question
stringlengths 2
476
| answers
list | title
stringlengths 4
104
| id
int64 0
14.2k
| context
stringlengths 31
11.1k
|
---|---|---|---|---|
Erol Tümertekin’in doktora çalışması hangi konudadır? | [
{
"answer_start": 1367,
"text": "\"Bölgesel Uygulamalı Coğrafya\"ya bir örnek olarak \"Kurak Bölgelerde Ziraat\" konusundadır"
}
] | Erol Tümertekin | 14,000 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin hangi konularda ilk yayını kendisi gerçekleştirmiştir? | [
{
"answer_start": 1457,
"text": "Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konuda"
}
] | Erol Tümertekin | 14,001 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda "kadınlar"'ı inceleme konusu olarak ilk ele alan kimdir? | [
{
"answer_start": 1781,
"text": "Prof. Dr. Erol Tümertekin"
}
] | Erol Tümertekin | 14,002 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabının özelliği nedir? | [
{
"answer_start": 2220,
"text": "yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir"
}
] | Erol Tümertekin | 14,003 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı kim tarafından yayımlanmıştır? | [
{
"answer_start": 2110,
"text": " İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından"
}
] | Erol Tümertekin | 14,004 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı hangi yılda yayımlanmıştır? | [
{
"answer_start": 2098,
"text": "1968"
}
] | Erol Tümertekin | 14,005 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı hangi dillerde yayımlanmıştır? | [
{
"answer_start": 2146,
"text": "İngilizce ve Türkçe"
}
] | Erol Tümertekin | 14,006 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin’in hangi konularda birçok yayını bulunmaktadır? | [
{
"answer_start": 2331,
"text": "\"Türkiye Nüfus Haritası\" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili"
}
] | Erol Tümertekin | 14,007 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
Erol Tümertekin Türkiye’de neyi ilk başlatanlar arasında yer almaktadır? | [
{
"answer_start": 2482,
"text": "nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan"
}
] | Erol Tümertekin | 14,008 | Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır. |
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte tekabül eden bir yay Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık kaç uzaklıktadır? | [
{
"answer_start": 2011,
"text": "180"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,009 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte bir yay 180 uzaklık neye tekabül eder? | [
{
"answer_start": 2288,
"text": "Geceye"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,010 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte bir yay 180 uzaklık geceye nerede tekabül eder? | [
{
"answer_start": 2297,
"text": "devamlı gündüz yayında"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,011 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece hangi rakam kayıt edilmelidir? | [
{
"answer_start": 2011,
"text": "180"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,012 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece kaç rakam kayıt edilmelidir? | [
{
"answer_start": 363,
"text": "bir"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,013 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde hangi günde rakamlarla başlanılırsa, en kısa günde sadece 180 kayıt edilmesi gerekir? | [
{
"answer_start": 703,
"text": "En uzun"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,014 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde hangi günde rakamlarla başlanılırsa, en kısa günde sadece bir rakamın kaydedilmesi gerekliydi? | [
{
"answer_start": 703,
"text": "En uzun"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,015 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en uzun günde rakamlarla başlanırsa hangi günde sadece bir rakamın kaydedilmesi yeterli olur? | [
{
"answer_start": 1102,
"text": " en kısa "
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,016 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en uzun günde rakamlarla başlanırsa hangi günde sadece 180 in kayıt edilmesi yeterli olur? | [
{
"answer_start": 1102,
"text": " en kısa "
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,017 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatindeki rakamlar içeri çizili yarıçapın neresine hakkedilmilştir? | [
{
"answer_start": 1879,
"text": " her iki yanına"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,018 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde her bir yaya, ona tekabül eden günler için kaç rakam yazılmıştır? | [
