id
stringlengths 6
7
| text
stringlengths 361
85.9k
|
---|---|
734758 | # 'Borsada bu yıl 90.000 ve üzeri sürpriz olmaz'
## Özet
Borsa İstanbul'un 2015 ve 2016’da emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrıştığı, endeksin bu yıl içinde 90.000 ve üzerindeki seviyeleri görmesinin sürpriz olmayacağı ifade ediliyor.
## İçerik
İSTANBUL - ERHAN CİHAN ÜNAL
**Dolar **bazlı endeksin 11 Ocak 2017'de 19.800 puan ile Nisan 2009'dan bu yana en düşük seviyesine gerilemesinin ardından gelişmekte olan ülke borsalarına göre artan iskonto oranı, özellikle yabancı yatırımcı alımlarının güçlenmesine neden oldu ve BIST 100 endeksi yükseliş rallisine başladı.
BIST 100 endeksi, son iki haftada, gördüğü en düşük seviyeye göre dolar bazında yüzde 10'dan fazla değer kazanarak 22.200 puanın üzerine çıktı. **BIST 100** endeksi aynı dönemde TL bazında yüzde 8,4 getiriye ulaşırken, yabancı takas oranı yüzde 63 seviyelerinden yüzde 64,3'e çıktı.
Yıla 77.907 puandan başlayan ve en düşük 5 Ocak'ta 75.657 puanı gören BIST 100 endeksi, bu tarihten itibaren üst üste 10 işlem günü süren yükseliş trendi ile 18 Ocak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi öncesi seviyesi olan 82.895 puana kadar çıktı. Aynı dönem içinde, 12 Ocak'taki 8,1 milyar liralık hacim ile tüm zamanların en yüksek günlük işlem hacmi rekoru da kırıldı.
Gelen kar satışlarının sınırlı kalması ile 19 ve 20 Ocak'ta 82.000-83.000 seviyelerinde dalgalanan endeks, 24 Ocak'ta analistlerin direnç olarak nitelendirdiği 84.000 puanın üzerine çıkarak 84.278 puanı gördü.
### "Kurlardaki yükseliş trendinin zayıflaması endeksin 84.000 puanı aşmasına neden oldu"
AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul'un 2015 ve 2016 yıllarında emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrıştığını belirterek, bu durumun BIST 100 endeksinin MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi'ne göre yüzde 30-35 ile son yılların en yüksek iskontosuna ulaşmasına neden olduğunu kaydetti.
"BIST 100 endeksinin bu yıl içinde 90.000 ve üzerindeki seviyeleri görmesini sürpriz olarak değerlendirmiyorum" diyen Doğan, kısa sürede oluşan bu pozitif trendin sonunda gelinen seviyelerin orta ve uzun vadeli getiri potansiyelini azalttığını, bunun da alım iştahını sınırlayabileceğini söyledi.
### "Bu yükseliş hareketinin lokomotifi sanayi hisseleri oldu"
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal da Aralık 2016'da 71.793 seviyesinden başlayan yükseliş hareketinin 12 Ocak'tan itibaren hızlanarak devam ettiğini ve 84.208 seviyesine kadar ulaşıldığını belirterek, ilk dikkat edilmesi gereken noktanın yükselişin artan ivmesinin yükselttiği volatilite olduğunu vurguladı.
Kısa vadede Fitch Ratings'in kredi notunun, piyasa üzerindeki en önemli baskı olduğunu ve genel beklentinin jeopolitik riskler nedeniyle notun yatırım yapılabilir seviyenin altına indirilmesi yönünde bulunduğunu ifade eden Atılal, böyle bir durumla karşılaşılması halinde bankacılık endeksi öncülüğünde düşüş eğiliminin öne çıkabileceğini ve yeni denge seviyelerinin oluşacağını kaydetti.
Atılal, "Bundan sonra da BIST 100 endeksinin emsallerine göre yaklaşık yüzde 40'lık iskontosunun yarattığı cazibe, karşılaşabileceğimiz risklerin artık kısmen fiyatlanmış olması ve referandum sonucuyla birlikte yeni bir yükseliş havasının yakalanmasına neden olabilir. Bu yükseliş havası ile birlikte endekste 90.000 ve üzerindeki seviyeleri daha rahat konuşabiliriz." ifadelerini kullandı. |
811039 | # Altının gramı yaklaşık 4 ayın en düşüğünde
## Özet
Altının gram fiyatı, 140,1 lira ile yaklaşık 4 ayın en düşük seviyesini gördü.
## İçerik
İSTANBUL
Altının gram fiyatı,** 140,1 lira** ile yaklaşık 4 ayın** en düşük seviye**sini gördü.
Dün uluslararası piyasada değer kaybeden altının ons fiyatına bağlı olarak 140,4 liraya inen altının gram fiyatı, gerileyişini bugün de sürdürerek 140,1 lira ile 9 Ocak'tan bu yana en düşük seviyesini gördü. Saat 11.45 itibarıyla gram altın 141 liradan alıcı bulurken, Kapalıçarşı'da çeyrek altın 231, Cumhuriyet altını 943 liradan satılıyor.
Küresel piyasalarda artan risk iştahına paralel değer kaybeden altının ons fiyatı da dün günü yüzde 1,5 azalışla 1.237,6 dolardan tamamladı. Ons altın bugün ise 1.233 lira ile 21 Mart'tan bu yana en düşük seviyesine gerilmesinin ardından şu dakikalarda 1.236 dolardan alıcı buluyor.
AA Finans Analisti İslam Memiş, ABD Merkez Bankası (Fed) açıklamalarının altın fiyatlarında düşüşleri hızlandırdığını belirterek, "Fed kararı öncesi 1.248 dolar seviyesinden işlemler gerçekleştiren altının ons fiyatı 1.235 dolar seviyesine kadar geriledi. Teknik olarak 1.230-1.225-1.220 dolar seviyeleri test edilebilir." dedi.
Fed tutanaklarında faiz artışı için haziran ayına işaret edilmesinin, altının ons fiyatını mayıs ayı boyunca satış baskısı altında bırakabileceğini ifade eden Memiş, bugün altının gram fiyatında 140-141 lira aralığında işlemler gerçekleşebileceğini kaydetti. |
3245213 | # Küresel piyasalarda dikkatler Fed ve BoJ'a çevrildi
## Özet
Küresel piyasalar, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonuçlarıyla haftaya negatif bir seyirle başlarken, bu hafta ABD Merkez Bankası (Fed) ve Japonya Merkez Bankasının (BoJ) faiz kararları yatırımcıların odağına yerleşti.
## İçerik
Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin sonuna yaklaşıldığına ilişkin beklentilerin artmasına karşın ABD ekonomisine yönelik verilerin karışık sinyaller vermesi piyasalarda risk iştahını azaltırken, Avrupa genelinde aşırı sağ görüşün hakim olduğu partilerin yükselişi de yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.
Cuma günü ABD'de açıklanan verilere göre, mayısta 182 bin kişi artması beklenen tarım dışı istihdamın 272 bin kişi artmasına karşın işsizlik oranı yüzde 3,9'dan yüzde 4'e çıktı ve Ocak 2022'den bu yana en yüksek seviyesini kaydetti. Fed'in dikkatle izlediği ortalama saatlik kazançlar da yüzde 0,4 ile beklentilerin üzerinde arttı ve 34,91 dolara ulaştı.
İşsizlik oranının yükselmesine karşın tarım dışı istihdam verisinin beklentileri aşmasıyla Fed'in bu yıl sadece bir kez faiz indirimine gideceğine yönelik tahminler güçlenirken, çarşamba günü Fed'in politika faizini sabit bırakması bekleniyor.
Analistler, politika metni ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapacağı sözle yönlendirmelerden alıancak sinayllerin piyasaların yönü üzerinde etkili olmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed'in eylülde ilk faiz indirimine gitme ihtimali cuma günü yüzde 83'ten yüzde 51'e gerilerken, kasım ayı için yüzde 81'den 77'ye indi.
Analistler, Fed'in faiz kararının yanı sıra hafta boyunca yoğun veri gündeminin de yatırımcıların odağında bulunduğunu anımsatarak, cuma günü de BoJ'un faiz kararının yakından takip edileceğini dile getirdi.
Bu gelişmelerle birlikte, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi cuma günü 15 baz puan artarak günü yüzde 4,44 seviyesinden tamamlarken, şu sıralarda yüzde 4,45'te bulunuyor.
Geçen haftanın son işlem gününde yüzde 0,8 artışla günü 104,9 seviyesinden tamamlayan dolar endeksi, bugün de yükselişine devam ederek yüzde 0,3 artışla 105,3 seviyesinde seyrediyor.
Altının ons fiyatı cuma gününü yüzde 3,5 azalışla 2 bin 294 dolardan tamamlarken, analistler, Fed'in faiz indirimine beklenenden daha geç başlayacağına ilişkin endişelerin artmasının yanı sıra Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) altın alımını durdurmasıyla hızlandığına dikkati çekti.
Altının ons fiyatı haftaya önceki kapanışının yüzde 0,1 üzerinde 2 bin 295 dolardan başladı.
Cuma günü Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,5 değer kaybıyla günü 79,4 dolardan tamamlarken, şu dakikalarda önceki kapanışının yüzde 0,5 üzerinde 79,7 dolardan işlem görüyor.
Öte yandan, 2021'de GameStop hisselerinde yaşanan dalgalanmada adı geçen "Roaring Kitty" sosyal medya hesabının arkasındaki isim olan Keith Gill, yaklaşık dört yıl aradan sonra YouTube'da ilk canlı yayınını yaptı. Gill'in yaklaşık 50 dakika süren canlı yayını 600 binden fazla kişi tarafından takip edildi.
GameStop hisseleri, cuma günü açıklanan finansal sonuçlarında ilk çeyrek satışlarında yüzde 29 düşüş bildirmesi sonrasında güne yaklaşık yüzde 20 kayıpla başlamıştı. Şirketin hisseleri, gün içinde dalgalanma nedeniyle 15'ten fazla kez işleme kapatıldı. GameStop hisseleri günü yüzde 40'a yakın düşüşle tamamladı. Şirketin hisseleri, geçen haftanın son işlem günündeki keskin düşüşüne rağmen haziran ayında yüzde 20'nin üzerinde değer kazandı.
New York borsasında cuma günü Nasdaq endeksi yüzde 0,23, S&P 500 endeksi yüzde 0,11 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,22 azalış kaydetti. ABD'de endeks vadeli kontratları yeni haftaya da negatif bir seyirle başladı.
Avrupa borsalarında da geçen haftanın son işlem gününde negatif bir seyir hakim olurken, AP seçimlere aşırı sağın damga vurması dikkati çekti.
Fransa'da AP seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) yüzde 31,50'lik oranla ve açık ara farkla ilk sırayı alırken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi Rönesans yüzde 15,2'lik oranla ikinci oldu.
Partisinin açık farkla yenilgiye uğramasının ardından açıklamalarda bulunan Macron, sonuçların "Avrupa'yı savunan partiler için iyi olmadığını" kabul etti ve 30 Haziran - 7 Temmuz tarihlerinde erken seçime gidileceğini duyurdu.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AP seçimlerinin sonuçlarına göre merkezdeki gruplara daha büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.
Mensubu olduğu grubun birinci gelmesiyle seçim sonuçlarının güçlü bir Avrupa isteyenlerin çoğunlukta olduğu mesajını verdiğini vurgulayan von der Leyen, "Yani merkez yerinde duruyor ama sağdaki ve soldaki aşırıların da destek aldığı bir gerçek. Bu nedenle sonuç, merkezdeki taraflara büyük sorumluluklar yüklüyor." dedi.
Öte yandan, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) 3 temel politika faizini 25'er baz puan indirmesine karşın cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin tahminleri aşmasıyla Fed'in faiz indirimine beklenenden geç gideceğine yönelik endişelerin artması Avro'nun dolar karşısında değer kaybetmesine neden oldu.
Cuma günü yüzde 0,8 gerileyerek günü 1,0800 seviyesinden tamamlayan avro/dolar paritesi, yeni haftaya da söz konusu seçim belirsizliklerinin etkisiyle önceki kapanışının yüzde 0,5 altında 1,0750'den başladı.
Geçen haftanın son işlem gününde İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,48, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,48, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,51ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,50 azalış kaydetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni haftaya da negatif bir seyirle başladı.
Asya pay piyasalarında haftanın ilk işlem gününde yön arayışı öne çıkarken, Japonya ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklenenden daha az daraldı.
Japonya'da bugün açıklanan verilere göre, Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) birinci çeyrekte yıllık yüzde 1,8 ve çeyreklik yüzde 0,5 küçülme kaydetti. Piyasalar ülke ekonomisinin yıllık yüzde 2 ve çeyreklik yüzde 0,5 daralmasını bekliyordu.
Analistler, cuma günü BoJ'ın faizi sabit bırakma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek, söz konusu kararın ardından banka Başkanı Kazuo Ueda'nın gerçekleştireceği sözle yönlendirmelerinin piyasalarda oynaklığı artırabileceğini söyledi.
Öte yandan, cuma günü yüzde 0,7 artışla günü 156,77 seviyesinden tamamlayan dolar/yen paritesi, bugün de yükseliş eğilimine devam ederek önceki kapanışının yüzde 0,2 üzerinde 157,11 seviyesinden işlem görüyor.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,9 yükselirken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1 azalış kaydetti. Bugün Çin ve Hong Kong pay piyasaları tatil nedeniyle işleme kapalı.
Yurt içinde ise cuma günü satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 1,37 azalışla 10.138,97 puandan tamamlarken, bugün ödemeler dengesi, sanayi üretimi ve işsizlik oranı verileri yatırımcıların odağına yerleşti.
Dolar/TL, geçen haftanın son işlem gününde alıcılı bir seyir izleyerek günü önceki kapanışının yüzde 0,4 üzerinde 32,3532'den tamamlamasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 32,3970 seviyesinden işlem görüyor.
AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının nisan ayında 6 milyar 132,4 milyon dolar açık verdiğini tahmin etti.
Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi'ni somut bir projeyle destekleyeceklerini belirterek, "Erken uyarı sistemiyle kamu harcamalarında verimlilik, kalite, hız ve tasarruf sağlamak amacıyla Yapay Zeka Destekli Muhasebe ve İleri Analitik Projesi'ni hayata geçireceğiz." dedi.
Analistler, bugün yurt içinde sanayi üretimi, ödemeler dengesi ve işsizlik oranı, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde sentix yatırımcı güven endeksi verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.100 ve 10.000 puanın destek,10.200 ve 10.300 seviyelerinin ise direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
10.00 Türkiye, nisan ayı sanayi üretimi, ödemeler dengesi, işsizlik oranı
11.30 Avro Bölgesi, haziran ayı sentix yatırımcı güven endeksi |
2881559 | # Küresel piyasalarda resesyon korkusu güçleniyor
## Özet
Küresel piyasalarda, artan resesyon endişeleriyle bir süredir devam eden yön arayışının ardından satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, ABD'de yoğunlaşan bilanço takvimi yatırımcıların odağında olmayı sürdürüyor.
## İçerik
Merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında attığı "şahin" adımların sonuna yaklaşılırken, dünya genelinde resesyon endişesi günden güne güç kazanıyor.
ABD'de bankacılık krizinin fiyatlamaları etkileyebileceği korkusu da yeniden gündemdeki yerini aldı. Makroekonomik verilerdeki karışık sinyaller ve para politikasına ilişkin belirsizliklerin artması da risk algısını yükseltti.
Pazartesi günü piyasalar kapandıktan sonra bilançosunu yayımlayan ve ABD'de bankacılık krizinde adı geçen bankalardan biri olan First Republic'in hisseleri yüzde 50'ye yakın değer kaybederken, New York borsası, aşırı oynaklık nedeniyle bir süreliğine bankanın hisselerinin işlemlerini durdurdu.
First Republic'in 100 milyar dolara yakın varlık satışı yapmayı düşündüğüne ilişkin haber akışı da söz konusu seyirde etkili oldu.
ABD'de yeni konut satışları, martta aylık bazda yüzde 9,6 artışla 683 bine yükselerek beklentileri aştı. Ülkede Conference Board Tüketici Güven Endeksi, nisanda aylık bazda 2,7 puan azalışla 101,3'e düşerek 9 ayın en düşük seviyesini kaydetti.
Analistler, söz konusu veri akışının karışık sinyaller vermeye devam ettiğine dikkati çekerek, bu durumun ülke ekonomisinde "ani duruş" endişelerinin de yeniden dillendirilmesine sebep olduğunu ifade etti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) gelecek ay 25 baz puan faiz artıracağına ilişkin beklentilerin yüzde 77'ye inse de güçlü kalmaya devam ettiğini aktaran analistler, Banka'nın bu faiz artışıyla "şahin" politikalarını sonlandıracağı öngörülerinin öne çıktığını kaydetti.
Öte yandan, piyasalar kapandıktan sonra ocak-mart dönemine ilişkin bilançosunu açıklayan Microsoft'un gelirleri yüzde 7 artışla 52,9 milyar dolar, net karı da yüzde 9 yükselişle 18,3 milyar dolar oldu.
Google'ın ana kuruluşu Alphabet'in de aynı dönemde geliri yüzde 3 artışla 69,8 milyar dolara çıkarken, net karı 15,1 milyar dolara düştü.
Bugün bilançosunu açıklaması beklenen şirketler arasında META ve Boeing gibi şirketler bulunuyor.
Söz konusu gelişmelerle dün New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 1,58, Dow Jones endeksi yüzde 1,02 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,98 geriledi. ABD'de endeks vadeli kontratlar, Microsoft ve Alphabet'in şirket finansal sonuçlarıyla birlikte yeni güne yükselişle başladı.
Avrupa borsaları dün Almanya hariç satış ağırlıklı bir seyir izlerken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin dünyada artan resesyon riskine karşın faiz artırmaya devam edeceklerine yönelik açıklamaları risk algısını destekliyor.
ECB üyesi Boris Vujcic, dünkü açıklamalarında, bankanın faizleri artırmaktan başka çaresi olmadığını belirtirken, Banka'nın gelecek ay atacağı faiz adımının büyüklüğüne ilişkin soru işaretleri fiyatlamaları zorlaştırmaya devam ediyor.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ECB'nin 25 baz puan faiz artıracağına kesin gözüyle bakılırken, 50 baz puanlık faiz artış ihtimali de yüzde 31 seviyesinde bulunuyor. Banka'nın yıl sonuna kadar toplamda 100 baz puan faiz artıracağı öngörüleri güçlü kalmayı sürdürüyor.
Dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,05 yükselirken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,27, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,56 ve İtalya'da MIB 30 endeksi 1,03 geriledi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar da yeni güne düşüşle başladı.
Asya'da teknoloji şirketleri düşüş eğilimini törpüleyen başlıca faktörler olarak öne çıkarken, Çin ekonomisinin yavaşlaması karşısında hükümetin yeni adımlar atabileceğine yönelik haber akışı risk iştahını sınırlı da olsa destekliyor.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,7 gerilerken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1 düştü.
Yurt içinde dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışın yüzde 2,62 altında 4.891,01 puandan tamamladı.
Dolar/TL, dün yüzde 0,1 artışla 19,4246'dan kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 19,4210 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün ABD'de dayanıklı mal siparişleri, dış ticaret açığı ve toptan eşya stokları verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 4.800 ve 4.700 seviyelerinin destek, 4.980 ve 5.000 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
15.30 ABD, mart ayı dayanıklı mal siparişleri, dış ticaret açığı
15.30 ABD, mart ayı toptan eşya stokları |
1941399 | # Piyasalar yoğun veri gündemine odaklandı
## Özet
Küresel piyasalar karışık bir seyir izlerken, bugün yurt içinde ve dünyada yoğun veri gündemi takip edilecek.
## İçerik
**ABD**'de dün açıklanan haftalık işsizlik başvuruları verisinin 963 bine gerileyerek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ülkede etkili olmaya başladığı mart ayından bu yana ilk kez 1 milyonun altına düşmesine karşın New York borsasında teknoloji hisseleri hariç satıcılı bir seyir izlendi.
**Dow Jones endeksi **yüzde 0,29 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,20 değer kaybederken, Nasdaq endeksi yüzde 0,27 yükseldi.
Analistler, **Kovid-19 **salgınıyla mücadeleye yönelik teşvik paketine ilişkin görüşmelerin ne zaman başlayacağı konusunda belirsizliğin devam ettiğini belirterek, Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Larry Kudlow'un, teşvik paketi görüşmelerinin çıkmazda olduğunu söylemesinin endişeleri artırdığını ifade etti.
Avrupa tarafında, dün Almanya'da açıklanan enflasyon verisinin, Katma Değer Vergisi indirimi yapılmasının etkisiyle temmuzda 2016’dan beri ilk kez sıfırın altına inerek, yüzde eksi 0,1 olmasının ardından pay piyasalarında düşüşler görüldü. Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,50, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,50 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,61 değer kaybetti.
Bugün Asya piyasalarında karışık bir görünüm sergileniyor. Çin'de açıklanan sanayi üretimi verisinin, temmuzda yıllık yüzde 4,8 artışa karşın beklentilerin altında kaldığı, perakande satışların ise tahminlerin aksine temmuzda gerilediği görüldü. Bu gelişmelerle kapanışa yakın Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 değer kazanırken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yatay seyretti. Güney Kore'de Kospi endeksi ise 1,3 geriledi.
Yurt içinde, dün güne yükselişle başlayan BIST 100 endeksi, analistlerin direnç olarak nitelendirdikleri 1.120 puanın üzerinde tutunamadı ve Avrupa borsalarına paralel düşüşe geçti. BIST 100 endeksi, bir önceki kapanışa göre yüzde 1,25 değer kaybederek günü 1.100,26 puandan tamamladı. Dün 7,3391'den kapanış yapan dolar/TL ise bugün bankalar arası piyasanın açılışında 7,3470 seviyesinde işlem görüyor.
Kovid-19 aşısına yönelik haber akışı ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade eden analistler, yoğun veri gündeminin de takip edileceğini söyledi.
