question
stringlengths
2
476
answers
list
title
stringlengths
4
104
id
int64
0
14.2k
context
stringlengths
31
11.1k
Feza Günergun, BİMDOK Yönetim Kurulu üyeliği görevini hangi yıllar arasında yürütmüştür?
[ { "answer_start": 303, "text": "1994 - 1998" } ]
Feza Günergun
13,400
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Feza Günergun, İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği görevine hangi yılda başlamıştır?
[ { "answer_start": 164, "text": "1994 " } ]
Feza Günergun
13,401
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Feza Günergun, Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı görevini hangi yıllar arasında yürütmüştür?
[ { "answer_start": 164, "text": "1994 - 2001 " } ]
Feza Günergun
13,402
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Feza Günergun, Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı görevine hangi yılda başlamıştır?
[ { "answer_start": 164, "text": "1994 " } ]
Feza Günergun
13,403
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Feza Günergun, Türk Bilim Tarihi Kurumu Genel Sekreterliği görevine hangi yılda başlamıştır?
[ { "answer_start": 86, "text": "1989 " } ]
Feza Günergun
13,404
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Feza Günergun, Türk Bilim Tarihi Kurumu Genel Sekreterliği görevini hangi yıllar arasında yürütmüştür?
[ { "answer_start": 86, "text": "1989 - 2000 " } ]
Feza Günergun
13,405
Ocak 2001 tarihinden itibaren Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. 1989 - 2000 yılları arasında Türk Bilim Tarihi Kurumu (TBTK) Genel Sekreteri, 1994 - 2001 yılları arasında Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği'nin "Bilim ve Teknoloji Tarihi Komisyonu" başkan yardımcılığı, 1994 - 1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi (BİMDOK) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Emin Mehmed Bey, Mekke payesini ne zaman almıştır?
[ { "answer_start": 553, "text": "Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) " } ]
Emin Mehmed Bey
13,406
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey, Edirne payesini ne zaman almıştır?
[ { "answer_start": 500, "text": "Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) " } ]
Emin Mehmed Bey
13,407
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey, Rumeli payesini ne zaman almıştır?
[ { "answer_start": 883, "text": "Receb 1223 (Eylül 1808)" } ]
Emin Mehmed Bey
13,408
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey ne zaman Anadolu kazaskeri olmuştur?
[ { "answer_start": 809, "text": "Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805)" } ]
Emin Mehmed Bey
13,409
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey İstanbul kadılığı görevine ikinci kez ne zaman başlamıştır?
[ { "answer_start": 747, "text": "Zilhicce 1218 (Mart 1804) " } ]
Emin Mehmed Bey
13,410
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey İstanbul kadılığı görevini ilk kez ne zaman yapmıştır?
[ { "answer_start": 600, "text": "Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800)" } ]
Emin Mehmed Bey
13,411
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey'in babası kimdir?
[ { "answer_start": 62, "text": "eski Sadrazam Emin Paşa'dır" } ]
Emin Mehmed Bey
13,412
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey'in oğlunun adı nedir?
[ { "answer_start": 1124, "text": " Abdülkadir Bey" } ]
Emin Mehmed Bey
13,413
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey'in cenazesi nereye defnedilmiştir?
[ { "answer_start": 1033, "text": "annesi Hâfize Hanım yanına" } ]
Emin Mehmed Bey
13,414
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey ne zaman vefat etmiştir?
[ { "answer_start": 936, "text": "8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)" } ]
Emin Mehmed Bey
13,415
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey ne zaman dünyaya gelmiştir?
[ { "answer_start": 20, "text": "5 Haziran 1758" } ]
Emin Mehmed Bey
13,416
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey ilmi, heyeti ve edebiyatı kimden öğrenmiştir?
[ { "answer_start": 134, "text": "Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden" } ]
Emin Mehmed Bey
13,417
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Emin Mehmed Bey hangi tarihte Mekke payesi olmuştur?
[ { "answer_start": 553, "text": "Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de" } ]
Emin Mehmed Bey
13,418
Emin Mehmed Bey (d. 5 Haziran 1758 - ö. 23 Nisan 1809) Babası eski Sadrazam Emin Paşa'dır. 27 Ramazan 1171 (5 Haziran 1758) de doğdu. Alâiyeli Kadızade Mehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalı Ahmed, Gelenbevî İsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatı, Tatarcık, Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ı düstur ve âlât-ı irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattını öğrenmiş ve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldığı müderrisliğin, 1206 (1791/2) da Galata mollalığında hakkını ifa eylemiştir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) da Edirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekke payesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de İstanbul kadısı olmuştur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216 (Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuş, Zilhicce 1218 (Mart 1804) de 2. defa İstanbul kadısı olmuş ve Rebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeri olup ayrıldıktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumeli payesini almıştır. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan 1809)de öldü. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak 1795) de vefat eden annesi Hâfize Hanım yanına defnedilmiştir. Muhakkık, dindar, fakih, fazıldı. Oğlu, sudûrdan Abdülkadir Bey'dir.
Bakır Çağlar doktorasını nerede yapmıştır?
[ { "answer_start": 116, "text": "Sorbonne'da" } ]
Bakır Çağlar
13,419
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Bakır Çağlar Türkiye adına aşağı yukarı kaç davaya girmiştir?
[ { "answer_start": 820, "text": "200 kadar" } ]
Bakır Çağlar
13,420
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Bakır Çağlar Anayasa mahkemesi hukuk danışmanlığını hangi düşünce ile kabul etmiştir?
[ { "answer_start": 567, "text": "\"Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur\" düşüncesi ile" } ]
Bakır Çağlar
13,421
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Çağlar'ın cenazesi nereye defnedilmiştir?
[ { "answer_start": 1291, "text": "Karacaahmet Mezarlığı'na" } ]
Bakır Çağlar
13,422
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Bakır Çağlar hangi hastalıktan dolayı vefat etmiştir?
[ { "answer_start": 1244, "text": "mide kanamasından" } ]
Bakır Çağlar
13,423
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Çağlar'ın yazdığı kitaplar nelerdir?
[ { "answer_start": 1111, "text": "İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye" } ]
Bakır Çağlar
13,424
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Çağlar, kaç sene boyunca Anayasa makemesi'nin hukuk danışmanı olarak kalmıştır?
[ { "answer_start": 313, "text": "altı yıl" } ]
Bakır Çağlar
13,425
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Bakır Çağlar hangi konularda dersler vermiştir?
[ { "answer_start": 205, "text": "insan hakları" } ]
Bakır Çağlar
13,426
Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Daha sonra Sorbonne'da iki doktora yaptı. İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde anayasa hukuku ve insan hakları konularında dersler verdi. Bir dönem Anayasa Mahkemesi'nin hukuk danışmanı olan Prof. Çağlar, altı yıl Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Devleti aleyhine açılan davalarda, Türkiye'nin avukatlığını yürüttü. Bu görevinden tartışmalı bir şekilde istifa ederek ayrıldı. 19 Temmuz 1999 tarihinde Neşe Düzel ile yaptığı röportajda, "Türkiye'nin iç hukukunun Strazburg hukukuyla uyumlu hale sokulmasını sağlamak ve insan hakları açısından bir kazanım olur" düşüncesi ile görevi kabul ettiğini söylese de, sonunda bu görevi kabul etmekten pişmanlık duyduğunu belirtmiştir. Türkiye adına 200 kadar davaya girmiş ve girdiği davaların büyük kısmında, Türkiye tarafından tazminat ödenerek "dostça çözüm" yoluna gidilmiştir. Çağlar, böylelikle Türkiye devletinin duruşmalar sonucunda mahkûm olmadığını söylemiştir. Akademisyenin, “Anayasa Bilimi”, “Bir Anayasacının Seyir Defteri”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Hukukunda Türkiye” adında kitapları bulunmaktadır. 25 Temmuz 2011 tarihinde tedavi gördüğü hastanede mide kanamasından vefat etmiştir, cenazesi ise Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Bakır Çağlar hangi yılda doğmuştur?