{
"answer_start": 1765,
"text": "iki"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,019 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde her bir yaya kaç gün tekabülm etmektedir? | [
{
"answer_start": 169,
"text": "10"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,020 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde yılsa kaç gün olduğu varsayılmaktadır? | [
{
"answer_start": 1026,
"text": "360"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,021 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde her bir yay kendisi içinde kaç kısıma ayrılmıştır? | [
{
"answer_start": 1318,
"text": "12"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,022 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en dıştaki yay kaç kısıma ayrılmıştır? | [
{
"answer_start": 963,
"text": "141/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,023 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatindeki yaylar kendilerinen bir önceki yaydan kaç derece daha kısadır? | [
{
"answer_start": 1250,
"text": "7,3°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,024 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en kısa gün kaç saattir | [
{
"answer_start": 1088,
"text": "91/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,025 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en iç yay kaç derecelik yayı kuşatır? | [
{
"answer_start": 1145,
"text": "236°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,026 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 236 derece kapsayan yay hangi yaydır? | [
{
"answer_start": 1074,
"text": " en iç "
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,027 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 91/2 saatlik güne tekabül eden yay kaç derecelik yayı kuşatır? | [
{
"answer_start": 1145,
"text": "236°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,028 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en kısa güne tekabül eden yay kaç derecelik yayı kuşatır? | [
{
"answer_start": 1145,
"text": "236°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,029 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en kısa güne eden yay hangi yaydır? | [
{
"answer_start": 1074,
"text": " en iç "
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,030 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 236 derece açıyı kapsayan yay hangi güne tekabül eder? | [
{
"answer_start": 1102,
"text": " en kısa"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,031 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 236 derece açıyı kaysayan yay kaç saatlik olan güne tekabül eder? | [
{
"answer_start": 1088,
"text": "91/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,032 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en içteki yay kaç saatlik olan güne tekabül eder? | [
{
"answer_start": 1088,
"text": "91/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,033 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en dış yay kaç derecelik açıyı kapsamaktadır? | [
{
"answer_start": 1026,
"text": "360°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,034 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en uzun güne tekabül eden yay kaç derecelik açıyı kapsamaktadır? | [
{
"answer_start": 1026,
"text": "360°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,035 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 141/2 saatlik güne tekabül eden yay kaç derecelik açıyı kapsamaktadır? | [
{
"answer_start": 1026,
"text": "360°"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,036 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerininkupa saatinde 141/2 saatlik güne tekabül eden yay hangi yaydır? | [
{
"answer_start": 719,
"text": "en dış"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,037 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en uzun güne tekabül eden yay hangi yaydır? | [
{
"answer_start": 719,
"text": "en dış"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,038 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 360 derecelik merkez açıyı kapsayan yay hangi yaydır? | [
{
"answer_start": 719,
"text": "en dış"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,039 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en dış yay hangi güne tekabül eder? | [
{
"answer_start": 979,
"text": "en uzun"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,040 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 360 derecelik açıyı kapsayan yay hangi güne tekabül eder? | [
{
"answer_start": 979,
