question
stringlengths 2
476
| answers
list | title
stringlengths 4
104
| id
int64 0
14.2k
| context
stringlengths 31
11.1k
|
---|---|---|---|---|
Ahmed Kemaleddin'in mesleği nedir ? | [
{
"answer_start": 205,
"text": "mimar"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,700 | Ahmed Kemaleddin (1870; Acıbadem, Kadıköy, İstanbul - 13 Temmuz 1927; Ulus, Ankara), 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınan ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın önde gelen isimlerinden olan Türk mimar.
|
Hendese-i Mülkiye Mektebinin günümüz ismi nedir ? | [
{
"answer_start": 520,
"text": "İstanbul Teknik Üniversitesi"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,701 | 1870 yılında orta sınıfa mensup bir ailenin tek çocuğu olarak İstanbul'un Acıbadem semtinde dünyaya geldi. Babası Bahriye Miralaylarından Ali Bey, annesi Sadberk Hanım'dır. İlköğrenimine 1875'te İbrahim Ağa İbtidai Mektebi'nde başladı. Ortaöğrenimini 1881'de babasının görevi dolayısıyla gittikleri Girit'te sürdürdü; bir süre sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a döndüler ve orta öğrenimini de burada bitirdi. Bu sırada mühendisliğe ilgi duymaya başladı ve 1887'de 17 yaşındayken Hendese-i Mülkiye Mektebi'ne (günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi) kaydoldu.
|
İlköğrenimini hangi mektepte yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 195,
"text": "İbrahim Ağa İbtidai Mektebi"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,702 | 1870 yılında orta sınıfa mensup bir ailenin tek çocuğu olarak İstanbul'un Acıbadem semtinde dünyaya geldi. Babası Bahriye Miralaylarından Ali Bey, annesi Sadberk Hanım'dır. İlköğrenimine 1875'te İbrahim Ağa İbtidai Mektebi'nde başladı. Ortaöğrenimini 1881'de babasının görevi dolayısıyla gittikleri Girit'te sürdürdü; bir süre sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a döndüler ve orta öğrenimini de burada bitirdi. Bu sırada mühendisliğe ilgi duymaya başladı ve 1887'de 17 yaşındayken Hendese-i Mülkiye Mektebi'ne (günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi) kaydoldu.
|
Mimar Kemaleddin'in babasının ismi nedir ? | [
{
"answer_start": 138,
"text": "Ali"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,703 | 1870 yılında orta sınıfa mensup bir ailenin tek çocuğu olarak İstanbul'un Acıbadem semtinde dünyaya geldi. Babası Bahriye Miralaylarından Ali Bey, annesi Sadberk Hanım'dır. İlköğrenimine 1875'te İbrahim Ağa İbtidai Mektebi'nde başladı. Ortaöğrenimini 1881'de babasının görevi dolayısıyla gittikleri Girit'te sürdürdü; bir süre sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a döndüler ve orta öğrenimini de burada bitirdi. Bu sırada mühendisliğe ilgi duymaya başladı ve 1887'de 17 yaşındayken Hendese-i Mülkiye Mektebi'ne (günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi) kaydoldu.
|
Mimarlık bürolarında kaç yıl çalışmıştır ? | [
{
"answer_start": 540,
"text": " iki buçuk yıl"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,704 | Mühendislik eğitimini birincilikle tamamladığı 1891'de, aynı okulda öğretim görevlisi olarak bulunan Alman akademisyen Jachmund'un asistanlığına atandı. Bu görevi dört yıl yürüten Mimar Kemaleddin, bu arada okul dışında özel bürosunu açarak ilk eserlerini tasarlamaya başladı. 1895'te mimarlık eğitimini geliştirmesi amacıyla hocası Jachmund'un desteğiyle ve devlet bursuyla Almanya'ya gönderildi ve Berlin'deki Charlottenburg Teknische Hochschule'ye (teknik yüksek okul, günümüzde Berlin Teknik Üniversitesi) iki yıl devam etti. Daha sonra iki buçuk yıl da çeşitli mimarlık bürolarında çalışarak deneyim kazandı.
1900'de İstanbul'a döndü ve öğretim üyeliğine tekrar başladı. Hocası August Jachmund'un Türkiye'den ayrılmasının ardından, onun verdiği mimarlık derslerini üstlendi.
|
Mühendislik eğitimini kaçıncılıkla tamamlamıştır? | [
{
"answer_start": 22,
"text": "birincilikle"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,705 | Mühendislik eğitimini birincilikle tamamladığı 1891'de, aynı okulda öğretim görevlisi olarak bulunan Alman akademisyen Jachmund'un asistanlığına atandı. Bu görevi dört yıl yürüten Mimar Kemaleddin, bu arada okul dışında özel bürosunu açarak ilk eserlerini tasarlamaya başladı. 1895'te mimarlık eğitimini geliştirmesi amacıyla hocası Jachmund'un desteğiyle ve devlet bursuyla Almanya'ya gönderildi ve Berlin'deki Charlottenburg Teknische Hochschule'ye (teknik yüksek okul, günümüzde Berlin Teknik Üniversitesi) iki yıl devam etti. Daha sonra iki buçuk yıl da çeşitli mimarlık bürolarında çalışarak deneyim kazandı.
1900'de İstanbul'a döndü ve öğretim üyeliğine tekrar başladı. Hocası August Jachmund'un Türkiye'den ayrılmasının ardından, onun verdiği mimarlık derslerini üstlendi.
|
Kimin asistanlığını yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 119,
"text": "Jachmund"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,706 | Mühendislik eğitimini birincilikle tamamladığı 1891'de, aynı okulda öğretim görevlisi olarak bulunan Alman akademisyen Jachmund'un asistanlığına atandı. Bu görevi dört yıl yürüten Mimar Kemaleddin, bu arada okul dışında özel bürosunu açarak ilk eserlerini tasarlamaya başladı. 1895'te mimarlık eğitimini geliştirmesi amacıyla hocası Jachmund'un desteğiyle ve devlet bursuyla Almanya'ya gönderildi ve Berlin'deki Charlottenburg Teknische Hochschule'ye (teknik yüksek okul, günümüzde Berlin Teknik Üniversitesi) iki yıl devam etti. Daha sonra iki buçuk yıl da çeşitli mimarlık bürolarında çalışarak deneyim kazandı.
1900'de İstanbul'a döndü ve öğretim üyeliğine tekrar başladı. Hocası August Jachmund'un Türkiye'den ayrılmasının ardından, onun verdiği mimarlık derslerini üstlendi.
|
Edirne garı ne zaman işletmeye başlanılmıştır ? | [
{
"answer_start": 1188,
"text": "1930’da"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,707 | 1908'de Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti adıyla bu meslek dallarının Türkiye'deki ilk meslek odasını kuran Mimar Kemaleddin, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Evkaf Nezareti İnsaat ve Tamirat Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. "Şark Demiryolları Şirketi" adına dört tren istasyonu tasarladı. Bu şirket için ilk olarak Filibe Garı’nı tasarlayan mimar bu yapıda gösterdiği başarı nedeniyle, Selanik ve Edirne Garlarını tasarlamakla görevlendirilmiş, Selanik Garı’nın yalnızca temelleri atılmış, Edirne Garı ise genel olarak 1914’e kadar bitirilmiştir. Edirne de yapımına 1908 yılında başlanan Ticaret Lisesini tasarladı. Okul binası 1910 yılında Terakki Kız Mektebi adı ile öğrenime başlamıştır. Mimarın tasarladığı diğer istasyon olan Sofya Garı’nın II. Meşrutiyet'ten önce gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde Trakya Üniversitesi rektörlük binası olarak hizmet veren Edirne Garı’nın kesin tasarım yılı saptanamamışsa da, tasarımının II. Meşrutiyet’in ilk yıllarında tamamlandığı, inşaata Balkan Savaşı’ndan önce 1911-1912’de veya savaştan ve Edirne’nin geri alınmasından sonra 1913’de başlandığı, yapının 1914’de savaş nedeniyle yarım kaldığı, ancak Cumhuriyet’ten sonra, 1930’da işletmeye açılabildiği bilinmektedir .
|
"Şark Demiryolları Şirketi" için ilk olarak hangi garı tasarlamıştır ? | [
{
"answer_start": 325,
"text": "Filibe Garı"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,708 | 1908'de Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti adıyla bu meslek dallarının Türkiye'deki ilk meslek odasını kuran Mimar Kemaleddin, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Evkaf Nezareti İnsaat ve Tamirat Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. "Şark Demiryolları Şirketi" adına dört tren istasyonu tasarladı. Bu şirket için ilk olarak Filibe Garı’nı tasarlayan mimar bu yapıda gösterdiği başarı nedeniyle, Selanik ve Edirne Garlarını tasarlamakla görevlendirilmiş, Selanik Garı’nın yalnızca temelleri atılmış, Edirne Garı ise genel olarak 1914’e kadar bitirilmiştir. Edirne de yapımına 1908 yılında başlanan Ticaret Lisesini tasarladı. Okul binası 1910 yılında Terakki Kız Mektebi adı ile öğrenime başlamıştır. Mimarın tasarladığı diğer istasyon olan Sofya Garı’nın II. Meşrutiyet'ten önce gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde Trakya Üniversitesi rektörlük binası olarak hizmet veren Edirne Garı’nın kesin tasarım yılı saptanamamışsa da, tasarımının II. Meşrutiyet’in ilk yıllarında tamamlandığı, inşaata Balkan Savaşı’ndan önce 1911-1912’de veya savaştan ve Edirne’nin geri alınmasından sonra 1913’de başlandığı, yapının 1914’de savaş nedeniyle yarım kaldığı, ancak Cumhuriyet’ten sonra, 1930’da işletmeye açılabildiği bilinmektedir .