[ { "answer_start": 18, "text": "1941" } ]
Bakır Çağlar
13,427
Bakır Çağlar, (d. 1941, İstanbul - ö. 25 Temmuz 2011, Lefkoşa) Türk anayasa hukukçusu, akademisyen.
Bakır Çağlar hangi şehirde doğmuştur?
[ { "answer_start": 54, "text": "Lefkoşa" } ]
Bakır Çağlar
13,428
Bakır Çağlar, (d. 1941, İstanbul - ö. 25 Temmuz 2011, Lefkoşa) Türk anayasa hukukçusu, akademisyen.
Bakır Çağlar'ın mesleği nedir?
[ { "answer_start": 87, "text": "akademisyen" } ]
Bakır Çağlar
13,429
Bakır Çağlar, (d. 1941, İstanbul - ö. 25 Temmuz 2011, Lefkoşa) Türk anayasa hukukçusu, akademisyen.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi hangi fakülte bünyesinde kurulmuştur?
[ { "answer_start": 76, "text": "Fen Fakültesi" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,430
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla açılmıştır. Gözlemsel astronomi konusunda çalışmalara evsahipliği yapan merkez; Yıldız, güneş, uydu, astroid, kuyrukluyıldız, meteor, metorit ve tutulma gözlemleri yapmak ve gözlem verilerini değerlendirmek. Dünyanın sayılı 200 gözlem veri merkezi ile 1939 yılından bu yana sürdürülen veri alışverişini sürdürmek. NASA, ESA gibi kuruluşların atmosfer dışından gözlem yapmak amacıyla uzaya gönderdiği yapay uydu verilerini alıp indirgemek ve değerlendirmek Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak. gibi amaçlar gütmektedir.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin kurulma amacı nedir?
[ { "answer_start": 75, "text": " Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması " } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,431
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla açılmıştır. Gözlemsel astronomi konusunda çalışmalara evsahipliği yapan merkez; Yıldız, güneş, uydu, astroid, kuyrukluyıldız, meteor, metorit ve tutulma gözlemleri yapmak ve gözlem verilerini değerlendirmek. Dünyanın sayılı 200 gözlem veri merkezi ile 1939 yılından bu yana sürdürülen veri alışverişini sürdürmek. NASA, ESA gibi kuruluşların atmosfer dışından gözlem yapmak amacıyla uzaya gönderdiği yapay uydu verilerini alıp indirgemek ve değerlendirmek Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak. gibi amaçlar gütmektedir.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevinin ne gibi amaçları vardır?
[ { "answer_start": 661, "text": "Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,432
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla açılmıştır. Gözlemsel astronomi konusunda çalışmalara evsahipliği yapan merkez; Yıldız, güneş, uydu, astroid, kuyrukluyıldız, meteor, metorit ve tutulma gözlemleri yapmak ve gözlem verilerini değerlendirmek. Dünyanın sayılı 200 gözlem veri merkezi ile 1939 yılından bu yana sürdürülen veri alışverişini sürdürmek. NASA, ESA gibi kuruluşların atmosfer dışından gözlem yapmak amacıyla uzaya gönderdiği yapay uydu verilerini alıp indirgemek ve değerlendirmek Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak. gibi amaçlar gütmektedir.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi hangi amaçla açılmıştır?
[ { "answer_start": 76, "text": "Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,433
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla açılmıştır. Gözlemsel astronomi konusunda çalışmalara evsahipliği yapan merkez; Yıldız, güneş, uydu, astroid, kuyrukluyıldız, meteor, metorit ve tutulma gözlemleri yapmak ve gözlem verilerini değerlendirmek. Dünyanın sayılı 200 gözlem veri merkezi ile 1939 yılından bu yana sürdürülen veri alışverişini sürdürmek. NASA, ESA gibi kuruluşların atmosfer dışından gözlem yapmak amacıyla uzaya gönderdiği yapay uydu verilerini alıp indirgemek ve değerlendirmek Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak. gibi amaçlar gütmektedir.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi kaç yılında açılmıştır?
[ { "answer_start": 63, "text": "1933 yılında" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,434
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde kurulan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nün araştırma ve gözlemlerinde kullanılması amacıyla açılmıştır. Gözlemsel astronomi konusunda çalışmalara evsahipliği yapan merkez; Yıldız, güneş, uydu, astroid, kuyrukluyıldız, meteor, metorit ve tutulma gözlemleri yapmak ve gözlem verilerini değerlendirmek. Dünyanın sayılı 200 gözlem veri merkezi ile 1939 yılından bu yana sürdürülen veri alışverişini sürdürmek. NASA, ESA gibi kuruluşların atmosfer dışından gözlem yapmak amacıyla uzaya gönderdiği yapay uydu verilerini alıp indirgemek ve değerlendirmek Gerek yurt dışından alınan gerekse İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde elde edilen verileri kullanarak ve gerekli bilgisayar programlarını yazarak araştırmalar yapıp yayınlamak. gibi amaçlar gütmektedir.
Gözlemevi binası hangi mimari akım içinde değerlendirilmektedir?
[ { "answer_start": 143, "text": " rasyonel-modernist akım" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,435
Gözlemevi olarak kullanılan yapı, 1934-1936 yılları arasında, mimar Arif Hikmet Holtay'ın çizimlerine göre inşa edilmiştir. Yapı, mimari olarak rasyonel-modernist akım içinde değerlendirilmektedir. Hâlen etkin olarak aynı amaçla kullanılmaktadır.
Gözlemevi inşasında kimin çizimleri kullanılmıştır?
[ { "answer_start": 62, "text": "mimar Arif Hikmet Holtay'ın" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,436
Gözlemevi olarak kullanılan yapı, 1934-1936 yılları arasında, mimar Arif Hikmet Holtay'ın çizimlerine göre inşa edilmiştir. Yapı, mimari olarak rasyonel-modernist akım içinde değerlendirilmektedir. Hâlen etkin olarak aynı amaçla kullanılmaktadır.
Gözlemevi hangi yıllar arasında inşa edilmiştir?
[ { "answer_start": 33, "text": " 1934-1936" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,437
Gözlemevi olarak kullanılan yapı, 1934-1936 yılları arasında, mimar Arif Hikmet Holtay'ın çizimlerine göre inşa edilmiştir. Yapı, mimari olarak rasyonel-modernist akım içinde değerlendirilmektedir. Hâlen etkin olarak aynı amaçla kullanılmaktadır.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'ndeki yenileştirme çalışmaları kaç yılında başlamıştır?
[ { "answer_start": 77, "text": "2009 " } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,438
Gözlemevi ana binası (Yapım 1933) ve etrafındaki farklı yapılaşmalar (1950), 2009 yılında başlayan yenileştirme çalışmaları projesi çerçevesinde 8 Temmuz 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda ana binaya karbon fiberlerle ve çeliklerle takviye ve iyileştirme yapılıp aslına uygun restorasyonu tamamlanmıştır. Çevre binaların 1999 depremi sonrası oluşan hasarlı kalıntıları tamamen yıkılarak yerine ana bina ile uyumlu Avrupa'nın en modern ve işlevsel Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi bina kompleksi oluşturuldu.
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi ana binası kaç yılında yapılmıştır?