"text": "en uzun"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,041 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerininkupa saatinin ayarlanabildiği en uzun gün kaç saattir? | [
{
"answer_start": 963,
"text": "141/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,042 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde en dış yayın tekabül ettiği gün kaç saattir? | [
{
"answer_start": 963,
"text": "141/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,043 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde 360 derecelik açıyı kapsayan yayın tekabül ettiği gün kaç saattir? | [
{
"answer_start": 963,
"text": "141/2"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,044 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin tarifine göre, el cezerinin kupa saatinde kupanın duvarı neyi sağlaması için gereken şekilde çekiçlenmiştir? | [
{
"answer_start": 878,
"text": "her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,045 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde her saatteki dönüşün sabit olması için çekiçlenen şey nedir? | [
{
"answer_start": 860,
"text": " kupanın duvarı"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,046 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül etmesi hangi durumda gerçekleşir? | [
{
"answer_start": 640,
"text": "saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,047 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde yarıçapın yayda gösterdiği yer ne anlama gelmektedir? | [
{
"answer_start": 549,
"text": "güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,048 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde yaylar nereden başlar? | [
{
"answer_start": 291,
"text": " katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,049 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde kaç yay bulunur? | [
{
"answer_start": 143,
"text": "18"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,050 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde gösterge ne yöne doğru hareket eder? | [
{
"answer_start": 436,
"text": "sola"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,051 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatindeki yayların başlangıç noktası olan yarıçap nereye tekabül eder? | [
{
"answer_start": 293,
"text": "katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,052 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatinde kısımlar kaç güne denk gelmektedir? | [
{
"answer_start": 169,
"text": "10"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,053 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saatindeki disk kaç kısma ayrılmıştır? | [
{
"answer_start": 143,
"text": "18"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,054 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
el cezerinin kupa saati hakkındaki tarifinden kaynakla, diskin bölümlenmesini çizen kişi kimdir? | [
{
"answer_start": 22,
"text": " E. Wiedemann"
}
] | el-cezeri'nin kupa saati | 14,055 | Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.» |
Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi hangi üniversite bünyesinde faaliyet göstermektedir? | [
{
"answer_start": 88,
"text": "Bilkent İniversitesi"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,056 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Unam'ın fazı için ne kadar yatırım yapılmıştır? | [
{
"answer_start": 350,
"text": "28 Milyon TL"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,057 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Unam'ın binası yaklaşık kaç yılda bitirilmiştir? | [
{
"answer_start": 418,
"text": "1,5 yıl"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,058 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Unam binasında titreşim ve sıcaklık kontrollü kaç laboratuvar bulunmaktadır? | [
{
"answer_start": 542,
"text": "62"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,059 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
TİSıAD tarafından Unam'a verilen bilim ve teknoloji ödülü ne zaman verilmiştir? | [
{
"answer_start": 1035,
"text": "2007"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,060 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
T÷V tarafından Unam'a verilen bilim ve teknoloji ödülü ne zaman verilmiştir? | [
{
"answer_start": 1051,
"text": "2008"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,061 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
TİBıTAK tarafından Unam'a verilen bilim ve teknoloji ödülü ne zaman verilmiştir? | [
{
"answer_start": 625,
