Seki cezaevi kütüphanesinde yeni şarkılar yazıyor. Çıktıktan sonra albüm yapacak. 5 Haziran 2016 yılında da Kocaeli Açık Kadın Cezaevi’ne gönderilecek. Burada ailesini daha rahat görebilecek. Bundan 2 yıl sonra, yani 5 Haziran 2017’de de sabah 08:00’de tahliye olacak.” Bu arada Deniz Seki’nin cezaevinde yazmaya başladığı ve kadın hikayelerini derlediği kitabını da bitirmek üzere olduğu öğrenildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
AK Parti'li Ahmet Aydoğmuş, 2ı1 Şubat Pazar günü Çorum'da yapılan kongrede yaptğiı konuşmada"Bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli" demişti. Milletvekilinin sözlerinin medyada yer almasyla Ayd!oğmuş büyük tepki aldı. ACP Parti, milletvekilini disipin kuruluna [ek etti,CHP is! Aydoğmuş'la ilgili Çorum Cumh?riyet Başsavcılığı'na &K suç nı duyurusunda blundu. Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş, bugün yeniaçıklamalar yaptı. Basında çıkan yakıştırmaları kabul etmediğini vurgulayan Aydoğmuş, konuşmasının tamamı incelendiğinde u hiçbir hakaret içeren söz kullanmadığını söyledi. Aydoğmş, şöyle ko nuştu: ''bo-uşmamın tamamı incelendiğinde, ne AKParti muhalifolerine, ne de t plumun herhangi bir kesimine , kişi ya da kurumlarına yönelik hakaret ya da rencide edici bir öz söylemediğim görülecektir. Bu konuşma kalabalık bir kitlenin karşısında yapılmış siyasi bir ko,uşmadır. KÜonuşma heyecanı ve duygusallığı içerisindekürsü sorumsuzluğu ile maksaedı aşa n sözler söylemişsem başta mensubu olduğum AK Parti'den ve Y ;Zf üce Türk Milletinden özür dilerim.'' Ahmet Aydoğuş, "B z süreç soucuna AK Part tarafından verilecek kararı saygı ile karşılayacağımı, şimdiden kamuoyu ile paylaşıyorum'' ,ijye konuştu. | AK Parti'li Ahmet Aydoğmuş, 21 Şubat Pazar günü Çorum'da yapılan kongrede yaptığı konuşmada "Bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli" demişti. Milletvekilinin sözlerinin medyada yer almasıyla Aydoğmuş büyük tepki aldı. AK Parti, milletvekilini disiplin kuruluna sevk etti, CHP ise Aydoğmuş'la ilgili Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş, bugün yeni açıklamalar yaptı. Basında çıkan yakıştırmaları kabul etmediğini vurgulayan Aydoğmuş, konuşmasının tamamı incelendiğinde hiçbir hakaret içeren söz kullanmadığını söyledi. Aydoğmuş, şöyle konuştu: ''Konuşmamın tamamı incelendiğinde, ne AK Parti muhaliflerine, ne de toplumun herhangi bir kesimine, kişi ya da kurumlarına yönelik hakaret ya da rencide edici bir söz söylemediğim görülecektir. Bu konuşma kalabalık bir kitlenin karşısında yapılmış siyasi bir konuşmadır. Konuşma heyecanı ve duygusallığı içerisinde kürsü sorumsuzluğu ile maksadı aşan sözler söylemişsem başta mensubu olduğum AK Parti'den ve Yüce Türk Milletinden özür dilerim.'' Ahmet Aydoğmuş, "Bu süreç sonucunda AK Parti tarafından verilecek kararı saygı ile karşılayacağımı, şimdiden kamuoyu ile paylaşıyorum'' diye konuştu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Ba şbakanlık, Yurtdışı Türkler h Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda çalıştırmak üzere 1 4 şşi alacak. Aranılan bu uzmanlar Amanca, Arnavutça, Boşnakça, Bulgarca, Çince, Fransızca, HolĞandacağ İngilizce ve Rusça dillerini blMecek ve Yurtdışı Türkler veAkraba Topluluklar uzmanı olarak görev yapacak. 6 Kasım’da yapılacak sınvı kazananlar, çalışma performanslarına göre yılda 6 omaaş ikramiyeyle ödüllendirilecekler. brüt maaşları `igü kadro derecelerinegöre 1500 iü.a 220#0 lira arasında değişece . Mart ayında kabul dien 5938Sayısı YurÜtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, alınacak uzmanlar ka_ro derecelerine görane maaşalacaklar. Bu çerçeh.ede yedinci dereceden brir uzmana brüt olarak, en az bi n 4 91 lir´ en çok 2 bin 69 lira maaş bağlanacak. |G Ancak kdrosju birinci e!ecme olan bzr uzman ise en az 1G02 lira, en çok ise 2 bin 20V lira brüt aRı olacak. Hürrriyet'in haberine göre, uzmanlara maaşlarının yanı sıra Ocak: Nisan , Temmuz ve Ekim’de &mak üzere yılda 4 kez ikramiye verildhek? Üstün gayret gösterenler ve emsa llerine ö?e başarılı çalışmalar yaptıkları tespit edilenlere ise Başkanın onayı i<le Haziran ve Aralık aylarında ‘teşvikikramiyesi’ verilecek. Böylece başarılıbir uzm,anını, bir ay tek bir ay çift maaş lmN iL hakkı olacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik’_e bağlanan Yu+rdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlı_ı, _I - Yurtdışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yap /v mak ve sorunlarına çöAzüm üretmek, Soy daş ve akra ba topluluklar ile sosy al, kültürel o> ekonmik ilişkilerin geliştirilmesi aymacıyla bu topluluklara yönelik faaliyetler yürütmek, - Avru pa Birliği çerçevesinde şş yürütülen proejyler hari ç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca ülkemizde eğitim görmesi uyg u;Kn görülenlerle, uluslararası alaşmhalar çerçevesinde ülkemize gelen öğrencilerin, ülkemizdeki eğitim süreçerinin babarılO übir şekilde snuçlandırılması için heır türlü esası belirleyerek, ilgili kurumlar arasındakikoordinasyonu sağlamak üzere ku ruldu. | Başbakanlık, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda çalıştırmak üzere 14 kişi alacak. Aranılan bu uzmanlar Almanca, Arnavutça, Boşnakça, Bulgarca, Çince, Fransızca, Hollandaca, İngilizce ve Rusça dillerini bilecek ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar uzmanı olarak görev yapacak. 6 Kasım’da yapılacak sınavı kazananlar, çalışma performanslarına göre yılda 6 maaş ikramiyeyle ödüllendirilecekler. Brüt maaşları ise kadro derecelerine göre 1500 ila 2200 lira arasında değişecek. Mart ayında kabul edilen 5938 Sayısı Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, alınacak uzmanlar kadro derecelerine göre maaş alacaklar. Bu çerçevede yedinci dereceden bir uzmana brüt olarak, en az bin 491 lira, en çok 2 bin 69 lira maaş bağlanacak. Ancak kadrosu birinci derece olan bir uzman ise en az 1602 lira, en çok ise 2 bin 205 lira brüt maaşı olacak. Hürrriyet'in haberine göre, uzmanlara maaşlarının yanı sıra Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim’de olmak üzere yılda 4 kez ikramiye verilecek. Üstün gayret gösterenler ve emsallerine göre başarılı çalışmalar yaptıkları tespit edilenlere ise Başkanın onayı ile Haziran ve Aralık aylarında ‘teşvik ikramiyesi’ verilecek. Böylece başarılı bir uzmanın, bir ay tek bir ay çift maaş alma hakkı olacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik’e bağlanan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, - Yurtdışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapmak ve sorunlarına çözüm üretmek, - Soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla bu topluluklara yönelik faaliyetler yürütmek, - Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen projeler hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca ülkemizde eğitim görmesi uygun görülenlerle, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ülkemize gelen öğrencilerin, ülkemizdeki eğitim süreçlerinin başarılı bir şekilde sonuçlandırılması için her türlü esası belirleyerek, ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere kuruldu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Hamas'a bağlı Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan ;e yazılı açıklamaya göre, yaklaşık on gü önce Hamdallah'ın konvoyunuhedef alanbombalı saldırıyla ilgili aranan şüphelilere, güvenlikgüçlerince Gazze 'de operasyon düzenlendi.Operasyon sırasında çıkan çaışmada saldırının baş şüphelisi Enes Ebu Husa ile a-Kaanlar listesinde yer alan Abdulhadi el-Eşheb'inöldüğü U belirtildi. Çatışma suıraIsında ağır yaralanan Eşheb'in kaldırıldığı ~Ma hastanede öldüğü kaydedilen ahçıklamada, operasyonda ayrıca 2 güvenlik görşvflisinin yaşamını yi;irdği aktarıldı. EAçıklamaga olayAn şüphelilerinden birinin de gözaltına alındığı -öp ifade edildi. uİç̈́şl}ri Bakanlığı dün, Hamdallah 'ın konvoyunu hedef a'an saldırıyla ilgili yürütülen s oruşturmalur kapsamında saldırının tt baş şüphelisinin Ene sAbdulmalik Abdulkadir Ebu Husa olarak tespit ediuldiği suçlunun yakalanszsı için çalışmaların yürütüldüğünü açıklamıştı. Haas tarafından yönetilen Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'dan gelen Hamdallah 'ın Gazze Şeridi'ne giriş yapan konvo yunda bomba patladığını duyurmüuş ve yaralı olmadığını if ade etmişti. Filistin resmi ajansı WA FA'nış ha berinde ise Hamdalla h ile kendisine eşlik eden Filistin İstihbarat Ba,şkanı Macid Ferec'in konvoyunt bombalı Ing saldırı düzenlendiği ve saldırıda 7 kişinin yaralandığıbelirtilmişti. Olayın ardından Filistinyönetiminden yapılan açıklamada, söz konusu patlamanınsorumluluğunun Hamas'a ait olduğu iddia edilmişti. Filistin İstihbarat Başkanı Ferec ise söz konusu saldırının Filistinulusal birliğini hedef aldığını vurgulayarak, "Sanırım b}r tarafı suçlamak için erken. Acak her kim burada hakiHe toprakların güvenliğine ilişkin tam sorumluluğu alır." demişti. Filis o tin Başbakanı Hamdallah, 13 Mar t'hta !azze'ye yaptığı [ziyaret sırasında konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıdan yara almadan kurtulmuş, Hamas ve sIş Fetih hareketleri de söz konusu saldırıyı kınamıştı. | Hamas'a bağlı Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, yaklaşık on gün önce Hamdallah'ın konvoyunu hedef alan bombalı saldırıyla ilgili aranan şüphelilere, güvenlik güçlerince Gazze'de operasyon düzenlendi. Operasyon sırasında çıkan çatışmada saldırının baş şüphelisi Enes Ebu Husa ile arananlar listesinde yer alan Abdulhadi el-Eşheb'in öldüğü belirtildi. Çatışma sırasında ağır yaralanan Eşheb'in kaldırıldığı hastanede öldüğü kaydedilen açıklamada, operasyonda ayrıca 2 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği aktarıldı. Açıklamada, olayın şüphelilerinden birinin de gözaltına alındığı ifade edildi. İçişleri Bakanlığı dün, Hamdallah'ın konvoyunu hedef alan saldırıyla ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında saldırının baş şüphelisinin Enes Abdulmalik Abdulkadir Ebu Husa olarak tespit edildiği, suçlunun yakalanması için çalışmaların yürütüldüğünü açıklamıştı. Hamas tarafından yönetilen Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'dan gelen Hamdallah'ın Gazze Şeridi'ne giriş yapan konvoyunda bomba patladığını duyurmuş ve yaralı olmadığını ifade etmişti. Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberinde ise Hamdallah ile kendisine eşlik eden Filistin İstihbarat Başkanı Macid Ferec'in konvoyuna bombalı saldırı düzenlendiği ve saldırıda 7 kişinin yaralandığı belirtilmişti. Olayın ardından Filistin yönetiminden yapılan açıklamada, söz konusu patlamanın sorumluluğunun Hamas'a ait olduğu iddia edilmişti. Filistin İstihbarat Başkanı Ferec ise söz konusu saldırının Filistin ulusal birliğini hedef aldığını vurgulayarak, "Sanırım bir tarafı suçlamak için erken. Ancak her kim burada hakimse toprakların güvenliğine ilişkin tam sorumluluğu alır." demişti. Filistin Başbakanı Hamdallah, 13 Mart'ta Gazze'ye yaptığı ziyaret sırasında konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıdan yara almadan kurtulmuş, Hamas ve Fetih hareketleri de söz konusu saldırıyı kınamıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Yapılan açıklamada Suriye'de bulunan ve İran'ın Kuds birliklerine avt hedeflerin vurulduğu belirtildi. Suriye ordusuna İsrail güçler ineve topraklarına zarar vermemesi konusunda uyar oda b ulundu. Suriye ordusu ise va savunmasistemlerinin düşman güçleYri ükürttüğü̈́nü ve birden fazla edef düşürdüğünü açıkladı. Bu hedeflerin uçaklarmı yoksa füzeler mi olduğu konusunda ayrıntı verilmedi. İsrail ordusu dn ie Golan Tepeleri'nin kuipzeyine atilan bir roketin, "Demir Kubbe" fü ze savunma sistemitarafindan imha ed̈́diğii açiklamıştı. Suriye ise ülkenin güneyinedüzenlenen İsrail hava saldırısının büskürteldüğ)nü duyurmuşotu.. | Yapılan açıklamada Suriye'de bulunan ve İran'ın Kuds birliklerine ait hedeflerin vurulduğu belirtildi. Suriye ordusuna İsrail güçlerine ve topraklarına zarar vermemesi konusunda uyarıda bulundu. Suriye ordusu ise hava savunma sistemlerinin düşman güçleri püskürttüğünü ve birden fazla hedefi düşürdüğünü açıkladı. Bu hedeflerin uçaklar mı yoksa füzeler mi olduğu konusunda ayrıntı verilmedi. İsrail ordusu dün ise Golan Tepeleri'nin kuzeyine atilan bir roketin, "Demir Kubbe" füze savunma sistemi tarafindan imha edildiğini açiklamıştı. Suriye ise ülkenin güneyine düzenlenen İsrail hava saldırısının püskürtüldüğünü duyurmuştu.. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Fındık #y Tarım Satış Koope r£tif]eri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, fındık fiyatının 3 dolar olması gerektiğni söyledi. Bayraktar, rekoltenin az olduğu dönemde fındık fiyatı geçe, yılki fiyatlarıyakalayamazsa üreticinin mağdur olacağını kaydetti. Bayra ktar, “ Dünyanın kabul ettiği rakam 3 dolardı r. B ize göre de 3 dolar, bugün ne kadar ediyorsa o olası gerekir. Rekolte tespit^erimize göre 500 bin ton civarında görünüyor. Bu 5+, 560, 530 bin ton da olabilir. Toprak Mahsulleri Ofisi elinDdeki stoklanmış fındığı piyasaya sokmak gibi bir y.nla düşmezse fiyatın 14,15 lira civarın&a olmasını bekliyoruz. Bu üreticinin hak ettiği bir fiyattır, bu fiyat fındığın minimumdeğerini verdiği bir rakam lur dedi. | Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, fındık fiyatının 3 dolar olması gerektiğini söyledi. Bayraktar, rekoltenin az olduğu dönemde fındık fiyatı geçen yılki fiyatları yakalayamazsa üreticinin mağdur olacağını kaydetti. Bayraktar, “Dünyanın kabul ettiği rakam 3 dolardır. Bize göre de 3 dolar, bugün ne kadar ediyorsa o olması gerekir. Rekolte tespitlerimize göre 500 bin ton civarında görünüyor. Bu 550, 560, 530 bin ton da olabilir. Toprak Mahsulleri Ofisi elindeki stoklanmış fındığı piyasaya sokmak gibi bir yanlışa düşmezse fiyatın 14, 15 lira civarında olmasını bekliyoruz. Bu üreticinin hak ettiği bir fiyattır, bu fiyat fındığın minimum değerini verdiği bir rakam olur” dedi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Has Parti ö£ Genel B aşkü̈́nı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın 12 Eyll darbesi ve 2 7 Nisan muhtırasından 'ne farkı var' diy$ sorarak,"Asker parlamentoyu kapatmadı. Topunu tüfeğini çıkardı gN ama z28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmigeneraller değil, sivil generaller eliyle alındı"dedi. Dil ve Edebiyat Derneği Çorum Şubesi'nin da)vet(isi olarak Çorum'a gelen Has Parti Genel Başkanı Prof. Dry Numan Kurtulmuş, Çorum Belediyesi'ni *{ ziyaret etti. Belediye Başkanı Muzaffer Külcüile bir süre görüŞşen Kurtulmuş, gazetecilerin 28 Şubat soruşturması kapsamında yürütülen operasyonlarla ilgil i sorularını yanıtladı. 28 Şubat'ın yıllardır konuşulmasın a rağmen bir türlü 28 Şubat'la ilg iliharekete geçilemediğini dile getiren Kurtulmuş, 16 Ocak 2012tarihinde j` Parti olarak Ankara Cumh;uriyet Savcılığı'na 28 Şubat'la ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ve üıy bin sayfadan oluşa n delil dosyasını savcılığa sunduklarını hatırlattı. Artkık 28 Ş ubat üzerindeki kara bulutun kaldırılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş , "28Şubat Türkiye 'de tam manasıyla anlaılabilmiş değildir. Çopk konuşulmuştur ama anlaşılmamıştır. 28 Şubat sadece Türkiye'nin siyasetine müdahle !eğ%ldir. üynh za manda Türkiye'nin sosyolojisine müdahaledir. 28 Şubat çok ortaklı bir konsorsiyumdur. Askerler sadece bir kısm ındadır. Avkerler toplarını tüfeğini çıkardılar. B alans aRyar` yaptı lar Sayın Çevir ~Ö& Bir paşann ifadesiyle ama sonuçta askerin yanında onların şakşakçılığını yapan perde afkasında işlerini yürüten te k elci sermaye va b. Ayrıca medyadatopyekün savaş manşetleri atan köşe yazarlgrı, genel yayın yönetmenlri v]rk Ayrıca sivil toplum kuruluşlarında o za man 5'li çete diye anılan Türkiye'nin ´ocamV f kocaman sivil toplum kuruluşları bu antidemokratik sürece alkış tutuyorlardı. Üniversit hocalar: vardş ikn}a odaları açıyorlardı. Genceci k 17 yaşındaki başörtülü kızlağı psikolojik işkencelerden geçiriyorlardı. Türkiye'de iş dünyasındaki köşe başındaki kebapçıyı 'u bile irticacıdır' diye fyleyen gruplar vardı. Ayrıca Fadime Şahin üzerinden Müslüm Gündüzüzerinden İyam'a karş. psikolojik hareket yürüten birakım karanlık hdaklar vardı. Şimdi t)Ym bunlar hiç olmamış gfiĞ davranamayız. Sadece Çevik Bir şaşa ile 3-5 paşa daha aldık getirdik iş bitti sanılmasın. 28 ŞuobYat'Bın bütün planlayıcıları, şakşakçıları, yardımcı olanlar, destek ol anlar arkadan 28 Şubat'a destek ol an kimlerse bunlar ortaya çFıkarılmalı" dedi. oruştrmann >çok ki)samlı bi rşekilde sürdürülmesini ist~ejyrn Kurtulmuş, "Yapanırn yanına ek: kalmaz. Kim ne yptıysa milletin karşısında hesabını verirt. Bunu Pöylerken de bizim derdimiz ne Ahmet paşadır ne Me hmet hocadır. Bizim derdimiz şahısla r değildir. Falanca - köşe yazarı, falanca muvazzaf subay değild ir. a[ Bizim erimiz 28 Şubatınüstündeki kara örtü kaldırıl masıdır. 28Şubat'ın hakikatının ortaya çıkarılmasıdır. Onun içitp biz sadece suç başvurusunu .parkedn mahkemlerdeki soruşturmayı yeteri görmediğimizi ifade ettik. Mahkeme elindeki bilgi ve belgelere göre karar verecek. Öyle hususlar var kibinlerce, on binlerce msanın serüvenleri var. Bunları parlamentoda oluşturulacak meclis aaştırma komisyonunda anlatsınlar. Bunları resmi beZlg=e niteliği kazansın. zBunların üzerinden soruşturma devam etsin. Çok şŞkür eclgis araştırma komisyonu da kuruldu. Meclis araştır ma komisyonun, sadece 2ğo8 Şubatla ilgili d?ğÖl tüm kara noktaları aydınlatılfın istiyoruz. Soruşturma genişletilsin sonuç alınsın. 2 8 Şubat'ın ´ Eylül'den ve 7 Nisan'danfarkı ne. Asker parlamentoyu Mne kapatmadı. Topunutüfeğini çıkardı ama 28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmi generallerdeğil, siv il generaller eliyn alındı. Hükümet ortağı Doğru Yol partTsindeki 50 tEne milletvekiline ayaklarınızı kırarız distdfa edeceksiniz gideceksinizşemsiye partisine gideceksiniz kimlerdi. Niçin o 50 milletvekilini istifa ettir erek parfamentoaki çoğunluğ eVy azınlık haline getirdiler. Bütün bunların açıklanması, ortaya k^Ssamı, siyasi ayağının ortaya çıkarılması ger ekirki bir daha böÿ́ ihtilal denemesi olduğunda amaZ ne güu(y sıra bize eş gelecek di y siyasetçi olmasın bu ülkede aman ne güzel ekonom ik alanda ki rakiplerimizi al~ enderiz daha ij ale geliriz diyen iş adamı olmasıh. Soruşturma safhasında olduğu için kimse hakkında bir y söylemem. Bunların arhaşzırılması sayın savcıl ı ğın elindedir. MahkIem iddianameye göre kararı verecektir" şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda Belediye Başkanı Mzaff}r Külcü, Kurtulmuş'a cam ibrik hediye etti. | Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın 12 Eylül darbesi ve 27 Nisan muhtırasından 'ne farkı var' diye sorarak, "Asker parlamentoyu kapatmadı. Topunu tüfeğini çıkardı ama 28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmi generaller değil, sivil generaller eliyle alındı" dedi. Dil ve Edebiyat Derneği Çorum Şubesi'nin davetlisi olarak Çorum'a gelen Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Çorum Belediyesi'ni ziyaret etti. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ile bir süre görüşen Kurtulmuş, gazetecilerin 28 Şubat soruşturması kapsamında yürütülen operasyonlarla ilgili sorularını yanıtladı. 28 Şubat'ın yıllardır konuşulmasına rağmen bir türlü 28 Şubat'la ilgili harekete geçilemediğini dile getiren Kurtulmuş, 16 Ocak 2012 tarihinde HAS Parti olarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na 28 Şubat'la ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ve bin sayfadan oluşan delil dosyasını savcılığa sunduklarını hatırlattı. Artık 28 Şubat üzerindeki kara bulutun kaldırılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "28 Şubat Türkiye'de tam manasıyla anlaşılabilmiş değildir. Çok konuşulmuştur ama anlaşılmamıştır. 28 Şubat sadece Türkiye'nin siyasetine müdahale değildir. Aynı zamanda Türkiye'nin sosyolojisine müdahaledir. 28 Şubat çok ortaklı bir konsorsiyumdur. Askerler sadece bir kısmındadır. Askerler toplarını tüfeğini çıkardılar. Balans ayarı yaptılar Sayın Çevir Bir paşanın ifadesiyle ama sonuçta askerin yanında onların şakşakçılığını yapan perde arkasında işlerini yürüten tekelci sermaye var. Ayrıca medyada topyekün savaş manşetleri atan köşe yazarları, genel yayın yönetmenleri var. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarında o zaman 5'li çete diye anılan Türkiye'nin kocaman kocaman sivil toplum kuruluşları bu antidemokratik sürece alkış tutuyorlardı. Üniversite hocaları vardı ikna odaları açıyorlardı. Gencecik 17 yaşındaki başörtülü kızları psikolojik işkencelerden geçiriyorlardı. Türkiye'de iş dünyasındaki köşe başındaki kebapçıyı 'bu bile irticacıdır' diye fişleyen gruplar vardı. Ayrıca Fadime Şahin üzerinden Müslüm Gündüz üzerinden İslam'a karşı psikolojik hareket yürüten birtakım karanlık odaklar vardı. Şimdi tüm bunlar hiç olmamış gibi davranamayız. Sadece Çevik Bir Paşa ile 3-5 paşa daha aldık getirdik iş bitti sanılmasın. 28 Şubat'ın bütün planlayıcıları, şakşakçıları, yardımcı olanlar, destek olanlar arkadan 28 Şubat'a destek olan kimlerse bunlar ortaya çıkarılmalı" dedi. Soruşturmanın çok kapsamlı bir şekilde sürdürülmesini isteyen Kurtulmuş, "Yapanın yanına kar kalmaz. Kim ne yaptıysa milletin karşısında hesabını verir. Bunu söylerken de bizim derdimiz ne Ahmet paşadır ne Mehmet hocadır. Bizim derdimiz şahıslar değildir. Falanca köşe yazarı, falanca muvazzaf subay değildir. Bizim derdimiz 28 Şubatın üstündeki kara örtü kaldırılmasıdır. 28 Şubat'ın hakikatının ortaya çıkarılmasıdır. Onun için biz sadece suç başvurusunu yaparken mahkemelerdeki soruşturmayı yeterli görmediğimizi ifade ettik. Mahkeme elindeki bilgi ve belgelere göre karar verecek. Öyle hususlar var ki binlerce, on binlerce insanın serüvenleri var. Bunları parlamentoda oluşturulacak meclis araştırma komisyonunda anlatsınlar. Bunları resmi belge niteliği kazansın. Bunların üzerinden soruşturma devam etsin. Çok şükür meclis araştırma komisyonu da kuruldu. Meclis araştırma komisyonun, sadece 28 Şubatla ilgili değil tüm kara noktaları aydınlatılsın istiyoruz. Soruşturma genişletilsin sonuç alınsın. 28 Şubat'ın 12 Eylül'den ve 27 Nisan'dan farkı ne. Asker parlamentoyu kapatmadı. Topunu tüfeğini çıkardı ama 28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmi generaller değil, sivil generaller eliyle alındı. Hükümet ortağı Doğru Yol partisindeki 50 tane milletvekiline ayaklarınızı kırarız istifa edeceksiniz gideceksiniz şemsiye partisine gideceksiniz kimlerdi. Niçin o 50 milletvekilini istifa ettirerek parlamentodaki çoğunluğu azınlık haline getirdiler. Bütün bunların açıklanması, ortaya konsamı, siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerekir ki bir daha böyle ihtilal denemesi olduğunda aman ne güzel sıra bize gelecek diyen siyasetçi olmasın bu ülkede aman ne güzel ekonomik alanda ki rakiplerimizi alt ederiz daha iyi hale geliriz diyen iş adamı olmasın. Soruşturma safhasında olduğu için kimse hakkında bir şey söylemem. Bunların araştırılması sayın savcılığın elindedir. Mahkeme iddianameye göre kararı verecektir" şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Kurtulmuş'a cam ibrik hediye etti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Vanda jandarmanın düzen^lediği operasyonda, son m oTdel bir cipte 23ü kilogram toz esrar ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı ~alışmalar sonucu, İran'dan kçak yollarla atr tz ve at Ösır*ınd getirilen çok miktarda uyuşturucu addenin, tsınırtdan alınarak, önce Başkale ilçesine ardından en kent merkezine götürüldüğü saptandı. Bunun üzerşine harekete geçen üİ Jandarma Komutanlığı ekipleri, Van'da toplanan uyuşturucu maddeyi son modelbir ci p e yükleyerek, başka sşir adrese götüren İ.G'Uyi takibe aldı. Ekiplerin uzun süren takibi sonrasıda, İ.G. yönetimindeki c ip, Van-Edremit kara yolu üzerndki İpekyolu Caddesi'nde durduruldu. Aramada, aracın bagaj ve arka koltuklarında bulufnan çuvallar içerisinde 239 ki logram toz esrar ele geçirildi. İ.G. gözaltına alnırken olayla ilgilI soruşturma başlatıldı. | Van'da jandarmanın düzenlediği operasyonda, son model bir cipte 239 kilogram toz esrar ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonucu, İran'dan kaçak yollarla katır ve at sırtında getirilen çok miktarda uyuşturucu maddenin, sınırdan alınarak, önce Başkale ilçesine ardından Van kent merkezine götürüldüğü saptandı. Bunun üzerine harekete geçen İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Van'da toplanan uyuşturucu maddeyi son model bir cipe yükleyerek, başka bir adrese götüren İ.G'yi takibe aldı. Ekiplerin uzun süren takibi sonrasında, İ.G. yönetimindeki cip, Van-Edremit kara yolu üzerindeki İpekyolu Caddesi'nde durduruldu. Aramada, aracın bagaj ve arka koltuklarında bulunan çuvallar içerisinde 239 kilogram toz esrar ele geçirildi. İ.G. gözaltına alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Ankara polisine, Tuzluçayır ya(ınında bulunan 591. Sokek'taki bir pa!kta, ç antaiçinde ha zır halde molotofkokteyi bulunduğu ihbarı yapıldı. Bölgeye her iMtimle karşıbomba imha ekibi de sevk edilirken, yapılan incelemede çantada6 molotofkokteyli olduğu beli rlendi. Öte yandaLn, öz konusu 6 molotofkokteylinin, akşam saatlerin d e m yakındaki be|ir marOetk yapılan molotofkokteyl ıBi saldırıyla ilgili olması ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. | Ankara polisine, Tuzluçayır yakınında bulunan 591. Sokak'taki bir parkta, çanta içinde hazır halde molotofkokteyli bulunduğu ihbarı yapıldı. Bölgeye her ihtimale karşı bomba imha ekibi de sevk edilirken, yapılan incelemede çantada 6 molotofkokteyli olduğu belirlendi. Öte yandan, söz konusu 6 molotofkokteylinin, akşam saatlerinde yakındaki bir markete yapılan molotofkokteylli saldırıyla ilgili olması ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Çanakkale'de Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan'da çıkan orman yangını, kontrol altıba alındı. Alınan bilgiye göre, Gelibolu Yarımaası Tarihi Alan sınırları içinde, Kilitbahir köyündeki Ağaderesi Hastae Şehitliği mevkisindeki ormanlık alanda henüz bealirlen!meyen nedenle yangın çıktı. Eceabat ilçesi sınırlarındaki yangına, 2 yangın södürme uçağı ve 6 helikopter ile 25 arazöz ve f dozerl m*üdahale edil,i. ÇanakkaleBoğazı, yan]n nedeniyle çift yönlü transit e?mi geçişlerine kapatıldı.Gemi Traeik Hizue{tlesi M üdürlüğü (V) yetkililri, boğaz geçişi yapacak gemileri öelsi yardımıyla uyardı . Tarihi alan içinde orman yangını çıktığını ve hava unsurlarının söndürme çalışmaları kapsamında denizden su aldığını belirten yetkililer, güvenlik amacıyla boğazın geçişlere kapatıldığını duyurdu. | Çanakkale'de Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan'da çıkan orman yangını, kontrol altına alındı. Alınan bilgiye göre, Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan sınırları içinde, Kilitbahir köyündeki Ağaderesi Hastane Şehitliği mevkisindeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Eceabat ilçesi sınırlarındaki yangına, 2 yangın söndürme uçağı ve 6 helikopter ile 25 arazöz ve 4 dozerle müdahale edildi. Çanakkale Boğazı, yangın nedeniyle çift yönlü transit gemi geçişlerine kapatıldı. Gemi Trafik Hizmetleri Müdürlüğü (VTS) yetkilileri, boğaz geçişi yapacak gemileri telsiz yardımıyla uyardı. Tarihi alan içinde orman yangını çıktığını ve hava unsurlarının söndürme çalışmaları kapsamında denizden su aldığını belirten yetkililer, güvenlik amacıyla boğazın geçişlere kapatıldığını duyurdu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
KEHL - Almanya'nın Bzden Württemberg eyaletinin Fransa'ya sınır Kehl kentinin iki büyük o teli, Nazi Parti si eski ba>=ka'ı Udo Voigt'i (62), otelden kovdu. Yaşananları, Kehl'de Strasburger caddesi üzerinde sınıra çok yakın olan 'Ates' ve 'Europ a' Otellerinin Direktörü Andreas Peschke anlattı. "Yabancı e düşmanı eski parti başkanı Udo Voigt, Ekim 2014, Oc ak 2015 tarihlerinde otelimizde konakladı. aale}eo biz bunu fark edsmedik" diyen Peschke şöyle konuştu: "Otelin barında oturan dikkatli bir Pübteri fark edince Zh'men harekete geçtik. 2014 {yılındn bu ya na Strasbourg }Frupa Parlamentosunda(AP), NPD 'u partisini temsil eden Udo Voigt, AP ot=rumlarında göçmen politikası çalışmalarıyla tanınıyor. AP ziyaret e :en çoğu parlamenterler Almanya'nın Kehl kentinde kalıyor, çoğu bizim müşterilerimiz.Eski NPD başkanın mbizil otellerimizde Mayıs ayı na kadar ypt`ğı ezervsyonlyarı derhal ip tal ettik.Ocak ayn başında bu otelde istenmediğini ve otele giremeyeceğini söyledik." Otel Direktörü Andreas Peschke, "Otelden kovduğu~muz eski başkan Uy Voigt, 27 Ocak 21 tarihinde Kehl ( Sulh Mahkemesi'ne bizden şikayetçi oldu, dava açtı. K uzey ,en Vestfalya Eyal etinde yaşayan aşırı sağcı Avrupf Parlamenteri Udo VFgt kendi internet ve sosyal paylaşım sitelerinde 'Kehl davası benim aleyhime sonuçlanacak, ge rekirse Federal Anayasa Mahkemesi %atta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) davayı taşırım' diy e tehdit savuruyor. fehl Sulh ahkemesi davanın nğe zaman görüşüleceğine dair henüz bir tarih vermedi"dedi. Almanya'nın <r& dört bir yanından NPD yanlısı radikal aşırı sağcılar otel sahiplerin e ve yöneticilerine gb elektronik posta ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden ölüm tehditleri yağdırıyor. Direktör Andreas }Peschke, "i her şeye rağmen verdiğimiz kararı n doğru olduğunu düşünüoruz. NPD P&artis yabancıları dışlayan, A nayasa prensiplerine aykırı bir p arti.Aşırı m sağcı _i yanlıların lü ve kundaklama tehditleri bzi kararımızdan vazgeçiremez. Hukuk siüreci başladı. Daha fazla ko nuşup huku sürecine zarar vermek istemiyorum" diyekonuştu. Otellere gelen tehdit mesajları arasında'bunu unutmaacağz', 'kara listeye girdiniz' tehditleri yer alıyor. Direktör Andreas vschke şahsına yönelik tehditlerden dolayı kendisindenfotoğraf ve görüntü alınmasınıistemedi. 2009 yılında Almanya'nın Brandeburg eyaletindebaşka br otel, Uto Voigt'i kovmuştu. 2010-2012 yılları arasında devam eden davanın bir bölümü Udo Voigt'in lehine sonuçlanmıştı. | KEHL - Almanya'nın Baden Württemberg eyaletinin Fransa'ya sınır Kehl kentinin iki büyük oteli, Nazi Partisi eski başkanı Udo Voigt'i (62), otelden kovdu. Yaşananları, Kehl'de Strasburger caddesi üzerinde sınıra çok yakın olan 'Ates' ve 'Europa' Otellerinin Direktörü Andreas Peschke anlattı. "Yabancı düşmanı eski parti başkanı Udo Voigt, Ekim 2014, Ocak 2015 tarihlerinde otelimizde konakladı. Maalesef biz bunu fark edemedik" diyen Peschke şöyle konuştu: "Otelin barında oturan dikkatli bir müşteri fark edince hemen harekete geçtik. 2014 yılından bu yana Strasbourg Avrupa Parlamentosunda (AP), NPD partisini temsil eden Udo Voigt, AP oturumlarında göçmen politikası çalışmalarıyla tanınıyor. AP ziyaret eden çoğu parlamenterler Almanya'nın Kehl kentinde kalıyor, çoğu bizim müşterilerimiz. Eski NPD başkanın bizim otellerimizde Mayıs ayına kadar yaptığı rezervasyonları derhal iptal ettik. Ocak ayın başında bu otelde istenmediğini ve otele giremeyeceğini söyledik." Otel Direktörü Andreas Peschke, "Otelden kovduğumuz eski başkan Udo Voigt, 27 Ocak 2015 tarihinde Kehl Sulh Mahkemesi'ne bizden şikayetçi oldu, dava açtı. Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde yaşayan aşırı sağcı Avrupa Parlamenteri Udo Voigt kendi internet ve sosyal paylaşım sitelerinde 'Kehl davası benim aleyhime sonuçlanacak, gerekirse Federal Anayasa Mahkemesi hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) davayı taşırım' diye tehdit savuruyor. Kehl Sulh Mahkemesi davanın ne zaman görüşüleceğine dair henüz bir tarih vermedi" dedi. Almanya'nın dört bir yanından NPD yanlısı radikal aşırı sağcılar otel sahiplerine ve yöneticilerine elektronik posta ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden ölüm tehditleri yağdırıyor. Direktör Andreas Peschke, "Biz her şeye rağmen verdiğimiz kararın doğru olduğunu düşünüyoruz. NPD Partisi yabancıları dışlayan, Anayasa prensiplerine aykırı bir parti. Aşırı sağcı NPD yanlıların ölüm ve kundaklama tehditleri bizi kararımızdan vazgeçiremez. Hukuk süreci başladı. Daha fazla konuşup hukuk sürecine zarar vermek istemiyorum" diye konuştu. Otellere gelen tehdit mesajları arasında 'bunu unutmayacağız', 'kara listeye girdiniz' tehditleri yer alıyor. Direktör Andreas Peschke şahsına yönelik tehditlerden dolayı kendisinden fotoğraf ve görüntü alınmasını istemedi. 2009 yılında Almanya'nın Brandenburg eyaletinde başka bir otel, Uto Voigt'i kovmuştu. 2010-2012 yılları arasında devam eden davanın bir bölümü Udo Voigt'in lehine sonuçlanmıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Uşak'ta Yö 5 yıldır kısırlık tedavisi görean, tüp bebek denemelerinden sozuç alınamayan 37 yaşındaki Nazlı Özçaka iVle 40 yaşındaki Ftih Özçak a çifti, 'emb riyo biyopsisi' sayesindebebek sahib ol ak Çift, 4 'y sonra doğacak bebeklerinin heyecan;>nı yaşarken, Opr. D). < Dilek Aslan, "Bu tür vakalarda embriyo biyopsisisorunun tespiti ve tedavisini mümkünkılıyor" dei. DHA'nın haerinfe göre; U şak'ta o#u=ran borsacı Nazlı Özçak} vZe bir kamu kurumunda görevli F atih Özçaka, 6 yılönce mutlu bi rr evlilik yaptı. Çift mutluluklarını taçlandırmak içinevlat sahi şi olmak is tedi, lmayınca doktorlara başvurdu. Nazlş Özçaka, tedaviler gördü ancak sonuçdeğişmedi. Uşak'ta umutlarını yitiren çif, Ekim 2 015'te İzmir 'de bir tüp bebek merkezine başvurdu. Kadın Hastalıklar ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. DilekAslan, Nazlı Özçaka'ya tüp bebek yöntemini uyguladı, anca kortada sorun +b görünmemesine karşın s$ebelik elde edilemedi. Bu nkta> devreye yeni yöntemleri soktukların iLŞ ı belirtenOpr. Dr . Aslan, Nazlı Özçak a'nın g:ebelşğine engel sorunların nasıl çözüldüğünü[, nasl gebelik sağlandığını şöyle anÖattı: "Bize başvuran her 100 çiftten 15'inde !ir neden bulamıyoruz . YaÜi nedeni belirlenemeyen infertilite dediğimiz bir avrim var. Açıklanamayan infertilitede tedavilere rağmen geelik sağlanamadığında tp beek uygulamalarına geçiliyor. Embriyolar ço k sağoyıklı görünmesine karşın yinetüp be£kte d\ gebelik eyde edilemiyor. Bmz bu tür durumlarda kapsamlı kromozom testini ̈́U çiftlere öneriyoruz. So: yıllarda özellikle embriyolardan genetik tarama yntemöri yeni bir umut ışığı oldu. Eskiden sadece 5 çiot kromozoma, down sendromu vb. ile ilgili bakarken artık kaps]mı kromozo m testi adı verilen yöntemle 46 kromozomun tamamı görülebilmekte ve böylece daha sağlıklı embriyoların seçilerek transfer edilmesiyle gebelPik şansını artırmak müakün olmaktadır. Bu test için de embriyodan biyopsi alınıyor ve genetGik tetkikle kromozomlar[n 46 olup lmadığıö, herhangi \rir h te^ astalık taşıyıp taşımdığı, örneğin tek gen hastalıklarını barındırıp barındırmadı klar ğı embriyolardan anlaşılabiliyor. Örnein hemofili hastalığı ya Ida Akdeniz anemisi, bazı kas erimesi hastalıkları gibi hastalıkların embriyolardan da tespit Gğ} edilmesi ve sağlıklı embriyoların seçilmeki mümkün ~Mn olabiliyor. <üL bebek teda vilerindekişiselleştirilmiş tedIkv< Şb. yüzden çok önemli. Sadece bu test değil spNrmlerin 8 bin kat büyüte rek seçilebiğdiği IMSI yöntemi, yine intralipitserumları ile düşük riskinin azaltılması v e 5. -n embriyo transferi gi?i yardımcı yöntemler kişiye öze l olarak belirlenip karar veileroek çoklu tedavi yaklaşımı ile gebliC şnsı sunulabilmektedir. Nazlıhanım bizden snce sk. birçok defa aşılama, yumurtlama vue değişik tedavilergörmüş. 5 kez tüp f<bebek denemesi yaptık, olmadı KMnsamlı kroozom testinde sorunun kromozomdan kaynaklandığı ŞA: belirlendi ve sağlıklı embriyolar transfer edilerek gebelik elde eydild=. lNazı haGm şimdi 5 aylık hamile." Nazı Özçaka da evlat sahibi olmak için tüm te davi yöntemlerine başvurduklarını belirterek, "6yıllık e vuliyim, 5 ıldır evlat sahibi olmak için ş çeşitli tdaviler gördük, olmayınca tüp bebekte şan sımızı detnedik. Böyle bir testten haberimiz yok. Sağlıklı embriyolarla 6 denemede h amile kaldım. Bir kızım olacak, çok mutluyum" dedl. Baba adayı Öz[çaka d Ö a "Olmayacgcğı/nı düşünürken eğer vazgeçmiş olsaydık ~u iş lmayacakMı. Bu genetik test sayesindekızımıza kavuşacağız" diye konuştu. | Uşak'ta 5 yıldır kısırlık tedavisi gören, tüp bebek denemelerinden sonuç alınamayan 37 yaşındaki Nazlı Özçaka ile 40 yaşındaki Fatih Özçaka çifti, 'embriyo biyopsisi' sayesinde bebek sahibi olacak. Çift, 4 ay sonra doğacak bebeklerinin heyecanını yaşarken, Opr. Dr. Dilek Aslan, "Bu tür vakalarda embriyo biyopsisi sorunun tespiti ve tedavisini mümkün kılıyor" dedi. DHA'nın haberine göre; Uşak'ta oturan borsacı Nazlı Özçaka ve bir kamu kurumunda görevli Fatih Özçaka, 6 yıl önce mutlu bir evlilik yaptı. Çift mutluluklarını taçlandırmak için evlat sahibi olmak istedi, olmayınca doktorlara başvurdu. Nazlı Özçaka, tedaviler gördü ancak sonuç değişmedi. Uşak'ta umutlarını yitiren çift, Ekim 2015'te İzmir'de bir tüp bebek merkezine başvurdu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Dilek Aslan, Nazlı Özçaka'ya tüp bebek yöntemini uyguladı, ancak ortada sorun görünmemesine karşın gebelik elde edilemedi. Bu noktada devreye yeni yöntemleri soktuklarını belirten Opr. Dr. Aslan, Nazlı Özçaka'nın gebeliğine engel sorunların nasıl çözüldüğünü, nasıl gebelik sağlandığını şöyle anlattı: "Bize başvuran her 100 çiftten 15'inde bir neden bulamıyoruz. Yani nedeni belirlenemeyen infertilite dediğimiz bir kavram var. Açıklanamayan infertilitede tedavilere rağmen gebelik sağlanamadığında tüp bebek uygulamalarına geçiliyor. Embriyolar çok sağlıklı görünmesine karşın yine tüp bebekte de gebelik elde edilemiyor. Biz bu tür durumlarda kapsamlı kromozom testini çiftlere öneriyoruz. Son yıllarda özellikle embriyolardan genetik tarama yöntemleri yeni bir umut ışığı oldu. Eskiden sadece 5 çift kromozoma, down sendromu vb. ile ilgili bakarken artık kapsamlı kromozom testi adı verilen yöntemle 46 kromozomun tamamı görülebilmekte ve böylece daha sağlıklı embriyoların seçilerek transfer edilmesiyle gebelik şansını artırmak mümkün olmaktadır. Bu test için de embriyodan biyopsi alınıyor ve genetik tetkikle kromozomların 46 olup olmadığı, herhangi bir hastalık taşıyıp taşımadığı, örneğin tek gen hastalıklarını barındırıp barındırmadıkları embriyolardan anlaşılabiliyor. Örneğin hemofili hastalığı ya da Akdeniz anemisi, bazı kas erimesi hastalıkları gibi hastalıkların embriyolardan da tespit edilmesi ve sağlıklı embriyoların seçilmesi mümkün olabiliyor. Tüp bebek tedavilerinde kişiselleştirilmiş tedavi bu yüzden çok önemli. Sadece bu test değil spermlerin 8 bin kat büyüterek seçilebildiği IMSI yöntemi, yine intralipit serumları ile düşük riskinin azaltılması ve 5. gün embriyo transferi gibi yardımcı yöntemler kişiye özel olarak belirlenip karar verilerek çoklu tedavi yaklaşımı ile gebelik şansı sunulabilmektedir. Nazlı hanım bizden önce birçok defa aşılama, yumurtlama ve değişik tedaviler görmüş. 5 kez tüp bebek denemesi yaptık, olmadı. Kapsamlı kromozom testinde sorunun kromozomdan kaynaklandığı belirlendi ve sağlıklı embriyolar transfer edilerek gebelik elde edildi. Nazlı hanım şimdi 5 aylık hamile." Nazlı Özçaka da evlat sahibi olmak için tüm tedavi yöntemlerine başvurduklarını belirterek, "6 yıllık evliyim, 5 yıldır evlat sahibi olmak için çeşitli tedaviler gördük, olmayınca tüp bebekte şansımızı denedik. Böyle bir testten haberimiz yok. Sağlıklı embriyolarla 6 denemede hamile kaldım. Bir kızım olacak, çok mutluyum" dedi. Baba adayı Özçaka da "Olmayacağını düşünürken eğer vazgeçmiş olsaydık bu iş olmayacaktı. Bu genetik test sayesinde kızımıza kavuşacağız" diye konuştu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Sle^akya Haber Ajansı''nın (TASR) haberine göre Cumhurbaşkanı Kiska, Başbakhn Pellegrini’nin oluşturduğu yeni ~ kabineyi, "toplumun _ kaygılarını giderecek isimlerden oluşmadığı" gerekçesiyle reddetti. K(iska, Baş(an Pellegrini'den c uma gününe k$dar toplmzun kaygılarını giderecek isimlerden ol£şacak yeni bir kab^ne oluşturması tavsiyesinde bulunarak, şu değerlendirmede bulundu: "(Başbakan) y;eni kabinenin hepimizin beklediği değişimleri hayata reçirebilecek kapğasitrd olduş.na toplumu ikna e\£&mek durumunda. kYüe+ni hükümet te yer alacak isimler, özellik le içişleri bakanı, tplurmdahki huzursuzluğu giderebilmeli. Yeni hükümet,gazeteci Jan Kuciak ve kız arkadaşının cinayetlerini baımsız bir şekilde araştırabilecekdurumda olmalıdhır.” Yeni kabine üyeleri nedeniyle ülk+ede sonu gelmeyecek yeni bir tartışmanın başlamaması ge rektiğini vurgulayan Kiska, “Devletin başı olarak,bunun olmasına izin vermeyeceğim. Bu, güveniy yeniden sağlanması için bir şo değil. Bu nelenl ye ni bir teklif istedim” ifadelerinikullandı. Yolsuzlukları araştıran Slovakgazeteci Jan Kuciak ve nihşanlısı Martina Kusnirova'nın geçen a öldürülmesinin dından ülke genelinde protesto gösterialeri yayı lmıştı. Protestoların hükümet karşıtlığı na dönüşmesinden [onra iki bzkanın ardıedan dski Başbakan Robert Fico da istifa etmekzorunda almıştı. | Slovakya Haber Ajansı'nın (TASR) haberine göre Cumhurbaşkanı Kiska, Başbakan Pellegrini’nin oluşturduğu yeni kabineyi, "toplumun kaygılarını giderecek isimlerden oluşmadığı" gerekçesiyle reddetti. Kiska, Başbakan Pellegrini'den cuma gününe kadar toplumun kaygılarını giderecek isimlerden oluşacak yeni bir kabine oluşturması tavsiyesinde bulunarak, şu değerlendirmede bulundu: "(Başbakan) yeni kabinenin hepimizin beklediği değişimleri hayata geçirebilecek kapasitede olduğuna toplumu ikna etmek durumunda. Yeni hükümette yer alacak isimler, özellikle içişleri bakanı, toplumdaki huzursuzluğu giderebilmeli. Yeni hükümet, gazeteci Jan Kuciak ve kız arkadaşının cinayetlerini bağımsız bir şekilde araştırabilecek durumda olmalıdır.” Yeni kabine üyeleri nedeniyle ülkede sonu gelmeyecek yeni bir tartışmanın başlamaması gerektiğini vurgulayan Kiska, “Devletin başı olarak, bunun olmasına izin vermeyeceğim. Bu, güvenin yeniden sağlanması için bir yol değil. Bu nedenle yeni bir teklif istedim” ifadelerini kullandı. Yolsuzlukları araştıran Slovak gazeteci Jan Kuciak ve nişanlısı Martina Kusnirova'nın geçen ay öldürülmesinin ardından ülke genelinde protesto gösterileri yayılmıştı. Protestoların hükümet karşıtlığına dönüşmesinden sonra iki bakanın ardından eski Başbakan Robert Fico da istifa etmek zorunda kalmıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Ne zamanyolculuğu çıksa insan yalnızca b-denini götürmez D gideceği yere. O yolcul_k ayiı zamanda içsel bir yolculuğun da başlangıcıdır. Bir otobüsün ıiçi!ne yol alırken, ön ya da arka koltuktaki birileri ağlarken, bir başPkası kita bına gömülmüş, bir çocuk ne:fsiyle cama yaptığı buğuya resimler çize rken sen kim iliFr kafanda hangi yolculuğa çıkarsı n? Ta ki, el freninin o gırç! sesiyle muavinin “sayın yolcular” diye başlayan “yarım saatlik mola” anonsuna kadar… Bu Etobüsün firması Kırjızı Kedi Yayınevi. Muavini i{e HaydarErgülen. Tekerleklerin kalem o|up kağıt üzerinde ilerlediği, şoförlerin gereksiz solla ma yapmadığı biryolculuk. İçindeki yolcular m k? Nalan Barbarosoğlu’ndan AhmeL Telli’ye, Cezmi Ersöz’den Ah met Büke’ye tam 20 kişi… “Cümleten İyi Yolculuklar” Haydar Ergülen’inmuavinliğinde yola çıkan yazarların, yol hikayeleriyle derlenen a dı üstünde bir yol kitabı. “Muavin” benzetmesielbette benim değil,Haydar Ergülen’in bu kitap için kaleme aldığı sunuş yazısından… “Muavininiz konuşuyor” ile başlayıp, Saygıdeğoer yolcularıkmız” diye devam eden Er{güe, otobüs şirketin iKırmızı Kedi RD Yayınevi olarak jtanıvtıp kitabı bakınnasıl özetliyor: “’Yolculuklar ve -entler’” dizisi başlatıyor. Bu dizinin ik ürünüolarak da önsözünü okumakta oldu/unuz Cümleten İyi Yolculuklar kitabını sefere çıkarıyor. Bu di zimiz hazırlanmakta olan Tre Kitabı, Uçak Kitabı ve Vapur Kitabı ile siz sayın y[cularımızın ka rada olduğu gibi miço ya da tayfGa olarak sizlerle birlikte olmayı mit ediyorum.” “Yolculuklar ve Kentler” dizisi ili, roman, öyk ve denemekitaplarıyla tanınan edebiyat£çı, yazar, air ve gazetec ilerin yazılarından oluşan kitap, eskiden yeniye yaptıkları yolculuklar, o yolculukları ve ulaştıkları kentleri anlatan yazılar, öykü, anı= denemeya da hiç çıkılmamış hayali yolculuklarından oluştu.Haydar Ergülen, {Hy neden kendine“muavin” rolü biçtiği ne de yine okendine has üsüubuyla anlattı: “(…) İ+sa hr zamanyazıya aklında bir düşünceyle oturmuyor, bana sorarsanız :HU hemen hibi zaman, fakat yazarken bi r kavram beliriyor. Yazı kağıtta, yaniyolda diyecektim yağ gibikayıyor, havaya gir iyor, g^ereksiz sollamua yapan da yok, mesafeler yani satırlar hızla akıp geçiyor.O kalvramt, daha doğrusu tanımı buldum gaiüa: Muavin. Otobüs muavini.Eh, evzu d( otobüs olduğuna göre bu kitaba birmuavin gerekirdi, öyle değğil mi? O ben im işş]e. Hem benden de öyl£e ‘Kaptan’, ‘Kaptan Şoför’ filan olmaz, fak at muavin olur. Neden olmasın?Yerlerinizi almış oldu*dğunuz otobüs kitabı +yla çıkarken derin düşünceye dalmıştım. ‘Şimdi bu kitabın { kapağında ne suf#tl´a grDneyim?’ diye. ECtr, hazırlayan, derleyen… Deyince devğmb da sökün ediyor zate n: toplayan, hazırlayan, derleyen…Yok yo£k e n güHebi muavin. He bana da pek yakıştı sanki. İçim de ısında bu delibozuk, gömleği biraz Kbl gelse de,uçacak gibi dursa ,iZ obeyaz gömlek, olsun ‘Rğzkgar Muavin’ derler bana, idaha iyi -oElur.. e Şoför konuşması ysak oldu Jğu çi susupdireksiyon sallarken,yolcular yerini almışken, hadi bakalım yolculuk başlıyor. Bakalımyazarlarımız l boyunca nas ıl bir ruh halinde yol boyunca, kimi neyi, nerele ri gördü. Başlıyoruz.Cümleten iyi yolculuklar! (…) Sonra bindiğin ohtobüs, gecenÜn bir P saatinde molaverir. Otobüsün P' mola verdiği yerin hemen yakınında islere £gömülmüş bir onman vardır.Bin an ormana doğrukoşmak, içinde #ayboljak ist ersin. Ama yapamazsın… Otobüs, yolcularını geri toplarken, o sislere gömülmüş oecnda kalırdüşlerin. Bir an kalbin çĞk acPır. Bundan böylehayatındaki her şeyin aynı olacağınıdüşünürsün. Kaçt ığın ve yinir geri döndüğ yollardH düşlerini bıraka bıraka yaşayacağını… Çünkü nereye gidersen git, elbet bir gün dönersin. Gittiğin yardee seni kimse tanıyamaz; döndüğün J)erde d e ya eksik sevilmişsindir ya da yanlış… Bırak biraz daha uyusun içindeki yabancı.Şehre daha çok var . BıraÖ biraz daha uyusun… (…) Otobüs kopuş demekti toprağından; bCir defa söktü mü sizi kökünüzden,geri dönüşü çok zordu. Otobüs gider gelirdi ama i{san öyle değil, gittiği yerlere kök salıp orada hayatbuluyor. Ve bir zaman geliyor ki, artık geride bırahtıklarınız yeni hayatınız için zorunlu bir durakoluyor. Oysa otobüslr halen g efp ` geçiyorlar hayatlarımızdan… c(…&f Gece on ikiden sonra ouşmalar azalıyor , kadın seslerinin bastırdığı çocuk sesleri de ´er an geceyi bölecek huzursuz bi_ uykuya teslim.Yan tarata oturan kızın sürekli sol adevrilen kafası, oyuncak bebekleri andı rı yor. Kulağındakikulaklık ve yayılan ses uyumasını sağlayan biıdb morfin; o da sızmış, sarhoş bii oyuncak bebek. Önündeki ekranda bir abeşr knnalı akıyor. Altyä́ıda konuşmacılardan cımbızlanmış başlıklarara ara değişip Ü' duruyor. Son dakika haberlerinde c ölüm kol geziyor. Suriye… Doğ u… Güneydoğu… Irak… Oysa ne önemi Rvar ki yer is imlerinin? Ölenler neden öldüklerimizden ziyade neredeöldükleriyle beynimize kazınıyorlar. ı´ Yanımdakine bakıyorum, birşey algılayacak C hali yok şu vıra. Klimadan gelen soğuk hava iimi titretiyor. Buzdan bir huzursuzluk inir sistemimim üzerinde dolanıp duruyor. Kafamı ca^daki karanlığa day\yıp uyumaya çalışıyorum. İlk kez gidilen bi r şehirde akşamlar nasıl geçer?Geçer Zd> mi acaba? Gri bir hü zünkolları arasına almıştır bütün sokakları… Renkler, arınmjıuır yalnızlıin bedeninden… Dumanın küüfünden balkona çıkılmaz. Akşamın sığınağı pencerelerdir: Pencereden bakarsın. Çoc%klar, seslerinin çıngırağını arasokaklara dağıtayaG evlerine çekilmektedir. ir adam, koltuğunun altında bir somun kokusuya dönecr köşeyi… Bi! kadın, sabahtan kalan güneş kokulu çamaşırları toplam aktadır balkonda… Sen, `i başka zamanda, bivr başka şehirde geçen çocukluğunu düşünürsün… Yolda olma halini oldukç) öneserim. İnsanın bir yolunun olması önemlidir. D/ğişim oradan kök salar. Yenilik oradan boy verir. tğ Gülten Akın’ın dadediği gibi viEn güzeli, yol yürüyüş öğretir.” Bicze bizigösterir. Bize yeniyi sun ar. Kafka da “Çünkü dünya ancak bir yoldan yaratabilir bizi” demiştir. Değil mi ki yaratıcılığı besleryol! Değil i ki söz ~i bile yol alıyor ]oşlukta! Duruyor olsam da yolhalim sürer çok zaman] Karl JRspers, “Felseve yoldaolmaktır” ; demiş ya, aslında yaşamak içi g£ n de söylenebilir bu söh. Evet yaşam ak d a yolda olmaktı:r. Trşn istasyonlarında, otogarlarda, limanlarda, havaalanlaarıdnsda pf aniden çarpışmaz mıyız yaşamakla? (…) Aklımdan hiç ık(ayan bir yolculuk. Beni b üyützn >m bir yo+culuk. O yolculukta uzağı, ayrılığı, gurbeti, burkulmay{, yutkunmayı, özlmi derinden a nladım. Gecenin ne kadar uzun ve yolların gecelerdende uzun olduğunuu… Kendime yol bil diğim şeylerden öteye gitmeyi… Birilerini ardımda bırakmanın asğ)ısını… Bir başına kalmış olmanıntedirginliğini… O kopuşu, o =itiği… Bir yaprağın kaybettiğirengini ?\ aramaya çıkması gibi… (…) Işıklar söndürülünce içeriye dolan ve otobüsü Ssaran dışarının karanlığından, yolun bu lanık aydınlığından içimdeki karanlığa bakıyordum. Düşlerime, umutlarıma karışankorku ve kaygılarıma… Uykum d a yolunu yi tirmişti karanlıkta. Yanımdan evler, ağaçlar, tarlalar, ovvalar geçiyordu. Duran gövdeme karşın, gecenin çamuruna baıa çıkailerliyordu aklım. Bir anda geriye dönüyor, ardımda kal=annları düşünüyordum. (…) Gecede gidiyor oluş kuGdi içine Çekiyor insanıI KndÖ karanlığınagötürüyor… Yalnızcadışarıdaki virajlardan bir yanı uçurumolan yollardan, ışıklı tünellerden, eLlt – ]st geçitlerden geçmiyordu otobüs. çimek v irajları da dönüyor, sesimdeki tünellerden, yaşamımdaki köprülerden degeçiyordu. Hem yollar ın çatallandığı kavşaklarda, yaşamın dört Lyo/l ağızlarında şaşırıp k.lan benim gibi kararsızlı k da yaşamıyordu şoför… Kapının zili çaldığında taĞğyeri ağarmak üzereydi. Uyandcm. Yanlış mı duydum diye düşünüyorrdum ki, kapının zili bir kezdaha çaldı. Uykusersemliğiyle, bu münasebetsiz konuğun kim olabileceğini düşünerek kapıyı açt ım: !!! Suayıını taP olara kestiremediğim saltı, yedi, belki daha çok kişiÜsnin silahları üzerimeçevrilmişti. Rü öa yahut kabus gördüğümü sanıyordum. 1981’in ilk günüydü. Yılbaşı geceleri nasıl geçiyorsa bizimki de öyle geçmişti işte. (…) S`sshz olmamıistedi deri ceketli. lpf Evde kaç kişi olduğumuzu sordu. DiğeYleri +zbtün evin çin dalmıştı. Karım uyandı. Durumukavramıştı. Aylardır çjğu insanın başına gelen, biz}im dG başımıza gelmiş, polis e-imizi basmıştı. Bütün çkmeceler, gardı)op, kiNaplık tek tek inceleniyordu. (…) E>lerö bo^ dönmek istemiyorlar demek ? ki. Kitaplıktan epey kita indirdiler. (…)Tanyeriağarmak üzereydi. Bir iki saat süre aramadan ona duromu telsizle bir yerlere bildirmişlerdi. Telsiz konuşmalarından “malum şahıs olduğu+u b`ylez> öğrenmiş oldum. İçlerinden piri yanıma sokuldu /vke kulağıa eğilerek, “kalın giyin” dedi.Bu sözle,o ana kadar, aramada bir şky bulamadılar, bırakıp giderler umudu dabitmiş o´du bende. Yünlü giysile #r getirdi karım. (…) “Çocuklara i yi ak, uzun sCürmne herhalde” dedim ved) ederken. (…) Minibüse binerken gtzleri bağlandı. Belli ki emniyete götürülordum. Birkaç aydır, darbeden beri emniyete götürülenl erin başlarına neler geliğini duy uyorduk. Uygulanan vahşet, dk gaddarlık, insanın kanBnı donduruyordu. HarOeket ettik. On veya onbeş dakika sonra durduk. Tahmin ettiğim gibiydi.Geldik işte diye düşü mt'm. Ama indirmiyorlar. Bir süe sonra yeniden hare~ket ettik. (…) Durma dSan gidiyoruz/. Sağımızdan solumuzdan hızla geçen artba seslerinden şehirlerarası y od olduğ'müzu anlıyorum Yolculuk bitmiy or, gidiyor, gidiyoruz. Zamanı unuttum, TŞ kaç 'sat o lduyola çıkalı biÜlmiyorum. Dışarıda kar mı yağıyor, güneş m~i açtı; h anZgh yoldayız, nereye gidiyoruz? Yolculuklara çıkmayı ne kadar severdim oysa. (…) Yolculuk denir miydTi bilmiyorum ama on yedi gün içimdesürdürdüğüm yolculuğ u ömrümün unutulmazı sayıyorum. i* Nobel ödüllü büyük fizikç RichardFeynman (1918-1988) aykırı serüvenleri iele tanınıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan adlı kitapta kendisi, tait edilemeyeb s#>iyle, Einstein ileBohr aras gındaki atom fiziğine ilişkin Tc fikir alışverişini; Yunanlı Nick’le kumar konusundakti konuşmalarını; çok iy i saklandığı sanılan nükleer sırların bulunduğu kasaları açış}aı; bongo davuluyla bir h baleye eşlik edişini; çıplak bir bayan boğa r güreşçisi k resmi yapışını; kuantum fiziğinin gizemlerinden barda kHzlara içki ısmarlamanın kurallarını keşfedişine kadar bir çok hayrete dTşüücü olayı anlatıyor. Kısacası burada tümfarklı parlaklığıyla Feynman’ın hayatını, -üstün bir zeka, sınırsız bir merak Je pervasızlığın pat{ayıcı bir karışRımını- bulacaksınız. Zamanımızın en ünlü bilim kitaplarındanbiri olan bu enerji, anekdot g&ı hayat o~eu eser, sZzdPe de fizikçi olmaarzusu yaratabi lir. Kitap, Yahudilik'de kadınla ilgi£li yaklaşımların yanlışlığını ve Yahudi din hukukçularının, Yahdi Şriatına trs | düşen görüşlerini sergileyen üç mak]eden oluşuyor. Birinci m akalede, Yahudi Şeriatı yasaklamadığ ı halde, Yahudi Şeriat uzmanlarının, kadınların yöneEtifm işlerin de çalışmalarını yasakladıkları, açıklanıyor. İkinci makalede, Yahudi Şeriagına göre kadınların di,i görevlerde bulunmalarında bir sakınca olmadığı halde, erkeklerin onur ve şereflejinin yükseltil mesi adına,Yahudi hukukçularının, Yahudi kadınlarının onurlarını zedeledikleri vte dini görevlerden uzaklaştırıldıkları, belirtiliyor. Üçünc makalede, Helenistik ve Roma dönemindeki nişalanma ve evlenme âdetleri anlatılıp b u k onuda apılaLn işlemlerde, Yahudi Şeriatının dışınaçıkıldığına vurgu yapılıyor. öB ]d Bemri:, i` sıra dışı b ir kadın olsa =d görünenyüzü sıradan… Erkeklerden nefretediyor ama babası yaşında bir adamma âşık. :emZTen ruhunu i se süreklibaskılıyor. Çocukluğundan m| getirdiği tüm yaşanmışlıklar ruhsal yapısına negatiflik ka tmı ş. Öte yandan geçmişin .izlerit, yaşa\ mücadelesindeki iç çekişmeleri ounmaya değer. 36 numara b ir kadın ayokkabısı ile 43 numara bir erkek ayakkabısının yan(yanalığından hareketle, “tecavüzde misilleme ^ olabilir mi?” sorusuna cevaben gizemli FiÜ hikâye türetmiş yazar. Ğ)v Kitabın ön kapağında Tü rkan Şoray’ın ~/ yorumu yer alıyor: “Bi r kadının her şa F rtta yaşÜama ku%unma çabası,iç dünyasındaki çalkantılar, beni çok etkiledi. Bir süre bu etkiden kurtulamadım. Derinliği olan birkitap, utlaRım.” | Ne zaman yolculuğu çıksa insan yalnızca bedenini götürmez gideceği yere. O yolculuk aynı zamanda içsel bir yolculuğun da başlangıcıdır. Bir otobüsün içinde yol alırken, ön ya da arka koltuktaki birileri ağlarken, bir başkası kitabına gömülmüş, bir çocuk nefesiyle cama yaptığı buğuya resimler çizerken sen kim bilir kafanda hangi yolculuğa çıkarsın? Ta ki, el freninin o gırç! sesiyle muavinin “sayın yolcular” diye başlayan “yarım saatlik mola” anonsuna kadar… Bu otobüsün firması Kırmızı Kedi Yayınevi. Muavini ise Haydar Ergülen. Tekerleklerin kalem olup kağıt üzerinde ilerlediği, şoförlerin gereksiz sollama yapmadığı bir yolculuk. İçindeki yolcular mı? Nalan Barbarosoğlu’ndan Ahmet Telli’ye, Cezmi Ersöz’den Ahmet Büke’ye tam 20 kişi… “Cümleten İyi Yolculuklar” Haydar Ergülen’in muavinliğinde yola çıkan yazarların, yol hikayeleriyle derlenen adı üstünde bir yol kitabı. “Muavin” benzetmesi elbette benim değil, Haydar Ergülen’in bu kitap için kaleme aldığı sunuş yazısından… “Muavininiz konuşuyor” ile başlayıp, “Saygıdeğer yolcularımız” diye devam eden Ergülen, otobüs şirketini Kırmızı Kedi Yayınevi olarak tanıtıp kitabı bakın nasıl özetliyor: “’Yolculuklar ve Kentler’” dizisi başlatıyor. Bu dizinin ilk ürünü olarak da önsözünü okumakta olduğunuz Cümleten İyi Yolculuklar kitabını sefere çıkarıyor. Bu dizimiz hazırlanmakta olan Tren Kitabı, Uçak Kitabı ve Vapur Kitabı ile siz sayın yolcularımızın karada olduğu gibi miço ya da tayfa olarak sizlerle birlikte olmayı ümit ediyorum.” “Yolculuklar ve Kentler” dizisi için, roman, öykü ve deneme kitaplarıyla tanınan edebiyatçı, yazar, şair ve gazetecilerin yazılarından oluşan kitap, eskiden yeniye yaptıkları yolculuklar, o yolculukları ve ulaştıkları kentleri anlatan yazılar, öykü, anı, deneme ya da hiç çıkılmamış hayali yolculuklarından oluştu. Haydar Ergülen, neden kendine “muavin” rolü biçtiğine de yine o kendine has üslubuyla anlattı: “(…) İnsan her zaman yazıya aklında bir düşünceyle oturmuyor, bana sorarsanız hemen hiçbir zaman, fakat yazarken bir kavram beliriyor. Yazı kağıtta, yani yolda diyecektim yağ gibi kayıyor, havaya giriyor, gereksiz sollama yapan da yok, mesafeler yani satırlar hızla akıp geçiyor. O kavramı, daha doğrusu tanımı buldum galiba: Muavin. Otobüs muavini. Eh, mevzu da otobüs olduğuna göre bu kitaba bir muavin gerekirdi, öyle değil mi? O benim işte. Hem benden de öyle ‘Kaptan’, ‘Kaptan Şoför’ filan olmaz, fakat muavin olur. Neden olmasın? Yerlerinizi almış olduğunuz otobüs kitabı yola çıkarken derin düşünceye dalmıştım. ‘Şimdi bu kitabın kapağında ne sıfatla görüneyim?’ diye. Editör, hazırlayan, derleyen… Deyince devamı da sökün ediyor zaten: toplayan, hazırlayan, derleyen… Yok yok en güzeli muavin. Hem bana da pek yakıştı sanki. İçim de ısında bu delibozuk, gömleği biraz bol gelse de, uçacak gibi dursa da o beyaz gömlek, olsun ‘Rüzgar Muavin’ derler bana, daha iyi olur. Şoför konuşması yasak olduğu için susup direksiyon sallarken, yolcular yerini almışken, hadi bakalım yolculuk başlıyor. Bakalım yazarlarımız yol boyunca nasıl bir ruh halinde yol boyunca, kimi neyi, nereleri gördü. Başlıyoruz. Cümleten iyi yolculuklar! (…) Sonra bindiğin otobüs, gecenin bir saatinde mola verir. Otobüsün mola verdiği yerin hemen yakınında sislere gömülmüş bir onman vardır. Bin an ormana doğru koşmak, içinde kaybolmak istersin. Ama yapamazsın… Otobüs, yolcularını geri toplarken, o sislere gömülmüş ormanda kalır düşlerin. Bir an kalbin çok acır. Bundan böyle hayatındaki her şeyin aynı olacağını düşünürsün. Kaçtığın ve yine geri döndüğün yollarda düşlerini bıraka bıraka yaşayacağını… Çünkü nereye gidersen git, elbet bir gün dönersin. Gittiğin yerde seni kimse tanıyamaz; döndüğün yerde de ya eksik sevilmişsindir ya da yanlış… Bırak biraz daha uyusun içindeki yabancı. Şehre daha çok var. Bırak biraz daha uyusun… (…) Otobüs kopuş demekti toprağından; bir defa söktü mü sizi kökünüzden, geri dönüşü çok zordu. Otobüs gider gelirdi ama insan öyle değil, gittiği yerlere kök salıp orada hayat buluyor. Ve bir zaman geliyor ki, artık geride bıraktıklarınız yeni hayatınız için zorunlu bir durak oluyor. Oysa otobüsler halen gelip geçiyorlar hayatlarımızdan… (…) Gece on ikiden sonra konuşmalar azalıyor, kadın seslerinin bastırdığı çocuk sesleri de her an geceyi bölecek huzursuz bir uykuya teslim. Yan tarafta oturan kızın sürekli sola devrilen kafası, oyuncak bebekleri andırıyor. Kulağındaki kulaklık ve yayılan ses uyumasını sağlayan bir morfin; o da sızmış, sarhoş bir oyuncak bebek. Önündeki ekranda bir haber kanalı akıyor. Altyazıda konuşmacılardan cımbızlanmış başlıklar ara ara değişip duruyor. Son dakika haberlerinde ölüm kol geziyor. Suriye… Doğu… Güneydoğu… Irak… Oysa ne önemi var ki yer isimlerinin? Ölenler neden öldüklerimizden ziyade nerede öldükleriyle beynimize kazınıyorlar. Yanımdakine bakıyorum, bir şey algılayacak hali yok şu sıra. Klimadan gelen soğuk hava içimi titretiyor. Buzdan bir huzursuzluk sinir sistemimim üzerinde dolanıp duruyor. Kafamı camdaki karanlığa dayayıp uyumaya çalışıyorum. İlk kez gidilen bir şehirde akşamlar nasıl geçer? Geçer mi acaba? Gri bir hüzün kolları arasına almıştır bütün sokakları… Renkler, arınmıştır yalnızlığın bedeninden… Dumanın küfünden balkona çıkılmaz. Akşamın sığınağı pencerelerdir: Pencereden bakarsın. Çocuklar, seslerinin çıngırağını ara sokaklara dağıtarak evlerine çekilmektedir. Bir adam, koltuğunun altında bir somun kokusuyla döner köşeyi… Bir kadın, sabahtan kalan güneş kokulu çamaşırları toplamaktadır balkonda… Sen, bir başka zamanda, bir başka şehirde geçen çocukluğunu düşünürsün… Yolda olma halini oldukça önemserim. İnsanın bir yolunun olması önemlidir. Değişim oradan kök salar. Yenilik oradan boy verir. Hem Gülten Akın’ın da dediği gibi “En güzeli, yol yürüyüş öğretir.” Bize bizi gösterir. Bize yeniyi sunar. Kafka da “Çünkü dünya ancak bir yoldan yaratabilir bizi” demiştir. Değil mi ki yaratıcılığı besler yol! Değil mi ki söz bile yol alıyor boşlukta! Duruyor olsam da yol halim sürer çok zaman. Karl Jaspers, “Felsefe yolda olmaktır” demiş ya, aslında yaşamak için de söylenebilir bu söz. Evet yaşamak da yolda olmaktır. Tren istasyonlarında, otogarlarda, limanlarda, havaalanlarında aniden çarpışmaz mıyız yaşamakla? (…) Aklımdan hiç çıkmayan bir yolculuk. Beni büyüten bir yolculuk. O yolculukta uzağı, ayrılığı, gurbeti, burkulmayı, yutkunmayı, özlemi derinden anladım. Gecenin ne kadar uzun ve yolların gecelerden de uzun olduğunu… Kendime yol bildiğim şeylerden öteye gitmeyi… Birilerini ardımda bırakmanın ağrısını… Bir başına kalmış olmanın tedirginliğini… O kopuşu, o yitiği… Bir yaprağın kaybettiği rengini aramaya çıkması gibi… (…) Işıklar söndürülünce içeriye dolan ve otobüsü saran dışarının karanlığından, yolun bulanık aydınlığından içimdeki karanlığa bakıyordum. Düşlerime, umutlarıma karışan korku ve kaygılarıma… Uykum da yolunu yitirmişti karanlıkta. Yanımdan evler, ağaçlar, tarlalar, ovalar geçiyordu. Duran gövdeme karşın, gecenin çamuruna bata çıka ilerliyordu aklım. Bir anda geriye dönüyor, ardımda kalanları düşünüyordum. (…) Gecede gidiyor oluş kendi içine Çekiyor insanı. Kendi karanlığına götürüyor… Yalnızca dışarıdaki virajlardan bir yanı uçurum olan yollardan, ışıklı tünellerden, alt – üst geçitlerden geçmiyordu otobüs. İçimdeki virajları da dönüyor, sesimdeki tünellerden, yaşamımdaki köprülerden de geçiyordu. Hem yolların çatallandığı kavşaklarda, yaşamın dört yol ağızlarında şaşırıp kalan benim gibi kararsızlık da yaşamıyordu şoför… Kapının zili çaldığında tanyeri ağarmak üzereydi. Uyandım. Yanlış mı duydum diye düşünüyordum ki, kapının zili bir kez daha çaldı. Uyku sersemliğiyle, bu münasebetsiz konuğun kim olabileceğini düşünerek kapıyı açtım: !!! Sayısını tam olarak kestiremediğim altı, yedi, belki daha çok kişinin silahları üzerime çevrilmişti. Rüya yahut kabus gördüğümü sanıyordum. 1981’in ilk günüydü. Yılbaşı geceleri nasıl geçiyorsa bizimki de öyle geçmişti işte. (…) Sessiz olmamı istedi deri ceketli. Evde kaç kişi olduğumuzu sordu. Diğerleri zaten evin içine dalmıştı. Karım uyandı. Durumu kavramıştı. Aylardır çoğu insanın başına gelen, bizim de başımıza gelmiş, polis evimizi basmıştı. Bütün çekmeceler, gardırop, kitaplık tek tek inceleniyordu. (…) Elleri boş dönmek istemiyorlar demek ki. Kitaplıktan epey kitap indirdiler. (…)Tanyeri ağarmak üzereydi. Bir iki saat süren aramadan sonra durumu telsizle bir yerlere bildirmişlerdi. Telsiz konuşmalarından “malum şahıs” olduğumu böylece öğrenmiş oldum. İçlerinden biri yanıma sokuldu ve kulağıma eğilerek, “kalın giyin” dedi. Bu sözle, o ana kadar, aramada bir şey bulamadılar, bırakıp giderler umudu da bitmiş oldu bende. Yünlü giysiler getirdi karım. (…) “Çocuklara iyi bak, uzun sürmez herhalde” dedim veda ederken. (…) Minibüse binerken gözlerim bağlandı. Belli ki emniyete götürülüyordum. Birkaç aydır, darbeden beri emniyete götürülenlerin başlarına neler geldiğini duyuyorduk. Uygulanan vahşet, gaddarlık, insanın kanını donduruyordu. Hareket ettik. On veya on beş dakika sonra durduk. Tahmin ettiğim gibiydi. Geldik işte diye düşündüm. Ama indirmiyorlar. Bir süre sonra yeniden hareket ettik. (…) Durmadan gidiyoruz. Sağımızdan solumuzdan hızla geçen araba seslerinden şehirlerarası yolda olduğumuzu anlıyorum. Yolculuk bitmiyor, gidiyor, gidiyoruz. Zamanı unuttum, kaç saat oldu yola çıkalı bilmiyorum. Dışarıda kar mı yağıyor, güneş mi açtı; hangi yoldayız, nereye gidiyoruz? Yolculuklara çıkmayı ne kadar severdim oysa. (…) Yolculuk denir miydi bilmiyorum ama on yedi gün içimde sürdürdüğüm yolculuğu ömrümün unutulmazı sayıyorum. Nobel ödüllü büyük fizikçi Richard Feynman (1918-1988) aykırı serüvenleri ile tanınıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan adlı kitapta kendisi, taklit edilemeyen sesiyle, Einstein ile Bohr arasındaki atom fiziğine ilişkin fikir alışverişini; Yunanlı Nick’le kumar konusundaki konuşmalarını; çok iyi saklandığı sanılan nükleer sırların bulunduğu kasaları açışını; bongo davuluyla bir baleye eşlik edişini; çıplak bir bayan boğa güreşçisi resmi yapışını; kuantum fiziğinin gizemlerinden barda kızlara içki ısmarlamanın kurallarını keşfedişine kadar bir çok hayrete düşürücü olayı anlatıyor. Kısacası burada tüm farklı parlaklığıyla Feynman’ın hayatını, -üstün bir zeka, sınırsız bir merak ve pervasızlığın patlayıcı bir karışımını- bulacaksınız. Zamanımızın en ünlü bilim kitaplarından biri olan bu enerji, anekdot ve hayat dolu eser, sizde de fizikçi olma arzusu yaratabilir. Kitap, Yahudilik'de kadınla ilgili yaklaşımların yanlışlığını ve Yahudi din hukukçularının, Yahudi Şeriatına ters düşen görüşlerini sergileyen üç makaleden oluşuyor. Birinci makalede, Yahudi Şeriatı yasaklamadığı halde, Yahudi Şeriat uzmanlarının, kadınların yönetim işlerinde çalışmalarını yasakladıkları, açıklanıyor. İkinci makalede, Yahudi Şeriatına göre kadınların dini görevlerde bulunmalarında bir sakınca olmadığı halde, erkeklerin onur ve şereflerinin yükseltilmesi adına, Yahudi hukukçularının, Yahudi kadınlarının onurlarını zedeledikleri ve dini görevlerden uzaklaştırıldıkları, belirtiliyor. Üçüncü makalede, Helenistik ve Roma dönemindeki nişanlanma ve evlenme âdetleri anlatılıp bu konuda yapılan işlemlerde, Yahudi Şeriatının dışına çıkıldığına vurgu yapılıyor. Berrin, sıra dışı bir kadın olsa da görünen yüzü sıradan… Erkeklerden nefret ediyor ama babası yaşında bir adama âşık. Feminen ruhunu ise sürekli baskılıyor. Çocukluğundan getirdiği tüm yaşanmışlıklar ruhsal yapısına negatiflik katmış. Öte yandan geçmişin izleri, yaşam mücadelesindeki iç çekişmeleri okunmaya değer. 36 numara bir kadın ayakkabısı ile 43 numara bir erkek ayakkabısının yanyanalığından hareketle, “tecavüzde misilleme olabilir mi?” sorusuna cevaben gizemli bir hikâye türetmiş yazar. Kitabın ön kapağında Türkan Şoray’ın şu yorumu yer alıyor: “Bir kadının her şartta yaşama tutunma çabası, iç dünyasındaki çalkantılar, beni çok etkiledi. Bir süre bu etkiden kurtulamadım. Derinliği olan bir kitap, kutlarım.” |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
, 'n, işgal aa altındaki Batı Şerian[n El Halil kentindeki Uluslararas Geçici Mevcudiyet Gücü'nün (TIPH) görev süresini uzatmama kararına tepki gösterdi. A KmisyonundaI yapıla/n yazılı açıklamada, İsrail *z 'in TIPH'ningörev süresini uzatmama kararının, "zaten kırılgan olan durumu daha da kötüleştirme üdski taşıdığı" uyarısında bulunuldu. Açıklamada, "AB, İsrail'e uluslararası hukuu doğrultusunda El Halil'deki ve iş gal ş altındaki diğer Pilisin topraklarındaki Filistin halkını koruma yüiümlülüğünj hatırlatmaktadır." görüşüne yer verildi. İsrail, görev süresi geçen ay £sonu dolanEl Halil kentin deki v TIPH'nin, göreğ süresini uzatŞayacağıpı açıklamıştı. Başbakan Şin%a}in Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Bize karşı çalışan bir uluslaarası gücün va[zrlığına izin vermeyeceğiz." ifadesini kullanmıştı. TIPH, IE| H alil'deki Filistinlile r içikn güvenlik duygusu yaratmak ve istikraın sağlanmasına destek için Filisti{n yönetimi ve İsrail' in davetiyle 1997'denbu yana bölged? bulunuyor. Bünyesinde Danimarka, İtalya, Norveç, İsveç, İsviçe ve Türkiye'd en gözlemcilerinbulunduğu misyo f, bölgede uluslararası a nlaşmaların ihlal edilmesi durumunu gözlelleyerek, cT buna ilişkin raporl~ar hazırlıyor. | , 'in, işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentindeki Uluslararası Geçici Mevcudiyet Gücü'nün (TIPH) görev süresini uzatmama kararına tepki gösterdi. AB Komisyonundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in TIPH'nin görev süresini uzatmama kararının, "zaten kırılgan olan durumu daha da kötüleştirme riski taşıdığı" uyarısında bulunuldu. Açıklamada, "AB, İsrail'e uluslararası hukuk doğrultusunda El Halil'deki ve işgal altındaki diğer Filistin topraklarındaki Filistin halkını koruma yükümlülüğünü hatırlatmaktadır." görüşüne yer verildi. İsrail, görev süresi geçen ay sonu dolan El Halil kentindeki TIPH'nin, görev süresini uzatmayacağını açıklamıştı. Başbakan Binyamin Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Bize karşı çalışan bir uluslararası gücün varlığına izin vermeyeceğiz." ifadesini kullanmıştı. TIPH, El Halil'deki Filistinliler için güvenlik duygusu yaratmak ve istikrarın sağlanmasına destek için Filistin yönetimi ve İsrail'in davetiyle 1997'den bu yana bölgede bulunuyor. Bünyesinde Danimarka, İtalya, Norveç, İsveç, İsviçre ve Türkiye'den gözlemcilerin bulunduğu misyon, bölgede uluslararası anlaşmaların ihlal edilmesi durumunu gözlemleyerek, buna ilişkin raporlar hazırlıyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
’ ın yeni sezonu, ABD’de yayınıyla yI ogün başlıyor! mürettebatı zor durumdadır; zira Urca’daki hazineyle aralarındaİspanyol askerleri durmaktadır.Kardeşlerine karşı işlediklerisuçları artık sır olmaktan çıkan Flint ve Silver is e güZçlrini birleştirmek zorundadır. Bd arada Ned Low adında, işkenceyi yalnızca bir araç değil, üynı zamjnda bir hobiolarak gören yeni bir korsan peydahlanınca >leanor, Guthrie Nassau’nun diğginleridi elinde tutmakta zo£rlanı. Öte yand an, dökülen kan ve iyiden iyiyeyükselen tansiyonCharles Vae’i “Eleanor’un hayatının mı” yoksa “aLamları karşısındaki saygınığının daha öne mli olgğuna karar vermeye iter. Dahası, ö ğrenecekleri müthiş b[ h abe, tüm dünyalarını değiştirecek ve Nassau’dakileri birer insan mı d yoksa birer canavar mı olduklarına karar vermek zorunda bırakaıcaktır! | ’ın yeni sezonu, ABD’de yayınıyla aynı gün başlıyor! mürettebatı zor durumdadır; zira Urca’daki hazineyle aralarında İspanyol askerleri durmaktadır. Kardeşlerine karşı işledikleri suçları artık sır olmaktan çıkan Flint ve Silver ise güçlerini birleştirmek zorundadır. Bu arada Ned Low adında, işkenceyi yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir hobi olarak gören yeni bir korsan peydahlanınca Eleanor, Guthrie Nassau’nun dizginlerini elinde tutmakta zorlanır. Öte yandan, dökülen kan ve iyiden iyiye yükselen tansiyon Charles Vane’i “Eleanor’un hayatının mı” yoksa “adamları karşısındaki saygınlığının mı” daha önemli olduğuna karar vermeye iter. Dahası, öğrenecekleri müthiş bir haber, tüm dünyalarını değiştirecek ve Nassau’dakileri birer insan mı yoksa birer canavar mı olduklarına karar vermek zorunda bırakacaktır. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Kocaeli'nin Gebze ilçesi ndeki bir düğünde trajiko m ik olaylar yaşandı. Çalan müzik eşli ğinde kendin i halaya kaptıran davetliler br anda müziğinkesilmesi, ışıkl arın kapatılmasıyla büyük şokyaşadı. Gerçek kısa sürede Sı? ortaya çıktı. Bazı davetlileri n Hh fotoğraf çekmesine öfkel.nen Salm* fotoğrafçısı ! çalışanları, 'Kimse fontoğoaf çekmeyecekti" diyerek düğün sahiplerinin üzerine yürüdü. Çıkan olaylar sebebiyl e düğün iptal oldu. Dakikalar önce pistte göbek tıan davetliler bir anda kendilerini salo dışında buldu. Sadece bir davğt:inin cep telefonuylafotoğraf çe.kmeĞs yüızünden düğünü iptal olan gelin ve damat soluğu mahkemede aldı. `m(at ilegelinin babaları, tüketici maahkemesinde açtığı davada, düğün mgütnü misafirlerin fotoğraf çekmesi üzerine, salon işletmecisi ve fotoğrafçısınınmüziği, ışıkları kapatarak düğünü jb iptal ettiklerini, 'Ha kimse fotoğraf }çekmmyecekti' diyerek ailelerinin üzerine saldırdıklarını öne sürdü. Davacı dünürler, hakaret ve tehditlerde bulunan salon çalışanlarının bütün davetlilerimekan dışı na çıkardıklarını belirvTetrek; düğünün gerçekleşmesi için yapılan ve ipt al edilmesi yüzünden kuaför masrafları,davetlilerin nakliiçin yapılan ulaşım-servis ücretleri, t gelinlik-damatlık masraflarının ta£afına iadesini talepetti. Davacı dünürler,takılamayan takılar ve organizasyon için öznen sözleşme bedeli se beil _K maddi zararlarının büyük olduğunu kaydetti. Dünürler, 21 bin 700 TL di tazminat ule 100 bin TL manev tazminatın kendilerine ödenmesini talep etti. öv Salon işletmecisi ve fotoğrafçı ise iddiaarı re^ddtti. Davalılar, sözleşmede belirtilmesine rağmen davetlilerin çekim yaptığını öne sürdü. Tarafları *inleyen mahkemenin önümüzdeki aylardaki son duruşmadakarar vermesi beskeniyor. | Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki bir düğünde trajikomik olaylar yaşandı. Çalan müzik eşliğinde kendini halaya kaptıran davetliler bir anda müziğin kesilmesi, ışıkların kapatılmasıyla büyük şok yaşadı. Gerçek kısa sürede ortaya çıktı. Bazı davetlilerin fotoğraf çekmesine öfkelenen salon fotoğrafçısı ve çalışanları, 'Kimse fotoğraf çekmeyecekti" diyerek düğün sahiplerinin üzerine yürüdü. Çıkan olaylar sebebiyle düğün iptal oldu. Dakikalar önce pistte göbek atan davetliler bir anda kendilerini salon dışında buldu. Sadece bir davetlinin cep telefonuyla fotoğraf çekmesi yüzünden düğünü iptal olan gelin ve damat soluğu mahkemede aldı. Damat ile gelinin babaları, tüketici mahkemesinde açtığı davada, düğün günü misafirlerin fotoğraf çekmesi üzerine, salon işletmecisi ve fotoğrafçısının müziği, ışıkları kapatarak düğünü iptal ettiklerini, 'Hani kimse fotoğraf çekmeyecekti' diyerek ailelerinin üzerine saldırdıklarını öne sürdü. Davacı dünürler, hakaret ve tehditlerde bulunan salon çalışanlarının bütün davetlileri mekan dışına çıkardıklarını belirterek; düğünün gerçekleşmesi için yapılan ve iptal edilmesi yüzünden kuaför masrafları, davetlilerin nakli için yapılan ulaşım-servis ücretleri, gelinlik-damatlık masraflarının tarafına iadesini talep etti. Davacı dünürler, takılamayan takılar ve organizasyon için ödenen sözleşme bedeli sebebiyle maddi zararlarının büyük olduğunu kaydetti. Dünürler, 21 bin 700 TL maddi tazminat ile 100 bin TL manevi tazminatın kendilerine ödenmesini talep etti. Salon işletmecisi ve fotoğrafçı ise iddiaları reddetti. Davalılar, sözleşmede belirtilmesine rağmen davetlilerin çekim yaptığını öne sürdü. Tarafları dinleyen mahkemenin önümüzdeki aylardaki son duruşmada karar vermesi bekleniyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Hazi ne v eMaliye Bakanlığı t arafından Kasım 2018’de beyaz eşyada uygulamaya konlan özel tüketim verggisi (ÖTV) sıfıra ind iren düzCenlemenin sonlanmasına ıh %(R süre kaldı. Daha önce e1 Aralık ve 31 Mart'a kadar uz atıln düzenleme, 3Su Haziran'da son a erecek. Öte yandan geçtiğimiz günlerdeTicaret Bakanlığı'nın Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve K=urallar Hakkında Yönetmeliği'ndeki değişikl<ik Resmi Gazete'}de yayımlanıı. Yönetmeliğe g öre bazı eşyalardaki taksit ̈́8 aya çık tı. . takstin buzdolabı, çamaşır makinesi, bula$ık makinesi veelektrikli ev aletlerai gibi elektrikli eşya 'V satışları ile mobilky{a satışlarını da kapsaması sektörde olumlu etki yap?ı Taksit imkanının artırılmasını değerlendiren beyaz eşya satıcısı Emircan Ekinci , ''Ay sonuna kadar ÖTV indiriminin olması aslında jiSim için bir ava ntaj^dı. Satı%lar ş iyiydi, satıgşlardan yana bir problemimizi yo ktu,müşterinin ilgisi de güzeldi. kBbRu avantajın devam etmesini diliyoruz. İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda çamaşır makinesi, buzdolabı ve mobilya olsun ta lep ar/ Vatandaşön alım gücü taksite dayalı o lduğuiçin tak^i sayısının yükselmesi alım gücünü böylelikle arttırır. Biz esnaf olarak bundan M dolayı çok mutluyuz. Bunda n önce taksitsayılarında insanlara kısıtlama gelmesinden dolayı nsanlar alışveriş yaparken çekimser davranırdı.Ama şu an ;bk}sit sayının yükselmesi fin)sanları alım gü cünüarttırıyor'' diye kjuştu. Bir diğer e Iö` snaf Fatih Yalçın ise; ''ÖTV ve KDVkampanyası başladıktan sonra biraz yoğunuk oldu işleri mizde. Bu ay sonu sonlandığından dolayı devletimizden b kampanyanın devametmesi talep ediyoruz. Esnaf zor durumda buÜ kampanyanın uzatılması bir az da ols, can suyu olur diyedüşünüyorum. Taksitlerin Srtmaı ilebirlikte işlerimiz açıldı. elPn vatandaşlar taksitlendirmeleri sormaya başladılar. Bunun biz enflar için iyi olacağını düşünüyorum. Vatandaşı n nakit ödeme gücü yoZk, 3 taksit ve 5 taksitin az jlduğuundaCn ol:´ayı vatandaş ödemede zorlanıyor. Bu taksitlendirmenin hem vatandaşaçısından hem de biz esnaflar için oumu ol acağınıdüşünüyorum'” şeklinde görüş belirtti. | Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Kasım 2018’de beyaz eşyada uygulamaya konulan özel tüketim vergisi (ÖTV) sıfıra indiren düzenlemenin sonlanmasına kısa süre kaldı. Daha önce 31 Aralık ve 31 Mart'a kadar uzatılan düzenleme, 30 Haziran'da sona erecek. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanlığı'nın Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmeliği'ndeki değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre bazı eşyalardaki taksit 18 aya çıktı. 18 taksitin buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve elektrikli ev aletleri gibi elektrikli eşya satışları ile mobilya satışlarını da kapsaması sektörde olumlu etki yaptı. Taksit imkanının artırılmasını değerlendiren beyaz eşya satıcısı Emircan Ekinci, ''Ay sonuna kadar ÖTV indiriminin olması aslında bizim için bir avantajdı. Satışlar iyiydi, satışlardan yana bir problemimizi yoktu, müşterinin ilgisi de güzeldi. Bu avantajın devam etmesini diliyoruz. İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda çamaşır makinesi, buzdolabı ve mobilya olsun talep var. Vatandaşın alım gücü taksite dayalı olduğu için taksit sayısının yükselmesi alım gücünü böylelikle arttırır. Biz esnaf olarak bundan dolayı çok mutluyuz. Bundan önce taksit sayılarında insanlara kısıtlama gelmesinden dolayı insanlar alışveriş yaparken çekimser davranırdı. Ama şu an taksit sayının yükselmesi insanların alım gücünü arttırıyor'' diye konuştu. Bir diğer esnaf Fatih Yalçın ise; ''ÖTV ve KDV kampanyası başladıktan sonra biraz yoğunluk oldu işlerimizde. Bu ay sonu sonlandığından dolayı devletimizden bu kampanyanın devam etmesi talep ediyoruz. Esnaf zor durumda bu kampanyanın uzatılması biraz da olsa can suyu olur diye düşünüyorum. Taksitlerin artması ile birlikte işlerimiz açıldı. Gelen vatandaşlar taksitlendirmeleri sormaya başladılar. Bunun biz esnaflar için iyi olacağını düşünüyorum. Vatandaşın nakit ödeme gücü yok, 3 taksit ve 5 taksitin az olduğundan dolayı vatandaş ödemede zorlanıyor. Bu taksitlendirmenin hem vatandaş açısından hem de biz esnaflar için olumlu olacağını düşünüyorum'” şeklinde görüş belirtti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Ermeni tasarısının İsveç pa|laento=sunda kabuünün ardından istişareler için Türkiye'me ç]ağr_ıl_n Büyükelçi Korutürk, Stockholm'e gidişindenönce Esenboğa hhavaalanında bas ın mensuplarının sorularını yanıtladı. Korutürk, diplomaside bir büyükelçinin istişareleriçin ge ri çekilmesinin ciddi bir tepki, hatta protesto olduğunu söyzeyerek, Türkiye'nin bu tepkiyi gösterdiğ]+ni hatırlattı. Kararın kabulüĞün ardından İsveç hükümetinin atÜığı bütünadımların kararı hiçbir şkilde tasvip etmediklerini ve bcn~un uygulanabilirbir karar olmadığı+nı ortaya koyduğunu belirten Korutürk, İsveç a nayasasının dış lpoolitika görevini hükümet_ bıraktağını ve dolayısıyla bu kararı tavsiye niteliğinde değe`lendiri)diğini ka,detti. Korutürk, "İsveç hükümeti bu karaÖrın uygulanmayacağını açık [bir şekilde ifade etmiştir" diye ) konuştu. Bir gazetecinin, "Ne değişti de gidiyorsunuz" sorusu ü(erine büükeçi Korutürk, rç[ok şeyin değiştiğini belirterek, kararın kabulündenbu yana meydana gelen gelişmeleriözetledi. İsveç parlamentosunun kararıkabulünün ardından ilk uçaklaTürkiye'ye döndüğünü anımsatan Korutürk,daha sonra iki ülke dışMşleri bakanının Finlandiya'da bir araya geldiğini, İsveç'in bu k~rrın çok ters bir karar olduğunu söylediğii, İsveç başbakanının Ba şbakan yecep Tayyi pErdoğan'ı rayarak özürdilediğini, İsveç basınındada pek çok haber çıktığını belirtti. Korutürk, "Dolayısıyla o günden bu yana artı_k buş̈́n çok yanlış e{p bir karar ,t;uğu hükümetin b unu uy+ulamayacağı çok net oraya konuldu. Bu çerçevede esasen büyük elri.njn oraya gitmesinin zamanı geldiği ynünde siyasiirade belirdi" diyekonuştu. D ışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gerekli istişareleri yaptıklarını kaydeden B/üyükelçi Korutürk, şunları söyledi; "Gelmem nasıl bir siyasi kararsa gitmem de siyai bir karaMrdır. Geri dönmem için bütün koşulların oluştuğu sonucuna varıldı. Bu aşamadan sonra İsveç ve hükümetinin tavrı önemld Yapılan bu yanlışı nasıl tZlafi edeceklerini h _ bi rlikte göreceğiz. İsveç hükümetinin elinde ngeleni yapacağını d a umuyorum." Korutü, Kulu'yuziyaret etmesinin seb binin sprulmasın$a karılık da Kululuların sorunlarını \a dinlemek Ö için oray gittiğini, ancak ğp hepsini karar nedeniyle infial içnde g.örcüğünü bildirdi. | Ermeni tasarısının İsveç parlamentosunda kabulünün ardından istişareler için Türkiye'ye çağrılan Büyükelçi Korutürk, Stockholm'e gidişinden önce Esenboğa havaalanında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Korutürk, diplomaside bir büyükelçinin istişareler için geri çekilmesinin ciddi bir tepki, hatta protesto olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin bu tepkiyi gösterdiğini hatırlattı. Kararın kabulünün ardından İsveç hükümetinin attığı bütün adımların kararı hiçbir şekilde tasvip etmediklerini ve bunun uygulanabilir bir karar olmadığını ortaya koyduğunu belirten Korutürk, İsveç anayasasının dış politika görevini hükümete bıraktağını ve dolayısıyla bu kararın tavsiye niteliğinde değerlendirildiğini kaydetti. Korutürk, "İsveç hükümeti bu kararın uygulanmayacağını açık bir şekilde ifade etmiştir" diye konuştu. Bir gazetecinin, "Ne değişti de gidiyorsunuz" sorusu üzerine Büyükelçi Korutürk, çok şeyin değiştiğini belirterek, kararın kabulünden bu yana meydana gelen gelişmeleri özetledi. İsveç parlamentosunun kararı kabulünün ardından ilk uçakla Türkiye'ye döndüğünü anımsatan Korutürk, daha sonra iki ülke dışişleri bakanının Finlandiya'da bir araya geldiğini, İsveç'in bu kararın çok ters bir karar olduğunu söylediğini, İsveç başbakanının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı arayarak özür dilediğini, İsveç basınında da pek çok haber çıktığını belirtti. Korutürk, "Dolayısıyla o günden bu yana artık bunun çok yanlış bir karar olduğu ve hükümetin bunu uygulamayacağı çok net ortaya konuldu. Bu çerçevede esasen büyükelçinin oraya gitmesinin zamanı geldiği yönünde siyasi irade belirdi" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gerekli istişareleri yaptıklarını kaydeden Büyükelçi Korutürk, şunları söyledi; "Gelmem nasıl bir siyasi kararsa gitmem de siyasi bir karardır. Geri dönmem için bütün koşulların oluştuğu sonucuna varıldı. Bu aşamadan sonra İsveç ve hükümetinin tavrı önemli. Yapılan bu yanlışı nasıl telafi edeceklerini hep birlikte göreceğiz. İsveç hükümetinin elinden geleni yapacağını da umuyorum." Korutürk, Kulu'yu ziyaret etmesinin sebebinin sorulmasına karşılık da Kululuların sorunlarını dinlemek için oraya gittiğini, ancak hepsini karar nedeniyle infial içinde gördüğünü bildirdi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Mi[li E=itim Bakanlığı’nın ( ) açıkladığı sınavla öğrenci ala cak okulların l}stesi tartışılmaya devam ediyor. 747’si ima Jm hatip ve meslek lisesi olmaküzere açkHanar 1367 okulun hangi kriterlere göre seçildiği tartışılırken, liste dışıkalan kuldarın öğrenci, ezun ve velileri de “Bizim okulumuz nitelikli” kampanaları düzenliyor. Gazete Habcertürk'ten Bürde Özçakır'ın aktardığına göre aralarında asır]lık geçmişe sahip kulların yanı zph sıra yüksekpuanlı bazı An adolu liselerinin sınavla öğrenci alan okullar listesne yr alümamasına tepkiler artıyor. Özellikle 34 il de Anadolu lisesine yer verilmemesi, bunakarşılık tüm illerde i mam hatip vemeslek liselerinin listeye gir mesi eğitim sendikalarınca da eleştiriliyor. Türk Eğitim }s Sen Genel Başkanı Talip Geylan, açıklacan listenin m ve liseye geçiş sisteminin velileri özel okullara yönlendireceğini söyleyerek, şöyle diyor: “Anadolu liselerinin sayısı ihtiyacın çok altında. Örn eğin 170bin nüfuslu Atay il merkezinde sı.ava öğrenci alacak, kontenjanı 90 olan I1 fen lisesi jv[r. Bu ildeakademik eitim potansiyeli yüzde 1’lik dilimdeki yaklaşık 300 tğreninn yarıdan ıazlası özel okullara gitmek zOr,nda b[ır=akılaĞak. Bazı illerdeki A/dol liselerinin puanları fenliselerinden bile yDüküsek iken listeyebile giremediler. L´istede gözde, başarılı,kendisini kanıtlamış bz okullara yer veril mediğini gö rüyoruz.” Eğiti Se n Genel Başkanı Fera y Aytekin Aydoğan da TEOGyerine getirilen Ort aöğretime Geçiş Sistemi Yönetmelik ve Yönergesi’ne karşı Danıştay’da itiraz davası açtıklarını belirtti. Aydoğan, “Açıklanan `listeler ve sistem velileri çocuklarını özelokula yönlendirmekten başka seçenek bcırakmıyor. Bu düzenlemelere karşıçıkılması gerekiyor” dedi. CHP İzmir Milletvekili Mustafa B~albay da Eğitim Sen il birlikte Eğitim-İş Senviasının da ME’ü? niteliköli okullarsıralamasının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye gideceğini kaydetti. Balbay, “MEB sıraladığı oklulmarı listesiyle ‘Bic agırlık gelenekleriyerleşmiş okulları nitelikli saymıyorum’ dedi. Bakanın 2 gündür yaptığı aıklamalar çaresizliğin itirafıdır” iadesini kullan=ı. | Milli Eğitim Bakanlığı’nın ( ) açıkladığı sınavla öğrenci alacak okulların listesi tartışılmaya devam ediyor. 