Analistler, veri gündeminde, yurt içinde ödemeler dengesi istatistikleri, sanayi üretimi ve Merkez Bankası'nın beklenti anketi, yurt dışında ise ABD'de sanayi üretimi ve Avro Bölgesi'nde büyüme verisinin öne çıktığını bildirdi.
Teknik açıdan** BIST 100 endeksi**nde 1.070 puanın destek olarak öneminin arttığını dile getiren analistler, 1.120 ve 1.150 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının haziranda 3 milyar dolar açık vermesini bekliyor. Ekonomistler ayrıca, arındırılmamış sanayi üretim endeksinin haziranda 2019'un aynı dönemine göre yüzde 2,3 artmasını, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin ise yıllık bazda yüzde 1 gerileyeceği tahmin ediyor. |
1004473 | # Dolar/TL güne yükselişle başladı
## Özet
Dolar/TL, güne yükselişle başlamasının ardından 3,8240 seviyesinde dengelendi.
## İçerik
İSTANBUL
**Dolar/TL,** güne yükselişle başlamasının ardından 3,8240 seviyesinde dengelendi.
Dün 3,8646 seviyesine kadar yükselen ve **ABD'de **açıklanan verilerde saatlik kazançlardaki yıllık artışın beklentileri karşılayamaması sonucu doların diğer para birimlerine karşı güç kaybetmesiyle gerileyen dolar/TL, ABD Merkez Bankası'nın (**Fed**) faiz artışı kararının ardından 3,8129'u gördü.
Fed Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) dün sona eren yılın son toplantısından beklentiler doğrultusunda faiz artırım kararı çıktı. Fed, politika faizini yüzde 1,25-1,50 aralığına yükseltti. FOMC'nin 2018 yılına yönelik medyan faiz oranı beklentileri yüzde 2,1'de sabit tutuldu. Bu oran, bankanın gelecek yıl 25 baz puanlık 3 faiz artışı yapmayı planladığına işaret ediyor.
Dolar/TL, bugün Asya piyasalarında 3,8110 ile 3 Kasım'dan bu yana en düşük seviyesini görmesinin ardından bankalararası piyasaların açılışında 3,8253'e kadar yükseldi ve saat 09.50 itibarıyla yüzde 0,30 artışla 3,8240'tan alıcı buluyor. Aynı dakikalarda avro/TL yüzde 0,35 artışla 4,5256'dan, sterlin/TL de yüzde 0,45 artışla 5,1415'ten işlem görüyor.
Analistler, bugün **Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)** başta olmak üzere Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası'nın faiz kararlarının döviz kurları üzerinde belirleyici olacağını kaydetti.
Teknik açıdan dolar/TL'de 3,80 seviyesinin destek konumunda geldiğini belirten analistler, 3,8650'nin ise direnç olacak izleneceğini bildirdi.
AA Finans'ın PPK toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistler, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranında 100 baz puan artış bekliyor. Ekonomistlerden sadece biri bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) ve borçlanma faiz oranında (faiz koridorunun alt bandı) 50 baz puanlık artış beklerken, diğerleri bu faizlerde değişiklik öngörmüyor. Öte yandan, ankete katılan ekonomistlerin yüzde 25'i marjinal fonlama oranında (faiz koridorunun üst bandı) artış beklediğini bildirdi. Ekonomistlerden biri 25 baz puan, 2'si 50 baz puan ve 2'si de 100 baz puan artış bekliyor.
TCMB, PPK'nın ekim ayı toplantısında politika faizini yüzde 8'de, faiz koridorunun alt ve üst bandını sırasıyla yüzde 7,25 ve yüzde 9,25 düzeyinde, GLP borç verme faiz oranını da yüzde 12,25'te sabit tutmuştu. |
1172285 | # Küresel piyasalar Trump-Kim zirvesine odaklandı
## Özet
Küresel piyasalar, haftanın ikinci işlem gününde ABD Başkanı Trump ile Kuzey Kore lideri Kim'in görüşmesine odaklandı.
## İçerik
İSTANBUL
**Küresel piyasalar**, yoğun haber ve veri akışının etkili olduğu haftanın ikinci işlem gününde **ABD Başkanı Donald Trump **ile **Kuzey Kore lideri Kim Jong-un **arasındaki görüşmelere odaklandı.
Trump ile Kim’in bu sabahın ilk saatlerinde Singapur'da başlayan tarihi zirvede yaptığı baş başa görüşmeye ilişkin ilk izlenimler havanın pozitif olduğuna işaret ederken, görüşmenin bugün öğleden sonraya kadar devam etmesi ve ardından basın toplantısı gerçekleştirilmesi bekleniyor.
ABD'de dün pay piyasalarında sınırlı yükselişler görülürken, bugün açıklanacak enflasyon verisi öncesi dolar endeksinin yatay bir seyir izlediği görüldü. Dow Jones endeksinin yüzde 0,02, S&P 500 endeksinin yüzde 0,11 ve Nasdaq endeksinin yüzde 0,19 değer kazandığı günde, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin ise yüzde 2,96 seviyesinde dengelendiği görüldü.
Avrupa tarafında, İtalya'ya ilişkin siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ve yeni hükümet yetkililerinin Avrupa Birliği yanlısı açıklamaları borsalarda hızlı yükselişleri beraberinde getirdi. Dün İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 3,42 değer kazanırken, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,60, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,43 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,73 yükseliş kaydetti.
Bugün Japonya'da açıklanan Üretici Fiyat Endeksi'nin mayısta yıllık yüzde 2,7 ile beklentilerin üzerinde artmasının ardından kapanışa yakın Nikkei 225 endeksi yüzde 0,5 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,4 değer kazandı.
Yurt içinde, dün açıklanan birinci çeyrek büyüme verisinin yüzde 7,4 ile beklentileri aşması ve BIST 100 endeksinin analistlerin önemli destek olarak nitelendirdiği 93.400 puanı test etmesi sonrası Borsa İstanbul'da tepki alımlarının güçlendiği görüldü. Endeks, gün içinde gördüğü en düşük seviyeden yaklaşık 3.200 puan yükselerek günü önceki kapanışa göre yüzde 0,82 artışla 96.661 puandan tamamladı. Dün yüzde 1,21 primle 4,5220'ye çıkan dolar/TL ise bugün bankalararası piyasanın açılışında 4,5280 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde Hazine'nin düzenleyeceği ihaleler, yurt dışında ise ABD'de enflasyon başta olmak üzere açıklanacak verilerin takip edileceğini belirterek, Trump-Kim görüşmesine ilişkin açıklama ve detayların da küresel risk iştahı üzerinde belirleyici olabileceğini ifade etti.
Teknik açıdan BIST 100 endeksinin 93.400 desteğinden gelen tepki alımlarının bugün de devam etmesinin beklenebileceğini kaydeden analistler, 100.000 seviyesinin direnç konumuna gelebileceğini bildirdi.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
11.30 İngiltere, nisan ayı işsizlik oranı
12.00 Almanya, haziran ayı ZEW endeksleri
15.30 ABD, mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi |
870374 | # Küresel piyasalar Fed sonrası pozitif seyrediyor
## Özet
Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politika faizini beklendiği gibi sabit tutmasının ardından pozitif bir seyir izlerken, dolar diğer para birimleri karşısında değer kaybetti.
## İçerik
İSTANBUL
**Küresel piyasalar**, **ABD Merkez Bankası**'nın (Fed) politika faizini beklendiği gibi sabit tutmasının ardından pozitif bir seyir izlerken, dolar diğer para birimleri karşısında değer kaybetti.
Fed’in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) temmuz ayı toplantısında, yüzde 1,00-1,25 aralığındaki faizlerde değişiklik yapılmadı. Karar metninde, piyasaların en çok dikkatini çeken nokta ise bilanço küçültme programının zamanlamasına yönelik ifade değişikliği oldu. "FOMC, bilançosunu normalleştirme programına, ekonominin beklendiği gibi gelişmesi halinde görece yakında başlamayı öngörüyor" ifadesine yer verilen bildiride, geçen ay ise "görece yakında" yerine "bu yıl" ifadesi kullanılmıştı.
Analistler, söz konusu değişikliği, Fed'in 4,5 trilyon dolarlık bilançosunu eylül ayında küçültmeye başlayabileceği şeklinde değerlendirirken, dolar diğer para birimleri ve emtialar karşısında düşüşe geçti, New York borsası ise rekor kırdı.
Açıklanan şirket bilançolarının genel olarak beklentileri aşmasından da destek bulan New York borsasında, Dow Jones endeksi yüzde 0,45, S&P 500 endeksi yüzde 0,03 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,16 değer kazanarak tüm zamanların en yüksek seviyesinden kapanış yaptı.
Fed kararının ardından özellikle büyüme ve enflasyon görünümüne ilişkin makroekonomik verilerin beklentiler ve dolayısıyla piyasalar üzerindeki etkisinin artabileceğine işaret eden analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarına ilişkin gelişmelerin de yatırımcıların odak noktasında olacağını kaydetti.
Avrupa tarafında, dün İngiltere'de açıklanan büyüme verisinin beklentiler doğrultusunda yüzde 1,7 gelmesi sonrasında FTSE 100 endeksi yüzde 0,24, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,33 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,56 yükseliş kaydetti.
Bugün Güney Kore'de açıklanan ikinci çeyrek büyüme verisinin yıllık yüzde 2,7 ile beklentileri karşılamasının ardından Kospi endeksi yüzde 0,2 değer kazancıyla seyrederken, kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,17, Çin'de Şanghay bileşik endeksi de yüzde 0,07 yükseliş kaydetti.
Yurt içinde, dün Fed öncesi genel olarak yatay bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,15 artışla 107.206 puandan tamamladı. Dolar/TL ise gün içinde 3,5787'yi görse de Fed kararlarının ardından hızla düşüşe geçerek yüzde 1,02 değer kaybetti ve 3,5340'tan kapandı.
Analistler, bugün açıklanacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı ve küresel risk iştahının piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade ederek, BIST 100 endeksinde 106.000-108.000 bandının izleneceğini, bu seviyelerin aşılması durumunda kırılma yönüne doğru hareketin ivme kazanabileceğini söyledi.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete göre, ekonomistler, TCMB'nin bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısından faiz değişikliği beklemiyor.
Piyasaların bugün takip edeceği veriler şöyle:
14.00 Türkiye, TCMB PPK kararları
14.30 Türkiye, TCMB haftalık para ve banka istatistikleri
15.00 ABD, haziran ayı toptan stoklar
15.30 ABD, haziran ayı dayanıklı mal siparişleri
15.30 ABD, haftalık işsizlik başvuruları |
2455258 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 1,73 artışla 1.835,33 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 31,18 puan ve yüzde 1,73 değer kazanarak 1.835,33 puana yükseldi.
Bankacılık endeksi yüzde 1,79 ve holding endeksi yüzde 1,62 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 2,60 ile ulaştırma, en çok kaybettiren yüzde 0,73 ile turizm oldu.
Dün oynaklığın yüksek seyrettiği ve devre kesicinin çalıştığı Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 4,64 değer kaybıyla 1.804,15 puandan tamamladı.
Bu arada Borsa İstanbul AŞ, BIST 50 endeksinde yer alan paylarda, önceki üç gün uygulanan açığa satış işlemlerinde yukarı adım kuralının bugün de devam edeceğini duyurdu.
Analistler, Omicron varyantına ilişkin endişelerin hafiflemesiyle küresel pay piyasalarında Noel tatili öncesi risk iştahının yüksek seyrettiğini, yurt içinde ise yatırımcıların yeniden pozisyonlanması ve kurun dengeye oturması sürecinde oynaklığın devam edebileceğini söyledi.
Yarın ABD, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke piyasalarında Noel tatili nedeniyle işlem gerçekleştirilmeyecek.
Bugün Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati başkanlığında Finansal İstikrar Komitesi'nin ikinci toplantısını gerçekleştireceğini aktaran analistler, ekonomi yönetiminden gelen açıklamalar ve kur gelişmelerinin yakından izlenmeye devam edileceğini kaydetti.
Analistler, bugün ayrıca yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetinin, yurt dışında ise ABD'de kişisel gelir ve harcamalar, haftalık işsizlik başvuruları ve tüketici güven endeksi verilerinin izleneceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.790 puanın destek konumunda bulunduğunu söyledi. |
1804969 | # IMF: Kovid-19 salgını küresel piyasalara benzeri görülmemiş bir 'darbe' indirdi
## Özet
Uluslararası Para Fonu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel piyasalara benzeri görülmemiş bir "darbe" indirdiğini belirtti.
## İçerik
Uluslararası Para Fonu (**IMF**), yeni tip koronavirüs (**Kovid-19**) salgınının küresel piyasalara** benzeri görülmemiş bir "darbe"** indirdiğini bildirdi.
IMF, Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun Nisan 2020 sayısını "Küresel Finansal İstikrar Görünümü: Kovid-19 Zamanında Piyasalar" başlığıyla yayımladı.
Kovid-19 salgınının, tarihi bir zorluk yarattığına işaret edilen raporda, şubat ayının ortalarında, salgının küresel bir pandemiye dönüşmesine ilişkin korkuların başlamasıyla hisse senedi fiyatlarının daha önce görülmeyen seviyelere düştüğü hatırlatıldı.
Raporda, petrol fiyatlarının da küresel talebin zayıflaması ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (**OPEC**) ile OPEC dışı bazı ham petrol üreticisi ülkeler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle düştüğü anımsatılarak, bu durumun da risk iştahını bozan nedenlerden biri olduğu aktarıldı.
Riskli varlıkların fiyatlarının düştüğüne ve borçlanma maliyetlerinin arttığına dikkat çekilen raporda, "Kovid-19 salgını, küresel piyasalara benzeri görülmemiş bir darbe indirdi." değerlendirmesinde bulunuldu.
### Gelişmekte olan piyasalar "fırtına" ile karşı karşıya
Raporda, piyasa likiditesinin önemli ölçüde bozulduğu belirtilerek, salgının etkilerini kontrol altına almayı amaçlayan para ve maliye politikası eylemlerinin yatırımcı güvenini dengelediği ve piyasalardaki kayıpların kısmi olarak azaldığı aktarıldı.
Finansal koşullarda daha da sıkılaşma riski bulunduğuna işaret edilen raporda, gelişmekte olan ve öncü piyasa ekonomilerinin bir fırtına ile karşı karşıya olduğu bildirildi.
Raporda, "Gelişmekte olan ve öncü piyasalarda, rekor düzeyde keskin bir tersine portföy akışı yaşandı." ifadesi kullanıldı.
Dış borç finansman kaybının kredibilitesi düşük borçlular üzerinde baskı yaratmasının muhtemel olduğu belirtilen raporda, bu durumun borç yapılandırmalarında bir artışa yol açabileceği uyarısında bulunuldu.
### Politika yapıcılara "denge" uyarısı
İşletmeler ve hane halklarının yüksek borçlanma seviyesinin ekonominin aniden durması nedeniyle borç sıkıntısına neden olabileceği aktarılan raporda, bankaların direncinin bazı ülkelerde büyük piyasa ve kredi kayıpları karşısında test edilebileceği kaydedildi.
Raporda, önceliğin insanların hayatını kurtarmak ve Kovid-19 salgınından en çok etkilenen kişilerle şirketleri desteklemek olduğu vurgulanarak, ekonomiyi desteklemek için mali, parasal ve finansal politikaların kullanılması gerektiğinin altı çizildi.
Dünya genelinde geniş kapsamlı politikaların uygulandığı anımsatılan raporda, merkez bankalarının para politikasında genişlemeye, bir dizi varlık alımı ve finansal sisteme likidite sağlamak gibi cesur ve kararlı adımlar attığı bildirildi.
Uluslararası iş birliğinin bu olağanüstü küresel krizin üstesinden gelebilmek için önemli olduğu vurgulanan raporda, "Politika yapıcıların, finansal istikrarı korumak ve ekonomik faaliyetleri desteklemek arasındaki dengeyi sürdürmeleri gerekiyor." ifadesi kullanıldı. |
1738137 | # Erdoğan: 15 Temmuz'da tek bir kişi FETÖ'nün özel korumasına mazhar oldu o da Kılıçdaroğlu
## Özet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz gecesi bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine, himayesine, korumasına mazhar olmuştur, o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur." dedi.
## İçerik
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, Manisa'da dün akşam meydana gelen depremden dolayı vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.
Geçen hafta, ülkenin birçok sıkıntıyla boğuşurken birilerinin ısrarla FETÖ'nün siyasi ayağı ve bununla bağlantılı bir şekilde yeni darbe teşebbüsü tartışması açmasının gerisindeki silsileye dikkat çektiğini anımsatan Erdoğan, "Maalesef aynı tartışmanın hala sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu ülkede FETÖ meselesinin çok uzun ve derin sosyal, siyasi, kültürel kökleri olduğunu bilmeyen kimse yoktur. AK Parti'den önce olduğu gibi AK Parti döneminde de Türkiye bu süreci yaşamıştır." diye konuştu.
FETÖ'nün, diğer pek çok sivil toplum örgütü gibi toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmediğine dikkati çeken Erdoğan, "Herhalde Sayın Ecevit'in CHP'nin veya DSP'nin Genel Başkanı olduğunu bilmeyen yoktur ve aradaki muhabbeti bilmeyen de yoktur. Ne zaman ki bu yapının eğitim, hayır, dayanışma sınırlarını aşıp devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt olduğu netleşmiştir, işte o zaman karşısında bizi, milletimizi ve hukuku bulmuştur. Türkiye'de FETÖ'nün serpilmesinde, büyümesinde güçlenmesinde herkesin payı olabilir ama bu ülkede FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir." değerlendirmesini yaptı.
### "Erbakan Hoca'mızdan nefret ederdi"
"Bu süreçleri iyi bilen birisiyim. FETÖ'nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider var, o da merhum Erbakan Hoca'mızdır. Erbakan Hoca'mızdan nefret ederdi." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Hiçbir zaman bir araya da gelmemişlerdir ama şimdi Erbakan Hoca'mla beraber olduğunu iddia eden malum zat, ne yazık ki onun müritleriyle, onunla beraber dirsek temasında olanlarla beraber yürüyor. Onları herhalde ismen zikretmeme gerek var mı? İsraf olur.
Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Halbuki bu ülkede vesayet güçleri yıllarca FETÖ'ye en küçük bir şekilde dokunmamıştır. Tam tersine 'Allah' diyen 'kitap' diyen, namaz kılan, eşi başörtülü kim varsa onları tasfiye etmenin yollarını aramışlardır. İrtica ile mücadele kisvesi altında din düşmanlığı yapılmasına elbette biz de milletimiz de rıza gösteremezdik. Başbakanlığım boyunca Yüksek Askeri şuralarda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi. Çünkü takiyeyi bir hayat biçimi haline getiren FETÖ'nün hiçbir mensubu dinle, diyanetle ilgili bir görüntü vermiyordu. Milletin değerleriyle uğraşmaktan kendi bünyelerini habis ur gibi saran FETÖ tehdidini görmeyenlerin bugün bizi suçlaması aslında kendi gafletlerini saklama çabasından başka bir şey değildir."
Yıllarca siyasi alanda insanları değerlendiren, ibadetlerinden, kıyafetlerinden dolayı onlara saldıranların durumlarının da aynı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra birden karşımıza en büyük FETÖ savunucusu olarak çıkarak, aslında ne kadar omurgasız olduklarını göstermişlerdir. Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir. Bu kesimlerin, PKK için de ülkemize adeta savaş açmış her türlü iç ve dış odak için de aynı tutumu göstermeleri, zihniyet bozukluğunun konjonktürel değil yapısal olduğunun işaretidir. Bizim bu zırvalara cevap vermemizin tek sebebi ise milletimize olan saygımızdır.
Meydanı, demokrasinin kendilerine sunduğu zemini, yalanları ve iftiralarıyla milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Türkiye'nin terörle mücadeleden ekonomiye kadar her alanda tarihinin en büyük mücadelelerinden birini verdiği şu dönemde, ülkenin ve milletin dikkatini dağıtmak, enerjisini heba etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Bu meseleyi izah edecek, ithamları cevaplandıracak, iftiraları atanların yüzlerine çarpacak ve yaşananları tarihe havale edeceğiz."
### "FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan biziz"
Erdoğan, FETÖ'yü bi terör örgütü olarak tanımlayıp mücadeleyi başlatırken karşılarındaki sorunun büyüklüğünü az çok bildiklerini, tahmin edemedikleri hususun ise CHP'nin ve yıllarca zahirde bu gibi yapılara karşı gözüken çevrelerin bir anda karşılarına en büyük FETÖ yandaşı olarak çıkmaları olduğunu söyledi.
Bu yapıyla en başından beri hem meşrebi hem itikadi sorunlarının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Ama hükümetlerimiz döneminde ülkede bizim gibi düşünmeyen, hareket etmeyen herkes gibi bunlara da hukuk ve hakkaniyet sınırları içerisinde yaklaştık. Doğru, ben de görüştüm. Bunu kaçırmama gerek yok. Ama Erbakan Hocamın bunlarla ilişkisinin olmadığını ifade ettim. Liderler içerisinde zaten ilişkisi olmayan sadece o idi. Demirel'in, Ecevit'in, Erdal İnönü'nün görüşmüşlüğü vardır, şu andaki beyefendinin aynı şekilde, hepsinin bunlarla görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecededir." şeklinde konuştu.
"Vesayet tüm gücüyle üzerimize gelirken hem bu işin arkasındaki FETÖ gölgesini hem de örgütün bürokratik ve toplumsal işgal projesini fark edip gereken tedbirleri 10 yıl öncesinden almaya başladık. Sene 2010. Zaten süreç 2010'da başladı." diyen Erdoğan, ilk zamanlar bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevrelerine bile anlatmakta zorlandıklarını kabul ettiğini dile getirdi.
MİT kumpasının, bu yapının gerçek niyetinin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde anlaşılmaya başlanmasını sağladığını belirten Erdoğan, hem siyasette hem bürokraside hem de nazlarının geçtiği sivil toplum yapılarında bildikleri, teşhis ve tespit ettikleri FETÖ'cüleri süratle tasfiye etmeye başladıklarını anlattı. Erdoğan, "FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir; 2010 itibarıyla o da biziz." dedi.