[ { "answer_start": 28, "text": "1933" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,439
Gözlemevi ana binası (Yapım 1933) ve etrafındaki farklı yapılaşmalar (1950), 2009 yılında başlayan yenileştirme çalışmaları projesi çerçevesinde 8 Temmuz 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda ana binaya karbon fiberlerle ve çeliklerle takviye ve iyileştirme yapılıp aslına uygun restorasyonu tamamlanmıştır. Çevre binaların 1999 depremi sonrası oluşan hasarlı kalıntıları tamamen yıkılarak yerine ana bina ile uyumlu Avrupa'nın en modern ve işlevsel Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi bina kompleksi oluşturuldu.
Gözlemevi ana binasına hangi malzemelerle takviye ve iyileştirme yapılmıştır?
[ { "answer_start": 220, "text": "karbon fiberlerle ve çeliklerle" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,440
Gözlemevi ana binası (Yapım 1933) ve etrafındaki farklı yapılaşmalar (1950), 2009 yılında başlayan yenileştirme çalışmaları projesi çerçevesinde 8 Temmuz 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda ana binaya karbon fiberlerle ve çeliklerle takviye ve iyileştirme yapılıp aslına uygun restorasyonu tamamlanmıştır. Çevre binaların 1999 depremi sonrası oluşan hasarlı kalıntıları tamamen yıkılarak yerine ana bina ile uyumlu Avrupa'nın en modern ve işlevsel Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi bina kompleksi oluşturuldu.
Gözlemevi ana binasındaki yenileştirme çalışmaları hangi tarihte tamamlanmıştır?
[ { "answer_start": 145, "text": "8 Temmuz 2013" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,441
Gözlemevi ana binası (Yapım 1933) ve etrafındaki farklı yapılaşmalar (1950), 2009 yılında başlayan yenileştirme çalışmaları projesi çerçevesinde 8 Temmuz 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda ana binaya karbon fiberlerle ve çeliklerle takviye ve iyileştirme yapılıp aslına uygun restorasyonu tamamlanmıştır. Çevre binaların 1999 depremi sonrası oluşan hasarlı kalıntıları tamamen yıkılarak yerine ana bina ile uyumlu Avrupa'nın en modern ve işlevsel Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi bina kompleksi oluşturuldu.
Gözlemevi ana binası hangi proje çerçevesinde yenileştirilmiştir?
[ { "answer_start": 99, "text": "yenileştirme çalışmaları projesi" } ]
İstanbul Üniversitesi Gözlemevi
13,442
Gözlemevi ana binası (Yapım 1933) ve etrafındaki farklı yapılaşmalar (1950), 2009 yılında başlayan yenileştirme çalışmaları projesi çerçevesinde 8 Temmuz 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda ana binaya karbon fiberlerle ve çeliklerle takviye ve iyileştirme yapılıp aslına uygun restorasyonu tamamlanmıştır. Çevre binaların 1999 depremi sonrası oluşan hasarlı kalıntıları tamamen yıkılarak yerine ana bina ile uyumlu Avrupa'nın en modern ve işlevsel Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi bina kompleksi oluşturuldu.
1972-86 yılları arasında hangi ülkelerde kimya üzerine çalışmalar yapmıştır?
[ { "answer_start": 130, "text": "Türkiye ve İngiltere’de " } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.tr
13,443
İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamladı. 1970 yılında İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi’nden mezun oldu. 1972-86 yıllarında Türkiye ve İngiltere’de kimya sanayiinde teknik ve idari görevlerde bulundu. Bu süre içinde bilim ve dil felsefesi çalıştı.
Şakir Kocabaş felsefenin hangi dallarıyla ilgilenmiştir?
[ { "answer_start": 222, "text": "bilim ve dil felsefesi" } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.tr
13,444
İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamladı. 1970 yılında İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi’nden mezun oldu. 1972-86 yıllarında Türkiye ve İngiltere’de kimya sanayiinde teknik ve idari görevlerde bulundu. Bu süre içinde bilim ve dil felsefesi çalıştı.
Şakir Kocabaş hangi üniversite ve fakültede okumuştur?
[ { "answer_start": 64, "text": "İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi" } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.tr
13,445
İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamladı. 1970 yılında İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi’nden mezun oldu. 1972-86 yıllarında Türkiye ve İngiltere’de kimya sanayiinde teknik ve idari görevlerde bulundu. Bu süre içinde bilim ve dil felsefesi çalıştı.
Şakir Kocabaş lise eğitimini nerede almıştır?
[ { "answer_start": 28, "text": "İstanbul’da " } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.tr
13,446
İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamladı. 1970 yılında İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi’nden mezun oldu. 1972-86 yıllarında Türkiye ve İngiltere’de kimya sanayiinde teknik ve idari görevlerde bulundu. Bu süre içinde bilim ve dil felsefesi çalıştı.
Şakir Kocabaş'ın 1985'te yayımlanan kitabının adı nedir?
[ { "answer_start": 20, "text": "\"İfadelerin Gramatik Ayırımı\" " } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.tr
13,447
1985’te yayınladığı "İfadelerin Gramatik Ayırımı" adlı kitabı Düşünce dalında Yazarlar Birliği’nin ödülünü kazandı. 1985-90 yılları arasında Londra Üniversitesi’nde yapay zeka alanında doktora yaptı. Doktora tezinin konusu “Bilginin İşlevsel Sınıflandırılması: Bilimsel Araştırma ve Buluşlar Üzerine Uygulamalar” (Functional Categorization of Discovery) idi.
Şakir Kocabaş'ın İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde görevi nedir?
[ { "answer_start": 83, "text": "öğretim üyesi" } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.t
13,448
1991 yılında Türkiye’ye dönen Dr. Kocabaş İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı ve Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nde Yapay Zeka Öbek başkanlığı yaptı. Kocabaş’ın yapay zeka alanında 15’den fazla uluslararası makale ve konferans yayını bulunmaktadır.
Şakir Kocabaş’ın yapay zeka alanında kaç adet yayını vardır?
[ { "answer_start": 218, "text": "15’den fazla " } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.t
13,449
1991 yılında Türkiye’ye dönen Dr. Kocabaş İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı ve Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nde Yapay Zeka Öbek başkanlığı yaptı. Kocabaş’ın yapay zeka alanında 15’den fazla uluslararası makale ve konferans yayını bulunmaktadır.
Şakir Kocabaş Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nde hangi görevi üstlenmiştir?
[ { "answer_start": 153, "text": "Yapay Zeka Öbek başkanlığı" } ]
Şakir Kocabaş - kimkimdir.gen.t
13,450
1991 yılında Türkiye’ye dönen Dr. Kocabaş İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı ve Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nde Yapay Zeka Öbek başkanlığı yaptı. Kocabaş’ın yapay zeka alanında 15’den fazla uluslararası makale ve konferans yayını bulunmaktadır.
Uzun Pergel'in ek parçaları nelerdir?
[ { "answer_start": 151, "text": " İki mandrel ve tirlin çelik, grafit çubuğu sapı pirinç" } ]
Uzun Pergel
13,451
Pirinç, tornalanmış, 2 parça, vida dişiyle birbirine bağ-lanabilir, uzunluk 55 ve 57 cm., üzerinde hareketli iki pirinç binici bulunmakta. Ek parçalar: İki mandrel ve tirlin çelik, grafit çubuğu sapı pirinç. Kadife iç kaplamalı oyuklu ahşap mahfaza.
Uzun Pergel'in uzunluğu kaç cm'dir
[ { "answer_start": 76, "text": "55 ve 57 cm." } ]
Uzun Pergel
13,452
Pirinç, tornalanmış, 2 parça, vida dişiyle birbirine bağ-lanabilir, uzunluk 55 ve 57 cm., üzerinde hareketli iki pirinç binici bulunmakta. Ek parçalar: İki mandrel ve tirlin çelik, grafit çubuğu sapı pirinç. Kadife iç kaplamalı oyuklu ahşap mahfaza.