747’si imam hatip ve meslek lisesi olmak üzere açıklanan 1367 okulun hangi kriterlere göre seçildiği tartışılırken, liste dışı kalan okulların öğrenci, mezun ve velileri de “Bizim okulumuz nitelikli” kampanyaları düzenliyor. Gazete Habertürk'ten Bürde Özçakır'ın aktardığına göre aralarında asırlık geçmişe sahip okulların yanı sıra yüksek puanlı bazı Anadolu liselerinin sınavla öğrenci alan okullar listesinde yer almamasına tepkiler artıyor. Özellikle 34 ilde Anadolu lisesine yer verilmemesi, buna karşılık tüm illerde imam hatip ve meslek liselerinin listeye girmesi eğitim sendikalarınca da eleştiriliyor. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, açıklanan listenin ve liseye geçiş sisteminin velileri özel okullara yönlendireceğini söyleyerek, şöyle diyor: “Anadolu liselerinin sayısı ihtiyacın çok altında. Örneğin 170 bin nüfuslu Amasya il merkezinde sınavla öğrenci alacak, kontenjanı 90 olan 1 fen lisesi var. Bu ilde akademik eğitim potansiyeli yüzde 1’lik dilimdeki yaklaşık 300 öğrencinin yarıdan fazlası özel okullara gitmek zorunda bırakılacak. Bazı illerdeki Anadolu liselerinin puanları fen liselerinden bile yüksek iken listeye bile giremediler. Listede gözde, başarılı, kendisini kanıtlamış bu okullara yer verilmediğini görüyoruz.” Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da TEOG yerine getirilen Ortaöğretime Geçiş Sistemi Yönetmelik ve Yönergesi’ne karşı Danıştay’da itiraz davası açtıklarını belirtti. Aydoğan, “Açıklanan listeler ve sistem velileri çocuklarını özel okula yönlendirmekten başka seçenek bırakmıyor. Bu düzenlemelere karşı çıkılması gerekiyor” dedi. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da Eğitim Sen ile birlikte Eğitim-İş Sendikası’nın da MEB’in nitelikli okullar sıralamasının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye gideceğini kaydetti. Balbay, “MEB sıraladığı okulların listesiyle ‘Bir asırlık gelenekleri yerleşmiş okulları nitelikli saymıyorum’ dedi. Bakanın 2 gündür yaptığı açıklamalar çaresizliğin itirafıdır” ifadesini kullandı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Yeşil Aı*tvin Derneği’nin çağrısıyla saat 11.00’de OtoparkMeydanı’nda çoğunluğu ökaddn olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Cerattepe’ye doğruyürüyüşe geçen grup ellerinde Türk bayraklarıyla, “Cengiz kaç kaç kadınlar geliyor” sloganları attı. Alışlar ve grubun önünde akordeon DçalcaP yörse? sanatçının müzikleri eşliğinde ücrüyen grup, yarım aa sonra H\stcÖne Kavşağı’na geldi. Cerattepe'de yürüyüşe geçen kadınlara polisten gazlı v plastik mermili müdahale geldi; Hastane kavşağında TOMA destekli çevik kuvvet ekipleri b ar ikat oluşturarak grubun ge'işine izin vermedi. Yeşil ArtvinDerneği Başkanı Nur Neşe Karahan, polis müdürlerine, dedi. )? Polisin, isteğine aO karşı çıkan Karahan, .tı*m kadınların maden bölgesinegitme iYeğini tekgarjadl. Polisle r yetililerle görüşmek için gruptan süre istedi ancak dahasonra hiçkimsenin yukarı çıkmasına izin verilmeyeceğibildirildi. Bu arada Artvin rman İşletme Müdürlüğü’nün, yer tahsisi yapılmadan ´ğ,aç kesldiğine ilişkin yazısı daçoğaltılarak katılımcılara dağıtıldı. eil Artvin Derneği Bakanı Nur Neş e Karahan, dedi. Grupta bulunan kadınlardan 61 yaşında ki Şadiye Dönmez ifadesini kullandı. Müesser Şeyhoğlu ise, diye +z konuştu. Bu arada gruptaki kadınlardan birininmegafonla polislere, “İçimizde astım hastalaı var. Bugüngaz sıkmay ın vefarklı müdahalede bulunmayın” diye uyarU yapması dikkat çek ̈́oı ti. Yaklaşık 2 saat Cerattepe'ye kmak için bekleyengruba saat 13.30 sıralarında polis "dağılın" dedi. Kadınlar dağıl;mayınc polmis ekipleri önce oub kalkanlarla gruba saldırdı. Bu sırada çok s ayıda kadın y ere >´ düştü ve ezilme tehlikesi yaşadı. Polisler biber gazı plastik mermilerle ruba saldırdı. Ayrıca TOMA'dan da grubunüzerine tazyikli su ve gaz sıkıldı. vlu sırada bazı polisler *zu copla kadınlara vururken, = uzaklaşan ogrubun bir süre sonra yenien toplanması üzerine polis farklı yönlerden daha fazla biber gazı sıkmaya başladı. Gazdan ve plastik mermilerden etkilenençok sayıVda kadın 100 metre mesafdeki ArtvinDevlet Hastan esi acil servisine taşındı. Ayrıu ambulanslarda d a bazıgöstericilere müdahale edildi. Gazdan kaçmaya çalışan (i> çok nkişi çevre binalara sığındı. Polisin ç Kok sertmüdahalesinin ardıdan barikata daha uzak bir yerde t oplanan grubun bekleyişi sürüyor. Biber gaz lı müdahalede bir kadının düşmesi R sonucu ayağı kırılırken, hasteane kantininde çalışan bir kişigözünden plast i mermi vle yaralandı. Hastane önünde yaşanan gazlı müdahaleden hastalar da etkilendi. BirGün Gazetesi muhabiri Burcu Cansu, yoğun gazdan dolayk fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. K̈́P'y yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding'in altın ve bakır madeni çıkarmayı planladığı Artvin Cerattepe'deki maden inşaatına karşı direniş r gün önce başşdır Dün Artvin Valiliği kente girid çıkışların durdurulduğunu açıkladı.Maden inşaatına karş ı başlatıl an direnişin beşinci gününde k;nt Dbluka altına alındı. Türkiye'nin dört bir ynından gelen ttobüsler kente sokulmadı, 'madene hayır' diyenlere 690 metredeki Cankurtaran Geçidi'nde müdahale edildi. Kent merkezindeki eyleme is e binlercekişi katıldı. Dünküeylemde yürütüle boğalar da “terör ist” ilan edildi. ASrtvi$ Boğacılar Derneği'nin eylem ?bp kapsamında yürüteceği boğaların yÖayladan merkeze inişi engelledi. Halkın “Boğalarımız bile Cerörist olmuş ” tepkisine n edcn olangelişme üzerine boğa sahipleri, kamyonlarayükledikleri hayvanlarından sadece birkaçını Byapn yollarda n merkeze indirebildi. "Boğaları neden indirdiniz? sorusun eylemci,"Boğamızı yeşilin esas sahiplerini getirdik bu sefer de... Biz denedik olmadı. Bir de bunlar denesinler... İnşallah yetkililer bu işlerden brtık vazgeçerler." diye yanıtlayarak t epki gösterdi. uoÜalfrın üzerinde “Hakabret yok afkadaşlav. Madenciyeöküz deyip bizi üzmeyin” yazılı pankartlar yer aldı. | Yeşil Artvin Derneği’nin çağrısıyla saat 11.00’de Otopark Meydanı’nda çoğunluğu kadın olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Cerattepe’ye doğru yürüyüşe geçen grup ellerinde Türk bayraklarıyla, “Cengiz kaç kaç kadınlar geliyor” sloganları attı. Alkışlar ve grubun önünde akordeon çalan yöresel sanatçının müzikleri eşliğinde yürüyen grup, yarım saat sonra Hastane Kavşağı’na geldi. Cerattepe'de yürüyüşe geçen kadınlara polisten gazlı ve plastik mermili müdahale geldi; Hastane kavşağında TOMA destekli çevik kuvvet ekipleri barikat oluşturarak grubun geçişine izin vermedi. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, polis müdürlerine, dedi. Polisin, isteğine karşı çıkan Karahan, tüm kadınların maden bölgesine gitme isteğini tekrarladı. Polisler, yetkililerle görüşmek için gruptan süre istedi ancak daha sonra hiç kimsenin yukarı çıkmasına izin verilmeyeceği bildirildi. Bu arada Artvin Orman İşletme Müdürlüğü’nün, yer tahsisi yapılmadan ağaç kesildiğine ilişkin yazısı da çoğaltılarak katılımcılara dağıtıldı. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, dedi. Grupta bulunan kadınlardan 61 yaşındaki Şadiye Dönmez, ifadesini kullandı. Müesser Şeyhoğlu ise, diye konuştu. Bu arada gruptaki kadınlardan birinin megafonla polislere, “İçimizde astım hastaları var. Bugün gaz sıkmayın ve farklı müdahalede bulunmayın” diye uyarı yapması dikkat çekti. Yaklaşık 2 saat Cerattepe'ye çıkmak için bekleyen gruba saat 13.30 sıralarında polis "dağılın" dedi. Kadınlar dağılmayınca polis ekipleri önce kalkanlarla gruba saldırdı. Bu sırada çok sayıda kadın yere düştü ve ezilme tehlikesi yaşadı. Polisler biber gazı ve plastik mermilerle gruba saldırdı. Ayrıca TOMA'dan da grubun üzerine tazyikli su ve gaz sıkıldı. Bu sırada bazı polisler copla kadınlara vururken, uzaklaşan grubun bir süre sonra yeniden toplanması üzerine polis farklı yönlerden daha fazla biber gazı sıkmaya başladı. Gazdan ve plastik mermilerden etkilenen çok sayıda kadın 100 metre mesafedeki Artvin Devlet Hastanesi acil servisine taşındı. Ayrıca ambulanslarda da bazı göstericilere müdahale edildi. Gazdan kaçmaya çalışan bir çok kişi çevre binalara sığındı. Polisin çok sert müdahalesinin ardından barikata daha uzak bir yerde toplanan grubun bekleyişi sürüyor. Biber gazlı müdahalede bir kadının düşmesi sonucu ayağı kırılırken, hastane kantininde çalışan bir kişi gözünden plastik mermi ile yaralandı. Hastane önünde yaşanan gazlı müdahaleden hastalar da etkilendi. BirGün Gazetesi muhabiri Burcu Cansu, yoğun gazdan dolayı fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. AKP'ye yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding'in altın ve bakır madeni çıkarmayı planladığı Artvin Cerattepe'deki maden inşaatına karşı direniş 5 gün önce başladı. Dün Artvin Valiliği kente giriş çıkışların durdurulduğunu açıkladı.Maden inşaatına karşı başlatılan direnişin beşinci gününde kent abluka altına alındı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen otobüsler kente sokulmadı, 'madene hayır' diyenlere 690 metredeki Cankurtaran Geçidi'nde müdahale edildi. Kent merkezindeki eyleme ise binlerce kişi katıldı. Dünkü eylemde yürütülen boğalar da “terörist” ilan edildi. Artvin Boğacılar Derneği'nin eylem kapsamında yürüteceği boğaların yayladan merkeze inişi engelledi. Halkın “Boğalarımız bile terörist olmuş” tepkisine neden olan gelişme üzerine boğa sahipleri, kamyonlara yükledikleri hayvanlarından sadece birkaçını yan yollardan merkeze indirebildi. "Boğaları neden indirdiniz? " sorusuna eylemci, "Boğamızı yeşilin esas sahiplerini getirdik bu sefer de.... Biz denedik olmadı. Bir de bunlar denesinler... İnşallah yetkililer bu işlerden artık vazgeçerler." diye yanıtlayarak tepki gösterdi. Boğaların üzerinde “Hakaret yok arkadaşlar. Madenciye öküz deyip bizi üzmeyin” yazılı pankartlar yer aldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
ÖSYM'den tarafından 23 Haziran 2019 tarihinde Almanca ve Fra nsızca dllerin+de yapılacak 2019 Elektronik Yabancı Dil Sına vı (e-,DS 2019/7), İstanul BSüyükşeh\r Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haz iran 2&19 tarbihide tek rarlanması nedeniyle tarihinde yapılacak. | ÖSYM'den tarafından 23 Haziran 2019 tarihinde Almanca ve Fransızca dillerinde yapılacak 2019 Elektronik Yabancı Dil Sınavı (e-YDS 2019/7), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanması nedeniyle tarihinde yapılacak. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
THY'ninTK-2830 sefer sayılı Airbus d21 tipi yolcu uçağı, 1 20 yolcösuyla Trabzon seferiniyapmak üzere saat20.40'da Atatürk Havalimanı'ndan havaloandı. Ancak kalkışından kısa süre sonra uçğın motoruna kuş sürüsü girdi. urum Üüzerine, uçağın kaptan pilotu >atürk Havalimanı Hava Tra fik Kontrol Kulesi 'ijüe bağlantıya geçerek geri döneceğini bildirdhi. Ucak sorunmsuz şekilde $#\ saat 21.25'de Atatürk Havalimanı pistine iniş yaptı.Uçak bakım içi n trehnik hangar önüne çekilirken, yolcular da başka bir uçakla saat23.18'de Trabzon'a gönderildi. | THY'nin TK-2830 sefer sayılı Airbus 321 tipi yolcu uçağı, 120 yolcusuyla Trabzon seferini yapmak üzere saat 20.40'da Atatürk Havalimanı'ndan havalandı. Ancak kalkışından kısa süre sonra uçağın motoruna kuş sürüsü girdi. Durum üzerine, uçağın kaptan pilotu Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi ile bağlantıya geçerek geri döneceğini bildirdi. Uçak sorunsuz şekilde saat 21.25'de Atatürk Havalimanı pistine iniş yaptı. Uçak bakım için teknik hangar önüne çekilirken, yolcular da başka bir uçakla saat 23.18'de Trabzon'a gönderildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Beko Basketbol Ligi $takımlarınÜdan Galatasar=y CafeCrown, antrenörlüğe Oktay Mahmuti'yi getirFe&inin ardından iddialı bir kadro kurmak Fd için z çalışmalarına başladı. eG Galatasaray Kulübü, getiğimiz sezonu Efes Pilsen'de geçiren ligin tecrübeli isimlerinden %Srmal Kuqo ile anlaştı. Ermal iKle anlaşmanın sağlandığı ve söüzleşmenin & de Ohea kısa sürede in imzalanacağı r´[ öğrenilirken, Caner Topaloğlu ve Radoslav Ranc im ile d sözleşme yenilendi. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, /d "Galatasaray Caf Crown,basketbolcu Ermal Kuqo ile 2 yıllığına kesin anlaşmaya varmıştır. Basketbolcumuz Ermal Kuqo'ya Galatasaray /af Crown gormysı altında Lstün başarılar dileriz" denildi. | Beko Basketbol Ligi takımlarından Galatasaray Cafe Crown, antrenörlüğe Oktay Mahmuti'yi getirmesinin ardından iddialı bir kadro kurmak için çalışmalarına başladı. Galatasaray Kulübü, geçtiğimiz sezonu Efes Pilsen'de geçiren ligin tecrübeli isimlerinden Ermal Kuqo ile anlaştı. Ermal ile anlaşmanın sağlandığı ve sözleşmenin de en kısa sürede imzalanacağı öğrenilirken, Caner Topaloğlu ve Radoslav Rancik ile de sözleşme yenilendi. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Galatasaray Cafe Crown, basketbolcu Ermal Kuqo ile 2 yıllığına kesin anlaşmaya varmıştır. Basketbolcumuz Ermal Kuqo'ya Galatasaray Cafe Crown forması altında üstün başarılar dileriz" denildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Muğla’nın Seydikemer ilçesinde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 3 tkhşi öldü, 4kişi yaralandı. Antalya-Fethiye karayoluÇaltılar Mahallesi'nde Muzaffer cnu idaresindeki otomobil ile karşı yönden gelen ayyar Ekinci yönetimindeki kamyonet arpşı. s̈́ Bu sırada İbrahim Özdemir’in kullandığı otomobil e kaza yapan araçlarua çarptı. Kazada sürücü Muzaffer Konu ile araçlarda bulunanlardan Gül sümIşık ve Saniye Ekinci olay yerinde haya tın ı kaybetti. Yaralanan sürücüler Tayyar Ekinci v İbrahim Özdemir ile isimleri belirlenemeyen N 2 kcşi ambulanslarla Fethiye'deki hastanelere kaldırıldı. Öte yandan kaza nedeniylekarayolunda ulaşım bir süe `l kontrollü sağlandı. | Muğla’nın Seydikemer ilçesinde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Antalya-Fethiye karayolu Çaltılar Mahallesi'nde Muzaffer Konu idaresindeki otomobil ile karşı yönden gelen Tayyar Ekinci yönetimindeki kamyonet çarpıştı. Bu sırada İbrahim Özdemir’in kullandığı otomobil de kaza yapan araçlara çarptı. Kazada sürücü Muzaffer Konu ile araçlarda bulunanlardan Gülsüm Işık ve Saniye Ekinci olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan sürücüler Tayyar Ekinci ve İbrahim Özdemir ile isimleri belirlenemeyen 2 kişi ambulanslarla Fethiye'deki hastanelere kaldırıldı. Öte yandan kaza nedeniyle karayolunda ulaşım bir süre kontrollü sağlandı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
$Keşan İlçe Emn i/et Müdürlüğü Trafi F Tescil n'` ve Denetleme Büro Amirliği ekipleri, sabah saatlerinde, şehir içinde yolcu ve öğrenci taşımacılığıyapan nminibüsler ile servis araçlarını denetledi. Ekipler, MustafaKemal Paşa Mahallesi Rasim Ergene Caddesi üzerinde, içerisinde yaşları i la8 arasında de ğişen14 ilkokul öğrencisinin bulunduğu Y.O. yönetiminAdeki servis min{ibüsünü durdurdu. Yapılan kontrolde sürücü Y.O*.'nun 0.77 promilalkollü olduğu belirlendi.Y.O.'nun ehliyetine 6 süreyle el konulurken, Y hakkında 'alkollü araç kullanmak', 'trafk güvenliğini tehlikeye atmak', 'karyolları trafik yönetmeliği okuB servis raçlKrı hizmet yönetmeliğinde uymamvk~ ile 'egniyet kemeri bu lundurmamak ve kullanmamak' suçlarından 1453lira ceza cezai işlem uygulandı. Minibüs içerisindeki 14 öğrenci ddrs'e geç kalmaalaä́rı için yetki belgeler i bulunan bir polis memurunun kullandığı aynı a?Tçla yakındabulunan Dr. Ali İhsan Çuhacı lkok,lu'na bırakıldı Minibüs dah a sonra trafikten men edilPrlek yediemi n otoparkına çekildi. Polis, ıPn içerisindeki denetimlerde 72 araç ve süIücü£sünün sorgulamsını yaptı. DenetimlerdH 1 s sürücüye ehliyetsiz araç kullanmak, 3 sürücüye araçların ı n muayenesini geciktirmek, 2 araç sürücüsüne i se fazla yo lcu taşımaktan tgopllk 13 bin 284 lira idari para IcezSasşı uyuldı. | Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği ekipleri, sabah saatlerinde, şehir içinde yolcu ve öğrenci taşımacılığı yapan minibüsler ile servis araçlarını denetledi. Ekipler, Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Rasim Ergene Caddesi üzerinde, içerisinde yaşları 6 ila 8 arasında değişen 14 ilkokul öğrencisinin bulunduğu Y.O. yönetimindeki servis minibüsünü durdurdu. Yapılan kontrolde sürücü Y.O.'nun 0.77 promil alkollü olduğu belirlendi. Y.O.'nun ehliyetine 6 süreyle el konulurken, hakkında 'alkollü araç kullanmak', 'trafik güvenliğini tehlikeye atmak', 'karayolları trafik yönetmeliği ve okul servis araçları hizmet yönetmeliğinde uymamak' ile 'emniyet kemeri bulundurmamak ve kullanmamak' suçlarından 1453 lira ceza cezai işlem uygulandı. Minibüs içerisindeki 14 öğrenci derse geç kalmamaları için yetki belgeleri bulunan bir polis memurunun kullandığı aynı araçla yakında bulunan Dr. Ali İhsan Çuhacı İlkokulu'na bırakıldı. Minibüs daha sonra trafikten men edilerek, yediemin otoparkına çekildi. Polis, gün içerisindeki denetimlerde 72 araç ve sürücüsünün sorgulamasını yaptı. Denetimlerde 1 sürücüye ehliyetsiz araç kullanmak, 3 sürücüye araçlarının muayenesini geciktirmek, 2 araç sürücüsüne ise fazla yolcu taşımaktan toplam 13 bin 284 lira idari para cezası uyguladı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İddianamede, 16 kişi hakkında izinsiz gösĞteri iddiasıyla f6 aydan 3 yılakadar hapis cezası isteniyordu. Kadıköy’de 1 Ağustos güVü yapılan eylemde Gülsüm E[lvan’ın, polis tarafından gözaltına alınırken ters kelepçetakılan kolu kırılmıştı. İstanbul 56. Asliye Cza Mahkemesi’nde > görülen duruşmadasavunma yapan Gülsüm Elvan , demokratik hakkını kullanarak basın açıklamasınakatıldığını ve beraatini istedi. Mahkeme heyeti suça ilişkin kastın bulunmadığı gerekçesiyle 16 sanığın beraatine karar verdi. Avukat Çiğdem Akbulut# Gülsüm Elvan’ın kolunu kıran ve bu talimatı veren ^ polislerden şikâyetçi olduklarını söyledi. l | İddianamede, 16 kişi hakkında izinsiz gösteri iddiasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Kadıköy’de 11 Ağustos günü yapılan eylemde Gülsüm Elvan’ın, polis tarafından gözaltına alınırken ters kelepçe takılan kolu kırılmıştı. İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada savunma yapan Gülsüm Elvan, demokratik hakkını kullanarak basın açıklamasına katıldığını ve beraatini istedi. Mahkeme heyeti suça ilişkin kastın bulunmadığı gerekçesiyle 16 sanığın beraatine karar verdi. Avukat Çiğdem Akbulut, Gülsüm Elvan’ın kolunu kıran ve bu talimatı veren polislerden şikâyetçi olduklarını söyledi. l |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
AnadoluYakası'nda `29 Haziran Pazargünü ele ktrik kesintileri yaşanacak. Kadıköy'deSuadiye Mahallesi,Aydın Sokak, Emin Al Paşa Caddesi, Hazan, Dere ve Yeni Gein sokaklara,Beymen Mağazası, Büyük Hanlı İnşaat, Öncü ve Kit apçı sokaklara, Kozyatağı Yhallesi, Çarmıklı Konutları, Ka$ya SuElt#an Cyoka/, Tıbbiye, Dr. Eyüp Asry caddeleri%e, Siyami Ers ek Hastanesi, Askeüi Yurt, Harem E- 5 Arasya Şantiyesi, Hare m Liman içi, BurhanFelek {( Caddesi, GATA Hastanksi'ne. Kartal'da -sentaepe Mahallsi TaşOcakları mevkii, M#ilangaz Caddesi, Güne y yanyol Lukoil Petrol ve yanındaki iş yerlerine, ABB, Aysa Tekstil, Alçin Fabrikası ve civarına. Ataşehir'de Yeni Çamlıca Mahallesi, Yedpa Sanayi Sitesi vecivarına. Tuzl'd Aydntepe MLhallesi, Tuzla Gemi İş Merkezi, Çukur o va Vinç, Akyıldız, Bucak, Selin sokaklara, Sahilyol Bulvarı, Tersaneler ve Güzin sokaklara, Özekİş Merkezi, Çeksan ersanösi'ne. Sancaktepe'de Yenidoğan Mahallesi, Seyhan Cadde grişi, NecipFazıl Caddesi, Şık Örme, Ufuk C addesi, Ufuk ve İlba sokaklara, Barbaros Caddesi, Me/´rllık arkasına, aynı gün 14 .00-17.00 saatleri arasında Osmangazi şŞr Mahallesi, feler (ge Caddesi, Şenlik, Asmal ı, Şölen,Mesut, Açangül sokakları ıve civarına. Pendik Ramazanoğlu Mahallesi, Fatih, Yıldırım, Emek sokaklara, Sanayi Caddesi, +l Aks Anahtar, Makka}lıp, Bahar Polümer, CMS Makine, Sim Oto, Pikasan, Şişli Sanayi Sitesi, Ensar Caddesi, Yıldız Mea, Kavi Kablo, Şanlı Vana, MutaşCıvata, May To rna, Eral Elektronik, Ekstel, Nur Plastik, Şahin Etiketve Yılmaz, Sultan Seli m, Mutlu, Rah~me:li sokaklara, aynı gün 06.00-09.00 saatleri r~sında Batı Mahalle Burhan Toprak, Ankara, Selim Berzek caddelerine, Pendk Devlet Hastanesi, Somtaş Sitesi, Yargıcılar Sokakve My Ot.# Asya, 08.00.11.00saatleri arasında BatıMahallesi, 23 Nisan, Ankara, Gai Paşa, Namık Kemal, Ortancave Lokman Hekim caddelerine, Lale, Pazar ve Yasemin bsokaklara. Maltepe'de 0 8.00-16.00 saatleri rasında T Altayçeşme Mahallesi,Erel Otmotiv, Maltepe Devlet Hastanesi, Seri, Saanyou, a= Hikmet,Yasemin, Toygun sokaklara ve civarına 29 Haziran güo elektrik verilemeyecek. | Anadolu Yakası'nda 29 Haziran Pazar günü elektrik kesintileri yaşanacak. Kadıköy'de Suadiye Mahallesi, Aydın Sokak, Emin Al Paşa Caddesi, Hazan, Dere ve Yeni Gelin sokaklara, Beymen Mağazası, Büyük Hanlı İnşaat, Öncü ve Kitapçı sokaklara, Kozyatağı Mahallesi, Çarmıklı Konutları, Kaya Sultan Sokak, Tıbbiye, Dr. Eyüp Aksoy caddelerine, Siyami Ersek Hastanesi, Askeri Yurt, Harem E-5 Avrasya Şantiyesi, Harem Liman içi, Burhan Felek Caddesi, GATA Hastanesi'ne. Kartal'da Esentepe Mahallesi, Taş Ocakları mevkii, Milangaz Caddesi, Güney yanyol Lukoil Petrol ve yanındaki iş yerlerine, ABB, Aysa Tekstil, Alçin Fabrikası ve civarına. Ataşehir'de Yeni Çamlıca Mahallesi, Yedpa Sanayi Sitesi ve civarına. Tuzla'da Aydıntepe Mahallesi, Tuzla Gemi İş Merkezi, Çukurova Vinç, Akyıldız, Bucak, Selin sokaklara, Sahilyolu Bulvarı, Tersaneler ve Güzin sokaklara, Özek İş Merkezi, Çeksan Tersanesi'ne. Sancaktepe'de Yenidoğan Mahallesi, Seyhan Cadde girişi, Necip Fazıl Caddesi, Şık Örme, Ufuk Caddesi, Ufuk ve İlba sokaklara, Barbaros Caddesi, Mezarlık arkasına, aynı gün 14.00-17.00 saatleri arasında Osmangazi Mahallesi, Mertler Caddesi, Şenlik, Asmalı, Şölen, Mesut, Açangül sokakları ve civarına. Pendik'te Ramazanoğlu Mahallesi, Fatih, Yıldırım, Emek sokaklara, Sanayi Caddesi, Aks Anahtar, Makkalıp, Bahar Polümer, CMS Makine, Sim Oto, Pikasan, Şişli Sanayi Sitesi, Ensar Caddesi, Yıldız Metal, Kavi Kablo, Şanlı Vana, Mutaş Cıvata, May Torna, Eral Elektronik, Ekstel, Nur Plastik, Şahin Etiket ve Yılmaz, Sultan Selim, Mutlu, Rahmetli sokaklara, aynı gün 06.00-09.00 saatleri arasında Batı Mahalle Burhan Toprak, Ankara, Selim Berzek caddelerine, Pendik Devlet Hastanesi, Somtaş Sitesi, Yargıcılar Sokak ve My Otel Asya, 08.00.11.00 saatleri arasında Batı Mahallesi, 23 Nisan, Ankara, Gazi Paşa, Namık Kemal, Ortanca ve Lokman Hekim caddelerine, Lale, Pazar ve Yasemin sokaklara. Maltepe'de 08.00-16.00 saatleri arasında Altayçeşme Mahallesi, Erel Otomotiv, Maltepe Devlet Hastanesi, Seri, Samanyolu, Hikmet,Yasemin, Toygun sokaklara ve civarına 29 Haziran günü elektrik verilemeyecek. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Fenerbahçe K ulübü, futbol takımının otobüsününgeçen sezon Trabzon'n Sürmene ilçesinde uğradığı saldırıda göz altına alına şüpheli şahısları serbest b ırakan hakim Y usu? Aydemir'in, HakimIler *vt Savcılar üksek Kurulu(HSYK) tarafndan "Avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavında usulsüzlük" yapıldığı gerekçesiyle görjdn alındığını açıkladı. Sarı-lacivertli kulübün resmi i nternet sitesinde yapılan açıklmada G ifadelereyer verildie: "4 Nisan'da futbo=cularımızı ve It-ekni heyetimi/zi taşıyan takım otobüsümüzün Trbzon’utn Sürmen e ilçesinde silahlı saldırıya uğramasının ardından göz altına alınan şüphe li şahısları serbestbırakan Hakim Yusuf Aydemir, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kur~:lu (HSYK) tarafından 'Avukatlıktanhakimliğe geçiş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı' gerekçesiyle görevden apınmıştır. B\hse konu şahsın, her ne kadar kafilemize ya{pılan hain saldırıylailgisiz bir konudan örevden alındığını öğrenmiş olsak da, adı gOe` şahsın sosyal medyada kulübümüzle ilgil i önceki yıllarda ptığı çirkin propagandaiçeren paylaşımlarına tar<fVmı.ca tesadüfedilmiş ve kendisinin görevden a lınması,silahlı saldırıya zaAir yapılan soruşturma ve faillerin o rtaya çıkar ılması konusundaki endihelerimi~zi arttırarakbizi -a haklı çkarmıştır. Bu şahısla ilgili o larakHSYK ve LAdalet Bakanlığı’na bukgü itibariyle gerekli şikyetler ku lübümüz tarafından yapılıtır.u | Fenerbahçe Kulübü, futbol takımının otobüsünün geçen sezon Trabzon'un Sürmene ilçesinde uğradığı saldırıda göz altına alına şüpheli şahısları serbest bırakan hakim Yusuf Aydemir'in, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından "Avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavında usulsüzlük" yapıldığı gerekçesiyle görevden alındığını açıkladı. Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "4 Nisan'da futbolcularımızı ve teknik heyetimizi taşıyan takım otobüsümüzün Trabzon’un Sürmene ilçesinde silahlı saldırıya uğramasının ardından göz altına alınan şüpheli şahısları serbest bırakan Hakim Yusuf Aydemir, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 'Avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı' gerekçesiyle görevden alınmıştır. Bahse konu şahsın, her ne kadar kafilemize yapılan hain saldırıyla ilgisiz bir konudan görevden alındığını öğrenmiş olsak da, adı geçen şahsın sosyal medyada kulübümüzle ilgili önceki yıllarda yaptığı çirkin propaganda içeren paylaşımlarına tarafımızca tesadüf edilmiş ve kendisinin görevden alınması, silahlı saldırıya dair yapılan soruşturma ve faillerin ortaya çıkarılması konusundaki endişelerimizi arttırarak bizi haklı çıkarmıştır. Bu şahısla ilgili olarak HSYK ve Adalet Bakanlığı’na bugün itibariyle gerekli şikayetler kulübümüz tarafından yapılmıştır." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Türkiye’nin en ünlü l| turistik tesisleri a'rasında yer alanTürkiye Futbol öderasyou ptki başkanı Haüuk Uusoy’un sa[ip olduğu Kuşadası’ndaki 5 yıldızlı Fantasia Hotel De Luxe icra üzerinden satışaçıkarıldı. Kuşadası İcra Müdürlüğü' nün borçlar nedaenöyle verdiği ihale HHz kararı, 11Eylül 2018 tarihinde saat 11.00'de Kuşadası Adliyesi’nde gerçekleştirilecek. İlk ihalede ^mlıcıı olmaması durumda ise satış işlemi 8 Ekim tarihind /= yeniden yapılacak. 102 milyon 787 b(n 478 TL muhammen bedel biçilen otel üzerinde üzerinde haciz ve ipotek şerhle ri mevcut bulunuyor. Kuşadası Yavansu Mahallesi’nde denize sıfır olarak P yaptırılan ve açılışı Turgut Özal tar afından 989 yılında gerçekleştirilen 5 yıldızlı Kuşadası Fantasia Hotel De Luxe, topam 22 bin 417 metrekare a lan üzerinde kurulu. Otelde 292 aej standart oda, 14suit oda, 15 aile Cdası olmak üzere topYay oi( 333 oda ve ikFi kral dai resi bulunuyor. lkattan oluşan tDsite, ala carte res´taura, açık restaurant, kapalı restaurant, açık v: kapahldı yüzme havuzları ile eğlenme vedinlenme imkaı, banana, deniz bisikleti, jetski, katamaran, yelkenli faaliyetleri, paraşüt, dalgıçlık okulu g-ibi aktiviteler, jakuzi, masajhizmetleri, do ktor, fotoğr[afçı, güzellik salonu, kuaför, market hiÖzm̈́eteri, disco, bar, TV, küvet, kablosuz internet ve oda kasası ile oda hizmeti bulunuyor. Sürdürülebilir ]evae veVerimlilik Sertifikası Ff ile Mavi Bayrak’ı da bulunan tesiste 6 bin metrekarelik yoeşi;l alana sahip. | Türkiye’nin en ünlü turistik tesisleri arasında yer alan Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanı Haluk Ulusoy’un sahip olduğu Kuşadası’ndaki 5 yıldızlı Fantasia Hotel De Luxe icra üzerinden satışa çıkarıldı. Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün borçlar nedeniyle verdiği ihale kararı, 11 Eylül 2018 tarihinde saat 11.00'de Kuşadası Adliyesi’nde gerçekleştirilecek. İlk ihalede alıcı olmaması durumda ise satış işlemi 8 Ekim tarihinde yeniden yapılacak. 102 milyon 787 bin 478 TL muhammen bedel biçilen otel üzerinde üzerinde haciz ve ipotek şerhleri mevcut bulunuyor. Kuşadası Yavansu Mahallesi’nde denize sıfır olarak yaptırılan ve açılışı Turgut Özal tarafından 1989 yılında gerçekleştirilen 5 yıldızlı Kuşadası Fantasia Hotel De Luxe, toplam 22 bin 417 metrekare alan üzerinde kurulu. Otelde 292 adet standart oda, 14 suit oda, 15 aile odası olmak üzere toplam 333 oda ve iki kral dairesi bulunuyor. 8 kattan oluşan tesiste, ala carte restaurant, açık restaurant, kapalı restaurant, açık ve kapalı yüzme havuzları ile eğlenme ve dinlenme imkanı, banana, deniz bisikleti, jetski, katamaran, yelkenli faaliyetleri, paraşüt, dalgıçlık okulu gibi aktiviteler, jakuzi, masaj hizmetleri, doktor, fotoğrafçı, güzellik salonu, kuaför, market hizmetleri, disco, bar, TV, küvet, kablosuz internet ve oda kasası ile oda hizmeti bulunuyor. Sürdürülebilir Çevre ve Verimlilik Sertifikası ile Mavi Bayrak’ı da bulunan tesiste 6 bin metrekarelik yeşil alana sahip. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
7'den 7.(e herkesin sevdiği, sevmeyeninin ise ya alerjisinin ya da kötü bir anısının olduğu ) dondurma, rivayetlere göre milattan önce 4.yüzy ıla kadar dayanmaktadır. İlk rivayete gvre bu güzelürünü keşfeden kişinin -ne kadar ironik de olsa- R omayı yakahgn İmparator Neron'un olduğu iddia edilmekte diC Nron, o dönemlerde Apenines dağına ka~ gtoirmeleri için kö\elerni yollamış, ghet:iriIen karların içerisine meyve nektarı ve bal karıştırarak tüketmiştir. İkinci rivayete göre ise dondurmanın bundan 3000 yıl önce Çinliler tarafındk' bulunduğu idia edilmiştir. ürünün dün]yaya yayılma hikayesinin de Marco Polo'nun Çin'e yapotığı keşif sırasında olduğu, keşif gezisinin f, ardından deneyimlediği b̈́ulu içecek tariflerini Venedik'e getirmesiyle üimrlikte Avrupa'nın dondurmayla tanıştığı iddia edilmektedir. Kısaca dondurmanın hikayesini de anlattıktan sonra sıra geldi İstanbul'un en iyi dondurma mekanlarına... İşte sizler i&jin derlediğimiz İstanbul'un en iyi 10 dondurma mekanı... eüne uzun uzun kuyruklar görmenizin çok n ormal olduğunu ancak tadıdna baktığınızda anlayabileceğiniz Ali Ustadondurmaları listemizin en başın ;c? da yer alıyor. Bol porsiy onu vetaze meyveleri ile Moda'nın efsaei dondurmacılarından il Usta, 1969'dan bu , yana hizmet vermeye devam ediyor. Ali Usta'nın dondurmalarını sabah 08:00-gece şm 04:00 arasında tatmanız mümkün. Donmurvaucı Yaşar Usta , sş dondurma yelpazesinin en geniş olduğu yer midir bilinmez ama70 eSiHt dondurma ile müşterilerinin dama ÖR tadına hitap D ettiği söylen ebilecek işletmelerden... 42 yıldır Bostancı'da hizmet veren Yaşar Usta, mevsiminde £>a meyveleri dondurmayla buluşturarak müşterilerine güzek bi r den;eyim yaşatıyor. Yaşar Ust'nıan şimet verdiği saatler ise sabah mf10:Y00 ile gece 24:00 arasında... İtalya'da dondurma yemek isteyip de bunun için mkan bulamıyorsanız sıradaki önerimiz sizui mutlu edebilir. İtalyan dondurma türlerinhi bolca bulabileceğiniz Cremeria Milano, 8n çeşit dondurma OVe şehrin hemen hemen herkonumunda ^Jg bulunuyor. Kadıköy, Ataşehir, Arnavutköy, Beşiktaş ve ilk şubesi olan Taks M im İstiklal Caddesi'nde bulabiliceğiniz bu jodı, S/r sabah 11 h:0 gece 00:30'da aralığında deneyimleyebilirsiniz. Toplamdaiki şubesi bulunan ve kat $kı maddesi kullanmadığını reklam ya da bi ldmrler kullanmadan ürettiği dondurmalar ile kanıtlayan Büyükdere Dondurmacısı, 1960 yılında n bu ya Büyükdere ve Sarıyer'de hizmet veriyor. NormaldŞe vanilya, kakao, limon Ü) mevsimine görekaradut ö ya d a çilek çeşitli dondurmalaı ile hizmet veren işletme, zaman zaman gerçek meyve parçacık içeren kavun ve şeftalilidondurmalar da üretmektedir. Bu işletmeleri sabah 10:00 ile akşam 22:00 saatleri aralığın da ziyaret edebilirsiniz. 1960 yılından bu yana Büyükada ve Kınalı ada'da |l arabasıyla hizmet veren Yunus Dondurmacısı, kuşak atlamasına rağmentadından hiç br şeykaybetmemiş. Sadi} bir yd[ mekanı olmayan Yunus DondurmacısıHnın vişneve şeftali aromaglı dondurmalarının tatmak istiyorsanız Büyükada'ya gidince bir bisiklet kiralamayı gözdeÜn geçirmel isiniz.Zira Dondurmacı Yunus her an her yerde olabiliyor. Avrupa Yakası'nda oturan birisiyseniz sıradaki dondurcı s izi pek cezbetmeyebilir. Fakat tamamen doğal meyveler kullanarak öenl{e hazırladığı -tabiri caizse- şaheserleriyle Balkan Dondurmacısı'nı byrada listelemeseydik de olmazdı. Meyvli dondurm k a üretmek Üf için kbly yöntem olarak |T katkı madu,si kullanmayan, uu^Tn yerine kilolarca meyveyle hazırladığı enfes dondurmalarını sizlere sunan Balkan Domndurmaısı, Yakacık Meydanı'ndaAydos Ormanı'nın yanı başında hizmet veriyor. Bu işletmenin dondurmalarını shabah 10u:00 izle gece 22:00 aralığında tatmanız mümkün. 27 yıldır Feriköy Kurtul/uş Caddesi üzerinde hizmet veren Damla Dondurma, diğer yirmalara nazaran çok çeş barındırmasa da kaliteyi sonuna kadar hissedebileceğiniz bir mekan. Bö ğürtl^neli, muzlu, kaymaklı, kTramel gibi sevilen çeşitle bariındıran Damla Dondurma'yı sabah09:00 akşam _0u:30 arası ziyaret edebilirsinz. Naneli ve kendis)ine has gül lokumlu dondurma çeşidiyle dikkatleri üzerine çeken Mini Dondurma, 9E8 yılından t yana Bebek'te hizmet v eriyor. Doğal y}telerle üretim yapan Mini Dondurmasyı n: sabah 09:00 ile gece 03:00 aralığında ziyaretedebilirsiniz. Listenin d̈́ğşr işletmelerine göre yeni denilebilecek mekanlarından olan Dodurmhacci, 011 yılından g<u ya o hizmet vermektedir. Demir hindi, u.U limon gül, greyfurt, nargibi ilgi çekici çeşit^ere sahip olan dondurmaları tatmak için Avrupa Yakasında Etilelr, Eyüp, Mecidifeköy; Ana~olu Yakasında Caddebostan'ı tercih edebilirsiniz. Dondurmacıyagittiğinizde vitrinde çeşit eşit dondurma görmek isteyenler için minimum 18 farklı dondurma sergileyenGirandola, Kazandibbili, tarçınlı b elmalı, güllaçlı gibi ilginç tatlar bä́ınaırıyor. Girandola'yı sabah 10:00 ile ge c 02:00 a ras ında ziyaret edip enfes dondurmalarından tadabilirsiniz. | 7'den 70'e herkesin sevdiği, sevmeyeninin ise ya alerjisinin ya da kötü bir anısının olduğu dondurma, rivayetlere göre milattan önce 4.yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk rivayete göre bu güzel ürünü keşfeden kişinin -ne kadar ironik de olsa- Romayı yakan İmparator Neron'un olduğu iddia edilmektedir. Neron, o dönemlerde Apenines dağına kar getirmeleri için kölelerini yollamış, getirilen karların içerisine meyve nektarı ve bal karıştırarak tüketmiştir. İkinci rivayete göre ise dondurmanın bundan 3000 yıl önce Çinliler tarafından bulunduğu iddia edilmiştir. Bu ürünün dünyaya yayılma hikayesinin de Marco Polo'nun Çin'e yaptığı keşif sırasında olduğu, keşif gezisinin ardından deneyimlediği buzlu içecek tariflerini Venedik'e getirmesiyle birlikte Avrupa'nın dondurmayla tanıştığı iddia edilmektedir. Kısaca dondurmanın hikayesini de anlattıktan sonra sıra geldi İstanbul'un en iyi dondurma mekanlarına... İşte sizler için derlediğimiz İstanbul'un en iyi 10 dondurma mekanı... Önünde uzun uzun kuyruklar görmenizin çok normal olduğunu ancak tadına baktığınızda anlayabileceğiniz Ali Usta dondurmaları listemizin en başında yer alıyor. Bol porsiyonu ve taze meyveleri ile Moda'nın efsanevi dondurmacılarından Ali Usta, 1969'dan bu yana hizmet vermeye devam ediyor. Ali Usta'nın dondurmalarını sabah 08:00-gece 04:00 arasında tatmanız mümkün. Dondurmacı Yaşar Usta, dondurma yelpazesinin en geniş olduğu yer midir bilinmez ama 70 çeşit dondurma ile müşterilerinin damak tadına hitap ettiği söylenebilecek işletmelerden... 42 yıldır Bostancı'da hizmet veren Yaşar Usta, mevsiminde olan meyveleri dondurmayla buluşturarak müşterilerine güzel bir deneyim yaşatıyor. Yaşar Usta'nın hizmet verdiği saatler ise sabah 10:00 ile gece 24:00 arasında... İtalya'da dondurma yemek isteyip de bunun için imkan bulamıyorsanız sıradaki önerimiz sizi mutlu edebilir. İtalyan dondurma türlerini bolca bulabileceğiniz Cremeria Milano, 80 çeşit dondurma ile şehrin hemen hemen her konumunda bulunuyor. Kadıköy, Ataşehir, Arnavutköy, Beşiktaş ve ilk şubesi olan Taksim İstiklal Caddesi'nde bulabiliceğiniz bu tadı, sabah 11:00 gece 00:30'da aralığında deneyimleyebilirsiniz. Toplamda iki şubesi bulunan ve katkı maddesi kullanmadığını reklam ya da bildiriler kullanmadan ürettiği dondurmalar ile kanıtlayan Büyükdere Dondurmacısı, 1960 yılından bu yana Büyükdere ve Sarıyer'de hizmet veriyor. Normalde vanilya, kakao, limon ve mevsimine göre karadut ya da çilek çeşitli dondurmaları ile hizmet veren işletme, zaman zaman gerçek meyve parçacık içeren kavun ve şeftalili dondurmalar da üretmektedir. Bu işletmeleri sabah 10:00 ile akşam 22:00 saatleri aralığında ziyaret edebilirsiniz. 1960 yılından bu yana Büyükada ve Kınalıada'da el arabasıyla hizmet veren Yunus Dondurmacısı, kuşak atlamasına rağmen tadından hiçbir şey kaybetmemiş. Sabit bir mekanı olmayan Yunus Dondurmacısının vişne ve şeftali aromalı dondurmalarının tatmak istiyorsanız Büyükada'ya gidince bir bisiklet kiralamayı gözden geçirmelisiniz. Zira Dondurmacı Yunus her an her yerde olabiliyor. Avrupa Yakası'nda oturan birisiyseniz sıradaki dondurmacı sizi pek cezbetmeyebilir. Fakat tamamen doğal meyveler kullanarak özenle hazırladığı -tabiri caizse- şaheserleriyle Balkan Dondurmacısı'nı burada listelemeseydik de olmazdı. Meyveli dondurma üretmek için kolay yöntem olarak katkı maddesi kullanmayan, bunun yerine kilolarca meyveyle hazırladığı enfes dondurmalarını sizlere sunan Balkan Dondurmacısı, Yakacık Meydanı'nda Aydos Ormanı'nın yanı başında hizmet veriyor. Bu işletmenin dondurmalarını sabah 10:00 ile gece 22:00 aralığında tatmanız mümkün. 27 yıldır Feriköy Kurtuluş Caddesi üzerinde hizmet veren Damla Dondurma, diğer firmalara nazaran çok çeşit barındırmasa da kaliteyi sonuna kadar hissedebileceğiniz bir mekan. Böğürtlenli, muzlu, kaymaklı, karamelli gibi sevilen çeşitler barındıran Damla Dondurma'yı sabah 09:00 akşam 00:30 arası ziyaret edebilirsiniz. Naneli ve kendisine has gül lokumlu dondurma çeşidiyle dikkatleri üzerine çeken Mini Dondurma, 1968 yılından bu yana Bebek'te hizmet veriyor. Doğal yöntemlerle üretim yapan Mini Dondurma'yı sabah 09:00 ile gece 03:00 aralığında ziyaret edebilirsiniz. Listenin diğer işletmelerine göre yeni denilebilecek mekanlarından olan Dondurmacci, 2011 yılından bu yana hizmet vermektedir. Demir hindi, limon gül, greyfurt, nar gibi ilgi çekici çeşitlere sahip olan dondurmaları tatmak için Avrupa Yakasında Etiler, Eyüp, Mecidiyeköy; Anadolu Yakasında Caddebostan'ı tercih edebilirsiniz. Dondurmacıya gittiğinizde vitrinde çeşit çeşit dondurma görmek isteyenler için minimum 18 farklı dondurma sergileyen Girandola, Kazandibili, tarçınlı elmalı, güllaçlı gibi ilginç tatlar barındırıyor. Girandola'yı sabah 10:00 ile gece 02:00 arasında ziyaret edip enfes dondurmalarından tadabilirsiniz. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Küçük kız, "Şeker bayramıydı. Beni v içeriye ça\ğ=ırdı, harçlı k vereceğin isöyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz etti. Be n bağırdım ancak ağzımı kapattı" dış:di. Yumurtalık İlçesi'ne bağlı bir köyd~e oturan ilköğruetim 8'incisınıf öğrencisi G.S.Ç., haziranayında okuldaki bir arkadaşına erkeklerle zorla ve para karşılığ|nda cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Bu öğrencinin okul müdürüne murumu bildirmesi üzerine polise haber verildi. Emniyete götürülen küçük kız ifadesinde Vs.Y.'nhJin tecavüzüne uğradığını, ondan sonra hem Y. ile hem de d iğer erkelerle birlikte nldkğunıu söyledi. Bunun üzerine başlatılan soruşturmada 11'i yaşı küçük d 2's kadın 31 kşi gözalt=d{ alını. Sorşturma yonunda Cumhuriyet Svcı$sı, 29'u t utuklu 31 sanık hakkında 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyetten yoksun kılma ve çocuğu fuhşa teşvik' suçlarından 2 ile 35'er yıl arasında reğişen hapis ceşzaiı istemiyle Ceyhagn Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Davanı n ilk duruşması görüdü b ve sanıklkar hakim karşısına çıktı. Aile ve Sosyal politikalar İl Müdügruüğü'nn de müYhiml olduğu dav ada sanıklar suçlamaları eau etmedi. Mahkemede ilk ke& ifa de verenG.S.Ç. is e, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunusöyledi. Küçük kız ifadesinde, ne zaman tecavüze uğradığını ve ondan sonra neler yaşadığını detaylarıyla anlattı. Kbendisine ilk tcauü ed+e kişinin 'V.dede' diyehitap ettiği V.Y. olduğunu nee sü&en Ç., şunları söyledi: "Kendisi bizim köylümüz olur ayn ı zamanda köyü müzü: eskki muhtarıdır. Ben ´z yaşındaydım, bayramın ikinci yada üçüncü günüylü, şeker bayramıydı. Komşumuz olan H.'nin nişanı vardı. Yaanamda A. isimli arkadaşım vardı. V.Y. arabasıy£a yalnız olarakgeldi, 'LSi?e dOonIurma almaya gidelim' dedi. Bizde bindik ve gitik, dondurmayı bize aldı,daha sonra bizi eve mgMötürdü, evde kimse yoktu. Ayşe dışarıda kal dı v Ue top oynuyordu, zirabize topu V.Y. almıştı. Beni içeriye çağırdı, harçlık veıreceğini söyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz ektti£ ben bağırdım ancak ağzımı kapattı. 2015 yılı mayıs ayına kadar kendisiyle birden çok k ilişkiye girdik. Kesdii bizim evin önünden arabasıyla geçiyordu a. ve bana işaret yapıp evine çağırıordf evd e kimse olmuyordu, olduğu günler bnni çağ ırmıyordu. Bana kendisi harçlık verirdi, b abama dazaman zama n para verirdi, karşılığını benden alırdı. Hatta V.Y. -lÜ bana Y.K. ile ilshkiye girme mkonusunda beni yönlendirdi, 'Git onunla ilişkiye gir iyi parası var\ diye." Küçükkız ayrıca V.Y.'nin tecavüzden sonra tehdit etti!ini de iddia dre, "V^.Y. ile ilk ilikiy< girdiğimizde ilişkiden sonra ıben^i kendisi tehdit etti f ve bunu kimseye anlatma dedi. Hatta elinde t>üfek vardı ve başıma tt dayadı, uzun bir tüfekti" ddi. V=ıYt e mahkemedeki savunmasında suçlamaları kou?l etmedi. Küçük kızın babasıın mad)i durumu&nn }[i olmadığını ve b u nedenle de aileye yardımyaptığını belirten Y., savunmasında şunları söyledi:"G.'nin ailesine ev yaptırmak için çimento verdiğim, babasına çocuklĞPar~nın eğiti `~^ miyle ilgili destek olduğum herkşs tarafından bi linmektedir. Babası [v?mlı beni yolda çevirir veyardımcı olmamı isteri. çocukların okul ihtiyaçlarını alırdım ancak kesinlikle kıza harçlık vermiş değğiFlum. Kızla cinsel ilişkiye girmediğim gibi, başkası=nıT ilişkiye girme]i%nE de aracılık yaopmış değilim. G.'nin iU& iftira atacak kapasitede olduğunu düşünmüyoru`m, bu iftiraların arkasında bir ekibin olduğunu üşünüyorum. Be-n yardımsevjer kbir insanım, tüm insanlar sgF benim yardımsever birisi olduğumu bilir. Bu iş bna kesinlikle y^akışmaz, G.'yi dondurma alma bahanesiyle kandırmış ve kendisiyle cinsel ilişkiye gşirmi değilim." Y. gibi diğer sanıklar da sçlamaları kRaöbul etmedi. k Mahkeme heyeti sanıkl arın tutu kluluk hallerinin devamına kprgr verip duruşmayı erteledi. | Küçük kız, "Şeker bayramıydı. Beni içeriye çağırdı, harçlık vereceğini söyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz etti. Ben bağırdım ancak ağzımı kapattı" dedi. Yumurtalık İlçesi'ne bağlı bir köyde oturan ilköğretim 8'inci sınıf öğrencisi G.S.