Ülkenin yönetimini devraldıklarında güya bu konuda en hassas kurumlar olan ordunun, emniyetin, yargının, akademinin kritik noktalarının zaten örgüt tarafından işgal edildiğinin altını çizen Erdoğan, "CHP dahil olmak üzere yıllarca irticayla mücadele bahanesiyle cadı avına çıkar gibi Müslüman avına çıkanların tek bir gün bile gerçek anlamda FETÖ'cüleri hedef aldıkları görülmemiştir. Çünkü dosyaları hazırlayanlar kimlerdi? Silahlı kuvvetlerin içindeki FETÖ'cülerdi, emniyet içindeki FETÖ'cülerdi, devletin kurumları içindeki FETÖ'cülerdi. Her yerde bunları rahatlıkla görebilirsiniz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlattığı bu durumlara dikkati çeken bir görseli de salondakilere göstererek, "Aynen ekranda da bunları görüyorsunuz. Kimlerle, nasıl, nerelerde bir araya geliyorlar? Terörist başının ismi ve örgütün rumuzu şimdi daha iyi anlıyoruz ki kasıtlı bir şekilde Müslümanlara karşı yürütülen saldırıların maskesi olarak kullanılmıştır. Milli Güvenlik Kurulunda biz bu meselenin üzerine gidene kadar alınan kararların hepsinin de gerisindeki gizli niyetin FETÖ ile mücadele değil, toplumsal reaksiyonu tetikleyerek FETÖ'yü koruma olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, salondaki duvara yansıtılan fotoğrafları da göstererek, şöyle devam etti:
"İşte buyur, FETÖ'cü danışmanlar Bay Kemal'in yanında. Akıl hocaları onlar. Sadece onlar değil, İP'in de danışmanlarında yine onlar var. Tam bir istila hareketi. Arkadaki gerçek oyunun ortaya çıkmaması için kurulan bu tezgahın yıllarca başarıyla yürütüldüğünü teslim etmemiz gerekir. Kasım Gülek'ten Ecevit'e kadar, namlı CHP'lilerden 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerine kadar herkes bu oyunda üzerine düşen rolü oynamış, FETÖ'ye figüranlık yapmışlardır. Bu oyunun son perdesinin başrolü de Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmiştir."
15 Temmuz gecesi FETÖ'nün şahsından bakanlara, bürokratlardan medya temsilcilerine kadar iktidarıyla, muhalefetiyle pek çok milletvekiline kadar herkesin peşine düştüğünün altını çizen Erdoğan, "Bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine, himayesine, korumasına mazhar olmuştur; o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur." dedi.
Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda FETÖ'cülerin tanklarıyla burun buruna gelen bir genel başkanın önünde bir anda tüm yolların açıldığını söyledi.
"Kılıçdaroğlu'nun kaçış videosu"nun da izlenilmesini isteyen Erdoğan, "Görüyorsunuz tankların arasından VIP nizamiyesinden uğurlanan kim? Bay Kemal. Kılıçdaroğlu. Tabii burada ilginç olan bir şey daha var. 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' diyor. Bütün milletin haberi oldu, on binler havalimanında ama Bay Kemal'in kulağı var, duymadı. O geldi Bakırköy'e, Belediye Başkanı'nın evinde televizyondan süreci izledi, kahvesini orada içti." ifadesini kullandı.
### "Ey Kılıçdaroğlu, sen hala milleti aldatmakla meşgulsün"
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu, biz tankların karşısındaydık. Biz F16'ların, helikopterlerin altındaydık, milletimle beraber biz havalimanındaydık ama sen Bakırköy'de, Başkan'ın evinde kahve yudumluyordun. Şahsımı öldürmek için helikopterle, uçakla, tankla, özel yetiştirilmiş timlerle arayanlar, Marmaris'ten Atatürk Havalimanına kadar, Kemal Kılıçdaroğlu'na bu şefkati ne için gösterdiler? İnsan, bu şahsın evinin ve cüzdanının en gizli köşesinde 1 dolarlık bir banknot saklayıp saklamadığını da merak etmiyor değil.
Benim orada korumalarım gazi oldu, hanım korumalarımız aynı şekilde gazi oldu. Bay Kemal, senin bunlardan haberin var mı? Aradan bunca zaman geçti, bu harekatın içerisinde olanlar hep yakalandı. O SAT komandoları yakalandı, bir kısmı Yunanistan'a kaçtı. Bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu. Ben de o kardeşimize dedim ki ben bu topraklarda doğdum, bu topraklarda öleceğim. Eğer 10-15 dakikalık bir gecikme olsaydı o zaman bunlar bizi oralarda vuracaklardı. Ama 10-15 dakika farkla helikopterimiz kalktı ve oradan Dalaman'a, Dalaman'dan da İstanbul'a ulaştık. Ey Kılıçdaroğlu, sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. 'Kontrollü darbe...' Doğru, kontrol sizde ama başaramadınız. Şimdi buradan soruyorum; şayet 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı ertesi gün Kemal Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkartılacaktı? Darbe girişimini kurgu diyerek önemsizleştirmeye çalışan darbeciler için adalet yürüyüşü yapan, danışmanından milletvekiline etrafındaki nice kişi FETÖ'den hapse atılan böyle bir siyasetçinin örgütle hiçbir ilişkisi olmadığına nasıl inanabiliriz?"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ile ilişkisinin, bu örgütün deşifre olduğu 17-25 Aralık süreciyle hızlandığını, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından da zirveye çıktığını vurguladı.
Eline milletin kanı bulaşan bir örgütün savunuculuğuna soyunmanın siyasetle, siyasi hesapla, şark kurnazlığıyla, çıkarcılıkla dahi ilgili olamayacağına işaret eden Erdoğan, "Bunun adı örgütün kendisine verdiği kamikaze görevini yerine getirmektir. Kariyerini feda etmeyi göze alarak örgütün çıkarlarını korumaya çalışan bu zatın, her şeyi gibi siyasi duruşunun da yalan olması tabiidir. Çünkü nice sosyalist, nice ulusalcı, nice milliyetçi, nice liberal, nice Kemalist diye, hatta nice 'şu veya bu İslami ekol'den diye bilinen ismin aslında su katılmamış FETÖ'cü çıktığını gördük. Kemal Kılıçdaroğlu için de aynı endişenin içindeyim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ tehdidi konusunda kurumları harekete geçirdikten sonra dahi bu yapının gerçek organizasyon yapısını çıkarmakta zorlandıklarını, bu şemayı hala tam olarak çıkaramadıklarını düşündüğünü ifade etti.
FETÖ'yü organize eden aklın ilk yıllardan itibaren kurduğu sistem nedeniyle en kritik isim üzerinden dahi en fazla birkaç kademe geriye gidilebildiğinin altını çizen Erdoğan, "Bunun ucu Türkiye'de değil, dışarıda. Sonra silsile zaten kopuyor. Böylesine karmaşık bir yapının kendi kendine doğup gelişmediği açıktır. Bizi en çok da ülkemizin her köşesine ve dünyanın dört bir yanına sosyal bir örümcek ağı gibi yayılan bu örgütün CHP içinde böylesine güçlü olması şaşırttı. Devlet, FETÖ'yü her yerde elbette izlemiştir ama CHP Genel Merkezi'ne yeteri kadar bakılmadığı anlaşılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
### "Tüm Meclisin, tüm milletvekillerinin namusudur"
Son dönemde tedavüle sunulan en sinsi oyunlardan birinin, FETÖ'nün istismar ettiği, kendi amaçları için kullandığı birtakım düzenlemeler bahane edilerek doğrudan milli iradenin, milletvekillerinin ve Meclisin hedef alınması olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bunun büyük bir tehlike olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu ve CHP ekibiyle kimi eski askerlerin koçbaşılığını yaptığı bu oyun, geçmişte darbecilerin ve cuntacıların milli iradeyi ipotek altına alma yöntemlerinin bir başka versiyonudur. TBMM'den çıkan her kanun, her karar, beğensen de beğenmesen de katılsan da katılmasan da tüm Meclisin, tüm milletvekillerinin namusudur; buna saygı duyacaksın. Kılıçdaroğlu ve avanesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır."
Yargının, FETÖ'nün tasallutundan kurtarılabilmesi için verilen mücadeleyi değersiz hale getirmeye ve hatta tam tersi göstermeye çalışan herkesin hükmen FETÖ'cü olduğunu belirten Erdoğan, "Çünkü şayet 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından yargıda verilen mücadele olmasaydı, 15 Temmuz dahil diğer saldırıları hukuk devleti sınırları içinde göğüsleyemezdik. FETÖ'cülerin kendi çıkarları ve hedefleri için her kılığa hatta CHP'li kılığına dahi girdiklerini düşündüğümüzde, siyasette ve bürokraside bu örgüt mensuplarının teşhisi ve tasfiyesinin zorluğu gayet iyi anlaşılacaktır. Şayet 10 yıldan beri CHP'ye rağmen yürüttüğümüz mücadele olmasaydı, bugün FETÖ ülkemizi tümüyle işgal edecek güce çoktan ulaşmıştı." şeklinde konuştu.
### "Pakistan'dakileri de aldık"
"Biz FETÖ ile mücadeleyi başlattıktan sonra bırakın adım atmayı, her geçen gün çıtayı daha da yükselttik." diyen Erdoğan, FETÖ'nün 40 yıllık birikimini riske atarak başlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin sebebinin kendilerinin kararlılığı olduğuna işaret etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tespit ettiğimiz her yerde ve her durumda örgütün tepesine bine bine muvazenelerini bozduk. Mücadelenin nispeten yavaş yürümesinin sebebi, her işimizi hukuka uygun yapmamızdan kaynaklanıyor. Bunların bir kısmı Amerika'da, bir kısmı Almanya'da, Belçika'da, Fransa'da, Afrika'nın değişik ülkelerinde. Her yere serpilmişler. Kendi ifadesiyle 'Dünyanın 160 ülkesinde varız.' diyor. FETÖ kendisi söylüyor. Böyle bir çalışma, böyle bir adım, böyle bir serpilme olayı. Biz 160 ülke bunları kovalıyoruz ve 160 ülkeden ulaştığımız bütün liderlere 'Bunları bize verin.' diyoruz. Birçoğunu da aldık, alıyoruz. En son Pakistan'dakileri de aldık, orayı da elhamdülillah temizledik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi yapılmasaydı, hukuki altyapısını oluşturdukları tedbirlerle bir süre sonra FETÖ'nün tasfiyesini zaten hızlandırmış olacaklarını ifade ederek olağanüstü hal uygulamasının, sadece hukuki zemini oluşturulan bu çalışmaların daha pratik şekilde yürütülmesini sağladığına dikkati çekti. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hala '15 Temmuz neydi, ne değildi.' tartışması yapan, hala 15 Temmuz'u anlayamamış gibi davranan zihniyet, bizzat bu işin parçasıdır. Bylock listelerinin, HTS kayıtlarının, darbe gecesi görüntüleri ve görüşmelerinin yargının elinde olduğunu bildikleri halde sırf kafa karıştırmak için bunları dile getirenler de bizzat işin parçasıdır. Halbuki hukukta bu işlerin nasıl olacağını en iyi onlar bilir. Bu gerçekleri görmek için göz, duymak için kulak, ikrar edebilmek için dil, hakkı teslim etmek için de temiz bir kalp gerekir. Rabb'im bu nimetlerini de maalesef herkese bahşetmiyor. Biz kimin ne dediğine bakmadan bu kervanı yürütecek, FETÖ ile mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. FETÖ'nün eline tutuşturduğu malzemelerle bizim karşımıza çıkanların ömürleri, çakmak taşının çıngısının ışığı kadar olur. Allah'ın yardımı, milletimizin desteğiyle bu dava, bu mücadele ilelebet sürecektir. "
### "Gezi olayları alçak bir saldırıdır"
Erdoğan, "Taksim'deki Gezi Parkı'nda güya ağaç ve çevre hassasiyeti bahanesiyle başlayan olayların, kısa sürede büyüyerek devlete ve millete karşı sivil bir kalkışma halini aldığını" söyledi.
Gezi olaylarına ilişkin video görüntülerinin izlenmesinin ardından sözlerine devam eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu, bir hafıza tazelemesi. Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler, tıpkı muhtıralar, tıpkı terör örgütlerinin saldırıları, tıpkı FETÖ'nün 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal, zannediyorum dünkü konuşmasıydı, 'aydınlık gençler' diye vasıflandırıyor. Bunlar başta şahsı olmak üzere aldatılmış gençler. Bu aldatılmış gençlere orada 'çevreci' sıfatı verilmek suretiyle, bu ülkede milyonlarca ağaç ve fidan diken bir iktidara 'ağaç sökme' yaftası yapıştıranlara ben sadece lanet okurum.'
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren İstanbul'u, yetişmiş ağaçlarla bezediklerini, refüjlerden yol kenarlarına varıncaya kadar bu ağaçlarla yeşillendirdiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"12 tane ağaç bir yerden kaldırılıp bir başka yere taşınacak ve PKK terör örgütünün oyuncağı durumunda olan bir kişi, orada gelip yapacağı bir artistik şovla, maalesef gençlerin de oraya toplanması suretiyle bir süreç başlatılacak. Çağrıyı Bay Kemal yapıyor, orada avanesini topluyorlar. Yaklaşık 3 ay boyunca, İstanbul başta olmak üzere kimi büyükşehirlerimizin meydanlarının, sokaklarının işgal edildiği; yakılıp yıkıldığı bu hadisenin en küçük bir masum tarafı yoktur. Sadece Gezi olaylarının şu özet bilançosu dahi, sergilenen Vandallığın boyutlarını göstermeye kafidir."
### "Bunlar, masum bir ayaklanma hadisesi değildir"
Erdoğan, "Kimin ne olduğunu bilmeniz açısından bu çok önemli, bunlar, masum bir ayaklanma hadisesi değildir. Bunlar, ciddi manada perde arkasında Soros türü, bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır. Onun da Türkiye ayağı, malum içerdeydi. Bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar. Onlarla beraber başkaları da bu işin içerisinde." diye konuştu.
Gezi olayları boyunca 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulansın kullanılamaz hale geldiğini, 326 işyeri, 201 aracın tahrip edildiğini, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağının yakıldığını, 697 güvenlik görevlisinin yaralandığını ve 1 polisin şehit olduğunu hatırlatan Erdoğan, Gezi olaylarının Türkiye'ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise yüzlerce milyar doları bulduğunu bildirdi.
Erdoğan, faizlerin ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başladığını, yüzde 4,6'dan yüzde 13 küsura ulaştığını, işsizliğin çift haneye çıkmasının da enflasyonun zıplamasının da aynı dönemde gerçekleştiğini anımsattı.
### "Sevsinler senin aydınlık gençlerini"
Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde yaşananlara dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti:
"Ne yazık ki işgale yeltenmek suretiyle çatılara tırmanmaya kalkmışlar. Dozerlerle bütün Dolmabahçe'deki ofisimizin önü Bezmialem Valide Sultan Cami'nden Beşiktaş'a doğru oralarda kanallar açılmıştır. Tıpkı güneydoğudaki kanal açan teröristler gibi bunlar da aynısını İstanbul'un göbeğinde Bezmialem Valide Sultan Cami'nden Beşiktaş istikametinde, orada yapmışlardır. Ne var orada? Orada Başbakanlık ofisimiz, Dolmabahçe Sarayı ve onun bitişiğinde de bizim ofisimiz. Biz de orada çalışıyoruz. Bunlar yapıldı. Kim bunlar; 'aydınlık gençler.' Sevsinler senin aydınlık gençlerini. Bunlar, tamamıyla sayenizde aldatılmış gençler. Siz değil misiniz, bu ülkede yıllarca terörist olarak tescil edilmiş olanların posterlerini Atatürk Kültür Merkezi'nin duvarlarına asanlar? Hani Atatürkçüydünüz? Adı Atatürk Kültür Merkezi olan AKM'nin Taksim'e bakan cephesinde bu posterleri görmedik mi? Bu teröristlerin posterlerini oraya kimler astı? Taksim Meydanı'ndaki anıta bu posterleri kimler astı? Bay Kemal, işte senin takımın bunları yaptı. Eğer sizin aydınlanmış gençleriniz bunlarsa, yandık. Bizim aldatılmış gençlere ihtiyacımız yok. Bizim bu vatan için feda-i can edecek gençlere ihtiyacımız var."
Gezi olaylarının sona erdirilmesi için öne sürülen talepler arasında Türkiye'nin, İstanbul Havalimanı dahil tüm büyük projelerinin durdurulmasının da olduğuna işaret eden Erdoğan, yabancı medyanın, örneği görülmemiş şekilde bu olayları aylarca canlı yayınladığını söyledi.
### "İşin gerisinde kimlerin olduğu anlaşılmaktadır"
Tamamı yalan olan nice haberin, Gezi olaylarını destekleyen medya organlarında dolaşıma sokulduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu süreçte Taksim Meydanı'nda boy gösterenlere baktığımızda işin gerisinde kimlerin olduğu, hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde anlaşılmaktadır. Her kim Gezi olaylarını masum bir çevre hareketi olarak tanımlıyorsa ya gafildir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin düşmanıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Toplumu bölmeyi amaçlayan Gezi oIaylarını, millet ile omuz omuza vererek bitirdiklerini anlatan Erdoğan, "Gezi'de başaramadıklarını 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle denediler. Milletimizle birlikte biz, bu tuzağı da bozduk. Bu defa çukur eylemleriyle doğrudan ülkemizin topraklarını bölmeye çalıştılar. Bu tezgahı da güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle, teröristleri açtıkları çukura gömerek akamete uğrattık. 15 Temmuz askeri darbe girişimi aynı saldırı silsilesinin aslında devamıydı. Hamdolsun bu ihaneti de milletimizle birlikte boşa çıkardık." diye konuştu.
Suriye'de verilen mücadeleyi de bu sürecin bir parçası olarak gördüklerini belirten Erdoğan, "Gezi'den Suriye'ye kadar uzanan bu saldırı zincirinin hedefi, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğü, Türk milletinin birliği, beraberliği, kardeşliğiydi." ifadesini kullandı.
Erdoğan, hukukun kararlarına saygılı olduklarını dile getirerek, "Bizim ve milletimizin gözünde, Gezi'nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir. Milletimiz müsterih olsun. Ülkemizin her davası gibi bu meseleyi de sonuna kadar kararlılıkla takip edecek, adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz." dedi.
### "Suriye'de destansı bir mücadele yürütüyoruz"
Son dönemde Türkiye'yi asıl gündeminden kopartarak, zamanını ve enerjisini boş tartışmalarla harcatmaya yönelik kasıtlı bir kampanyanın olduğuna işaret eden Erdoğan, bu kampanyanın da öncülüğünü CHP'nin yaptığını söyledi.
Erdoğan, gündemlerinde bölgedeki gelişmelerden ekonomiye kadar nice hayati meseleler olduğunu ifade ederek, "Sadece sınır güvenliğimiz değil, aynı zamanda 83 milyon vatandaşımızın her birinin evinde huzurla uyuyabilmesi bakımından kritik öneme sahip Suriye'de destansı bir mücadele yürütüyoruz. Harekat bölgelerimize yönelik tacizlere en sert şekilde cevap veriyoruz. Şayet bu bölgelerde muhatap ülkeler, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını karşılayamazsa, kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kalacağımızı, her fırsatta açıkça kendilerine söyledik, söylüyoruz. İdlib'de rejimin saldırganlığını sona erdirip, Soçi Muhtırası sınırlarına çekilmesi için son günlere giriyoruz. Artık son ikazlarımızı yapıyoruz." diye konuştu.
### "İdlib Harekatı, bir an meselesidir"
Gerek Türkiye'de gerek Rusya'da gerekse sahada yapılan görüşmelerde arzu ettikleri neticeye ulaşamadıklarını bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Her ne kadar görüşmeler devam edecek olsa da masada bizim istediğimiz yerin çok uzağında olunduğu bir gerçektir. Türkiye, İdlib konusunda kendi harekat planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da 'Bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz. İdlib Harekatı, bir an meselesidir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını hala anlamamış olan rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib'i bırakmayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile bu konuyu görüştüklerini anlatarak, onunla da bu tespitleri paylaştığını aktardı.
Erdoğan, "Bu bölgedeki gelişmelerin, ülkemizin üzerine getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya asla niyetimiz yoktur. Ne pahasına olursa olsun İdlib'i hem Türkiye hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer haline dönüştürmekte kararlıyız." diye konuştu.
### "AB'nin Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisi yoktur"
Libya meşru hükümeti olan Trablus yönetiminin yanında yer almayı sürdürdüklerini belirten Erdoğan, "Ülkemizin Libya'ya ayak basmasıyla birlikte darbeci Hafter'in ilerleyişi zaten durmuştu. Şayet uluslararası toplumun da dahil olduğu görüşmelerden adil bir anlaşma çıkmazsa ki şu anda Trablus'un meşru yönetimi masadan çekilmiştir, ki olumlu bir karardır. Haklı, isabetli bir karardır. Çünkü tezgah farklı dolaşıyor. Farklı yöne doğru gidiyor." dedi.
Meşru Trablus yönetimini ülkenin tamamında hakimiyet kurması için destekleyeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Akdeniz'de Libya ile yaptığımız anlaşmanın ardından ülkemiz lehine değişen dengeleri giderek güçlendiriyoruz. AB'nin, Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisi yoktur. AB durumdan vazife çıkarmanın gayreti içindedir. Oradan da kendine bir vazife çıkarıyor. Neye göre? Bu yetkiyi nereden alıyorsun? Böyle bir yetkin yok. Ne kara ne deniz. Türkiye'nin konumu farklı. Bu konuda sergilediğimiz kararlı duruş sayesinde Akdeniz'de ilan ettiğimiz statü, Yunanistan başta olmak üzere konuya müdahil ülkeler tarafından yavaş yavaş kabullenilmeye başlamıştır."