"text": "2009"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,062 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Unam günümüzde kaç bilim insanına hizmet vermektedir? | [
{
"answer_start": 1161,
"text": "400'den fazla"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,063 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Unam günümüzde kaç kullanıcıya hizmet vermektedir? | [
{
"answer_start": 1192,
"text": "1000'e yakın"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,064 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Bilkent İniversitesi'nde ki yayınların yüzde kaçı Unam'dan çıkmaktadır? | [
{
"answer_start": 1343,
"text": "%40"
}
] | Ulusal_Nanoteknoloji_Araştırma_Merkezi | 14,065 | Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM), Devlet Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle Bilkent İniversitesi dahilinde faaliyet göstermekte olan bir araştırma merkezidir. 2006 yılının başında başlayan UNAM-Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesiínin 1. Fazı zamanından bir yıl önce bitirilmiştir. Bu faz döneminde bina ve araştırma ekipmanına 28 Milyon TL yatırım yapılmıştır. 2006 yılı ortalarında başlayan ve 1,5 yılda bitirilen UNAM binası yaklaşık 9000 m≤ kapalı alan üzerine kurulmuştur; içerisinde titreşim ve sıcaklık kontrollü 62 laboratuvar, konferans salonu ve ofisleri barındırmaktadır. 400 m≤ temiz oda da 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmiştir. 1. Faz döneminde alınan cihazların çoğu kurularak araştırma çalışmalarında kullanılmaya başlanmış, malzeme bilimi ve nanoteknoloji konusunda yüksek lisans ve doktora programları süreçlerine de dahil olan hidrojen depolama, karbon nanotüpler, spintronik silisyum nanoteller, fiber lazerler, silisyum nanokristaller konularında da önemli çalışmalar yapılmıştır. UNAM'a 2007'de TİSIAD, 2008'de T÷V ve 2009'da TİBıTAK tarafından bilim ve teknoloji ödülleri verilmiştir. UNAM günümüzde bünesindeki 400'den fazla bilim insanı ile 1000'e yakın kullanıcıya hizmet vermektedir. Günümüze kadar 90 üzerinde lisansüstü mezun vermiş olup, Bilkent üniversitesinde yapılan bütün yayınların %40'ı UANM'dan çıkmaktadır. Türkiye'nin sanayi ürünlerinin rekabet gücünü ve katma değerini artırmak için gerekli olan nanoteknolojiyi oluşturmaya yönelik kamu ve özel sektöründen araştırmacılarla birlikte araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, prototipler geliştirmek. Türkiye'nin gelecek dönemde ihtiyacı olan malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanında uzmanlarını yetiştirmek. Nanoteknolojide her türlü araştırma donanımına, bilimsel deneyim ve altyapıya sahip olan ulusal bir arastırma merkezini gerçekleştirmek, merkezin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak. (Böyle merkezler birçok ülkede araştırmacılara hizmet sunmaktadır) UNAM'ı yurt dışında çalışan ve uluslararası üne sahip olan bilim adamlarımızın buluştukları bir platform haline gelmesini sağlamak. Ulusal ve uluslararası ağlar yardımı ile çeşitli kuruluşlar arasında iletişim ve araştırma konularında koordinasyonu sağlamak, nanoteknolojideki gelişmelerden ilgili araştırmacıları ve kurumları bilgilendirmek. |
Pirinç Pusula kutusu ne ile donatılmıştır? | [
{
"answer_start": 156,
"text": "cam nişangâhlı ince bir tel"
}
] | Coğrafi pusula | 14,066 | Pirinç pusula kutusu cam kapaklı, çap: 70 mm. Üç ayak üzerine yerleştirmek için bir küçük ayak. Menteşeli kapak, açılıp kapanabilir, içeriden yansıtmalı ve cam nişangâhlı ince bir tel ile donatılmış. |
Pusula ne tarzında asılı? | [
{
"answer_start": 151,
"text": "kardano"
}
] | Coğrafi pusula | 14,067 | Fırtına Lambası ile birlikte İspirtolu Deniz Pusulası]Pusula 360° bölümlemesi ve rüzgar gülü ile birlikte silindir pirinç bussole (pusula) içerisinde «kardano» tarzında asılı (çap 19 cm). Yanda aydınlatma düzeneği. Mahfazalar fitil ve ayar vidası ile birlikte. ‘Sherwooods Limited, Vaporite No. 1’ kaydını taşıyor. (Envanter No: C 1.25) |
Ḥāccī Ḫalīfe ne zaman doğmuştur? | [
{
"answer_start": 16,
"text": "1609"
}