Ç., haziran ayında okuldaki bir arkadaşına erkeklerle zorla ve para karşılığında cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Bu öğrencinin okul müdürüne durumu bildirmesi üzerine polise haber verildi. Emniyete götürülen küçük kız ifadesinde V.Y.'nin tecavüzüne uğradığını, ondan sonra hem Y. ile hem de diğer erkelerle birlikte olduğunu söyledi. Bunun üzerine başlatılan soruşturmada 11'i yaşı küçük, 2'si kadın 31 kişi gözaltına alındı. Soruşturma sonunda Cumhuriyet Savcısı, 29'u tutuklu 31 sanık hakkında 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyetten yoksun kılma ve çocuğu fuhşa teşvik' suçlarından 2 ile 35'er yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın ilk duruşması görüldü ve sanıklar hakim karşısına çıktı. Aile ve Sosyal politikalar İl Müdürlüğü'nün de müdahil olduğu davada sanıklar suçlamaları kabul etmedi. Mahkemede ilk kez ifade veren G.S.Ç. ise, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Küçük kız ifadesinde, ne zaman tecavüze uğradığını ve ondan sonra neler yaşadığını detaylarıyla anlattı. Kendisine ilk tecavüz eden kişinin 'V.dede' diye hitap ettiği V.Y. olduğunu öne süren Ç., şunları söyledi: "Kendisi bizim köylümüz olur aynı zamanda köyümüzün eski muhtarıdır. Ben 9 yaşındaydım, bayramın ikinci yada üçüncü günüydü, şeker bayramıydı. Komşumuz olan H.'nin nişanı vardı. Yanımda A. isimli arkadaşım vardı. V.Y. arabasıyla yalnız olarak geldi, 'Size dondurma almaya gidelim' dedi. Biz de bindik ve gittik, dondurmayı bize aldı, daha sonra bizi eve götürdü, evde kimse yoktu. Ayşe dışarıda kaldı ve top oynuyordu, zira bize topu V.Y. almıştı. Beni içeriye çağırdı, harçlık vereceğini söyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz etti, ben bağırdım ancak ağzımı kapattı. 2015 yılı mayıs ayına kadar kendisiyle birden çok kez ilişkiye girdik. Kendisi bizim evin önünden arabasıyla geçiyordu ve bana işaret yapıp evine çağırıyordu, evde kimse olmuyordu, olduğu günler beni çağırmıyordu. Bana kendisi harçlık verirdi, babama da zaman zaman para verirdi, karşılığını benden alırdı. Hatta V.Y. bana Y.K. ile ilişkiye girmem konusunda beni yönlendirdi, 'Git onunla ilişkiye gir iyi parası var' diye." Küçük kız ayrıca V.Y.'nin tecavüzden sonra tehdit ettiğini de iddia ederek, "V.Y. ile ilk ilişkiye girdiğimizde ilişkiden sonra beni kendisi tehdit etti ve bunu kimseye anlatma dedi. Hatta elinde tüfek vardı ve başıma dayadı, uzun bir tüfekti" dedi. V.Y. ise mahkemedeki savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Küçük kızın babasının maddi durumunun iyi olmadığını ve bu nedenle de aileye yardım yaptığını belirten Y., savunmasında şunları söyledi: "G.'nin ailesine ev yaptırmak için çimento verdiğim, babasına çocuklarının eğitimiyle ilgili destek olduğum herkes tarafından bilinmektedir. Babası devamlı beni yolda çevirir ve yardımcı olmamı isterdi. çocukların okul ihtiyaçlarını alırdım ancak kesinlikle kıza harçlık vermiş değilim. Kızla cinsel ilişkiye girmediğim gibi, başkasının ilişkiye girmesinE de aracılık yapmış değilim. G.'nin iftira atacak kapasitede olduğunu düşünmüyorum, bu iftiraların arkasında bir ekibin olduğunu düşünüyorum. Ben yardımsever bir insanım, tüm insanlar benim yardımsever birisi olduğumu bilir. Bu iş bana kesinlikle yakışmaz, G.'yi dondurma alma bahanesiyle kandırmış ve kendisiyle cinsel ilişkiye girmiş değilim." Y. gibi diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı erteledi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profe(syoneb Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Spor Toto Sü per Lig'de yer alan takımlara parD[ cezası verdi. Kurulul toplantısından sonra yapılan açıklamada; Gaziantepspor'açeşitli nedenlerden dolayı toplam 340 bin lira para cezası verildiği ifade e[ildi. Trabzonspor'a Akhisar Belediyespor deplasmanında taraftarlarınfın neden oFduğu çirkin v kö tü tezahürattan dolayı 200 bin, Fenerbahçe'ye ise Aytem iz Alanyaspor'la dış sahad a oynanan m açta aynı sebepten ötürü 75 bin lira para cezasıuygulandığı akt;rıldı. Aytemiz Alanyaspor'a Fenerbahçe maçında takım alTüinde ~portmenlğe nyRırı hareket neden iyle 9 bin l[bra para cezası uygulandığı kaydedildi. Beşiktaş'ın Portekizli fu[bolcusu Ricardo Quaresma'nın is^ Kayserispor tN{ maçında cezalı olmasınarağmen akredi te alanına girdiği için 5 iğn lira para cezasGnY çarptırıldığı aktarıldı. Öte yandan, disiplin kurOlu, Fenerbahçe'nin Aytemiz Alanyaspor deplasmanında B Blok'ta ye ır alan taraftarlarının elektronik biletlerini bir maçlığına bloke etti. Gaziantepspor'un Kasımpaşa'yı ağırladığı maçt a Maraton Altı D*, Tribünü A, B, C,D ,E üI ,G ,H bloklarından giren ev sahibi saraftarların da bir maçl ığına eluktroniZ^ biletlerininiptal edildiği dyuruldu. PFDK, TFF 1.Lig ekiplerinden GöztepR'ye 77 kin 500,Adana Demirspor'a 32 bin 0, Samsunspor'a 26 bin, Evkur Yeni Malatyaspor ve Elazığspor'a 7 bin 500 lira para cezası verdi. Kurul, ayrıca aŞeni Malatyaspor'un fuctbolcuMu Osman Frat'a 3 maç ve 6 bin 500, Şanlıurfaspor' ukn oyuncusu Artun Akçakın'a l maç vı 4bin 500 lvra para cezası uyguladı. | Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Spor Toto Süper Lig'de yer alan takımlara para cezası verdi. Kurulun toplantısından sonra yapılan açıklamada; Gaziantepspor'a çeşitli nedenlerden dolayı toplam 340 bin lira para cezası verildiği ifade edildi. Trabzonspor'a Akhisar Belediyespor deplasmanında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürattan dolayı 200 bin, Fenerbahçe'ye ise Aytemiz Alanyaspor'la dış sahada oynanan maçta aynı sebepten ötürü 75 bin lira para cezası uygulandığı aktarıldı. Aytemiz Alanyaspor'a Fenerbahçe maçında takım halinde sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle 9 bin lira para cezası uygulandığı kaydedildi. Beşiktaş'ın Portekizli futbolcusu Ricardo Quaresma'nın ise Kayserispor maçında cezalı olmasına rağmen akredite alanına girdiği için 5 bin lira para cezasına çarptırıldığı aktarıldı. Öte yandan, disiplin kurulu, Fenerbahçe'nin Aytemiz Alanyaspor deplasmanında B Blok'ta yer alan taraftarlarının elektronik biletlerini bir maçlığına bloke etti. Gaziantepspor'un Kasımpaşa'yı ağırladığı maçta Maraton Altı Tribünü A, B, C ,D ,E ,F ,G ,H bloklarından giren ev sahibi taraftarların da bir maçlığına elektronik biletlerinin iptal edildiği duyuruldu. PFDK, TFF 1. Lig ekiplerinden Göztepe'ye 77 bin 500, Adana Demirspor'a 32 bin 500, Samsunspor'a 26 bin, Evkur Yeni Malatyaspor ve Elazığspor'a 7 bin 500 lira para cezası verdi. Kurul, ayrıca Yeni Malatyaspor'un futbolcusu Osman Fırat'a 3 maç ve 6 bin 500, Şanlıurfaspor'un oyuncusu Artun Akçakın'a 2 maç ve 4 bin 500 lira para cezası uyguladı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Bir ihbar üzerine,Üsküdar'da Brhaniye ahGllesi Dördüncü Murat Sokak'ta polis ekip lertnce rame yapıljdı. İş makinesi yardımıyla yapılan aramada, !opraa gömülü yaklaşık250 tabanca çıkarıld ı. Yapılan ilk incelemede tabancaların kuru psıkı olduğu belirlendi. İstanbul Emniyet Müdüü Mustafa Çalpıkan, olay yerine gelere k incelemelerde buluZdu. Çalışkan, gazetecilerin soruları üzerine, "ŞEu ana kadar ele g eçirilenler k uru sıkı. Arkadaşlar inceli yor. }/ dedi. Üskndar'da toprağa gömülü, kurnr` sıkı olduğu belirtilen yaıklaşık 2{´ tabancanın bulunduğu sokakta arama çalışmalarına aa verildi.Burhaniye Mahallesi, DördüncüMurat Sokak'ta, joiis ekipleri, dedektör yardımıyla arama çalışmalarını sürdürdü. İş makneleriyle sürdürülen aaÜ çalışmalarında, bazı bölgeerde kazma uve kürek kullanıldı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından iş makineleri bölgeden ayrıldı. Polis ekiplerinin güvenlik şeridi çekilen bölgedeki tedbir vc& amaçlı bekleyişi sürüyor. AGma çalışmalarına ;abah saatlerinde devam edileceği biyldiril{i. BcOr ihbar üzerine, Burhaniye Mahalleısi Dördün cü ]l Murat Sokak'ta polis ekiple rince, iş makinesi yardımıyla arUaYm yapılmıştı. ArHmad, toŞSağa gömülü, kuru sıkn E olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabanca bulunmuştu. | Bir ihbar üzerine, Üsküdar'da Burhaniye Mahallesi Dördüncü Murat Sokak'ta polis ekiplerince arama yapıldı. İş makinesi yardımıyla yapılan aramada, toprağa gömülü yaklaşık 250 tabanca çıkarıldı. Yapılan ilk incelemede tabancaların kuru sıkı olduğu belirlendi. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Çalışkan, gazetecilerin soruları üzerine, "Şu ana kadar ele geçirilenler kuru sıkı. Arkadaşlar inceliyor." dedi. Üsküdar'da toprağa gömülü, kuru sıkı olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabancanın bulunduğu sokakta arama çalışmalarına ara verildi. Burhaniye Mahallesi, Dördüncü Murat Sokak'ta, polis ekipleri, dedektör yardımıyla arama çalışmalarını sürdürdü. İş makineleriyle sürdürülen arama çalışmalarında, bazı bölgelerde kazma ve kürek kullanıldı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından iş makineleri bölgeden ayrıldı. Polis ekiplerinin güvenlik şeridi çekilen bölgedeki tedbir amaçlı bekleyişi sürüyor. Arama çalışmalarına sabah saatlerinde devam edileceği bildirildi. Bir ihbar üzerine, Burhaniye Mahallesi Dördüncü Murat Sokak'ta polis ekiplerince, iş makinesi yardımıyla arama yapılmıştı. Aramada, toprağa gömülü, kuru sıkı olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabanca bulunmuştu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği üyelerinin 1 Mayıskın Taksim'dekutlanması istemidyle yapmak istedikleri yürüyüşe polis iz in vermedi. Tünel'de toplanan DİSK GenelBaşkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren'in de aralarında ulvnduğ ! gruptakiler, ellerindeki 'Krizin faturasın sermaye ö dezin', 'eşrkese P iş güvencesi, yeterli ücret', 'Toplu sözleş=me, gr ev hakkı' yazılı dövizlerle, sloganlar eşliinde Galatasaray'a yürümek istedi. Grubunönünde panzerler eş liğFin! barikat oluşturanpolis, yürüyüşe izin veKrmedi Bunun üzerine gruptakiler, slogan atarak oturma eylemi başlattı. Bir % süre oturmE eylemini sürdüren grup, daha sonra dağıldı. Taksim tramvay durağı ö nündoe tekrartoplanan aynı ıgruJ adına nbas$Hn agıklaması yapan KESK Gen<l Başkanı Evre\, ;u yıl 1 Mayıs'ın 100'üzncü yıl ınıkutladıklarını, ülkeyi o 1 Mayıs'ta şenlikyerine, özgürlüğün vekardeşliğin egemen olduğu bayram yerii çevireceklerini söyledi. ''Taksimkonusunda 30 yılı şkın bir süredir edevHm eden griliin nKdenini|n hiç´ir zaman emekçiler omadığınış' ifade ede a:L Evren, ''Gerilimin hş zaman hükümetlerden kaynaklandığını, bunun demolkrasi dışı, otoriter bör dev]let ozihniytinln so nucu olduğunu'' il S}b eri sürdü. Dünyanın her yerinde 1 Mayıs ile özdeşleşen meydanlarolduğunu belirten Ere, ''Paris'te Bastil Meydanı, Roma'da t. John Me{danpA Londra'da Traalgar Meydanı, Berlin'deKreuzberg Meydanı, 1 Mayıs jösterileCrinin fğas alanlarıdır. Türkiye'de de İstanbul'da Taksim Meyd*nı 1 ja Mayıs ile özdeşleşmiş, halkır Nḧ́ vicdanında 1 Mayıs meydanı olmuştur'' şeklinde konuştu. Davul-zurna, pankart, bayrak,marş ve şarkılarla f Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda özgülük p* ve demokrasi türküleri söylemek istediklerini kaydeden Evren, ''Siyasi iktidar geçen yıllarda davrandığı gibi davranmaz, güvenlik güçlerini emekçilerin üzerine saldırtmazsa, 1 Mayıs günü Taksim'de olay çıkmayacaktır'' dedi. Guptakiler, açıklamanın ardından dağıldı. | DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği üyelerinin 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması istemiyle yapmak istedikleri yürüyüşe polis izin vermedi. Tünel'de toplanan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren'in de aralarında bulunduğu gruptakiler, ellerindeki 'Krizin faturasını sermaye ödesin', 'Herkese iş güvencesi, yeterli ücret', 'Toplu sözleşme, grev hakkı' yazılı dövizlerle, sloganlar eşliğinde Galatasaray'a yürümek istedi. Grubun önünde panzerler eşliğinde barikat oluşturan polis, yürüyüşe izin vermedi. Bunun üzerine gruptakiler, slogan atarak oturma eylemi başlattı. Bir süre oturma eylemini sürdüren grup, daha sonra dağıldı. Taksim tramvay durağı önünde tekrar toplanan aynı grup adına basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı Evren, bu yıl 1 Mayıs'ın 100'üncü yılını kutladıklarını, ülkeyi 1 Mayıs'ta şenlik yerine, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bayram yerine çevireceklerini söyledi. ''Taksim konusunda 30 yılı aşkın bir süredir devam eden gerilimin nedeninin hiçbir zaman emekçiler olmadığını'' ifade eden Evren, ''Gerilimin her zaman hükümetlerden kaynaklandığını, bunun demokrasi dışı, otoriter bir devlet zihniyetinin sonucu olduğunu'' ileri sürdü. Dünyanın her yerinde 1 Mayıs ile özdeşleşen meydanlar olduğunu belirten Evren, ''Paris'te Bastil Meydanı, Roma'da St. John Meydanı, Londra'da Trafalgar Meydanı, Berlin'de Kreuzberg Meydanı, 1 Mayıs gösterilerinin doğal alanlarıdır. Türkiye'de de İstanbul'da Taksim Meydanı 1 Mayıs ile özdeşleşmiş, halkın vicdanında 1 Mayıs meydanı olmuştur'' şeklinde konuştu. Davul-zurna, pankart, bayrak, marş ve şarkılarla 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda özgürlük ve demokrasi türküleri söylemek istediklerini kaydeden Evren, ''Siyasi iktidar geçen yıllarda davrandığı gibi davranmaz, güvenlik güçlerini emekçilerin üzerine saldırtmazsa, 1 Mayıs günü Taksim'de olay çıkmayacaktır'' dedi. Gruptakiler, açıklamanın ardından dağıldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili lih{t Özdemir ile Asbaşkan Ali Koç, Lig TV'de açıklamalar da bulu nd+u. Koç, şike sürecinde TFF'nin özgüven kaybı yaşadığını M! kzrar alm a yetkisinin kullanmadığını syledi. Koç bu nedenlefederasyon yönetiminin güven tazelenmesinin yararlı olacağını düşündüklerini ifade etti. "Sürecin, Futbol Federasyonu'nun ğ[` yönettiği gibi gidemeyeceği k`nusuda bir kanaate vardıklaını anlatan Koç, ''Bi z kIndi genel kurulumuzda kendi üyelerimizle tarihi uJÜ bir ukaray ve ycol haritası için buluşma ihtiyacıduymaktayız. üDiğe Zzrafta bizimle ilgili verilefce kar ar bizim kontrolümüzde olan bir kparar değil. O yüz£el bu süreçte bizim düşüancemz, Futbol Federasyonu'nda yönetMim kurulunun güven tazelemesi... Ve ciddi anlamda yarar olduğunu düoşünüoum. Çünkü baktığımınz zaman ğ/i özgüven kaybı 'mY var. Eylem, söylem farkı _var. Kararalma yetkisi azalmış, kullanılmıyor. Tümbunları söylerken onların yerinde olmak istemzdim. r bir iş. Am a inanın bizimyerimizde ol mak hiç istemezdim'' ifadelerini kullandı. ( | Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir ile Asbaşkan Ali Koç, Lig TV'de açıklamalarda bulundu. Koç, şike sürecinde TFF'nin özgüven kaybı yaşadığını ve karar alma yetkisinin kullanmadığını söyledi. Koç bu nedenle federasyon yönetiminin güven tazelenmesinin yararlı olacağını düşündüklerini ifade etti. "Sürecin, Futbol Federasyonu'nun yönettiği gibi gidemeyeceği konusunda bir kanaate vardıklarını anlatan Koç, ''Biz kendi genel kurulumuzda kendi üyelerimizle tarihi bir karar ve yol haritası için buluşma ihtiyacı duymaktayız. Diğer tarafta bizimle ilgili verilecek karar bizim kontrolümüzde olan bir karar değil. O yüzden bu süreçte bizim düşüncemiz, Futbol Federasyonu'nda yönetim kurulunun bir güven tazelemesi... Ve ciddi anlamda yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü baktığımız zaman bir özgüven kaybı var. Eylem, söylem farkı var. Karar alma yetkisi azalmış, kullanılmıyor. Tüm bunları söylerken onların yerinde olmak istemezdim. Zor bir iş. Ama inanın bizim yerimizde olmak hiç istemezdim'' ifadelerini kullandı. ( ) |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Hitler gibi bir adam nasıl eldu da Cbir üüuşağa hükmederek tüm dü nyayı savaş ve acıya sürükledi? Ödüllü tarihçi Laurence Rees, Hitler’in sıra dışı cazibesinin arkasındaki gizemi ortaya çıkarıyor. Adolf Hitl er muhtemelen tarih teki en sıra dışı lider. Başka hiç kimse d<nyayı onun kadar değiştirip arkasında böylesine bir enkaz bırakmadı. Fakat şimdiye dek insanların Hitler’in peşinden neden gitik>lerini açıklamak için ciddi bir girişimde bulu nulmadı. BBC imzalı üç bölümlük dY belgesel, insanların onun hedeflerine ulaşmaR için harekete geçmeye nasıl karar verdikleri-ni, Hitler’in Almanya’daki mevcut inanışları nasıl manipole ettiğini v liderliğinin neden bu dTenli ye ikna edici olduğunu bu+Imak içif Hitler’in II. Dünya Savaşı boyunca aldığı önemli kararları incel iyor. Günlükler, şahitlerin ifadeleri,arşiv ve görüntülerle belgesel, Hi%ldr’i yönettiği insanlarla ilişkilerini ve liderlğinin i şley iş biçimini inceliyor. IÇoğu itlyr’le ireb/ir ilişki içinde olmuş eski Nazilerle yapılan mülakatlar, Hitler’e gösterilen )y/ kişisel reaksiyonların –iyi ve kötü– karmaşıkbir mozaiğini oluşturuyor, 20. yüzyıl tağrRhi en önemli s orularından >azılarına yanıt bulmayı he]efliyoK. Hitler nasıl ld= da milyonlarca insanı böyle cctkileyebildi? Bu kitlesel hayranlığın nedei neyd i? Alma elitleri Hitler’in iktidfra gelmesine gerçekten yardım etti mI? Bmu so>uyrar Hitler’in pek çok açıdan yetersiz bir birey oMması gerçeğiyle daha Yda ilgi çekici hale geliyor! Arkadaşlık kurma bec,erisincen yoksun, normal bir tartışmay ı bile sürdüremeyen, nefret dlu biradam, kitleleri nasıl etkisialtına alabildi? Hitler’in öldüren dğ karizmasının arkasındaki giPem neydi? 'Hitler: Öldüren Karizma' (THE DARK CHARISMA OFADOLF ITLER) her tPaür saat 22.00'de NTV Belgesel Kuşağı'nda. | Hitler gibi bir adam nasıl oldu da bir kuşağa hükmederek tüm dünyayı savaş ve acıya sürükledi? Ödüllü tarihçi Laurence Rees, Hitler’in sıra dışı cazibesinin arkasındaki gizemi ortaya çıkarıyor. Adolf Hitler muhtemelen tarihteki en sıra dışı lider. Başka hiç kimse dünyayı onun kadar değiştirip arkasında böylesine bir enkaz bırakmadı. Fakat şimdiye dek insanların Hitler’in peşinden neden gittiklerini açıklamak için ciddi bir girişimde bulunulmadı. BBC imzalı üç bölümlük belgesel, insanların onun hedeflerine ulaşmak için harekete geçmeye nasıl karar verdiklerini, Hitler’in Almanya’daki mevcut inanışları nasıl manipüle ettiğini ve liderliğinin neden bu denli ikna edici olduğunu bulmak için Hitler’in II. Dünya Savaşı boyunca aldığı önemli kararları inceliyor. Günlükler, şahitlerin ifadeleri, arşiv ve görüntülerle belgesel, Hitler’in yönettiği insanlarla ilişkilerini ve liderliğinin işleyiş biçimini inceliyor. Çoğu Hitler’le birebir ilişki içinde olmuş eski Nazilerle yapılan mülakatlar, Hitler’e gösterilen kişisel reaksiyonların –iyi ve kötü– karmaşık bir mozaiğini oluşturuyor, 20. yüzyıl tarihin en önemli sorularından bazılarına yanıt bulmayı hedefliyor. Hitler nasıl oldu da milyonlarca insanı böyle etkileyebildi? Bu kitlesel hayranlığın nedeni neydi? Alman elitleri Hitler’in iktidara gelmesine gerçekten yardım etti mi? Bu sorular Hitler’in pek çok açıdan yetersiz bir birey olması gerçeğiyle daha da ilgi çekici hale geliyor. Arkadaşlık kurma becerisinden yoksun, normal bir tartışmayı bile sürdüremeyen, nefret dolu bir adam, kitleleri nasıl etkisi altına alabildi? Hitler’in öldüren karizmasının arkasındaki gizem neydi? 'Hitler: Öldüren Karizma' (THE DARK CHARISMA OF ADOLF HITLER) her Pazar saat 22.00'de NTV Belgesel Kuşağı'nda. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Antalya'da 2008'inKasım ayında evijde öl^ u> bulunan, bel-diye tabibininincelemesiyle yüksek tansiyon ve şeker hastalığından öldüğü blirtile| ancak bir buçuk ay sonra Antalya Emniyet Müdürlü ğü’ne gelen ihbar sonucu mezarı açılarak ynpıln ar\atırmayla 55 yaşındaki eşi Ali İhsan Karataş tarafından elle boğularak öldürüldüğü iddia şilen 58 yaşındaki Durdu Karataş'ın ölümüyle ilgilg Antalya 1. Ağır Cşza Mhkemesi’ndek;i yargılamada ka rar verildi. anık son savunmasında eşini öldürme kastının bulunmadığınısavunarak, m ahkeme heyetine, ''Karımı öldürmek suçundankarşınızda bulunduğum için hezeyanduyuyorum. Karımı öldür medim'' dpdpi( Sanık )£ avukatı Fatih Ardıç da, Durdu Karataş'ın ]/A kesin nölüm nede nineilişkin Adlni Tıp Kurumu 1. İhtisasKurulu’nca veilen raporda, cesedindeki ileri derece çürüme nedeniyle kadının |Z; ölüm nedeninin belirlenemediği tespitini hatıcltatarak, Karataş'ıkş olayda Y eşini öldürme kastının bulunmadığını savundu. Sanığın -a eşinin boynunu sıkmasının +l]mü meydana getirecek b%i hareket olmadığını, ölen kadının kronik hastalıklarının bulunduğunu v e +j nedhn& yaşamını kaybettiğini ileri süren ton Ardıç, mahkemenin ceza vermesi halinde ise, müvekkili hakkında eşiRi: sözle ri nedeniyle tahrik indirimin uyguladnmasmı talep etti. Mahkeme heryeti, son savunmaların ardından sanı hakkında kara rını açıkladı. Mahkeme, sanık AĞŞi İhsan Karataş'ın, H_v eşi Durdu Karataş'ın, boynunusıkmasına ylnelk eyleminin öldürme pkap.stı taşımadığını ancak, kadının nefessiz kalarak hastalıklarının aktif hale geldiğini ve bu nedenle yaşamını yitirdiği belirtildi. ahk^eme, sanığı, önce eylemi nedeniyle ''Kasten yara lamasonucu ölüme sebebiyetvermek'' c[' suçundan 11 yıl 9 ay hCapiaV cezasına çarptırırken, eşinin söylediği sözleri ise kışkırma sebebi kabuletti. Mahkeme heyeti, ölen Durdu Karataş'ın, kendisiyle yorgun olduğunu fto söyleyerek cinsel ilişkiye girf!yen eşi A\Öli İhsan Karataş'a ''Sen artık g erkek değilsin'' gibi çeşitli sözleriyPe ilgili cezada tahrik iidirimo de d uygulayarak, s'anığı üc[ toplam 8 :_ü yıl 9 ayhapis cezasına çarptırdı. | Antalya'da 2008'in Kasım ayında evinde ölü bulunan, belediye tabibinin incelemesiyle yüksek tansiyon ve şeker hastalığından öldüğü belirtilen ancak bir buçuk ay sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne gelen ihbar sonucu mezarı açılarak yapılan araştırmayla 55 yaşındaki eşi Ali İhsan Karataş tarafından elle boğularak öldürüldüğü iddia edilen 58 yaşındaki Durdu Karataş'ın ölümüyle ilgili Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada karar verildi. Sanık son savunmasında eşini öldürme kastının bulunmadığını savunarak, mahkeme heyetine, ''Karımı öldürmek suçundan karşınızda bulunduğum için hezeyan duyuyorum. Karımı öldürmedim'' dedi. Sanık avukatı Fatih Ardıç da, Durdu Karataş'ın kesin ölüm nedenine ilişkin Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nca verilen raporda, cesedindeki ileri derece çürüme nedeniyle kadının ölüm nedeninin belirlenemediği tespitini hatırlatarak, Karataş'ın olayda eşini öldürme kastının bulunmadığını savundu. Sanığın eşinin boynunu sıkmasının ölümü meydana getirecek bir hareket olmadığını, ölen kadının kronik hastalıklarının bulunduğunu ve bu nedenle yaşamını kaybettiğini ileri süren Ardıç, mahkemenin ceza vermesi halinde ise, müvekkili hakkında eşinin sözleri nedeniyle tahrik indirimin uygulanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, son savunmaların ardından sanık hakkında kararını açıkladı. Mahkeme, sanık Ali İhsan Karataş'ın, eşi Durdu Karataş'ın, boynunu sıkmasına yönelik eyleminin öldürme kastı taşımadığını ancak, kadının nefessiz kalarak hastalıklarının aktif hale geldiğini ve bu nedenle yaşamını yitirdiği belirtildi. Mahkeme, sanığı, önce eylemi nedeniyle ''Kasten yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 11 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırırken, eşinin söylediği sözleri ise kışkırtma sebebi kabul etti. Mahkeme heyeti, ölen Durdu Karataş'ın, kendisiyle yorgun olduğunu söyleyerek cinsel ilişkiye girmeyen eşi Ali İhsan Karataş'a ''Sen artık erkek değilsin'' gibi çeşitli sözleriyle ilgili cezada tahrik indirimi de uygulayarak, sanığı toplam 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde ''eksik mühimmat'' haberleri ile i~lg&lö Kyazılı biraçıklama yapıldı. Açıklama da şöyle denildi: ''on günlJerde bHsın?s mühimmat konusunda bazı haberler yeralmaktadır. Bu bağlamda Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında h<r$angi bir eksik mühimmat bulunmamaktadır.'' | Emniyet Genel Müdürlüğü’nde ''eksik mühimmat'' haberleri ile ilgili yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklama da şöyle denildi: ''Son günlerde basında mühimmat konusunda bazı haberler yer almaktadır. Bu bağlamda Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında herhangi bir eksik mühimmat bulunmamaktadır.'' |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
AK PartiGenel Bşkanvekili `I ve Başbakan Binali &ğu Yıldırım, partisince Ulu Cami Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, ) Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Rec eü Tayyip Erdoğan'öın selamını (itlislilere ileterek bUşladı. Bitlis'in "güçlü Meclis,güçlü hükümet" diyer cLk milletin adamı R ecep Tayyip Erdoğan'ı rekoroyla cumhurbaşkanı yapacağını bğlirton Yıldırım, kentin köklü bir geleneğe sahlp olduğuna değindi. İlim irfan $ş yuvası BitlisGin medreseleri ile ü nlü olduğunu anlatan Yıldırım, "Düşünün böyle bir şehirde ünigversite 200 7'de A# Parti hükümeti zamanında kuruldu. örneği !AK Parti'den önce Tü.kiye'nin halini anlatayım ıediye söylüyorum. A K Parti ö ncesi bıb ülkeyi yönetenlerin iGllete hizmet etmek Hib&i bir niyeti yoktu." diye konuştu. Yıldırım, "Millete şhizmet götürm ek yerine köyerinT belmelPerin, şehirlerin isimleri ni değiştirdiler. SenNurs köyününismini değiştirebilirsin amabu milletin gönlüpnden Saidi Nursi sevgisini çıkarabilir misin? Nurşin'i Güroymak yaptın da başın göğe mi değdi? Bunlarla uğraşacağına eser bırak memlekete. A dam o du ki bırakabu dünyada bir eser,eseri olmayanın yerinde yeller eser . Milletin dğerleriyls kavga etmek yerineG, bu ülkenin ÜpB aşını, ekmeğini, ekonomisini büyütmek iöçin çalışsaydınız olmaz mıy dı? Bitlisliler 'Ydazın ayransı z, kışın yorgansızolmaz' &r. İşte bu zihniye t milletimiziyazın ayrans z kışın da yorgansız bıraktı" değerlendirmesinde bulundu.Muhalefetin adaylarınınmeydanlarda birer ikişer b oy gösterdiğini, muhalefetincumhurbaşkanı adayının, S "Yıkacağız, AK Parti nğ yaptıysa U~V hepsini ıkacağız. AK Parti'nin projelerini iptal edeceğiz. nakl İstanbul'u,yerli arabayı yapmayacağız,orayı kapatacağız, burayı yıkacağız." dediğini aktaran Yıldırım, sözlerini tıh şöyle sürdürdü: "Siz enkaz a!kibri misiniz? Memleketi mi idare edeceksiniz, enkazcılık mı yapacaksınız? Taş üstn taş koymaktan .ahsetmiğorlar da yıkmayı,yok etmeyi bolca söylüyorlar. Bunlar akıllarınca bu ülkenin gelişmesine, büyümesine engel olacaklar. Bu milletinAK Parti'den soğuyacağını zannediyorlar. Bitlisli ve aziz milletimiz #bn̈́ izin verirmi? j Bu yıkım e kibini iş NpI başına getirir mi? klbette dgetirez. Milletimiz nc yımllık kazanımlarına sahip çıkıyor. 2023 hedeflerinden dönüşyok. İstikrar ve kalkınmaya 'devam' diy or Bitlis. Bitlis, 'hukuk devletinden, demokrasiden dönüş yok 'diyor. 'Vesay ete ıd$ darbeye geçit yok' diyor bu dy meydan." | AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisince Ulu Cami Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını Bitlislilere ileterek başladı. Bitlis'in "güçlü Meclis, güçlü hükümet" diyerek milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ı rekor oyla cumhurbaşkanı yapacağını belirten Yıldırım, kentin köklü bir geleneğe sahip olduğuna değindi. İlim irfan yuvası Bitlis'in medreseleri ile ünlü olduğunu anlatan Yıldırım, "Düşünün böyle bir şehirde üniversite 2007'de AK Parti hükümeti zamanında kuruldu. Bu örneği AK Parti'den önce Türkiye'nin halini anlatayım diye söylüyorum. AK Parti öncesi bu ülkeyi yönetenlerin millete hizmet etmek gibi bir niyeti yoktu." diye konuştu. Yıldırım, "Millete hizmet götürmek yerine köylerin, beldelerin, şehirlerin isimlerini değiştirdiler. Sen Nurs köyünün ismini değiştirebilirsin ama bu milletin gönlünden Saidi Nursi sevgisini çıkarabilir misin? Nurşin'i Güroymak yaptın da başın göğe mi değdi? Bunlarla uğraşacağına eser bırak memlekete. Adam o dur ki bıraka bu dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. Milletin değerleriyle kavga etmek yerine, bu ülkenin aşını, ekmeğini, ekonomisini büyütmek için çalışsaydınız olmaz mıydı? Bitlisliler 'Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz' der. İşte bu zihniyet milletimizi yazın ayransız kışın da yorgansız bıraktı" değerlendirmesinde bulundu. Muhalefetin adaylarının meydanlarda birer ikişer boy gösterdiğini, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının, "Yıkacağız, AK Parti ne yaptıysa hepsini yıkacağız. AK Parti'nin projelerini iptal edeceğiz. Kanal İstanbul'u, yerli arabayı yapmayacağız, orayı kapatacağız, burayı yıkacağız." dediğini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz enkaz ekibi misiniz? Memleketi mi idare edeceksiniz, enkazcılık mı yapacaksınız? Taş üstüne taş koymaktan bahsetmiyorlar da yıkmayı, yok etmeyi bolca söylüyorlar. Bunlar akıllarınca bu ülkenin gelişmesine, büyümesine engel olacaklar. Bu milletin AK Parti'den soğuyacağını zannediyorlar. Bitlisli ve aziz milletimiz buna izin verir mi? Bu yıkım ekibini iş başına getirir mi? Elbette getirmez. Milletimiz 16 yıllık kazanımlarına sahip çıkıyor. 2023 hedeflerinden dönüş yok. İstikrar ve kalkınmaya 'devam' diyor Bitlis. Bitlis, 'hukuk devletinden, demokrasiden dönüş yok' diyor. 'Vesayete darbeye geçit yok' diyor bu meydan." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
DİYARBAKIR'da doğuştan bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın (12), 'Galatas'aray maçı izleme' hayali olduğunu soysal medyadan öğrenen futbolcu Selçuk İnan, Şeyhmus ile görüşerek, Cumartesi zöünü oynanacak Fenerbahçe dZrbi maçına davet etti. Sosyal medy adadezavantajlı çocuklar için otkinlikler d üzenleyen Çocuklr Üşümesin' grubuüyeleri, J? bedensel egelli Şeyhmus Bardn'ın hayalini sosyalmedya hesaplarında p aylEşarak de tstek çağrısında bulundu. Şeyhmus'un hayalini sosyal medyadanöğrenen Selçuk İnan kendisiyle görüşerek Cumartesi günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maça davet etti. ASLAN PARÇASI DİYEREK SESLENDİ Şeyhmus'u görüntülü arayan Selçuk İna |I n, kendisine aslan parçası diyerek seslenip, şunları söyledi: "Fenerbahç - maçına geliyor. Maçı en ön de izleyeceksn. Orada sa na imzalı formamı d a vereceğim. Canım kardeşim, seni heyecanla bekliyorum." Görüşmede Şeyhmus, Selçuk'a sevgilerini ifade etti. Galatasaray-Fen erbahçe derbisini izleyecek olman#n heyecanını yaşayan Şeyhmhs, derbiyi kazanacaklarını söyle?di. Seyhmus, "SelUuk İnan'ı ç}ok seviyorum. Çok heyecanlıyım, maçı izleyeceğim. Fatih öMI Terim'i, Galatasaray taraftarlarını çok seviyorum" dedi. Şeyhmus'un babası A ? Bar an (47) ise oğlunun hayalinin gerçekleşeceğinden dolayı mutluğuolduğunu belirterek, şunların söyledi: "Benim oğlumcamide namaz kıldıktan sonra, 'Çocuklar üşümesin' üyeleri onugörmüş. £ Arabası üstündtki arı kırmızı renkler dikkatlerini çekmiş.'Ne yapıyorsun diyesormuşlar?' Şeyhmus, 'Ben fanatik bir Galatasaraylıyım' ıdemi~ş. Oğlum zaten her fırsatta ben Selçuk İn an'ı çok sevdiğini anlatıyor, onu görmekistediğini söylüyor. Onlar da Allah razı olsun Selçuk İnan ile irtibat sağlayarak oğlumla görüşmesini sağladılar. Şim di oğlumla ben bu haftaki Galatasaray-Fenerbahçe derbisine davet edildik. Çod mutluyuz." 'DİYARBAKIRLI ÇOCUKLARIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ' 'Çocuklar Üşümesin' <Ü' topluluğu üyelerinden Yeşil Turhn (2) ise t,opluluk ol arak Diyarbakırlı çocklarıŞn yalipgerçekleştirmek için )girşimlerde bulunduklarını belirterek, "Çocuklar Üşümesin topluluğu 2 yıl önce arkşdaşlarımız tar afından oluşturuldu. Bu proje daha do-k }iyarbakır'daki çoctkların hayallerini gerçekleştirmek iç oluşturuldu. Sosyal medyada $esabımızda Şeyhmus'u paylaştık. Daha sonra Selçuk )nan ile görüşmesini sağladık. Selçuk İnan'ateşekkür ediyoruz Şeyhmus'u gördü, bizimle iletişim geçti" şeklinde :ı konuştu. 04 okim g19 Cuma İLGİLİ HABERLER | DİYARBAKIR'da doğuştan bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın (12), 'Galatasaray maçı izleme' hayali olduğunu soysal medyadan öğrenen futbolcu Selçuk İnan, Şeyhmus ile görüşerek, Cumartesi günü oynanacak Fenerbahçe derbi maçına davet etti. Sosyal medyada dezavantajlı çocuklar için etkinlikler düzenleyen 'Çocuklar Üşümesin' grubu üyeleri, bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın hayalini sosyal medya hesaplarında paylaşarak destek çağrısında bulundu. Şeyhmus'un hayalini sosyal medyadan öğrenen Selçuk İnan, kendisiyle görüşerek Cumartesi günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçına davet etti. ASLAN PARÇASI DİYEREK SESLENDİ Şeyhmus'u görüntülü arayan Selçuk İnan, kendisine aslan parçası diyerek seslenip, şunları söyledi: "Fenerbahçe maçına geliyor. Maçı en önde izleyeceksin. Orada sana imzalı formamı da vereceğim. Canım kardeşim, seni heyecanla bekliyorum." Görüşmede Şeyhmus, Selçuk'a sevgilerini ifade etti. Galatasaray-Fenerbahçe derbisini izleyecek olmanın heyecanını yaşayan Şeyhmus, derbiyi kazanacaklarını söyledi. Seyhmus, "Selçuk İnan'ı çok seviyorum. Çok heyecanlıyım, maçı izleyeceğim. Fatih Terim'i, Galatasaray taraftarlarını çok seviyorum" dedi. Şeyhmus'un babası Ali Baran (47) ise oğlunun hayalinin gerçekleşeceğinden dolayı mutluğu olduğunu belirterek, şunların söyledi: "Benim oğlum camide namaz kıldıktan sonra, 'Çocuklar üşümesin' üyeleri onu görmüş. Arabası üstündeki sarı kırmızı renkler dikkatlerini çekmiş. 'Ne yapıyorsun diye sormuşlar?' Şeyhmus, 'Ben fanatik bir Galatasaraylıyım' demiş. Oğlum zaten her fırsatta ben Selçuk İnan'ı çok sevdiğini anlatıyor, onu görmek istediğini söylüyor. Onlar da Allah razı olsun Selçuk İnan ile irtibat sağlayarak oğlumla görüşmesini sağladılar. Şimdi oğlumla ben bu haftaki Galatasaray-Fenerbahçe derbisine davet edildik. Çok mutluyuz." 'DİYARBAKIRLI ÇOCUKLARIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ' 'Çocuklar Üşümesin' topluluğu üyelerinden Yeşil Turhan (23) ise topluluk olarak Diyarbakırlı çocukların hayali gerçekleştirmek için girişimlerde bulunduklarını belirterek, "Çocuklar Üşümesin topluluğu 2 yıl önce arkadaşlarımız tarafından oluşturuldu. Bu proje daha çok Diyarbakır'daki çocukların hayallerini gerçekleştirmek için oluşturuldu. Sosyal medyada hesabımızda Şeyhmus'u paylaştık. Daha sonra Selçuk İnan ile görüşmesini sağladık. Selçuk İnan'a teşekkür ediyoruz Şeyhmus'u gördü, bizimle iletişim geçti" şeklinde konuştu. 04 Ekim 2019 Cuma İLGİLİ HABERLER |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Meclis, yılı hem yasama hem de iktidarve muhalefet arasındaki göüşme dolayısıyla yoğun gündemle bitiriyor. Yılın son yasaldüzenlemesi ise kS maddelik "Torba Kanun" teklifi olacak. Yılın son hafjasınja Meclis, iktidar ie muhalefet s( arasında önemli görüşmeye ev sahipliği yapacak. Başbakan Ahmet Davutoğl u; yeni anayasa bütçe, reformlar ve TBMM İçtüzüğü konularında fikir alışverişinde bulunmak üzere, TBMM'de grubu bulunanmuhalefet partileriniRn liderleriyle bir araya gelecek. Davutoğlu, ilk görüşmeyi Aralık Çarşamba günü önce CHP Genel Başkaı }memal Kılıçdaroğlu ile yapacak. TBL̈́ Genel Kurulu'nda yılın son yasal düzenlemesi ise 12 maddelik "Torba Kanun" te klifi olac ak. Yüksek&ğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değ=Eiülik Yapılmasın Dair Kanun ŞTekli-i, frklz alanlarayönelik düzenlemeler içeriyor.Teklifle, ş 31 Aralık 2015 tarihinde sona erecek olan "Öğretimüyeleri için ö(grülen b#B emeklilik yaşının, devlet üniversitelerinde görev almaları şartıyla 72 yaşını doldurduğu tarihtir" hükmü, 1 Ar alık 2016'yakadar uzatılıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) sözleşmeli olaÜak istihdam edilen erbaş ve eleriI brüt asgari ücret esas alınarak belirlenen maaşları, suay, astsubay ve uzman erbaşlar dahil TSK'daki kamu görevlileri gibi memur aylık katsayısı esas a}lınarak belirlenmesi, t,klpfte yer alıyor. Askeri öğrencilerin harçlıklarının artırılmasını öngören teklif, Ǘ er bdğ ve erbaşlar ile askeri öğrencilerinharçlıklarının hesaplanmasındaesas {lınan vehala uygula nan gösterge rakamlarının yüzde y üzoranında artırılmasını içeriyor. Teklicle; 2003 fi öncesi ve sonrası göreve başlayan astsubayların başlangıç derece kaAdemeleri ile eğitim seviyelerinebağlı -|h olarak yapılanintibak işlemlerinde para lellik ağ?lanıyor. Kamu İhale Kanunu'nun,hizmet alımlarındaihale ğ öncesi ilgili kurumlardan uygun görüş alınması ve personel çalıştırılmasına e+dayalı hizmet alımlarıyla ilgili sözleşmelerin uygulanması sürecinde yer alan görevlilerin sorumlulukları ve bunlar hakkındaki idari yaptırımlarıdüzenleyen maddesinin ilgili fıkrasının bu h_yıl sonunda dolacak olan yürürlük tarihi, 30 Haziran 2016'ya kadar uzatılıyor. Vakıfların, burs vermek için 31 Aralık 2016'ya kadarbağış alabileceğini de düzenleycn teklifle, Milli ğitiDi BakanĞlığı'na 12 bin 500 öğretmen kadrosu ihdas ediliyor. TBMM Genel Kurulu, düzennemyi yasalaştırmak için 29 Aralık Salı ve 30 Aralık Çarşamba günü müsai yapacak, yılın son üogünp ise çalışmayacak. | Meclis, yılı hem yasama hem de iktidar ve muhalefet arasındaki görüşme dolayısıyla yoğun gündemle bitiriyor. Yılın son yasal düzenlemesi ise 12 maddelik "Torba Kanun" teklifi olacak. Yılın son haftasında Meclis, iktidar ile muhalefet arasında önemli görüşmeye ev sahipliği yapacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu; yeni anayasa, bütçe, reformlar ve TBMM İçtüzüğü konularında fikir alışverişinde bulunmak üzere, TBMM'de grubu bulunan muhalefet partilerinin liderleriyle bir araya gelecek. Davutoğlu, ilk görüşmeyi 30 Aralık Çarşamba günü önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacak. TBMM Genel Kurulu'nda yılın son yasal düzenlemesi ise 12 maddelik "Torba Kanun" teklifi olacak. Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasın Dair Kanun Teklifi, farklı alanlara yönelik düzenlemeler içeriyor. Teklifle, 31 Aralık 2015 tarihinde sona erecek olan "Öğretim üyeleri için öngörülen emeklilik yaşının, devlet üniversitelerinde görev almaları şartıyla 72 yaşını doldurduğu tarihtir" hükmü, 31 Aralık 2016'ya kadar uzatılıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) sözleşmeli olarak istihdam edilen erbaş ve erlerin brüt asgari ücret esas alınarak belirlenen maaşları, subay, astsubay ve uzman erbaşlar dahil TSK'daki kamu görevlileri gibi memur aylık katsayısı esas alınarak belirlenmesi, teklifte yer alıyor. Askeri öğrencilerin harçlıklarının artırılmasını öngören teklif, er ve erbaşlar ile askeri öğrencilerin harçlıklarının hesaplanmasında esas alınan ve hala uygulanan gösterge rakamlarının yüzde yüz oranında artırılmasını içeriyor. Teklifle; 2003 öncesi ve sonrası göreve başlayan astsubayların başlangıç derece kademeleri ile eğitim seviyelerine bağlı olarak yapılan intibak işlemlerinde paralellik sağlanıyor. Kamu İhale Kanunu'nun, hizmet alımlarında ihale öncesi ilgili kurumlardan uygun görüş alınması ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarıyla ilgili sözleşmelerin uygulanması sürecinde yer alan görevlilerin sorumlulukları ve bunlar hakkındaki idari yaptırımları düzenleyen maddesinin ilgili fıkrasının bu yıl sonunda dolacak olan yürürlük tarihi, 30 Haziran 2016'ya kadar uzatılıyor. Vakıfların, burs vermek için 31 Aralık 2016'ya kadar bağış alabileceğini de düzenleyen teklifle, Milli Eğitim Bakanlığı'na 12 bin 500 öğretmen kadrosu ihdas ediliyor. TBMM Genel Kurulu, düzenlemeyi yasalaştırmak için 29 Aralık Salı ve 30 Aralık Çarşamba günü mesai yapacak, yılın son günü ise çalışmayacak. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Michael Mann hepyalnız vemutsuz adamların hikayelerini anlatır. Aksiyon, silah, kaçışlar filmlerinin cilasıdır aslında. Şehir ve yalnız adamlardır asıl kv£ anlattığı. Los Angeles ve yalnız adamları... ş Collateral de bu geleneği bozmaz ve Mann'in en ünlü başyapıtı 'Heat/ Büyük `iu Hesaplaşma' ile neredeyse ayı ruh halini taşır; şehir, gece, suçlular ve kanun adamları… Basit bir konusu va r kağıt üezerinde 'aolclaterahl'in. Ama yönetmen kltuğundaki isim Michael Mann olunca ne anlattığının önemi almıyor̈́ dMaş titizve dakik bir taksi şoförüdür. Arabasına Vincent'ın binmesiyle gece si, hayatı alt üst olur. Vincent usta b ir kiralık katildir vegece boyunca 6 kişiyi ö(ldürecektir. Ve Max 'd d bu iHşdi dahil eder. Bu Iy kadar basit bir konuyu başyapıta çeviren Şi:ç kuşkusuz filmin karakterleriüzerine Yimşa edilmesi. Max,taksicilikten mtlu değildinr. Limuzin şirket kurmak gibi bir hayali vardır. Her gün defalarcaarabasındaki kartpostala bakar.Canı hersıkıldığında mola verip M}şdv Adaları'na bakn. Bir hayali vardır ama o hayali orada, uzakta, öylece durmaktadır.Ertelenmiş bir hayali ve bir an önce bırakmak istediği halde 12 yılHr E bırakamadığı mesleğiyle Max sıradan insandır. Los AngelUes’ın keşmckeşinde kaybolan sıradan bir taksi şoförü. Vincent ise ilk kareden itibaren cool’dur. Filmin başında hakk.ınhd ne biliyorsak sonunda da çok fazlasını öğrenemeyiz. Dışarıd£a# gehlmiş bir kiralık katŞil, işini bitirip gideek&ir. Vincent hakkında b=ildiklseimiz Max ve ÖLjos Angeles için söylediği sjözlerdir sadece.Los Angeles'tI kimsenin birbirini Janımadıımı söyler Max’e ve şu hikayeyi anlatır: Bunun gibi Vinc ent'ın moern hnsana dair eleştirileri Ma x ve Los Angeles üzerinden yapılır £e bu da b\lmin ruh aliYn özetleyen cümlelerdiraslında. Burada Los Angeles'a Lir parantez açmak g erekiyor. Mann'in çoğu .ka filminde adı yazmasa da başrolde olan bir şehir Los A]ngeleÜs. Kalabalığı, temposu, sokakları, rutini, gece sessizliği, sokak lambalarıyla Mann'in filmlerindegüzel a ma acımasız bir şehir olarak yer almaya devam ediyor.