### "Ekonominin dinamiklerini hep güçlü tutmaya özen gösterdik"
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, ABD Başkanı Donald Trump ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefini diğer sorunlardan ayrı tutma kararına vardıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yüksek teknoloji başta olmak üzere, geleceğin ekonomisinin alt yapısını kurma çabalarına, ABD ile tesis edilecek ticari iş birliğinin, büyük katkısı olacağını dile getirdi.
Ekonomiye değinen Erdoğan, "Halen ekonomi üzerinden bizi vurmaya gayret eden densizler var. Her şey çok açık, net ortada. Bunlar acaba buradan bir şey çıkarabilir miyiz? Bunun gayreti içindeler." dedi.
Ekonominin, gündemlerinin değişmez ve daima ilk sıralarında yer alan başlığı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Diğer alanlarda ne yaşarsak yaşayalım, ekonominin dinamiklerini hep güçlü tutmaya özen gösterdik. Son 1,5 yılda ekonomi alanında gerçekten çok büyük ve tarihi bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi en az sınırlarımız ötesinde yürüttüğümüz harekatlar kadar önemli kabul ediyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, 2018'in Ağustos ayında, tarihin en sinsi ekonomik saldırılarından birine maruz kaldıklarını hatırlatarak, "Bu saldırılar, daha sonra da farklı yol ve yöntemlerle devam etti. Aldığımız tedbirlerle, hamdolsun, spekülatif kur saldırılarının öncüsü olduğu bu tuzağı bozduk ve sebep olduğu tahribatı önemli ölçüde giderdik." ifadelerini kullandı.
### "Ey Geziciler, bunu iyi öğrenin"
Ekonomik göstergelerde Ağustos 2018 dönemi öncesini yakaladıklarını hatta pek çok alanda daha iyiye gittiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizi 'kur-faiz-enflasyon' şeytan üçgenine hapsederek teslim almaya çalışanları, bir kez daha hüsrana uğrattık. Bu tablo, dünyanın önde gelen finans kuruluşları başta olmak üzere herkesin Türk ekonomisine olan bakışını olumlu yönde değiştirdi. Ülkemizle ilgili büyüme tahminleri, sürekli olarak yukarı yönde revize ediliyor. Enflasyonu ve faizleri düşürme konusundaki kararlılığımızı, mevcut uygulamaları geliştirerek ve gerektiğinde yeni tedbirleri devreye sokarak sürdürüyoruz.
Merkez Bankası, yüzde 24'e kadar çıkan politika faizini, yüzde 11,25 seviyesine kadar indirdi. Bu, Ağustos 2018'in bile gerisinde bir seviyedir. Bir dönem yüzde 40'ların telaffuz edildiği piyasa faizleri bugün yüzde 8-10 civarında. Piyasa faizleri bakımından Mayıs 2013 yani Gezi olayları dönemi seviyesinin dahi gerisine ulaşmış durumdayız. Ey Geziciler, bunu iyi öğrenin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide sağlanan güven ortamının, özel sektör yanında kamu borçlanma maliyetlerini de fevkalade düşürdüğünü belirtti.
Önceki hafta yapılan kamu borçlanma ihalesinde, son yıllardaki en düşük maliyetli ihraçların gerçekleştirildiğine işaret eden Erdoğan, dolar tahvillerinin tamamını Avro cinsi yükümlülüğe dönüştürerek, maliyetleri daha da azalttıklarını söyledi.
### "Katma değerli üretime dayalı büyüme modelimizi sürdüreceğiz"
Erdoğan, ocak ayında ekonomi güven endeksi ve reel kesim güven endeksi artarken, büyümenin önemli göstergelerinden olan satın alma yöneticileri endeksinin, uzun aradan sonra yeniden 50 eşik değerinin üzerine çıktığını kaydetti.
Sanayi üretiminin 2019'un Aralık ayında yüzde 8,6 artarak, son dönemlerin rekorunu kırdığının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Katma değerli üretim, ihracat ve istihdama dayalı büyüme modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Tüm veriler 2019 yılını pozitif bir büyümeyle kapatacağımıza işaret ediyor. Geçtiğimiz yılı, uzun yıllar sonra ilk defa cari fazla vererek kapattık. Türkiye'nin küçüleceğini, yıkılacağını, yerle yeksan olacağını iddia edenlere en güzel cevabı, büyüme oranımız ve cari fazlamızla verdik. İnşallah 2020'de hedefimiz olan yüzde 5'i de aşarak herkesi şaşırtan çok daha güçlü bir büyüme oranına kavuşacağız. Görüldüğü gibi maliyetler düşüyor, iş dünyasının güven düzeyi yükseliyor, vatandaşımızın geleceğe olan umudu artıyor."
### Bankaların aldıkları ücret ve komisyonlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki her olumlu gelişmeyi iş dünyası, piyasalar ve vatandaşlara yansıtmaya özel önem verdiklerini belirterek, bu çerçevede vatandaşların uzun zamandır şikayetçi olduğu, bankaların aldıkları ücret ve komisyonlarla ilgili gereken adımların da atıldığını vurguladı.
Bankaların verdiği hizmetlerin karşılığı olarak müşterilerinden aldıkları ücret ve komisyonlara bir standart getirildiğini anlatan Erdoğan, ticari müşterilerden alınabilecek ücretin masraf ve komisyon sayısının 2 bin 400 çeşitten 51 adede, finansal tüketicilerde yani vatandaşlarda ise 20'den 16'ya düşürüldüğünü aktardı.
Erdoğan, böylece ister esnaf veya sanayici isterse vatandaş olsun hiç kimsenin, hesap açmadan hesap işletmeye, kredi tahsisinden kredi kapatmaya kadar pek çok kalem altında sürekli ve sürpriz ücretler ödemek zorunda kalmayacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi hizmet için ne kadar ödeme yapılacağının önceden belli olacağını dile getirerek, "Vatandaşımız öğrenci olan evladına 3-5 yüz lira harçlık gönderirken, bankanın buna ortak çıkmasını engelleyerek, kullandığı araca göre 1 lira ile 5 lira arasında standart bir ücret ödemesini sağladık." dedi.
Ticari kredilerde de yüzde 10'lara varan erken ödeme komisyonunu, 2 yıla kadar olanlarda yüzde 1'e, 2 yıldan uzun olanlarda yüzde 2'ye düşürdüklerini anlatan Erdoğan, kredi kartı nakit avans komisyonlarını da yüzde 1 ile sınırlandırdıklarını kaydetti.
Erdoğan, yapılan hesaplara göre, bu düzenlemenin ardından yaklaşık 30 milyar liralık bir tutarın, iş insanlarının ve vatandaşların cebinde kalacağını bildirdi.
Bankaların hizmet kalitelerini yükselterek, buradan elde ettikleri gelirdeki azalmayı telafi edeceklerine inandığını söyleyen Erdoğan, "Milletimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Ekonomide yeni müjdeleri milletimizle paylaşmayı, inşallah kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz." diye konuştu.
### "Bunlar sapla samanı ayırt edemiyor"
Türkiye'de bunca güzel iş olurken, birilerinin sırf milletin moralini bozmak için mesela Türkiye'nin saman ithal ettiği gibi bir yalanı, utanmadan, sıkılmadan tekrarlayabildiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Ben burada çok ağır bir ifade de kullanabilirim de bu kürsüye yakışmaz. Neymiş efendim? Aslında kaba yem ve saman konusunda net ihracatçı bir ülke olan Türkiye, İsviçre'den saman ithal ediyormuş. Tabii bunlar sapla samanı ayırt edemedikleri için, önlerine konan kağıtlarda yazan bilgilerin ne anlama geldiğini de kavrayamıyorlar. İsviçre'den 32 kilosu yaklaşık 6 bin 500 liraya yani kilosu 200 liraya ithal edilen ürünün adı Bay Kemal, hububat kapçığıdır. Bu özel bitki, tarım zararlılarına karşı yetiştirilen bir böceğin beslenmesi için kullanılıyor. Kıyılarak getirildiği için görüntüsü samana benziyor. Malum samanın kilosu 1 liradır.
Hesap uzmanı olmasına gerek yok, akıl ve izan sahibi bir insan hiç değilse fiyatından hareketle ithal edilen ürünün saman olmadığını anlar. Ama bunların husumetleri gözlerini kör etmiş, kalplerini ise karartmıştır. Hayatları yalan olanların, saman gibi bir konuyu dahi buna alet etmelerinin takdirini milletimize bırakıyoruz. Açıkçası bu tür çapsızlıklarını gördükçe, SSK'nin nasıl batırıldığını da çok daha iyi anlıyoruz. Hepsinin belgesi elimde, onu da söyleyeyim Bay Kemal. Bunun kambiyo makbuzlarını, her şeyini ayrıca göstermek mümkün. Kaça gelmiş, hepsi ortada ama orada Bay Kemal, saman yazmıyor."
AK Parti'nin kurulduğu günden beri milletin karşısına yalnızca eserleri, hizmetleri, icraatları ve başarılarıyla çıktığını belirten Erdoğan, "Şimdi de aynısını yapıyoruz. İstersen hafta sonu pazar günü İzmir'deyiz. Orada bir açılış yapacağız. Sen de İzmir Milletvekilisin galiba. Açılışa buradan davet edeyim, gelebilirsin. İsabetli olur. Bu heyecanı sen de tat." dedi.
### "Millet Kütüphanesi'nde ikramlar ücretsiz olacak"
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde inşası tamamlanan Millet Kütüphanesi'nin yarın hizmete açılacağını bildiren Erdoğan, "İkramlarımız sadece yarın için değil, her zaman ücretsiz olacak. Burası 24 saat gençlerimizin, burada çalışacak olanların hizmetine açıktır. Milletimizin yükselttiği bu devlet, milletine dönerek oralarda her türlü ikramı ücretsiz olarak yapacak." diye konuştu.
Büyük ve zengin kütüphanelerin, medeniyetlerin alametifarikalarından olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ülkemize, mimarisi yanında kitap ve hizmet zenginliğiyle Cumhuriyet döneminin en büyük kütüphanesini kazandırmış olmanın memnuniyeti içindeyiz. 5 milyon ciltlik bir kütüphane. Bunlar aynı zamanda elektronik ortamda da kayda girecek." dedi.
Antarktika'ya gerçekleştirilen 4. bilim seferi heyetinin yerlerine ulaştığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Heyette yer alan 24 bilim insanımız, yaklaşık 1 ay sürecek seferleri boyunca 15 farklı bilimsel çalışma gerçekleştirecek. Hedefimiz orada aynı zamanda İngiltere ile ortak bir yer edinmek. Orada sabit yerimiz de inşallah olacak. Geçen yıl kurduğumuz geçici bilim üssünü kalıcı üsse çevirmek için de gerekli hazırlıkları, bu heyetimiz tamamlayacak. Buradaki kalıcı üssümüzü kurduğumuzda, Antarktika'da bayrağımızı daimi dalgalandıracağız. Antarktika'daki çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum."
Bir başka müjdesinin de sondaj gemileriyle ilgili olduğunu dile getiren Erdoğan, "İki sondaj, iki de sismik araştırma gemimiz vardı. Fatih ve Yavuz'un ardından üçüncü sondaj gemimizi de aldık. Bu, 11 bin 400 metre derinliğe kadar inebilen altıncı nesil bir ultra deniz sondaj gemisidir. Mart ayında ülkemize ulaşacak gemimizin, geliştirme ve test işlemlerinin ardından bu yıl içinde sondaja başlamasını planlıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Afyonkarahisar Bolvadin Belediye Başkanı Fatih Kayacan, Bilecik Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Bilecik Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin, Sakarya Pamukova Belediye Başkanı İbrahim Güven Övün ve Siirt Baykan Veyselkarani beldesi Belediye Başkanı Murat Akgün'ün AK Parti'ye katıldıklarını açıklayarak, bu belediye başkanlarına parti rozeti taktı.
### "Her an her türlü dayanışmamız olabilir"
Erdoğan, Meclis'te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Darbe iddialarına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Böyle bir şeye siz inanıyor musunuz? Bunlar tamamen bir kumpanya. Bu kampanyaya da maalesef doluşa gelip sizin gibi, hakikaten saygın olan gazeteci arkadaşlarımızın bu oyuna gelmelerini anlamakta zorlanıyorum." diye konuştu.
Bütün bu kampanyaların ülkeye ve millete ihanet olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kimsenin bu milletin hafızasını karıştırmaya hakkı yok. Bugün konuşmamda gerekenleri söyledim. Bunlar hain. Böyle bir hava hissediyor musunuz? Böyle bir şey var mı? Herkes huzur içerisinde geziyor, tozuyor, yiyor, içiyor, her şey yerinde. Herhalde bunlar pek yiyip içemiyor, gezip tozamıyor. Bunları yapamadığı için de herhalde darbenin nal sesleri geliyor bunlara? Bizim böyle bir derdimiz yok. Bu ülke 15 Temmuz'u yaşadı. 15 Temmuz'u yaşatanlara da gereken cevabı benim milletim verdi. Bundan sonra böyle bir şeyde bunlar, bunun katbekat fazlasıyla bedelini öderler. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunun bir defa adını bile anmak bize haramdır."
Osman Kavala'ya, Gezi olaylarına ilişkin davanın ardından başka bir soruşturma nedeniyle tekrar gözaltı kararı verildiği ve bunun üzerine yargıya yönelik eleştirilen bulunduğunun ifade edilmesi üzerine de Erdoğan, bu eleştirilere katılmadığını dile getirdi.
Erdoğan, "İşine gelen, yargının verdiği olumlu karara, 'yargı iyi karar verdi' derken, işlerine gelmeyen karar için niçin yargıyı eleştirme yoluna gidiyorlar? Yargı bir kısmını tahliye etti ama Kavala ile ilgili de bu kararı verdi. Saygı duymaları lazım." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın "İdlib konusunda Erdoğan ile birlikte çalışıyoruz" şeklinde açıklaması hatırlatılarak, "Türkiye'nin olası bir harekatında ABD nasıl bir destek sağlayacak? Trump ile bu konuyu görüştünüz mü?" sorusuna ise Erdoğan, "Her an her türlü dayanışmamız olabilir." karşılığını verdi.
### "Kurullar, onlara da yardımcı olur"
Erdoğan, İdlib'e olası bir harekatta hava unsurlarının kullanılıp kullanılmayacağı ve bu harekatın adının ne olacağı yönündeki soruyu, "Dedik ya, 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' Bir gece ansızın geldiğimizde adıyla sanıyla, her şeyiyle geliriz." diye yanıtladı.
"Rusya tarafından, 'Türkiye'nin Suriye askerine yapacağı bir operasyon en kötü senaryo' olarak nitelendiriliyor. Bunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bizim arkadaşlarımızın yaptığı görüşmelerde, bana böyle bir şey gelmiş değil. Rusya'nın bu tür kötü senaryoların içinde yer alacağına inanmıyorum." dedi.
İş Bankası ile ilgili AK Parti'de kurulan bir komisyona, BDDK ve SPK başkanlarının katılmasına yönelik eleştirilerin bulunduğunun ifade edilmesi üzerine de Erdoğan, "Gerekli olduğu zamanlarda her parti bu kurumlardan istifade edebilir. Bu kurumlar devletindir ama millete hizmet etmekle mükelleftir. Diyelim ki, CHP gidip bu kurullardan herhangi bir konuda istifade etmek isterse kurullar onlara da yardımcı olur. Niye rahatsız oluyorlar ki?" diye konuştu.
"Kamuya girişte güvenlik soruşturmalarını yeniden getirmek istiyor musunuz?" sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, her an gündemlerinde olduğunu söyledi. |
1165425 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,08 yükselişle 99.249,80 puandan tamamladı.
## İçerik
İSTANBUL
**BIST 100 **endeksi, önceki kapanışa göre 78,58 puan artarken, toplam işlem hacmi 6,7 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 0,18, holding endeksi yüzde 0,44 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,65 ile madencilik, en çok gerileyen ise yüzde 1,98 ile finans kiralama, faktoring oldu.
Geçen haftaki sert düşüşün ardından bugüne yükselişle başlayan ve bankacılık endeksinde yoğunlaşan alımlarla 100.510,33 puana kadar çıkan BIST 100 endeksi, 99.000 puanın üzerinde dengelendi.
Analistler, açıklanan enflasyon verisinin mayısta yıllık yüzde 12,15 ile beklentilerin üzerine çıktığını belirterek, verinin ardından döviz kurlarının düşüşe geçtiğini, pay **piyasalar**ında ise alımların güçlendiğini ifade etti.
Yarın yurt içinde reel efektif döviz kuru, yurt dışında da ABD ve Avro Bölgesi'nde hizmet sektörü ve bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin takip edileceğini aktaran analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 97.800 puanın önemli destek, 103.000 seviyesinin ise direnç konumunda olduğunu söyledi. |
704403 | # Fed piyasalara 'dejavu' yaşatacak
## Özet
Fed, 4 kez faiz artırım beklentisiyle başladığı 2016'yı tek faiz artışıyla kapatarak "dejavu" yaşatacak.
## İçerik
WASHINGTON - Gülbin Yıldırım
Dünya ekonomisinin en önemli aktörü sayılan ABD Merkez Bankası'nın (**Fed**) bu yılki ilk ve son** faiz** artışına, tıpkı 2015'teki gibi aralık ayı Federal Açık Piyasa Toplantısı'nda (FOMC) gideceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Büyük bir sürpriz yaşanmaması halinde yaklaşık 11 yılın ikinci faiz artırımı, 14 Aralık Çarşamba günü açıklanacak.
Fed'in 2015'teki adımlarını neredeyse birebir izleyerek piyasalara "**dejavu**" yaşatacak olması ise ülke ekonomisinin yılın yarısındaki zayıf performansı, hayal kırıklığı yaratan mayıs ayı istihdam verisi, İngiltere'deki Brexit referandumu ve ABD başkanlık seçimlerine dayandırılıyor.
### "Bir şeyler ters gidince" 7 FOMC toplantısı pas geçildi
Fed, "büyük durgunluk" nedeniyle Haziran 2006'dan bu yana sadece bir kez (Aralık 2015) faiz artışına gidebildi. Bu yıl olduğu gibi 2015'te önce haziran, sonra eylül derken, aralık ayına kadar ertelenen faiz artışı, küresel piyasalar için yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmişti.
Tarihi kararın alındığı toplantı kapsamında yayınlanan ekonomik projeksiyonlar, Fed yetkililerinin 2016'da 25 baz puan 4 faiz artışı öngördüklerini göstermesine karşın Fed'in faiz artışına hazırlandığı hemen her toplantı öncesinde "bir şeylerin ters gitmesi", yıl boyunca yapılan 7 **FOMC **toplantısının pas geçilmesiyle sonuçlandı.
### Son istihdam ve enflasyon verileri Fed'e "yeşil ışık" yaktı
ABD'deki başkanlık seçimlerinden birkaç gün önce yapılan kasım ayı FOMC toplantısında da faiz artırmayan Fed'in, yıl sonundan önce faiz artırıp artıramayacağı seçim sonuçlarına bağlanmıştı.
Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın sürpriz zaferinin ardından küresel piyasalar ilk tepki olarak sert kayıplar yaşamış ve Fed'in aralıkta faiz artırma ihtimali yüzde 50'inin altına gerilemişti. ABD piyasalarının beklenenden çabuk toparlanmakla kalmayıp, Trump'ın vergi indirimleri ve altyapı yatırımlarının ekonomiyi canlandıracağı beklentisiyle rekor üstüne rekor kırması düşen faiz artırım beklentilerini yeniden yükseltti. Ayrıca, birkaç hafta önce açıklanan kasım ayı istihdam raporu ve enflasyon verileri de faiz artırımına "yeşil ışık" yaktı.
### "Faiz artırımına yönelik beklentiler tam istenilen seviyelere yükseldi"
Moody's Analytics Direktörü Ryan Sweet, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Fed'in aralıkta faiz artırmamak için hiçbir nedeni olmadığını belirterek, "ABD ekonomisi ve finansal piyasalar iyi duruma, faiz artırımına yönelik beklentiler tam istenilen seviyelere yükseldi. Fed'in aralıkta faiz artırmamak için herhangi bir nedeni yok." dedi.
Sweet, ekonomik projeksiyonlarının küçük değişimler dışında aynı kalacağını ifade ederek, "Trump yönetiminin mali politikaları hakkında şu an biz ne biliyorsak, Fed yetkilileri de onu biliyor. Bu nedenle FOMC'nin ekonominin geleceğine yönelik varsayımlarını değiştirmekte acele edeceğini sanmıyorum." diye konuştu.
Piyasaların faiz kararına fazla tepki göstermeyeceğini savunan Sweet, "Ancak faizin artırılmaması halinde bu 'Fed bizim bilmediğimiz bir şeyi biliyor olmalı' paniğine yol açacak büyük bir politika hatası olacak." ifadesini kullandı.
### "Piyasalar, faiz kararından çok projeksiyonlar ve Yellen'a odaklanacak"
Brookings Entitüsü Parasal ve Mali Politikalar Merkezi Direktörü David Wessel da FOMC’nin oy birliğiyle faiz artırma kararı almasını beklediğini söyledi.
Wessel, piyasaların odak noktasının faiz kararından çok projeksiyonlar ve Fed Başkanı Janet Yellen'da olacağını düşündüğünü ifade ederek, "Fed yetkililerinin Donald Trump'ın uygulayacağı mali politikalar ve dolar hakkında varsayımlar yapması gerekiyor. Ancak kısa vadedeki belirsizliklere vurgu yaparak noktasal grafiğin bir taahhüt ya da sözel yönlendirme olmadığını bize hatırlatacaklarından şüpheleniyorum." şeklinde konuştu. |
2495756 | # Küresel piyasalar yeni haftaya yön arayışıyla başladı
## Özet
Küresel piyasalarda, şahinleşen merkez bankaları ve parasal sıkılaşmayı destekleyen güçlü makroekonomik veriler sonrası karışık seyir yeni haftaya da taşındı.
## İçerik
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) geçen hafta sürpriz şekilde şahinleşmesi ve ABD'de açıklanan güçlü istihdam verilerinin piyasalar üzerindeki etkisi devam ediyor.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu yıl 6 toplantıda faiz artıracağının fiyatlandığı tahvil piyasalarında, Fed'in 150, ECB'nin ise 40 baz puan faiz artıracağı öngörülüyor.