] | İki Osmanlı Pusula Tipi | 14,068 | Ḥāccī Ḫalīfe (1609 - 1658)’nin Cihānnümā isimli Osmanlı Türkçesi kitabının ilk Müteferriḳa baskısına 1145/1732 yılında bir pusula resmi (s. 65 ve 66 arasında sağda) eklenmiştir. Bu pusula üzerinde manyetik iğne artık tel yay halinde karton diski taşımamakta, bunun aksine manye-tikleştirilmiş gösterge olarak disk üzerinde bulunan bir pimin üzerinde dönmektedir. Pusula bu haliyle Hint Okyanusu deniz bilimcisi İbn Mācid tarafından kendi bulu-şu olarak tanımlanan pusula tipini (bkz. s. 65) hatırlatmaktadır.Pusula resmi üzerindeki notta, 1145/1732 yılında mıknatıs iğnesinin kuzeyden İstanbul’daki sapmasının 11°30' olduğu-nun tespit edildiğini söylemektedir.Ḥāccī Ḫalīfe tarafından tarif edilen ve soldaki resimde temsil edilen diğer pusula iki ödevi gören bir alettir; dikey olarak açıldığında bir yük-seklik ölçüsü göstergesi oluşturarak gök cisim-lerinin yükseklik açılarını ölçmeye yarar. Yatay konumda kapatıldığında iki cam disk arasına monte edilmiş olan bir manyetik iğne pusula ola-rak kullanılabilir. |
Ḥāccī Ḫalīfe hangi kitabına pusula resmi eklemiştir? | [
{
"answer_start": 23,
"text": "1658"
}
] | İki Osmanlı Pusula Tipi | 14,069 | Ḥāccī Ḫalīfe (1609 - 1658)’nin Cihānnümā isimli Osmanlı Türkçesi kitabının ilk Müteferriḳa baskısına 1145/1732 yılında bir pusula resmi (s. 65 ve 66 arasında sağda) eklenmiştir. Bu pusula üzerinde manyetik iğne artık tel yay halinde karton diski taşımamakta, bunun aksine manye-tikleştirilmiş gösterge olarak disk üzerinde bulunan bir pimin üzerinde dönmektedir. Pusula bu haliyle Hint Okyanusu deniz bilimcisi İbn Mācid tarafından kendi bulu-şu olarak tanımlanan pusula tipini (bkz. s. 65) hatırlatmaktadır.Pusula resmi üzerindeki notta, 1145/1732 yılında mıknatıs iğnesinin kuzeyden İstanbul’daki sapmasının 11°30' olduğu-nun tespit edildiğini söylemektedir.Ḥāccī Ḫalīfe tarafından tarif edilen ve soldaki resimde temsil edilen diğer pusula iki ödevi gören bir alettir; dikey olarak açıldığında bir yük-seklik ölçüsü göstergesi oluşturarak gök cisim-lerinin yükseklik açılarını ölçmeye yarar. Yatay konumda kapatıldığında iki cam disk arasına monte edilmiş olan bir manyetik iğne pusula ola-rak kullanılabilir. |
Ḥāccī Ḫalīfe'nin ilk Osmanlı Türkçesi kitabı nedir? | [
{
"answer_start": 34,
"text": "Cihānnümā"
}
] | İki Osmanlı Pusula Tipi | 14,070 | Ḥāccī Ḫalīfe (1609 - 1658)’nin Cihānnümā isimli Osmanlı Türkçesi kitabının ilk Müteferriḳa baskısına 1145/1732 yılında bir pusula resmi (s. 65 ve 66 arasında sağda) eklenmiştir. Bu pusula üzerinde manyetik iğne artık tel yay halinde karton diski taşımamakta, bunun aksine manye-tikleştirilmiş gösterge olarak disk üzerinde bulunan bir pimin üzerinde dönmektedir. Pusula bu haliyle Hint Okyanusu deniz bilimcisi İbn Mācid tarafından kendi bulu-şu olarak tanımlanan pusula tipini (bkz. s. 65) hatırlatmaktadır.Pusula resmi üzerindeki notta, 1145/1732 yılında mıknatıs iğnesinin kuzeyden İstanbul’daki sapmasının 11°30' olduğu-nun tespit edildiğini söylemektedir.Ḥāccī Ḫalīfe tarafından tarif edilen ve soldaki resimde temsil edilen diğer pusula iki ödevi gören bir alettir; dikey olarak açıldığında bir yük-seklik ölçüsü göstergesi oluşturarak gök cisim-lerinin yükseklik açılarını ölçmeye yarar. Yatay konumda kapatıldığında iki cam disk arasına monte edilmiş olan bir manyetik iğne pusula ola-rak kullanılabilir. |
Ḥāccī Ḫalīfe'nin Cihānnümā isimli kitabı hangi dilde yazılmıştır? | [
{
"answer_start": 52,
"text": "Osmanlı Türkçesi"
}
] | İki Osmanlı Pusula Tipi | 14,071 | Ḥāccī Ḫalīfe (1609 - 1658)’nin Cihānnümā isimli Osmanlı Türkçesi kitabının ilk Müteferriḳa baskısına 1145/1732 yılında bir pusula resmi (s. 65 ve 66 arasında sağda) eklenmiştir. Bu pusula üzerinde manyetik iğne artık tel yay halinde karton diski taşımamakta, bunun aksine manye-tikleştirilmiş gösterge olarak disk üzerinde bulunan bir pimin üzerinde dönmektedir. Pusula bu haliyle Hint Okyanusu deniz bilimcisi İbn Mācid tarafından kendi bulu-şu olarak tanımlanan pusula tipini (bkz. s. 65) hatırlatmaktadır.Pusula resmi üzerindeki notta, 1145/1732 yılında mıknatıs iğnesinin kuzeyden İstanbul’daki sapmasının 11°30' olduğu-nun tespit edildiğini söylemektedir.Ḥāccī Ḫalīfe tarafından tarif edilen ve soldaki resimde temsil edilen diğer pusula iki ödevi gören bir alettir; dikey olarak açıldığında bir yük-seklik ölçüsü göstergesi oluşturarak gök cisim-lerinin yükseklik açılarını ölçmeye yarar. Yatay konumda kapatıldığında iki cam disk arasına monte edilmiş olan bir manyetik iğne pusula ola-rak kullanılabilir. |
Hint Okyanusu deniz bilimcisi kimdir? | [
{
"answer_start": 464,
"text": "İbn Mācid"
}