Açıölçer hangi amaçlarla kullanılabilir?
[ { "answer_start": 202, "text": "mevcut açıları ölçme" } ]
Açıölçer
13,453
Bu açıölçer türü Osmanlı astronomların 10./16. yüzyıldan bir minyatür üzerinde (bkz. s. 148) tasvir edilen avadanlıkları arasında bulunmaktadır.Alet hem istenen derecelere göre açılar sağlama-ya hem de mevcut açıları ölçmeye yaramaktadır.
destūr el-aḳṭār nedir?
[ { "answer_start": 391, "text": "«değişik uzunluklardaki doğru parçalarını sunulan tarzda bir ve aynı ölçeğe göre bölümleme şablonudur" } ]
Daireleri ve Düz Çizgileri Bölümlemek İçin Düzenekler
13,454
İstīʿāb el-Vucūh el-Mümkine fī Ṣanʿat el-Asṭurlābisimli kitabında el-Bīrūnī, usturlap imaline yöne-lik yardımcı araçlar hakkında ilginç ayrıntılar aktarmaktadır. Bunlardan birisi «daireleri belirli bir tarzda bölümlemek için, yani verilen yayları üzerlerine taşımak için olan destūr ed-devāʾir(daireler düzeneği) dir.» İkinci alet destūr el-aḳṭār ya da destūr el-muḳanṭar adındadır. Bu alet «değişik uzunluklardaki doğru parçalarını sunulan tarzda bir ve aynı ölçeğe göre bölümleme şablonudur. Ayrıca açılır kapanır bir çifte cetvel (masṭar müsennā) tarif edilmektedir ve eğik uçlu bir pergel anılmaktadır
destūr el-aḳṭār'ın diğer adı nedir?
[ { "answer_start": 352, "text": " destūr el-muḳanṭar" } ]
Daireleri ve Düz Çizgileri Bölümlemek İçin Düzenekler
13,455
İstīʿāb el-Vucūh el-Mümkine fī Ṣanʿat el-Asṭurlābisimli kitabında el-Bīrūnī, usturlap imaline yöne-lik yardımcı araçlar hakkında ilginç ayrıntılar aktarmaktadır. Bunlardan birisi «daireleri belirli bir tarzda bölümlemek için, yani verilen yayları üzerlerine taşımak için olan destūr ed-devāʾir(daireler düzeneği) dir.» İkinci alet destūr el-aḳṭār ya da destūr el-muḳanṭar adındadır. Bu alet «değişik uzunluklardaki doğru parçalarını sunulan tarzda bir ve aynı ölçeğe göre bölümleme şablonudur. Ayrıca açılır kapanır bir çifte cetvel (masṭar müsennā) tarif edilmektedir ve eğik uçlu bir pergel anılmaktadır
İstīʿāb el-Vucūh el-Mümkine fī Ṣanʿat el-Asṭurlāb kimin eseridir?
[ { "answer_start": 66, "text": "el-Bīrūnī" } ]
Daireleri ve Düz Çizgileri Bölümlemek İçin Düzenekler
13,456
İstīʿāb el-Vucūh el-Mümkine fī Ṣanʿat el-Asṭurlābisimli kitabında el-Bīrūnī, usturlap imaline yöne-lik yardımcı araçlar hakkında ilginç ayrıntılar aktarmaktadır. Bunlardan birisi «daireleri belirli bir tarzda bölümlemek için, yani verilen yayları üzerlerine taşımak için olan destūr ed-devāʾir(daireler düzeneği) dir.» İkinci alet destūr el-aḳṭār ya da destūr el-muḳanṭar adındadır. Bu alet «değişik uzunluklardaki doğru parçalarını sunulan tarzda bir ve aynı ölçeğe göre bölümleme şablonudur. Ayrıca açılır kapanır bir çifte cetvel (masṭar müsennā) tarif edilmektedir ve eğik uçlu bir pergel anılmaktadır
Ebu Nasr Mansur El-Biruni'ye hangi konuları öğretti?
[ { "answer_start": 272, "text": "Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini" } ]
El-Biruni
13,457
Ebu Reyhan Muhammad bin Ahmed el-Biruni, bugünün Özbekistan'ı sayılan Harezm'de 973 senesinde doğdu. Bölgenin hükümdar ailesinden olan Ebu Nasr Mansur'dan bilim konularıyla ilgili ilk eğitimini aldı. Ebu Nasr Mansur seçkin bir gökbilimce ve matematikçiydi ve El-Biruni'ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini öğretti.
El-Biruni ilk bilimsel eğitimini kimden aldı?
[ { "answer_start": 101, "text": "Bölgenin hükümdar ailesinden olan Ebu Nasr Mansur'dan" } ]
El-Biruni
13,458
Ebu Reyhan Muhammad bin Ahmed el-Biruni, bugünün Özbekistan'ı sayılan Harezm'de 973 senesinde doğdu. Bölgenin hükümdar ailesinden olan Ebu Nasr Mansur'dan bilim konularıyla ilgili ilk eğitimini aldı. Ebu Nasr Mansur seçkin bir gökbilimce ve matematikçiydi ve El-Biruni'ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini öğretti.
El-Biruni nerede dünyaya geldi?
[ { "answer_start": 41, "text": "bugünün Özbekistan'ı sayılan Harezm'de" } ]
El-Biruni
13,459
Ebu Reyhan Muhammad bin Ahmed el-Biruni, bugünün Özbekistan'ı sayılan Harezm'de 973 senesinde doğdu. Bölgenin hükümdar ailesinden olan Ebu Nasr Mansur'dan bilim konularıyla ilgili ilk eğitimini aldı. Ebu Nasr Mansur seçkin bir gökbilimce ve matematikçiydi ve El-Biruni'ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini öğretti.
El-Biruni kaç senesinde dünyaya geldi?
[ { "answer_start": 80, "text": "973 senesinde" } ]
El-Biruni
13,460
Ebu Reyhan Muhammad bin Ahmed el-Biruni, bugünün Özbekistan'ı sayılan Harezm'de 973 senesinde doğdu. Bölgenin hükümdar ailesinden olan Ebu Nasr Mansur'dan bilim konularıyla ilgili ilk eğitimini aldı. Ebu Nasr Mansur seçkin bir gökbilimce ve matematikçiydi ve El-Biruni'ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini öğretti.
Biruni hangi yunan filozoflarından etkilenmiştir?
[ { "answer_start": 302, "text": "Aristo, Arşimet ve Demokritus" } ]
El-Biruni
13,461
11. yüzyılın önemli Müslüman hükümdarlarından Gazneli Mahmut ise Hindistan seyahatlerine El-Biruni'yi de götürdü. El-Biruni, meşhur kitabı Kitab'üt-Tahkik Ma li'l-Hind'i 1017-1030 yılları arasında Hindistan'da yaşarken yazdı. 17 yaşında bilimsel çalışmalarına başlayan Biruni, Yunan filozoflarından Aristo, Arşimet ve Demokritus'un çalışmalarından etkilendi.
Kitab'üt-Tahkik Ma li'l-Hind'i El-Biruni tarafından hangi yıllar arasında yazılmıştır?
[ { "answer_start": 173, "text": "1017-1030 yılları arasında" } ]
El-Biruni
13,462
11. yüzyılın önemli Müslüman hükümdarlarından Gazneli Mahmut ise Hindistan seyahatlerine El-Biruni'yi de götürdü. El-Biruni, meşhur kitabı Kitab'üt-Tahkik Ma li'l-Hind'i 1017-1030 yılları arasında Hindistan'da yaşarken yazdı. 17 yaşında bilimsel çalışmalarına başlayan Biruni, Yunan filozoflarından Aristo, Arşimet ve Demokritus'un çalışmalarından etkilendi.