|
"Şark Demiryolları Şirketi" adına kaç tren istasyonu tasarladı? | [
{
"answer_start": 268,
"text": "dört"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,709 | 1908'de Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti adıyla bu meslek dallarının Türkiye'deki ilk meslek odasını kuran Mimar Kemaleddin, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Evkaf Nezareti İnsaat ve Tamirat Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. "Şark Demiryolları Şirketi" adına dört tren istasyonu tasarladı. Bu şirket için ilk olarak Filibe Garı’nı tasarlayan mimar bu yapıda gösterdiği başarı nedeniyle, Selanik ve Edirne Garlarını tasarlamakla görevlendirilmiş, Selanik Garı’nın yalnızca temelleri atılmış, Edirne Garı ise genel olarak 1914’e kadar bitirilmiştir. Edirne de yapımına 1908 yılında başlanan Ticaret Lisesini tasarladı. Okul binası 1910 yılında Terakki Kız Mektebi adı ile öğrenime başlamıştır. Mimarın tasarladığı diğer istasyon olan Sofya Garı’nın II. Meşrutiyet'ten önce gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde Trakya Üniversitesi rektörlük binası olarak hizmet veren Edirne Garı’nın kesin tasarım yılı saptanamamışsa da, tasarımının II. Meşrutiyet’in ilk yıllarında tamamlandığı, inşaata Balkan Savaşı’ndan önce 1911-1912’de veya savaştan ve Edirne’nin geri alınmasından sonra 1913’de başlandığı, yapının 1914’de savaş nedeniyle yarım kaldığı, ancak Cumhuriyet’ten sonra, 1930’da işletmeye açılabildiği bilinmektedir .
|
Türkiye'ye döndüğünde yeni başkent neresidir ? | [
{
"answer_start": 515,
"text": "Ankara"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,710 | Tarihi yapıların restorasyonu ve yeni yapıların tasarımıyla ilgilendigi bu dönemde, Osmanlı mimarisinin ilkelerini inceledi ve kendi mimari üslubunu şekillendirdi ve ulusal mimari konusundaki düşüncelerini geliştirdi.
1910’ların başından ölümüne kadar yoğun bir tempoda çalışarak, hem Türkiye’de, yoğunluklu olarak da İstanbul'da, hem de yurtdışında eserler verdi ve mimari çalışmalarında bulundu. Mescid-i Aksa'nın restorasyonu çalışmaları için bir süre için Kudüs'te kaldı ve Türkiye'ye dönüşünde yeni başkent Ankara'da kurulan yeni yapılar üzerinde yoğunlaştı.
|
Beyazıt Camii'nin mimarı kimdir ? | [
{
"answer_start": 6,
"text": "Kemaleddin"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,711 | Mimar Kemaleddin, 13 Temmuz 1927 tarihinde Ankara'da beyin kanaması sonucu vefat etti.
Mezarı Bayezid Camii haziresinde bulunmakta olup, 2007'de yeniden düzenlenerek anısına bir mezar anıtı eklenmiştir.
Mimari üzerine görüşlerini de içeren notları İlhan Tekeli tarafından 1997 yılında "Mimar Kemalettin'in yazdıkları" başlığı altında kitaplaştırılmıştır. Mimar Kemaleddin, besteci İlhan Mimaroğlu'nun babasıdır.
Mimar Kemaleddin Bey, 16. yüzyılda yaşamış ve Beyazıt Camii'nin mimarlarından biri olması muhtemel meslektaşı Kemaleddin ile karıştırılmamalıdır.
|
Mimmar Kemaleddin neden vefat etmiştir ? | [
{
"answer_start": 52,
"text": " beyin kanaması"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,712 | Mimar Kemaleddin, 13 Temmuz 1927 tarihinde Ankara'da beyin kanaması sonucu vefat etti.
Mezarı Bayezid Camii haziresinde bulunmakta olup, 2007'de yeniden düzenlenerek anısına bir mezar anıtı eklenmiştir.
Mimari üzerine görüşlerini de içeren notları İlhan Tekeli tarafından 1997 yılında "Mimar Kemalettin'in yazdıkları" başlığı altında kitaplaştırılmıştır. Mimar Kemaleddin, besteci İlhan Mimaroğlu'nun babasıdır.
Mimar Kemaleddin Bey, 16. yüzyılda yaşamış ve Beyazıt Camii'nin mimarlarından biri olması muhtemel meslektaşı Kemaleddin ile karıştırılmamalıdır.
|
20 TL'lik banknotun hangi yüzünde bulunmaktadır? | [
{
"answer_start": 76,
"text": "arka yüzünde"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,713 | 1 Ocak 2009'dan itibaren dolaşıma girmiş olan 20 Türk Lirası banknotlarının arka yüzünde, Mimar Kemaleddin'in bir portresi ile başlıca yapıtlarından biri olan "Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası" yer almaktadır.
|
Mimar Kemaleddin'in bulunduğu banknot kaç tl değerindedir ? | [
{
"answer_start": 7,
"text": "20"
}
] | Mimar Kemaleddin | 11,714 | 1 Ocak 2009'dan itibaren dolaşıma girmiş olan 20 Türk Lirası banknotlarının arka yüzünde, Mimar Kemaleddin'in bir portresi ile başlıca yapıtlarından biri olan "Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası" yer almaktadır.
|
Cena namazı kim tarafından kıldırılmıştır ? | [
{
"answer_start": 509,
"text": "II. Bayezid"
}
] | Molla Gürani | 11,715 | Molla Gürani (d. 1410, (?) - ö.1488, İstanbul). Şafii mezhebine bağlı din alimi, müderrris, kadı, kazasker, şehzade hocası, Osmanlı Devleti müftüsü ve dördüncü şeyhülislamı.
Tam ismi, Şemsuddin Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânîdir.
Molla Gürani Osmanlı sarayı ve halkı tarafından çok sevilen ve sayılan değerli bir şahsiyetti. Fatih Sultan Mehmed henüz şehzade iken hocalığını yapmıştır. 1480-1488 döneminde müftülük ve şeyhülislamlık yapmıştır. 1488'de İstanbul'da vefat etmiştir. Cenaze namazı bizzat II. Bayezid tarafından kıldırılmıştır.
|
Hiler köyü nerededir ? | [
{
"answer_start": 426,
"text": "Diyarbakır’da"
}
] | Molla Gürani | 11,716 | Kökeni tartışmalıdır. Bir torunu Türk diğeri de Arap olduğunu iddia etmiştir. Aslen Şehrizor Kürtleri'nden olduğu söylenir. Doğum yeri hakkında çeşitli rivayetler vardır. Makrîzî Şehrizor’da, Sehavî Gurân’da doğduğunu söyler. Gurân’ın nerede olduğuna dair muhtelif rivayetler vardır. Kimisi Irak’ta bulunan Şehrizor’a bağlı olduğunu kimisi İran'ın Nişabur havalisindeki İsfeyarin’de bulunan bir köy olduğunu söyler. Bikaî ise Diyarbakır’da Hiler adında bir köyde doğduğunu belirtir.
|
Molla güraninin babası kimdir? | [
{
"answer_start": 805,
"text": "II. Murad"
}
] | Molla Gürani | 11,717 | Molla Gürani 1410 yılında bugün Diyarbakır ili sınırları içinde yer alan Gürân kasabasında doğduğu çoğunlukla kabul görmektedir. Fakat bu kasaba günümüze ulaşamadığı için doğum yeri ile ilgili çeşitli rivayetler vardır.
Küçük yaşta Kur'an'ı ezberledi. Bilgisini artırmak için Bağdat, Diyarbakır, Hınıs ve Hayfa şehirlerine gitti. On yedi yaşında Şam'a giderek oradaki alimlerden dersler aldı. Kahire'de kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerini öğrendi. Dönemin ünlü alimi İbn-i Hacer Askalani'den hadis ve fıkıh dersleri aldı. Sahih-i Buhari'nin eserlerini çalıştı.
Kahire'de ders vermeye başladı. Zamanla tanınan ve sayılan bir alim oldu. Şam'da dersler verdi. Daha sonra Molla Yegan'ın teklifi üzerine İstanbul'a geldi. Bu dönemde Şafii mezhebinden Hanefi mezhebine geçti. Molla Yegan tarafından II. Murad ile tanıştırıldı. II. Murad onu önce dedesi Murad-ı Hüdavendigar Gazi'nin medresesine atadı. Sonradan Yıldırım Medresesi'ne tayin etti. Taviz vermez tavrı padişahın hoşuna gitmişti. Molla Gürani'ye gerekirse şehzadeyi dövebileceğini bile ima etti ancak Gürani buna gerek kalmadan kısa zamanda Şehzade Mehmed'i dizginlemeyi başardı. Şehzade hocasına büyük bir sevgi besliyor, saygıda kusur etmiyordu. Onun sayesinde kısa zamanda Kur'an'ı hatmetti ve birçok alanda bilgi sahibi oldu. II. Murad oğlunun Kur'an'ı hatmettiğini duyunca Molla Gürani'ye büyük miktarda mal ve para armağan etmiştir.
|
ne zaman dördüncü Osmanlı şeyhülislamı oldu ? | [
{
"answer_start": 525,
"text": "1480"
}
] | Molla Gürani | 11,718 | II. Mehmed padişah olunca Molla Gürani'yi vezir yapmak istedi. Gürani, bu makam için bekleyen ve çok çalışan birçok değerli insan olduğunu, kendisinin vezir olmasının onların şevkini kıracağını ve padişaha faydadan çok zarar getireceğini söyleyerek bu teklifi kabul etmedi. Kazaskerlik, müderrislik ve Bursa Kadılığı yaptı.
Padişahla arası açıldığında bir müddet Kahire'ye gidip Mısır Sultanı Kayıtbay'ın yanında bulundu. Fatih'in geri çağırması üzerine İstanbul'a döndü ve yeniden kazaskerlik ve Bursa Kadılığı yaptı.
1480 yılında dördüncü Osmanlı şeyhülislamı oldu. Yevmiyesi günlük 200 akça olarak tespit edilmiştir. Adaleti ve dürüstlüğü ile herkesin sevgisini kazandı. Dört cami, bir Dar-ül Hadis Medresesi, bir hamam inşa ettirdi. Dersler vermeye devam etti.