] | İki Osmanlı Pusula Tipi | 14,072 | Ḥāccī Ḫalīfe (1609 - 1658)’nin Cihānnümā isimli Osmanlı Türkçesi kitabının ilk Müteferriḳa baskısına 1145/1732 yılında bir pusula resmi (s. 65 ve 66 arasında sağda) eklenmiştir. Bu pusula üzerinde manyetik iğne artık tel yay halinde karton diski taşımamakta, bunun aksine manye-tikleştirilmiş gösterge olarak disk üzerinde bulunan bir pimin üzerinde dönmektedir. Pusula bu haliyle Hint Okyanusu deniz bilimcisi İbn Mācid tarafından kendi bulu-şu olarak tanımlanan pusula tipini (bkz. s. 65) hatırlatmaktadır.Pusula resmi üzerindeki notta, 1145/1732 yılında mıknatıs iğnesinin kuzeyden İstanbul’daki sapmasının 11°30' olduğu-nun tespit edildiğini söylemektedir.Ḥāccī Ḫalīfe tarafından tarif edilen ve soldaki resimde temsil edilen diğer pusula iki ödevi gören bir alettir; dikey olarak açıldığında bir yük-seklik ölçüsü göstergesi oluşturarak gök cisim-lerinin yükseklik açılarını ölçmeye yarar. Yatay konumda kapatıldığında iki cam disk arasına monte edilmiş olan bir manyetik iğne pusula ola-rak kullanılabilir. |
Nureddin Batruci'nin tam adı nedir? | [
{
"answer_start": 28,
"text": "Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili"
}
] | Nureddin Batruci | 14,073 | Nureddin Batruci ( Tam adı: Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili ), Modern astronominin kurucusu sayılan bilim adamı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat, Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. İspanya'daki İşbil'de (bugünkü adıyla Sevilla) yaşadığı için, 'El İşbili' künyesini kullanmıştır. Avrupalılarca daha çok Latince'ye geçmiş ismi olan Alpetragius olarak bilinir. 1217 yılında ölmüştür. El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan İbn-i Tufeyl'in öğrencisiydi. Tarih ve astronomiye ilgi duymuş, astronomiyi Battani, Zerkâlî ve Cabir Bin Eflah'ın eserlerinden tahsil etmiştir. El-Batruci'nin tek bilinen kitabı Arapça olarak yazdığı Kitab Fi'l Hey'e (Astronomi Prensipleri)'dir. 1185 yılında yazımını bitirdiği bu eserin tesiri asırlarca devam etmiş, Hristiyan ve Yahudi bilimadamları tarafından kaynak eser olarak kabul edilmiştir. Bu Hristiyan bilimadamlarının arasında Kopernik de geçmektedir. |
Nureddin Batruci'nin nerede doğduğu tahmin edilmektedir? | [
{
"answer_start": 177,
"text": "Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde"
}
] | Nureddin Batruci | 14,074 | Nureddin Batruci ( Tam adı: Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili ), Modern astronominin kurucusu sayılan bilim adamı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat, Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. İspanya'daki İşbil'de (bugünkü adıyla Sevilla) yaşadığı için, 'El İşbili' künyesini kullanmıştır. Avrupalılarca daha çok Latince'ye geçmiş ismi olan Alpetragius olarak bilinir. 1217 yılında ölmüştür. El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan İbn-i Tufeyl'in öğrencisiydi. Tarih ve astronomiye ilgi duymuş, astronomiyi Battani, Zerkâlî ve Cabir Bin Eflah'ın eserlerinden tahsil etmiştir. El-Batruci'nin tek bilinen kitabı Arapça olarak yazdığı Kitab Fi'l Hey'e (Astronomi Prensipleri)'dir. 1185 yılında yazımını bitirdiği bu eserin tesiri asırlarca devam etmiş, Hristiyan ve Yahudi bilimadamları tarafından kaynak eser olarak kabul edilmiştir. Bu Hristiyan bilimadamlarının arasında Kopernik de geçmektedir. |
Nureddin Batruci ne zaman ölmüştür? | [
{
"answer_start": 454,
"text": "1217"
}
] | Nureddin Batruci | 14,075 | Nureddin Batruci ( Tam adı: Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili ), Modern astronominin kurucusu sayılan bilim adamı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat, Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. İspanya'daki İşbil'de (bugünkü adıyla Sevilla) yaşadığı için, 'El İşbili' künyesini kullanmıştır. Avrupalılarca daha çok Latince'ye geçmiş ismi olan Alpetragius olarak bilinir. 1217 yılında ölmüştür. El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan İbn-i Tufeyl'in öğrencisiydi. Tarih ve astronomiye ilgi duymuş, astronomiyi Battani, Zerkâlî ve Cabir Bin Eflah'ın eserlerinden tahsil etmiştir. El-Batruci'nin tek bilinen kitabı Arapça olarak yazdığı Kitab Fi'l Hey'e (Astronomi Prensipleri)'dir. 1185 yılında yazımını bitirdiği bu eserin tesiri asırlarca devam etmiş, Hristiyan ve Yahudi bilimadamları tarafından kaynak eser olarak kabul edilmiştir. Bu Hristiyan bilimadamlarının arasında Kopernik de geçmektedir. |
El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan kimin öğrencisiydi? | [
{
"answer_start": 524,
"text": "İbn-i Tufeyl'in"
}