Söz konusu fiyatlamalar para politikası yetkililerinin sözle yönlendirmelerini yatırımcıların odağına yerleştirirken, bugün ECB Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı açıklamaların varlık fiyatlarında oynaklığı artırma ihtimali bulunuyor.
Öte yandan, Fed üyelerinin geçen hafta 50 baz puanlık faiz artışına ilişkin olumsuz yorumlarına karşın tahvil piyasalarında oluşan fiyatlamalar belirsizliği artırırken, bu hafta ABD'de açıklanacak enflasyon verilerinin para politikasındaki belirsizlikleri kısmen de olsa azaltması bekleniyor.
Bu gelişmelerle küresel pay piyasalarında risk iştahının düşük olduğu görülürken, petrol fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi de ekonomi üzerindeki maliyet baskılarının sürebileceğine işaret ediyor.
Brent petrolün varil fiyatı üst üste yedi haftalık yükseliş eğiliminin ardından sekizinci haftaya da değer kazancıyla başlayarak 92,9 dolarla Ekim 2014'ten bu yana en yüksek seviyesinden işlem görüyor.
ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi cuma günü beklentileri oldukça geride bırakan tarım dışı istihdam verisi sonrası yüzde 1,94'e çıkmasının ardından şu sıralarda yüzde 1,91 seviyesinde dengelendi.
Cuma günü, New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 0,52 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,58 değer kazanırken, Dow Jones endeksi yüzde 0,06 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli işlem kontratları ise yeni haftanın ilk işlem gününde karışık seyrediyor.
Avrupa'da ECB'nin şahinleşmesiyle birlikte Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim varlık fiyatlarını etkilemeye devam ediyor. Bugün ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un yapacağı görüşmeden çıkacak kararlar beklenirken, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, "Rusya'nın Ukrayna'yı her an işgal edebileceği" değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'da şahinleşen para politikası sonrası tahvil piyasalarındaki satış baskısıyla Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 0,21 seviyesine çıktı.
Avro/dolar paritesi ise üst üste beş gülük yükseliş eğilimi sonrası yeni haftaya düşüşle başladı ve şu sıralarda 1,1440'tan alıcı buluyor.
Cuma günü, Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,75, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,17, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,77 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 1,79 değer kaybetti. Avrupa endeksleri bugün vadeli işlemlerde ise pozitif seyrediyor.
Asya'da geçen hafta yeni yıl tatili sebebiyle kapalı olan Çin piyasaları tekrar işleme açılırken, Çin borsasının geçen hafta Asya genelindeki yükselişi fiyatladığı görülüyor.
Bununla birlikte, Çin'de ekonomi yönetiminin regülasyon adımlarında piyasalara karşı daha duyarlı olacağına ilişkin beklentiler de risk iştahını destekliyor.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Çin'de hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri (PMI) 51,4'e, bileşik PMI ise 50,1'e geriledi. Japonya'da öncü göstergeler endeksi ise beklentileri aşarak 104,3'e çıktı.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,76, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,40 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,17 değer kaybederken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 2 yükseldi.
Yurt içinde, geçen haftanın son işlem gününde BIST 100 endeksi yüzde 0,72 değer kaybederek 1.943,81 puana gerilerken, açıklanmaya devam eden şirket bilançoları nedeniyle hisse ve sektör bazlı ayrışmalar devam ediyor.
Dolar/TL cuma günü yatay seyirle 13,5625’ten kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında da 13,56 seviyesinde işlem görüyor.
Bugün yurt içinde hazine nakit dengesi, yurt dışında ise ECB Başkanı Lagarde'ın konuşmasının yanı sıra Almanya'da sanayi üretimi ve Avro Bölgesi'nde yatırımcı güven endeksi takip edilecek.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.930 ve 1.890 seviyelerinin destek, 1.990 puanın direnç konumunda bulunduğunu söyledi.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
10.00 Almanya, aralık ayı sanayi üretimi
12.30 Avro Bölgesi, şubat ayı yatırımcı güven endeksi
17.30 Türkiye, ocak ayı Hazine nakit dengesi |
1554711 | # Jeopolitik riskler merkez bankalarını muslukları açmaya zorluyor
## Özet
ABD 10 yıllık devlet tahvili getirisi ile 3 aylık devlet tahvili faizleri arasındaki fark hafta içinde eksi 41,23 baz puana düşerek Mart 2007'den bu yana en geniş halini aldı.
## İçerik
**Küresel ekonomide **artan **jeopolitik riskler **resesyon beklentilerini yükseltirken, bu durum **merkez bankalarını **daha gevşek para politikası duruşuna yönlendiriyor.
ABD Başkanı Trump'ın, geçen hafta, 300 milyar dolarlık Çin ürününe yüzde 10 gümrük tarifesi uygulanacağını duyurması, söz konusu açıklamanın ardından yaşananlar ve açıklanan makroekonomik veriler global büyümeye ilişkin endişeleri arttırdı.
Trump'ın kararına, yuanı son 11 yılın en düşük seviyesine çekerek cevap veren Çin, ABD tarafından "kur manipülatörü" ilan edildi. Bunun üzerine ticaret anlaşmalarında Trump için önem arz eden tarım ürünleri satışı, Çin tarafından gündeme alındı ve Çin, ABD'den tarım ürünleri alımını durdurduğunu açıkladı.
Söz konusu gelişmelerin de etkisiyle pay piyasalarında önemli değer kayıpları yaşandı ve küresel büyümeye ilişkin belirsizlikler daha da arttı. Piyasalarda dikkatle izlenen göstergelerden biri olan getiri eğrisi, hafta içi yaşanan olayların ardından son 12 yılın en güçlü resesyon sinyalini verdi. ABD 10 yıllık devlet tahvili getirisi ile 3 aylık devlet tahvili faizleri arasındaki fark, hafta içinde eksi 41,23 baz puana düşerek Mart 2007'den bu yana en geniş halini aldı.
Analistler, getiri eğrisinin ABD'de son 50 yılda gerçekleşen bütün krizlerden önce tersine döndüğünü ifade etti.
### Fed'in üzerindeki baskılar
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) temmuzdaki toplantıda politika faizini 25 baz puan indirmesine karşın Fed Başkanı Jerome Powell'ın toplantı sonrası yaptığı konuşma "şahin" olarak algılanırken, analistler, Çin ile yaşanan gelişmeler ve açıklanan makroekonomik verilerin ardından bu tutumun değişebileceğini kaydetti.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard'ın, hafta içinde, "Fed'in yaptığı faiz indiriminin, ticaret savaşının ortaya çıkardığı belirsizliklere cevap verdiğini, her tehdide faiz indirerek cevap veremeyeceklerini" söylemesine karşın Fed'in eylül ayındaki toplantısında faiz indirimine kesin gözüyle bakılıyor.
Analistler, eylül ayındaki Fed toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimine yüzde 60, 50 baz puanlık indirime ise yüzde 40 olasılık veriyor.
Hafta içi açıklanan çekirdek üretici fiyat endeksi verileri ile ABD ekonomisinde istenilen enflasyon seviyesinin gittikçe uzaklaştığını ifade eden analistler, yüzde 2,3'lük beklentiye karşın yüzde 2,1 şeklinde gerçekleşen üretici enflasyonunun Fed üzerinde baskı oluşturabileceğini vurguladı.
Fed'in üzerindeki baskılar sadece veri tarafından kaynaklanmıyor. Fed'in politikalarının yanlış olduğunu her fırsatta dile getiren Trump, yapılması gereken şeyin 100 baz puanlık faiz indirimi olduğunu, ülkenin Fed'in yanlış politikalarına rağmen iyi gittiğini belirtmişti.
### Resesyon korkuları, 3 merkez bankasından gelen faiz indirimleriyle daha da arttı
Analistler, küresel ekonomide hakim olan resesyon korkularının hafta içi 3 farklı merkez bankasından gelen faiz indirimleriyle daha da arttığını söyledi.
Yeni Zelanda Merkez Bankası, 25 baz puan faiz indirimi beklentisine rağmen 50 baz puan indirime giderek politika faizini tarihinin en düşük oranına çekerken, politika faizinde 35 baz puan indirime giderek beklentileri aşan Hindistan Merkez Bankası, politika faizini yaklaşık son 10 yılın en düşük oranına indirdi.
Beklenmediği halde faiz indirimine giderek politika faizini yüzde 1,75'ten yüzde 1,50'ye çeken Tayland Merkez Bankası da ekonomiyi desteklemek adına daha geniş para politikası uygulayacağını duyurdu.
Dünyanın önemli ekonomilerden biri olan Avustralya'da da merkez bankasından yapılan açıklamada, faiz indirimine rağmen ekonominin desteklenmeye devam edileceği, gerekmesi halinde tekrar faiz indirimine gidilebileceği belirtilmişti. Ülkede, mayıstan bu yana yapılan indirimlerle politika faizi yüzde 1,5'ten yüzde 1'e indi.
### Avrupa ekonomisine dair endişeler artıyor
Avro Bölgesi'nde temmuz ayında yüzde 1,3'ten yüzde 1,1'e gerileyen enflasyon, Avrupa ekonomisine dair endişeleri artırırken, analistler, halihazırda eylülde faiz indirimine gitmesi beklenen Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB), sadece faiz indirerek istenilen sonucu almasının zor olduğunu vurguluyor.
AB'de yaşanan siyasi gelişmeler, gelecek döneme ilişkin beklentileri karamsarlaştırıyor. Söz konusu gelişmelerin başında, anlaşmasız Brexit ve İtalya'da başlayan hükümet krizi gelirken, analistler, AB'de tedirginliği artıran asıl meselenin, birliğin motoru konumundaki Almanya'nın makroekonomik verileri olduğunu belirtiyor.
Hafta içi Almanya'dan gelen sanayi üretimi verileri, ülke ekonomisindeki yavaşlamanın devam ettiğini gösteriyor. Almanya'da sanayi üretimi, beklentilerin üzerinde, aylık bazda yüzde 1,5 düşerken, geçen yılın aynı dönemine göre son 10 yılın en yüksek gerilemesiyle yüzde 5,2'lik azalış kaydetti. Otomobil endüstrisinde yaşanan sıkıntıların ülke ekonomisinin gidişatında önemli rol oynadığını vurgulayan analistler, ticaret savaşlarının da etkisiyle küresel ekonominin yavaşlamasının Almanya'yı oldukça olumsuz etkilediğini söyledi.
Makroekonomik verilerde yaşanan gerilemeyle birlikte güvenli liman arayışına giren yatırımcılar, AB ekonomilerinin tahvil getirilerini tarihi düşük seviyelere çekmiş bulunuyor. Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi getirisi geçen hafta yüzde eksi 0,595 ile tarihin en düşük seviyesini test ederken, aynı trend İsviçre ve Hollanda'nın tahvil getirilerinde de izleniyor.
Tahvil getirilerindeki bu düşüşü, "yatırımcıların, artması olası küresel belirsizliklere karşı kendini hedge etmesi" şeklinde yorumlayan analistler, küresel çapta yaşanan parasal genişlemenin yanı sıra ticaret savaşlarının son bulmasının da önemli olduğunu vurguluyor. |
951190 | # Dolar/TL haftaya düşüşle başladı
## Özet
Dolar/TL, haftaya düşüşle başlamasının ardından 3,7705 seviyesinde dengelendi.
## İçerik
İSTANBUL
**Dolar**/TL, haftaya düşüşle başlamasının ardından **3,7705 seviyesinde** dengelendi.
Geçen hafta ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesi dolara olan talebi artırırken, dolar/TL cuma günü 3,8433 ile 30 Ocak'tan bu yana en yüksek seviyesini gördü ve günü önceki kapanışa göre yüzde 0,8 azalışla 3,7906'dan tamamladı.
Dolar/TL, düşüş eğilimini bugüne de taşıdı ve saat 09.50 itibarıyla 3,7705 seviyesinde dengelendi. Aynı dakikalarda avro/TL yüzde 0,4 azalışla 4,3815'ten, sterlin/TL de yüzde 0,3 düşüşle 4,9590'dan işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde ekim ayı ekonomi güven endeksi, yurt dışında ABD'de kişisel gelir ve harcamalar, Avro Bölgesi'nde ekim ayı tüketici güven endeksi ile Almanya'da enflasyon verilerinin takip edileceğini bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 3 Kasım öncesinde açıklaması beklenen ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı için yapılan haber ve yorumların da döviz kurlarının yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade eden analistler, teknik açıdan dolar/TL'de 3,75 seviyesinin destek, 3,85 seviyesinin ise direnç konumunda olacağını kaydetti. |
882006 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,37 azalışla 107.403,75 puandan başladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul**'da BIST 100 endeksi, güne **yüzde 0,37** azalışla **107.403,75** puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi 396,67 puan azalırken, bankacılık endeksi yüzde 0,39, holding endeksi yüzde 0,36 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,36 ile ulaştırma, en çok gerileyen ise yüzde 0,88 ile finansal kiralama, faktoring oldu.
Dün, özellikle Avrupa ve ABD borsalarındaki değer kayıplarının etkisiyle satış ağırlıklı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü önceki kapanış seviyesine göre yüzde 0,84 azalışla 107.800,42 puandan tamamladı.
Analistler, ABD ve Kuzey Kore arasında tırmanan gerginlik nedeniyle dünya pay piyasalarının satış ağırlıklı seyir izlediğini belirterek, iki ülke yöneticilerinden gelecek açıklamaların piyasaların odak noktasında olduğunu kaydetti.
Bugün yurt içinde ödemeler dengesi istatistikleri, yurt dışında ise ABD'de enflasyon verileri ile ABD Merkez Bankası (Fed) üyelerinin konuşmalarının takip edileceğini ifade eden analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 107.700 ve 106.500 seviyelerinin destek, 110.200 seviyesinin direnç konumunda olduğunu söyledi. |
2984493 | # Küresel piyasalar negatif seyrediyor
## Özet
Küresel piyasalarda, negatif bir seyir hakim olurken, bugün yurt içinde açıklanacak Orta Vadeli Plan (OVP) yatırımcıların odağına yerleşti.
## İçerik
Küresel piyasalarda, ABD'de artan hazine tahvili getirilerinin yanı sıra Rusya ve Suudi Arabistan'ın gönüllü petrol üretim ve ihracat kesintisini yıl sonuna kadar uzattığını açıklamasının ardından negatif bir seyir hakim olurken, bugün yurt içinde açıklanacak Orta Vadeli Plan (OVP) yatırımcıların odağına yerleşti.
Bir süredir dünya genelinde varlık fiyatlarını etkileyen enflasyon endişeleri azalmışken, dün en büyük petrol üreticilerinin arz kısıtlamalarına yıl sonuna kadar devam edeceklerini duyurmasının ardından yükselişi ivme kazanan petrol fiyatları, enflasyona ilişkin endişeleri tekrardan alevlendirdi.
ABD'de artan hazine tahvili getirileri ve yükselen petrol fiyatlarının baskısıyla pay piyasalarında negatif bir seyir izlendi.
Analistler, ekonomik verilerin dayanıklılık göstermesi ve son dönemde açıklanan verilerin yakın zamanda faiz oranlarının değiştirilmesine gerek olmadığı sinyalini vermesiyle ABD hazine tahvili getirilerinin yükseldiğini dile getirdi.
ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin gelecek dönem politikalara ilişkin sözle yönlendirmeleri de yatırımcıların odağında bulunurken, dün, Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, son dönemdeki ekonomik verilerin Fed'e enflasyonu kontrol altına almak için ilave faiz artırımlarının gerekli olup olmadığına karar verirken biraz zaman kazandıracağını söyledi.
Waller, faiz artışlarında sona gelinip gelinmediğini söylemek için daha fazla veriye ihtiyaç duyduğunu belirterek, bir faiz artırımının daha ekonomiyi resesyona sokmasının pek olası görünmediğini bildirdi.
Analistler, bugün Fed'in "Bej Kitap" raporunun takip edileceğini aktararak, gelecek dönem para politikalarına ilişkin olası sinyallerin varlık fiyatları üzerinde etkili olmasının beklendiğini kaydetti.
Öte yandan, Suudi Arabistan, temmuz itibarıyla uyguladığı günlük 1 milyon varil gönüllü petrol üretimi kesintisini yıl sonuna kadar devam ettireceğini duyururken, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak da ülkesinin günlük 300 bin varil düzeyindeki gönüllü petrol ihracat kesintisini yıl sonuna kadar uzattığını bildirdi.
Söz konusu gelişmelerin ardından dün yükseliş eğilimini üst üste 6. işlem gününe taşıyarak günü yüzde 1,1 artışla günü 89,8 dolardan tamamlayan Brent petrolün varil fiyatı, Kasım 2022'den bu yana en yüksek günlük kapanışını gerçekleştirdi. Brent petrol, yeni güne ise yatay seyirle başladı.
Artan tahvil getirilerinin de etkisiyle, dolar endeksi dün yüzde 0,6 yükselişle 104,8 seviyesinden günün kapatırken, Mart 2023'ten bu yana en yüksek günlük kapanışını yaptı.
Bu gelişmelerle birlikte altının ons fiyatı ise yüzde 0,6 azalışla 1.926,2 dolardan günü tamamlarken, şu sıralarda önceki kapanışının hemen üzerinden işlem görüyor.
Dün, New York borsasında Dow Jones endeksi yüzde 0,56, S&P 500 endeksi yüzde 0,42 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,08 azalış kaydetti. ABD'de endeks vadeli kontratlar da yeni güne negatif bir seyirle başladı.
Avrupa borsalarında negatif bir seyir izlenirken, bugün İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey'nin İngiltere parlamentosundaki konuşması takip edilecek.
Bölge genelinde dün açıklanan hizmet sektörü ve bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin İngiltere hariç beklentilerin altında kalması ekonomik aktiviteye ilişkin endişeleri artırdı.
Avro Bölgesi'nde bileşik PMI, ağustosta 46,7'ye inerek, son 33 ayın en düşük seviyesini görürken, bölgede Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), temmuzda aylık bazda yüzde 0,5 beklentiler doğrultusunda geriledi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin gelecek dönem politikalara ilişkin yapacağı sözle yönlendirmeler de yatırımcıların odağında yerini koruyor.
Dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,34, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,34 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,20 değer kaybederken, İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yatay bir seyir izledi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni güne de negatif seyirle başladı.
Asya piyasalarında, Japonya hariç negatif bir seyir izlendi.
Suudi Arabistan ve Rusya'nın petrol arzındaki kısıtlamaları yıl sonuna kadar uzatmasıyla Asya pay piyasalarında satıcılı bir seyir öne çıktı.
Çin'de açıklanan verilerden ekonomik aktiviteye dair olumsuz sinyaller alınmasının ardından petrol fiyatlarındaki yükselişin ekonomiyi negatif yönde etkileyeceği beklentileriyle bölge genelinde risk iştahı düşmeye devam etti.
Ülke ekonomisine dair artan endişelerle dolar/yuan paritesi yükseliş eğilimini üst üst 3. işlem gününe taşırken, parite yuandaki değer kaybıyla yaklaşık son bir yılın zirvesinde seyrediyor.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3 artarken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,4, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,6 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,7 değer kaybetti.
Yurt içinde, dün yükseliş eğiliminde hareket eden Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 1,16 değer kazancıyla günü 8.236,14 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük kapanışını gerçekleştirdi.
Dün, Dünya Bankası'nın Türkiye fonunu yaklaşık 2'ye katlayarak 18 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkarmayı düşündüğüne ilişkin haber akışı risk iştahını artırdı.
Dolar/TL, dün yüzde 0,1 artışla 26,7799'dan kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 26,8000 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklayacağı OVP'nin yatırımcıların odağında olduğunu ifade ederek, açıklamaların piyasalarda oynaklığı artabileceğini bildirdi.
Erdoğan, dün kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada, "Enflasyonu dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt dışında ise Almanya'da fabrika siparişleri, Avro Bölgesi'nde perakende satışlar, ABD'de dış ticaret açığı, hizmet ve bileşik PMI verilerinin yanı sıra Fed'in Bej Kitabının takip edileceğini belirten analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.300 ve 8.400 seviyesinin direnç, 8.200 ve 8.100 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
09.00 Almanya, temmuz ayı fabrika siparişleri
12.00 Avro Bölgesi, temmuz ayı perakende satışlar
14.00 Türkiye, orta vadeli programın (OVP) açıklanması
15.30 ABD, temmuz ayı dış ticaret dengesi
16.45 ABD, ağustos ayı hizmet sektörü ve bileşik PMI
17.00 ABD, ağustos ayı ISM hizmet sektörü PMI
21.00 ABD, FED'in Bej Kitabı |
2276722 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,58 azalışla 1.423,00 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 8,31 puan ve yüzde 0,58 değer kaybederek 1.423,00 puana geriledi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,53 ve holding endeksi yüzde 1,04 azalış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kaybettiren holding ve yatırım olurken, değer kazanan bir sektör endeksinin bulunmadığı görüldü.
BIST 100 endeksi, dün satış ağırlıklı bir seyir izlemesinin ardından günü yüzde 0,78 değer kaybıyla 1.431,31 puandan tamamladı.
ABD Merkez Bankası (Fed) dün beklentiler doğrultusunda politika faizi ve varlık alım programında değişikliğe gitmezken, karar metni, üyelerin tahminleri ve Başkan Jerome Powell'ın açıklamalarının beklentilerden "şahin" olarak değerlendirilmesi ile pay piyasalarında satış baskısı arttı.
Analistler, enflasyon endişelerinin artık Fed'in beklenti ve açıklamalarında da yer bulduğuna işaret ederek, piyasaların bundan sonraki süreçte enflasyona ilişkin beklentileri belirleyecek veri ve fiyatlamalara daha duyarlı olacağını vurguladı.
Bugün yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde enflasyon ve ABD'de haftalık işsizlik başvurularının takip edileceğini aktaran analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.390 puanın destek, 1.470 ve 1.490 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu bildirdi.