Molla uzun boylu, gür sakallı, vakur ve heybetliydi. Saraya pek sık gitmez, vezirlere isimleri ile hitap ederdi. Bir bayram günü padişah saraya davet edince çamuru bahane ederek gitmek istemedi. Padişah onun gelmesinin kendileri için bir bayram olduğunu söyledi ve sarayın sahanlığına kadar at sırtında girmesine müsaade etti. Fâtih Sultan Mehmed'e çok nasihat eder, işlerinde yardımcı olurdu. Ona karşı duyduğu samimi sevgi ve ilgi sebebiyle, yeri geldikçe tenkid etmekten de çekinmezdi.
|
Osmanlı Şeyhülislamı iken günlük kaç akça alıyordu ? | [
{
"answer_start": 591,
"text": "200 akça"
}
] | Molla Gürani | 11,719 | II. Mehmed padişah olunca Molla Gürani'yi vezir yapmak istedi. Gürani, bu makam için bekleyen ve çok çalışan birçok değerli insan olduğunu, kendisinin vezir olmasının onların şevkini kıracağını ve padişaha faydadan çok zarar getireceğini söyleyerek bu teklifi kabul etmedi. Kazaskerlik, müderrislik ve Bursa Kadılığı yaptı.
Padişahla arası açıldığında bir müddet Kahire'ye gidip Mısır Sultanı Kayıtbay'ın yanında bulundu. Fatih'in geri çağırması üzerine İstanbul'a döndü ve yeniden kazaskerlik ve Bursa Kadılığı yaptı.
1480 yılında dördüncü Osmanlı şeyhülislamı oldu. Yevmiyesi günlük 200 akça olarak tespit edilmiştir. Adaleti ve dürüstlüğü ile herkesin sevgisini kazandı. Dört cami, bir Dar-ül Hadis Medresesi, bir hamam inşa ettirdi. Dersler vermeye devam etti.
Molla uzun boylu, gür sakallı, vakur ve heybetliydi. Saraya pek sık gitmez, vezirlere isimleri ile hitap ederdi. Bir bayram günü padişah saraya davet edince çamuru bahane ederek gitmek istemedi. Padişah onun gelmesinin kendileri için bir bayram olduğunu söyledi ve sarayın sahanlığına kadar at sırtında girmesine müsaade etti. Fâtih Sultan Mehmed'e çok nasihat eder, işlerinde yardımcı olurdu. Ona karşı duyduğu samimi sevgi ve ilgi sebebiyle, yeri geldikçe tenkid etmekten de çekinmezdi.
|
Dr. Karaman'ın bildiği yabancı diller nelerdir? | [
{
"answer_start": 307,
"text": "İngilizce ve Arapça"
}
] | İhsan Karaman | 11,720 | Karaman, Yeryüzü Doktorları Türkiye ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanlığı yapmış olup birçok sivil toplum kuruluşunun yönetim kademelerinde ve faaliyetlerinde rol almıştır. Dünya İslami Tıp Birlikleri Federasyonu (FIMA) Başkan Yardımcısı olan Karaman, evli ve iki çocuk babasıdır. Prof. Dr. Karaman, İngilizce ve Arapça bilmektedir. |
Dünya İslami Tıp Birlikleri Federasyonu'nun kısaltması nasıldır? | [
{
"answer_start": 221,
"text": "FIMA"
}
] | İhsan Karaman | 11,721 | Karaman, Yeryüzü Doktorları Türkiye ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanlığı yapmış olup birçok sivil toplum kuruluşunun yönetim kademelerinde ve faaliyetlerinde rol almıştır. Dünya İslami Tıp Birlikleri Federasyonu (FIMA) Başkan Yardımcısı olan Karaman, evli ve iki çocuk babasıdır. Prof. Dr. Karaman, İngilizce ve Arapça bilmektedir. |
İhsan Karaman'ın babası kimdir? | [
{
"answer_start": 121,
"text": "İlahiyatçı yazar Hayrettin Karaman"
}
] | İhsan Karaman | 11,722 | M. İhsan Karaman (d. 1962, İstanbul), Türk akademisyen, bilim insanı, doktor ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi rektörü. İlahiyatçı yazar Hayrettin Karaman'ın oğludur. |
İhsan Karaman hangi üniversitenin rektörlüğüne atanmıştır? | [
{
"answer_start": 464,
"text": "İstanbul Medeniyet Üniversitesi"
}
] | İhsan Karaman | 11,723 | 1962 yılında İstanbul'da doğdu. 1980 yılında Kadıköy İmam Hatip Lisesini, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1991 yılında Üroloji Uzmanı, 1996 yılında Üroloji Doçenti, 2008 yılında Üroloji Profesörü oldu. Çeşitli Sağlık Bakanlığı eğitim hastahanelerinde Başasistan ve Klinik Şefi olarak çalıştı. 1994 yılında bir yıl kadar A.B.D.'de Houston, Texas Children's Hospital'da misafir araştırmacı olarak bulundu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültelerinde öğretim üyeliği yaptı. 10 Aralık 2014 tarihinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörlüğüne atandı. |
İhsan Karaman kaç yılında Profesör olmuştur? | [
{
"answer_start": 193,
"text": "2008"
}
] | İhsan Karaman | 11,724 | 1962 yılında İstanbul'da doğdu. 1980 yılında Kadıköy İmam Hatip Lisesini, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1991 yılında Üroloji Uzmanı, 1996 yılında Üroloji Doçenti, 2008 yılında Üroloji Profesörü oldu. Çeşitli Sağlık Bakanlığı eğitim hastahanelerinde Başasistan ve Klinik Şefi olarak çalıştı. 1994 yılında bir yıl kadar A.B.D.'de Houston, Texas Children's Hospital'da misafir araştırmacı olarak bulundu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültelerinde öğretim üyeliği yaptı. 10 Aralık 2014 tarihinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörlüğüne atandı. |
İhsan Karaman'ın kaç tane kitabı vardır? | [
{
"answer_start": 110,
"text": "üç"
}
] | İhsan Karaman | 11,725 | Prof. Dr. Karaman'ın Prostat Kanserinde Brakiterapi, Cinsel Sağlıktan Mutlu Aileye ve Yeşilay Diyor ki isimli üç adet kitabı bulunmaktadır. 300'ü aşkın ulusal ve uluslararası alanda yayınlanmış bilimsel araştırması ve 700'ü aşkın uluslararası atıfı mevcuttur. Birçok bilimsel derginin editör ve hakem kurulunda yer almaktadır. |
İhsan Karaman'ın kaç adet uluslararası atfı vardır? | [
{
"answer_start": 218,
"text": "700'ü aşkın"
}
] | İhsan Karaman | 11,726 | Prof. Dr. Karaman'ın Prostat Kanserinde Brakiterapi, Cinsel Sağlıktan Mutlu Aileye ve Yeşilay Diyor ki isimli üç adet kitabı bulunmaktadır. 300'ü aşkın ulusal ve uluslararası alanda yayınlanmış bilimsel araştırması ve 700'ü aşkın uluslararası atıfı mevcuttur. Birçok bilimsel derginin editör ve hakem kurulunda yer almaktadır. |
Vâcidiye Medresesi'nin kapısı neyden yapılmıstır ? | [
{
"answer_start": 1046,
"text": "demir "
}
] | Molla Abdülvacid | 11,727 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi.
Horasan eyaletinin merkezi olan Meşhed kendinde doğduğu söylenir. Seyahat yoluyla Anadolu'ya gelmiş, Germiyanoğulları zamanında Kütahya'da Umur Bey Medresesi müderrisliğine tayin edilmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır. Vefatı 1434 senesinde olup kabri medrese içindedir.
Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir.
Molla Abdülvâcid'in uzun müddet ders okuttuğu Umur Bey Medresesi kendisinden sonra Vâcidiye Medresesi ismini almıştır. Halk, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi de der.
|
Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye hangi sene tamamlanmıştır ? | [
{
"answer_start": 572,
"text": "1403"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,728 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi.
Horasan eyaletinin merkezi olan Meşhed kendinde doğduğu söylenir. Seyahat yoluyla Anadolu'ya gelmiş, Germiyanoğulları zamanında Kütahya'da Umur Bey Medresesi müderrisliğine tayin edilmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır. Vefatı 1434 senesinde olup kabri medrese içindedir.
Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir.
Molla Abdülvâcid'in uzun müddet ders okuttuğu Umur Bey Medresesi kendisinden sonra Vâcidiye Medresesi ismini almıştır. Halk, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi de der.
|
Nerede doğmuştur ? | [
{
"answer_start": 144,
"text": " Meşhed "
}
] | Molla Abdülvacid | 11,729 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi.
Horasan eyaletinin merkezi olan Meşhed kendinde doğduğu söylenir. Seyahat yoluyla Anadolu'ya gelmiş, Germiyanoğulları zamanında Kütahya'da Umur Bey Medresesi müderrisliğine tayin edilmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır. Vefatı 1434 senesinde olup kabri medrese içindedir.
Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir.
Molla Abdülvâcid'in uzun müddet ders okuttuğu Umur Bey Medresesi kendisinden sonra Vâcidiye Medresesi ismini almıştır. Halk, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi de der.