] | Nureddin Batruci | 14,076 | Nureddin Batruci ( Tam adı: Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili ), Modern astronominin kurucusu sayılan bilim adamı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat, Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. İspanya'daki İşbil'de (bugünkü adıyla Sevilla) yaşadığı için, 'El İşbili' künyesini kullanmıştır. Avrupalılarca daha çok Latince'ye geçmiş ismi olan Alpetragius olarak bilinir. 1217 yılında ölmüştür. El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan İbn-i Tufeyl'in öğrencisiydi. Tarih ve astronomiye ilgi duymuş, astronomiyi Battani, Zerkâlî ve Cabir Bin Eflah'ın eserlerinden tahsil etmiştir. El-Batruci'nin tek bilinen kitabı Arapça olarak yazdığı Kitab Fi'l Hey'e (Astronomi Prensipleri)'dir. 1185 yılında yazımını bitirdiği bu eserin tesiri asırlarca devam etmiş, Hristiyan ve Yahudi bilimadamları tarafından kaynak eser olarak kabul edilmiştir. Bu Hristiyan bilimadamlarının arasında Kopernik de geçmektedir. |
El-Batruci'nin tek bilinen kitabı hangi dildedir? | [
{
"answer_start": 703,
"text": "Arapça"
}
] | Nureddin Batruci | 14,077 | Nureddin Batruci ( Tam adı: Cafer Nureddin Ebu İshak el-Batruci el-İşbili ), Modern astronominin kurucusu sayılan bilim adamı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat, Endülüs bölgesi'ndeki Kurtuba'nın kuzeyinde bulunan Pedroches şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. İspanya'daki İşbil'de (bugünkü adıyla Sevilla) yaşadığı için, 'El İşbili' künyesini kullanmıştır. Avrupalılarca daha çok Latince'ye geçmiş ismi olan Alpetragius olarak bilinir. 1217 yılında ölmüştür. El-Batruci, döneminin ünlü bilginlerinden olan İbn-i Tufeyl'in öğrencisiydi. Tarih ve astronomiye ilgi duymuş, astronomiyi Battani, Zerkâlî ve Cabir Bin Eflah'ın eserlerinden tahsil etmiştir. El-Batruci'nin tek bilinen kitabı Arapça olarak yazdığı Kitab Fi'l Hey'e (Astronomi Prensipleri)'dir. 1185 yılında yazımını bitirdiği bu eserin tesiri asırlarca devam etmiş, Hristiyan ve Yahudi bilimadamları tarafından kaynak eser olarak kabul edilmiştir. Bu Hristiyan bilimadamlarının arasında Kopernik de geçmektedir. |
Namaz pusulası kim tarafından imal edilmiştir? | [
{
"answer_start": 198,
"text": "Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī"
}
] | Namaz Pusulası | 14,078 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
Namaz pusulası ne zaman imal edilmiştir? | [
{
"answer_start": 178,
"text": "1251/1853"
}
] | Namaz Pusulası | 14,079 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
Namaz pusulasının orijinali nerede bulunur? | [
{
"answer_start": 82,
"text": "Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde"
}
] | Namaz Pusulası | 14,080 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasında, namaz vakitleri ne yardımı ile anlaşılabilir? | [
{
"answer_start": 531,
"text": "Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon"
}
] | Namaz Pusulası | 14,081 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasında namaz vakitleri nereden okunur? | [
{
"answer_start": 603,
"text": "yanda bulunan skalada"
}
] | Namaz Pusulası | 14,082 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasının orijinaki nerede bulunmaktadır? | [
{
"answer_start": 82,
"text": "Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde "
}
] | Namaz Pusulası | 14,083 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasını imal eden kişi kimdir? | [
{
"answer_start": 198,
"text": "Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi"
}
] | Namaz Pusulası | 14,084 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulası hangi yılda imal edilmiştir? | [
{
"answer_start": 178,
"text": "1251/1853"
}
] | Namaz Pusulası | 14,085 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasında bazı önemli şehirlerin isim ve kordinatları nerede kayıtlıdır? | [
{
"answer_start": 284,
"text": "iğneli merkez çevresinde-ki dairede"
}
] | Namaz Pusulası | 14,086 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
namaz pusulasında iğneli merkez çevresinde-ki daireye neler kaydedilmiştir? | [
{
"answer_start": 324,
"text": "İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları"
}
] | Namaz Pusulası | 14,087 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
eğer bir kişi, namaz pusulasının üzerinde kayıtlı olan şehirlerden birindeyse, namaz pusulası ile ne yapabilir? | [
{
"answer_start": 480,
"text": "Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir"
}
] | Namaz Pusulası | 14,088 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
şu an Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunan namaz pusulası kim tarafından yapılmıştır? | [
{
"answer_start": 178,
"text": "1251/1853"
}
] | Namaz Pusulası | 14,089 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
şu an Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunan namaz pusulası hangi yılda yapılmıştır yapılmıştır? | [
{
"answer_start": 198,