TCMB'nin Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin tamamı politika faizinin yüzde 19 düzeyinde sabit bırakılacağını tahmin ediyor. |
836679 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,73 düşüşle 97.616,52 puandan tamamladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul'da BIST** 100 endeksi, günü yüzde 0,73 **düşüşle** 97.616,52 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 715,02 puan azalırken, toplam işlem hacmi 5,2 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 0,36, holding endeksi yüzde 0,06 düşüş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,66 ile inşaat, en çok gerileyen ise yüzde 2,27 ile ticaret oldu.
Güne pozitif başlangıç yapan ve 98.786,59 puana kadar çıkan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yükselen döviz kurlarının negatif etkisiyle düşüşe geçerek analistlerin önemli destek olarak gördüğü 97.700 puanın altına geriledi. Endeks günü önceki kapanışa göre yüzde 0,73 azalışla 97.616,52 puandan tamamladı.
Analistler, yarın yurt içinde veri gündeminin zayıf olduğunu, yurt dışında ise Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz kararı ile Avro Bölgesi büyüme verisinin piyasaların odak noktasında olduğunu ifade etti.
Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 96.700 seviyesinin destek olarak önce çıktığını belirten analistler, 99.300'ün ise direnç konumunda bulunduğunu söyledi. |
2454326 | # Cumhurbaşkanı Erdoğan: Erken seçim yok
## Özet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Erken seçim yok. Bu ülke bir hukuk devletidir. Belirlenen tarih neyse o tarihte seçim yapılacaktır." dedi.
## İçerik
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ile Meclis Genel Kurulunda yaklaşık 2 ay süren maratonun ardından kabul edilen 2022 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diledi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, AK Parti TBMM Grup Başkanı İsmet Yılmaz, grup başkanvekilleri ve görüşmelere katkı veren milletvekilleri ile emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, "Bu süreçte çok çalıştığınızı, yorulduğunuzu biliyorum. Rabb'im emeğinizi, gayretinizi, fedakarlığınızı kabul eylesin." diye konuştu.
Millete karşı sorumluluklarını, bihakkın yerine getirmek için daha çok çalışacakları bir döneme girdiklerini söyleyen Erdoğan, dünyada ve bölgede son 10 yıldır yaşanan gelişmelerin, salgınla birlikte yeni ve daha kritik bir safhaya ulaştığını belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin, bu 10 yıllık dönemde akla gelebilecek her yol ve yöntemle sınandığına işaret ederek, "Sokaklarımız kaosa sürüklenmek istendi. Kaset kumpaslarıyla siyasi partilerin yönetimleri dizayn edilmeye çalışıldı. Ülkenin meşru yönetimi yalan ve iftira dolu montajlarla devrilmek istendi. Seçimleri etkilemek için akıl ve ahlak dışı yöntemler devreye sokuldu. Terör örgütleri ülkemiz içinde ve sınırlarımız boyunca harekete geçirildi. Askeri darbeyle milli irade çiğnenmek, ülke teslim alınmak istendi. Güya terörle mücadele için güney sınırlarımıza yığınak yapanlar, biz devreye girince bu defa da terör örgütlerinin hamiliğine soyundu." ifadelerini kullandı.
### "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolundan sapmadık"
Dünyada eşi benzeri görülmeyen şekilde ekonomiye yönelik aleni tehditlerin savrulduğuna ve sinsi tuzakların kurulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yönetimi değiştirmek için kimlerin destekleneceği, kimlerin köstekleneceği, pervasızca televizyon programlarında konuşuldu. Gece yarıları başlayan ve kesintisiz süren finans oyunlarıyla ülkemiz çökertilmeye çalışıldı. Önceleri gizli saklı yürütülen küresel ticaret kurallarına aykırı ambargolar artık açıkça yapılır, hoyratça sergilenir hale geldi. Salgınla birlikte küresel ekonomide başlayan dalgalanmalar bile ülkemize yönelik saldırıların dozunu artırmanın aracı haline dönüştürülmek istendi. Dışarıdan birileri bu oyunu kurarken içeriden birileri de aynı kirli oyunun figüranlığına ve taşeronluğuna soyundu. Tüm bu süreçte önümüze çıkan her engeli aşarak ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını korumanın mücadelesini verdik. İçine çekilmek istendiğimiz siyasi, sosyal, ekonomik, psikolojik her türlü tuzağı Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin desteğiyle bozarak yolumuza kararlılıkla devam ettik. Elbette zor ve sıkıntılı günler geçirdik. Elbette canımız yandı, bedeller ödedik ama bu milletin izzetine halel getirmedik. Hamdolsun bu ülkeyi hedeflerinden koparmadık, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolundan sapmadık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünden bugüne neler yaşadığını anlatan videoyu izletti.
Türkiye'nin kalkınma hamlelerinin, her seferinde askeri darbeler, ekonomik manipülasyonlar ve dış müdahalelerle engellendiği aktarılan videoda, "Ülkemizi refaha kavuşturacak yatırımlarla tanıştıran Adnan Menderes idam sehpasına gönderilirken Turgut Özal ise hiç dayanağı olmayan sorunlarla boğuşmaya mecbur edildi. 1990'lı yılları siyasi kaos, terör ve ekonomik istikrarsızlığın gölgesinde geçiren Türkiye, 2001'de tarihinin en büyük krizlerinden birine sürüklendi. Faiz ve enflasyon sarmalına sokulan ülkemiz çaresiz bırakıldı ve IMF'nin kollarına atıldı." denildi.
Türkiye'nin, 2002'nin ardından bu zinciri kırarken sanayiden eğitime, teknolojiden ulaşıma, enerjiden sağlığa kadar hemen her alanda ülke tarihinin en önemli kalkınma adımlarını birer birer atmaya başladığının anlatıldığı videoda, "Ekonomik istikrar sağlanırken IMF'ye olan borç da bitirildi. 2002-2013 döneminde enflasyon yüzde 30'dan yüzde 7'ye düşürüldü. 2002'de 3 bin dolar olan kişi başına gelir 2013'e gelindiğinde 12 bin dolar seviyesini aştı. Aynı dönem içinde Merkez Bankası rezervleri de 27 milyar dolardan 135 milyar dolara ulaştı." ifadelerine yer verildi.
Erdoğan, enflasyonu yüzde 7'ye, faizi yüzde 4,5'lere, AK Parti'nin düşürdüğünü belirtti.
Ana muhalefete, "Ama sizin kitabınızda ne düşük faiz ne de düşük enflasyon diye bir şey yok. Sizin tarihiniz yüksek faizlerle, yüksek enflasyonla dolu. Biz ise 'halkımızı ne faize ne enflasyona ezdirmeyeceğiz' dedik ve bunun mücadelesini veriyoruz. Alışacaksınız bunlara" diye seslenen Erdoğan, AK Parti iktidarıyla bunların nasıl olduğunun görüleceğini ve öğrenileceğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti'nin iktidarıyla hemhal olmak dünden bugüne değil, biraz zaman gerektiriyor. İşte şimdi o mücadelenin verildiği günlerdeyiz. Şimdi, tüm bu birikimin üzerine, dünyadaki gelişmelerin önümüze serdiği fırsatları da değerlendirecek şekilde yeni bir atılımın içindeyiz. Bugüne kadar girdiğimiz mücadelelerden nasıl alnımızın akıyla çıktıysak, her seferinde ülkemize ve milletimize nasıl kazandırdıysak, inşallah bu defa da hayırlısıyla istediğimiz neticelere ulaşacağız." diye konuştu.
"Önümüz de engeller yok mu, var. Bu ana muhalefetten daha büyük engel olur mu?" diye soran Erdoğan, önlerinde riskler, tuzaklar bulunduğunu ancak azim ve güçlerinin bunların hepsinden fazla, üstün ve güçlü olduğunu bildirdi.
### "Parmak sallamakla da bir yere varamazsınız"
Erdoğan, ülkede bir kesimin dışarıdan aldığı işaret ve destekle birlik, beraberlik ve kardeşlik iklimini dinamitlemenin peşinde olduğuna dikkati çekerek, "Parmak sallamakla da bir yere varamazsınız." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, aylardır "erken seçim" dediğini anımsatan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ve kendisinin, seçimin Haziran 2023'te olacağını söylediğine işaret etti.
Defaatle söylemelerine rağmen Kılıçdaroğlu'nun hala erken seçimden bahsettiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erken seçim yok. Bu ülke bir hukuk devletidir. Belirlenen tarih neyse o tarihte seçim yapılacaktır; olay bu. Bak Bay Kemal, noktalı virgül değil ha, nokta koyuyorum. Bu ülkede hukukun ne olduğunu öğreneceksin ve bu ülkede yine nasıl gelişmiş ülkelerde sistem böyle çalışıyorsa bizde de böyle çalışacak ve inşallah Haziran 2023'te seçimimizi en güzel şekilde yapacağız.
Şimdi buradan ülkenin felaketinden medet uman kifayetsiz siyasetçilere sesleniyorum; buradan manşetlerle hükümet devirip, hükümet kurmaya alışmış akademisyen ve gazeteci kılıklı muhterislere sesleniyorum; buradan milli iradenin üstünlüğünü kabullenmek istemeyen darbe heveslilerine sesleniyorum; buradan çalışmadan, ter dökmeden, emek vermeden, para kazanma peşinde koşan tufeylilere sesleniyorum, para kazanma peşinde alın teri ile koşanları alkışlıyorum; buradan terörle, şiddetle, tehditle, ambargoyla Türk siyasetini dizayn etmeye çalışan emperyalistlere sesleniyorum; buradan siyaset kurumuna ayar vermeye alışmış vesayet artıklarına sesleniyorum; başaramayacaksınız."
### "Türkiye'nin kazanımlarını heba edemeyeceksiniz"
Bu ifadelerinin ardından salondaki milletvekillerince ayakta alkışlanan Erdoğan, "Türkiye'nin kazanımlarını heba edemeyeceksiniz. Türkiye'yi eski kötü günlerine geri döndüremeyeceksiniz. Bu milletin alın terini sömüremeyeceksiniz. Bu ülkenin ayağına pranga vuramayacaksınız. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamayacaksınız. Ülkemizin 2053 vizyonunu hayata geçirmesine engel olamayacaksınız. Ya millet iradesini kabullenecek, milletle beraber olacak, millette beraber kazanacaksınız ya da kaybedeceksiniz. Türkiye kazanacak, Türk milleti kazanacak ama siz kaybedeceksiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, hiç kimsenin kişisel çıkarı, şahsi hesabı, nefsi arzusunun, topyekun milletin menfaatlerinden, ülkenin kazanımlarından üstün olmadığını dile getirerek, hep birlikte büyüyeceklerini, kazanacaklarını, yükseleceklerini, dünyada hak ettikleri yere geleceklerini söyledi.
Yıllarca seçim meydanlarında, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını milletle birlikte boşuna terennüm etmediklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yağan yağmurda beraber ıslandığımız gibi açan güneşte de beraber ısınacağız. Biz inancına, kökenine, meşrebine, tercihlerine bakmadan her rengi ile her deseni ile her tonuyla her ferdi ile milletimizin tamamını seviyoruz. 84 milyonun her birini, her bir ferdini bağrımıza basıyoruz.
Bugüne kadar aşkla bağlı olduğumuz milletimize hizmet etmek dışında hiçbir gaye taşımadık. Eksiğimiz, noksanımız olabilir, hatta hatamız olabilir, ama hüsnüniyetimizden, samimiyetimizden, gayretimizden, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin büyüklüğünden, ortaya koyduğumuz hedeflerin doğruluğundan kimsenin şüphesi olamaz. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; ne yaptığımızı biliyoruz, niçin yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gittiğimizi biliyoruz, nereye ulaşacağımızı biliyoruz. İnşallah varacağımız yer hem bizlerin, hem bizden sonraki nesillerin hayatlarında olumlu yönde asırlık değişiklikler yapacak bir yerdir. Onun için emin adımlarla yolumuza, yolculuğumuza devam ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide yaşanan gelişmelerin sadece Türkiye'ye ve bu döneme mahsus olmadığını, ekonomi denilen dinamik alanın, sürekli bir değişim içinde olduğunu söyledi.
Son büyük değişimin, 2008 yılı küresel finans krizi ile başladığını, salgın kriziyle de tamamen su yüzüne çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sorunun kaynağı, küresel ekonomiden gelişmekte olan ülkelerin aldığı payın düzenli bir şekilde artarak gelişmiş ülkeleri geride bırakmış olmasıdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetişmiş insan potansiyeli, sanayide ve tarımdaki üretim gücüyle inovasyon kabiliyetiyle gelişmekte olan ülkelerin artık kaplarına sığmadığını, buna karşılık sadece finans gücüne ve tüketime dayalı ticaret büyüklüğüyle gelişmiş ülkelerin, sürekli mevzi kaybettiğini söyledi.
Ekonominin temeli değişirken, çatısının aynı kalmasının mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dünyada bir süredir işte bu uyumsuzluktan kaynaklanan büyük bir kavga yaşanıyor. Biz de Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yılda kurduğumuz güçlü altyapı üzerinde bu süreci en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlamak için çalışıyoruz. Çünkü kartların yeniden karıldığı bu dönemde gelişmiş ülkeler ligine yükselen devletler önümüzdeki bir asra damgalarını vuracaklardır. Gelişmekte olan ülke sınıfını aşamayanlar ise aynı fırsatı yeniden bulmak için çeyrek asır, yarım asır daha beklemek mecburiyetinde kalacaktır. Ülkemizin geçmişte defalarca bu treni kaçırmasına yol açanlar, bugün de aynı niyetle hareket ediyorlar. Biz de diyoruz ki Türkiye bu treni evelallah kaçırmayacak. Hatta bu trenin son vagonunda falan değil birinci sınıfında hak ettiğimiz yeri alacağız. Uyguladığımız yeni ekonomi programının öncelikli hedefi budur.
Bu çerçevede döviz kurunu serbest piyasa ekonomisi kuralları içerisinde ülkemizin gerçeklerine uygun öngörülebilir, sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için dün açıkladığımız program hamdolsun amacına ulaşmıştır. Milletimiz bu programdaki tedbirleri ve kararlı duruşumuzu takdirle karşılamış, benimsemiş, piyasalar da buna uygun adımları atmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımız bu pakette yer alan hususların uygulama detaylarını kamuoyuyla ve taraftarla paylaşmaya başlamışlardır. Biz serbest piyasa kurallarına aykırı herhangi bir iş veya işlem yapmıyoruz. Tam tersine art niyetli spekülatörlerin, ülkemizin üzerinden ellerini çekmelerini sağlayarak serbest piyasanın kendi kuralları ile işlemesini temin etmenin gayreti içindeyiz."
### "Ülkenin değerleri ile oynayamazsınız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun, kalbi ve zihni kirlenmemiş herkesin memnuniyetle karşılayacağı bir gelişme olduğunu ancak bazılarının hiç de mutlu olmadıklarını gördüklerini söyledi.
Dün Türkiye'de terör örgütlerinin saldırısı altındayken yüzleri gülenlerin, terör örgütlerinin başlarının inlerinde ezildiğinde yüzlerinin düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dün Türkiye siyasi ve sosyal kaos denemeleriyle, darbe girişimleriyle boğuşurken yüzleri gülenlerin, biz ülkemizi huzura, istikrara, güvene kavuşturarak yolumuza devam ettiğimizde yüzleri düşmüştü. Bugün de Türkiye ekonomisi kur üzerinden çökertilmeye çalışılırken yüzleri gülenlerin, istikrar ve güven ikliminin yeniden güçlenmeye başladığında yüzlerini düştüğünü görüyoruz. Hangi akıl ve vicdan sahibinin morali ülkenin hayrına, milletinin menfaatine olan böyle bir gelişme karşısında bozulabilir, bilmiyoruz. Uyguladığımız ekonomi politikasını anlamıyor, katılmıyor, farklı düşünüyor olabilirsiniz ama ülkenin ve milletin hayrına bir gelişme yaşandığında hiç değilse susma, sükut etme, bir kenara çekilme erdemini gösterin. Dün çıkmış birisi 'Kur düşüyor dolar almanın tam zamanı. Bu iş kaldığı yerden devam edecek.' mealinde açıklamalar yapıyor. Bunların beyni sulanmış. Bunlara gereken cevabı inşallah en kısa zamanda benim milletim en güzel şekilde verecek. Bu sözün tercümesi; kurun yeniden ülkenin gerçekleriyle ve ekonominin kuralları ile ilgisi olmayan seviyelere çıkmasını dilemektir, hatta teşvik etmektir. Tabii bunlarla ilgili şu anda Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulumuz da yargı yolunu açtı. Siz bu ülkenin değerleri ile oynayamazsınız. Merkez Bankasının başında da olsanız, evinin kapısındaki ayakkabılarla oynayanlarla beraber yola yürürsünüz. Size bu dönemlerde arka çıkanlarla, sahip çıkanlarla şu anda yol kesmeye çalışmayın. Boşuna yol kesmeye çalışırsın. Buna ne gücün ne aklın yeter. Bir insanın kendi ülkesine bu derece düşmen kesilebilmesi için ya da aklını ve vicdanını kiraya vererek ihanet çukuruna düşmesi ya da aklı ve vicdanını tamamen kaybetmesi gerekir. Her zaman söylediğimiz gibi bu muhterisleri kendi kinleriyle, kendi hırsları ile baş başa bırakıp biz kendi işimize bakacağız. Milletimiz ne diyor, ne istiyor, neyi bekliyor ona bakacak, o doğrultuda yolumuza devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz kurunun dengeye oturmasının sadece bankada parası olan vatandaşı değil, üretimden enflasyona ekonominin her alanını ilgilendiren olumlu bir gelişme olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.
Aynı şekilde ihracatçının önünü görebilmesini sağlamanın da tüm ekonomiye müspet yönde etki yapacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dolayısıyla burada kazananın, sadece bankada parası olan veya ihracat yapan değil, ülkemizin tamamı, 84 milyonun her bir ferdi olduğunu kaydetti.
Herkesi yatırıma, istihdama, üretime ihracata davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi cari fazla ile büyütme kararlığını tekrarladığını vurgulayarak "Kur ve enflasyon baskısı altında hiçbir vatandaşımızın kazanımlarını kaybetmesine izin vermemekte kararlıyız. Bunun için özellikle çalışanlarımızın gelirlerini artırmaya yönelik ciddi adımlar attık. Kamu işçilerine ve memurlarına yapılan toplu sözleşmelerini enflasyon farkıyla garanti altına aldık." diye konuştu.
Erdoğan, asgari ücrete tarihin en yüksek artışını yaptıklarını, uzun yılların özlemini hayata geçirerek, asgari ücreti vergi dışı bıraktıklarını anımsattı.
Yıllardır "Asgari ücret vergi dışı kalmalı" dendiğini anlatan Erdoğan, "Bunu da bizim iktidarımız başardı." diye konuştu.
Memurlar dahil tüm çalışanların asgari ücret rakamı kadarki gelirlerini de aynı kapsama aldıklarına işaret eden Erdoğan, "Böylece mesela memurlarımızda toplu sözleşme artışına ve enflasyon farkına ilave olarak aylık ortalama 300 liralık ücret artışı sağladık. Yine memurlarımıza söz verdiğimiz 3600 ek gösterge uygulamasını da inşallah önümüzdeki yıl içinde hayata geçiriyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel sektörün de çalışanlarına, bu gelişmeler doğrultusunda hak ettiği ücreti sunacağından şüphe duymadıklarını belirtti.
### Orman işçilerine müjde
Bugün bir müjde de orman işçilerine vermek istediklerini dile getiren Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Ülke olarak ormancılık faaliyetlerinde gerçekten gurur veren çalışmalara imza atıyoruz. Son 19 yılda önceki 57 yılda yapılan ağaçlandırmanın bir buçuk katını gerçekleştirerek, 5,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa'da birinci, dünyada ise dördüncü sıradayız. Hedefimiz 2023 yılı sonuna kadar da 7 milyar fidanı toprakla buluşturmaktır. Tabii bu faaliyetleri yürüten orman köylümüze de gereken desteği veriyoruz. Ormanların bakım ve üretim işlerini yapan orman köylümüzün gelirinde önemli bir artış yapıyoruz. Bu kapsamda 2022 yılı üretim işlerinin birim fiyatlarını yılbaşından itibaren yüzde 23 ve temmuz itibarıyla yüzde 23 olmak üzere, yıllık ortalama yüzde 51 oranında artırıyoruz."
Erdoğan, orman köylüsünün alın terinin karşılığını vereceğine inandığı bu artışların hayırlı olmasını diledi.
### "Üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz"
Türkiye'de bir süredir yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, nohut ve mercimek üreticilerinin verim kaybı yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, "Kuraklıktan zarar gören toplam 651 bin üreticimize verim kaybı oranlarına göre değişen miktarlarda kuraklık desteği ödemesi yapıyoruz. Bu kapsamda toplam 2,6 milyar lira kuraklık desteğini, çiftçilerimizin hesaplarına yatırmaya başladık." açıklamasında bulundu.
Erdoğan, çiftçilerin tohumu toprakla buluşturmasını, ekmesini, üretmesini devam ettirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, üreticilerin yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
### "Mesleki eğitim merkezlerinin cazibesi daha da artacaktır"
Gelecek dönemde eğitim ve kültürün, önceliklerinin ilk sıralarında yer alacağının altını çizen Erdoğan, "Bu çerçevede eğitim ve öğretim alanında maziden atiye köprü kuran, yeni ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek çalışmalar yürütüyoruz. 7 yıl aradan sonra Milli Eğitim Şurası'nı topladık. Çok geniş katılımın sağlandığı Şura'da çok önemli kararlar alındı. Bu kararlar; eğitimde fırsat eşitliği, öğretmenlerimizin mesleki gelişimleri ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi çalışmalarımızda bize yol gösterecektir." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, organize sanayi bölgelerinin tamamında mesleki eğitim merkezi kurma sözü verdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Milli Eğitim Bakanlığımız ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu doğrultuda gerekli çalışmaları tamamladılar. Artık ülkemizdeki 251 organize sanayi bölgemizin tamamında mesleki eğitim merkezleri faaliyete geçmiştir. Bu mesleki eğitim merkezleri, organize sanayi bölgelerimizdeki işletmelerimizin ihtiyaç duydukları insan kaynağını yetiştireceklerdir. Diğer taraftan 3308 sayılı Meslek Kanunu'nda iki önemli değişikliğe gidiyoruz. Bunlardan ilkiyle mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilerin aldıkları asgari ücretin üçte biri tutarındaki aylığın, devlet tarafından ödenmesini sağlıyoruz. İkincisiyle de mesleki eğitimin son sınıfındaki kalfaların asgari ücretin üçte biri değil, yarısı kadar ücret almalarını temin ediyoruz. Böylece mesleki eğitim merkezlerinin cazibesi daha da artacaktır. Amacımız; hiçbir sektörde hiçbir firmamızın 'Aradığım elemanı bulamıyorum' diyemeyeceği bir mesleki eğitim sistemini kurmaktır."