El-Biruni Hindistan seyahatlerine hangi hükümdarla birlikte gitti?
[ { "answer_start": 46, "text": "Gazneli Mahmut" } ]
El-Biruni
13,463
11. yüzyılın önemli Müslüman hükümdarlarından Gazneli Mahmut ise Hindistan seyahatlerine El-Biruni'yi de götürdü. El-Biruni, meşhur kitabı Kitab'üt-Tahkik Ma li'l-Hind'i 1017-1030 yılları arasında Hindistan'da yaşarken yazdı. 17 yaşında bilimsel çalışmalarına başlayan Biruni, Yunan filozoflarından Aristo, Arşimet ve Demokritus'un çalışmalarından etkilendi.
Biruni hangi bilim dalının kurucusudur?
[ { "answer_start": 181, "text": "Jeodezi biliminin" } ]
El-Biruni
13,464
Biruni Güneşin yüksekliği ve şehrin boylamını hesapladı, Güneşin hareketlerinden mevsimlerin ne zaman başladığını belirledi. Dünyanın çapını, bugünkü değere çok yakın olarak buldu. Jeodezi biliminin ise kurucusu oldu. Biruni ayrıca Hindistan'dayken öğrendiği trigonometrinin astronomiden ayrı bir bilim olarak görülmesi gerektiğini savundu. Trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın birim olarak kullanılmasını önerdi.
Ebū ʿAlī İbn Sīnā ne zaman ölmüştür?
[ { "answer_start": 114, "text": "428/1037" } ]
Gök Kuşağı Teorisine Dair
13,465
Günümüze ulaşan, daha doğrusu araştırılan kay-nakların bilgisinin ulaştırdığı kanaate göre, Ebū ʿAlī İbn Sīnā (ö. 428/1037)1 gök kuşağı öğretisin-de2 büyük üstaddan (Aristo’dan) hiç de önem-siz sayılamayacak ölçüde uzaklaşmaya başlamış Aristoculardan birisiydi3. İbn Sīnā’nın gök kuşağı görüşü sonraları Avrupalı ardılları üzerinde geniş ölçüde etkide bulunmuştur4. İbn Sīnā diyor ki5: «Gök kuşağının diğer durumlarını henüz nihai ola-rak incelememiş olmakla beraber bazı durumları net bir şekilde kavradım. Çoğu kez, bu kavisin [gök kuşağı] göğün yoğun bulutlarla olduğu sıralarda belirmediğini tespit ettim. Benim de ait olduğum peripatetik ekolün gökkuşağı hakkındaki öğretile-ri beni çok az tatmin etmektedir. Herşeyden önce gökkuşağının kesif bulutların olmadığı yerde nasıl göründüğünü bizzat gözlemlediğim şekliyle anlat-mak istiyorum. Daha sonra, gökkuşağının neden dolayı sadece bir yarım daireden veya daha küçü-ğünden oluştuğu meselesini münakaşa edeceğim. Aynı zamanda gökkuşağının yazları niçin günün her vaktinde ortaya çıkmadığını, fakat muhteme-len kışın her vaktinde ortaya çıkabildiğini gösteri-yorum. Gökkuşağının renkleri hususunda henüz bir açıklığa kavuşmuş değilim. Nedenlerini bilmi-yorum, başkalarının tam anlamıyla yanlış ve akıl dışı öğretileri de beni tatmin etmemektedir.
Âdil Melike Turhan Hastanesi hangi yılda inşa ettirilmiştir?
[ { "answer_start": 58, "text": "1228" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,466
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Âdil Melike Turhan Hastanesi Sivas'ın hangi ilçesindedir?
[ { "answer_start": 205, "text": "Divriği" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,467
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Âdil Melike Turhan Hastanesi'nin alanı kaç metredir?
[ { "answer_start": 331, "text": "32 x 24" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,468
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Âdil Melike Turhan Hastanesi'nin bitişiğinde olan camii kim tarafından inşa ettirilmiştir?
[ { "answer_start": 125, "text": "Amed Şah" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,469
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Âdil Melike Turhan Hastanesi'nin külliyesinin alanı kaç metredir?
[ { "answer_start": 409, "text": "32 x 64" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,470
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Âdil Melike Turhan Hastanesi kim tarafından inşa ettirilmiştir?
[ { "answer_start": 146, "text": "Âdil Melike Turhan" } ]
Âdil Melike Turhan Hastanesi
13,471
Anadolu'nun günümüze eksiksiz ulaşan bu en eski hastanesi 1228 yılında Fahreddin Behram Şah'ın kızı ve Mengücek Beyliği'nden Amed Şah'ın refikası Âdil Melike Turhan tarafından inşa ettirilmiştir. Hastane, Divriği'de (Sivas'ın güney doğusu) Amed Şah tarafından inşa ettirilmiş olan camiin bitişiğinde inşa edilmiştir. Hastane kısmı 32 x 24 metrelik bir alana sahiptir; cami ile birlikte bütün külliyenin alanı 32 x 64 metre ebadındadır.
Benu Musa kimlerden oluşur?
[ { "answer_start": 119, "text": "Muhammed, Ahmed ve el-Hasan" } ]
Benu Musa
13,472
Musa bin Şakir'in 9. yüzyılın ikinci yarısında Bağdat'da matematikçi, astronom ve fizikçiler olarak faaliyette bulunan Muhammed, Ahmed ve el-Hasan isimli üç oğluna verilen isimdir.
Musa bin Şakir'in kaç oğlu vardır?
[ { "answer_start": 154, "text": "üç" } ]
Benu Musa
13,473
Musa bin Şakir'in 9. yüzyılın ikinci yarısında Bağdat'da matematikçi, astronom ve fizikçiler olarak faaliyette bulunan Muhammed, Ahmed ve el-Hasan isimli üç oğluna verilen isimdir.
Benu Musa nerede yaşamaktaydılar?
[ { "answer_start": 47, "text": "Bağdat'da" } ]
Benu Musa
13,474
Musa bin Şakir'in 9. yüzyılın ikinci yarısında Bağdat'da matematikçi, astronom ve fizikçiler olarak faaliyette bulunan Muhammed, Ahmed ve el-Hasan isimli üç oğluna verilen isimdir.
Benu Musa'nın sönmeyen lambasının bahsi hangi kitaplarında geçer?
[ { "answer_start": 10, "text": "Kitab el-Hiyel" } ]
Benu Musa
13,475
Benu Musa Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında şiddetli rüzgarda bile sönmeyen bir lamba tarif etmişlerdir. Modelimiz, Benu Musa'nın tariflerine, verdikleri resme ve E. Wiedemann ve D. Hill'in yorumlarına dayanarak oluşturulmuştur. İçinde lambanın bulunduğu yarım silindir, bir ayaklık içerisine kolaylıkla döndürülebilir olarak yerleştirilmiştir. Buna sabitlenen pirinç bayrak, hava hareketleri esnasında kapalı tarafla birlikte rüzgara doğru dönmesini sağlar, böylelikle ışık hava cereyanı tarafından söndürülemez. Bayrağın hafif hava cereyanında da dönebilmesi için, yatakların kolay hareketliliği çok önemli bir rol oynamaktadır.
Benu Musa'nın sönmeyen lambasının yataklarının kolay hareketliliği ne için tasarlanmıştır?