"text": "Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi"
}
] | Namaz Pusulası | 14,090 | 19. yüzyıldan bir Osmanlı-Türk pusulasının üç rekonstrüksiyonu. Orijinali Köln’deki Rautenstrauch-Joest-Museum für Völkerkunde müzesinde bulunmaktadır. Bu pusula 1251/1853 yılında Aḥmed b. İbrāhīm eş-Şerbetlī isimli birisi tarafından imal edilmiştir.Pusula iğneli merkez çevresinde-ki dairede İslam dünyasından bazı önemli şehirlerin isimleri ve koor-dinatları kaydedilmiştir. Bu yer-lerden birisinde bulunulduğu tak-dirde, pusulayla Mekke’ye doğru namaz yönü tespit edilebilir. Batı olarak işaretlenmiş olan tarafta bulunan gnomon yardımıyla yanda bulunan skalada namaz vakitleri okunur. |
el-Melik el-Eşref’in günümüze ulaşan risalelerinin branşları nelerdir? | [
{
"answer_start": 287,
"text": "tıp ve genealoji"
}
] | el-Melik el-Eşref'in Güneş Saati | 14,091 | Yemen’deki Resuliler Hanedanı’nın üçüncü sultanı el-Melik el-Eşref ?Ömer b. Yusuf (dönemi: 694 - 696 / 1295 - 1296) Mu?in e?-?ullab ?ala ?Amel el-A??urlab isimli eserinde Kahire’nin enlem derecesi için imal ettiği bir güneş saatinin çizimini vermektedir1. Onun bu astronomik konu dışındatıp ve genealoji branşlarından da risaleleri bize ulaşmıştır. Günümüze ulaşan usturlabı (bkz. cilt II, s. 105) alet yapımcısı olarak yüksek yeteneğine tanıklık etmektedir (krş., s. 58). |
el -Melik el-Eşref’in alet yapımcısı olarak yüksek yeteneğe sahip olduğunu gösteren alet nedir? | [
{
"answer_start": 365,
"text": "usturlab"
}
] | el-Melik el-Eşref'in Güneş Saati | 14,092 | Yemen’deki Resuliler Hanedanı’nın üçüncü sultanı el-Melik el-Eşref ?Ömer b. Yusuf (dönemi: 694 - 696 / 1295 - 1296) Mu?in e?-?ullab ?ala ?Amel el-A??urlab isimli eserinde Kahire’nin enlem derecesi için imal ettiği bir güneş saatinin çizimini vermektedir1. Onun bu astronomik konu dışındatıp ve genealoji branşlarından da risaleleri bize ulaşmıştır. Günümüze ulaşan usturlabı (bkz. cilt II, s. 105) alet yapımcısı olarak yüksek yeteneğine tanıklık etmektedir (krş., s. 58). |
el-Melik el-Eşref’in çizimini yaptığı saatin adı nedir? | [
{
"answer_start": 218,
"text": "güneş saati"
}
] | el-Melik el-Eşref'in Güneş Saati | 14,093 | Yemen’deki Resuliler Hanedanı’nın üçüncü sultanı el-Melik el-Eşref ?Ömer b. Yusuf (dönemi: 694 - 696 / 1295 - 1296) Mu?in e?-?ullab ?ala ?Amel el-A??urlab isimli eserinde Kahire’nin enlem derecesi için imal ettiği bir güneş saatinin çizimini vermektedir1. Onun bu astronomik konu dışındatıp ve genealoji branşlarından da risaleleri bize ulaşmıştır. Günümüze ulaşan usturlabı (bkz. cilt II, s. 105) alet yapımcısı olarak yüksek yeteneğine tanıklık etmektedir (krş., s. 58). |
1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat hakkında bilgi almak için nereye bakamamız gerekir | [
{
"answer_start": 1045,
"text": "Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92."
}
] | Filli Su Saati | 14,094 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |
filli su saatindeki delikten kaç dakika sonunda şamandıranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar? | [
{
"answer_start": 14,
"text": "30"
}
] | Filli Su Saati | 14,095 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |
Filli su saati 30 dakikada bir şamandıra hiç yukarı kalkamayacak ve aşağı batamayacak duruma geliğinde ne yapar | [
{
"answer_start": 127,
"text": "bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir"
}
] | Filli Su Saati | 14,096 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |
filli su saatindeki kuledeki insan figürü 30 dakikada bir ne yapar? | [
{
"answer_start": 288,
"text": "dönüşümlü olarak kollarını kaldırır"
}
] | Filli Su Saati | 14,097 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |
filli su saatindeki bir kuş, 30 dakikada bir ne yapar? | [
{
"answer_start": 255,
"text": "döner"
}
] | Filli Su Saati | 14,098 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |
filli su saatindeki iki yılan aşağı doğru hareket ederek neyi gerçekleştirirler? | [
{
"answer_start": 374,
"text": "şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker"
}
] | Filli Su Saati | 14,099 | Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kır-baç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur1.Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmek-tedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum’da, Münih, bulun-maktadır2. Bir ikincisi, yaklaşık 1580’lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih3. 1600 civarında Augsburg’da imal edilmiş ve 1980 yılın-da özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92. |