|
Molla Abdülvacid’in çalışma alanları nelerdir? | [
{
"answer_start": 59,
"text": "Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,730 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi. |
Molla Abdülvacid nerede vefat etmiştir? | [
{
"answer_start": 49,
"text": "Kütahya"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,731 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi. |
Molla Abdülvacid nerede doğmuştur? | [
{
"answer_start": 32,
"text": "Meşhed"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,732 | Molla Abdülvâcid Bin Mehmed (d. Meşhed; ö. 1434, Kütahya). Tefsîr, hadîs, astronomi, edebiyat ve fıkıh âlimi. |
Molla Abdülvacid’in kabri nerededir? | [
{
"answer_start": 128,
"text": "Kütahya'da Umur Bey Medresesi"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,733 | Horasan eyaletinin merkezi olan Meşhed kendinde doğduğu söylenir. Seyahat yoluyla Anadolu'ya gelmiş, Germiyanoğulları zamanında Kütahya'da Umur Bey Medresesi müderrisliğine tayin edilmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır. Vefatı 1434 senesinde olup kabri medrese içindedir. |
Molla Abdülvacid usturlap risalesini kim için manzum etmiştir? | [
{
"answer_start": 280,
"text": "Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,734 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Molla Abdülvacid’in fıkıh dalı haricindeki diğer eserleri nelerdir? | [
{
"answer_start": 363,
"text": "Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,735 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Molla Abdülvacid ta’lik yazısını kimden öğrenmiştir? | [
{
"answer_start": 483,
"text": "Hattat Sultan Ali'den"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,736 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Molla Abdülvacid’in Nükaye ismindeki eserinin el yazması nüshası nerededir? | [
{
"answer_start": 240,
"text": "Fatih Kütüphanesi'ndedir"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,737 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Molla Abdülvacid fıkıh alanındaki eserini kaç yılında tamamlamıştır? | [
{
"answer_start": 182,
"text": "1403 senesinde"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,738 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Molla Abdülvacid’in fıkıh alanındaki eserinin adı nedir? | [
{
"answer_start": 124,
"text": "Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye "
}
] | Molla Abdülvacid | 11,739 | Molla Abdülvâcid, fıkıh, tefsir, hadis ve edebiyatta zamanın önemli âlimlerinden olup fıkıh hakkında Nükaye ismindeki esere Nükayet-ül Fıkıh-ül Vâcidiyye ismini vermiş ve bu eserini 1403 senesinde tamamlamıştır. Kendi el yazması olan nüsha Fatih Kütüphanesi'ndedir. Bundan ayrıca Fenârizâde Mevlâna Mehmed Şah Efendi için manzum usturlap risalesini tertip etmiş; Çağminî'nin astronomiye dair Mülahhâs eserini şerh etmiştir. Molla Vâcid ta'lik yazı yazmada kabiliyetli olup bu sanatı Hattat Sultan Ali'den öğrenmiştir. |
Vacidiye Medresesi halk arasında hangi isimle tanınır? | [
{
"answer_start": 159,
"text": "Demirkapı Medresesi"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,740 | Molla Abdülvâcid'in uzun müddet ders okuttuğu Umur Bey Medresesi kendisinden sonra Vâcidiye Medresesi ismini almıştır. Halk, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi de der. |
Umur Bey medresesinin sonraki adı nedir? | [
{
"answer_start": 83,
"text": "Vâcidiye Medresesi"
}
] | Molla Abdülvacid | 11,741 | Molla Abdülvâcid'in uzun müddet ders okuttuğu Umur Bey Medresesi kendisinden sonra Vâcidiye Medresesi ismini almıştır. Halk, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi de der. |
Kazaskerler günde kaç akçe alır ? | [
{
"answer_start": 1265,
"text": "500 akçe"
}
] | Molla Fenari | 11,742 | Molla Fenari yaklaşık 1350 yıllarında Maveraünnehir'de doğmuş ve Anadolu'ya göçetmiştir. Asıl adı Şemseddin Mehmed'dir. Babası Muhammed Hamza b. Ahmed tasavvuf ile uğraşmakta idi. Fenari lakabını ya Bursa Yenişehri civarında bulunan Fener kasabasından almıştır ya da babasının fenercilik yapması dolayısıyla almıştır. Molla Fenârî küçük yaşta babasından tasavvuf öğrenmiştir. Medrese eğitimi sırasında Mevlânâ Alâuddîn Esved, Cemâleddîn Aksarâyî, Hamîduddîn-i Kayserî'in derslerine devam etmiştir. Mısır'a gidip, Hanefî fıkıh âlimi Ekemâleddîn-i Bâbert'in derslerine katılmıştır.
Molla Fenari müderris olarak Bursa'da. Yıldırım, Çelebi Mehmed ve II. Murad dönemlerin yaşayıp çalışmıştır.
Ankara Savaşı'ndan sonra Seyyid Mehmedi Buharî ve bir grup alim ile Timur tarafından esir olarak Kütahya'ya getirilmiştir.
Osmanlı belgelerinde II. Murad 1424 yılında onu "Müfti'l Enamlık" görevine atamasına kadar (kadılar ve fakihler hakkında belgeler bulunmakla beraber) Molla Fenari ile kurulan ve sonradan şeyhülislamliğa dönüşecek müftülük kurumu hakkında hiçbir kayda rastlanmamaktadır. Zaten 16. yüzyılda Mehmet Ebussuud Efendi'nin şeyhülislamlığına kadar, müftüler düşük maaşlı ve bu nedenle protokolde düşük seviyelerde bir devlet mercii idi. Kazaskerler günde 500 akçe yevmiye alırlarken müftüler önce bunun beşte biri sonra üçte biri günlük yevmiye alırlardı.
Bu nedenle olacak Molla Fenari Bursa'da müderrislik, kadılık ve müftülük yaparken gelir sağlamak için ipekçilik de yapmıştır.
Molla Fenari, Bursa kadısı iken reisliği yaptığı mahkemede Yıldırım Bayezid'in şahitliğini kabul etmeyerek, adalet önünde hükümdarla herhangi bir vatandaşın eşit haklara sahip olduğu ilkesini getirmiştir.
Molla Fenari Hicaz'a hac ziyaretini ilk defa 1419;da yapmıştır. Hacdan dönerken, Mısır'da bir müddet kalarak ders vermiş ve Kudüs'e da uğradı. 1429 yılında Şam yolu ile ikinci defa hacca gitmiş ve bu arada yine Mısır ve Kudüs'de uğramıştır,
1430 yılında Bursa'da vefat etti. |
Asıl adı nedir ? | [
{
"answer_start": 98,
"text": "Şemseddin Mehmed"
}
] | Molla Fenari | 11,743 | Molla Fenari yaklaşık 1350 yıllarında Maveraünnehir'de doğmuş ve Anadolu'ya göçetmiştir. Asıl adı Şemseddin Mehmed'dir. Babası Muhammed Hamza b. Ahmed tasavvuf ile uğraşmakta idi. Fenari lakabını ya Bursa Yenişehri civarında bulunan Fener kasabasından almıştır ya da babasının fenercilik yapması dolayısıyla almıştır. Molla Fenârî küçük yaşta babasından tasavvuf öğrenmiştir. Medrese eğitimi sırasında Mevlânâ Alâuddîn Esved, Cemâleddîn Aksarâyî, Hamîduddîn-i Kayserî'in derslerine devam etmiştir. Mısır'a gidip, Hanefî fıkıh âlimi Ekemâleddîn-i Bâbert'in derslerine katılmıştır.
Molla Fenari müderris olarak Bursa'da. Yıldırım, Çelebi Mehmed ve II. Murad dönemlerin yaşayıp çalışmıştır.
Ankara Savaşı'ndan sonra Seyyid Mehmedi Buharî ve bir grup alim ile Timur tarafından esir olarak Kütahya'ya getirilmiştir.
Osmanlı belgelerinde II. Murad 1424 yılında onu "Müfti'l Enamlık" görevine atamasına kadar (kadılar ve fakihler hakkında belgeler bulunmakla beraber) Molla Fenari ile kurulan ve sonradan şeyhülislamliğa dönüşecek müftülük kurumu hakkında hiçbir kayda rastlanmamaktadır. Zaten 16. yüzyılda Mehmet Ebussuud Efendi'nin şeyhülislamlığına kadar, müftüler düşük maaşlı ve bu nedenle protokolde düşük seviyelerde bir devlet mercii idi. Kazaskerler günde 500 akçe yevmiye alırlarken müftüler önce bunun beşte biri sonra üçte biri günlük yevmiye alırlardı.
Bu nedenle olacak Molla Fenari Bursa'da müderrislik, kadılık ve müftülük yaparken gelir sağlamak için ipekçilik de yapmıştır.
Molla Fenari, Bursa kadısı iken reisliği yaptığı mahkemede Yıldırım Bayezid'in şahitliğini kabul etmeyerek, adalet önünde hükümdarla herhangi bir vatandaşın eşit haklara sahip olduğu ilkesini getirmiştir.
Molla Fenari Hicaz'a hac ziyaretini ilk defa 1419;da yapmıştır. Hacdan dönerken, Mısır'da bir müddet kalarak ders vermiş ve Kudüs'e da uğradı. 1429 yılında Şam yolu ile ikinci defa hacca gitmiş ve bu arada yine Mısır ve Kudüs'de uğramıştır,
1430 yılında Bursa'da vefat etti. |
Molla Fenari nerede doğmuştur ? | [
{
"answer_start": 38,
"text": "Maveraünnehir'de"
}
] | Molla Fenari | 11,744 | Molla Fenari yaklaşık 1350 yıllarında Maveraünnehir'de doğmuş ve Anadolu'ya göçetmiştir. Asıl adı Şemseddin Mehmed'dir. Babası Muhammed Hamza b. Ahmed tasavvuf ile uğraşmakta idi. Fenari lakabını ya Bursa Yenişehri civarında bulunan Fener kasabasından almıştır ya da babasının fenercilik yapması dolayısıyla almıştır. Molla Fenârî küçük yaşta babasından tasavvuf öğrenmiştir. Medrese eğitimi sırasında Mevlânâ Alâuddîn Esved, Cemâleddîn Aksarâyî, Hamîduddîn-i Kayserî'in derslerine devam etmiştir. Mısır'a gidip, Hanefî fıkıh âlimi Ekemâleddîn-i Bâbert'in derslerine katılmıştır.
Molla Fenari müderris olarak Bursa'da. Yıldırım, Çelebi Mehmed ve II. Murad dönemlerin yaşayıp çalışmıştır.
Ankara Savaşı'ndan sonra Seyyid Mehmedi Buharî ve bir grup alim ile Timur tarafından esir olarak Kütahya'ya getirilmiştir.
Osmanlı belgelerinde II. Murad 1424 yılında onu "Müfti'l Enamlık" görevine atamasına kadar (kadılar ve fakihler hakkında belgeler bulunmakla beraber) Molla Fenari ile kurulan ve sonradan şeyhülislamliğa dönüşecek müftülük kurumu hakkında hiçbir kayda rastlanmamaktadır. Zaten 16. yüzyılda Mehmet Ebussuud Efendi'nin şeyhülislamlığına kadar, müftüler düşük maaşlı ve bu nedenle protokolde düşük seviyelerde bir devlet mercii idi. Kazaskerler günde 500 akçe yevmiye alırlarken müftüler önce bunun beşte biri sonra üçte biri günlük yevmiye alırlardı.
Bu nedenle olacak Molla Fenari Bursa'da müderrislik, kadılık ve müftülük yaparken gelir sağlamak için ipekçilik de yapmıştır.