[ { "answer_start": 525, "text": "hafif hava cereyanında da dönebilmesi" } ]
Benu Musa
13,476
Benu Musa Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında şiddetli rüzgarda bile sönmeyen bir lamba tarif etmişlerdir. Modelimiz, Benu Musa'nın tariflerine, verdikleri resme ve E. Wiedemann ve D. Hill'in yorumlarına dayanarak oluşturulmuştur. İçinde lambanın bulunduğu yarım silindir, bir ayaklık içerisine kolaylıkla döndürülebilir olarak yerleştirilmiştir. Buna sabitlenen pirinç bayrak, hava hareketleri esnasında kapalı tarafla birlikte rüzgara doğru dönmesini sağlar, böylelikle ışık hava cereyanı tarafından söndürülemez. Bayrağın hafif hava cereyanında da dönebilmesi için, yatakların kolay hareketliliği çok önemli bir rol oynamaktadır.
Benu Musa'nın bitmeyen lambalarına verdikleri ad nedir?
[ { "answer_start": 20, "text": "Allah lambası" } ]
Benu Musa
13,477
Arapça sirac Allah (Allah lambası) adıyla bir yağ lambası nitelendirilmektedir. Bu lambanın fitili kendiliğinden ileri çıkmakta ve yağı kendiliğinden içeri akmaktadır. Onu gören herkes, yağdan ve fitilden hiçbir şeyin asla tükenmediğine inanır. Musa'nın üç oğlu (Benu Musa), 9. yüzyılın ilk yarısında Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında bu tür bir lamba tarif etmişlerdir. Lamba, kimsenin yeniden fitil sürmesine gerek kalmaksızın günlerce yanabiliyordu. Yağ otomatik olarak yeniden akıyordu, görünüşe göre miktar azalmaksızın. Teknik olarak iddialı bu sistem, lambanın gizli bir rezervuardan kendi kendini yeniden doldurmasını temin etmektedir. Alçalan yağ seviyesi j aralığını açar açmaz vakum kalkar, aralık tekrar kaybolana ve rezervuarda vakum yenilenene kadar, yağ lambanın içine akar. Asıl lambanın doldurulması bu şekilde daima sabit kalmaktadır. şamandırası, fitilin reservuardaki azalan yağ seviyesinde otomatik olarak yeniden itilmesine sebep olmaktadır. Kullanım amacı hakkında Benu Musa şöyle demektedirler: Bu lambayı din işleriyle uğraşan insanlar yakarlar. Onlar bu lambada, ateşin sönmediği, yani ateşin ateş borusu içinde kesintisiz olarak yandığı sonsuz bir lambanın olduğuna inanırlar, bu, Zerdüştler'de ve Kilise'de, yani Hıristiyanlardaki durumdur. Şamdan ve yağ deposu, sadece lamba görülecek şekilde duvara gizli olarak yerleştirilirse, bu durum bakan kimse üzerinde daha iyi bir etki bırakır.
Benu Musa'nın bitmeyen lambası ne tür bir lambadır?
[ { "answer_start": 46, "text": "yağ lambası" } ]
Benu Musa
13,478
Arapça sirac Allah (Allah lambası) adıyla bir yağ lambası nitelendirilmektedir. Bu lambanın fitili kendiliğinden ileri çıkmakta ve yağı kendiliğinden içeri akmaktadır. Onu gören herkes, yağdan ve fitilden hiçbir şeyin asla tükenmediğine inanır. Musa'nın üç oğlu (Benu Musa), 9. yüzyılın ilk yarısında Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında bu tür bir lamba tarif etmişlerdir. Lamba, kimsenin yeniden fitil sürmesine gerek kalmaksızın günlerce yanabiliyordu. Yağ otomatik olarak yeniden akıyordu, görünüşe göre miktar azalmaksızın. Teknik olarak iddialı bu sistem, lambanın gizli bir rezervuardan kendi kendini yeniden doldurmasını temin etmektedir. Alçalan yağ seviyesi j aralığını açar açmaz vakum kalkar, aralık tekrar kaybolana ve rezervuarda vakum yenilenene kadar, yağ lambanın içine akar. Asıl lambanın doldurulması bu şekilde daima sabit kalmaktadır. şamandırası, fitilin reservuardaki azalan yağ seviyesinde otomatik olarak yeniden itilmesine sebep olmaktadır. Kullanım amacı hakkında Benu Musa şöyle demektedirler: Bu lambayı din işleriyle uğraşan insanlar yakarlar. Onlar bu lambada, ateşin sönmediği, yani ateşin ateş borusu içinde kesintisiz olarak yandığı sonsuz bir lambanın olduğuna inanırlar, bu, Zerdüştler'de ve Kilise'de, yani Hıristiyanlardaki durumdur. Şamdan ve yağ deposu, sadece lamba görülecek şekilde duvara gizli olarak yerleştirilirse, bu durum bakan kimse üzerinde daha iyi bir etki bırakır.
Benu Musa'nın bitmeyen lambasının bahsi hangi kitapta geçer?
[ { "answer_start": 301, "text": "Kitab el-Hiyel" } ]
Benu Musa
13,479
Arapça sirac Allah (Allah lambası) adıyla bir yağ lambası nitelendirilmektedir. Bu lambanın fitili kendiliğinden ileri çıkmakta ve yağı kendiliğinden içeri akmaktadır. Onu gören herkes, yağdan ve fitilden hiçbir şeyin asla tükenmediğine inanır. Musa'nın üç oğlu (Benu Musa), 9. yüzyılın ilk yarısında Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında bu tür bir lamba tarif etmişlerdir. Lamba, kimsenin yeniden fitil sürmesine gerek kalmaksızın günlerce yanabiliyordu. Yağ otomatik olarak yeniden akıyordu, görünüşe göre miktar azalmaksızın. Teknik olarak iddialı bu sistem, lambanın gizli bir rezervuardan kendi kendini yeniden doldurmasını temin etmektedir. Alçalan yağ seviyesi j aralığını açar açmaz vakum kalkar, aralık tekrar kaybolana ve rezervuarda vakum yenilenene kadar, yağ lambanın içine akar. Asıl lambanın doldurulması bu şekilde daima sabit kalmaktadır. şamandırası, fitilin reservuardaki azalan yağ seviyesinde otomatik olarak yeniden itilmesine sebep olmaktadır. Kullanım amacı hakkında Benu Musa şöyle demektedirler: Bu lambayı din işleriyle uğraşan insanlar yakarlar. Onlar bu lambada, ateşin sönmediği, yani ateşin ateş borusu içinde kesintisiz olarak yandığı sonsuz bir lambanın olduğuna inanırlar, bu, Zerdüştler'de ve Kilise'de, yani Hıristiyanlardaki durumdur. Şamdan ve yağ deposu, sadece lamba görülecek şekilde duvara gizli olarak yerleştirilirse, bu durum bakan kimse üzerinde daha iyi bir etki bırakır.
Benu Musa bitmeyen lambalarının daha çok kimlerin kullandığını söylemiştir?