Bu adımların faydasını şimdiden görmeye başladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Mesela; mesleki eğitimdeki döner sermayelerin üretim kapasitesi yüzde 63 artışla 700 milyon liraya ulaştı. Buradan elde edilen gelirlerden meslek lisesi öğrencilerimiz 42 milyon lira, öğretmenlerimiz de 102 milyon lira pay aldılar. İnşallah önümüzdeki yıl meslek liselerimizin üretim kapasitesini 1,5 milyar liraya çıkartmayı ve böylece meslek lisesi öğrencilerimizin tamamının bu imkandan faydalanmasını hedefliyoruz." dedi.
Erdoğan, meslek liselerinde üretilen ürünlerden birinin de "Hızlı antijen kiti" olduğunu, sonucu 15 dakikada belli olan bu kitin, kullanım onayı alındıktan sonra okullarda uygulamaya sokulacağını bildirdi.
Okulların tamamında "Kütüphanesiz okul kalmayacak" projesi başlattıklarını, bu kapsamda 1,5 ay gibi kısa sürede 13 bin 500 kütüphaneyi okullara kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, bu ayın sonunda projenin tamamlanacağını ve kütüphanesiz okulun kalmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, okulların doğal gaz dönüşüm taleplerinin hepsini karşıladıklarını dile getirdi.
### "Bu atamada, ağırlığı 7 bin 500 yeni öğretmen ile İstanbul'a vereceğiz"
Erdoğan, 15 bin yeni öğretmen atamasıyla ilgili sürecin devam ettiğini belirterek, "İnşallah 31 Ocak tarihinde bu öğretmenlerimizin atamalarını tamamlayacağız. Bu atamada, ağırlığı 7 bin 500 yeni öğretmen ile İstanbul'a vereceğiz." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimdeki okul, öğretmen, sistem eksikliklerini büyük ölçüde giderdikleri için bundan sonra enerjilerini, kalitenin yükseltilmesine vereceklerini aktardı.
### "Bu süreci nispeten rahat geçiriyoruz"
Erdoğan, dünyanın son 2 yıldır salgınla mücadele ettiğine, Kovid-19 virüsünün, çeşitli varyant ve şekillerde daha epeyce zaman hayatta kalacağının anlaşıldığına işaret etti.
Avrupa ülkelerinde kapanmaların yeniden başladığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hamdolsun biz, güçlü sağlık sistemimiz, yaygın aşılama oranımız ve tedbirlere riayetimizle bu süreci nispeten rahat geçiriyoruz. İşte en kritik anda bile, 3 ay gibi kısa bir sürede Çam ve Sakura Hastanesini tamamladık, bitirdik. Ama 3 aylık süreye ise Atatürk Havalimanı'nda ve Sancaktepe'de 1006 odalı iki hastaneyi yetiştirdik ve bu arada bir tanesini de yine Arnavutköy'de yaptık, bitirdik. Numan Bey'in babasının adını da verdiğimiz o tarihi eseri, modern bir hastaneye çevirdik.
Hasta ve vefat sayılarındaki aşağı yönlü eğilim devam ediyor. Salgına karşı en güçlü tedbir olan aşıyı kendimiz üretmek için uzun süredir çalışıyorduk. Grup toplantımızın ardından bu konuda bir müjdeyi canlı bağlantıyla milletimizle paylaşacağız. Şanlıurfa'daki bu merkez, bir diğerini İstanbul'da atacağımız adımla Turkovac inşallah tüm dünyayla, tüm insanlıkla buluşuyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından AK Parti TBMM Grup Toplantısı basına kapalı devam etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı finansal paketin detaylarına ilişkin AK Parti'li milletvekillerine bilgi verdi. |
565417 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul 100 endeksi, yüzde 0,36 yükselişle 84.132,89 puandan açıldı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa** İstanbul 100 (**BIST 100**) endeksi, yüzde 0,36 yükselişle 84.132,89 puandan açıldı.
BIST 100 endeksi, güne önceki kapanışa göre 303,04 puanlık artışla başlarken, bankacılık endeksi yüzde 0,44, holding endeksi yüzde 0,38 değer kazandı. Açılışta tüm sektör endeksleri yükseliş kaydederken, en fazla kazandıranı yüzde 0,59 ile "menkul kıymet yatırım ortaklığı" oldu.
Dün dolar/TL 2,79'un altını görse de gelen tepki alımlarıyla 2,80'in üzerinde dengelenirken, pay piyasalarında ise düşük işlem hacmiyle de olsa satıcılı bir seyir izlenmişti. BIST 100 endeksi, dün özellikle banka pay piyasalarındaki düşüşlerle yüzde 1,76 değer kaybederek yaklaşık son 10 gündür içinde bulunduğu yatay bandı aşağı yönlü kırdı. |
2098487 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,41 azalışla 1.489,32 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 6,11 puan ve yüzde 0,41 değer kaybederek 1.489,32 puana geriledi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,46 ve holding endeksi yüzde 0,49 düşüş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,34 ile spor, en çok gerileyen ise yüzde 1,17 ile orman, kağıt, basım oldu.
Dün açıklanan enflasyonun beklentileri aşması ve imalat sanayi PMI verisinin aralıkta bir önceki aya göre gerilemesine karşın BIST 100 endeksi yüzde 1,27 artışla günü 1.495,43 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, gün içinde 1.500,01 puanla rekor seviyeyi gördü.
Analistler, küresel piyasalarda gözlerin bugün ABD'nin Georgia eyaletinde gerçekleştirilecek ikinci tur Senato seçimlerine çevrildiğini, artan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakaları nedeniyle İngiltere başta olmak üzere alınan sıkı tedbirlerin ise risk iştahının azalmasına neden olduğunu bildirdi.
Yurt içinde, düşüş eğilimindeki döviz kurlarının pay piyasalarını desteklemeye devam ettiğini kaydeden analistler, bugün reel efektif döviz kuru verisinin yanı sıra, ABD'de ISM imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi ile Almanya'da perakende satışlar ve işsizlik verilerinin takip edileceğini söyledi.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.500 ve 1.520 seviyelerinin direnç, 1.470 ve 1.450 puanın destek konumuna gelebileceğini ifade etti. |
1460019 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 908,65 puan ve yüzde 0,94 azalışla 95.952,77 puana geriledi.
## İçerik
**Borsa İstanbul'da ****BIST 100 endeksi**, günü yüzde 0,94 değer kaybıyla 95.952,77 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 908,65 puan azalırken, toplam işlem hacmi 2,3 milyar lira olarak gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 1,68, holding endeksi yüzde 0,49 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 7,23 ile spor, en çok gerileyen ise yüzde 1,72 ile kimya, petrol, plastik oldu.
Gün boyu negatif bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi günü 96.000 puanın hemen altında tamamladı.
Analistler, bugün ABD Başkanı Donald Trump'ın mayıs başında süresi dolan İran petrol yaptırımlarından muaf tutulan ülkelere, yeni muafiyet hakkı vermeyeceğini açıkladığını anımsattı.
Açıklanan karar sonrası 74,3 dolar ile yaklaşık 6 ayın en yüksek seviyesini gören brent petrol fiyatının küresel piyasalarda tedirginlik yarattığını ifade eden analistler, bu durumunun Türk lirası varlıklar üzerinde baskıya neden olduğunu dile getirdi.
Analistler, yarın yurt içinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle piyasaların kapalı olduğunu, yurt dışında ise ABD'de yeni konut satışları başta olmak üzere açıklanacak verilerin takip edileceğini ifade ederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 95.000 seviyesinin destek, 99.000 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti. |
2011209 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,45 artışla 1.198,08 puandan başladı.
## İçerik
**Açılış**ta **BIST 100 endeksi**, 5,35 puan ve yüzde 0,45 değer kazanarak 1.198,08 puana yükseldi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,77 ve holding endeksi yüzde 0,62 yükseliş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 3,45 ile menkul kıymet yatırım ortaklığı, en çok kaybettiren ise yüzde 0,56 ile gıda içecek oldu.
Cuma günü Türkiye Bankalar Birliği'nin turizm sektörüne ilişkin destek paketi duyurusu ve yeni doğal gaz rezerv miktarının açıklanması öncesi Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 1,04 artışla 1.192,73 puandan kapandı.
Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, hafta genelinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz kararı, **ABD Merkez Bankası** (Fed) Bej Kitap Raporu ve dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi **Satınalma Yöneticileri Endeksi **(PMI) verilerinin izleneceğini söyledi.
ABD'de teşvik paketinin yarın görüşüleceğine dair haberlerin risk iştahını pozitif etkilediğini ifade eden analistler, yeni tip koronavirüs vaka sayıları ve bu kapsamda alınan önlemlerin de gündemin odağında bulunduğunu belirtti.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.200 puanın direnç, 1.180 ve 1.150 puan seviyelerinin ise destek konumunda bulunduğunu kaydetti.
Bu arada AA Finans'ın TCMB'nin 22 Ekim Perşembe günü gerçekleştireceği PPK toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistlerin tamamı politika faizinin artırılacağını öngördü. Faiz artışı bekleyen ekonomistlerin beklentileri 100 baz puan ila 200 baz puan arasında yer aldı. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı yüzde 12,25 olurken, beklentiler yüzde 11,75 ile yüzde 15 arasında yer aldı. |
2562243 | # Küresel piyasalar karışık seyrediyor
## Özet
Küresel piyasalar, ABD'de dün açıklanan enflasyon verilerinin ABD Merkez Bankası'nı (Fed) daha da şahinleştirebileceği endişesiyle karışık seyrediyor.
## İçerik
ABD'de yüzde 8,5'le 1981'den bu yana en güçlü yıllık yükselişini kaydeden Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) tahvil ve pay piyasalarında fiyatlamaları zorlaştırdı.
Veri sonrası, Fed'in mayıstaki toplantıda 50 baz puan faiz artırma ihtimali yüzde 85 seviyesine çıkarken, enflasyonun martta zirve yapmış olabileceği beklentisi tahvil piyasalarındaki 7 günlük satış eğilimini durdurdu. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yüzde 2,83'le Aralık 2018'den bu yana en yüksek seviyesini görmesinin ardından yüzde 2,75'te dengelendi.
ABD'de aylık TÜFE artışının yarısından fazlası petrol ürünlerindeki fiyat artışından kaynaklanırken, konaklama ve gıdadaki fiyat artışları da yükselişe önemli katkı sağladı.
ABD'de çekirdek TÜFE aylık yüzde 0,3 artarak beklentilerin gerisinde kalırken, enflasyon baskısının bir miktar da olsa azalmasını sağladı.
Fed yetkilileri ise şahin tonlu açıklamalarına devam etti. Fed üyesi Lael Brainard, bilanço küçültmeye haziranda başlayabileceklerini kaydederken, Fed'in resesyona sebep olmadan enflasyonu kontrol altına alabileceklerine inandığını ifade etti.
St Louis Fed Başkanı James Bullard ise faizlerdeki artışın ekonomiyi etkilememesi gibi beklentilerin fanteziden ibaret olduğunu belirtti.
Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün, Ukrayna tarafının Rusya ile İstanbul'da yaptığı müzakereler sonucunda varılan anlaşmaları reddettiğini belirterek "Yine hepimiz çıkmaza girdik." dedi. ABD Başkanı Joe Biden ise Putin'in Ukrayna'da "soykırım" yaptığını belirtti.
Söz konusu gelişmeler küresel bazda risk iştahının azalmasına sebep olurken, arz yönlü sıkıntıların tekrar baş gösterebileceği endişesiyle Brent petrolün varil fiyatı dün yaklaşık yüzde 6 yükselerek 104,8 dolara çıktı.
Artan risk algısıyla altının ons fiyatı da yükselişini beşinci güne taşırken, şu sıralarda yüzde 0,3 artışla 1.973 dolar seviyesinden alıcı buluyor.
Dün kapanışa doğru artan satış eğilimiyle, New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 0,34, Nasdaq endeksi yüzde 0,30 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,26 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli işlem kontratları bugüne ise yükselişle başladı.
Artan enflasyon baskısı, yarın yapılacak Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası toplantısı öncesinde Avrupa borsalarında da fiyatlamalar üzerinde etkili olmayı sürdürüyor.
Dün açıklanan verilere göre, Almanya'da TÜFE aylık bazda yüzde 2,5 ve yıllık bazda yüzde 7,3 artarken, yıllık enflasyon 1981'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Toptan satış fiyatlarının ise martta bir önceki aya göre yüzde 6,9 artması dikkati çekti.
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) açıklamasında, "Söz konusu yıllık artış oranı, 1962'de toptan eşya fiyat endekslerinin hesaplanmasına başlanmasından bu yana görülen en yüksek yıllık artış oranı oldu.” ifadeleri kullanıldı.
Söz konusu verilerle Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 0,86'yla Temmuz 2015'ten bu yana en yüksek seviyesine çıkmasının ardından bu seviyeden gelen alımlarla yüzde 0,79'dan günü tamamladı.
Dün, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,48, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,55, İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,33 ve Fransa'da CAC 40 yüzde 0,28 değer kaybetti. Avrupa endeksleri bugün vadeli işlemlere de satış ağırlıklı bir seyirle başladı.
Asya pay piyasaları yeni güne alış ağırlıklı bir seyirle başlarken, negatif ayrışan Çin'in beklentilerden iyi gelen makroekonomik verilerle kayıplarını telafi ettiği görülüyor.
Bugün Japonya'da açıklanan verilere göre makine siparişleri aylık yüzde 9,8 azalışla son iki yılın en sert düşüşünü gerçekleştirirken, Kovid-19 salgını ve alınan tedbirlerin söz konusu düşüşte etkili olduğu belirtiliyor.
Çin'de ise ihracat geçen ay yüzde 14,7 artarken, dış ticaret fazlası da 47,4 milyar dolarla beklentileri geride bıraktı.
Bu gelişmelerle, kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,32, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,73 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,91 değer kazandı.
Yurt içinde, BIST 100 endeksi dün tarihi zirvesini 2.474,70 puana taşımasının ardından günü önceki kapanışa göre yüzde 0,60 artışla 2.463,76 puandan tamamlayarak kapanış rekorunu da geliştirdi.
Dolar/TL dün yüzde 0,4 azalışla 14,6007’den kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 14,5800 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt dışında ise İngiltere'de TÜFE ve ÜFE ile ABD'de ÜFE verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.500 puanın direnç, 2.410 ve 2.390 seviyelerinin destek konumunda bulunduğunu söyledi.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
09.00 İngiltere, mart ayı TÜFE ve ÜFE
12.00 Avro Bölgesi, şubat ayı sanayi üretimi
15.30 ABD, mart ayı ÜFE |
719950 | # Fed 2016'da 4 söyledi 1 yaptı
## Özet
Merkez bankaları politikalarının kritik önem taşıdığı 2016 yılına, ABD Merkez Bankası'nın beklentilerin aksine aldığı faiz kararları ve yönlendirmeleri damga vurdu.
## İçerik
İSTANBUL - Belgin Yakışan Mutlu
Ekonomik ve siyasi gelişmelerden kaynaklanan riskler nedeniyle **merkez bankaları politikaları**nın kritik önem taşıdığı 2016 yılına, **ABD Merkez Bankası**'nın (Fed) beklentilerin aksine aldığı **faiz kararları** ve yönlendirmeleri damga vurdu.
Büyüme ve ticaretteki daralma karşısında zor bir yılın daha deneyimlendiği küresel ekonomide, merkez bankaları politikaları 2016'da da gündemin üst sıralarında yer aldı. Küresel ekonomideki büyüyememe problemi, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma kararı (Brexit), ABD'de **Donald Trump**'ın başkanlık seçimlerini kazanması, jeopolitik riskler, **dolar** ve faizlerdeki yükseliş gibi gelişmeler ise geçen yıl merkez bankaları aksiyonlarında belirleyici rol oynadı.
Söz konusu gelişmeler karşısında 2015'te olduğu gibi geçen yıl da merkez bankalarından ekonomiyi destekleyici yönde politika adımlarının atılması yönünde beklentiler arttı. Buna karşın Fed'in piyasa beklentilerinin aksine aldığı kararlar, bankanın sözlü yönlendirme politikasına güvenin sorgulanmasını beraberinde getirdi.
**Fed**'in 2015'in son ayında, 9 yılın ardından ilk kez faizleri artırması, bankanın küresel ekonomik krizden sonra uyguladığı sıfıra yakın faiz politikasında normalleşme sürecine girdiği mesajını verse de 2016 başında fiyatlanan "4 faiz artırımı" beklentisinin uygulamaya geçirilememesi piyasalarda belirsizlikleri artırarak yüksek volatiliteye yol açtı.
ABD ekonomisindeki toparlanma sinyallerine rağmen küresel ekonomi ve finans piyasalarındaki dalgalanmaları gerekçe göstererek ilk yarıda bir türlü aksiyon alamayan Fed, 2016'yı da tek faiz artırımıyla tamamladı. Böylece 2016 başında piyasalarda yarattığı beklentilere kıyasla farklı bir yol izleyen ve çekimser hareket eden Fed, yönlendirme konusunda sınıfta kaldı.
Fed tarafında bu gelişmeler yaşanırken, dünya finans piyasalarının yönünü belirleyen merkez bankaları arasında yer alan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile Japonya Merkez Bankası ise (BoJ) 2016'da küresel ekonomiyi desteklemek için teşviklerini sürdürdü. BoJ, negatif faiz politikasını belirleyen merkez bankaları arasına katılırken, ECB de tahvil alım programı süresini uzattı.
İngiltere Merkez Bankası ise (BoE) Brexit sonrası riskleri hafifletmek için teşvik mekanizmasını harekete geçirdi. 2016'da finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalarda büyük rolü bulunan Çin'de ülke merkez bankası (PBoC), hem likidite sağlayarak hem de yuanı devalüe ederek piyasaları destekleme yolunu seçti.
Dünya ekonomisi ve **piyasalar**ında yaşanan bu çalkantılara karşın yurt içi piyasalarda 2016 pozitif başladı. Petrol fiyatlarının cari açıktaki düşüş trendini desteklemeye devam etmesi, açıklanan verilerin pozitif büyüme rakamlarına işaret etmesi sonrasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Mart 2016'da 13 ay aradan sonra sadeleşme yönünde adım atarak faiz koridoru üst bandında indirime gitti.
Bankanın 2016'da üst üste yaptığı toplam faiz indirimi 250 baz puanı bulurken, bu dönemde tarihin en dar faiz koridoru da görüldü.
### Fed'in faiz artırım sürecine ilişkin belirsizlikler şubatta başladı
Fed, 2016 yılında 8 para politikası kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Bunlardan ilkinin yapıldığı 26-27 Ocak tarihli toplantıda faizlerde değişikliğe gidilmezken, 2016'ya ilişkin 4 faiz artırımı gerçekleştirileceği mesajı korundu.
Şubat ayına gelindiğinde Fed Başkanı Janet Yellen'ın finansal koşulların ekonomik büyümeyi daha az desteklediğine işaret etmesi ve para politikasının hiçbir şekilde önceden hazırlanmış patikada olmadığını vurgulaması, bankanın faiz artırım sürecine ilişkin belirsizliklerin başlangıcı oldu. Bu gelişme sonrasında bankanın 15-16 Mart tarihli toplantısında 2016 için öngörülen 4 faiz artırım beklentisi 2'ye düştü.
Piyasalardaki volatiliteyi artıran mart toplantısının ardından 26-27 Nisan ve 14-15 Haziran tarihli toplantılarda da aksiyon alınmadı.
Bankanın 26-27 Temmuz tarihli toplantısında ise ekonomik görünüme yönelik kısa vadeli risklerin azaldığına işaret edilmesi, bir sonraki ay faizlerin artırılacağı beklentilerini beraberinde getirirken, buna karşın banka eylül ve kasım toplantılarını da pas geçti.
Fed, aralık ayında sonuncusunu gerçekleştirdiği toplantıda ise faizlerde 0,25 baz puan artırıma giderek 2016'yı da önceki yıl gibi tek faiz artırımı ile kapattı. Söz konusu toplantıda Fed yetkililerinin gelecek yıl için daha önce 2 olan faiz artırım öngörüsü de 3'e yükseldi.
### ECB ve BoE'nin hamleleri piyasalar tarafından yeterli bulunmadı
Dünya piyasalarına damga vuran Brexit sonrasında ortaya çıkan riskler ve Avrupa bankacılık sektöründeki sorunların belirginleşmesi, ECB ve BoE politikalarının yıl boyunca gündemin üst sıralarında kalmasını sağladı. Bununla birlikte ECB ve BoE'nin hamleleri, para politikasında normalleşme doğrultusunda tüm yıl boyunca aksiyon almaya çalışan Fed'den doğan boşluğu dolduramazken, piyasalar tarafından da yeterli bulunmadı.
Fed gibi 2016 yılında 8 para politikası toplantısı gerçekleştiren ECB, ocak ayını pas geçmesi sonrasında 10 Mart'taki toplantısında düğmeye basarak para politikasını genişletici yönde yeni kararlar aldı. Buna göre banka, mevduat faizini 10 baz puan düşürerek yüzde eksi 0,40'a çekerken, politika faizi ve marjinal borç verme faizlerini de 5'er baz puan azaltarak sırasıyla yüzde sıfır ve yüzde 0,25 düzeyinde belirledi. ECB ayrıca, varlık alım miktarını 60 milyar avrodan 80 milyar avroya yükseltti.