Molla Fenari, Bursa kadısı iken reisliği yaptığı mahkemede Yıldırım Bayezid'in şahitliğini kabul etmeyerek, adalet önünde hükümdarla herhangi bir vatandaşın eşit haklara sahip olduğu ilkesini getirmiştir.
Molla Fenari Hicaz'a hac ziyaretini ilk defa 1419;da yapmıştır. Hacdan dönerken, Mısır'da bir müddet kalarak ders vermiş ve Kudüs'e da uğradı. 1429 yılında Şam yolu ile ikinci defa hacca gitmiş ve bu arada yine Mısır ve Kudüs'de uğramıştır,
1430 yılında Bursa'da vefat etti. |
2016 çıkışlı Türk Filminde Molla Fenariyi kim canlandırmıştır ? | [
{
"answer_start": 87,
"text": "Emin Olcay"
}
] | Molla Fenari | 11,745 | Yönetmenliğini Kürşat Kızbaz'ın üstlendiği 2016 çıkışlı Türk filmi nda Molla Fenari'yi Emin Olcay canlandırdı.
|
KALEKALIP kaç adet üretmiştir ? | [
{
"answer_start": 952,
"text": "15.000"
}
] | MPT-76 | 11,746 | MKEK MPT-76, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin piyade tüfeği ihtiyacını karşılamak amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın oluşturduğu Modern Piyade Tüfeği projesi kapsamında üretilmiş bir piyade tüfeğidir.
AR-15 tipi mekanizmanın kullanıldığı ve emniyet sistemini Türk tasarımcıların patentini aldıkları bir sistemle geliştiririlen piyade tüfeği, nişan yolu ve el kundağındaki NATO rail sayesinde her türlü Advanced Combat Optical Gunsight, kırmızı nokta nişangâh, dürbün ve aparatı ek işlem gerektirmeksizin taşıyabilir. MPT kısaltması Milli Piyade Tüfeği sözünün baş harflerinden esinlenerek verilmiştir.
MPT'nin 2014 yılı Ocak ayında ve Mart ayında 200 adet pilot üretimin gerçekleştirildiği bilgisi medya ile paylaşıldı ve aynı yıl Mayıs ayında ilk üretim 200 adet MPT ilk etapta TSK'ya teslim edilmiştir. 2014 yılının Eylül ayında tüfeğin test aşaması tamamlanmış, TSK'ya teslim edilmeye başlanmıştır. Tüfeğin, üretiminin 20.000 adedinin MKEK, 15.000 adedinin ise KALEKALIP tarafından yapılacağı açıklanmıştır.
|
TSK ilk olarak kaç adet satın almıştır ? | [
{
"answer_start": 655,
"text": "200"
}
] | MPT-76 | 11,747 | MKEK MPT-76, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin piyade tüfeği ihtiyacını karşılamak amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın oluşturduğu Modern Piyade Tüfeği projesi kapsamında üretilmiş bir piyade tüfeğidir.
AR-15 tipi mekanizmanın kullanıldığı ve emniyet sistemini Türk tasarımcıların patentini aldıkları bir sistemle geliştiririlen piyade tüfeği, nişan yolu ve el kundağındaki NATO rail sayesinde her türlü Advanced Combat Optical Gunsight, kırmızı nokta nişangâh, dürbün ve aparatı ek işlem gerektirmeksizin taşıyabilir. MPT kısaltması Milli Piyade Tüfeği sözünün baş harflerinden esinlenerek verilmiştir.
MPT'nin 2014 yılı Ocak ayında ve Mart ayında 200 adet pilot üretimin gerçekleştirildiği bilgisi medya ile paylaşıldı ve aynı yıl Mayıs ayında ilk üretim 200 adet MPT ilk etapta TSK'ya teslim edilmiştir. 2014 yılının Eylül ayında tüfeğin test aşaması tamamlanmış, TSK'ya teslim edilmeye başlanmıştır. Tüfeğin, üretiminin 20.000 adedinin MKEK, 15.000 adedinin ise KALEKALIP tarafından yapılacağı açıklanmıştır.
|
Nişangah noktasının rengi nedir ? | [
{
"answer_start": 441,
"text": "kırmızı"
}
] | MPT-76 | 11,748 | MKEK MPT-76, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin piyade tüfeği ihtiyacını karşılamak amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın oluşturduğu Modern Piyade Tüfeği projesi kapsamında üretilmiş bir piyade tüfeğidir.
AR-15 tipi mekanizmanın kullanıldığı ve emniyet sistemini Türk tasarımcıların patentini aldıkları bir sistemle geliştiririlen piyade tüfeği, nişan yolu ve el kundağındaki NATO rail sayesinde her türlü Advanced Combat Optical Gunsight, kırmızı nokta nişangâh, dürbün ve aparatı ek işlem gerektirmeksizin taşıyabilir. MPT kısaltması Milli Piyade Tüfeği sözünün baş harflerinden esinlenerek verilmiştir.
MPT'nin 2014 yılı Ocak ayında ve Mart ayında 200 adet pilot üretimin gerçekleştirildiği bilgisi medya ile paylaşıldı ve aynı yıl Mayıs ayında ilk üretim 200 adet MPT ilk etapta TSK'ya teslim edilmiştir. 2014 yılının Eylül ayında tüfeğin test aşaması tamamlanmış, TSK'ya teslim edilmeye başlanmıştır. Tüfeğin, üretiminin 20.000 adedinin MKEK, 15.000 adedinin ise KALEKALIP tarafından yapılacağı açıklanmıştır.
|
MPT-76 nın dosyalarını kim satmaya çalışmıştır ? | [
{
"answer_start": 90,
"text": "Mustafa Tanrıverdi"
}
] | MPT-76 | 11,749 | 7 Nisan 2016'da Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kırıkkale fabrikası genel müdürü Mustafa Tanrıverdi, MPT-76 piyade tüfeğinin çizim, üretim ve mühendislik planlarını 1.200.000 liraya, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir silah firmasına satmaya çalışırken suçüstü yakalandı. Daha sonra suçunu itiraf eden Tanrıverdi Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesindeki “rüşvet almak ve vermek” ve 333. maddesindeki “devlet sırlarından yararlanma, devlet hizmetlerine sadakatsizlik” suçlarından tutuklandı ve cezaevine gönderildi. 29 Aralık 2016'da; Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın karar duruşmasında Tanrıverdi, "rüşvet almaya teşebbüs" ve "görevi dolayısıyla öğrendiği ve devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanmak" suçlarından 12 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
|
MKEK açılımı nedir ? | [
{
"answer_start": 16,
"text": "Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu"
}
] | MPT-76 | 11,750 | 7 Nisan 2016'da Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kırıkkale fabrikası genel müdürü Mustafa Tanrıverdi, MPT-76 piyade tüfeğinin çizim, üretim ve mühendislik planlarını 1.200.000 liraya, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir silah firmasına satmaya çalışırken suçüstü yakalandı. Daha sonra suçunu itiraf eden Tanrıverdi Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesindeki “rüşvet almak ve vermek” ve 333. maddesindeki “devlet sırlarından yararlanma, devlet hizmetlerine sadakatsizlik” suçlarından tutuklandı ve cezaevine gönderildi. 29 Aralık 2016'da; Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın karar duruşmasında Tanrıverdi, "rüşvet almaya teşebbüs" ve "görevi dolayısıyla öğrendiği ve devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanmak" suçlarından 12 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
|
en düşük kaç derecede çalışmaktadır ? | [
{
"answer_start": 69,
"text": "-40°C"
}
] | MPT-76 | 11,751 | Türkiye’nin milli imkanlarla tasarlanarak üretilen ilk piyade tüfeği -40°C soğuk ve +60°C sıcak ortamlarda, çamurlu, tozlu iken arazi çalışma testleri ile beraber toplam 42 ayrı teknik testte üstün başarı sağlayan MPT-76’da emniyet mandalı, kurma mandalı ve şarjör mandalı diğer silahlardan farklı olarak her iki tarafta da yer alıyor. Sessiz kurma özelliği olan silah birliklere dağıtılmaya devam ediyor.
|
Kaç ayrı teste girmiştir ? | [
{
"answer_start": 170,
"text": "42"
}
] | MPT-76 | 11,752 | Türkiye’nin milli imkanlarla tasarlanarak üretilen ilk piyade tüfeği -40°C soğuk ve +60°C sıcak ortamlarda, çamurlu, tozlu iken arazi çalışma testleri ile beraber toplam 42 ayrı teknik testte üstün başarı sağlayan MPT-76’da emniyet mandalı, kurma mandalı ve şarjör mandalı diğer silahlardan farklı olarak her iki tarafta da yer alıyor. Sessiz kurma özelliği olan silah birliklere dağıtılmaya devam ediyor.
|
MPT 76'lar neyin yerine kullanılmıştır ? | [
{
"answer_start": 192,
"text": " G-3"
}
] | MPT-76 | 11,753 | : İlk etapta 38.000 adet üretilecek olan MPT-76'lar sonraki günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dağıtılarak 500.000 HK G3 tüfeğinin yerini alacaktır.Testlerden üstün başarıyla geçen MPT 76'lar G-3'lerden birçok yönden çok daha iyi durumda.
: Adex 2014 silah sergisinde Azerbaycan'lı yetkililer tarafından çok beğenildi, test etmek ve ilerleyen zamanlarda Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri için satın alınabileceği belirtildi.
|
Ölümünden kaç sene sorna TUBİTAKtan ödül almıştır ? | [
{
"answer_start": 2199,
"text": "20 yıl"
}
] | Muhiddin Erel | 11,754 | 1899 İstanbul'unda, Eminönü'nde Hoca Rüstem Mahallesi'nde dünyaya gelen Erel, cumhuriyet ilan edildikten bir yıl sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Emrazı Saliye İstidaiye Hastanesi'nde asistanlık yapan Erel, 1932'de Hamburg'da Hıfzıssıhha'da ihtisasını tamamladı.
Darülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesiyle hıfzıssıhha doçenti olan Erel, 01.021948'de İ.Ü. Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü profesörü, 28.02.1950´de aynı enstitünün Ordinaryüs Profesörlüğüne yükselen Dr. M. Erel, 1946-1948 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 02 Mart 1955 tarihinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı olarak görevlendirilmiş, 30.5.1958 tarihinde ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü Ordinaryüs Profesörlüğüne naklen atanmıştır. 11.3.1958 tarihinde Ege Üniversitesinin ilk Rektörü olarak seçilip göreve başlamış olan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel´in Rektörlük görevi 10.03.1960 tarihinde sona ermiştir. 114 Sayılı Kanun gereği 28.10.1960´da emekliye ayrılmışsa da 28.04.1961´de tekrar göreve dönmüştür. 65 yaşını doldurmuş olması nedeniyle emekliye ayrılması gerekirken Senato kararları ile görev süresi dört kez uzatılan ve bu arada 11.11.1968-28.6.1971 tarihleri arasında izinli olarak Efes Eczacılık Yüksekokulu Müdürlüğü de yapan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel, 43 yılı devlet hizmetinde olmak üzere toplam 48 yıl eğitim-öğretim, araştırma, yayın ve sağlık hizmeti vererek 07.07.1973 tarihinde E.Ü. Tıp Fakültesi Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Kürsüsü Başkanı iken emekli olmuştur. 18 Mart 1986'da vefat eden Erel, yaşamını adadığı tıp alanındaki araştırma ve eğitim çalışmalarıyla genç kuşaklara ışık tutan ustalardan biri olarak tarihteki yerini aldı.
Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Kolejleri kurulması için çalışmalar yaptı. Özellikle tıp eğitimi konularında yaptığı çalışmalar, geliştirdiği sistemlerle dünyanın önemli tıp eğitimcileri arasında anılır.
Ege Üniversitesi Tıp ve Fen fakülteleri ile Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Koleji'nin kurulmasındaki hizmetleri dolayısıyla Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel'e ölümünden 20 yıl sonra 2006'da TÜBİTAK Hizmet Ödülü verilmiştir .
|
Vefat ettiği tarih nedir ? | [
{
"answer_start": 1562,
"text": "18 Mart 1986"
}
] | Muhiddin Erel | 11,755 | 1899 İstanbul'unda, Eminönü'nde Hoca Rüstem Mahallesi'nde dünyaya gelen Erel, cumhuriyet ilan edildikten bir yıl sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Emrazı Saliye İstidaiye Hastanesi'nde asistanlık yapan Erel, 1932'de Hamburg'da Hıfzıssıhha'da ihtisasını tamamladı.
Darülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesiyle hıfzıssıhha doçenti olan Erel, 01.021948'de İ.Ü. Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü profesörü, 28.02.1950´de aynı enstitünün Ordinaryüs Profesörlüğüne yükselen Dr. M. Erel, 1946-1948 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 02 Mart 1955 tarihinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı olarak görevlendirilmiş, 30.5.1958 tarihinde ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü Ordinaryüs Profesörlüğüne naklen atanmıştır. 11.3.1958 tarihinde Ege Üniversitesinin ilk Rektörü olarak seçilip göreve başlamış olan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel´in Rektörlük görevi 10.03.1960 tarihinde sona ermiştir. 114 Sayılı Kanun gereği 28.10.1960´da emekliye ayrılmışsa da 28.04.1961´de tekrar göreve dönmüştür. 65 yaşını doldurmuş olması nedeniyle emekliye ayrılması gerekirken Senato kararları ile görev süresi dört kez uzatılan ve bu arada 11.11.1968-28.6.1971 tarihleri arasında izinli olarak Efes Eczacılık Yüksekokulu Müdürlüğü de yapan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel, 43 yılı devlet hizmetinde olmak üzere toplam 48 yıl eğitim-öğretim, araştırma, yayın ve sağlık hizmeti vererek 07.07.1973 tarihinde E.Ü. Tıp Fakültesi Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Kürsüsü Başkanı iken emekli olmuştur. 18 Mart 1986'da vefat eden Erel, yaşamını adadığı tıp alanındaki araştırma ve eğitim çalışmalarıyla genç kuşaklara ışık tutan ustalardan biri olarak tarihteki yerini aldı.
Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Kolejleri kurulması için çalışmalar yaptı. Özellikle tıp eğitimi konularında yaptığı çalışmalar, geliştirdiği sistemlerle dünyanın önemli tıp eğitimcileri arasında anılır.
Ege Üniversitesi Tıp ve Fen fakülteleri ile Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Koleji'nin kurulmasındaki hizmetleri dolayısıyla Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel'e ölümünden 20 yıl sonra 2006'da TÜBİTAK Hizmet Ödülü verilmiştir .
|
Cumhuriyet ilan edildikten kaç yıl sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi? | [
{
"answer_start": 105,
"text": "bir yıl"
}
] | Muhiddin Erel | 11,756 | 1899 İstanbul'unda, Eminönü'nde Hoca Rüstem Mahallesi'nde dünyaya gelen Erel, cumhuriyet ilan edildikten bir yıl sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Emrazı Saliye İstidaiye Hastanesi'nde asistanlık yapan Erel, 1932'de Hamburg'da Hıfzıssıhha'da ihtisasını tamamladı.
Darülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesiyle hıfzıssıhha doçenti olan Erel, 01.021948'de İ.Ü. Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü profesörü, 28.02.1950´de aynı enstitünün Ordinaryüs Profesörlüğüne yükselen Dr. M. Erel, 1946-1948 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 02 Mart 1955 tarihinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı olarak görevlendirilmiş, 30.5.1958 tarihinde ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hijyen Enstitüsü Ordinaryüs Profesörlüğüne naklen atanmıştır. 11.3.1958 tarihinde Ege Üniversitesinin ilk Rektörü olarak seçilip göreve başlamış olan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel´in Rektörlük görevi 10.03.1960 tarihinde sona ermiştir. 114 Sayılı Kanun gereği 28.10.1960´da emekliye ayrılmışsa da 28.04.1961´de tekrar göreve dönmüştür. 65 yaşını doldurmuş olması nedeniyle emekliye ayrılması gerekirken Senato kararları ile görev süresi dört kez uzatılan ve bu arada 11.11.1968-28.6.1971 tarihleri arasında izinli olarak Efes Eczacılık Yüksekokulu Müdürlüğü de yapan Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel, 43 yılı devlet hizmetinde olmak üzere toplam 48 yıl eğitim-öğretim, araştırma, yayın ve sağlık hizmeti vererek 07.07.1973 tarihinde E.Ü. Tıp Fakültesi Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Kürsüsü Başkanı iken emekli olmuştur. 18 Mart 1986'da vefat eden Erel, yaşamını adadığı tıp alanındaki araştırma ve eğitim çalışmalarıyla genç kuşaklara ışık tutan ustalardan biri olarak tarihteki yerini aldı.
Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Kolejleri kurulması için çalışmalar yaptı. Özellikle tıp eğitimi konularında yaptığı çalışmalar, geliştirdiği sistemlerle dünyanın önemli tıp eğitimcileri arasında anılır.
Ege Üniversitesi Tıp ve Fen fakülteleri ile Türkiye'de ilk defa üniversite bünyesi içinde Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Koleji'nin kurulmasındaki hizmetleri dolayısıyla Ord.Prof.Dr. Muhiddin Erel'e ölümünden 20 yıl sonra 2006'da TÜBİTAK Hizmet Ödülü verilmiştir .
|
Hüseyin Tevfik Paşa'nın mesleği nelerdir? | [
{
"answer_start": 68,
"text": " Osmanlı generali (Müşir) ve matematikçisi"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,757 | Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa (d. 1832, Vidin - ö. 1901, İstanbul) bir Osmanlı generali (Müşir) ve matematikçisi. Lineer cebirin icadı ile değerlendirilir. |
Hüseyin Tevfik Paşa ilkokulu nerede okumuştur? | [
{
"answer_start": 222,
"text": "Vidin'de"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,758 | Hüseyin Tevfik Paşa 1832 yılında günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan, o zamanlar Osmanlı Devleti'ne bağlı Vidin kentinde doğdu. Babası Hasan Tahsin Efendi'dir. Ailesi İmamzadeler olarak tanınırdı. İlköğrenimini Vidin'de tamamladıktan sonra 14-15 yaşlarında İstanbul'a gitti ve Maçka'da bulunan Mekteb-i İdadi-i Askeriye'de okudu. Daha sonra Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve Erkan-ı Harbiye'ye kabul edildi. |
Hüseyin Tevfik Paşanın doğduğu şehir günümüzde hangi ülkeye aittir? | [
{
"answer_start": 43,
"text": "Bulgaristan"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,759 | Hüseyin Tevfik Paşa 1832 yılında günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan, o zamanlar Osmanlı Devleti'ne bağlı Vidin kentinde doğdu. Babası Hasan Tahsin Efendi'dir. Ailesi İmamzadeler olarak tanınırdı. İlköğrenimini Vidin'de tamamladıktan sonra 14-15 yaşlarında İstanbul'a gitti ve Maçka'da bulunan Mekteb-i İdadi-i Askeriye'de okudu. Daha sonra Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve Erkan-ı Harbiye'ye kabul edildi. |
Hüseyin Tevfik Paşa Paris'te ne kadar süre kalmıştır? | [
{
"answer_start": 700,
"text": "iki yıl"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,760 | Harbiye Mektebi'nde matematik derslerindeki yeteneğiyle Cambridge Üniversitesi'nden mezun olmuş olan matematik hocası Tahir Paşa'nın dikkatini çekmiş ve Tahir Paşa kendisine özel dersler vermiştir. Mezun olduktan sonra kendisi de Harbiye'de cebir dersleri vermeye başladı, Tahir Paşa ölünce onun matematik dersleri de Hüseyin Tevfik Paşa'ya kaldı. Harbiye'deki hocalığı devam ederken, Tophâne Tecrübe ve Muayene Komisyonu'na da getirildi. 1868'de Paris'teki Mekteb-î Osmanî'ye müdür muavini olarak gönderildi ve aynı zamanda balistik ve tüfek imalatı üzerine incelemelerde bulunmakla görevlendirildi. Bu arada matematik bilgisini geliştirmek için Paris'te üniversiteye devam etti ve Paris'te kaldığı iki yıl boyunca makaleler yayımladı ve bilimsel toplantılara katıldı. |
1868'de üzerine araştırma yapmakla görevlendirildiği konular nelerdir? | [
{
"answer_start": 525,