[ { "answer_start": 1031, "text": "din işleriyle uğraşan insanlar" } ]
Benu Musa
13,480
Arapça sirac Allah (Allah lambası) adıyla bir yağ lambası nitelendirilmektedir. Bu lambanın fitili kendiliğinden ileri çıkmakta ve yağı kendiliğinden içeri akmaktadır. Onu gören herkes, yağdan ve fitilden hiçbir şeyin asla tükenmediğine inanır. Musa'nın üç oğlu (Benu Musa), 9. yüzyılın ilk yarısında Kitab el-Hiyel isimli kitaplarında bu tür bir lamba tarif etmişlerdir. Lamba, kimsenin yeniden fitil sürmesine gerek kalmaksızın günlerce yanabiliyordu. Yağ otomatik olarak yeniden akıyordu, görünüşe göre miktar azalmaksızın. Teknik olarak iddialı bu sistem, lambanın gizli bir rezervuardan kendi kendini yeniden doldurmasını temin etmektedir. Alçalan yağ seviyesi j aralığını açar açmaz vakum kalkar, aralık tekrar kaybolana ve rezervuarda vakum yenilenene kadar, yağ lambanın içine akar. Asıl lambanın doldurulması bu şekilde daima sabit kalmaktadır. şamandırası, fitilin reservuardaki azalan yağ seviyesinde otomatik olarak yeniden itilmesine sebep olmaktadır. Kullanım amacı hakkında Benu Musa şöyle demektedirler: Bu lambayı din işleriyle uğraşan insanlar yakarlar. Onlar bu lambada, ateşin sönmediği, yani ateşin ateş borusu içinde kesintisiz olarak yandığı sonsuz bir lambanın olduğuna inanırlar, bu, Zerdüştler'de ve Kilise'de, yani Hıristiyanlardaki durumdur. Şamdan ve yağ deposu, sadece lamba görülecek şekilde duvara gizli olarak yerleştirilirse, bu durum bakan kimse üzerinde daha iyi bir etki bırakır.
el-Muradî Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar adlı eserinde kaç model çizmiştir?
[ { "answer_start": 151, "text": "31" } ]
Eğlence Otomatı
13,481
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Muradî'nin tasarladığı bu otomat ne tür bir saate benzemektedir?
[ { "answer_start": 229, "text": "su saati" } ]
Eğlence Otomatı
13,482
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Muradî'nin tasarladığı bu otomatta kullanılan en kayda değer şey nedir?
[ { "answer_start": 520, "text": "cıva" } ]
Eğlence Otomatı
13,483
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Muradî tasarladığı bu otomatını hangi kitabında çizip tanıtmıştır?
[ { "answer_start": 76, "text": "Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar" } ]
Eğlence Otomatı
13,484
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Muradî'nin tasarladığı bu otomatta cıva kullanmasıyla yapılan hangi icat ile bağlantı meydana gelmektedir?
[ { "answer_start": 583, "text": "Alfons Cıva Saati" } ]
Eğlence Otomatı
13,485
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Muradî'nin tasarladığı bu otomatta Arap tekniğinin hangi tipik unsurları bulunmaz?
[ { "answer_start": 658, "text": "konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri" } ]
Eğlence Otomatı
13,486
Bu alet, Muhammed veya Ahmed b. Halef el-Muradî isimli bir kimse tarafından Kitab el-Esrar fî Netaic el-Efkar isimli kitabında tarif edilen ve çizilen 31 modelden birisidir. Kitabın sonraki dört modeliyle birlikte bu otomat, bir su saatine benzemektedir; çünkü belirli hareketler saptanmış fasılalar halinde ortaya çıkmaktadır, fakat özenli bir zaman ölçümü mevcut değildir. Bu model, J. Vernet, R. Casal, M.V. Villuendas ve Eduard Farré (Barselona)'nin açıklamalarına ve taslaklarına dayanarak yapılmıştır. Bu otomatta cıvanın kullanılmış olması kayda değerdir, böylece bu otomatla Alfons Cıva Saati arasında bir bağlantı meydana çıkmaktadır. Diğer yandan, konik supaplar, geciktirici sistemler, reaksiyon kontrolleri ve hassas basınç dengelemesi gibi Arap tekniğinin tipik unsurlarının bulunmaması göze çarpmaktadır.
el-Cezerî'nin şifreli kilidinin kaç hanesi vardır?
[ { "answer_start": 25, "text": "12" } ]
el-Cezerî
13,487
İbn er-Rezzaz el-Cezerî (1200 civarı) kitabının son bölümünde bir dizi mekanik araçlar ele almaktadır, bunlar arasında bir sandığı 12 harfle kilitlemeye yarayan şifreli bir kilit (kufl yukfelu ala şanduk bi-huruf isna aşer min huruf el-mucem) yer almaktadır. Kapak, dört şifreli kilitle ve bir döndürme topuzuna bağlı olan iki plakadan oluşmaktadır. Kapak plakası, takılacak yer olarak hizmet etmektedir. Altında bulunan plaka, döndürme topuzuyla birlikte birbirinden ayrı olarak sürülebilen iki yarımdan oluşmaktadır. Bu sadece, kilitler belirli bir kombinasyon üzere ayarlanırlarsa mümkündür. Kilitlerdeki daireler daha sonra, alt plakaya sabitlenmiş emniyet pimlerinin içine kayabileceği bir kanalı serbest bırakır. Eğer şifreli kilit bu iş için öngörülen bir sandığın üzerine yerleştirilirse altta bulunan plaka döndürme topuzu yardımıyla iki girintiye girebilir. Eş zamanlı olarak bir silindir, kenara yerleştirilmiş olan bir kılavuza sürülür, böylece alttaki plaka artık iç içe geçirilemez. Şifrelerin ayarlanmasıyla silindir emniyet altına alınır. Arapça'da sayısal bir değere tekabül eden on iki haneli harf şifresi açık kapakta kolayca değiştirilebilir.
el-Cezerî şifreli kilidini hangi yıl civarı tasarlamıştır?
[ { "answer_start": 25, "text": "1200" } ]
el-Cezerî
13,488
İbn er-Rezzaz el-Cezerî (1200 civarı) kitabının son bölümünde bir dizi mekanik araçlar ele almaktadır, bunlar arasında bir sandığı 12 harfle kilitlemeye yarayan şifreli bir kilit (kufl yukfelu ala şanduk bi-huruf isna aşer min huruf el-mucem) yer almaktadır. Kapak, dört şifreli kilitle ve bir döndürme topuzuna bağlı olan iki plakadan oluşmaktadır. Kapak plakası, takılacak yer olarak hizmet etmektedir. Altında bulunan plaka, döndürme topuzuyla birlikte birbirinden ayrı olarak sürülebilen iki yarımdan oluşmaktadır. Bu sadece, kilitler belirli bir kombinasyon üzere ayarlanırlarsa mümkündür. Kilitlerdeki daireler daha sonra, alt plakaya sabitlenmiş emniyet pimlerinin içine kayabileceği bir kanalı serbest bırakır. Eğer şifreli kilit bu iş için öngörülen bir sandığın üzerine yerleştirilirse altta bulunan plaka döndürme topuzu yardımıyla iki girintiye girebilir. Eş zamanlı olarak bir silindir, kenara yerleştirilmiş olan bir kılavuza sürülür, böylece alttaki plaka artık iç içe geçirilemez. Şifrelerin ayarlanmasıyla silindir emniyet altına alınır. Arapça'da sayısal bir değere tekabül eden on iki haneli harf şifresi açık kapakta kolayca değiştirilebilir.
el-Cezerî'nin şifreli sandığında kaç kilit vardır?
[ { "answer_start": 267, "text": "dört" } ]
el-Cezerî
13,489
İbn er-Rezzaz el-Cezerî (1200 civarı) kitabının son bölümünde bir dizi mekanik araçlar ele almaktadır, bunlar arasında bir sandığı 12 harfle kilitlemeye yarayan şifreli bir kilit (kufl yukfelu ala şanduk bi-huruf isna aşer min huruf el-mucem) yer almaktadır. Kapak, dört şifreli kilitle ve bir döndürme topuzuna bağlı olan iki plakadan oluşmaktadır. Kapak plakası, takılacak yer olarak hizmet etmektedir. Altında bulunan plaka, döndürme topuzuyla birlikte birbirinden ayrı olarak sürülebilen iki yarımdan oluşmaktadır. Bu sadece, kilitler belirli bir kombinasyon üzere ayarlanırlarsa mümkündür. Kilitlerdeki daireler daha sonra, alt plakaya sabitlenmiş emniyet pimlerinin içine kayabileceği bir kanalı serbest bırakır. Eğer şifreli kilit bu iş için öngörülen bir sandığın üzerine yerleştirilirse altta bulunan plaka döndürme topuzu yardımıyla iki girintiye girebilir. Eş zamanlı olarak bir silindir, kenara yerleştirilmiş olan bir kılavuza sürülür, böylece alttaki plaka artık iç içe geçirilemez. Şifrelerin ayarlanmasıyla silindir emniyet altına alınır. Arapça'da sayısal bir değere tekabül eden on iki haneli harf şifresi açık kapakta kolayca değiştirilebilir.
el-Cezerî'nin şifreli sandığının kapağı kaç plakadan oluşmaktaydı?