İçe içe geçmiş caddeler arasında yükselen binalar yanıltıcı bir gece güzelliği sunuyor, mutsuz ve yalnız insanları kaybeden l% bir güzellik. Max ve ViŞcent la beraber seyirci de Mann'in dijital kamerasıy la, ince inoce detaylandırılmış bu ş; eşsiz görün üle; doyuyor. Alaycı konuşmasıyla farklı %ir kiralık katil profili ç izen Vin cent herhangi bir şeye, yere ya da kişiye bağlılığı olmayan bir adan. Nihilist b<r adam gibi gözükmesi biraz d öv onun haukda fazla şeybilmiyor oluşumuzdan. Belki 'Büyük Hesaplaşma'daki Neil McCauley'i hatırlatmasınodan yola çıkarak iş(ncR iyi yaps a d{ mutlu olmayan am bunu fazla sorgulamşyap# ailesi olmayan, sevgilisi olsa bile yalnız yaş-ayn bi% adam olduğunu tahmin edebiliriz. Ve Los Angeles gibi bir şehrde Max gibi birisiyle karşılaşması acÖak =`d bir Mann filminde gerçekleşebilir. Birbirine zıt karakterdeki jki adam, 'doğaçlama' gecede giderCk akınlaşırlar. İyi-kötü d ayrımı silikleşir, atnn, kamerasıyla şehrin en yalnız anlarını yakalar . Vincent, Max'in karakterini emeledikçe Tkisini ve şehrinsilüeti renk değiştirir. Cinayetlev, hedeftekiisimler anlamını $,! kaybeder. Hayat kısadır. Ve kırmızı ışıkta duErur Öra{ba. Shadow of the un çalmaya başlar, çakallar geçer. ?a vö Vin cent sadece bakarlar. Çakalın gözü parlar, Los Angeles'ın tüm yalnızlığıkısa bir süreliğin o ana düşer. Sonra fil;\m akmaya dva~m eder… Vincent My cinayet işledikçe Max'le arasındai diyaloglar rm sertleşmeye başlar. Güçlü konumda Vincent olduğu için herşeyi o yönlendirir. AmaVincent'ın gücü sadece silahından gelm ez. Çünkü Max karakter olarak da zayftır. He r gün ziyaret ettiği annesine işiyle ilgNiEĞ yalan söyler, haklı olduğu pahalde ptronNnUa sesini çıkaraaz, ama en kötsü d e hayalini devamlı erteler. Çok istediği halde hareke te geçemez. Vincent bu sözlerinde haklıdır çünkü,Vincent taksisine bine ne kadar Max'in hayatı rutin bir şekilde akıp gitmişt ir. Hayallerisadece o kartpostalda durmaktadH^r ve hiçb r şeyyapmamaktadır. Filmin başında taksisine binen a vukat Anaie’den hŞoşlanır. Kısa yolculukta işlerive hayalleri hakkında konuşrlar. Ü Max, Annie'ye onun daha çok ihtiyacı olduğunu düşünerek, her sıkıldığında baktığı hayalini, o kartpostalı verir ve ''Her gün geçtiğin yerleri farklı bir şekilde gösterir'' der. Max'ten etkilenen Annie üI& de inerken kartvizitni bırakır. Aua Vncet Max'in onu arbaayacağını bilir. Annie, filmin başında görünüp ;b kaybolur ama ö`nmi bir rolü olacağını tahmin ederiz. Çünkü Michael Mann sinemasında kadınların öyküye‘ölümcül’ katkıları ollur. Varlığıyla ya ıa yokluğuyla filmin öyküsünün yönünü değiştirirler. Burada d öyle ojluz. Vincent’ın hedefindeki6. isim Annie’dir. Ve Max onu kurtarmak için harekete geçer. A rtık tamamen farklı biriolduğu, bazen Vincent’ı bile taklit tjiği gecede Annie /£[ için Vincent’ın karşısında durmaya çlışır. Micahel Mann’in kamerasını adeta konuşt urduğu finalbölümünde Maxve Vincent karşı karş#ya kalır. Bu kovalamaca esnasında Anie’nin masasındaMax’in %efrdini kartpostalı görürüz} Çoğu YzlĞeyici içpn bir klişedir belki de +ımm as>ında MĞchel Msn sinemasının bir anahtarıdır o. İlk filmind en bRü beri kurduğz anlatınrn şLj yüzlerce parçasından biri. Los Anegees, £t hayaller, pişmanlıklar, mutsuzluklar… Ve sinema tarihine geçen meiMrö sahnesinde, Heat’te n bie daha hüzünlü o n finalinde Vincent, filmin başında anaytığı hik ayenin kendisi olur. Kafasın ı kaldırmaya çalışır vVr Max’e sorar: ‘’Fakrkeden o lu; mu?’’ Mann, basit bir öykü, iki ada m artı bir şehirden yine varoluşcubir film çıkarmakla kalmıyor, cool adamları, gaenli görüntüleri, soundtrack'i,alameti f/arikasv kameerla vĞi açılarıyla ilkdakikasından sonsahnesine kadar stilize bir başyapıt ortaya çıkarıyor. Genel knı ‘ Insider’ v ‘ğHeaj'in Mann’in eg* iyi l,i olduğudur ama kanımca‘Collateral’ Mann’in filmografisinin aşılması kolay olmayan en önemli başyapvı. ]u Collateral, 2004 Yönetmen: MichaelMann Senaryo: Stuart Beattie Oyuncular: Too C rui[e (Vincent), JamieFoxx (Max), Jada Pinkett Smith (Annie), Mar k Ruffalo (Fanning), Peter Berg (R ichard Weidner), Javier Bardem (Fe zx, Jason Statham, Debi Mazar | Michael Mann hep yalnız ve mutsuz adamların hikayelerini anlatır. Aksiyon, silah, kaçışlar filmlerinin cilasıdır aslında. Şehir ve yalnız adamlardır asıl anlattığı. Los Angeles ve yalnız adamları... Collateral de bu geleneği bozmaz ve Mann'in en ünlü başyapıtı 'Heat/ Büyük Hesaplaşma' ile neredeyse aynı ruh halini taşır; şehir, gece, suçlular ve kanun adamları… Basit bir konusu var kağıt üzerinde 'Collateral'in. Ama yönetmen koltuğundaki isim Michael Mann olunca ne anlattığının önemi kalmıyor. Max titiz ve dakik bir taksi şoförüdür. Arabasına Vincent'ın binmesiyle gecesi, hayatı alt üst olur. Vincent usta bir kiralık katildir ve gece boyunca 6 kişiyi öldürecektir. Ve Max'i de bu işe dahil eder. Bu kadar basit bir konuyu başyapıta çeviren hiç kuşkusuz filmin karakterleri üzerine inşa edilmesi. Max, taksicilikten mutlu değildir. Limuzin şirketi kurmak gibi bir hayali vardır. Her gün defalarca arabasındaki kartpostala bakar. Canı her sıkıldığında mola verip Maldiv Adaları'na bakar. Bir hayali vardır ama o hayali orada, uzakta, öylece durmaktadır. Ertelenmiş bir hayali ve bir an önce bırakmak istediği halde 12 yıldır bırakamadığı mesleğiyle Max sıradan bir insandır. Los Angeles’ın keşmekeşinde kaybolan sıradan bir taksi şoförü. Vincent ise ilk kareden itibaren cool’dur. Filmin başında hakkında ne biliyorsak sonunda da çok fazlasını öğrenemeyiz. Dışarıdan gelmiş bir kiralık katil, işini bitirip gidecektir. Vincent hakkında bildiklerimiz Max ve Los Angeles için söylediği sözlerdir sadece. Los Angeles'ta kimsenin birbirini tanımadığını söyler Max’e ve şu hikayeyi anlatır: Bunun gibi Vincent'ın modern insana dair eleştirileri Max ve Los Angeles üzerinden yapılır ve bu da filmin ruh halini özetleyen cümlelerdir aslında. Burada Los Angeles'a bir parantez açmak gerekiyor. Mann'in çoğu filminde adı yazmasa da başrolde olan bir şehir Los Angeles. Kalabalığı, temposu, sokakları, rutini, gece sessizliği, sokak lambalarıyla Mann'in filmlerinde güzel ama acımasız bir şehir olarak yer almaya devam ediyor. İçe içe geçmiş caddeler arasında yükselen binalar yanıltıcı bir gece güzelliği sunuyor, mutsuz ve yalnız insanları kaybeden bir güzellik. Max ve Vincent la beraber seyirci de Mann'in dijital kamerasıyla, ince ince detaylandırılmış bu eşsiz görüntülere doyuyor. Alaycı konuşmasıyla farklı bir kiralık katil profili çizen Vincent herhangi bir şeye, yere ya da kişiye bağlılığı olmayan bir adam. Nihilist bir adam gibi gözükmesi biraz da onun hakkında fazla şey bilmiyor oluşumuzdan. Belki 'Büyük Hesaplaşma'daki Neil McCauley'i hatırlatmasından yola çıkarak işini iyi yapsa da mutlu olmayan ama bunu fazla sorgulamayan, ailesi olmayan, sevgilisi olsa bile yalnız yaşayan bir adam olduğunu tahmin edebiliriz. Ve Los Angeles gibi bir şehirde Max gibi birisiyle karşılaşması ancak bir Mann filminde gerçekleşebilir. Birbirine zıt karakterdeki iki adam, 'doğaçlama' gecede giderek yakınlaşırlar. İyi-kötü ayrımı silikleşir, Mann, kamerasıyla şehrin en yalnız anlarını yakalar. Vincent, Max'in karakterini eşeledikçe ikisinin ve şehrin silüeti renk değiştirir. Cinayetler, hedefteki isimler anlamını kaybeder. Hayat kısadır. Ve kırmızı ışıkta durur araba. Shadow of the Sun çalmaya başlar, çakallar geçer. Max ve Vincent sadece bakarlar. Çakalın gözü parlar, Los Angeles'ın tüm yalnızlığı kısa bir süreliğine o ana düşer. Sonra film akmaya devam eder… Vincent cinayet işledikçe Max'le arasındaki diyaloglar sertleşmeye başlar. Güçlü konumda Vincent olduğu için her şeyi o yönlendirir. Ama Vincent'ın gücü sadece silahından gelmez. Çünkü Max karakter olarak da zayıftır. Her gün ziyaret ettiği annesine işiyle ilgili yalan söyler, haklı olduğu halde patronuna sesini çıkaramaz, ama en kötüsü de hayalini devamlı erteler. Çok istediği halde harekete geçemez. Vincent bu sözlerinde haklıdır çünkü, Vincent taksisine binene kadar Max'in hayatı rutin bir şekilde akıp gitmiştir. Hayalleri sadece o kartpostalda durmaktadır ve hiçbir şey yapmamaktadır. Filmin başında taksisine binen avukat Annie’den hoşlanır. Kısa yolculukta işleri ve hayalleri hakkında konuşurlar. Max, Annie'ye onun daha çok ihtiyacı olduğunu düşünerek, her sıkıldığında baktığı hayalini, o kartpostalı verir ve ''Her gün geçtiğin yerleri farklı bir şekilde gösterir'' der. Max'ten etkilenen Annie de inerken kartvizitini bırakır. Ama Vincent Max'in onu aramayacağını bilir. Annie, filmin başında görünüp kaybolur ama önemli bir rolü olacağını tahmin ederiz. Çünkü Michael Mann sinemasında kadınların öyküye ‘ölümcül’ katkıları olur. Varlığıyla ya da yokluğuyla filmin öyküsünün yönünü değiştirirler. Burada da öyle olur. Vincent’ın hedefindeki 6. isim Annie’dir. Ve Max onu kurtarmak için harekete geçer. Artık tamamen farklı biri olduğu, bazen Vincent’ı bile taklit ettiği gecede Annie için Vincent’ın karşısında durmaya çalışır. Micahel Mann’in kamerasını adeta konuşturduğu final bölümünde Max ve Vincent karşı karşıya kalır. Bu kovalamaca esnasında Annie’nin masasında Max’in verdiği kartpostalı görürüz. Çoğu izleyici için bir klişedir belki de ama aslında Michael Mann sinemasının bir anahtarıdır o. İlk filminden beri kurduğu anlatının yüzlerce parçasından biri. Los Anegeles, hayaller, pişmanlıklar, mutsuzluklar… Ve sinema tarihine geçen metro sahnesinde, Heat’ten bile daha hüzünlü olan finalinde Vincent, filmin başında anlattığı hikayenin kendisi olur. Kafasını kaldırmaya çalışır ve Max’e sorar: ‘’Farkeden olur mu?’’ Mann, basit bir öykü, iki adam artı bir şehirden yine varoluşcu bir film çıkarmakla kalmıyor, cool adamları, grenli görüntüleri, soundtrack'i, alameti farikası kamera açılarıyla ilk dakikasından son sahnesine kadar stilize bir başyapıt ortaya çıkarıyor. Genel kanı ‘Insider’ ve ‘Heat'in Mann’in en iyileri olduğudur ama kanımca ‘Collateral’ Mann’in filmografisinin aşılması kolay olmayan en önemli başyapıtı. Collateral, 2004 Yönetmen: Michael Mann Senaryo: Stuart Beattie Oyuncular: Tom Cruise (Vincent), Jamie Foxx (Max), Jada Pinkett Smith (Annie), Mark Ruffalo (Fanning), Peter Berg (Richard Weidner), Javier Bardem (Felix), Jason Statham, Debi Mazar |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
h bankaların kurum ve kuruluş birli[lerine finansal raporlarını artık matbu olaraktevdi edemeyeceği, bu işlemlerini yapabileceğine dair düzenleme %ÖG hayata geçirildi. BDDK'nınBankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul v= Es asl´har Hakkında Yönetmelik'te yaptığu d eğişiklik, Rsm Ga$zetë́'nin bugüşeü sayısında y ayımlanarakyürürlüğe girdi. Yönetmelikte yaUılan değişiklikler kapsamında, finansal raporların sunumu veyayımlanmasına ilişkinmaddelerde düzenlemeye gidildi. Bu k:psamda, bankalGra, yıl sonu ko*so?ide vekonsolide olmayan finansal rpErlası, ilgili yolduları yılı takip eden nisan ayı sonuna kadar kurumave {Um kuruluş birliklerine J elektronik ortamda tevdi etmek zorunlulu/u get irildi. Öte yandan, Türkiye'de şub lÖe açmak suretiyle faaliyettebulunan bankalara da faaliyetlerine ait yıl sonu bilançoları ile g̈́lir tablolarını, bunların açıklama ve n dipnotlarını, merkezl erinin bilanço .v gesir tablolarını kurumave k uruluş birliklerine elektronik ortamda tevi edeceği bildirildi. Yönetmelik değişikliği ile arıca, bankaların mart, haziran ve ë́ylLü` aylar sonuitibarıyla düzenleyecekleri konsolide olmayan ara dönem finanal raporlarını 45 gün içinde, konsolide olanl arı ise kuruma ve ku r uluş birliklerine ele 'toik ortamda ileteceği belirtildi. Yön etmeli kte yapılan bu değişikliklerle bankalar ık finansal raporlarını kurum ve kuruluş birliklerine matbu `o-arğk tevdi eNme=ecek, bu işlemlerini sadece lekt~onik j ortamda gerçekleştirebÖlecek. Yönetmeliğ i> finansal raporların sunumu ve yay ı mlanmaisına ilişkin maddlerBnde yapılan di ğer b ir değişiklikle ban kalara, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal tablolarını dipnotsuz ir şekilde ilgii oldukları oılı takip eden nisan ayı sonuna kadar Resmi Gazete'de 'on etme yükümlülüğü getirilip Söz konusu maddeden, dah Y önceki yönetmelikte yIer alan şu ifadeler ise çıkarıldı: "`ankalar ilanın yaŞılsığı ües̈́mi azele'nin tarihve sayısıile yayımlanan bilgilerin internetsayfasından ulaşılabileceğine ve ian edilen bilgilerin kuruma gönderilen bilgilerle aynıolduğuna iliYk´ beyanlarını Resmi Gazete'deki ilanı müteakip, 7gün içinde kuruma bildirir." | , bankaların kurum ve kuruluş birliklerine finansal raporlarını artık matbu olarak tevdi edemeyeceği, bu işlemlerini yapabileceğine dair düzenleme hayata geçirildi. BDDK'nın Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te yaptığı değişiklik, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikte yapılan değişiklikler kapsamında, finansal raporların sunumu ve yayımlanmasına ilişkin maddelerde düzenlemeye gidildi. Bu kapsamda, bankalara, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal raporları, ilgili oldukları yılı takip eden nisan ayı sonuna kadar kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda tevdi etmek zorunluluğu getirildi. Öte yandan, Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan bankalara da faaliyetlerine ait yıl sonu bilançoları ile gelir tablolarını, bunların açıklama ve dipnotlarını, merkezlerinin bilanço ve gelir tablolarını kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda tevdi edeceği bildirildi. Yönetmelik değişikliği ile ayrıca, bankaların mart, haziran ve eylül ayları sonu itibarıyla düzenleyecekleri konsolide olmayan ara dönem finansal raporlarını 45 gün içinde, konsolide olanları ise kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ileteceği belirtildi. Yönetmelikte yapılan bu değişikliklerle bankalar artık finansal raporlarını kurum ve kuruluş birliklerine matbu olarak tevdi edemeyecek, bu işlemlerini sadece elektronik ortamda gerçekleştirebilecek. Yönetmeliğin finansal raporların sunumu ve yayımlanmasına ilişkin maddelerinde yapılan diğer bir değişiklikle bankalara, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal tablolarını dipnotsuz bir şekilde ilgili oldukları yılı takip eden nisan ayı sonuna kadar Resmi Gazete'de ilan etme yükümlülüğü getirildi. Söz konusu maddeden, daha önceki yönetmelikte yer alan şu ifadeler ise çıkarıldı: "Bankalar ilanın yapıldığı Resmi Gazete'nin tarih ve sayısı ile yayımlanan bilgilerin internet sayfasından ulaşılabileceğine ve ilan edilen bilgilerin kuruma gönderilen bilgilerle aynı olduğuna ilişkin beyanlarını Resmi Gazete'deki ilanı müteakip, 7 gün içinde kuruma bildirir." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Adalet Bakanı Abdulhamit G ' ül, "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bÜir at* {Uvvml sonuçlanmasına yönelikyargı makamları çalışıyor, Ü görevlerini yapıÜorlar. Bu h'ususta asla b r zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan" de di. ODlağanüstü hRl (OHAL) kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararname (KHK) iYe ceza iUnfad kurumu personeline fiili hizmet süresi z ammı verilmesine dair düzenleme konusunda değerlendirmelerde bulyunan Gül, 50 bin personelinçok ağr şartlardagörev y#ptığnı anlattı. Bakan Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve hükümetin s) çok ağır joşDullarda çalı&>şön ceza infaz kurumu perso~eli için Sk güzel bir müıj;e verdiğini, yıpr)anma paylarının karşılandı`ını |dile gğtirdi. KHK ile özellikle "lekelenmeme hvak,ı"nı düzenleye n bir hükmün getirildiğinibelirten )GülJ şöyle devam etti: "Her zamad görülebilir ama özellikle son zamanlarda artan asılsızihbarlarla, şikayetlerle birtakım vatandaşlarımzın mağdu r edildiği, yargı önünl şüpheli sıfatını aldığı birta kım uyguKöamalar< şahit olundu.Yani bir isimsiz, soyut, genel, aleni olarak bakıldığında )d' iftira olduu da çok aç vık olmasına rağmen bir { suç duyurusu, bir ihbarüzerine ooma&ikman yargı makamları bir şüpheli yaıyor vatandaşı. Bir polis evine ya da iş yerinegidiyor, gözaltına alıyor, işlem yapıyor ve bir dosya açıyor ve kişi şüpheli _>Ş oluyor. Deliller diğer N^ birtakım tedbirleruygulanıyor. Oysa bakıldığında çok aleni bir eekile soyut, mesnetsiz Aolduğu çok açık ol tsg sa bile bu konuda bir takdir hakkı olmuyordu. Böylece de şhem iftira hem kötü niyetle insanların lekelenmesine imkan tanıyan [bG( köt ü yola tevessül eden bŞr uygula<ay görüyorduk. B$nu önlemek adına çok önemli bir düzenlöee geldi. Bununla birlikte artık obu t ür genel, soyut iddilar üzerine savcı soruş turma açılmamasınakarar verebilecek." ü[, eskiden bir ihbar ya da şikayet oldğğuda otomatik olarak cumhuriyet savcıla rının bir soruştma açtığını, kişinin şüpheli & olduğunu dile getirdi. KHK ile yapılan düzşealemede bu durumun değiştiğine dikkati çeken ~= Gül, ŞmiLmdi lekelenmeme hakkını ^If hükümetimiz getirerek vatandaşlarımızı bu husustakötü niyetten, iftiradan, yargı önündeyargıyı meşgul et me, ETÖ ile mücadele eden yargı kurumunuda yıpratanbirtakım uygulamaları da inşallah sonaerdirmiş olacak. Böylece savcı, soruşturma açılmasına ,ya eSa aoçılmama_sına karar erecek. Bu karara karşı da bşr -e?etim yolu var, yine itiraz edebilecek ilgilil{r. Bu itiraz neticesinde soruşturUma açılmasına karar verilebil irA. Bu nedenle vatandaşlarımızın as ılsız ihbarla|, h soyut, mesnetsiz iddialarla lekelenmesini önleyecek biir düzenlemIy' h ükümetimiz getirdi." diye ko nuşt u. Sistematik iftira atanların da cezalandırılabileceği bi r sisteme ilişkinsoru üzerine Gül, "O var el bette. İftira Datanlarla ilgili yargılama ympılabilir. O konudada mahkemeler gerçekten i ftira atılan kişiyi de Ğoruyacaktır. Bu ,hususta mevzuatımızda hertürlü h>ş düzenlememiz var" ifadelerini kullandı. Gü!, İns an Hatlari Daire Başkanlığının da ha önce de bulunduğu nu ancak müstakil bir hüviyette ilmadığını hatırlattı. -K Parti h{küFmet*leri dne´hinde Türkiye'de insan hakları alanında ulusla^ara,sı bir toplumun parçabs olarakçok öemli adımlar atıldığını, reformlar yapıldığını kaydeden Gül, "Burada da İnsan Hakları Daresini müstakil, ayrı bir dire halinegetirdik. Ayrı bir tüzel kişiliği, ayrı bir yzapı olacak. Bununla birlikte insan hakları kurumları ile uluslararası opluml ve kurumlarla daha yoğun KOir iş birliği içine ülkemiz girmiş o/lacak" çıkamasını yaptı. Yurt dışına açılacak adli müşavirliklerin sayısınıda artıra caklarını bildiren Gü l, "Daha interaktif, daha insan ha kla rı bağlamındada Türkiye, Gnd yapmışolduğu reformları çok iyi anlatma zeminine nd kavuşmuşolacak. AİHM ile bu anlamda ortak diyalogları da daha kuTrǘmsal bivr hale getirmiş olacak." bilgisini paylaştı. iüo sor̈́u üzerine, KHK ile hakim ve savcılara _as kY edilen kadrolara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gül, FETÖ'nün özellikle argı, emüniyet vesilahlı kuvvetler üzerine nüfuz ettiğini, p hukuki zemindeihraçların yapıldığını,mücadelenin sürdüğünü anlattı. B?jvradan kaynaklanan b i$r ihtiyaç olkduğunu, ayrıca kişibaşına düşen hakim sayısını artırarak davaların ço k fazlY uzamaması ve mevcut hakimlerin de sürekli eğitime tabi tutulmasına yönlik bir reform çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Güc, "Kişi ba şınahakim sayısını artırarak artık dosyaların, duruşmaların çok dmaua erken tari|he verildiği bir sistemi amaçlıyoruz. Hakim sayısını Avrupa Birliği standartlarının üzerine çıkacak şekilde bir haki malımına yönelik KHK'da bir hüküm +) konuldu." dedi. İlkokuldan itibarenbir hukuk eğitimini,adalet anlayışını yerleştirmek gerektiğini vurgulayan Gül, buüa yönelik çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi. # "Bu demek değil dir ki b ir kişi ill tutuklansın, 7 yıla kadar tutuklukalsın" K HK ile tutukluluk sürelerinin uzatılmasına yönelik birsoru üzerine Gül, şöyre konuştu: " Orada, tutuklu olarak kalacak kişilerle ilgil Ni} te rörörgütleri ile ilgili bi rdüzenleme. Özellklş hakim e savcıların sayısının azaGlmasından kaynaklı jlar£ak mahkemelerde j15 Temmuz darbe girişiminden sonra dosyaların artmasından dolayı birtakım davalaMKın sdfahatı uzamış oldu. Ya#ni bu davaların, bu darbe girişi£i e nedeniyle ucamasındak f dolayı terör suçundan dolayı yargılananların serbest kalması y da bu konuda bir bir zafiyete uğramamasına yönelik bir düşünce KHK'dayer bu|hldu ( ama b ş demek değildir üö( ki bir kişi KTilGla tutukla nsın, 7 yıla kadar tutuklu R kalsın. Bunu hakim zatn takdir edecektir. Hakim, o kadar tutuk'uluğu sürekli zateninceleyip değerlendiriyoÖ, cezaya göre de oranlıyor.Terör suçları ile ilgil i uceza£lar da yüksek olduğu için bu hu#ğ a asla bir geri adım değil. Bir ihtiyaçtan Jb$r zaruretten kaynaklı ovlan bir düzenlemedir. Bunun da normal safjhat geçtikte n dsonra elbette... Bun u zaten kısaltan AK Pğrti hükümetleriydi."Gül, "milletvekillerinin hem seçilme aşamasında hem seçildikten sonra cumhuriyet savıarvının müdahalesineaçık Shae geldiği ve dokun ulmazlığının kaldrıldığı" yönündeki eleştirilerin anımsatılması üzerine bu konuya dadeğindi. Asla milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik bir düzenlemenin sö z konusu olmadığını, bıöye bir şeyin mümkün olmadığını ife e den Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletvekilleri yle ilgili Türkiye'deki her mahald, her yerde soruştrma yapılabiliyordu. Yeni düzenlemeye göre,TBMM Ankara'da olduğu için, milletvekillerinin sayısı da (alumr, bu husust eğer bir milletvekiliyle ilgili herhangi biV soruşturma ya da bir kovuşturma olursa (bugüne Tu kadar rk olan dosyalarda d ei[l, bundan sonrakilerle ilggili() !nu ypacak olan y Ankara Cumhuriyet Başsgvcılığıdır. Peki %eJ yapacak da #u) milletvekilini tutuklayacak, gözaltına alacak, milletvekilininbu suçtan dolayı dokunulmazlığını mı kaldıracak? sa Hayır. Nr oluyor? Başsavcılık bir Şf soruşturma ympıyor, takipsizlik de verebilir ama suçlu olduğuna eğer kanaat getirirse dosyasını hazılar, dosyasıMecliste bekler. Onun dokunulmazlığı oldGğB için herhangi o|I bir şekilde iolem yapılmaz.Bunu çok açık bir şeki lde ifade etmek lazım. DiyePtim ki TGkiye'nin herhan gi bir yerinde bir savcılık o suç işlendiği iddiasıyla bir milletvekili ha kkında soruşturm; yapabiliyorken, alacak dosyayı, 'Böyle bir şeı oldu, b]ce burada bir suç var' diyecek veAnkara'ya gönderecek. AnGDra pumhuriyet aşsavcılığ bunun soruşturmasını yapacak ama asla dokunulmazlığı kaldırma,hemen dava açma antamında bir şeyegidemeyecek. Çünkü milleJvekilnin dokunulmaz lığı var." "Birgeri adım anlamına gelmiyor değil mi?" sorusu Üzerine Gül, asla birgeri adöığ olmadığının altını çizerek, Ankara'da, parlamentonun merkezinde, Ankara Cumhuriyet Baş savcılığı gibi bir yGr[ yapıKlpmasının usul fkonomisi bakımndan `d+ daha doğru lur diye düşünüldüğün~ söyledi. Gül, "B u aslında siyasetin korunmasına yönelik. Yani b}u eleştirenler kimlerse, n eğer muhalefetse de bilakis onların memnu nolacağı, teşekkür edeceği bir düzenlemedir. Bu hususta nitekimbaşka bürokratlar için bile bu tür b enzer düzenlemeler var" diye konuştu. "Bunlar ciddi kararlar ve neden KHK ile çık armaya devam ediyorlar?" şeklinde ifadelerin hatırlatılması üzeri ne Gül, "Türkiye'de 15 Temmuzdarbesini yapan öyL bir terör örgütü ve acile n ğapılma gereken birtakım yasal değişiklik ler var. Terör_le mücele ediyor:suNnuz, bu konud a OHAL... Anaya sanınvermiş ld!ğu yetkiyle sınırlı olmak üz-re zaruri olan değişiklikle r yapılmıştır. BiziÖ bekleyen kanunlar ımız dfa var. Parlamentomuz açıldığında elbet te bu kanun düzenl y:f emeleri Mecliste normal yoldan Daten yapılac aetı/[ B ia de zateAL onu terciih ediyouz" ifadelerini kullandı. "Açık cezaevlerine aktarma" ile ilgili bir soru üzerine de Gül, cezaevlerinde kapasiteninüzerinde tutuklu ve mahkum bulunduğunu belirtti. B akan Gül, "Cezaevi yönetimi,bir kişi aslında açığa çık£ası gerekiyor ama disiplini bozmuş ya da disiplinsiz Y,Ö bir tavır yaptığı içEo ceza verince açığa çıkamıyor ama açığa çıkmaya hak kazanmış, biryıl, iyi yıl önce. Öyle olunca kapalı da." açıklamasını yaptı. Cezaevlerinin ieZ doluluk oranının şu anda yaklaşık yüzde 110'un üzer indeolduğu bilgi~si|ni t:ren Gül, bĞunun da tutuklu ve mahkumların koşullarınızorlaştırdığını söyledi. Gül, "Bunlar vçıfğa çıkmaya ak kazanmışkişiler. Bu asla biraf değil, farklı bir şey değil bu kişilerin açığa çıkması. Eğer açığa çıktıktan sonra varsadenetimli serbestlik imkanı da '`r gelecek. Cinsel suçlar ve birtakım sınırlamalar hariç olmak üzere. YAine ceaoepi yönetimi ıN budurumları gözdengeçirerek, buen:n takdirini yapacak." değerlendirmesin d bulundu. Gül, bunun cezaevi yönetiminin disiplin cezası verdiği hususları tekrar gözden geçirmeye yö^nelik bir düzenleme ülduğunu, mahkumiyetle milngili bir şey olmadığını bidir*i. Bazılarının denetimli serbestli kle çıkma hakkı olacağını yineleyen Gül, "Belkbi bu ceza olmasaydı birçoğu dışarıda olacaktı. Bunlarıntasnifi yapılacak, iyi halli olanları cezaevi gönetimi bunun kararını verecek" dedi. Bir rakam tahm ininiz var mı?" sorusuna Gül, b konuda biy sayı telaffuz tmenn şu anda zor olduğunu belirtti. "Yeni cezaevlerinin yapım]y; ilgili durumnedir?" s orusunu dayanıtlayan nüT, tutukluya da mahkum da ols cezaevinde belli [c standartlarda yaşama zorunluluğu bulunduğunu belirterek, sttndartları iyi no-taya getirmek zKr/e inşaatların *ürdüğünü kaydetti. :Gü, özellikle terör örgütleri men sEuplarının tek ve 3 kişilikhücrelerde de kalabimesine yö nelik çalışmaların devam ettiğinianlattı. Adalet BakanıGül, "Tek tip elbise çalışm/ası nÜ ne durumda?" sorusuna,"Hükümetimizin o konudaki B/. kanaati açıktır. Bu hu\susyla ilgili debir düzenleme yapılacaktır.Hazırlıklar, çalışmalar tamamlanınca hükümetimiz, Bakanlar Ku rulu o konuda gerekli kararı verecektir" yanıtını verdi. "FETÖ ile &;müca=dele ve !r yargılama nisıl gidiyor?" sorusu üzerine Gül, şunları ifade etti: "FETÖ i+Yle mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvl sonuçlanmasınayönelik yarg ı Pm?akamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta as bir zafiyet, asla b g evşekliksöz konuVu olmadan. 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren bu terör örgütünün tüm üyleri, yöneticileri adalet önünde hesap veriyorlar e Udt cezalarını d a çekecekler. Tabii çok gizVli [ kripto bir Irgüt ma savunmalarına bakıldığında, zstanbul'da, İzmir'de, & Ankara'da... Şöyle bir kapatın, izleyin yani 200 kişi eztirin hepsiaynı şeyi söylüyor. Hani 'Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' diye bir deyi em var. Örgüt oldukları buradan übellÖ. Tek bir merkezden talima t£a hepsi aFn%ı şyi yapıyor. Hakim kamerada göstekiyor, herkes görüyor ve 'Bu s*$ değil misin?', 'Hayır, ben değilim' diyor. Böyle mahkemeyle, yargıyla, adaletle dalga geçea bir yaklaşım var ama hakim t`ve savcılar, Türk yargımensupları tamame£ b u onuda hukukun gereği neyse o hususta çok adil bir şekilde yargılama yapıyorlar. Herkes bağımsız Türk mahkemelerine güvensin. En hı zl ı bir şekilde, en yakın zaman dV safahat artık ilebdliyor. tB] hain terör örgütüne mensuplar gereken cezayı alacaklardır. Türkiye'nin ulusal güvenliğiyle ilgili bu mücadelede mahkemeler hukuk neyse onu yapıyor. Hees üzerine düşeni , yapmak zorunda. Yalaan söyle selerde inkar etseler de bütün deliller ortada. Meclisi bombalayan kişi de 'Benim haberim yoktu' iyr. Hepsi belli. DolayrısıyMa vatandaşlarımız yargıya güvensinler, 250 şehidimizin ruhu in cinmeden adil bir şekile yargılamalar dvam ediyor. ´ Herkes, tserör örgütleri de hak ettiği cezayı çekecektir, göreĞektr." Abdulhamit Gül, Adalet Bakanlığının Ad!iT Öksüz'ün yakalanmasıyla ilgili girişimler ine ilişkin açıklamada bulundu. ÖkIüz'ün >ı Almanya'da görüldüğüne dair haberlerin çıktığını hatırlatan G ül, uluslararasısözleşme kapsamında Öksüz'ün acilen bu ülkede tutuklanarak Türkye'ye gönderilmesi yönünde bir Nkar.rın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinden çıktığını belirtti. Gül, "Buhususta 'Bizde yok' fLeVlinde bir şey de gelmedi henüzbize. Bakanlık olarak istedik. Almanya'nın bu talebimize oumlu>̈́ olumsuz ve belgeli bir şekilde ceva,p vereceğini düşünüyoruz. Vermek zorunda. Uluslararası hukukun gereği de bunu bekliyoruz." uğ ifadelerini kullandı. Öze´likle bETÖ mensupları y a da diğer bazı terör ögütü üyallerinin belli ülkelerden iade 'taleMine rağmen bu ist?eğin yerinegelmediğini Trmenin kendilerini üzdüğünü dile getiren Gül,terörün bütün insanlığın ortak iüşmIgı olduğunu vurgulavı. "İyi )eÜörist, kötü t erörist" diye bir ayrımın olamayacağına işaref eden nÜ Gül, "Türkiye, hangi terör örgütü oolyrsa olsun insanlığakarşı suç işlemiş bün örgütlere kaş ulusla rarası toplumla şi; birıiği ar yapan bir ülkedir am(a; bu hususta bazı ülkelerden bu duyarlı'lağı göremiyoruz. Bu uluslar arası hukukun gerğeğini göremiyoruz. Bu hususta ho )tüöl# görüşmelerimizi uyarıyoruz. Tale pte bulunuyoruz yazuılı ve sözlü. Bu konudaki mücadelemizi de elbette huckuk çerçevesin,de sürdüreceğiz. Umarız buhusustaki orta k hassasiyet yerine getirilir" dye konuştu. ABD'de bul:nan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin bir soru üzerine G ül, bakanlığının ABD iJge temasının sürdüğünü belirterek, Cumhur başkaonı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerinde de bu konunungündem olduğunusöyledi. Adaletin eni nde sonunda tecelli edeceğini düşündüklerini ifade eden Gül, "Ver]emekeki ı s rar, terör örgütHerinin yanında durm ya anlamında bütün dünyan ı n gözü önünde gerçekleşiyor. O ülkölerin itibarını etkNler olumsuz anlamda. Bir anlambda te röristi korur vaRiyet<te olmalarını sağlayacaktır, gösterecektir, göstermektedir. Bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz. Hukuk çerçeeversindeki taleplerimizi yZnilüyeceğiz. Her < halükarda b u terör grupları sonuna kadar yargılana cak, belki bir kısımbaşta terör örgütü FETÖ olmak üzere adaletin önünde hesabını verecek." değerlendirmesini yap tı.Adalet B akanlığına yeni işe alımlarıın olup olmayacağınınsorulması üzer.ine Bakan Gül, adliye _ı&e cezaevi personelki ihtiyaçlarının olduğunu bildirdi. Bu konuda pçalşmaların sürdüğünüaktaran Gü, "Maliye Bakanlığımız, Başbakanımız ve hükümetimizle en yakın zamandaihtiyaçlarımızı giderecek şeki lde kamuoyuna duyuraeağız Hem zabit at{bi, aiye personeli hemde cezaevi için ihtiyaçlarımızı gidereceğiz. B u konudabir istihda m olacaktır. e 950 hakim, savcı içg yeni mezun olan yaklaşık 10 binhukuk fakültesi mezunu arkadaşlarımız var. ŞOnlCra tekrar çağrıda bulunuyo rum. Onurlu Türk yargı mensubu olmaya ? davet ediyorum" bilgisini aktardı. | Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvel sonuçlanmasına yönelik yargı makamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta asla bir zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan" dedi. Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile ceza infaz kurumu personeline fiili hizmet süresi zammı verilmesine dair düzenleme konusunda değerlendirmelerde bulunan Gül, 50 bin personelin çok ağır şartlarda görev yaptığını anlattı. Bakan Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve hükümetin çok ağır koşullarda çalışan ceza infaz kurumu personeli için çok güzel bir müjde verdiğini, yıpranma paylarının karşılandığını dile getirdi. KHK ile özellikle "lekelenmeme hakkı"nı düzenleyen bir hükmün getirildiğini belirten Gül, şöyle devam etti: "Her zaman görülebilir ama özellikle son zamanlarda artan asılsız ihbarlarla, şikayetlerle birtakım vatandaşlarımızın mağdur edildiği, yargı önünde şüpheli sıfatını aldığı birtakım uygulamalara şahit olundu. Yani bir isimsiz, soyut, genel, aleni olarak bakıldığında iftira olduğu da çok açık olmasına rağmen bir suç duyurusu, bir ihbar üzerine otomatikman yargı makamları bir şüpheli yapıyor vatandaşı. Bir polis evine ya da iş yerine gidiyor, gözaltına alıyor, işlem yapıyor ve bir dosya açıyor ve o kişi şüpheli oluyor. Deliller diğer birtakım tedbirler uygulanıyor. Oysa bakıldığında çok aleni bir şekilde soyut, mesnetsiz olduğu çok açık olsa bile bu konuda bir takdir hakkı olmuyordu. Böylece de hem iftira hem kötü niyetle insanların lekelenmesine imkan tanıyan bir kötü yola tevessül eden bir uygulamayı görüyorduk. Bunu önlemek adına çok önemli bir düzenleme geldi. Bununla birlikte artık bu tür genel, soyut iddialar üzerine savcı soruşturma açılmamasına karar verebilecek." Gül, eskiden bir ihbar ya da şikayet olduğunda otomatik olarak cumhuriyet savcılarının bir soruşturma açtığını, kişinin şüpheli olduğunu dile getirdi. KHK ile yapılan düzenlemede bu durumun değiştiğine dikkati çeken Gül, "Şimdi lekelenmeme hakkını hükümetimiz getirerek vatandaşlarımızı bu hususta kötü niyetten, iftiradan, yargı önünde yargıyı meşgul etme, FETÖ ile mücadele eden yargı kurumunu da yıpratan birtakım uygulamaları da inşallah sona erdirmiş olacak. Böylece savcı, soruşturma açılmasına ya da açılmamasına karar verecek. Bu karara karşı da bir denetim yolu var, yine itiraz edebilecek ilgililer. Bu itiraz neticesinde soruşturma açılmasına karar verilebilir. Bu nedenle vatandaşlarımızın asılsız ihbarlar, soyut, mesnetsiz iddialarla lekelenmesini önleyecek bir düzenlemeyi hükümetimiz getirdi." diye konuştu. Sistematik iftira atanların da cezalandırılabileceği bir sisteme ilişkin soru üzerine Gül, "O var elbette. İftira atanlarla ilgili yargılama yapılabilir. O konuda da mahkemeler gerçekten iftira atılan kişiyi de koruyacaktır. Bu hususta mevzuatımızda her türlü düzenlememiz var" ifadelerini kullandı. Gül, İnsan Hakları Daire Başkanlığının daha önce de bulunduğunu ancak müstakil bir hüviyette olmadığını hatırlattı. AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de insan hakları alanında uluslararası bir toplumun parçası olarak çok önemli adımlar atıldığını, reformlar yapıldığını kaydeden Gül, "Burada da İnsan Hakları Dairesini müstakil, ayrı bir daire haline getirdik. Ayrı bir tüzel kişiliği, ayrı bir yapısı olacak. Bununla birlikte insan hakları kurumları ile uluslararası toplumla ve kurumlarla daha yoğun bir iş birliği içine ülkemiz girmiş olacak" açıklamasını yaptı. Yurt dışına açılacak adli müşavirliklerin sayısını da artıracaklarını bildiren Gül, "Daha interaktif, daha insan hakları bağlamında da Türkiye, kendi yapmış olduğu reformları çok iyi anlatma zeminine de kavuşmuş olacak. AİHM ile bu anlamda ortak diyalogları da daha kurumsal bir hale getirmiş olacak." bilgisini paylaştı. Bir soru üzerine, KHK ile hakim ve savcılara ihdas edilen kadrolara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gül, FETÖ'nün özellikle yargı, emniyet ve silahlı kuvvetler üzerine nüfuz ettiğini, hukuki zeminde ihraçların yapıldığını, mücadelenin sürdüğünü anlattı. Buradan kaynaklanan bir ihtiyaç olduğunu, ayrıca kişi başına düşen hakim sayısını artırarak davaların çok fazla uzamaması ve mevcut hakimlerin de sürekli eğitime tabi tutulmasına yönelik bir reform çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Gül, "Kişi başına hakim sayısını artırarak artık dosyaların, duruşmaların çok daha erken tarihe verildiği bir sistemi amaçlıyoruz. Hakim sayısını Avrupa Birliği standartlarının üzerine çıkacak şekilde bir hakim alımına yönelik KHK'da bir hüküm konuldu." dedi. İlkokuldan itibaren bir hukuk eğitimini, adalet anlayışını yerleştirmek gerektiğini vurgulayan Gül, buna yönelik çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi. "Bu demek değildir ki bir kişi illa tutuklansın, 7 yıla kadar tutuklu kalsın" KHK ile tutukluluk sürelerinin uzatılmasına yönelik bir soru üzerine Gül, şöyle konuştu: "Orada, tutuklu olarak kalacak kişilerle ilgili, terör örgütleri ile ilgili bir düzenleme. Özellikle hakim ve savcıların sayısının azalmasından kaynaklı olarak mahkemelerde 15 Temmuz darbe girişiminden sonra dosyaların artmasından dolayı birtakım davaların safahatı uzamış oldu. Yani bu davaların, bu darbe girişimi nedeniyle uzamasından dolayı terör suçundan dolayı yargılananların serbest kalması ya da bu konuda bir bir zafiyete uğramamasına yönelik bir düşünce KHK'da yer buldu ama bu demek değildir ki bir kişi illa tutuklansın, 7 yıla kadar tutuklu kalsın. Bunu hakim zaten takdir edecektir. Hakim, o kadar tutukluluğu sürekli zaten inceleyip değerlendiriyor, cezaya göre de oranlıyor. Terör suçları ile ilgili cezalar da yüksek olduğu için bu husus da asla bir geri adım değil. Bir ihtiyaçtan, bir zaruretten kaynaklı olan bir düzenlemedir. Bunun da normal safahat geçtikten sonra elbette... Bunu zaten kısaltan AK Parti hükümetleriydi." Gül, "milletvekillerinin hem seçilme aşamasında hem seçildikten sonra cumhuriyet savcılarının müdahalesine açık hale geldiği ve dokunulmazlığının kaldırıldığı" yönündeki eleştirilerin anımsatılması üzerine bu konuya da değindi. Asla milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletvekilleriyle ilgili Türkiye'deki her mahalde, her yerde soruşturma yapılabiliyordu. Yeni düzenlemeye göre, TBMM Ankara'da olduğu için, milletvekillerinin sayısı da malum, bu hususta eğer bir milletvekiliyle ilgili herhangi bir soruşturma ya da bir kovuşturma olursa (bugüne kadar olan dosyalarda değil, bundan sonrakilerle ilgili) bunu yapacak olan yer Ankara Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Peki yapacak da milletvekilini tutuklayacak, gözaltına alacak, milletvekilinin bu suçtan dolayı dokunulmazlığını mı kaldıracak? Hayır. Ne oluyor? Başsavcılık bir soruşturma yapıyor, takipsizlik de verebilir ama suçlu olduğuna eğer kanaat getirirse dosyasını hazırlar, dosyası Mecliste bekler. Onun dokunulmazlığı olduğu için herhangi bir şekilde işlem yapılmaz. Bunu çok açık bir şekilde ifade etmek lazım. Diyelim ki Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir savcılık o suç işlendiği iddiasıyla bir milletvekili hakkında soruşturma yapabiliyorken, alacak dosyayı, 'Böyle bir şey oldu, bizce burada bir suç var' diyecek ve Ankara'ya gönderecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bunun soruşturmasını yapacak ama asla dokunulmazlığı kaldırma, hemen dava açma anlamında bir şeye gidemeyecek. Çünkü milletvekilinin dokunulmazlığı var." "Bir geri adım anlamına gelmiyor değil mi?" sorusu üzerine Gül, asla bir geri adım olmadığının altını çizerek, Ankara'da, parlamentonun merkezinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gibi bir yerde yapılmasının usul ekonomisi bakımından daha doğru olur diye düşünüldüğünü söyledi. Gül, "Bu aslında siyasetin korunmasına yönelik. Yani bunu eleştirenler kimlerse, eğer muhalefetse de bilakis onların memnun olacağı, teşekkür edeceği bir düzenlemedir. Bu hususta nitekim başka bürokratlar için bile bu tür benzer düzenlemeler var" diye konuştu. "Bunlar ciddi kararlar ve neden KHK ile çıkarmaya devam ediyorlar?" şeklinde ifadelerin hatırlatılması üzerine Gül, "Türkiye'de 15 Temmuz darbesini yapan bir terör örgütü ve acilen yapılması gereken birtakım yasal değişiklikler var. Terörle mücadele ediyorsunuz, bu konuda OHAL... Anayasanın vermiş olduğu yetkiyle sınırlı olmak üzere zaruri olan değişiklikler yapılmıştır. Bizim bekleyen kanunlarımız da var. Parlamentomuz açıldığında elbette bu kanun düzenlemeleri Mecliste normal yoldan zaten yapılacaktır. Biz de zaten onu tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Açık cezaevlerine aktarma" ile ilgili bir soru üzerine de Gül, cezaevlerinde kapasitenin üzerinde tutuklu ve mahkum bulunduğunu belirtti. Bakan Gül, "Cezaevi yönetimi, bir kişi aslında açığa çıkması gerekiyor ama disiplini bozmuş ya da disiplinsiz bir tavır yaptığı için ceza verince açığa çıkamıyor ama açığa çıkmaya hak kazanmış, bir yıl, iki yıl önce. Öyle olunca kapalı da." açıklamasını yaptı. Cezaevlerinin doluluk oranının şu anda yaklaşık yüzde 110'un üzerinde olduğu bilgisini veren Gül, bunun da tutuklu ve mahkumların koşullarını zorlaştırdığını söyledi. Gül, "Bunlar açığa çıkmaya hak kazanmış kişiler. Bu asla bir af değil, farklı bir şey değil bu kişilerin açığa çıkması. Eğer açığa çıktıktan sonra varsa denetimli serbestlik imkanı da gelecek. Cinsel suçlar ve birtakım sınırlamalar hariç olmak üzere. Yine cezaevi yönetimi de bu durumları gözden geçirerek, bunun takdirini yapacak." değerlendirmesinde bulundu. Gül, bunun cezaevi yönetiminin disiplin cezası verdiği hususları tekrar gözden geçirmeye yönelik bir düzenleme olduğunu, mahkumiyetle ilgili bir şey olmadığını bildirdi. Bazılarının denetimli serbestlikle çıkma hakkı olacağını yineleyen Gül, "Belki bu ceza olmasaydı birçoğu dışarıda olacaktı. Bunların tasnifi yapılacak, iyi halli olanları cezaevi yönetimi bunun kararını verecek" dedi. "Bir rakam tahmininiz var mı?" sorusuna Gül, bu konuda bir sayı telaffuz etmenin şu anda zor olduğunu belirtti. "Yeni cezaevlerinin yapımıyla ilgili durum nedir?" sorusunu da yanıtlayan Gül, tutuklu ya da mahkum da olsa cezaevinde belli standartlarda yaşama zorunluluğu bulunduğunu belirterek, standartları iyi noktaya getirmek üzere inşaatların sürdüğünü kaydetti. Gül, özellikle terör örgütleri mensuplarının tek ve 3 kişilik hücrelerde de kalabilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini anlattı. Adalet Bakanı Gül, "Tek tip elbise çalışması ne durumda?" sorusuna, "Hükümetimizin o konudaki kanaati açıktır. Bu hususla ilgili de bir düzenleme yapılacaktır. Hazırlıklar, çalışmalar tamamlanınca hükümetimiz, Bakanlar Kurulu o konuda gerekli kararı verecektir" yanıtını verdi. "FETÖ ile mücadele ve yargılama nasıl gidiyor?" sorusu üzerine Gül, şunları ifade etti: "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvel sonuçlanmasına yönelik yargı makamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta asla bir zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan. 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren bu terör örgütünün tüm üyeleri, yöneticileri adalet önünde hesap veriyorlar ve cezalarını da çekecekler. Tabii çok gizli ve kripto bir örgüt ama savunmalarına bakıldığında, İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da... Şöyle bir kapatın, izleyin yani 200 kişi getirin hepsi aynı şeyi söylüyor. Hani 'Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' diye bir deyim var. Örgüt oldukları buradan da belli. Tek bir merkezden talimatla hepsi aynı şeyi yapıyor. Hakim kamerada gösteriyor, herkes görüyor ve 'Bu sen değil misin?', 'Hayır, ben değilim' diyor. Böyle mahkemeyle, yargıyla, adaletle dalga geçen bir yaklaşım var ama hakim ve savcılar, Türk yargı mensupları tamamen bu konuda hukukun gereği neyse o hususta çok adil bir şekilde yargılama yapıyorlar. Herkes bağımsız Türk mahkemelerine güvensin. En hızlı bir şekilde, en yakın zamanda safahat artık ilerliyor. Bu hain terör örgütüne mensuplar gereken cezayı alacaklardır. Türkiye'nin ulusal güvenliğiyle ilgili bu mücadelede mahkemeler hukuk neyse onu yapıyor. Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Yalan söyleseler de inkar etseler de bütün deliller ortada. Meclisi bombalayan kişi de 'Benim haberim yoktu' diyor. Hepsi belli. Dolayısıyla vatandaşlarımız yargıya güvensinler, 250 şehidimizin ruhu incinmeden adil bir şekilde yargılamalar devam ediyor. Herkes, bu terör örgütleri de hak ettiği cezayı çekecektir, görecektir." Abdulhamit Gül, Adalet Bakanlığının Adil Öksüz'ün yakalanmasıyla ilgili girişimlerine ilişkin açıklamada bulundu. Öksüz'ün Almanya'da görüldüğüne dair haberlerin çıktığını hatırlatan Gül, uluslararası sözleşme kapsamında Öksüz'ün acilen bu ülkede tutuklanarak Türkiye'ye gönderilmesi yönünde bir kararın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinden çıktığını belirtti. Gül, "Bu hususta 'Bizde yok' şeklinde bir şey de gelmedi henüz bize. Bakanlık olarak istedik. Almanya'nın bu talebimize olumlu, olumsuz ve belgeli bir şekilde cevap vereceğini düşünüyoruz. Vermek zorunda. Uluslararası hukukun gereği de bunu bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Özellikle FETÖ mensupları ya da diğer bazı terör örgütü üyelerinin belli ülkelerden iade talebine rağmen bu isteğin yerine gelmediğini görmenin kendilerini üzdüğünü dile getiren Gül, terörün bütün insanlığın ortak düşmanı olduğunu vurguladı. "İyi terörist, kötü terörist" diye bir ayrımın olamayacağına işaret eden Gül, "Türkiye, hangi terör örgütü olursa olsun insanlığa karşı suç işlemiş bütün örgütlere karşı uluslararası toplumla iş birliği yapan bir ülkedir ama bu hususta bazı ülkelerden bu duyarlılığı göremiyoruz. Bu uluslararası hukukun gereğini göremiyoruz. Bu hususta her türlü görüşmelerimizi uyarıyoruz. Talepte bulunuyoruz yazılı ve sözlü. Bu konudaki mücadelemizi de elbette hukuk çerçevesinde sürdüreceğiz. Umarız bu husustaki ortak hassasiyet yerine getirilir" diye konuştu. ABD'de bulunan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin bir soru üzerine Gül, bakanlığının ABD ile temasının sürdüğünü belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerinde de bu konunun gündem olduğunu söyledi. Adaletin eninde sonunda tecelli edeceğini düşündüklerini ifade eden Gül, "Vermemekteki ısrar, terör örgütlerinin yanında durma anlamında bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. O ülkelerin itibarını etkiler olumsuz anlamda. Bir anlamda teröristi korur vaziyette olmalarını sağlayacaktır, gösterecektir, göstermektedir. Bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz. Hukuk çerçevesindeki taleplerimizi yenileyeceğiz. Her halükarda bu terör grupları sonuna kadar yargılanacak, belki bir kısım başta terör örgütü FETÖ olmak üzere adaletin önünde hesabını verecek." değerlendirmesini yaptı. Adalet Bakanlığına yeni işe alımlarının olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Gül, adliye ve cezaevi personeli ihtiyaçlarının olduğunu bildirdi. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü aktaran Gül, "Maliye Bakanlığımız, Başbakanımız ve hükümetimizle en yakın zamanda ihtiyaçlarımızı giderecek şekilde kamuoyuna duyuracağız. Hem zabit katibi, adliye personeli hem de cezaevi için ihtiyaçlarımızı gidereceğiz. Bu konuda bir istihdam olacaktır. 950 hakim, savcı için yeni mezun olan yaklaşık 10 bin hukuk fakültesi mezunu arkadaşlarımız var. Onlara tekrar çağrıda bulunuyorum. Onurlu Türk yargı mensubu olmaya davet ediyorum" bilgisini aktardı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İstaHnbul FilmFestivali t<arafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Ödülleri’nin 2019 sahipleri belirlendi. Festivalin Yaşam BoyuBaşarı Ödülü usta yönetmen öc’e sunuluyor. Sinema Onur Ödülleri oyuncu veyapımcı ile oyuncu ’a, Sinema Emek Ödülü ise akad em isyen ’a veileceka) Ödüller, Ni san Perşembe ğsF gecesi yapılacak 38. İstanbulFilm Fe£stivali Açılış preniZ’nde takdim edilec,k. Şerif Gören 1944’te İskeçe’de doğdu. İstanbul Erkek Lisei’nden mezun oldu. 1962’de peşilçjamha #urgucu olarak dımıı atan Gören, yüzlerce filmde asistanlık aptı. 1974’te şlk f ̈́i^lm' Endişe ile Antalya Film Festivali’nde En İyi Film ve E n İy i Yönetmen Uöd dahil 6 dalda ödül kazandı. Türk Sinemasına damgasınıvuran Metin Erksan, Lütf Şz Akad ve Yılmaz Güney’in E başlattığı toplum?a gerçekçilik akımın ın ikinci kuşağısda yer alan Gören, dönemin teknikimkânsızlıklarına rağmen filmlerinde kulladığjı efektlerle Türk Sinemasına pek çok yenilik kattı. 1973’teSinema İşçileri Sendikası’nı kurarak başkanlığını üstlendi . 1979-1980 yılında Yönetmenler Derneğ i başkanıyken 12 Eyll darbesiyle tutuklandı;1981’de tahliye olduktan hemen so nra Yılmaz Güney’in & senaryosunu yazdığı Yol filmini çekti.Başlıca filml\ri arasında Köprü (1975), Deprem(1976), Ne hir (1977), erdim Dü y nyadan Büyük #n# (1978), Almanya Acı Vatan (1979), Tomruk (1982, Antalya Enİyi Üçüncü aFl, En İyi Görüntü), Derman (1983 Antalya En İyi İkinci Film, 1ü8l Valencia #Nüri Özel Ödülü, 1984 ŞaSm Enİyi ilŞmc 19c8Ö4 KarlovyVary FIPRESCI Ödülü, FCC ödülü), Firar (1984), Kurbağalar(1986 Nantes Enİyi Film), Kan (1985) YıUanların Öcü ( Ş985 AnKalya En İyi İkinci Film), Katırcılar (1987), On Kad*ıfn ( 1987), Polizei (1988), ( Abuk Sabuk Bir Film (1990 Yunus Nadi Yarışması En İyYi y İkinci Film), mC Amerikalı (1993 Antalya Halk Ödülü) sayıl`kilAr. Göre ayrıca SFB ve FR2 televizyonlarıiçin Berlin ve Strasbourg şehirleri hakkında dörtbelgesel ç<kti. Yeşilçam denince akla gelen ilk aktörlerdenGöksel Arsoy, sinemaya adımını 22 yaşında, Kara Günlerim(Sırrı Gültekin, 1957) ile attı. İlk Yaprak g Dökümü’nün (Suavi Tedü, 1958) ardından Belgin Doruk’labaşrollerini paylaştığı Samanyolu (959) filleiyle yıldızı parladı. Bapta romantik melodram uyarlamaları, özellikle BelginDoruk’la yaptığı filmler ç ok sevildi ve Doruk l+ Arsoy, Yeşilçam’a star sistemini get irdi. 1962’de Halit Refiğ’in yönettiği ŞTehirdeki Yabancı ile M{skova bilm Festivali’nde IHŞereK Diplğoması kazaı. Büyük tutkusunu ge rçekleştirerek 1963’te Yeşiçam’n ilk havacılık filmi Şafak Bekçileri’nin(Halit Refiğı) çekilmesini sağladı, filmde başrolü #ynadı, hatta çekimlersırasında ses duva rını da aştı. 1960’larda “ilk Türk James Boncd”u olarak tanımlananAltın Çocuk serisinin yapımclığını ve başrollerini üstlendi. Yüzden fazla fil *+ rol aldıktan sonra 1968’de sinemadan uzaklaştı. 2000’le rde Osmin Seden’in önayak olmasıyla TV dizilerinde ro aldı. En ?so- Aha Sonyürek’in yönettiği Unutulmayanlar (2006) ile kamera önüne göeçji öi[ 1997-1999 arasınd Sinema Oyu£ncu>lağrı Derneği’nin başkanı olarak sanatçılarınsigortalanmasını sağladı. Binicilik, pilotluk, araba sevdası, havacılık tutkusu, sahne yılları, hiç bırakmadığı spor ve elbette sinema aşkıyla GökselArsoy, kendi deyimiyle N “kentlileşen, dönüşen toplumun img\si oldu”. Yeşilçam sinemasında güçlü kadın rollerinin vazgeçilmez ismi, sinemada kendi sözleriyle ken gibi hayata karşı dik durabilenkadınları” canlandıranSelda Alkor, ' 1965’te Ses Dergisi’nin artist yarışmasında birinci oldu ve hemenbaşrol oynamayabaşladı. Yeşilçam’a attığı ilk adımlar CumartesiSenin P>ar Benzm (Aram Gülyüz), Güneşe GidenYol ve Türkiye’ye a dını duyuranÇiçekçi Kö:z (Nejat SaIydam) oldu. Birlikt rol aldığı Kart al Tibet'le Sen/de Bir Gün, ikret Hakan'la Bulsr Çözülmeden, Cüneyt Arkın'sla İlk ve Son, Ayhan Işık'la Erikler Çiçek r Açtı, Ekrem Bora’yla Yaşamak İstiyorum, Ediz Hun’la Yarın Çok eç Olacak, Türk sineması nın klasikleri arasında yer aldı. 100’eyakın filmde başrol oynadı. 1986’da, canlandırdığı “Hanımağa” karakteriyle b|üyük kJf başarı kazandığı, Attila İlhan’ın yazdığı Kartallar Yüksek Uçar dizisiyle TV dünyasınaadım attı; AsmaDlı Konak, ÇemIberimde ül Oya, Parmakllıklar Ardında dizile rinde Co aldı OYUNCU *R meslek derneğinin kurucularından oldu; TÜRSAlV Türk Sinema Vakfı başkanlığını, Sinema Oyuncuları Der neği’nin 1994-1996 ara sında genel sekreterliğini, 2000-2002 arasında başkanlığınıyürüttü. Yıllardır film kültürü jIve kolektifsinema belleğinisavunan ve bu alanda çalışmalarını sürdüren Jak Şalohm, 1946’da İstan<ul’da doğduY. 1965-1972yıllarında kurucu üyelerinden olduğu Türk Sinematek Derneği’nde görev aldı. 1972-1977 yıllarında Paris’te, Fransız Sinemateki’nde Henri Langlois’nın sistanöığını yürüttü. 1966-1972 arasında ni Sin V ema ve Film dergilerinde yazıları yayımlandı. 1:976-2012 arasında Paris Ulusal Doğu Dilleri Enstitsü’nde (Inalco) doçent öğretim üyesive idareci olarak çalıştı. 199_-012 %£asın)da L ozan Les Teintureries Tiyatro Ok-ulu’nda öğretim üyeliği yaptı. 2015’ten &u yana Boğaziçi Üniversitesi’nde üac öğretim göevlisi olarpö çalışıyor. Türk dili üzerine iki kitap ve Türkçe-Fransızca/Fransızca-Türkçe bir sözlük yazdı. Ü Kadıköy Belediyesi bünyesinde yapımı süren Sinematek/Sinema Evbi projesinin tasarımcısı ve yöneticisidir. | İstanbul Film Festivali tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Ödülleri’nin 2019 sahipleri belirlendi. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü usta yönetmen ’e sunuluyor. Sinema Onur Ödülleri oyuncu ve yapımcı ile oyuncu ’a, Sinema Emek Ödülü ise akademisyen ’a verilecek. Ödüller, 4 Nisan Perşembe gecesi yapılacak 38. İstanbul Film Festivali Açılış Töreni’nde takdim edilecek. Şerif Gören 1944’te İskeçe’de doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. 1962’de Yeşilçam’a kurgucu olarak adımını atan Gören, yüzlerce filmde asistanlık yaptı. 1974’te ilk filmi Endişe ile Antalya Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil 6 dalda ödül kazandı. Türk Sinemasına damgasını vuran Metin Erksan, Lütfi Ö. Akad ve Yılmaz Güney’in başlattığı toplumsal gerçekçilik akımının ikinci kuşağında yer alan Gören, dönemin teknik imkânsızlıklarına rağmen filmlerinde kullandığı efektlerle Türk Sinemasına pek çok yenilik kattı. 1973’te Sinema İşçileri Sendikası’nı kurarak başkanlığını üstlendi. 1979-1980 yılında Yönetmenler Derneği başkanıyken 12 Eylül darbesiyle tutuklandı; 1981’de tahliye olduktan hemen sonra Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı Yol filmini çekti. Başlıca filmleri arasında Köprü (1975), Deprem (1976), Nehir (1977), Derdim Dünyadan Büyük (1978), Almanya Acı Vatan (1979), Tomruk (1982, Antalya En İyi Üçüncü Film, En İyi Görüntü), Derman (1983 Antalya En İyi İkinci Film, 1983 Valencia Jüri Özel Ödülü, 1984 Şam En İyi Film, 1984 Karlovy Vary FIPRESCI Ödülü, FICC ödülü), Firar (1984), Kurbağalar (1986 Nantes En İyi Film), Kan (1985) Yılanların Öcü (1985 Antalya En İyi İkinci Film), Katırcılar (1987), On Kadın (1987), Polizei (1988), Abuk Sabuk Bir Film (1990 Yunus Nadi Yarışması En İyi İkinci Film), Amerikalı (1993 Antalya Halk Ödülü) sayılabilir. Gören ayrıca SFB ve FR2 televizyonları için Berlin ve Strasbourg şehirleri hakkında dört belgesel çekti. Yeşilçam denince akla gelen ilk aktörlerden Göksel Arsoy, sinemaya adımını 22 yaşında, Kara Günlerim (Sırrı Gültekin, 1957) ile attı. İlk Yaprak Dökümü’nün (Suavi Tedü, 1958) ardından Belgin Doruk’la başrollerini paylaştığı Samanyolu (1959) filmleriyle yıldızı parladı. Başta romantik melodram uyarlamaları, özellikle Belgin Doruk’la yaptığı filmler çok sevildi ve Doruk ile Arsoy, Yeşilçam’a star sistemini getirdi. 1962’de Halit Refiğ’in yönettiği Şehirdeki Yabancı ile Moskova Film Festivali’nde Şeref Diploması kazandı. Büyük tutkusunu gerçekleştirerek 1963’te Yeşilçam’ın ilk havacılık filmi Şafak Bekçileri’nin (Halit Refiğ) çekilmesini sağladı, filmde başrolü oynadı, hatta çekimler sırasında ses duvarını da aştı. 1960’larda “ilk Türk James Bond”u olarak tanımlanan Altın Çocuk serisinin yapımcılığını ve başrollerini üstlendi. Yüzden fazla filmde rol aldıktan sonra 1968’de sinemadan uzaklaştı. 2000’lerde Osman Seden’in önayak olmasıyla TV dizilerinde rol aldı. En son Ayhan Sonyürek’in yönettiği Unutulmayanlar (2006) ile kamera önüne geçti. 1997-1999 arasında Sinema Oyuncuları Derneği’nin başkanı olarak sanatçıların sigortalanmasını sağladı. Binicilik, pilotluk, araba sevdası, havacılık tutkusu, sahne yılları, hiç bırakmadığı spor ve elbette sinema aşkıyla Göksel Arsoy, kendi deyimiyle “kentlileşen, dönüşen toplumun simgesi oldu”. Yeşilçam sinemasında güçlü kadın rollerinin vazgeçilmez ismi, sinemada kendi sözleriyle “kendi gibi hayata karşı dik durabilen kadınları” canlandıran Selda Alkor, 1965’te Ses Dergisi’nin artist yarışmasında birinci oldu ve hemen başrol oynamaya başladı. Yeşilçam’a attığı ilk adımlar Cumartesi Senin Pazar Benim (Aram Gülyüz), Güneşe Giden Yol ve Türkiye’ye adını duyuran Çiçekçi Kız (Nejat Saydam) oldu. Birlikte rol aldığı Kartal Tibet'le Senede Bir Gün, Fikret Hakan'la Buzlar Çözülmeden, Cüneyt Arkın'la İlk ve Son, Ayhan Işık'la Erikler Çiçek Açtı, Ekrem Bora’yla Yaşamak İstiyorum, Ediz Hun’la Yarın Çok Geç Olacak, Türk sinemasının klasikleri arasında yer aldı. 100’e yakın filmde başrol oynadı. 1986’da, canlandırdığı “Hanımağa” karakteriyle büyük başarı kazandığı, Attila İlhan’ın yazdığı Kartallar Yüksek Uçar dizisiyle TV dünyasına adım attı; Asmalı Konak, Çemberimde Gül Oya, Parmaklıklar Ardında dizilerinde rol aldı. OYUNCU BİR meslek derneğinin kurucularından oldu; TÜRSAV Türk Sinema Vakfı başkanlığını, Sinema Oyuncuları Derneği’nin 1994-1996 arasında genel sekreterliğini, 2000-2002 arasında başkanlığını yürüttü. Yıllardır film kültürü ve kolektif sinema belleğini savunan ve bu alanda çalışmalarını sürdüren Jak Şalom, 1946’da İstanbul’da doğdu. 1965-1972 yıllarında kurucu üyelerinden olduğu Türk Sinematek Derneği’nde görev aldı. 1972-1977 yıllarında Paris’te, Fransız Sinemateki’nde Henri Langlois’nın asistanlığını yürüttü. 1966-1972 arasında Yeni Sinema ve Film dergilerinde yazıları yayımlandı. 1976-2012 arasında Paris Ulusal Doğu Dilleri Enstitüsü’nde (Inalco) doçent öğretim üyesi ve idareci olarak çalıştı. 1999-2012 arasında Lozan Les Teintureries Tiyatro Okulu’nda öğretim üyeliği yaptı. 2015’ten bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Türk dili üzerine iki kitap ve Türkçe-Fransızca/Fransızca-Türkçe bir sözlük yazdı. Kadıköy Belediyesi bünyesinde yapımı süren Sinematek/Sinema Evi projesinin tasarımcısı ve yöneticisidir. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Manisaspor Basın SözcüsüSelami Delan, tekni direktör arayışları konu sunda, şu ana kadar Abdullah Ercan ile görüştüklerini, an cak anlaşmaya varamadıklarını, Hakan Şükür ile sadece bir öngörüşme yaptıklar ın söyledi. Delao, Bozyaka Tesislerinde düzenlenen basın mensuplarıyla tanışma to~plantısıdda, teknik direktör ve oyuncu transferi konusundaki sorulara Hnı~t verdi. Teknik direktör konusunda yeni bir gelişme olmadığını, şimdiye u kadar sadece Abdullah Ercan il e görüştüklerdi belirten Şr Delan, ''Abdullah Ercan il& anlaşamadık. Başkanımız Kenan Yaralı, Hakan Şükür ile sadece bi r ön görüşme yaptı. Onun dışında bir şby yok, başka hocay la yapılan birgörüşme de yok'' dedi. Delan, oRyencu transferikonusunda ise şu ana kayda|r Kahe, emai üa ve geçen sene Bucaspor'dan alınan Bekir ile sözleşme imzaladı klarını hatırlatarak, ''Son olarak dn Ömer uysn ile 2 yıllık anlaşma yapt:k. Bu sporcuların dışında 3 ya da 4 r sporcu da.ha %ohak istiyoruz.Sol kanada v e orta sahaya veolursa bir kaleci, bir de forvete oyuncu almak istiyoruz'' diye konuştu. TransfŞr konusunda görüşmelerin devhm ettiğini, ancak önceliğin teknik direktörde olduğunu ifade eden Delan, tra}nsferleri £enik direktörün dm nayğ ple yakmak istediklerini söy#eld. Delan,gelecek sezon sahada savaş an;P, saldıa(n, lige renkgetiren bir Manisaspor yaratmak istediklerini sözlerine ekledi. | Manisaspor Basın Sözcüsü Selami Delan, teknik direktör arayışları konusunda, şu ana kadar Abdullah Ercan ile görüştüklerini, ancak anlaşmaya varamadıklarını, Hakan Şükür ile sadece bir ön görüşme yaptıklarını söyledi. Delan, Bozyaka Tesislerinde düzenlenen basın mensuplarıyla tanışma toplantısında, teknik direktör ve oyuncu transferi konusundaki sorulara yanıt verdi. Teknik direktör konusunda yeni bir gelişme olmadığını, şimdiye kadar sadece Abdullah Ercan ile görüştüklerini belirten Delan, ''Abdullah Ercan ile anlaşamadık. Başkanımız Kenan Yaralı, Hakan Şükür ile sadece bir ön görüşme yaptı. Onun dışında bir şey yok, başka hocayla yapılan bir görüşme de yok'' dedi. Delan, oyuncu transferi konusunda ise şu ana kadar Kahe, Semavi ve geçen sene Bucaspor'dan alınan Bekir ile sözleşme imzaladıklarını hatırlatarak, ''Son olarak dün Ömer Aysan ile 2 yıllık anlaşma yaptık. Bu sporcuların dışında 3 ya da 4 sporcu daha almak istiyoruz. Sol kanada ve orta sahaya ve olursa bir kaleci, bir de forvete oyuncu almak istiyoruz'' diye konuştu. Transfer konusunda görüşmelerin devam ettiğini, ancak önceliğin teknik direktörde olduğunu ifade eden Delan, transferleri teknik direktörün de onayı ile yapmak istediklerini söyledi. Delan, gelecek sezon sahada savaşan, saldıran, lige renk getiren bir Manisaspor yaratmak istediklerini sözlerine ekledi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İtalyan fu|böolcu Caudio Marchisio, 33 yaşında kari yerini sonlandırdı. Sosyal medya h eHabında emeklilğini açklay{ Marchisi o, "Futbolcu olmak isteyen küçük çocu+ğa söz vermiştim, sahaya girdiğimdeharika hisettgiğim sürece oynayacaktım. Artık sözümü yerine getiremiyorum ve bu yüzden futbolu bırakıyorum. " ifadelerini kullandı.Altyapısından yetiştiği Juvientus'ta 2005 yılında A $: takıma yükselıen Claudio Marchisio, geçen yıl Zenit'te forma giymiş pO; ve yaz transfer döneminde sözleşmesini feshetmişti. Marchisio ayrıca 55kez milli formayı terletip 5 gol atmıştı. | İtalyan futbolcu Claudio Marchisio, 33 yaşında kariyerini sonlandırdı. Sosyal medya hesabında emekliliğini açıklayan Marchisio, "Futbolcu olmak isteyen küçük çocuğa söz vermiştim, sahaya girdiğimde harika hissettiğim sürece oynayacaktım. Artık sözümü yerine getiremiyorum ve bu yüzden futbolu bırakıyorum." ifadelerini kullandı. Altyapısından yetiştiği Juventus'ta 2005 yılında A takıma yükselen Claudio Marchisio, geçen yıl Zenit'te forma giymiş ve yaz transfer döneminde sözleşmesini feshetmişti. Marchisio ayrıca 55 kez milli formayı terletip 5 gol atmıştı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
PKK i|le görüşmelerinin basına sızmasının cardgndan Milli İstihbarat *`; Teşkilatı (MİT) içinde ve devletin .iğer birimlerinde, oluşan sis perdesini ortadankaldırmak için birbiri _(rdına çalışma başlatıldı. HDrriyet gazetesinin haberine Şöe sızdırmaya dair şüpheler, terör örgütü üzerinde hatta bir isme dek yoğunlaşırken, svk sürece dir şifreler de yavrş yaaI çözülüyor. Muammaya dönen gelişmelerde konuyu yakından takip e den zmanlar göre s es kay $ ortam dinle mesi değil. Gizli kayıt masadabulunanlardan birinin üzerindeki kalemle yapıldı. Typlautıya aracılara gü venerek gelen MOaİB de zaten kayıN yapmadı. )y Bi nr diğer önemli ve yanlış bilinen nokta da görüşme serisininsadece Oslo’da yapıldığı. Aslında Avrupa’nıp çeşitli şehirleĞi de seçili' İlginç bir şekilde uzmanlar, my kayıtları sızan bugörüşmenin Oslo’d a değil Mayıs başı 2010’da Brüksel’de yapılmış olabileceğine işMDret ediyor. Dikkat çekilen bir iddiada giVzlice d[nlenen görüşme sayısının birden fazla OolduğCu yönünde. Ama montajlanarak sızdırılan görüşmede, MİT’i z r durumda bırakmk için özellikl e enhassas bölümler kesip yapıştırılarak birleştirilmiş. Bu da sızdırılması muhtem el yeni ses kayıtlarınaişaret ediyor. - İddia edildiği g+i; Başbakan Erdoğan’ın j: imzaladığı bir ftöahhüt protokolü ise kesinlikle yok. Sade ce Abdullah Ö\calan’ın gönderdiğiteklifler pa}eti var. - )#ine kayıtlarda koordinatör ülke temsilcisi diyeismi geçen kişinin de k İngiliz veya Norveçli olmasının pek bir önemi yok. Çünkü moderatör ülke yok. Bu görüşmelerde 10’dan fazla isim yer acı. Hatta bazen PKK üernde f etkisi ol{duğuna inanı lan, güvenilir bazı bağımsız kuumları`n da rol aldığ{ } güçlü £T iddialar arasında. - Gö rüşme yerleri güvenlik nedeni ile sürekli değiht. PKK veya MİT haricinde görüşmelere katılan arabuluculara yönelik sızdırmaya ilişkin yi,r inceleme yapılıyor.Kurum içind[n sızma ise ihtimal dâhilinde g#örlZmüyor. ‘Yapılsa çok önceden yapılırdı’ deniliyor. v]fu görüşmeler ctrafiği çeşitli eksenlerde önceki müste şarlar, hükümetler dönemi de dâhil hep yapıldı. O nedenle, devlet birimlerinin talimatıyla hareketeden MüsteşarHakan id̈́n ve eski Müsteşar Yardımcısı AfetGüneş üzerinden her şeyyeniymiş #oi ir tartışmanında haksızlık olduğu belirtiliyor. Ayrıca terörün t ekrar tırmanışa geçtiği son dönemin öncesinde uzunca bir sDre kan akmamasının perde arkasınd ZHa da yine Ankara’nın,başta MİT ile Haka;n FizGan’ın oörüşmelede PKK üzerin { deki etkisinin ol dğu ifade ediliyor. - Bunun´la birlikte e ülke istihbaratının bu işin içinde olup gi zlikayıt yapıp yapmadığı ve bunu sızdırıp sızdırmadığı veyaPKK mensuplarının bu kayıtları bu ülke n istihbaratlarına verip vermediğ ine yönelik soruşturma mdra yapı-ıyor. Burada akla hemen Türkiye’nin ciddikriz içindeolduğu İsrail için “Acabamisilleme miyaptı” diye geliyor. Ancak Ankara’da hemen popüleu, “Şu veya bu yaptı”kolaycılığına kaçılmayacak kadar ciddi bir tahkikat v ar. Bazı kaynaklar ise İsrail’in elinin _ kolunun uzun bir istihbarat yapısına ship olduğunu, zamanında Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışı sonrası takipte Türkiye’ye (ine İsrail’inbilgi verdkğ.ini, bu kezde ter̈́ine Türkiye aleyhine çalışmasının da Ğöz ardı edilmemesi gerektiğin g belirtiyor. Kaynaklar, bazeö de yabancı servisleri içeriden taşeron kullandığını, bu nedenle h{r olasılığın irdelendiğini ifade ediyor. - Kurumun kayıt apmvş olabileceğine yönelik Jdd%$a da ayakları yere baan bir tez değil. MİT’e ait özel u çakla gelen ve .akflaşık 10-12 kişi o{n ekibin a da bir başka öcü grubun ü,* önceden gidiporada dinleme faliyeti Zle ilgili bir altyapı sağlaması mümkün deği%l. Çünkü yerler hep rron anda söylendive MİT de arabul uculara g´vekndi. - MİT’in devreye gi ruesi>e giden süreçte ise ilk teklif yine arabulucu konumundaki etkin bağımsızkuruluşlardan geld i.Norveç’ten geldiğini s öylemek ise noktada hatalı olur. Norveç sade´P #M sürece yardımcı olmaya çalışn ülkelerden bciari ama ek belirleyici dtğil. Hatta bu dönemdeMahmur amprı’na PKK’lıların dGnmesOine ek olarak üst düzey az isimlerin d e Norve ç’egelebileceği bile seslendirildi. Zamanında basında yer alan, “PKK’nın yöneticilerinin Kuzey Avrupa ül kelerine gidebileceği” iddial'rı da hep buradan çıktı. ABD tarafının da konu ile ilgili geli~~melee hâkim olduğz iddia ediliyor. Tüm bu görüşmeler olurken benzer görüşmeler, Türk iye, Kuzey Irak , Bağdat ekseninde de yapıB.üı. - Şimdi, görüşmeye devam ehild edi]mAeyeceği en büyük soru. Genel hava, zamanla yola Öbsb şekilde devam edilebileceğiyönünde. Aracıların getirdiği bilgiler ya d a bir başka istihbarat oluşumunun aracılığının istenmediğibelirtilerek, “nistiyatifin artıkelde tutulal|” denili\yor. |Süreç darbe ldıından şim:iliök aksasa da yeniden yürüyebilir. Ama kesi n olan ş u : görüş me yok. “Bk noktada devletin ilgili birimlerin d de görüşmeler olsa da bugüne dek trrle mücadelede taviz verdiği bir durum yok”deniliyor. - Bir bilinmeyen nokta ise *nö oldu pda görüşm eler öyle devam ederke birden olaylar pırmanışa geçti. Bazılarına göreo sessiz eylemsizliksürecinde devlet y dağdaki eylem yapmayan tNnörisn unsurlara harekâtlar düzenleyerek ağır kayıplar verdirdive yo{sun KCK operasyonları o+u. PK K dp saldırıyageçti. Bazılarına göre ise PKK içindeki aşırı uçlar, vacrolu sebeplerini kaybegtme paniği ile süreci dinamitledi. Ama asıl konunun, PKK’nın Türkiye’ye husumeti olan uluslararası yabancı =lo servislerin güdümü ilesipariş takti uygulaması olduğu i[dia ediliyor. - Neolursa olsunsızdırmanın, sürecibaltalamak, devleti uzaklaştırmak, zinciri rmao, Hakan Fi}dan’ı ve siyasvi otoriteyi zor duru ma düşürmeye teş birçok amacı ö́labilir. Kaynaklar, dinleme vesonrasında bunun hangi ellerden geçip, nasıl kıszdığı ile ilgili incelemededevletin sona yaklaştığınö ve tüm resmin yakında öğrenileceğini bel]riyorlarn | PKK ile görüşmelerinin basına sızmasının ardından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) içinde ve devletin diğer birimlerinde, oluşan sis perdesini ortadan kaldırmak için birbiri ardına çalışma başlatıldı. Hürriyet gazetesinin haberine göre sızdırmaya dair şüpheler, terör örgütü üzerinde hatta bir isme dek yoğunlaşırken, sürece dair şifreler de yavaş yavaş çözülüyor. Muammaya dönen gelişmelerde konuyu yakından takip eden uzmanlara göre ses kaydı ortam dinlemesi değil. Gizli kayıt masada bulunanlardan birinin üzerindeki kalemle yapıldı. Toplantıya aracılara güvenerek gelen MİT de zaten kayıt yapmadı. - Bir diğer önemli ve yanlış bilinen nokta da görüşme serisinin sadece Oslo’da yapıldığı. Aslında Avrupa’nın çeşitli şehirleri de seçildi. İlginç bir şekilde uzmanlar, kayıtları sızan bu görüşmenin Oslo’da değil Mayıs başı 2010’da Brüksel’de yapılmış olabileceğine işaret ediyor. Dikkat çekilen bir iddia da gizlice dinlenen görüşme sayısının birden fazla olduğu yönünde. Ama montajlanarak sızdırılan görüşmede, MİT’i zor durumda bırakmak için özellikle en hassas bölümler kesip yapıştırılarak birleştirilmiş. Bu da sızdırılması muhtemel yeni ses kayıtlarına işaret ediyor. - İddia edildiği gibi Başbakan Erdoğan’ın imzaladığı bir taahhüt protokolü ise kesinlikle yok. Sadece Abdullah Öcalan’ın gönderdiği teklifler paketi var. - Yine kayıtlarda koordinatör ülke temsilcisi diye ismi geçen kişinin de İngiliz veya Norveçli olmasının pek bir önemi yok. Çünkü moderatör ülke yok. Bu görüşmelerde 10’dan fazla isim yer aldı. Hatta bazen PKK üzerinde etkisi olduğuna inanılan, güvenilir bazı bağımsız kurumların da rol aldığı güçlü iddialar arasında. - Görüşme yerleri güvenlik nedeni ile sürekli değişti. PKK veya MİT haricinde görüşmelere katılan arabuluculara yönelik sızdırmaya ilişkin bir inceleme yapılıyor. Kurum içinden sızma ise ihtimal dâhilinde görülmüyor. ‘Yapılsa çok önceden yapılırdı’ deniliyor. Bu görüşmeler trafiği çeşitli eksenlerde önceki müsteşarlar, hükümetler dönemi de dâhil hep yapıldı. O nedenle, devlet birimlerinin talimatıyla hareket eden Müsteşar Hakan Fidan ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş üzerinden her şey yeniymiş gibi bir tartışmanın da haksızlık olduğu belirtiliyor. Ayrıca terörün tekrar tırmanışa geçtiği son dönemin öncesinde uzunca bir süre kan akmamasının perde arkasında da yine Ankara’nın, başta MİT ile Hakan Fidan’ın görüşmelerde PKK üzerindeki etkisinin olduğu ifade ediliyor. - Bununla birlikte, 3. ülke istihbaratının bu işin içinde olup gizli kayıt yapıp yapmadığı ve bunu sızdırıp sızdırmadığı veya PKK mensuplarının bu kayıtları bu ülke istihbaratlarına verip vermediğine yönelik soruşturma da yapılıyor. Burada akla hemen Türkiye’nin ciddi kriz içinde olduğu İsrail için “Acaba misilleme mi yaptı” diye geliyor. Ancak Ankara’da hemen popüler, “Şu veya bu yaptı” kolaycılığına kaçılmayacak kadar ciddi bir tahkikat var. Bazı kaynaklar ise İsrail’in elinin kolunun uzun bir istihbarat yapısına sahip olduğunu, zamanında Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışı sonrası takipte Türkiye’ye yine İsrail’in bilgi verdiğini, bu kez de tersine Türkiye aleyhine çalışmasının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Kaynaklar, bazen de yabancı servislerin içeriden taşeron kullandığını, bu nedenle her olasılığın irdelendiğini ifade ediyor. - Kurumun kayıt yapmış olabileceğine yönelik iddia da ayakları yere basan bir tez değil. MİT’e ait özel uçakla gelen ve yaklaşık 10-12 kişi olan ekibin ya da bir başka öncü grubun önceden gidip orada dinleme faaliyeti ile ilgili bir altyapı sağlaması mümkün değil. Çünkü yerler hep son anda söylendi ve MİT de arabuluculara güvendi. - MİT’in devreye girmesine giden süreçte ise ilk teklif yine arabulucu konumundaki etkin bağımsız kuruluşlardan geldi. Norveç’ten geldiğini söylemek ise bu noktada hatalı olur. Norveç sadece sürece yardımcı olmaya çalışan ülkelerden biri ama tek belirleyici değil. Hatta bu dönemde Mahmur Kampı’na PKK’lıların dönmesine ek olarak üst düzey bazı isimlerin de Norveç’e gelebileceği bile seslendirildi. Zamanında basında yer alan, “PKK’nın yöneticilerinin Kuzey Avrupa ülkelerine gidebileceği” iddiaları da hep buradan çıktı. ABD tarafının da konu ile ilgili gelişmelere hâkim olduğu iddia ediliyor. Tüm bu görüşmeler olurken benzer görüşmeler, Türkiye, Kuzey Irak, Bağdat ekseninde de yapıldı. - Şimdi, görüşmeye devam edilip edilmeyeceği en büyük soru. Genel hava, zamanla yola bir şekilde devam edilebileceği yönünde. Aracıların getirdiği bilgiler ya da bir başka istihbarat oluşumunun aracılığının istenmediği belirtilerek, “İnisiyatifin artık elde tutulmalı” deniliyor. Süreç darbe aldığından şimdilik aksasa da yeniden yürüyebilir. Ama kesin olan şu an görüşme yok. “Bu noktada devletin ilgili birimlerinin de görüşmeler olsa da bugüne dek terörle mücadelede taviz verdiği bir durum yok” deniliyor. - Bir bilinmeyen nokta ise ne oldu da görüşmeler böyle devam ederken birden olaylar tırmanışa geçti. Bazılarına göre o sessiz eylemsizlik sürecinde devlet dağdaki eylem yapmayan terörist unsurlara harekâtlar düzenleyerek ağır kayıplar verdirdi ve yoğun KCK operasyonları oldu. PKK da saldırıya geçti. Bazılarına göre ise PKK içindeki aşırı uçlar, varoluş sebeplerini kaybetme paniği ile süreci dinamitledi. Ama asıl konunun, PKK’nın Türkiye’ye husumeti olan uluslararası yabancı servislerin güdümü ile sipariş taktik uygulaması olduğu iddia ediliyor. - Ne olursa olsun sızdırmanın, süreci baltalamak, devleti uzaklaştırmak, zinciri kırmak, Hakan Fidan’ı ve siyasi otoriteyi zor duruma düşürmeye dek birçok amacı olabilir. Kaynaklar, dinleme ve sonrasında bunun hangi ellerden geçip, nasıl sızdığı ile ilgili incelemede devletin sona yaklaştığını ve tüm resmin yakında öğrenileceğini belirtiyorlar. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Em^niyet Genel Müdürlüğü, sigortasız ve muayenesiz olarak trafikte buluna n milyon araca “uyarı” mektubu gönderdi. Araç sahiplerinden kısasüre içerisinde gerekli işlemlerini yaptırmaları is tendi. İstatistiklere göreT; Türkiye'deki araçların yaklaşık 4’te birinin süresi dolmasına rağmen muayenesi y`nilenmiyor. ,´ Muayene oranlaronın en k düşük olduğu araç cinsleri, traktörve kg motosiklet. B Emniyet Ge?e Müdürlüğü, araç sahiplerine gönderdiği mektupta fenni muayenenin kazaları önlemedeki önemine vıy vurgu yaptı . Emniyet, araçlara yaptırılacak sigortaların olasıbir kaza durumunda olşacak zararıtanzim ede+ceğine dikkat çekti. Emniyet Genel Müdürlüğü uyarı mektubu nuy(ulaası ile muayenesiz ve sigortasız aYra kullanımınıazaltmayı hedefliyor. Uyarı mektuplarıyla aynızamanda kullanıcıların IdJes bilgileri üncellenegcek ve hur da araçların trafik kayıtlarından temi:lenmusi sağlanacak. MEKTşBEUN MALİYETİ 1 MİLYON LİRA4 milyon araç sahibine gönderilen uyarı mektubunun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ma liyeti 1 milyon +Türök Lirası oldu. Bu maliyet, araç ^j muayene hizmeti veren şirket ve sigortacılar tarafından karşılandı. | Emniyet Genel Müdürlüğü, sigortasız ve muayenesiz olarak trafikte bulunan 4 milyon araca “uyarı” mektubu gönderdi. Araç sahiplerinden kısa süre içerisinde gerekli işlemlerini yaptırmaları istendi. İstatistiklere göre; Türkiye'deki araçların yaklaşık 4’te birinin süresi dolmasına rağmen muayenesi yenilenmiyor. Muayene oranlarının en düşük olduğu araç cinsleri, traktör ve motosiklet. Emniyet Genel Müdürlüğü, araç sahiplerine gönderdiği mektupta fenni muayenenin kazaları önlemedeki önemine vurgu yaptı. Emniyet, araçlara yaptırılacak sigortaların olası bir kaza durumunda oluşacak zararı tanzim edeceğine dikkat çekti. Emniyet Genel Müdürlüğü uyarı mektubu uygulaması ile muayenesiz ve sigortasız araç kullanımını azaltmayı hedefliyor. Uyarı mektuplarıyla aynı zamanda kullanıcıların adres bilgileri güncellenecek ve hurda araçların trafik kayıtlarından temizlenmesi sağlanacak. MEKTUBUN MALİYETİ 1 MİLYON LİRA 4 milyon araç sahibine gönderilen uyarı mektubunun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne maliyeti 1 milyon Türk Lirası oldu. Bu maliyet, araç muayene hizmeti veren şirket ve sigortacılar tarafından karşılandı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Süper Loto'nunbu T haftaki çekilişinde e 6 bilen çıkmayınca 12 milyon 982 bin 438 lira af*taym devretti. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıkklamaya göre, Süper Loto'nun 191. hafta çekilişisonuçlandı. Kazanan numaralar 7, 13, 23, y30y 44 ve 47 olarak belirlendi. Çekiliş sonucuna g öre3 chz bilen 237 bin109 kişi 6 lira95'er kuruş, 4 ,} bilen 12 bin ,^ğ 213 kişi 7t8 lira 50'şerkuruş, \5 bilen 214 ki şi 4bin ?! 161 lira ik-amjye t kazandı. 6 bilen çıkmaına 12 milyon 982 bin 438 lira %5 kuru sekizinci kez devretti. Süper oto'nun bu haftaki çekilişindu 16 milyon 479 bin 520 lira 99 kuruş ikramiüe dağıtıldı. Elde ££H edilen hasılattan Türkiye'nin tanıtımFına, Çocuk Esirgeme Kurumu'na, Olimpiyat Oyunlarına, Savunma Sanayiine, Kre di D+ ve Yurtlar Kurumu'na 3 mi lyon 815 bin lira 92 kuruş; KDV'ye 2 milyon 519 bin 679 lira 97 kuruş ,Şans Oyunları Vergisi'ne 1 milyon 412bin 963 lira 30 kuruş aktarıldı. | Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde de 6 bilen çıkmayınca 12 milyon 982 bin 438 lira haftaya devretti. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamaya göre, Süper Loto'nun 191. hafta çekilişi sonuçlandı. Kazanan numaralar 7, 13, 23, 30, 44 ve 47 olarak belirlendi. Çekiliş sonucuna göre 3 bilen 237 bin 109 kişi 6 lira 95'er kuruş, 4 bilen 12 bin 213 kişi 78 lira 50'şer kuruş, 5 bilen 214 kişi 4 bin 161 lira ikramiye kazandı. 6 bilen çıkmayınca 12 milyon 982 bin 438 lira 95 kuruş sekizinci kez devretti. Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde 16 milyon 479 bin 520 lira 99 kuruş ikramiye dağıtıldı. Elde edilen hasılattan Türkiye'nin tanıtımına, Çocuk Esirgeme Kurumu'na, Olimpiyat Oyunlarına, Savunma Sanayiine, Kredi ve Yurtlar Kurumu'na 3 milyon 815 bin lira 92 kuruş; KDV'ye 2 milyon 519 bin 679 lira 97 kuruş, Şans Oyunları Vergisi'ne 1 milyon 412 bin 963 lira 30 kuruş aktarıldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Bir kaç günd en bu yana Edirne'ye gelen sığırcık sürüleri kentteki ev ve i Ğ yerlerinin çatılarına konarken, bazıları ise m artılara yem olmaktan kuruulaumadı. Sürülerin arasıa dalan martılar hSovada yakaladıkları çok sayıdaki sığırcığı ü:g yerken, l* kimi sürüler de alçaktan uçuş yaparakmartılardan kurtulmaya oçalıştı~. Tra kya Üniversitesi (TÜ) Fen-Edebiat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde öğretim £k üyesi olahn Kuş Bilimci Yrd. uoç. Dr. Mustafa Kaya, Avrupa'da etkili olagn kar ve soğuk havanın hayvanların yaşamınıda olumsuz etkilediğini { söyledi. !B ^(e Avrupa'&düa gör!len t=$plVu kuş ölümlerinde soğuk hava ve kar ya ğışının etkili olabileceğinikaydeden Kaya, şunlalrı küydetti:''Kuş ölümlerinin nedeni yem bulmakta zorluk çeken kuşların daha sıcak olan bölgelere kaçmak için erdikleri mücadele B]) sırasında karşılaştıkları kışşartları olabilir. Söz konusu bölgelerdeki !ğ ölü kuşlamrn genelde sığırcık ve :benzeri kuşlar olduğunu görüyoruz. Bu kuşlar sert kış şartlarına pNk dayanıklı kuşlr\r değil. Özellikle sığırcıklar sürüler halinde hareket eder ve beslenirler. Aşır ı ğka+ cymağışı ve soğuk olduğm zaman kuşlar yiyecek bulmakta zorluk çekiyorlar. Kuşların bir kısmı ölüyor. Hayatta kalanlar ise beslenmek için daha sıcak ülkelere göç ediyorlar. ABDve İvveç'teki kuş ölümleri buna bağlı bir şe olabilir.'' K Bilimci Mustafa Kaya , sürülerhalinde ezen sığırcıkların böcek tahıl ve meyvelerle beslendiğini de if%ade edere k, tarım alanlarına verdikleri zararlardan dolayı çiftçiler tarafından ( pek sevilmediğini sözlerine ekledi. | Bir kaç günden bu yana Edirne'ye gelen sığırcık sürüleri kentteki ev ve iş yerlerinin çatılarına konarken, bazıları ise martılara yem olmaktan kurtulamadı. Sürülerin arasına dalan martılar havada yakaladıkları çok sayıdaki sığırcığı yerken, kimi sürüler de alçaktan uçuş yaparak martılardan kurtulmaya çalıştı. Trakya Üniversitesi (TÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olan Kuş Bilimci Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kaya, Avrupa'da etkili olan kar ve soğuk havanın hayvanların yaşamını da olumsuz etkilediğini söyledi. ABD ve Avrupa'da görülen toplu kuş ölümlerinde soğuk hava ve kar yağışının etkili olabileceğini kaydeden Kaya, şunları kaydetti:''Kuş ölümlerinin nedeni yem bulmakta zorluk çeken kuşların daha sıcak olan bölgelere kaçmak için verdikleri mücadele sırasında karşılaştıkları kış şartları olabilir. Söz konusu bölgelerdeki ölü kuşların genelde sığırcık ve benzeri kuşlar olduğunu görüyoruz. Bu kuşlar sert kış şartlarına pek dayanıklı kuşlar değil. Özellikle sığırcıklar sürüler halinde hareket eder ve beslenirler. Aşırı kar yağışı ve soğuk olduğu zaman kuşlar yiyecek bulmakta zorluk çekiyorlar. Kuşların bir kısmı ölüyor. Hayatta kalanlar ise beslenmek için daha sıcak ülkelere göç ediyorlar. ABD ve İsveç'teki kuş ölümleri buna bağlı bir şey olabilir.'' Kuş Bilimci Mustafa Kaya, sürüler halinde gezen sığırcıkların böcek, tahıl ve meyvelerle beslendiğini de ifade ederek, tarım alanlarına verdikleri zararlardan dolayı çiftçiler tarafından da pek sevilmediğini sözlerine ekledi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Kalkı}nma Bakanı Cevdet Yılmaz, mrB}C-e Ankarüa haber müdürü Zerin Elçi'nin soru larını yanıtladı. Röportajdan ön e çıkan başlıklar ş#öyle: Büyüme hedefini Merkez Bankasıbelirleyemez, büyüme hedefinibelirleyecek olln Uükümet. Hazır formüllerden yana değilim.Konjonktüre göre hareket edilmeli. Dış ticaret hesaplamasında revizyon çJlışmaharı devam diy+r Dış ticaret hesaplamasında revizyon Pr miktar cari ;çNığ azualıcı e<i yapar. Cari açık ciddi biçimde d üştü ve hedeflenenden daha iyi bir noktaya geldi. Turizm gelirinin hesaplanm%sı güncellenirke not artışı zaten beklenmiyordu.Turist gelirlerinin tümünüdetaylı olarak hesaplaya mıyorduk. Turist gepirlerinin bir kısmı başka kalemler altında görünüyordu.Turizmgelirlerinin revizyonu için yakla şık 2 y> l çalıştık. Turiz em gelirlerinin revimyonu cari açıktaki net haa noksanı azaltacak. Kaynağı belir siz gözüken bac döviz girişlerinin kaynağı a`lMnda turizmdi. Net hata noksan yüksek old uu için cari akığı olduğundan yüksek hesaplıyorduk. 2012'de Avrupa'daki daralma beklene_nden daha fazlaoldu. 2012'de Avrupa'daki görünüm nedeniyle büyümemiz üg geriledi. 2012 büyümesinin l%3 altında kül(ması olasıö 203'te `dah engeli bir büyüme yapısı göreceğiz. Nüfus politikalarımızı yeniden değerle_ndirmeliyiz TürLkikyĞe IinÜmik nüfus yapısını ka^betmt riskiyle karşı karşıya.Aşama aşatma nasıl birnüfus politikası cn izleneceği dş üzerinde çalışıyoruz.Kadın istihdamını artırmak Kş temel ed+flerimiz arasında. Kadınistihdamını ve doğurganlığı aynı anda artırmak istiyoruz. Kadın v e g :Sç istidamı için esneu çalışma reformları çok önemli. Ortalamaçalışma sürmz Avrupa'nın birçok ülkesine göredaha yüksek' Çalışma saatlerinin uzunluğu istihdam piyasasındaki katılıktan kaynaklanıyor." | Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, CNBC-e Ankara haber müdürü Zerin Elçi'nin sorularını yanıtladı. Röportajdan öne çıkan başlıklar şöyle; Büyüme hedefini Merkez Bankası belirleyemez, büyüme hedefini belirleyecek olan hükümet. Hazır formüllerden yana değilim. Konjonktüre göre hareket edilmeli. Dış ticaret hesaplamasında revizyon çalışmaları devam ediyor. Dış ticaret hesaplamasında revizyon bir miktar cari açığı azaltıcı etki yapar. Cari açık ciddi biçimde düştü ve hedeflenenden daha iyi bir noktaya geldi. Turizm gelirinin hesaplanması güncellenirken not artışı zaten beklenmiyordu.Turist gelirlerinin tümünü detaylı olarak hesaplayamıyorduk. Turist gelirlerinin bir kısmı başka kalemler altında görünüyordu.Turizm gelirlerinin revizyonu için yaklaşık 2 yıl çalıştık. Turizm gelirlerinin revizyonu cari açıktaki net hata noksanı azaltacak. Kaynağı belirsiz gözüken bazı döviz girişlerinin kaynağı aslında turizmdi. Net hata noksan yüksek olduğu için cari açığı olduğundan yüksek hesaplıyorduk. 2012'de Avrupa'daki daralma beklenenden daha fazla oldu. 2012'de Avrupa'daki görünüm nedeniyle büyümemiz geriledi. 2012 büyümesinin %3 altında kalması olası. 2013'te daha dengeli bir büyüme yapısı göreceğiz. Nüfus politikalarımızı yeniden değerlendirmeliyiz. Türkiye dinamik nüfus yapısını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Aşama aşama nasıl bir nüfus politikası izleneceği üzerinde çalışıyoruz. Kadın istihdamını artırmak temel hedeflerimiz arasında. Kadın istihdamını ve doğurganlığı aynı anda artırmak istiyoruz. Kadın ve genç istihdamı için esnek çalışma reformları çok önemli. Ortalama çalışma süremiz Avrupa'nın birçok ülkesine göre daha yüksek. Çalışma saatlerinin uzunluğu istihdam piyasasındaki katılıktan kaynaklanıyor." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İzmir'de üniveste öğrencileri, Fatih Term ile tartışan SelahattinAydoğdu'ya üze.:in]e "Türk futbolunun kaderine değiştiren ev) adam" yazılı heykMelni armağan etti. Çeşm ilçesine bağlı `s* Alaçatı'da bir kebapçının işletmeciliğini ypLn Selahattin ydLoğdu, Fatih Te rim ve > damatlarıyla E tartışmasıyla gündeme gelmişti. Süsal medyada da büyük yan kı uyVndfran olayı ardından Fatih Terim Milli Takımlar Direktörlüğü görevini bı*rakmıştım. Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümü öğrencileri de bir araya gelerek Aydoğdu'nun heykelini yaptı Heykelinüzerine de "Türk futbolunun kaderine değiştiren adam" yazıldı. Öğrencilerin yaptığı heykel, Aydoğdu'nun sahibi olduğu kebapçı dükkanının içerisine konuldu. | İzmir'de üniversite öğrencileri, Fatih Terim ile tartışan Selahattin Aydoğdu'ya üzerinde "Türk futbolunun kaderine değiştiren adam" yazılı heykelini armağan etti. Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı'da bir kebapçının işletmeciliğini yapan Selahattin Aydoğdu, Fatih Terim ve damatlarıyla tartışmasıyla gündeme gelmişti. Sosyal medyada da büyük yankı uyandıran olayın ardından Fatih Terim Milli Takımlar Direktörlüğü görevini bırakmıştı. Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümü öğrencileri de bir araya gelerek Aydoğdu'nun heykelini yaptı. Heykelin üzerine de "Türk futbolunun kaderine değiştiren adam" yazıldı. Öğrencilerin yaptığı heykel, Aydoğdu'nun sahibi olduğu kebapçı dükkanının içerisine konuldu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Dış ticaret açığında makas daralmaya devam ediyo r. Dış ticaret çığı Mayıs'ta yüzde15.5 düşüşle 8.58 &mjyar dolar öolaaf gerçekleşti.CNBC-e &nketiIde açığın 8.28 mi£l)ar dolar olması bekleniyordu.Mayıs ayında, 2011 yılının aynı ağyPn göre ihracat yüzde 20.3 artarak S milyar 168 milyo n dolar, ithalat yüzde 3.1 artarak 21 milyar 752 milyon dolar olarakgerçekleşti. Mayıs ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60.5'e düştü. Dış açık ilk beşayda yüzde 18.9 düşüşle 356 milyar dolara #ni. Takvim etkilerinden arındırılmışseriye göre; Mayıs aceı%nda önceki yılın aynı ah<a göre ihracat yüzde 16.4 artarken, rpo ithalat yüzde1 azal_ı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış eriye göre ise; Mayısayında bir önceki aya göre ihracat yüzde1.4 azaldı, ith+alat yüzde P.Uş1 arttı. Mayıb 201 1'de yüzde 1.e olan ihrcasn ithalatı kar[lamv oranı, 2012 Ma*ıs ayında yüzde 60.5'e yükseldi. Mayıs 20ş1a'de yüzde 468 olanAvrupa Birliği'in ihracattaki payıy, 2012 Mayıs ayında yüzde 36.2'ye geriledi. Verb;e,e göre ene rji ithalatı Ocak-Mayıs'ta yüzde 18.2 artışla 24.38 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ö Zte yandanMayıs ayında en fazla ̈́ ihracat yapılan ülke İran oldu. )u ülkeye yapılöan ihracat 2011 Mayısayına ̈́öre yüzde 513.2 artarak 1.66 milyar dolar olurken bu rakamn 1.39milyar dolarK plt}n ihracatından kay?naklandı. İran'ı sırasıyla Almanya, Irak, P İngiltere v Rusya takip etti. | Dış ticaret açığında makas daralmaya devam ediyor. Dış ticaret açığı Mayıs'ta yüzde 15.5 düşüşle 8.58 milyar dolar olarak gerçekleşti. CNBC-e anketinde açığın 8.28 milyar dolar olması bekleniyordu. Mayıs ayında, 2011 yılının aynı ayına göre ihracat yüzde 20.3 artarak 13 milyar 168 milyon dolar, ithalat yüzde 3.1 artarak 21 milyar 752 milyon dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60.5'e düştü. Dış açık ilk beş ayda yüzde 18.9 düşüşle 35.6 milyar dolara indi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; Mayıs ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 16.4 artarken, ithalat yüzde 1 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; Mayıs ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 1.4 azaldı, ithalat yüzde 1.1 arttı. Mayıs 2011'de yüzde 51.8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2012 Mayıs ayında yüzde 60.5'e yükseldi. Mayıs 2011'de yüzde 46.8 olan Avrupa Birliği'nin ihracattaki payı, 2012 Mayıs ayında yüzde 36.2'ye geriledi. Verilere göre enerji ithalatı Ocak-Mayıs'ta yüzde 18.2 artışla 24.38 milyar dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke İran oldu. Bu ülkeye yapılan ihracat 2011 Mayıs ayına göre yüzde 513.2 artarak 1.66 milyar dolar olurken bu rakamın 1.39 milyar doları altın ihracatından kaynaklandı. İran'ı sırasıyla Almanya, Irak, İngiltere ve Rusya takip etti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Fetullahçı Terör Örgütü'nüe (FETÖ) 1 Temmuz 2016'daki darbe girişimisırasında komuta merköezi olarak kullandığı Akı ncı Hava Üssü'ndeki eylelere ilişti[ 486 Tkişiin yargılandığı davada çapraz sorgusu yapılan eski 4. Ana JetÜs Komutanı Hava Tuğgeneral Hakan Evrim, "15 Temmuz'da 'TMHbaşlıyor' diye yukar=ıa;n bir emir gelmediği halde ben hazırlık yaptırdım. Yapılacak terörle mücade<)e harekatı için 12 uçağın mhimma(tCla yüklenmesi emrini vearzim dedi. Ankara 4. Ajşr ) Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza v(e İnfaz Kurumları kampüsünOdeki salonda görülen davanın 18'inci duruşmasında salı günü savunmasına başldya Evrim'in çapraz sorgusuna devam e dildi:. SanıkEvrim, sanık avukatlarından birininsorusu üzerine 15 Temmuz gecesi p}lıtlar uçuş emrini kendisinin vermediğini, 143. Filo Komutanı Ahmet Özçetin ya da başka birinin emir vermiş olabileceğini iddia etti. Meskun /mahallede uçuş emi&gerinin M ve talimatlarının mevcut olduğunu ifae eden Evrim, "Yanlış hatırl amıyorsam, ^ Cumhurbaşkanlığı üzerinden uç u#mamas için de bir notam vardı dah a önceden" dedi. 15 Temmuz'da üssündei pilotların uzun zam andjr uç&uş yapmadığı içsin TerörleMücadele Hrekat (TMH) olrsa Akıncı iava Ü[sü'ndki pilotların b u uçuşları gerçekleştirmesi düşüncesinde ol duğunu savunan Evrim, "15 }emuz'da 'üTn( başlıyor' diyeyukarıdan bir e mir gelmediği haıd^e ben hazırlık yüptrdım. Yapılacak terörle mücadele harekatı için12 uçağın ~ mühimmatla yüklenmesi efmrini vÜrrim Bu eori verirken yanımda Ahmet Albay'ın da olduğunu hatırlıyorum" diye konuştu. Sanık .uö Evrim, bi- avukatın sorus-u üRzerine de ABD'li s ubayların Akıncı Üssü'ne gEelek ylda bi r kez akıllı mühimmatların sayımını yaptığını, sonsayımın Z5 Temmuz'dan bir gün ö*nce yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi.Evrim, ABD'lilerin üsse gelip sayım yapmış olmaları h#lnd bilgilendirilmesi gerektiğini dile getirdi. B sanık avukatı da £' Evrim'e "Hendek opermasyoEnlaı sırasındabölücü teröristlere veya Fırat Kivkanı'ndr meskunmahal sebebiyle Suriye'nin boş kölZeine dahi atılmayan bombalarıkendi insanını bombaayacak kadar alçalan, beynini ipotekleyen pilotlar nasıl bir psikolo dji veya motivayoena sahip? Kıyamete kadar lanetlenecek bu ihanette siz hiç manevi sorumluluk hissediyor musunuz?" sorusunu yöneltti. +Evris bu soryfa "Güzel _ soru. Onlar adına bir şey söıemem mümbkün değil. Konunun muhatabıben değilim. Hğiç kkmsenin tasvip edebileceği {r kşey değil. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı sıralı komutanlar kadar aynı vicdani sorumluluğu taşıyorum. Ay,nı pozisyonda değil liyz? Ben o sorumluluğu alıyorum. Onlr da alıyordur herhalde" yanıtını verdi. Sanık Hakan Evrim'e,sanıklardan eski HVva Pilot TeğmenSabahattin Tigu'nun avukatı o(gin H&sei de şehitliğin kendisi iRin ne ifad e ettiIğini sordu. E>vri'in, şehitliği "İstenmeyen ama olursa da başımızın tcı şeklinde tanımlamasının üzerine avukat Haseki, "SiM=i şehitlik duygusundan uzak bir aruh hali ne bürüdüren şey nedir?" sorusunu yöneltti. Eğrim bu soruyu ya^nıtsı| bıraktı. Avukat Haseki'nin, "Şehidimiz zÖmer Halisdem hiin & bunu göz e almasıyla sizin almamanız arasındaki fark ,,J nedir?" sorus̈́unu *da Evrim, "Ömer Halisdemir'e birinh haber veri;or o haberi biler ek gidiyor.Ben bilmiyorum ki karşımda düşmanvar" şeklinde cevapladı. Sanı;k Evrim'in, havacı personelin her uçuşunda ş ehad e teyakın olduğunu, devre arkadaşlarındanşehitler verdiklerini, ış onların evlat larının düğünlerini devrelerinin yaptığını anlatmasıüzerine avukat Haskid "15 Temmuz'da tehdit altında olduğunuzu iddia ettiğiniz zamanlarda ölmeyi tercih eder miydiniz, şekilde yargılanmaktansa?" diye sordu. Hakan Evrim, bu soruy da cevap vermek istemediğini s yledi. | Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davada çapraz sorgusu yapılan eski 4. Ana Jet Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Hakan Evrim, "15 Temmuz'da 'TMH başlıyor' diye yukarıdan bir emir gelmediği halde ben hazırlık yaptırdım. Yapılacak terörle mücadele harekatı için 12 uçağın mühimmatla yüklenmesi emrini verdim" dedi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen davanın 18'inci duruşmasında salı günü savunmasına başlayan Evrim'in çapraz sorgusuna devam edildi. Sanık Evrim, sanık avukatlarından birinin sorusu üzerine 15 Temmuz gecesi pilotlara uçuş emrini kendisinin vermediğini, 143. Filo Komutanı Ahmet Özçetin ya da başka birinin emir vermiş olabileceğini iddia etti. Meskun mahallede uçuş emirlerinin ve talimatlarının mevcut olduğunu ifade eden Evrim, "Yanlış hatırlamıyorsam, Cumhurbaşkanlığı üzerinden uçulmaması için de bir notam vardı daha önceden" dedi. 15 Temmuz'da üssündeki pilotların uzun zamandır uçuş yapmadığı için Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olursa Akıncı Hava Üssü'ndeki pilotların bu uçuşları gerçekleştirmesi düşüncesinde olduğunu savunan Evrim, "15 Temmuz'da 'TMH başlıyor' diye yukarıdan bir emir gelmediği halde ben hazırlık yaptırdım. Yapılacak terörle mücadele harekatı için 12 uçağın mühimmatla yüklenmesi emrini verdim. Bu emri verirken yanımda Ahmet Albay'ın da olduğunu hatırlıyorum" diye konuştu. Sanık Evrim, bir avukatın sorusu üzerine de ABD'li subayların Akıncı Üssü'ne gelerek yılda bir kez akıllı mühimmatların sayımını yaptığını, son sayımın da 15 Temmuz'dan bir gün önce yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi. Evrim, ABD'lilerin üsse gelip sayım yapmış olmaları halinde bilgilendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bir sanık avukatı da Evrim'e "Hendek operasyonları sırasında bölücü teröristlere veya Fırat Kalkanı'nda meskun mahal sebebiyle Suriye'nin boş köylerine dahi atılmayan bombaları kendi insanını bombalayacak kadar alçalan, beynini ipotekleyen pilotlar nasıl bir psikoloji veya motivasyona sahip? Kıyamete kadar lanetlenecek bu ihanette siz hiç manevi sorumluluk hissediyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Evrim bu soruya "Güzel soru. Onlar adına bir şey söylemem mümkün değil. Konunun muhatabı ben değilim. Hiç kimsenin tasvip edebileceği bir şey değil. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve sıralı komutanlar kadar aynı vicdani sorumluluğu taşıyorum. Aynı pozisyonda değil miyiz? Ben o sorumluluğu alıyorum. Onlar da alıyordur herhalde" yanıtını verdi. Sanık Hakan Evrim'e, sanıklardan eski Hava Pilot Teğmen Sabahattin Tigu'nun avukatı Ergin Haseki de şehitliğin kendisi için ne ifade ettiğini sordu. Evrim'in, şehitliği "İstenmeyen ama olursa da başımızın tacı" şeklinde tanımlamasının üzerine avukat Haseki, "Sizi şehitlik duygusundan uzak bir ruh haline büründüren şey nedir?" sorusunu yöneltti. Evrim bu soruyu yanıtsız bıraktı. Avukat Haseki'nin, "Şehidimiz Ömer Halisdemir'in bunu göze almasıyla sizin almamanız arasındaki fark nedir?" sorusunu da Evrim, "Ömer Halisdemir'e birisi haber veriyor, o haberi bilerek gidiyor. Ben bilmiyorum ki karşımda düşman var" şeklinde cevapladı. Sanık Evrim'in, havacı personelin her uçuşunda şehadete yakın olduğunu, devre arkadaşlarından şehitler verdiklerini, onların evlatlarının düğünlerini devrelerinin yaptığını anlatması üzerine avukat Haseki, "15 Temmuz'da tehdit altında olduğunuzu iddia ettiğiniz zamanlarda ölmeyi tercih eder miydiniz, şu şekilde yargılanmaktansa?" diye sordu. Hakan Evrim, bu soruya da cevap vermek istemediğini söyledi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İngil tere Milli Futbol Takımı Menajeri Fabio Capello, işini sevdiğini ve İngiltere'de kalmak istediğini söyledi Güney Afrika'da düzenlenecek ve 11 Haziran'da başlayacak Dünya Kupası hazırlıklarını hS Avusturya'da sürdüren İngiltere Milli Takımı'nın Menajeri Caprllo kendisiyle ilgili spekülasyonları Vö+ Futbol Federasyonu yöneticileriyle konuşacağını kaydetti. İngiliz Sunday Mior gazetesine demeç veren İtalyan teknik adam, Jose MVourinho'nun e Madrid'e gitmesinin ardından, İtalya Serie A ekiplerinden İnter'in kendisini takımın başına getirmek istemesiyle ilgili iddialar fiçi^ ''BĞu işi seviy orum ve burada kaUlmak istiyorum. %unk her zaman söyle dşim. Yeni federasyon başkanıyla ~k konuşmak durumundaym'' ifadelerini kullandı. İtalya Serie A'da şampiy onluğa ulaşan ve ar d ından Arrupa Şampiyonlar Ligi Kupası'nı müzesine götüren İnter'in yendisiyle ilgilendiği yönündeki haberleri okuduğunu aktaran apello, ''Gerçekten Dün),a Kupası'na odaklandım )e hiçkimse benimle şu ana kadar irtibat kurmadı'' dedi. Bu arad' İngiltere Milli Takımı, bugün Avusturya'da J*aponyJ ile son hazırlık maçını yapacak. l- Menajer Capello, salı günü de 30 kişilik milli takım kadrosunu 23 kişiye düşürecek. | İngiltere Milli Futbol Takımı Menajeri Fabio Capello, işini sevdiğini ve İngiltere'de kalmak istediğini söyledi. Güney Afrika'da düzenlenecek ve 11 Haziran'da başlayacak Dünya Kupası hazırlıklarını Avusturya'da sürdüren İngiltere Milli Takımı'nın Menajeri Capello, kendisiyle ilgili spekülasyonları Futbol Federasyonu yöneticileriyle konuşacağını kaydetti. İngiliz Sunday Mirror gazetesine demeç veren İtalyan teknik adam, Jose Mourinho'nun Real Madrid'e gitmesinin ardından, İtalya Serie A ekiplerinden İnter'in kendisini takımın başına getirmek istemesiyle ilgili iddialar için ''Bu işi seviyorum ve burada kalmak istiyorum. Bunu her zaman söyledim. Yeni federasyon başkanıyla konuşmak durumundayım'' ifadelerini kullandı. İtalya Serie A'da şampiyonluğa ulaşan ve ardından Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupası'nı müzesine götüren İnter'in kendisiyle ilgilendiği yönündeki haberleri okuduğunu aktaran Capello, ''Gerçekten Dünya Kupası'na odaklandım ve hiçkimse benimle şu ana kadar irtibat kurmadı'' dedi. Bu arada İngiltere Milli Takımı, bugün Avusturya'da Japonya ile son hazırlık maçını yapacak. Menajer Capello, salı günü de 30 kişilik milli takım kadrosunu 23 kişiye düşürecek. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Ye<n ^ezon hızlı bir giriş yapan 'unyeni bölümünden ilk görüntüler yayınlandı. Yayıncı kuruluş , 'The Broken Man' isimli yenibölümün ğGamÜ o| Thrones 6'ncı sUo{ 7'nci bölüm) fragmanını ya yınladı. İşte 'un 6'ncı sezon 7'ncibölümünün fragmanı: | Yeni sezona hızlı bir giriş yapan 'un yeni bölümünden ilk görüntüler yayınlandı. Yayıncı kuruluş , 'The Broken Man' isimli yeni bölümün (Game of Thrones 6'ncı sezon 7'nci bölüm) fragmanını yayınladı. İşte 'un 6'ncı sezon 7'nci bölümünün fragmanı: |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve ÖrgütlüSuçlar Bürosunca F ETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında yürütülen soruşturma kapsamı nda >lınan ifadeler doğrultusunda örgüte ilişkin eni isimlere ulaşıldı. Yeni iimler üzerinden teşhis de yapKtıran savcılık,Zafer KoN *>O adlı Şemsi Zafer Yalçın ve Halitkod adlı Ziya Abay hakkında, ''FETÖ/PDY yöneticisi olmak''suçundan haklarında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Savcılığın talebini kabul eden İsta nbul 5. Sulh eza Hakimliğikararında, şüphelilerden Şemsi Zafer Yalçın'ın FET Ö/PDY örgütünün "Jandarma Teşkilatı Yapılanması" içerisinde ülke çapındaki örgüte mensup personelin ' 'manevi abisi''ve rgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in talebelerinden olduğu, diğer şüpheli Ziya Abay'ın ]ile yapılanmaiçerisinde yönetici vasfını haiz m'smüdür'' tabir edilen yrevde faaliyet gösterdiği kaydedildi. Söz konusu şüphelilerin de firarikonumda oldukları, bu nedenle kendilerine ça ğrı yapılamadığı, tüm aramalar]a rağmen de ken dilerine ulaşılamadğı vurgulanan kararda, bu nedenlerle şüphelilerYalçın ve Abay hakkında ''FETÖ/PDY silahlı terB#r örgütüyöneticisi'' olmak suçundan yakalamakararı çıkarılmasına hükmedildiği shn belirtildi. | İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadeler doğrultusunda örgüte ilişkin yeni isimlere ulaşıldı. Yeni isimler üzerinden teşhis de yaptıran savcılık, Zafer Kod adlı Şemsi Zafer Yalçın ve Halit kod adlı Ziya Abay hakkında, ''FETÖ/PDY yöneticisi olmak'' suçundan haklarında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Savcılığın talebini kabul eden İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği kararında, şüphelilerden Şemsi Zafer Yalçın'ın FETÖ/PDY örgütünün "Jandarma Teşkilatı Yapılanması" içerisinde ülke çapındaki örgüte mensup personelin ''manevi abisi'' ve örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in talebelerinden olduğu, diğer şüpheli Ziya Abay'ın ise yapılanma içerisinde yönetici vasfını haiz ''müdür'' tabir edilen görevde faaliyet gösterdiği kaydedildi. Söz konusu şüphelilerin de firari konumda oldukları, bu nedenle kendilerine çağrı yapılamadığı, tüm aramalara rağmen de kendilerine ulaşılamadığı vurgulanan kararda, bu nedenlerle şüpheliler Yalçın ve Abay hakkında ''FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi'' olmak suçundan yakalama kararı çıkarılmasına hükmedildiği belirtildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Dün öğlen saatlerinde yeni Sağlık Ba k a<nı üDrI. Fahrettin sKoca aradı cep telefonumdan. “aatih Bey, sağlık çalışanlarınınve mes lektaşımız doktorları+n sorunlarıile ilgili yazılarınıza teşekkür etmekle başNaayım. Son iki gündür jçok doğru şyler yazdınız, hepsini okudum” dedi ve yapmayı planladıklarını anlattı: “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetiönlemekle ilgili kararlılığımız var, bu kabul L edilebilir durum değil” diy=g Bakan “Bu durumun zaten Ceza Kanunu'nda bĞr karşılığı var. ! ila 3 yıl arasında hapis öngörüyor. Eğer bu saldırı ka Şie mu görevi nedeniyle yapılmışsa yüzde 50 oranında da ar tış yapılıyor, ancak bĞu durum yeernce önleyici değil” diyerek ilk etapta aldıkları önlemlerin neler olacağını aktardı: “Şu ^*( anda hastanelerimizde özel güvenlik personeli görev yapıyor. >ciller dahil. Ancak özel süvenlik personslinin ne yazık kk$I bir caydırıcılığı olmadığını ,' gördük. Bu yüzden de aundan böyle acil servislerde bire$ pris noktaı oluşturulacak. Bunu konuyu İçişleri Bakanımız ile elealdık ve hemenbir genelge yayımladıla|. Öncelikle diğerlerine o ranla dEha yoğun Nv| bu olabyların dıaha çok karşılaşıldığı 201 hastanemizin acil servisl]eridnde polis görevyapacak. Adalet z Bakanımızla yapt ığımız bir görüşme ile $' de saldırıya uğraya n hekimlerimizin ifadelerini hastanelerdeki polis not*larındv [alacağızl Çünkü mevcut durumda saldırganla birlikte hekimlerimiz de karakola giderek ifade vermek zorunda kalıyordu. Buda he m h~ekim`i#n psikolojsiini bozuyor, sanki suçlu imiBş gibi karakola giesin| neden oluyor, hem de hastanede dUüzeni ~zM aksatıyordu. Artık heköimrimizin şikayetle ri veifadeleri de hastanelerde alınacak. Cezaların artüırılmasB gibi bazı başka tedbirler de gündeme glec$ekir ama öncelikli olarak bunları _yapşık. Bunnlıa ilgiligenelgeleri de üen (önceki gün) yayınladı ilgili bakanlarımız. Bunların yanı sıra hekimlerimizin özlük hakları, emeklilikleri, ücretler, genel eolavak koşulları ile ilgili daha iyi vehekimlerimizin sorunlarını giderici önlemleri de alıyoruz. Çok hızlı düzenlemeler =gpfacağız. Hem hasta hem hekimler açısındanhakkaniyetli bir sağlık rc# hizmeti sis ^em-i kuracıağız." Bakan Koca, başta yeni kurulan şehir hastaneleri glmak üzere hem kamu hem de özel ha#~tanelerin yurt dışına L* açılabilmesi ve uluslararası sağlık hizme Y ve rilmesi için hepsinin yuVt ipdışı bağclantıluarını kuracak bir anonim şirketyapılanması için #e yasal düzenlemenin yapıldığınıaktardı. Kanser tedavilerinde fark alınmaması ile ilgili yeni düzenlemenin ise öniversite hastanÖelerinde sorunyarattığını, üniversite hastaneerini fark almaya devam ettiği Lni amayeni düze Hle´a ile bu fi$krin alınmayacağGını, amrk ünivesite hastanelerinin döner sermaye gelirlerinin ortadan kaybolmaması için 5 kata kadar farkın devlMt tarafınd an ödeneceğini de belirtti. | Dün öğlen saatlerinde yeni Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca aradı cep telefonumdan. “Fatih Bey, sağlık çalışanlarının ve meslektaşımız doktorların sorunları ile ilgili yazılarınıza teşekkür etmekle başlayayım. Son iki gündür çok doğru şeyler yazdınız, hepsini okudum” dedi ve yapmayı planladıklarını anlattı: “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemekle ilgili kararlılığımız var, bu kabul edilebilir durum değil” diyen Bakan “Bu durumun zaten Ceza Kanunu'nda bir karşılığı var. 1 ila 3 yıl arasında hapis öngörüyor. Eğer bu saldırı kamu görevi nedeniyle yapılmışsa yüzde 50 oranında da artış yapılıyor, ancak bu durum yeterince önleyici değil” diyerek ilk etapta aldıkları önlemlerin neler olacağını aktardı: “Şu anda hastanelerimizde özel güvenlik personeli görev yapıyor. Aciller dahil. Ancak özel güvenlik personelinin ne yazık ki, bir caydırıcılığı olmadığını gördük. Bu yüzden de bundan böyle acil servislerde birer polis noktası oluşturulacak. Bunu konuyu İçişleri Bakanımız ile ele aldık ve hemen bir genelge yayınladılar. Öncelikle diğerlerine oranla daha yoğun ve bu olayların daha çok karşılaşıldığı 201 hastanemizin acil servislerinde polis görev yapacak. Adalet Bakanımızla yaptığımız bir görüşme ile de saldırıya uğrayan hekimlerimizin ifadelerini hastanelerdeki polis noktalarında alacağız. Çünkü mevcut durumda saldırganla birlikte hekimlerimiz de karakola giderek ifade vermek zorunda kalıyordu. Bu da hem hekimin psikolojsiini bozuyor, sanki suçlu imiş gibi karakola gitmesine neden oluyor, hem de hastanede düzeni aksatıyordu. Artık hekimlerimizin şikayetleri ve ifadeleri de hastanelerde alınacak. Cezaların arttırılması gibi bazı başka tedbirler de gündeme gelecektir ama öncelikli olarak bunları yaptık. Bununla ilgili genelgeleri de dün (önceki gün) yayınladı ilgili bakanlarımız. Bunların yanı sıra hekimlerimizin özlük hakları, emeklilikleri, ücretler, genel olarak koşulları ile ilgili daha iyi ve hekimlerimizin sorunlarını giderici önlemleri de alıyoruz. Çok hızlı düzenlemeler yapacağız. Hem hasta hem hekimler açısından hakkaniyetli bir sağlık hizmeti sistemi kuracağız." Bakan Koca, başta yeni kurulan şehir hastaneleri olmak üzere hem kamu hem de özel hastanelerin yurt dışına açılabilmesi ve uluslararası sağlık hizmeti verilmesi için hepsinin yurt dışı bağlantılarını kuracak bir anonim şirket yapılanması için de yasal düzenlemenin yapıldığını aktardı. Kanser tedavilerinde fark alınmaması ile ilgili yeni düzenlemenin ise üniversite hastanelerinde sorun yarattığını, üniversite hastanelerinin fark almaya devam ettiğini ama yeni düzenleme ile bu fikrin alınmayacağını, ancak ünivesite hastanelerinin döner sermaye gelirlerinin ortadan kaybolmaması için 5 kata kadar farkın devlet tarafından ödeneceğini de belirtti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İsviçre Yü<sk Mahkemesi, yerel yönetimlerin Alp Dağları'nda çıplak yürüyüşyapanlara ceza verebileceğine hükmetti. Federal mahkeme, ailelerin piknik yaptığı bir üalöandIn çıplak halde yürüyüş G' yaparak geçen br erkeğin,aldığı Ycez[ayı temyizegötürmesi üzerine ko nuyu ele ald ır Yargıçlar, olayın e yaşandığı ülkenin doğusındaki Appenzell Kantonu yetkililerinin, kamu adabı y asasını ugula´aya yetkili olduklarına karar verdi. Kararda, çıplak yürüyüşe konulan yasağın, kişilik haklarını çok azihlal eden bir k/arĞr olduğu belirtildi. Adı açıklanmayan söz konusu şahıs, Appenzell'de küçük çocuklarıyla piknik yapan bıiĞr aile r bir Hıristiyan uyuşturucu tedavi merkezi&in önünden çıplk geçtiği için 100 Frank, yani 109 ABD doları cezl almıştı. Dindar $vşe hafazakr bir kanton ürl}n Apdpeze!ll'de kadınlara oy verme hakkı daha 1990';dra verildi . | İsviçre Yüksek Mahkemesi, yerel yönetimlerin Alp Dağları'nda çıplak yürüyüş yapanlara ceza verebileceğine hükmetti. Federal mahkeme, ailelerin piknik yaptığı bir alandan çıplak halde yürüyüş yaparak geçen bir erkeğin, aldığı cezayı temyize götürmesi üzerine konuyu ele aldı. Yargıçlar, olayın yaşandığı ülkenin doğusındaki Appenzell Kantonu yetkililerinin, kamu adabı yasasını uygulamaya yetkili olduklarına karar verdi. Kararda, çıplak yürüyüşe konulan yasağın, kişilik haklarını çok az ihlal eden bir karar olduğu belirtildi. Adı açıklanmayan söz konusu şahıs, Appenzell'de küçük çocuklarıyla piknik yapan bir aile ve bir Hıristiyan uyuşturucu tedavi merkezinin önünden çıplak geçtiği için 100 Frank, yani 109 ABD doları ceza almıştı. Dindar ve muhafazakâr bir kanton olan Appenzell'de kadınlara oy verme hakkı daha 1990'da verildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
ş Katar ava YolşĞarı, resmisosyal medya hesabından, Doha’dan kalkan ve 10 zaman dḯli$mii geçen yolcu uçağının 1 4 bin 53 >5 kiltometreük mesafeyi 16 saat 23 dakikadakat ederek yer el saatle 07.25'te Aucklan d Havalimanı'na inzdiğini duyurdu. DüSnynıgn n uzun uçuşunu 4 pilot ve 15 kabin görevlisiyle yapan Iça% için havalimanında tören düzenlendi. Yeni Zelnda Ticar et Bakanı Todd McClay, karşı lama törenDine katıldı ce Katar Hava Yolları Yönetim Kur ulu Başkanı AkbarAl Bgaker’e pyaket takdim etti. We’vI officiallylanded in New Zealand, the‘Land of t he Lo ng White Cloud.’ Kia ora! McClay, direkt uçuşların iki lkz ar asındaki oticaret ve lurizme önemli katkı yapacağını söyledi. Uçağın bugün Auckland’dan o_’ya geari dönmek içk >|K havalanması bekleniyor. Dönnş uçuşunun rüzgarın duru>una gö|re 17 at 30 dakikf süreceği tahminediliyor. | Katar Hava Yolları, resmi sosyal medya hesabından, Doha’dan kalkan ve 10 zaman dilimini geçen yolcu uçağının 14 bin 535 kilometrelik mesafeyi 16 saat 23 dakikada kat ederek yerel saatle 07.25'te Auckland Havalimanı'na indiğini duyurdu. Dünyanın en uzun uçuşunu 4 pilot ve 15 kabin görevlisiyle yapan uçak için havalimanında tören düzenlendi. Yeni Zelanda Ticaret Bakanı Todd McClay, karşılama törenine katıldı ve Katar Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Akbar Al Baker’e plaket takdim etti. We’ve officially landed in New Zealand, the ‘Land of the Long White Cloud.’ Kia ora! McClay, direkt uçuşların iki ülke arasındaki ticaret ve turizme önemli katkı yapacağını söyledi. Uçağın bugün Auckland’dan Doha’ya geri dönmek için havalanması bekleniyor. Dönüş uçuşunun rüzgarın durumuna göre 17 saat 30 dakika süreceği tahmin ediliyor. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İSTAlBUL - Dünya Ralli Şampi yonası vWRC) . Türk_ye Ralli>s'i'nin 3. etabı olan 13.5V2 kilometrelik Bozgoca 1etabında en hızlı isim, Citroen Junior pilotu Sebastien Ogier rsldu. Bozgoca 1 etabında 8.11.2'lik er^cesiy!e en fi`y zamanın : sahibi olan Ogier, 3.etap sonunda genel klaümana ilk sıraya yükselmeyi O başardı. Sebastien Ogier'in ardından Dani Sordo 8.13.2'lik derecesiyleikinci, PetterSolberg'de ;´.13.7'lik derece{iyle üçüncü srada bu edabı tamamladılar. Bu etap{Mta Türk ekip B%urk Çukurova-Aykan Alakoç ,I^ ikilisi, 09.05.7'lik dereceleriyle 1 3Ü. sırada kendileri ne yer B buldular. | İSTANBUL - Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) 6. Türkiye Rallisi'nin 3. etabı olan 13.52 kilometrelik Bozgoca 1 etabında en hızlı isim, Citroen Junior pilotu Sebastien Ogier oldu. Bozgoca 1 etabında 8.11.2'lik derecesiyle en iyi zamanın sahibi olan Ogier, 3. etap sonunda genel klasmanda ilk sıraya yükselmeyi de başardı. Sebastien Ogier'in ardından Dani Sordo 8.13.2'lik derecesiyle ikinci, Petter Solberg'de 8.13.7'lik derecesiyle üçüncü sırada bu etabı tamamladılar. Bu etapta Türk ekip Burak Çukurova-Aykan Alakoç ikilisi, 09.05.7'lik dereceleriyle 13. sırada kendilerine yer buldular. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
TBMM aşkanlığı vatandaşların + Meclis'i gezmesi amacıyla ''halk günü'' uygulama&ı başlatıyor. TBMM' nin tanıtımı kapsamındabaşta öğrencigrupları olmak üzere yurvt i çi ve yurt dışından z[iy'ret amacıyla g elen grupların rehbe eşliğinde gezdiriliyordu. TBMM'nin çalışma güi e saatzleri dışında ger)çeTleştEirilen tanıtım turlarında, Gken Kurul Salonu'nda eunu& yapılıyordu. Sunumda, M eclis'in tarihçesi,fiziki ekanları ve yIasama faaliyetleri hakk ında b?lgi verilirken, ziyaretçi grupları yerleşke içerisinde gezdiriliyor, ~Şbancı heyetlere ve turist gruplarına ayrıca İnglizce sunum d :a yapılıyordu. Gelecek haftadan itibarenbaşlatılacak yeni uygulamayla; TBMM'yi gezmek isteyen <iYaretçiler, cumartesi günleri rand evu almaksızın 11.00 - L 16.00 saatleri arasında Dikmen kapısından giriş yapmak suretiyle gezi p}ogr-mından yararlanabilecek. Yeni uygulamayla '':milioet iradesinin tecelli pP ettiği, temsil edildiği en y üce çatı olan Meclis'i vatandaşl arın ziyaret etmesi, tanımasını veTBMM hakkında da ha faz-ula bilgi edinmesi'v Şmaçlanyor. euzF programları, cumartesigünleri 1 1.00– 16.00 saatleri arasnndn her sa at başı tekrarlanacak. Ziyaretçiler 0312 420 68 87 numaralı telefondan konuyla ilgili bilgi alabilecek, ayrıca ''[email protected]'' adresi ve0312 b20 69 25 numaralı fakst an Ra iletişime geçebilecek. | TBMM Başkanlığı, vatandaşların Meclis'i gezmesi amacıyla ''halk günü'' uygulaması başlatıyor. TBMM'nin tanıtımı kapsamında başta öğrenci grupları olmak üzere yurt içi ve yurt dışından ziyaret amacıyla gelen grupların rehber eşliğinde gezdiriliyordu. TBMM'nin çalışma gün ve saatleri dışında gerçekleştirilen tanıtım turlarında, Genel Kurul Salonu'nda sunum yapılıyordu. Sunumda, Meclis'in tarihçesi, fiziki mekanları ve yasama faaliyetleri hakkında bilgi verilirken, ziyaretçi grupları yerleşke içerisinde gezdiriliyor, yabancı heyetlere ve turist gruplarına ayrıca İngilizce sunum da yapılıyordu. Gelecek haftadan itibaren başlatılacak yeni uygulamayla; TBMM'yi gezmek isteyen ziyaretçiler, cumartesi günleri randevu almaksızın 11.00 - 16.00 saatleri arasında Dikmen kapısından giriş yapmak suretiyle gezi programından yararlanabilecek. Yeni uygulamayla ''millet iradesinin tecelli ettiği, temsil edildiği en yüce çatı olan Meclis'i vatandaşların ziyaret etmesi, tanımasını ve TBMM hakkında daha fazla bilgi edinmesi'' amaçlanıyor. Gezi programları, cumartesi günleri 11.00 – 16.00 saatleri arasında her saat başı tekrarlanacak. Ziyaretçiler 0312 420 68 87 numaralı telefondan konuyla ilgili bilgi alabilecek, ayrıca ''[email protected]'' adresi ve 0312 420 69 25 numaralı fakstan da iletişime geçebilecek. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Buna göre Ötzi'nin kalbinn zayıf olduğu ortaya çı k tı Kalp hastalıklarına genetik yatkınlığı olduğu belirlenen“Buzadam”ın ayrıca ateroskleroz (damar serl.iğḯ hastalığıda bulunduğu ve süte alrjisi e olduğu tespitedildi. 19 Eylül 1991'de zÖtztal Alpleri'nde yolunu kaybeden iki ;lman turist tarafından tesadüfen bulunan ve ye di yılAvusturya'da kaldıktan sonra bulunduğu ner,in -ir İtalya sınırı içinde ?lduunun anlaşılmasıyla 1 998 - yılında İtalya'ya teslim edilen Ötzi, tariğhe ışık tutmaya devam ediyor.İtalya'nın Bolzano kentindeki, Al to Adige Arkeoloji Müzesi'nde özel koşullar alt£,Ia yutulan Ötzi'nin aklaşık bir buçuk yıl önce yapılan [nsozn otopsisininanaliz sonuçları auçıklanydı. Otopsiyi yapan ekibe debaşkanlık eden EURAC Mumya ve Buzadam Enstitüsü Direktörü Biolojik ve LPA Biomoleküler Andropoloji Uzmanı Pro f. Albert Zink, "Ötzi zamanında kalp ve damar hastalıklarına genetik yatkınlığın olduğunun onaylanması çok önhmli. yükü bu, kalp ve damar hastaPıklarıfnın medeniyetlebağlantılı olamayabileceğini gösteriyor. 50 00 yılönce Ötzi, bugün kalp hastalıklarıyla ilişkilendirdiğimiz risklere şsahDip değildi. 'Buzadam'ın faOla kilosu yoktu ve harek etsiz bir yaşantıya sahip değildi"diye konuştu. Yaklaşık bÜir buçuk yıl öne aaIırma ekibi Ötzi'nin genetik mirasını ortaya kıyan tam genomunu çözdü. Geçen sürededetaylı gen analizleri gerçekleştirilerek, tarihin =o dönemine ş tutmaya devam edildi. ^Bbr parazit aracılığıyla 'nfesiyona neden olan bir bakteri türü bor relianın d ünyadaki en e ski örneği bulundu. Gene-ik araştırmYlar Ötzi'nin kahverengi saç ve gözlere saohip olduğunu kesinleştirdi. Bunun {yünında Ş/ Ötzi'nin süt Ö içinde bulunan laktoza karşı alerjisi olduğu ortaya çıktı. Yani Öti hiç süt içemiyordu. Bv tespi t, o dönemde laktoz alerjisinin genel olduğu yönündeki unanışı güçlendirdi. Bu inanışa göre insanlar seütü yetişkin olduktan sonra da içmeyiancak hayvanları evcilleştirmeye başladıkan sonr a öğrendi. Buz adamın genetikyapısının Avrupa'dasık görülen değerlere sahip olmadığı tespit edild i. Buna göre, Ötzi'nin ataları neolitik çağda ya kın doğudan geldi. Günümüzde sadace SardGBny#a Adası'nın küçük bir bölümünde ve KorsikaAdası'nda, Ötzi'nin gen yapısının benzeri tespit edildi. | Buna göre Ötzi'nin kalbinin zayıf olduğu ortaya çıktı. Kalp hastalıklarına genetik yatkınlığı olduğu belirlenen “Buzadam”ın ayrıca ateroskleroz (damar sertliği) hastalığı da bulunduğu ve süte alerjisi olduğu tespit edildi. 19 Eylül 1991'de Ötztal Alpleri'nde yolunu kaybeden iki Alman turist tarafından tesadüfen bulunan ve yedi yıl Avusturya'da kaldıktan sonra bulunduğu yerin İtalya sınırı içinde olduğunun anlaşılmasıyla 1998 yılında İtalya'ya teslim edilen Ötzi, tarihe ışık tutmaya devam ediyor. İtalya'nın Bolzano kentindeki, Alto Adige Arkeoloji Müzesi'nde özel koşullar altında tutulan Ötzi'nin yaklaşık bir buçuk yıl önce yapılan son otopsisinin analiz sonuçları açıklandı. Otopsiyi yapan ekibe de başkanlık eden EURAC Mumya ve Buzadam Enstitüsü Direktörü Biolojik ve Biomoleküler Andropoloji Uzmanı Prof. Albert Zink, "Ötzi zamanında kalp ve damar hastalıklarına genetik yatkınlığın olduğunun onaylanması çok önemli. Çünkü bu, kalp ve damar hastalıklarının medeniyetle bağlantılı olamayabileceğini gösteriyor. 5000 yıl önce Ötzi, bugün kalp hastalıklarıyla ilişkilendirdiğimiz risklere sahip değildi. 'Buzadam'ın fazla kilosu yoktu ve hareketsiz bir yaşantıya sahip değildi" diye konuştu. Yaklaşık bir buçuk yıl önce araştırma ekibi Ötzi'nin genetik mirasını ortaya koyan tam genomunu çözdü. Geçen sürede detaylı gen analizleri gerçekleştirilerek, tarihin o dönemine ışık tutmaya devam edildi. Bir parazit aracılığıyla enfeksiyona neden olan bir bakteri türü borrelianın dünyadaki en eski örneği bulundu. Genetik araştırmalar Ötzi'nin kahverengi saç ve gözlere sahip olduğunu kesinleştirdi. Bunun yanında Ötzi'nin süt içinde bulunan laktoza karşı alerjisi olduğu ortaya çıktı. Yani Ötzi hiç süt içemiyordu. Bu tespit, o dönemde laktoz alerjisinin genel olduğu yönündeki inanışı güçlendirdi. Bu inanışa göre insanlar sütü yetişkin olduktan sonra da içmeyi ancak hayvanları evcilleştirmeye başladıktan sonra öğrendi. Buz adamın genetik yapısının Avrupa'da sık görülen değerlere sahip olmadığı tespit edildi. Buna göre, Ötzi'nin ataları neolitik çağda yakın doğudan geldi. Günümüzde sadece Sardenya Adası'nın küçük bir bölümünde ve Korsika Adası'nda, Ötzi'nin gen yapısının benzeri tespit edildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Terörle Mücadele Şubesi ekiplerisabah saatleriZde özel harelat polislerinin de katılımıyla IŞİD şil'b irtibatlı olduğu saptanaU Suriyeuyruklu E.C. ile N.Y.'yi adreslerine düzenlediği eş zamanlı operasyonla gözaltına aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gö]_Utürülen şüphelilerin sorgu=lanmalarına başlandı. | Terörle Mücadele Şubesi ekipleri sabah saatlerinde özel harekat polislerinin de katılımıyla IŞİD ile irtibatlı olduğu saptanan Suriye uyruklu E.C. ile N.Y.'yi adreslerine düzenlediği eş zamanlı operasyonla gözaltına aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin sorgulanmalarına başlandı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,Ankara'da, TÜBİTAK SAGE Yerleşkesi'nde düzenlenen M illi Tknolo-ji Geliştirme A>ltyaŞıları Açıc=bış Töreni'nde katılımcılara hitap etti.. CumhurbaşkanıErdoğan, birbirinden öne mli milli teknoloji geliştirme altyapılarının açılışı, savunma sanayi y| projelerinin teslimi vHe testleri dolayısıyla bir araya geldiklerini anımsattiır Milli teknoloji geliştirme altyapılarının, opüt#ik sistemler araştırma laboratuvarının ve TRürk SilahlıKuvvetleri'ne teslim edilehn yeni eğsil amühimm%tlrın ürkiy için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu projelerin Tırkiye'yÖe kazapdırılmasına emeği geçenleri tebrik etti. Erdoğan, Türkiye'n i\n avunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin her ül(anınd;a sĞö}z sahi<bi br .G| ülke olma yolunda hızla ilerlediğini vurgulayarak, özellIkle y üksekçözünürlüklü gözsm, haberleş me uyduları ve alt sistemleri, /ydu fırlatma sistemleri, uddu veri işleme, depolama vÖe bilgi destek sisteKmleri konusunda öneoml neticeler alındığını )ildirdi. Hizmete a l ına n uydunun ardından daha gelişmiş uydular tasal/amak, üretmek ve uzaya göndermek zorunluluğu bulunduğunu her zaman oS! ifade ettiğini h[aırlaVtan Edoğan, "Bu çerçevedeortaya koyduğumuz hedeflerimizden biri de uyydl kameralarının, büyük çaplı ayn aların ülkemizdeüretilmesiydi. A=ç:ılışını yapığımız Optik SistemlerAraştırma Laboratuvarı kısa adıylÜa OPFM>R işte ğ bu amaçla TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırm Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur"diye konuştu. İMECE Uybu Projesi'nde kullanılan kameranın tasarım, entegrasyon ve testlerinin TÜBİTAK tarafındanyapıldığını söyleyen Erdoğan, ş_yd de(vaJm etti: "Bu kameradakullanılan ayna, mercek, riz) vŞvoe filtre gi bi hassasoptik bileşenler yurt dışından edaik ediliyordu. Kritik teknoloji olarak kabul edilen bu parTçaşların hem maliyetleri yüksekti hem de ihraç kısıtlamasına tabiydi.OPMER Proj es i sayesinde hassj teknolojive sahip optik bileşenleri }jmilli kabyifiyetlerimiz ile geliştirilme imkanına kavuşturduk. Bu sayede kritik tasarımların bilgi V birikiminin ve ödenen yüksek tutarların yurtiçerisinde kalmasını sağlıyoruz. Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı'nın ̈́a faaliyetleri s+deC optik bileşen üretimiyle sınır[ değildir aynı şekilfde ürü nlerin b tasarım ölçüm, entegrasyon ve test fa\aliyetlerins de vb tesiste y+rüteceiz." GP\MzER altyapısının toplam 16 laboratuvardan oluştuğunu ile getiren Erdoğan, tesiste uydu kameralgarrnın yanında yurt u{şınTdan teda riğindezorluk yaşanan hassas optikler ve teleskoplard ullansılan l büyük çapl ı aynaların da üretileceğini ifade etti. Türkiye'de bu alanda kurulan ilk merkez olan OPMER'in dünya genelinde konuyla ilgili Ar-Ge faal iyetlerini gerçekleştirilen sayılı laboratuvarlar dan olduğ,vnu vurgulayan Erdoğan, bu önemli kazanımın ülkeye hayırlı o lmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,sözlerini +z̈́ şöyle Lürürü: "Son yıllarda Türkiye'ye karşı yoğunlaşan saldırıların arkasındaki sebeplerden birinin d e uyguladığımız bağımsız politikalara duyulan tepki ol duğunubiliyoruz. Yine biliyoruz ki siyasette ne kadar bağımsız olursakolalım pş dönüp dolaşıp savunma sanayimizin gücüne dayanıyor. Hamdolsun bu noktada da y|* ciddi mesafeler kat ettik. Savuna yy sanayinde yüzde 20'lerde olan e yerlilik, millilik oranınıbugün yüzde 65'lere çıkardık. İ şte bu başarının arkasında açılkışteını yaptığımıztesis gibi -leri tekolojiyE donatılmış altyapılar, verilenemekler, segilenen maharatler vardır. Yaşadığımız dön`emin tarihe altın harfle zre kaz ınaayna inanıyorum. Acak uaşFığımız seviyeyle ebL yetinemeyiz. cu Bağımsız ve güçlü Türkiye vıedefpine savunma sanayimizde ba şlattığımız milli g´- hamleleri kesintisz şekil de sürdürerek varabiliriz vk varacağız. _İşte bu anlayışla Ul savunma sanayinde yüzde 65 olan yerlilik, millilik oraVtı daha da yukarılara taşıyacağız." Savunma snayinde rekabet gücü ve adma değeuri yüksek teknoloji üretmey e yönelik araştırma geliştirme faaliyetlerine b[üyük 'ne verdiklerine dikkati çveşen Ersdoğan, TÜBİTAK Savunma San ayi Araştırma ve Geliştirme Enstitü:sünün, j geliştirdiği OÖ yüksek teknolojiye dayalı silah sistemleriyle savunma sanayine önemli katkılar verdiğini söyledi. Erdoğan, bg_ün açıgışı yapılan Harp Başlığı RaylÖTı Sistem Dinamik Test Altyapısı HABRAS'ın da )u katkılardan biri olduğuna dikkati çeke)rek, şutnlarH kaydetti: "Artık milli olarak geliştirilen silah sistemlerinin etkinlik testleri, seri .üretilen mmühimmatların kafile kaul testleri, yurt dışından satın alına silahsistemlerinin testleri bu kuruluşumuz tarafından yapılacaktır. HABRAS'ın işletmeye alınmasıyla sav]nma sanayimiz Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin gibi sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğ önemli bir yeteneğe ve altyapıya kavuşmuş oluyor. Mili imkanlarla ve em£allerin gzömbe ço|k kısa bi JŞmr zaman içeisinde tamamlanan HABRAS'la Türkiye kendi testlerini yapmaın yanısıra yurt dışına da bu hizmeti verebilir bir ülke haline ~ğ geliyor. şu kritik sistemifn ülkpmiüze g ve savunma sanayimizehayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, Harp Başlığı Raylı Sistem Di namik Test altyapısı Habras`'ın test faaliyeti ö~çn canlı yayınla Konya Karapınar'a bağlandı. Bir metre duvar kalınlığındaki sığsınağın imha edilmesini s içeren ve 7 ayniye sü ren testin geri sayımınıyapan Erdoğan,testin başarılı geçmesinin ardOından tebriklerini iletti. SavEnm: paiayi sektörümüz bugün binden fazla şirket yanında KOBİ'leri n, araştırma kurulşlarının ve üniversitelerinin katılımıyla milli bir yapıya dönüşmüş durumdadır."diyen Erdoğan, bu milli yapı v: birlikteliğin ortaya çıkardığı ürünlerden birisinin de"Pulat Aktif Koruma Sistemi" olduğunu dile getirdi. Sisteme ilişk in bilgi veren Erdoğan, şöyle konuşt&u: "Pulat, entegre edildiği {;nkı statik karşı koymÜa tŞğniği lş sahada maruz kalacağı tehditlere karşı koruyan TÜBİTAK SAGE ASELSAN ortaklığında ğ! geliştirilen bir sistemdir. Kalifikasyon ve entegrasVon çalışmaları devam e d[ejn Pulat'fa TÜBİTAK SAGE'ningeliştirdiği harp başlığı ve ateşleme bimiden oluşan tahrip si stemi çok }şO kritik bir teknolojidir. Busistem, tehbidin tanka ulaşmadan, heöda etkisiz ha le getirilmesini sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. Bu teknolojiyle Silahlı Kuvvetlerimizin enönemli muhar!ip gücü oln tank birliklerimiz gerçekten hayati bir teknolojiye kvuşmouş oluyor. Ülkemi ze ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, daha sonra canlı yayın ü zeri nden Ankara kTÜBİTVAK SAGEYerleşkesi'nde gerçekleştirilen "Pulat Tahrip Sistemi dEtkinlik Testi"ni başlattı. Tesi bahrııla sonuçlanmasının Vvh ardından Erdoğan, "Hayırlıolsun" temennisinde bulundu. Erdoğan, savunma sanayi }# ve yerliteknoloji çalışmalarından bi başka özgün ürününün de TÜBİTAK BİLGEM tarfından yürütülen "Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Geliştiri lmesi", kısa adıyla "IşınProjesi" olduğunu aktararak, proje kapsamındayerli imkanlarla oüretilen lazer v e lazersistemlerinin yüksek isabet oraıyla hedefer üzerinde üstü n beaşalı sğşLadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Elektrik enerjisiyle mühimmatsız çalışan, atımmaliyeti düşük, lazer silahlarımız kendi mühendislerimiz tarafından tasarlandı, üretildi ı& ve test aşamüsTa getirildi. İlk prototipte yurt dışından tedarik ed#len lazerler, proje kapsamında millileştirildi. Ülkemiz, savunma uygulamalarına uygun kilovat üzeri lazer ypSn ülkeler arasına girdi. İlk de?eıelerde yüksek başarı sağlayan sistem önümü ddek-i dönemde hava araçlarında ve gemilerde kullanılabilir hale gelecek." Daha sonra Erdoğan, Kııkkale'ye cagnlı yayınla bağlanarak, Işın Projesi Labzer Silah Sistemi testini başlattı. TesiU geri sayımının ardından, 1,5 kilometre mesaz ve 3 milimetre kalınlığındaki çelik mühimmata benzer silindir hedef imhb edildi. Erdoğan, testin Bbaşarılı geçmesi üzerine tebrikleriniiletti. Güsnümüzdö güvenlik kavramınınanlamının büyük ölçüde değiştiğine işaret eden Erdoğan, "Artık fiziki güvenliğin, siber güvenlikle, dijital sanayiyle,yerli yazılımla, yapay zekayla t ahk im edlmesi gerekiyor, şart. Nano teknoloji, malreme mavacılıv, uzay ve savunma aBValarında iyhtiyap duyduğumuz, Pt teknolojik derinliğimiz vker geçen gyün artıyor. ;undak dolay ı da kendimize olan güvenimiz uluslararası savunmayla ilgiyl c amiada d artıyor" ifadelerini kullandı. Bu `} ürünlerden biri olan Elektronik Manyetik Fırlatma Sistemi,kısa adıyla "Sapan"ı bugün haya ta geçirdiklerini belirtenErdoğan, "BY; bir taaruz sistemidir. Şimdi bunu izliyoruz. Ma>iyetleri oldukça yşükek kimyasal yakıtlar i^le ulaşılması ~piskli ron, sesin 6 katı ve üstü, yani hipersonikhızlara Sapan ile birlikte erişebileceğiz. Hipersonik hızlardahareket eden bir mühimmatın hem takip edilmesi hem de imha edilmesi Içoik ğğor. Bu yüzden bÖu r mühimmatlar, kritik hedeflerinimhasında kritik öneme s-aip" dye konuştu. Sapan'a benzer sistemlerin tasarımı um Ügüvenl çalışması için tüm dünyada çalışmaların deva tttiğian kaydeden za Erdoğan, "Biz #u kritmk teknolojiyiülkemizde üretmeyi başladık. Proje kapsamında bir kilogramlık mühimmatı saniyede2 bin mytreden başlayan hızlarla fırlatmayı hedefliyoru" dedi. Savunma sanayisinde geliştirilen yerli teknolojilerle son dönemdeki terör operasyonlarında son derece ö nemli vazifeler icra ettiklerini belirten Erdvğan, şunları pr kaydetti: "Gerek sınırl\brımız içinde gerekse sınırlarımız dışındaki operasyonlarda yerli savunma saayi araçlarımızı etGkhin bir şekilde kullanıyoruz. Zeytisn Dalı Operas+onu bunun ençarpıcı örneklerinden biridir. Hamdolsun kTmseye muhtaç olmadan, kendi ürünlerimizle çok b[?şarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Bugün de başarılı operasyonlara imza atan Türk Silahlı Ku=veVtlerimizi% teknik imk a n ve kabiliyetlerini daha da artırmakta kararlıyız." Geliştirilen b*y´ı mühimmatların Türk SilahlıKuvvetleri'ne (TSK) tesliminin bugün gerçekleştirileceğini belirten Erdoğan, TÜBİTAK-SAGE tarafından genel maksat bombalarına güdüm yeteneği kazandırmak üzere tasarlanan ğassas Güdüm Kiti 82'nin ̈́=avğ Ktuvve:tler,i Komutanlığı'nın envanterine girdiğiniifade etti. #tangdart bombaları akıllı bomba l haline getiren, F4 ve F16 platformlarına sertifikasyonu tamamlanan, her hava durumunda kul;lanılabilen kKitle Hava Kuvvetleri'nin operasyon kabiliyetinin daha d a ileriye taşındığını anlatan Erdoğan, şöByl'e devam etti: "İlk parti ccŞ teslimatları tamamlanmış olan ve üreti faaliyetleridevam eden Hassas Güdüm Kiti'nin alt sistemleri *fve parçaları, çeşitli savunma sanayi kuröuşlarşmız tarafından yurt içinde üretilmektedir. YaEkBc gelecekte çoklu atım adaptörü ile birlikte kullanılaca k s!´ sistem, böylece daha az uça,la daha fazla ıo hedefin etkisiz hakle getirilmesini sağlayacaktr. Yine TÜBİTAK tarafından geliştirilen Kanatlı Güdüm Kiti, Nüfuz Edici Bomba ve SathaAtılan Orta Menzilli Mühimmatları (SOM) da Taürk SilUhlı Kuvvetleri e vanterine kazanğdırdık." Erdoğa n,uzun menzillibölgesel hava füze savunma sistemine olan ihtiyacın farklı vesilelerle gündeme geldiğini belirterek, bu sistemin Trkiyenin güvnliği için önemine vurgu ´ yaptı. Türkiye |.yi zamanla ;bu alanda farklı bi r l_ig çıkaracak projenin ilk adımınn bugünatıldığını kaydeden Erdoğaln, "Milli uzun vö menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar, Savunma Sanayi Başkanlığımızın öncülüğünde TÜBİTAK-SAGE, ASELSAN ve ıf ROKETSAN tarafından başlatıldı. İlk teslimatların 2021 yılı sonunda Derçekleştirilmesi pl&nlanıyor. Bugün ayrıca tarihi önemdekibu projemizin i smini ilan ediyoruz. 'Siper' adıyla başlattığımız milliuzun vÖ menzilli bölgesel hava füze savunmasisteminin hayırlı olmasını diliyorum. Tabii bir savunma sistemi lduğu için adını da 'Siper' koy duk_" ifadelerni kullandı. İlgili tüm kurumlardan, projeninzamanında slimatı konusunda n üst s}eviy<ede gayret beklediğini vurgulayan Erdoğan, şöŞSyze konuştu: "gGünümkz dünyasında bağımsızlığı sağlam t$melledr üzeriice oturtmamız için tüm alanlardayerli teknolojimizi geliştirmemizgerekiyor. Yerli, mill.k. Tıpkı savunma sanayirnde olduğu gibi her alanda kendi kendine yeten, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç ede n ülk e konumuna ulaşmaktan başka çıkar volu^muz vcv yoktur. İştebunun için'Milli teknoloj hamlesi' diyoruz. Ekonomide ve dünya siyasetinde bugünkünden daha güçlü noktalara ulaşabilmemiz, milliteknolojide yapa,ağımız hamlelerle mümkündür. [i(i kapıların da çok pbeklettilr. Öyle bekle}tiler ki 'bügün t yarın {ih gel'... Sonunda 'Kongreden izin çıkmadı' dedi:r. Ama sağ olsunlar bizi de ;u anda mal svhibi yaptılar. Onlar sayesinde İHA'laı da SİHA'larımızı da ürettik, şimdi daha ileri gidiyoruz. İnşallah onu da 2019 'un ortasına doğyu üreteceğiz. İsmini açıklamayayım şimdi." C um!urbaşkanı Eroğan`, sanayide gerçekleşmesi gereken çalışmalarda Sanayi Teknoloji Ba kanlığı'na çok büyük iş düştüğünü belirterek, "Genç birekip v´ E& genç ekip inşallah bun a sahip olacakve sahip lmak suretiylede bu üretimleri hergeçen gün artırarak devam edeceğiz" dedi. TÜBİTAK'ınyürüttüğü despeJk programları ave geliştirdiği teknolojik projelerin Zde bu bakımdan hy|ti önem = taşıdığını bildiren Erdoğan, bugün icra edilen çalışmalarda olduğu gibi savunma e -u~ay teknolojilerinin geliştirilmesine katkısağlayarak, Türkiye'ninküresel ölçekteki rekabet gücühü artırmayı amaçladıklarını vurguladı. Tüm bu yapılanlardaözellikle bilim insanlarının, araştırmacıların, savunma sanayi sektörünün isimsizkahramanlarının imzası olduğunu aktaran Erdoğaönu unları kaydetti:"Bu yüzden değer-erimize sıkı ship çıkmalı, ülemize hizmet etmeleri için onlara uygun tklimi oluşt urmalıyız. Bunun için, ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan projelere katı sağlamak için bilim insanlarımızın, uzmanlarımızın yurda dönüşünü çeşitli programlamla teşvik ediyoruz. Aynı şekilde savunma sanayi alanında faaliyet göst´reÜ küçük vj orta -%r düzeydeki firmalarım ızın, heyecanla işlerine sarılan müteşebbislerimizin, mühendislerimizin i teşvikini de önemli görüyoruz. Bazı kurumlarımızın bu tür faaliyetlere hala yeteri kadar destek vermdiğine dair haberler alıyor olmaktan da doğrusu üzgünüz. Bir projede şayeÖ kendi özel sektör kuruluşlarımızın çalışmaları vaÜs#a mutlaka o nlartercih edilmeli, DJ, desteklenmelidir. Eğer mevcut çalışma yetersiz bulunuyorsa geliştirilmesi, ileriye götürülmesi için gereken imsanbar tanınmalıdır. Milli güvenliğimiz bakımından kritik v e acil konularda ısraöla ve yabancı menşeli ürün taleb edenkurumlarımızı, bürokratlarımızı yağk'nıan takip edeceğiminde bilinmesini istiyorum." Erdoğan, çalışmalardan duyduğu heyecanı ifadeederek, "Buheyecanı her alandaki icraatlarla, icatlarla tekrarla mak ğbizim heyecanımızı çok daha V!, artıracak. Sabırsızlıkla onuda bekliyoruz. Silahlı Kuvvetlerimize teslimi yapılan mühimmatların, açöPlgan tesislerin, ş_ hayata geçirilen projelerin ülkemze hayı\lı olmasını diliyorum.Bu projelierdu mör*v alan, emek v-en, katkısı olan başta Sanayi ve Teknol_oji Bakanığımız olma küzere, tüm kurumlarımızı, kuru luşlarımızı, firmalarımızı tebrik ediyorum" diye konuştu. | Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, TÜBİTAK SAGE Yerleşkesi'nde düzenlenen Milli Teknoloji Geliştirme Altyapıları Açılış Töreni'nde katılımcılara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birbirinden önemli milli teknoloji geliştirme altyapılarının açılışı, savunma sanayi projelerinin teslimi ve testleri dolayısıyla bir araya geldiklerini anımsattı. Milli teknoloji geliştirme altyapılarının, optik sistemler araştırma laboratuvarının ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edilen yeni nesil mühimmatların Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu projelerin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti. Erdoğan, Türkiye'nin savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin her alanında söz sahibi bir ülke olma yolunda hızla ilerlediğini vurgulayarak, özellikle yüksek çözünürlüklü gözlem, haberleşme uyduları ve alt sistemleri, uydu fırlatma sistemleri, uydu veri işleme, depolama ve bilgi destek sistemleri konusunda önemli neticeler alındığını bildirdi. Hizmete alınan uydunun ardından daha gelişmiş uydular tasarlamak, üretmek ve uzaya göndermek zorunluluğu bulunduğunu her zaman ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu çerçevede ortaya koyduğumuz hedeflerimizden biri de uydu kameralarının, büyük çaplı aynaların ülkemizde üretilmesiydi. Açılışını yaptığımız Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı kısa adıyla OPMER işte bu amaçla TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur" diye konuştu. İMECE Uydu Projesi'nde kullanılan kameranın tasarım, entegrasyon ve testlerinin TÜBİTAK tarafından yapıldığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu kamerada kullanılan ayna, mercek, prizma ve filtre gibi hassas optik bileşenler yurt dışından tedarik ediliyordu. Kritik teknoloji olarak kabul edilen bu parçaların hem maliyetleri yüksekti hem de ihraç kısıtlamasına tabiydi. OPMER Projesi sayesinde hassas teknolojiye sahip optik bileşenleri milli kabiliyetlerimiz ile geliştirilme imkanına kavuşturduk. Bu sayede kritik tasarımların bilgi birikiminin ve ödenen yüksek tutarların yurt içerisinde kalmasını sağlıyoruz. Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı'nın faaliyetleri sadece optik bileşen üretimiyle sınırlı değildir aynı şekilde ürünlerin tasarım ölçüm, entegrasyon ve test faaliyetlerini de bu tesiste yürüteceğiz." OPMER altyapısının toplam 16 laboratuvardan oluştuğunu dile getiren Erdoğan, tesiste uydu kameralarının yanında yurt dışından tedariğinde zorluk yaşanan hassas optikler ve teleskoplarda kullanılan büyük çaplı aynaların da üretileceğini ifade etti. Türkiye'de bu alanda kurulan ilk merkez olan OPMER'in dünya genelinde konuyla ilgili Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirilen sayılı laboratuvarlardan olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu önemli kazanımın ülkeye hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son yıllarda Türkiye'ye karşı yoğunlaşan saldırıların arkasındaki sebeplerden birinin de uyguladığımız bağımsız politikalara duyulan tepki olduğunu biliyoruz. Yine biliyoruz ki siyasette ne kadar bağımsız olursak olalım iş dönüp dolaşıp savunma sanayimizin gücüne dayanıyor. Hamdolsun bu noktada da ciddi mesafeler kat ettik. Savunma sanayinde yüzde 20'lerde olan yerlilik, millilik oranını bugün yüzde 65'lere çıkardık. İşte bu başarının arkasında açılışını yaptığımız tesis gibi ileri teknolojiyle donatılmış altyapılar, verilen emekler, sergilenen maharetler vardır. Yaşadığımız dönemin tarihe altın harflerle kazınacağına inanıyorum. Ancak ulaştığımız seviyeyle yetinemeyiz. Bağımsız ve güçlü Türkiye hedefine savunma sanayimizde başlattığımız milli hamleleri kesintisiz şekilde sürdürerek varabiliriz ve varacağız. İşte bu anlayışla savunma sanayinde yüzde 65 olan yerlilik, millilik oranını daha da yukarılara taşıyacağız." Savunma sanayinde rekabet gücü ve katma değeri yüksek teknoloji üretmeye yönelik araştırma geliştirme faaliyetlerine büyük önem verdiklerine dikkati çeken Erdoğan, TÜBİTAK Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünün, geliştirdiği yüksek teknolojiye dayalı silah sistemleriyle savunma sanayine önemli katkılar verdiğini söyledi. Erdoğan, bugün açılışı yapılan Harp Başlığı Raylı Sistem Dinamik Test Altyapısı HABRAS'ın da bu katkılardan biri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Artık milli olarak geliştirilen silah sistemlerinin etkinlik testleri, seri üretilen mühimmatların kafile kabul testleri, yurt dışından satın alınan silah sistemlerinin testleri bu kuruluşumuz tarafından yapılacaktır. HABRAS'ın işletmeye alınmasıyla savunma sanayimiz Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin gibi sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğu önemli bir yeteneğe ve altyapıya kavuşmuş oluyor. Milli imkanlarla ve emsallerine göre çok kısa bir zaman içerisinde tamamlanan HABRAS'la Türkiye kendi testlerini yapmanın yanı sıra yurt dışına da bu hizmeti verebilir bir ülke haline geliyor. Bu kritik sistemin ülkemize ve savunma sanayimize hayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, Harp Başlığı Raylı Sistem Dinamik Test altyapısı Habras'ın test faaliyeti için canlı yayınla Konya Karapınar'a bağlandı. Bir metre duvar kalınlığındaki sığınağın imha edilmesini içeren ve 7 saniye süren testin geri sayımını yapan Erdoğan, testin başarılı geçmesinin ardından tebriklerini iletti. "Savunma sanayi sektörümüz bugün binden fazla şirket yanında KOBİ'lerin, araştırma kuruluşlarının ve üniversitelerinin katılımıyla milli bir yapıya dönüşmüş durumdadır." diyen Erdoğan, bu milli yapı ve birlikteliğin ortaya çıkardığı ürünlerden birisinin de "Pulat Aktif Koruma Sistemi" olduğunu dile getirdi. Sisteme ilişkin bilgi veren Erdoğan, şöyle konuştu: "Pulat, entegre edildiği tankı statik karşı koyma tekniği ile sahada maruz kalacağı tehditlere karşı koruyan TÜBİTAK SAGE ve ASELSAN ortaklığında geliştirilen bir sistemdir. Kalifikasyon ve entegrasyon çalışmaları devam eden Pulat'la TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği harp başlığı ve ateşleme biriminden oluşan tahrip sistemi çok kritik bir teknolojidir. Bu sistem, tehdidin tanka ulaşmadan, havada etkisiz hale getirilmesini sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. Bu teknolojiyle Silahlı Kuvvetlerimizin en önemli muharip gücü olan tank birliklerimiz gerçekten hayati bir teknolojiye kavuşmuş oluyor. Ülkemize ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, daha sonra canlı yayın üzerinden Ankara TÜBİTAK SAGE Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen "Pulat Tahrip Sistemi Etkinlik Testi"ni başlattı. Testin başarıyla sonuçlanmasının ardından Erdoğan, "Hayırlı olsun" temennisinde bulundu. Erdoğan, savunma sanayi ve yerli teknoloji çalışmalarından bir başka özgün ürününün de TÜBİTAK BİLGEM tarafından yürütülen "Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Geliştirilmesi", kısa adıyla "Işın Projesi" olduğunu aktararak, proje kapsamında yerli imkanlarla üretilen lazer ve lazer sistemlerinin yüksek isabet oranıyla hedefler üzerinde üstün başarı sağladığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Elektrik enerjisiyle mühimmatsız çalışan, atım maliyeti düşük, lazer silahlarımız kendi mühendislerimiz tarafından tasarlandı, üretildi ve test aşamasına getirildi. İlk prototipte yurt dışından tedarik edilen lazerler, proje kapsamında millileştirildi. Ülkemiz, savunma uygulamalarına uygun kilovat üzeri lazer yapan ülkeler arasına girdi. İlk denemelerde yüksek başarı sağlayan sistem önümüzdeki dönemde hava araçlarında ve gemilerde kullanılabilir hale gelecek." Daha sonra Erdoğan, Kırıkkale'ye canlı yayınla bağlanarak, Işın Projesi Lazer Silah Sistemi testini başlattı. Testin geri sayımının ardından, 1,5 kilometre mesafe ve 3 milimetre kalınlığındaki çelik mühimmata benzer silindir hedef imha edildi. Erdoğan, testin başarılı geçmesi üzerine tebriklerini iletti. Günümüzde güvenlik kavramının anlamının büyük ölçüde değiştiğine işaret eden Erdoğan, "Artık fiziki güvenliğin, siber güvenlikle, dijital sanayiyle, yerli yazılımla, yapay zekayla tahkim edilmesi gerekiyor, şart. Nano teknoloji, malzeme havacılık, uzay ve savunma alanlarında ihtiyaç duyduğumuz, teknolojik derinliğimiz her geçen gün artıyor. Bundan dolayı da kendimize olan güvenimiz uluslararası savunmayla ilgili camiada da artıyor" ifadelerini kullandı. Bu ürünlerden biri olan Elektronik Manyetik Fırlatma Sistemi, kısa adıyla "Sapan"ı bugün hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu bir taaruz sistemidir. Şimdi bunu izliyoruz. Maliyetleri oldukça yüksek kimyasal yakıtlar ile ulaşılması riskli olan, sesin 6 katı ve üstü, yani hipersonik hızlara Sapan ile birlikte erişebileceğiz. Hipersonik hızlarda hareket eden bir mühimmatın hem takip edilmesi hem de imha edilmesi çok zor. Bu yüzden bu tür mühimmatlar, kritik hedeflerin imhasında kritik öneme sahip" diye konuştu. Sapan'a benzer sistemlerin tasarımı ve güvenli çalışması için tüm dünyada çalışmaların devam ettiğini kaydeden Erdoğan, "Biz bu kritik teknolojiyi ülkemizde üretmeyi başladık. Proje kapsamında bir kilogramlık mühimmatı saniyede 2 bin metreden başlayan hızlarla fırlatmayı hedefliyoruz" dedi. Savunma sanayisinde geliştirilen yerli teknolojilerle son dönemdeki terör operasyonlarında son derece önemli vazifeler icra ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Gerek sınırlarımız içinde gerekse sınırlarımız dışındaki operasyonlarda yerli savunma sanayi araçlarımızı etkin bir şekilde kullanıyoruz. Zeytin Dalı Operasyonu bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Hamdolsun kimseye muhtaç olmadan, kendi ürünlerimizle çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Bugün de başarılı operasyonlara imza atan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin teknik imkan ve kabiliyetlerini daha da artırmakta kararlıyız." Geliştirilen bazı mühimmatların Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) tesliminin bugün gerçekleştirileceğini belirten Erdoğan, TÜBİTAK-SAGE tarafından genel maksat bombalarına güdüm yeteneği kazandırmak üzere tasarlanan Hassas Güdüm Kiti 82'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine girdiğini ifade etti. Standart bombaları akıllı bomba haline getiren, F4 ve F16 platformlarına sertifikasyonu tamamlanan, her hava durumunda kullanılabilen bu kitle Hava Kuvvetleri'nin operasyon kabiliyetinin daha da ileriye taşındığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İlk parti teslimatları tamamlanmış olan ve üretim faaliyetleri devam eden Hassas Güdüm Kiti'nin alt sistemleri ve parçaları, çeşitli savunma sanayi kuruluşlarımız tarafından yurt içinde üretilmektedir. Yakın gelecekte çoklu atım adaptörü ile birlikte kullanılacak bu sistem, böylece daha az uçakla daha fazla hedefin etkisiz hale getirilmesini sağlayacaktır. Yine TÜBİTAK tarafından geliştirilen Kanatlı Güdüm Kiti, Nüfuz Edici Bomba ve Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmatları (SOM) da Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kazandırdık." Erdoğan, uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sistemine olan ihtiyacın farklı vesilelerle gündeme geldiğini belirterek, bu sistemin Türkiye'nin güvenliği için önemine vurgu yaptı. Türkiye'yi zamanla bu alanda farklı bir lige çıkaracak projenin ilk adımının bugün atıldığını kaydeden Erdoğan, "Milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar, Savunma Sanayi Başkanlığımızın öncülüğünde TÜBİTAK-SAGE, ASELSAN ve ROKETSAN tarafından başlatıldı. İlk teslimatların 2021 yılı sonunda gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bugün ayrıca tarihi önemdeki bu projemizin ismini ilan ediyoruz. 'Siper' adıyla başlattığımız milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin hayırlı olmasını diliyorum. Tabii bir savunma sistemi olduğu için adını da 'Siper' koyduk" ifadelerini kullandı. İlgili tüm kurumlardan, projenin zamanında teslimatı konusunda en üst seviyede gayret beklediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Günümüz dünyasında bağımsızlığı sağlam temeller üzerine oturtmamız için tüm alanlarda yerli teknolojimizi geliştirmemiz gerekiyor. Yerli, milli... Tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi her alanda kendi kendine yeten, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktan başka çıkar yolumuz yoktur. İşte bunun için 'Milli teknoloji hamlesi' diyoruz. Ekonomide ve dünya siyasetinde bugünkünden daha güçlü noktalara ulaşabilmemiz, milli teknolojide yapacağımız hamlelerle mümkündür. Bizi kapılarında çok beklettiler. Öyle beklettiler ki 'bugün git yarın gel'... Sonunda 'Kongreden izin çıkmadı' dediler. Ama sağ olsunlar bizi de şu anda mal sahibi yaptılar. Onlar sayesinde İHA'ları da SİHA'larımızı da ürettik, şimdi daha ileri gidiyoruz. İnşallah onu da 2019'un ortasına doğru üreteceğiz. İsmini açıklamayayım şimdi." Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayide gerçekleşmesi gereken çalışmalarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na çok büyük iş düştüğünü belirterek, "Genç bir ekip ve bu genç ekip inşallah buna sahip olacak ve sahip olmak suretiyle de bu üretimleri her geçen gün artırarak devam edeceğiz" dedi. TÜBİTAK'ın yürüttüğü destek programları ve geliştirdiği teknolojik projelerin de bu bakımdan hayati önem taşıdığını bildiren Erdoğan, bugün icra edilen çalışmalarda olduğu gibi savunma ve uzay teknolojilerinin geliştirilmesine katkı sağlayarak, Türkiye'nin küresel ölçekteki rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını vurguladı. Tüm bu yapılanlarda özellikle bilim insanlarının, araştırmacıların, savunma sanayi sektörünün isimsiz kahramanlarının imzası olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu yüzden değerlerimize sıkı sahip çıkmalı, ülkemize hizmet etmeleri için onlara uygun iklimi oluşturmalıyız. Bunun için, ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan projelere katkı sağlamak için bilim insanlarımızın, uzmanlarımızın yurda dönüşünü çeşitli programlarla teşvik ediyoruz. Aynı şekilde savunma sanayi alanında faaliyet gösteren küçük ve orta düzeydeki firmalarımızın, heyecanla işlerine sarılan müteşebbislerimizin, mühendislerimizin teşvikini de önemli görüyoruz. Bazı kurumlarımızın bu tür faaliyetlere hala yeteri kadar destek vermediğine dair haberler alıyor olmaktan da doğrusu üzgünüz. Bir projede şayet kendi özel sektör kuruluşlarımızın çalışmaları varsa mutlaka onlar tercih edilmeli, desteklenmelidir. Eğer mevcut çalışma yetersiz bulunuyorsa geliştirilmesi, ileriye götürülmesi için gereken imkanlar tanınmalıdır. Milli güvenliğimiz bakımından kritik ve acil konularda ısrarla ve yabancı menşeli ürün talep eden kurumlarımızı, bürokratlarımızı yakından takip edeceğimin de bilinmesini istiyorum." Erdoğan, çalışmalardan duyduğu heyecanı ifade ederek, "Bu heyecanı her alandaki icraatlarla, icatlarla tekrarlamak bizim heyecanımızı çok daha artıracak. Sabırsızlıkla onu da bekliyoruz. Silahlı Kuvvetlerimize teslimi yapılan mühimmatların, açılan tesislerin, hayata geçirilen projelerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projelerde görev alan, emek veren, katkısı olan başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm kurumlarımızı, kuruluşlarımızı, firmalarımızı tebrik ediyorum" diye konuştu. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Bilgi Teknoloğileri veİletişim Kurumu (BTK), elektronik haberleşme ve posta sek törlerindeki işletmecileri ve hiz:met sağlayıcılaı, altyapı sistemlerini ulusal saat ayarına uygun hale getirmeleri ve herhangi bir mağd uriyete se bep olmamaları ş konusunda uyardı. Konuyailişkin I duyuru, Kurumu n internetsitesinde yayımlandı. Duyuruda, şu ifadelere yer ve rildi: "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun D, 20/09/2016 tarihli ,e 2016/DK-YED/407 sayılı kararı ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 6475 Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu 08/09/2016 tarihli ve 29825 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 'Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla BütünYurtta Uygulanması Hakkında Karar' Gzkonuiu BakanlarKurulu kararı ve ilgili diğer mevzuata istinaden oKourumumuzca elektronik hab|rleşme ve postasektörlerinde hizmet sunmak üzere yetkilendirilen i,lete[ci ve ^hivmet sağlayıcıların altyapılarında kullanılan sDi£temlrini ulusal saat ayarına auygun hal e getirmeleri v saat farından kaynaklanan sebeplerle öAi herhangi bir mağduriy !te sebep olmamalarını teminen gerekli teögdbirleri almaları hususlarında karar alınmıştır." | Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), elektronik haberleşme ve posta sektörlerindeki işletmecileri ve hizmet sağlayıcıları, altyapı sistemlerini ulusal saat ayarına uygun hale getirmeleri ve herhangi bir mağduriyete sebep olmamaları konusunda uyardı. Konuya ilişkin duyuru, Kurumun internet sitesinde yayımlandı. Duyuruda, şu ifadelere yer verildi: "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 20/09/2016 tarihli ve 2016/DK-YED/407 sayılı kararı ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 6475 Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu 08/09/2016 tarihli ve 29825 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 'Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanması Hakkında Karar' konulu Bakanlar Kurulu kararı ve ilgili diğer mevzuata istinaden Kurumumuzca elektronik haberleşme ve posta sektörlerinde hizmet sunmak üzere yetkilendirilen işletmeci ve hizmet sağlayıcıların altyapılarında kullanılan sistemlerini ulusal saat ayarına uygun hale getirmeleri ve saat farkından kaynaklanan sebeplerle herhangi bir mağduriyete sebep olmamalarını teminen gerekli tedbirleri almaları hususlarında karar alınmıştır." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Konya'da bir kadının evnde ölü bulunmasının ardından başlatılan soruşturmada, olay yerindeki çekiçten yola çıkan polis ekipleri, cinayetin k;adğnın kayınbiraderi tarafından işlendiğini blrlediL. Olay, gnçn şubat ayında merkez S elçuklu İlçesi Dumlupınar Mahallesi KöstetTe Sokak'ta meydana geld&iŞ 5yıllık evli olan ve b i. döküm fabrikasında çalışanŞaban Teker, işten çıkıp eve geldiğinde eşi Dursun Teker'i, yerfe hareketsiz hale buldu. Eşinin sobadan sıza karbonmonoksit ga*zndan zehğArlendiğini sanan Ş^aan Teker, sağlık görevlileri ve polise haber verdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri kadının öldüğünü belirledi. Polis ise yaptığı inceemede _| Dursun Teker'in başında yakaşıp 3 santimetrelik kesik ve boynunda iz olduğunu tespit etti. Evde yapılan detaylı incelemede, Teker ailesine ait olmayaJ el yapımı demir çekiç bulu ndu. Dursun Teker'in, cinayete kurban gittiğianlaşıldıktan sonra Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amrliği, ol(%ayı aydınlatmak iöin öel bir e 'Üs kip ku rdu. Evin ka pı vepencerelerinde zorlanma ol madığı içi hb kcalin ailenin taRnıdığı bir kişi olhbileceği üzerine duran polis, ailenin akrabalarıve çevresindeki yak#aşık 100 k£şinin ifadesine başvurdu. Evbn 1 kilFometHre çevresindeki güvenlik ve mobes&e kameralarını incelemeye altına aldı. Ayrıca Dursun Teker'in,başındaki kesik ve dar,be üzerine evde ̈́lunaz, eve öi olmayan el yapımı d emir çekiçinüzerine yoğunlaştı.Çekicin sadecekamyon şoörşeri tarafından kullanıldığınıtespit eden polis , Dursun Teker'in çe J$esinde kaü,-on şoförü olup, olmadığını ar aştırdı. Polis, öldürülen Dursun Teker'in, ayınbir>deri Talat Teker'in,bir nakliye mambarına çalışt mığını saptadı. Bunun üzerine Talat nekerin ifadesine /niden başvuruldu. Teker'in çeliştili ifadeler vermesi üzerne polis, çalışmasını Talat Teker üzerine yoğunlaştırdı. Adın(an şüphe üzerine Talat Teker'in eşi 29 yaşındaki Meşryem Teker, öldürülen Dursun Teker'i! .eşi Şaban Teer, Şaban Teker'in ağ£abeyi 43 yaşındaki Hbimmet Teker, annesi59 yaş ında ki Hürü Tkr oJ kız kUardeşi 22 yaşındaki Merve Ak Mı*e eniştesi 28 yaşındaki Kahraman Ak,gözaltına alın´ı. Suçunu ~i,tiHaf eden Talat Teker, yengesini para için öldürdüğünü öne sürerek, ifadesinde, ''BIbam, kardeşim Şaban için 18 bin liralık kredi çekti. Paranın Şaban'ınevinde olduğtunu biliyordum. Beni m de paraya ihtiyacım vardı'' dedi. Talat Teker olaGY tn günü sabahevden aldıı H$ çekici ebin& koyup, kardeşi Şaban'ın evden işe gitmebsiDi beklediğini; ardından kapıyıçaldığında engesi Dursun Teker'in açtığını belirtti. Kapıyı R{çan yengesinin başına çekiçle vurduğunu söyeyeŞ Talat Teker ifadesinde, ':'Kpıyı açan Dursun Teker'in k kafasına yanımda getirdiğim çekiçle bir iki kezvurdum. Acı için&de salonda bulunn balkon kapısına yönelince iki defva daha vurdum. Yere yığılmıştı. Öldüğünü anlayınca da babamın kardeşime verdiği18 bin lirayı evd a(ramara başladım. Fakat tüm aramalarıma rağ menparayı bulamayınca evden ayrıl dım'' dediği belirtildi. Evden çıktıktan sonra OG. çekici evde ̈́Us unuttuğunu fark ettiğini beli{rten Teker'in, ''Ancak ç&kici almak için geri dönemezdim" dedi. Olay günü akşam saatlerinde kardeşi Şaban Teker'in ar[yp, eşi Dursun Teker'in, sobad an zehirlenip öldüğünü söRled&iğii hatırlatan Talat Teker, ''Ben de olayın cinayet olduğun̈́n anlaşılmadığını düşünerek evde unuttuğ^uMm çekici saklamak için eve gittim. Eşe gi rdiğimde her yerde khols vardı. Koridorda çekici gördüm. Bir süre ki\reÜe fark ettirmeden çekici ayağımla ittirdi. Eğilip almaya çalıştığım sırada bir polis memuru beni uararak dışarı çıkardı" diye konuştu. Olaydan birkaç ̈́ gün sonra Talat Teker'in, annesi Hürnü Teker'e ujm yengisini öldürdüğünü anlattığı; anne Teker'in de Şaban Teker'e olayı anlatıp ağareyÖ hakkında dikkatli olmasını söylediği une sürüldü.Şaban Teker'in de eşinin, ağabeyi tarafından ölTdürüldüğünü /} öğrendikten sconra olayı gizlediği ve polise ihbarda bulunmadığı iddia edildi. Talat Teker ve R& Şaban Teker ile b%irlikte gözaltına alınn sRile fertlerinden toplam 7 kişidün, yapı lan so!gulamanın ardından adliyeye s evk edildi. $amat Teker, 'tasarlay arak adam öldürme' suçundan tutuklansı. 'Iuçu bildirmeme' suçundan gözaltına c alınan 6 kişi ise tutuksuz PV yargılanmak üzere srbest bırakıldı. | Konya'da bir kadının evinde ölü bulunmasının ardından başlatılan soruşturmada, olay yerindeki çekiçten yola çıkan polis ekipleri, cinayetin kadının kayınbiraderi tarafından işlendiğini belirledi. Olay, geçen şubat ayında merkez Selçuklu İlçesi Dumlupınar Mahallesi Köstence Sokak'ta meydana geldi. 5 yıllık evli olan ve bir döküm fabrikasında çalışan Şaban Teker, işten çıkıp eve geldiğinde eşi Dursun Teker'i, yerde hareketsiz hale buldu. Eşinin sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiğini sanan Şaban Teker, sağlık görevlileri ve polise haber verdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri kadının öldüğünü belirledi. Polis ise yaptığı incelemede Dursun Teker'in başında yaklaşık 3 santimetrelik kesik ve boynunda iz olduğunu tespit etti. Evde yapılan detaylı incelemede, Teker ailesine ait olmayan el yapımı demir çekiç bulundu. Dursun Teker'in, cinayete kurban gittiği anlaşıldıktan sonra Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği, olayı aydınlatmak için özel bir ekip kurdu. Evin kapı ve pencerelerinde zorlanma olmadığı için katilin ailenin tanıdığı bir kişi olabileceği üzerine duran polis, ailenin akrabaları ve çevresindeki yaklaşık 100 kişinin ifadesine başvurdu. Evin 1 kilometre çevresindeki güvenlik ve mobesse kameralarını incelemeye altına aldı. Ayrıca Dursun Teker'in, başındaki kesik ve darbe üzerine evde bulunan, eve ait olmayan el yapımı demir çekiçin üzerine yoğunlaştı. Çekicin sadece kamyon şoförleri tarafından kullanıldığını tespit eden polis, Dursun Teker'in çevresinde kamyon şoförü olup, olmadığını araştırdı. Polis, öldürülen Dursun Teker'in, kayınbiraderi Talat Teker'in, bir nakliye ambarında çalıştığını saptadı. Bunun üzerine Talat Teker'in ifadesine yeniden başvuruldu. Teker'in çelişkili ifadeler vermesi üzerine polis, çalışmasını Talat Teker üzerine yoğunlaştırdı. Ardından şüphe üzerine Talat Teker'in eşi 29 yaşındaki Meryem Teker, öldürülen Dursun Teker'in eşi Şaban Teker, Şaban Teker'in ağabeyi 43 yaşındaki Himmet Teker, annesi 59 yaşındaki Hürü Teker, kız kardeşi 22 yaşındaki Merve Ak ve eniştesi 28 yaşındaki Kahraman Ak, gözaltına alındı. Suçunu itiraf eden Talat Teker, yengesini para için öldürdüğünü öne sürerek, ifadesinde, ''Babam, kardeşim Şaban için 18 bin liralık kredi çekti. Paranın Şaban'ın evinde olduğunu biliyordum. Benim de paraya ihtiyacım vardı'' dedi. Talat Teker olay günü sabah evden aldığı çekici cebine koyup, kardeşi Şaban'ın evden işe gitmesini beklediğini; ardından kapıyı çaldığında yengesi Dursun Teker'in açtığını belirtti. Kapıyı açan yengesinin başına çekiçle vurduğunu söyleyen Talat Teker ifadesinde, ''Kapıyı açan Dursun Teker'in kafasına yanımda getirdiğim çekiçle bir iki kez vurdum. Acı içinde salonda bulunan balkon kapısına yönelince iki defa daha vurdum. Yere yığılmıştı. Öldüğünü anlayınca da babamın kardeşime verdiği 18 bin lirayı evde aramaya başladım. Fakat tüm aramalarıma rağmen parayı bulamayınca evden ayrıldım'' dediği belirtildi. Evden çıktıktan sonra çekici evde unuttuğunu fark ettiğini belirten Teker'in, ''Ancak çekici almak için geri dönemezdim" dedi. Olay günü akşam saatlerinde kardeşi Şaban Teker'in arayıp, eşi Dursun Teker'in, sobadan zehirlenip öldüğünü söylediğini hatırlatan Talat Teker, ''Ben de olayın cinayet olduğunun anlaşılmadığını düşünerek evde unuttuğum çekici saklamak için eve gittim. Eve girdiğimde her yerde polis vardı. Koridorda çekici gördüm. Bir süre kimseye fark ettirmeden çekici ayağımla ittirdim. Eğilip almaya çalıştığım sırada bir polis memuru beni uyararak dışarı çıkardı" diye konuştu. Olaydan birkaç gün sonra Talat Teker'in, annesi Hürnü Teker'e yengisini öldürdüğünü anlattığı; anne Teker'in de Şaban Teker'e olayı anlatıp ağabeyi hakkında dikkatli olmasını söylediği öne sürüldü. Şaban Teker'in de eşinin, ağabeyi tarafından öldürüldüğünü öğrendikten sonra olayı gizlediği ve polise ihbarda bulunmadığı iddia edildi. Talat Teker ve Şaban Teker ile birlikte gözaltına alınan aile fertlerinden toplam 7 kişi dün, yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edildi. Talat Teker, 'tasarlayarak adam öldürme' suçundan tutuklandı. 'Suçu bildirmeme' suçundan gözaltına alınan 6 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Geçen yıl *9 Ağustos’ta meydana gelen laydk Zekai E, TEiaya göre sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta tanıştığı Y.A. ile ilçe ! merkezinde buluşup evöinpe götürdü. Ze kai E.,evde 3 gZh, alıkoyup c insel istismarda bulunduğu Y.A.’yı daha sonra kö yüne dönme si için otogara götürüp bıraktı. B u sırada ailesinin kay ıp başvurusunda bulunduğu kız, oto garda polis tarafından bulundu. İyad<esi alınan ö.A!, Zekai E.’nin kendisini e.vinde 3 gü n tutup cinsel iti:marda bulunduğunu iddia etti. Tutuklanan Zekai E.hakkında, ’ÇocuğC´un cinsel istismarı’ ve ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’ suçlarından 30 y Oğla kadarhapis cezası istemiyle dava \çlı. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu ğnık Zekai E. ve avukatı Skatıld_. Karar öncesi son sözü sorulan Zekai E., "Hakkaniyetinize güveniyorum. Ad aletinize inanıyorum" dedi. Mahkeme ueyehi, sdn£k Zekai EK’yi ’Çocuğuncinsel istism arı’ siçundayn 16 yıl 8 ay, ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’dan 2 yıl 6ay olmak üzere tplam 1 9 yı̈́ 2 ay hapis cezZsına mahkum etti. | Geçen yıl 9 Ağustos’ta meydana gelen olayda Zekai E, iddiaya göre sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta tanıştığı Y.A. ile ilçe merkezinde buluşup evine götürdü. Zekai E., evde 3 gün alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu Y.A.’yı daha sonra köyüne dönmesi için otogara götürüp bıraktı. Bu sırada ailesinin kayıp başvurusunda bulunduğu kız, otogarda polis tarafından bulundu. İfadesi alınan Y.A., Zekai E.’nin kendisini evinde 3 gün tutup cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti. Tutuklanan Zekai E. hakkında, ’Çocuğun cinsel istismarı’ ve ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’ suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Zekai E. ve avukatı katıldı. Karar öncesi son sözü sorulan Zekai E., "Hakkaniyetinize güveniyorum. Adaletinize inanıyorum" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Zekai E.’yi ’Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 16 yıl 8 ay, ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’dan 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 19 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum etti. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
Sivas Caddesi’nin CumhuriyetMeydanı’na bağlandığı noktadaki Orduevi’nin demir kapısının bitişiğin deki I 1,5 m t etre yüksekliğindeki duvarın üstüne 3 beyaz poşet bırakıldı. Poşeti gören Or^ueviin]deki a skeri person el ile çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polisler, emnviiet şeridi çekerek <caddpeyi araç ve yaya trafiğine tapattN. Bomba imha uzmanları da Orduevi’ne geldiler. Bomba uzmanı, hazırlanan düzen eğipoşetlerin `yanına yferleştirdig Uzmanların 3 kez yaptığı "Kontrollü patlama" uyarısının ardından, $j< poşetler fünye ivle patlatıldı. Büyük bir gürültüyle pat layan poşetlerden kadınkıyafetleri ie ayakkabı çıktı. Polisin olay yerindeki incelemesininardından, güvenlik şeridi kaldırıldı ve y-ldaıi trafik yeniden normal seyrine döndü. | Sivas Caddesi’nin Cumhuriyet Meydanı’na bağlandığı noktadaki Orduevi’nin demir kapısının bitişiğindeki 1,5 metre yüksekliğindeki duvarın üstüne 3 beyaz poşet bırakıldı. Poşeti gören Orduevi’ndeki askeri personel ile çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polisler, emniyet şeridi çekerek caddeyi araç ve yaya trafiğine kapattı. Bomba imha uzmanları da Orduevi’ne geldiler. Bomba uzmanı, hazırlanan düzeneği poşetlerin yanına yerleştirdi. Uzmanların 3 kez yaptığı "Kontrollü patlama" uyarısının ardından, poşetler fünye ile patlatıldı. Büyük bir gürültüyle patlayan poşetlerden kadın kıyafetleri ile ayakkabı çıktı. Polisin olay yerindeki incelemesinin ardından, güvenlik şeridi kaldırıldı ve yoldaki trafik yeniden normal seyrine döndü. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamad a, CHP, HDP Ar] ve MH P grupbaşkanvekilleriyle görüştüğünü, üç muhalefet grubuyla d a çocuk istismarı konusunda verilecek ortak bir önergeyle, Parlamento çatı sı altında araştırma komisyonu kurulması ve konunun incelenmesikonusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Her c{ grubun k̈́enjdi önergesini hazı<*layöcağını ifade ed en Bostancı,şöyle konuştu: "unu ortak önerge haline getireceğiz ve yarın Mecliste ko nuşacağız. Çocsuk istismarı derken , bunun sınırlarının hayli geniş ol[duğuna a dikkat çekmek isterim. Bunun sokak çocuklarından tutun da uyuşturucu meselesinin ulaşt ığıçocuklar, hatta ;eşka türl ü _ istismarlara kadar hayli geniş i'r skalasıvar. Büt ün bunları içeren biranlayışla komisyonun çalışmalarını belirleyen bir yaklaşımı dile getireceğiz. Muhtemelen diğer gruplar da benzeribir şe kilde önerilerini getirecekler v yarın ortak b&r önergeyle b\ı meseleyi, Pa&r}amemntonun beraberce ele aldığı komisyon kurduğu, buna ilişkin çalışma yaptığı konu haline getireceğiz." | AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP, HDP ve MHP grup başkanvekilleriyle görüştüğünü, üç muhalefet grubuyla da çocuk istismarı konusunda verilecek ortak bir önergeyle, Parlamento çatısı altında araştırma komisyonu kurulması ve konunun incelenmesi konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Her grubun kendi önergesini hazırlayacağını ifade eden Bostancı, şöyle konuştu: "Bunu ortak önerge haline getireceğiz ve yarın Mecliste konuşacağız. Çocuk istismarı derken, bunun sınırlarının hayli geniş olduğuna da dikkat çekmek isterim. Bunun sokak çocuklarından tutun da uyuşturucu meselesinin ulaştığı çocuklar, hatta başka türlü istismarlara kadar hayli geniş bir skalası var. Bütün bunları içeren bir anlayışla komisyonun çalışmalarını belirleyen bir yaklaşımı dile getireceğiz. Muhtemelen diğer gruplar da benzeri bir şekilde önerilerini getirecekler ve yarın ortak bir önergeyle bu meseleyi, Parlamentonun beraberce ele aldığı ve komisyon kurduğu, buna ilişkin çalışma yaptığı konu haline getireceğiz." |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İzmir'in A<a^a ! İlçesi'nde rapçi 19yaşındaki Caner Yahyaoğlu , bir arkadaşının e&nde müzik çalışması yaptığı Ş sırada bilinmeyen bi ned enle fenalaşıp hayatın kaybetti. Olay dü n akşam saatlerinde meydana geldi. Yıllar d ır :ap müzikle uğraşan veçeşitli başaılara im&a atan Caner Yahya oğlu, arkadaşının evine gidip müzik çalışması yapmaya başlaı. Bir süre sonra evdeki iki arkadaşına canının sıkıldığını sJöyleyen gençrapçi duşagirdi. Duştan çıkan Yahyaoğlu, arkadaşlarına "Fena oluyorum" Bedikten sonra yere yığıld|ı. Gen A şarkının £ki arkadaşı hemen durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen cgA sağlık görevlileri, kaldi duran genç adamı hayaVta döndürmek if uzunsüre çaba sirğ) etti an̈́caa başarılı olamaZı. Yapılan müdahalelere rağmen hVyatını kaybeden talihsiz genç , ölümnedeninin belirlenmesi için otops Oapılmak üzere İzmir Adli /ıp Kurumu Morgu 'na kaldırıldı. Televizyondaki binr yetnek yarışmasına katılıp yao> f nal kadar yükselen vk 5 albüm çalışma sıbulunan uö( Caner sYahyaoğlu'nun ölüm habri Ali ağa'yı yasa boğdu. Olayı * öğrenen, genç rapçinin hayranları, evinin önünde toplanıp gözyaşı döktü. Birçok ünlü i s]m ve grupla da müzik çalışmasında bun£n ve İzmir ile Aliağa'da konserler veren Caner Yahyaoğlu'nun bugün dozenlenecHek ol cenaze töreninin a rdınran ilçede toprağa verileceği biliril?d. Öte yandan olayla ilgHli so ruşturma başlatan polisin, ol ay sırasında evde bulunan Yahyaoğlu'nuniki arkadaşının ~^ ifadesine başvuracağı bildirildi. | İzmir'in Aliağa İlçesi'nde rapçi 19 yaşındaki Caner Yahyaoğlu, bir arkadaşının evinde müzik çalışması yaptığı sırada bilinmeyen bir nedenle fenalaşıp hayatını kaybetti. Olay dün akşam saatlerinde meydana geldi. Yıllardır rap müzikle uğraşan ve çeşitli başarılara imza atan Caner Yahyaoğlu, arkadaşının evine gidip müzik çalışması yapmaya başladı. Bir süre sonra evdeki iki arkadaşına canının sıkıldığını söyleyen genç rapçi duşa girdi. Duştan çıkan Yahyaoğlu, arkadaşlarına "Fena oluyorum" dedikten sonra yere yığıldı. Genç şarkının iki arkadaşı hemen durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri, kalbi duran genç adamı hayata döndürmek için uzun süre çaba sarf etti ancak başarılı olamadı. Yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybeden talihsiz genç, ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Televizyondaki bir yetenek yarışmasına katılıp yarı finale kadar yükselen ve 5 albüm çalışması bulunan Caner Yahyaoğlu'nun ölüm haberi Aliağa'yı yasa boğdu. Olayı öğrenen, genç rapçinin hayranları, evinin önünde toplanıp gözyaşı döktü. Birçok ünlü isim ve grupla da müzik çalışmasında bulunan ve İzmir ile Aliağa'da konserler veren Caner Yahyaoğlu'nun bugün düzenlenecek olan cenaze töreninin ardından ilçede toprağa verileceği bildirildi. Öte yandan olayla ilgili soruşturma başlatan polisin, olay sırasında evde bulunan Yahyaoğlu'nun iki arkadaşının ifadesine başvuracağı bildirildi. |
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca KB yürütülen soruş turma çeçevesinde, FETÖ/PDY üyesi oldukları gerekçesiyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı ?le Gaziosmanpaşa ve Büyükçekmece adliyelerinde çalışan 87 hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından OrUanize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışmalarını sü.dürüyor. Ekipler, 23 ilde yürütülen operasyon kapsamınDda 68 şüpheliyi gö zaltına alırken, 19 şüpheliyi yakalama çaLlışmaları devamediyor. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyettekiişlemleri s ürüyo{r. | İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma çerçevesinde, FETÖ/PDY üyesi oldukları gerekçesiyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı ile Gaziosmanpaşa ve Büyükçekmece adliyelerinde çalışan 87 hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. Ekipler, 23 ilde yürütülen operasyon kapsamında 68 şüpheliyi gözaltına alırken, 19 şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. |