"text": "balistik ve tüfek imalatı"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,761 | Harbiye Mektebi'nde matematik derslerindeki yeteneğiyle Cambridge Üniversitesi'nden mezun olmuş olan matematik hocası Tahir Paşa'nın dikkatini çekmiş ve Tahir Paşa kendisine özel dersler vermiştir. Mezun olduktan sonra kendisi de Harbiye'de cebir dersleri vermeye başladı, Tahir Paşa ölünce onun matematik dersleri de Hüseyin Tevfik Paşa'ya kaldı. Harbiye'deki hocalığı devam ederken, Tophâne Tecrübe ve Muayene Komisyonu'na da getirildi. 1868'de Paris'teki Mekteb-î Osmanî'ye müdür muavini olarak gönderildi ve aynı zamanda balistik ve tüfek imalatı üzerine incelemelerde bulunmakla görevlendirildi. Bu arada matematik bilgisini geliştirmek için Paris'te üniversiteye devam etti ve Paris'te kaldığı iki yıl boyunca makaleler yayımladı ve bilimsel toplantılara katıldı. |
Hüseyin Tevfik Paşa ABD'ye hangi yılda gönderilmiştir? | [
{
"answer_start": 20,
"text": " 1872'"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,762 | Hüseyin Tevfik Paşa, 1872'de Osmanlı Devleti'nin Amerikan silah fabrikalarına ısmarladığı tüfeklerin imalatını ve şartnâme'ye uyulup uyulmadığını kontrol etme göreviyle ABD'ye gönderildi. 1878 yılına kadar ABD'nin Rhode Island eyaletinde kaldı ve bu süre içinde matematikle uğraştı; Lineer Cebir adlı İngilizce kitabını bu sırada yazmış ve Argand'ın kompleks sayılarla ilgili teorisinde ileri sürdüğü çarpımı üç boyutlu uzaya uygulamanın bir yolunu bulmuştur. İki farklı zamanda basımı yapılan “Linear Algebra” isimli eserin her iki baskısını da içeren bir tıpkıbasımı Kazım Çeçen tarafından “Hüseyin Tevfik Paşa ve Linear Algebra” (İTÜ, 1988) adıyla yapılmıştır. |
Hüseyin Tevfik Paşa'nın Rhode Island eyaletinde kaldığı sırada yazdığı kitabın adı nedir? | [
{
"answer_start": 283,
"text": "Lineer Cebir"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,763 | Hüseyin Tevfik Paşa, 1872'de Osmanlı Devleti'nin Amerikan silah fabrikalarına ısmarladığı tüfeklerin imalatını ve şartnâme'ye uyulup uyulmadığını kontrol etme göreviyle ABD'ye gönderildi. 1878 yılına kadar ABD'nin Rhode Island eyaletinde kaldı ve bu süre içinde matematikle uğraştı; Lineer Cebir adlı İngilizce kitabını bu sırada yazmış ve Argand'ın kompleks sayılarla ilgili teorisinde ileri sürdüğü çarpımı üç boyutlu uzaya uygulamanın bir yolunu bulmuştur. İki farklı zamanda basımı yapılan “Linear Algebra” isimli eserin her iki baskısını da içeren bir tıpkıbasımı Kazım Çeçen tarafından “Hüseyin Tevfik Paşa ve Linear Algebra” (İTÜ, 1988) adıyla yapılmıştır. |
Hüseyin Tevfik Paşa hangi padişahın yaveri olarak görev yapmıştır? | [
{
"answer_start": 314,
"text": "II. Albdülhamit"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,764 | 1878 yılında II. Abdülhamit tarafından Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'un başına Mühendishane Nazırı olarak atandı. Bu görevde kısa bir süre kaldı. 1883-1886 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin Washington Büyükelçiliği görevini sürdürdü. 1889 yılında Ticaret ve Nafia Nazırı görevine atandı. Ölümüne kadar padişah II. Albdülhamit'in yaveri olarak görev yaptı. 16 Haziran 1901 tarihinde vefat etti. Mezarı Eyüp semtinde, Beybaba Sokağında bulunmaktadır. |
Hüseyin Tevfik Paşa'nın kabri hangi semtte bulunmaktadır? | [
{
"answer_start": 405,
"text": "Eyüp semtinde"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,765 | 1878 yılında II. Abdülhamit tarafından Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'un başına Mühendishane Nazırı olarak atandı. Bu görevde kısa bir süre kaldı. 1883-1886 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin Washington Büyükelçiliği görevini sürdürdü. 1889 yılında Ticaret ve Nafia Nazırı görevine atandı. Ölümüne kadar padişah II. Albdülhamit'in yaveri olarak görev yaptı. 16 Haziran 1901 tarihinde vefat etti. Mezarı Eyüp semtinde, Beybaba Sokağında bulunmaktadır. |
Hüseyin Tevfik Paşa Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'a hangi görevle getirilmiştir? | [
{
"answer_start": 80,
"text": "Mühendishane Nazırı"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,766 | 1878 yılında II. Abdülhamit tarafından Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'un başına Mühendishane Nazırı olarak atandı. Bu görevde kısa bir süre kaldı. 1883-1886 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin Washington Büyükelçiliği görevini sürdürdü. 1889 yılında Ticaret ve Nafia Nazırı görevine atandı. Ölümüne kadar padişah II. Albdülhamit'in yaveri olarak görev yaptı. 16 Haziran 1901 tarihinde vefat etti. Mezarı Eyüp semtinde, Beybaba Sokağında bulunmaktadır. |
Hüseyin Tevfik Paşa Lineer Cebir adlı eserinin önsözünde lineer cebiri neyle karşılaştırmaktadır? | [
{
"answer_start": 265,
"text": "Quaterniyonlar"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,767 | Lineer Cebir eserinin önsözünde Hüseyin Tevfik Paşa söyle yazmıştır: "Bu kitapta incelenen lineer cebir, dünyanın Sir William Hamilton'a borçlu olduğu quaterniyonlara çok benzer. Lineer cebir, quaterniyonların bütün potansiyellerine sahiptir ve güçlüğü daha azdır. Quaterniyonlar üniversitelerde öğretilmektedir ve kabul görmüş bir bilgidir. Lineer cebirin de aynı kabulü görüp görmeyeceğini, hattâ quaterniyonların yerini alıp almayacağını şimdiden bilmiyorum". Kendi sisteminin üstünlüğünü ise şöyle ifade etmiştir:
"Quaterniyonların çarpımı, isim olarak bile düzlem geometride ele alındığında, bizi üç boyutlu uzayda çalışmaya zorlamaktadır; hâlbuki lineer cebirde yalnızca iki boyut ele alındığı zaman bir üçüncü boyutu düşünme durumunda değiliz". |
Tevfik Paşa'nın "Mahsûsât ve Gayr-ı Mahsûsât" isimli yazısının yayınlandığı derginin adı nedir? | [
{
"answer_start": 240,
"text": "Mebâhis-i İlmiyye"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,768 | Tevfik Paşa'nın başka pek çok görevleri olmuş, Fransa ve ABD'de kaldığı sıralarda Fransızca ve İngilizce'yi, bu dillerde kitap yazabilecek kadar iyi öğrenmiştir. Burada matematik dersleri vermiş, yine bu sıralarda arkadaşlarıyla çıkarttığı Mebâhis-i İlmiyye adlı aylık dergiye makaleler yazmıştır. Bu dergide yayımladığı makaleleri arasında "Mahsûsât ve Gayr-ı Mahsûsât" isimli felsefî bir yazısı, ayrıca türev ve fonksiyonlar üzerine yazıları bulunur. |
Hüseyin Tevfik Paşa entelektüel bir ortamın oluşmasına nasıl katkıda bulunmuştur? | [
{
"answer_start": 221,
"text": "periyodik yayınlarla"
}
] | Hüseyin Tevfik Paşa | 11,769 | Hüseyin Tevfik Paşa, daima devlet memuriyetiyle görevli olmasına rağmen, matematik bilimlerle ilgilenmeye zaman ayırabilmiş, zengin bir kütüphane oluşturmuş, çevresindeki Sâlih Zekî gibi yetenekli gençlere vakit ayırmış, periyodik yayınlarla entelektüel bir ortamın oluşmasına gayret sarf etmiştir. Gelecek nesillere katkıda bulunmuştur.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesinin bulunduğu mevki eskidern ne olarak bilinirdi | [
{
"answer_start": 166,
"text": " At Pazarı"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,770 | Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Ankara'nın ilk sanayi müzesidir. Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesi ankara kalesinin hangi kapısının orada bulunmaktadır | [
{
"answer_start": 127,
"text": "ana giriş kapısının "
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,771 | Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Ankara'nın ilk sanayi müzesidir. Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesinin bulunduğu kervansarayın adı nedir | [
{
"answer_start": 209,
"text": "Çengel Han"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,772 | Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Ankara'nın ilk sanayi müzesidir. Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesi nerede bulunmaktadır | [
{
"answer_start": 31,
"text": "Ankara'nın Altındağ ilçesinde"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,773 | Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Ankara'nın ilk sanayi müzesidir. Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır.
|
çengelhan zamanında ne deposu olarak kullanılmıştır | [
{
"answer_start": 165,
"text": "tiftik deposu"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,774 | Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20. yy'ın sonlarında terk edilmiştir. Çengelhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
|
çengelhan kim tarafından restore edilmiştir | [
{
"answer_start": 261,
"text": "Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı "
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,775 | Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20. yy'ın sonlarında terk edilmiştir. Çengelhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesi ne zamandan beri hizmet vermektedir | [
{
"answer_start": 372,
"text": "2005 yılından itibaren"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,776 | Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20. yy'ın sonlarında terk edilmiştir. Çengelhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
|
çengelhan hangi padişah döneminde inşa ettirilmiştir | [
{
"answer_start": 16,
"text": " Kanuni Sultan Süleyman"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,777 | Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20. yy'ın sonlarında terk edilmiştir. Çengelhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
|
çengelhanın avlusunda ne öneme sahip kimin dükkanı bulunmaktadır | [
{
"answer_start": 314,
"text": "Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,778 | Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Çengelhan'ın avlusunda Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesine kim eser bağışı yapmıştır | [
{
"answer_start": 249,
"text": "Rahmi Koç"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,779 | Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Çengelhan'ın avlusunda Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesinde ne tür eserler sergilenmektedir | [
{
"answer_start": 34,
"text": " sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,780 | Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Çengelhan'ın avlusunda Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır.