[ { "answer_start": 324, "text": "iki" } ]
el-Cezerî
13,490
İbn er-Rezzaz el-Cezerî (1200 civarı) kitabının son bölümünde bir dizi mekanik araçlar ele almaktadır, bunlar arasında bir sandığı 12 harfle kilitlemeye yarayan şifreli bir kilit (kufl yukfelu ala şanduk bi-huruf isna aşer min huruf el-mucem) yer almaktadır. Kapak, dört şifreli kilitle ve bir döndürme topuzuna bağlı olan iki plakadan oluşmaktadır. Kapak plakası, takılacak yer olarak hizmet etmektedir. Altında bulunan plaka, döndürme topuzuyla birlikte birbirinden ayrı olarak sürülebilen iki yarımdan oluşmaktadır. Bu sadece, kilitler belirli bir kombinasyon üzere ayarlanırlarsa mümkündür. Kilitlerdeki daireler daha sonra, alt plakaya sabitlenmiş emniyet pimlerinin içine kayabileceği bir kanalı serbest bırakır. Eğer şifreli kilit bu iş için öngörülen bir sandığın üzerine yerleştirilirse altta bulunan plaka döndürme topuzu yardımıyla iki girintiye girebilir. Eş zamanlı olarak bir silindir, kenara yerleştirilmiş olan bir kılavuza sürülür, böylece alttaki plaka artık iç içe geçirilemez. Şifrelerin ayarlanmasıyla silindir emniyet altına alınır. Arapça'da sayısal bir değere tekabül eden on iki haneli harf şifresi açık kapakta kolayca değiştirilebilir.
Kalâvûn Hastanesi nerede bulunmaktadır?
[ { "answer_start": 87, "text": "Kahire" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,491
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Kalâvûn Hastanesi'nin kurucusu kimdir?
[ { "answer_start": 248, "text": "Seyfeddîn Kalâvûn" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,492
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Kalâvûn Hastanesi'nin inşaatı hangi yıllarda başlatılmıştır?
[ { "answer_start": 461, "text": "1284" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,493
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Kalâvûn Hastanesi'nin kurucusu Seyfeddîn Kalâvûn nerede ve hangi yapıdan etkilenerek bu hastaneyi inşa ettirdi?
[ { "answer_start": 300, "text": "Şam'daki Bîmaristan en-Nurî" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,494
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Kalâvûn Hastanesi'nin eski adı nedir?
[ { "answer_start": 167, "text": "el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,495
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Kalâvûn Hastanesi'nin kurucusu Seyfeddîn Kalâvûn Bîmaristan en-Nurî'yi hangi yılda ziyaret etmiştir?
[ { "answer_start": 331, "text": "1276" } ]
Kalâvûn Hastanesi
13,496
Arap-İslam dünyasında en çok tanınan ve en önemli hastanelerden birisi de hiç kuşkusuz Kahire'de bulunan ve modern literatürde Kalâvûn hastanesi olarak isimlendirilen el-Maristan el-Kebîr el-Manşurî'dir. Kurucusu, Memlük Sultanı el-Melik el-Manşur Seyfeddîn Kalâvûn (dönemi 1279-1290)'dur. İnşasına, Şam'daki Bîmaristan en-Nurî'ye 1276 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında bu binadan etkilenerek niyetlenmiştir. Kahire'de tahta çıkmasından beş yıl sonra, yani 1284 yılında inşaatı başlatmıştır.
Mustanşıriyye Medresesi nerededir?
[ { "answer_start": 81, "text": "Bağdat" } ]
Mustanşıriyye Medresesi
13,497
Bu büyük medrese 1227 yılında son Abbasi Halifesi el-Mustanşır billah tarafından Bağdat'ta, Dicle kıyısında kurulmuştur. Burası, dört ortodoks fıkıh ekolünün öğretim konularının yanı sıra, tıbbın ve matematiksel bilimler öğretiminin de eşlik ettiği en eski Arap-İslam üniversitesi olabilir. Medresenin ihtiyaçlarının karşılanması, halife tarafından kurulan bir vakıf yoluyla gerçekleştiriliyordu. Ders veren hocaların ve diğer çalışanların sayısı 400 idi. Medrese, Bağdat'ın Moğollar tarafından istila edilmesinden sonra yağmalanan büyük ve önemli bir kütüphaneye sahipti. Halife, medreseyi sık sık ziyaret ediyor ve özel bir yerden dersleri ve bilginlerin tartışmalarını dinliyordu. Halife arasıra orada devlet konukları için resmi kabüller de düzenliyordu.
Mustanşıriyye Medresesi'ni kim yaptırmıştır?
[ { "answer_start": 50, "text": "el-Mustanşır" } ]
Mustanşıriyye Medresesi
13,498
Bu büyük medrese 1227 yılında son Abbasi Halifesi el-Mustanşır billah tarafından Bağdat'ta, Dicle kıyısında kurulmuştur. Burası, dört ortodoks fıkıh ekolünün öğretim konularının yanı sıra, tıbbın ve matematiksel bilimler öğretiminin de eşlik ettiği en eski Arap-İslam üniversitesi olabilir. Medresenin ihtiyaçlarının karşılanması, halife tarafından kurulan bir vakıf yoluyla gerçekleştiriliyordu. Ders veren hocaların ve diğer çalışanların sayısı 400 idi. Medrese, Bağdat'ın Moğollar tarafından istila edilmesinden sonra yağmalanan büyük ve önemli bir kütüphaneye sahipti. Halife, medreseyi sık sık ziyaret ediyor ve özel bir yerden dersleri ve bilginlerin tartışmalarını dinliyordu. Halife arasıra orada devlet konukları için resmi kabüller de düzenliyordu.
Mustanşıriyye Medresesi'nin ihtiyaçları nereden karşılanırdı?
[ { "answer_start": 361, "text": "vakıf yoluyla" } ]
Mustanşıriyye Medresesi
13,499
Bu büyük medrese 1227 yılında son Abbasi Halifesi el-Mustanşır billah tarafından Bağdat'ta, Dicle kıyısında kurulmuştur. Burası, dört ortodoks fıkıh ekolünün öğretim konularının yanı sıra, tıbbın ve matematiksel bilimler öğretiminin de eşlik ettiği en eski Arap-İslam üniversitesi olabilir. Medresenin ihtiyaçlarının karşılanması, halife tarafından kurulan bir vakıf yoluyla gerçekleştiriliyordu. Ders veren hocaların ve diğer çalışanların sayısı 400 idi. Medrese, Bağdat'ın Moğollar tarafından istila edilmesinden sonra yağmalanan büyük ve önemli bir kütüphaneye sahipti. Halife, medreseyi sık sık ziyaret ediyor ve özel bir yerden dersleri ve bilginlerin tartışmalarını dinliyordu. Halife arasıra orada devlet konukları için resmi kabüller de düzenliyordu.