|
çengelhan rahmi m. koç müzesi, rahmi koç müzecilik ve kültür vakfı tarafından açılan kaçıncı sanayi müzesidir | [
{
"answer_start": 167,
"text": "ikinci sanayi müzesidir"
}
] | çengelhan rahmi m. koç müzesi | 11,781 | Müze, İstanbul'da, Haliç'teki Lengerhane binasında 1994'ten itibaren hizmet veren Rahmi M. Koç Müzesi'nden sonra Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından açılan ikinci sanayi müzesidir.
|
İbn el-Fakih kaçıncı asırda yaşamıştır? | [
{
"answer_start": 53,
"text": "onuncu"
}
] | İbn'ül-Fakîh | 11,782 | İbn el-Fakih el-Hamadani (Farsça: ابن فقیه همدانی ), onuncu yüzyılda yaşamış bir Fars tarihçi ve coğrafyacıdır. Mukhtasar Kitab al-Buldan ( كتاب البلدان ) isminde eseriyle tanınmıştır. |
İbrahim Hakkı Tolon kaç yılında doğmuştur? | [
{
"answer_start": 25,
"text": "1878"
}
] | İbrahim Hakkı Tolon | 11,783 | İbrahim Hakkı Tolon, (d. 1878, İstanbul) - (ö. 2 Aralık 1956), Türk siyasetçi. |
İbrahim Hakkı Tolon'un üyeliğini yaptığı mahkeme ne mahkemesidir? | [
{
"answer_start": 345,
"text": "Şark İstiklal Mahkemesi"
}
] | İbrahim Hakkı Tolon | 11,784 | Harp Okulu mezunudur. Selanik Askeri Rüştiyesi Öğretmenliği, İstanbul Jandarma Subay Okulu Öğretmenliği, Ed#rne Merkez Jandarma Tabur Komutanlığı, Jandarma Subay Okulu Müdür Yardımcılığı, Bolu Jandarma Tabur Komutanlığı, Jandarma Komutanlığı 1.Şube Yardımcılığı, Subay Okulu Müdürlüğü, TBMM II., III., VI. ve VII. Dönem Kocaeli Milletvekilliği, Şark İstiklal Mahkemesi Üyeliği yapmıştır. Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası sahibidir. Evli ve bir çocuk babasıdır. |
İbrahim Hakkı Tolon'un sahip olduğu madalya ne madalyasıdır? | [
{
"answer_start": 388,
"text": "Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası"
}
] | İbrahim Hakkı Tolon | 11,785 | Harp Okulu mezunudur. Selanik Askeri Rüştiyesi Öğretmenliği, İstanbul Jandarma Subay Okulu Öğretmenliği, Ed#rne Merkez Jandarma Tabur Komutanlığı, Jandarma Subay Okulu Müdür Yardımcılığı, Bolu Jandarma Tabur Komutanlığı, Jandarma Komutanlığı 1.Şube Yardımcılığı, Subay Okulu Müdürlüğü, TBMM II., III., VI. ve VII. Dönem Kocaeli Milletvekilliği, Şark İstiklal Mahkemesi Üyeliği yapmıştır. Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası sahibidir. Evli ve bir çocuk babasıdır. |
Ulu Kara Buğra Han vezir ünvanını nerede almıştır? | [
{
"answer_start": 244,
"text": "Kaşgar"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,786 | Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han'a, Kutadgu Bilig adlı eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğini) 18 aylık bir çalışma sonunda 1070 yılında sunmuştur. Bu kitabı okuyan “Ulu Kara Buğra Han” kendisine Ulu Has Hacib unvanını ve Kaşgar'da vezir yardımcısı görevini vermiştir. |
Kutadgu Bilig ne kadar sürelik bir çalışmadır? | [
{
"answer_start": 117,
"text": "18"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,787 | Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han'a, Kutadgu Bilig adlı eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğini) 18 aylık bir çalışma sonunda 1070 yılında sunmuştur. Bu kitabı okuyan “Ulu Kara Buğra Han” kendisine Ulu Has Hacib unvanını ve Kaşgar'da vezir yardımcısı görevini vermiştir. |
Karahanlı Devleti hükümdarının ismi nedir? | [
{
"answer_start": 28,
"text": "Ulu Kara Buğra Han"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,788 | Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han'a, Kutadgu Bilig adlı eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğini) 18 aylık bir çalışma sonunda 1070 yılında sunmuştur. Bu kitabı okuyan “Ulu Kara Buğra Han” kendisine Ulu Has Hacib unvanını ve Kaşgar'da vezir yardımcısı görevini vermiştir. |
Kutadgu Bilig adını neden koymuş? | [
{
"answer_start": 37,
"text": "ona doğru yolu getirsin diye"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,789 | Kitabıma, okuyana mutluluk getirsin, ona doğru yolu getirsin diye Kutadgu Bilig adını koydum. Ben sözlerimi söyledim,düşüncelerimi yazdım. Bu kitap her iki dünya için de doğruyu gösteren bir rehberdir,yardımcı bir eldir. Dosdoğru bir söz söyleyeyim size: Her iki dünyayı da devletle elinde tutabilecek kişiden daha mutlu kimse yoktur. Önce Gündoğdu'yu tanıtayım. O hükümdardır, doğru yasayı (töre) temsil eder. Aydoldu ile mutluluk güneşi doğar, o da mutluluğun(kut)temsilcisidir. Öğüdülmüş aklı, Odgurmuş akıbeti temsil eder. Ben sözlerimi bu dört değer (doğru yasa,mutluluk,akıl,akıbet) üzerine kurdum. Okuduğunda anlayacaksın,dikkat et. |
Koyun sürüsünün önündeki koç gibi olan kimdir? | [
{
"answer_start": 505,
"text": "Alimler"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,790 | Yusuf Has Hâcib bu yapıtında bilimin değerini de tartışır. Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; “ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir. Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir. Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür. Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar. Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler.” |
Kime göre alimlerim ilmi, halkın yolunu aydınlatır? | [
{
"answer_start": 0,
"text": "Yusuf Has Hâcib"
}
] | Yusuf Has Hacib | 11,791 | Yusuf Has Hâcib bu yapıtında bilimin değerini de tartışır. Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; “ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir. Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir. Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür. Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar. Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler.” |
Salih Zeki'nin yazdığı ders kitaplarının konusu nedir? | [
{
"answer_start": 191,
"text": "matematik ve fen bilimleri"
}
] | Salih Zeki | 11,792 | Salih Zeki, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.
|
Salih Zeki'nin katkıda bulunduğu yayımlar nelerdir? | [
{
"answer_start": 69,
"text": "İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine"
}
] | Salih Zeki | 11,793 | Salih Zeki, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.
|
Salih Zeki kimin eserlerini çevirmiştir? | [
{
"answer_start": 285,
"text": "Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın"
}
] | Salih Zeki | 11,794 | Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çağdaş Türk bilim tarihçiliğinin kurucusu olmuştur. Araştırmacılar için bugün de güvenilir bir kaynak olan Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bırakmıştır. Bilim felsefesi ile uğraşmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye'de tanınması ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. |
Salih Zeki, Türkler dışında kimlerin bilime katkılarını tespit etmeye çalışmıştır? | [
{
"answer_start": 35,
"text": "Müslümanların"
}
] | Salih Zeki | 11,795 | Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çağdaş Türk bilim tarihçiliğinin kurucusu olmuştur. Araştırmacılar için bugün de güvenilir bir kaynak olan Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bırakmıştır. Bilim felsefesi ile uğraşmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye'de tanınması ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. |
Salih Zeki'nin yazdığı eserin adı nedir? | [
{
"answer_start": 201,
"text": "Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler)"
}
] | Salih Zeki | 11,796 | Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çağdaş Türk bilim tarihçiliğinin kurucusu olmuştur. Araştırmacılar için bugün de güvenilir bir kaynak olan Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bırakmıştır. Bilim felsefesi ile uğraşmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye'de tanınması ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. |
Salih Zeki Türkiye'de hangi alanın yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır? | [
{
"answer_start": 343,
"text": "bilim felsefesinin"
}
] | Salih Zeki | 11,797 | Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çağdaş Türk bilim tarihçiliğinin kurucusu olmuştur. Araştırmacılar için bugün de güvenilir bir kaynak olan Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bırakmıştır. Bilim felsefesi ile uğraşmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye'de tanınması ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. |
Salih Zeki Darüşşafaka'dayken matematik öğretmeninin adı neydi? | [
{
"answer_start": 446,
"text": "Mehmet Nadir Bey"
}
] | Salih Zeki | 11,798 | 1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Dört yaşında iken annesini, altı yaşındayken babasını kaybetti. Bakımını üstlenen büyükannesi onu önce mahalle mektebine göndermiş, ancak yaramazlığından ötürü öğretmeninin isteğiyle okuldan alınıp bir esnafın yanında çıraklığa başlamıştı. 1874 yılında, on yaşındayken yetimlerin okuduğu Darüşşafaka’ya kaydoldu. Bu okulda Mehmet Nadir Bey'den matematik dersi aldı. Mehmet Nadir Bey, onun ileride iyi bir matematikçi olacağını anlayarak kendisiyle özel olarak ilgilendi ve o mezun olana kadar Darüşşafaka'dan ayrılmadı
|
Salih Zeki kaç yaşındayken Darüşşafaka'ya kaydoldu? | [
{
"answer_start": 377,
"text": "on yaşındayken"
}
] | Salih Zeki | 11,799 | 1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Dört yaşında iken annesini, altı yaşındayken babasını kaybetti. Bakımını üstlenen büyükannesi onu önce mahalle mektebine göndermiş, ancak yaramazlığından ötürü öğretmeninin isteğiyle okuldan alınıp bir esnafın yanında çıraklığa başlamıştı. 1874 yılında, on yaşındayken yetimlerin okuduğu Darüşşafaka’ya kaydoldu. Bu okulda Mehmet Nadir Bey'den matematik dersi aldı. Mehmet Nadir Bey, onun ileride iyi bir matematikçi olacağını anlayarak kendisiyle özel olarak ilgilendi ve o mezun olana kadar Darüşşafaka'dan ayrılmadı
|