Finansal piyasalarda artan volatiliteye karşın 21 Nisan, 2 Haziran, 21 Temmuz, 8 Eylül ve 20 Ekim tarihli toplantılarda politikalarında değişikliğe gitmeyen ECB, aralık toplantısında piyasaların teşvik beklentilerine yanıt verdi.
Banka, 8 Aralık'ta faizlerde değişikliğe gitmezken, mevcut varlık alım programına Mart 2017’ye kadar aylık 80 milyar avroluk, Nisan 2017’den Aralık 2017’ye kadar da aylık 60 milyar avroluk dilimler halinde devam etme kararı aldı. Tahvil alım süresi ve miktarının gerektiği halde uzatılabileceği sinyalinin de verildiği toplantının ardından ECB Başkanı Mario Draghi, varlık alım programının parametrelerinde değişiklik yapıldığını, mevduat faizinin altında getirisi olan tahvillerin alımına izin verildiğini bildirdi.
Brexit sonrası beklenen teşvik hamlesini ağustos ayında hayata geçiren BoE ise politika faizini 7 yıl aradan sonra ilk kez düşürerek yüzde 0,25'e çekti, varlık alım programının büyüklüğünü de 60 milyar sterlin artırarak 435 milyar sterline çıkardı.
### BoJ'dan "alışılmadık politika" kararları
Çin'den kaynaklanan volatilitenin Asya ekonomilerini olumsuz etkilediği 2016 yılında BoJ ile PBoC hamleleri de takip edildi.
BoJ, daha yılın ilk ayında Fed'in politikalarının aksine genişlemeci bir yol izlerken, 29 Ocak'taki toplantısında negatif faiz politikasını benimseyen merkez bankaları arasına katıldı. Söz konusu toplantıda merkez bankasında tutulan cari hesaplara uygulanan faizi yüzde eksi 0,1'e çeken banka, parasal tabanın yıllık 80 trilyon yen artırılması programında ise değişiklik yapmadı.
Temmuz ayına gelindiğinde politika faizinde değişikliğe gitmeyen banka, Borsa Yatırım Fonu (ETF) alım hedefini 3,3 trilyon yenden 6 trilyon yene çıkardı.
BoJ, eylül ayında para politikası çerçevesinde değişiklik kararı alarak "Getiri Eğrisi Kontrollü Parasal Genişleme" uygulamasına geçti. Böylece bir "alışılmadık politika" daha uygulama kararı alan banka, parasal taban hedefinden de vazgeçtiğini duyurdu.
### TCMB'den 7 ay üst üste faiz indirimi
Küresel ekonomi ve siyasi gündemin piyasalara yön verdiği ve gelişmekte olan ülkelerde çalkantılara yol açtığı 2016 yılında TCMB ise 7 ay üst üste faiz koridoru üst bandında indirime gitti.
Mart ayı toplantısında 13 ay aradan sonra sadeleşme yönünde adım atan TCMB, faiz koridoru üst bandını yüzde 10,75'ten yüzde 10,50'ye çekti. TCMB, nisan, mayıs ve haziran ayı toplantılarında da üst banttan 50 baz puanlık indirimlerine devam etti.
TCMB, Brexit sonrası artan riskler ve 15 Temmuz darbe girişimine karşın temmuz, ağustos ve eylül aylarında faiz koridoru üst bandında 25 baz puanlık indirimler gerçekleştirirken, bu dönem sonunda marjinal fonlama oranı yüzde 8,25 ve borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 düzeyinde belirlenmiş oldu. Böylece faiz koridoru üst bandı 7 ayda 250 baz puan azalırken, bu dönemde 100 baz puan ile "tarihin en dar faiz koridoru" görüldü.
Banka, ekim ayında döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmelerin, enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırladığını ve para politikasındaki temkinli duruşun korunmasını gerektirdiğini belirterek, faiz oranlarını değiştirmedi. Banka böylece martta başlayan seri faiz indirimlerine 7 ay sonra ara vermiş oldu.
Kasım ayında da küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketlerinin enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturduğuna dikkati çeken TCMB, faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan, 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranında da 50 baz puan artırıma gitti. TCMB ayrıca, yabancı para cinsi zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 50 baz puan aşağı çekti.
TCMB, yılın son toplantısının gerçekleştirildiği 20 Aralık'ta ise faizlerde değişikliğe gitmedi. Böylece 2016 sonunda faiz koridoru üst bandı yüzde 8,50, faiz koridoru alt bandı yüzde 7,25 ve politika faizi de yüzde 8 düzeyinde kaldı. |
3232513 | # Küresel piyasalar pozitif seyrediyor
## Özet
Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankasının (Fed) bu yıl faiz indirimine başlayacağına yönelik iyimserliğin korunmasıyla pozitif bir seyir izliyor.
## İçerik
Dünya genelinde enflasyonla mücadele kapsamında atılan adımların yavaş yavaş da olsa olumlu sonuçları makroekonomik veriler üzerinde kendini göstermeye devam ederken, Fed'e ilişkin olumlu beklentilere karşın temkinli duruş sürüyor.
Hafta içinde açıklanacak Fed'in Bej Kitap raporu ve büyüme verilerinin yanı sıra Fed'in enflasyon göstergelerinden çekirdek kişisel tüketim harcamalarının varlık fiyatları üzerinde etkili olması beklenirken, Fed yetkililerinin sözle yönlendirmelerinin de bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara dair ipuçları verebileceği tahmin ediliyor.
Yoğun veri gündemi ve banka yetkililerinin açıklamaları öncesinde para piyasalarında Fed'in eylülde ilk faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 50, kasımda yüzde 63 ve aralıkta yüzde 82 ihtimalle fiyatlanıyor.
Öte yandan, ABD'de menkul kıymet takas süresi 2 günden 1 güne indirilirken, söz konusu uygulama bugünden itibaren başlayacak.
Ayrıca, bir günlük tatilin ardından ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,46 seviyesinde bulunurken, dolar endeksi düşüş eğilimini üst üste üçüncü işlem gününe taşıyarak önceki kapanışının yüzde 0,1 altında 104,4 seviyesinde seyrediyor.
Yükseliş eğilimini üst üste üçüncü işlem gününe taşıyan altının ons fiyatı ise önceki kapanışının hemen üzerinde 2 bin 352 dolardan alıcı buluyor.
Orta Doğu'da artan gerilim ile birlikte yükseliş serisini art arda üçüncü işlem gününe taşıyan Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 0,2 artışla 83,1 dolardan işlem görüyor. Bu hafta gerçekleşmesi beklenen OPEC+ toplantısında üretim kesintilerinin devam etmesine yönelik karar alınabileceğine dair endişeler sıcaklığını koruyor.
New York borsasında dün tatil nedeniyle işlem gerçekleşmezken, bugün endeks vadeli kontratlar güne pozitif bir seyirle başladı.
Avrupa borsalarında dün pozitif bir seyir öne çıkarken, analistler, haftanın geri kalanında Almanya'da enflasyon ve Avro Bölgesi'nde büyüme verilerinin yatırımcıların takibinde olacağını dile getirdi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinin sözle yönlendirmeleri devam ederken, ECB Başekonomisti Philip Lane, bankanın gelecek ay faizler konusunda büyük bir sürpriz olmazsa kısıtlamaları kaldırmak için yeterli işaret gördüğünü ve bu yıl sonuna kadar para politikasını kısıtlayıcı bölgede tutması gerekeceğini ifade etti.
ECB Yönetim Konseyi Üyesi Francois Villeroy de Galhau de bir sürpriz olmadığı takdirde, bankanın haziranda faiz indirimine gitme konusunda uzlaşıldığını dile getirdi.
Öte yandan, yükseliş eğilimini üst üste üçüncü işlem gününe taşıyan avro/dolar paritesi, şu sıralarda yüzde 0,2 artışla 1,0880 seviyesinden işlem görüyor.
Dün, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,46, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,44 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,79 artış kaydetti. İngiltere'de tatil nedeniyle dün piyasalarda işlem gerçekleşmezken, Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni güne de pozitif bir seyirle başladı.
Asya pay piyasalarında Japonya hariç pozitif bir seyir hakim olurken, Çin hükümetinin ekonomiyi destekleyici adımlar atacağına yönelik haber akışı risk iştahını artıran etken olarak öne çıkıyor.
Çin devlet bankalarının yarı iletken bir yatırım fonuna toplam 114 milyar yuanlık (15,7 milyar dolar) bir yatırım yapacağına ilişkin söylentiler de teknoloji hisselerini yukarı yönlü destekledi.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,2 gerilerken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,3 artış kaydetti.
Yurt içinde ise dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,18 azalışla 10.656,96 puandan tamamladı.
Dolar/TL, dün satıcılı bir seyir izleyerek günü önceki kapanışının yüzde 0,3 altında 32,1332'den tamamlamasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 32,1980 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt dışında ise ABD'de konut fiyat endeksi, New York Fed tüketici güven endeksi ve Dallas Fed imalat sanayi endeksi verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.600 ve 10.500 seviyelerinin destek, 10.800 ve 11.000 puanın ise direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
16.00 ABD, mart ayı konut fiyat endeksi
17.00 ABD, mayıs ayı New York Fed tüketici güven endeksi
17.30 ABD, mayıs ayı Dallas Fed imalat sanayi endeksi |
2143514 | # Yurt içi piyasalarda, Merkez Bankası'nın faiz kararı takip edilecek
## Özet
Gelecek hafta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı yurt içi piyasaların odağında yer alırken, yurt dışında yoğunlaşan veri takvimi takip edilecek.
## İçerik
**Küresel piyasalar**da bu hafta, ABD'deki teşvik paketine ilişkin gelişmeler, makroekonomik veriler ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin haber akışı takip edilirken, 15 Şubat haftasının gündeminde, ABD Merkez Bankası (Fed) toplantı tutanakları ve yoğunlaşan veri gündemiyle birlikte TCMB'nin faiz kararı bulunuyor.
Bu hafta, dünya genelinde Kovid-19 salgınında vaka sayısı 108 milyonu aşarken, ABD'deki teşvik paketine ilişkin olumlu haber akışına karşın, ekonomik aktiviteye ilişkin karışık sinyaller üreten veriler ve Avrupa'da kısıtlamaların artırılabileceğine yönelik endişeler küresel pay piyasalarında yukarı yönlü hareketleri törpüledi.
Yetkililerin, küresel ölçekte mali desteklerin devam etmesinin gerekliliğini vurgulayan açıklamaların devam etmesiyle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizleri yükseliş eğilimini ikinci haftaya taşıdı ve yüzde 1,20 ile 20 Mart 2020'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) yaptığı bildirimde 1,5 milyar dolarlık varlığını Bitcoin'e yatırdığını ve yakında ödeme türü olarak Bitcoin'i kabul etmeyi planladığını duyurmasının ardından konuyla ilgili gelişmeler de gündemin odağına yerleşti. Açıklama sonrası Bitcoin'in fiyatı 48.950 dolarla rekor kırdı.
Brent petrolün varil fiyatının 62,5 dolarla 20 Ocak 2020 haftasından bu yana en yüksek seviyeye çıkması haftanın öne çıkan fiyatlamalarından biri olurken analistler, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) ile OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun petrol arzındaki kısıtlamaları ve ekonomide toparlanma beklentilerinin söz konusu fiyatlamada etkili olduğunu ifade etti.
### New York borsasında yükseliş hızı azalsa da rekorlar kırıldı
Piyasaların gündeminin odağındaki teşvik paketine ilişkin olumlu haber akışı devam ederken, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen'in teşvik paketinin uygulamaya konulması halinde ekonominin gelecek yıl tam istihdam düzeyini yakalayabileceğine ilişkin açıklamaları ekonomide hızlı toparlanma beklentilerini artırdı.
Öte yandan, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, işsizlik programlarının süresi dolmadan ekonomik destek paketinin onaylanmasını beklediğini belirtti.
Fed Başkanı Jerome Powell, hafta içinde yaptığı konuşmada iş gücü piyasasına değinerek "Erken dönemdeki şaşırtıcı toparlanma hızına rağmen güçlü bir iş gücü piyasasından halen çok uzağız." ifadesini kullandı. Destekleyici para politikasının devam edeceği sinyalini veren Powell, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını atlatılana kadar politika desteğinin geri çekilmesinin düşünülmemesi gerektiğini vurguladı.
ABD'de bu hafta açıklanan veriler ise karışık bir görünüm ortaya koydu. ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ocakta beklentilerle paralel bir seyir izleyerek aylık yüzde 0,3 artış kaydetti. İlk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı ise 6 Şubat ile biten haftada 793 bine gerilemesine rağmen piyasa beklentilerinin ve salgın öncesi dönemdeki seviyelerin üzerinde gerçekleşti.
Demokratların hava yolu şirketlerinin desteklenmesine yönelik 14 milyar dolarlık kaynak ayırmayı planladığına ilişkin haberler ise hava yolu şirketlerinin hisselerinin alıcılı seyretmesine neden oldu.
Bu gelişmelerle yükseliş eğilimini koruyan New York borsasında Dow Jones endeksi yüzde 1, S&P 500 endeksi yüzde 1,23 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,73 değer kazandı ve böylece üç endekste tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışlarını gerçekleştirdi.
15 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, salı yayımlanacak New York Fed sanayi endeksi, çarşamba Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) toplantı tutanakları, sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, perakende satışlar ile Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), perşembe konut satışları, cuma ise imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri başta olmak üzere yoğun veri gündemi takip edilecek. ABD'de piyasalar pazartesi günü tatil nedeniyle olacak.
### Avrupa borsalarında karışık bir seyir izlendi
Avrupa tarafında, İtalya'da eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin mutabakat hükümeti kurmak için başlattığı görüşmelerin olumlu geçtiğine ilişkin haberler pay piyasalarını desteklese de, Kovid-19 salgınında mutasyon riski ve alınan tedbirlerin bölgesel olarak uzatılabileceği haberleri yukarı yönlü hareketleri törpüledi.
Şirket finansal sonuçlarının etkisiyle borsalarda hisse ve sektör bazlı hareketler belirginleşti.
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi verilerine göre, ülkede 2020 yılının son çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yüzde 0,5 olan beklentinin üzerine çıkarak yüzde 1 artış gösterdi. 2020'nin tamamında ise yüzde 9,9 küçülen İngiltere ekonomisi, Avrupa çapında aşırı soğukların ve donun görüldüğü 1709 yılından bu yana yaşanan en sert daralmayı kaydetti.
Almanya'da TÜFE ocakta 2020'in aynı ayına kıyasla beklentiler dahilinde yüzde 1 seviyesine yükseldi. Enflasyon, ocakta aylık bazda da yüzde 0,8 artış kaydetti.
Sanayi üretiminin aralıkta değişmediği Almanya'da, Mayıs 2020'den beri sanayi üretiminde devam eden yükseliş son buldu.
Bu gelişmelerle Avro/dolar paritesi haftanın ilk dört günüde üst üste yükselmesinin ardından son işlem gününde hafif gerileyen parite haftayı yüzde 0,6 artışla 1,2120'den tamamladı. Haftalık bazda Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,05 değer kaybederken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,55, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,78 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,42 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi Avro Bölgesi'nde dış ticaret dengesi, salı büyüme ve Almanya'da ZEW endeksleri, Çarşamba İngiltere'de TÜFE, perşembe Avro Bölgesi'nde TÜFE ve tüketici güven endeksi ile cuma Avrupa genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek.
### Çin'de tatil devam ediyor
Asya borsalarında, haftanın ikinci yarısında bir çok ülkede işlem gerçekleşmese de ABD'deki teşvik paketine ilişkin olumlu haber akışına paralel alıcılı bir seyir izlendi.
Hafta içinde Japonya'da açıklanan ödemler dengesi aralıkta 1 trilyon 166 milyar yen fazla ile beklentilerden iyi gelirken, ÜFE ocakta yüzde 1,6 azalışla tahminlere paralel gerçekleşti. Çin'de TÜFE, ocakta yıllık yüzde 0,3 gerilerken, Güney Kore'de işsizlik oranı yüzde 5,4 ile 1999 yılından bu yana en yüksek seviyesine çıktı.
Bu gelişmelerle bu hafta, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,57, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 4,54 yükselirken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,6 azalış kaydetti.
Gelecek hafta, pazartesi Japonya’da büyüme, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı ile cuma TÜFE verileri takip edilecek. Bununla birlikte tatil nedeniyle, Çin borsaları pazartesi, salı ve çarşamba günü kapalı olacak.
### Türk lirası güçlenmeye devam ediyor
Yurt içinde, BIST 100 endeksinde küresel piyasalara paralel karışık bir seyir izlenirken, düşüş eğilimini sürdüren dolar/TL 7,0088-7,1401 bandında hareket etti.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), açıkladığı verilere göre geçen yıl aralıkta takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2019'un aynı ayına göre yüzde 9 yükseldi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde de yıllık bazda yüzde 12,1 artış oldu.
Analistler, Kovid-19 salgınında ikinci dalganın yaşandığı dönemde sanayi üretiminin iyi bir performans gösterdiğini kaydederek, veri sonrası 2020 yılına ilişkin büyüme beklentilerinin yukarı revize edileceğini kaydetti.
TCMB verilerine göre, cari işlemler hesabı geçen yılın aralık ayında 3 milyar 210 milyon dolar açık verdi. Böylece 2020 yılında cari açık 36 milyar 724 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. İşsizlik oranı ise kasımda yüzde 12,9'a çıktı. Bu gelişmelerle, hafta içinde 7,0088 ile son 6 ayın en düşük seviyesini gören dolar/TL, üst üste dördüncü haftada da gerilemesinin ardından haftalık bazda yüzde 0,4 değer kaybıyla 7,0289'dan kapandı.
BIST 100 endeksi ise haftalık bazda yüzde 0,74 değer kazanarak 1.538,44 puandan kapanış yaptı. Açıklanan şirket finansal sonuçları nedeniyle borsada hisse ve sektör bazlı hareketliliklerin arttığı görüldü.
### Yurt içinde gözler Merkez Bankası'nda
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.550-1.570 bandının önemli direnç bölgesi konumuna geldiğini belirterek, 1.525 ve 1.505 seviyelerinin ise destek olarak öne çıktığını söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde perşembe günü TCMB'nin faiz kararı yatırımcıların odağında bulunurken, AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin büyük çoğunluğu yüzde 17 olan politika faizinin sabit bırakılacağını tahmin ediyor.
Bununla birlikte ocak ayındaki karar metninde çok güçlü bir iletişim dilinin kullanıldığına dikkati çeken analistler, karar metnindeki olası değişikliklerin yatırımcıların odağında olduğunu bildirdi.
Ocaktaki toplantı sonrası açıklanan karar metninde özellikle "2021 yıl sonu enflasyon tahmin hedefi dikkate alınarak sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceği" ve "gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır" şeklindeki yönlendirmeler piyasalarda olumlu karşılık bulmuştu.
15 Şubat haftasında pazartesi bütçe dengesi ve konut satışları, salı konut fiyat endeksi, perşembe tüketici güven endeksi ve cuma günü uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in kredi notu değerlendirme raporuyla birlikte hafta boyunca şirketlerin finansal sonuçları takip edilecek. |
584484 | # Mayısta sert düşen borsanın haziran gündemi zorlu
## Özet
Yılın ilk dört ayında yüzde 18,96 yükselen BIST 100 endeksi, mayıs ayındaki yüzde 8,82'lik düşüşüyle borsa çevrelerinde "mayısta sat ve git" olarak özetlenen genel satış beklentilerini haklı çıkardı.
## İçerik
İSTANBUL - BEKİR GÜRDAMAR
**Borsa İstanbul**, yılın ilk 4 ayındaki yükseliş serisini mayıs ayında sonlandırarak hisse senedi yatırımcısına yaklaşık yüzde 9 kaybettirirken, haziran ayında yurt dışındaki zorlu gündem maddelerinin yön üzerinde belirleyici olması bekleniyor.
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi mayıs ayında yüzde 8,82 gerileyerek, yılın ilk dört ayındaki yükseliş serisini sonlandırdı. Yılın ilk dört ayında yüzde 18,96 yükselen BIST 100 endeksi, mayıs ayındaki düşüşüyle borsa çevrelerinde "mayısta sat ve git" olarak özetlenen genel satış beklentilerini haklı çıkardı.
Mayıs ayında gelişmiş dünya borsalarında genel olarak yatay ya da pozitif bir seyir izlenirken, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişen ülke borsaları, ABD Merkez Bankasına (Fed) ilişkin faiz artırım beklentilerinin artması ile satış baskısı altında kaldı.
### Fed toplantısı ve Brexit haziran ayının en önemli iki gündemi
AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, 15 Haziran’daki Fed toplantısına kadar haziran ayının ana gündemin Fed'e ilişkin beklentiler olacağını belirtti.
Doğan, Fed üyelerinin haziran ya da temmuz ayında faiz artışı yapılabileceğine dair mesajlarının sıklaştığını hatırlatarak, "Bu durum doların uluslararası piyasalarda değer kazanmasına, başta gelişen ülkelerde olmak üzere hisse senetleri piyasaları ve emtialardan çıkışlara neden oluyor." dedi.
Fed’in şahin ve güvercin yüzünün ortaya çıkma zamanlarına bakıldığında, doların uluslararası piyasadaki değerinin iyi bir gösterge olduğuna işaret eden Doğan, son iki haftadır 95 - 96 aralığında seyreden dolar endeksi 93’e yaklaşınca Fed’in şahin kanadının, 100’e yaklaşınca da güvercin kanadının daha fazla sesinin çıktığına dikkati çekti.
### "İngiltere'nin AB üyeliğinden çıkışı ciddi bir finansal türbülansa neden olabilir"
Doğan, bu ayın önemli gündem maddelerinden birinin de 23 Haziran’da İngiltere’nin, Avrupa Birliği (AB) ile tamam mı devam mı kararını vereceği Brexit oylamasının olduğunu belirterek, "Yapılan son anketler AB içinde kalma yanlılarının kıl payı önde olduğunu göstermesine karşın kararsızların çokluğu ve düşük seviyede kalması beklenen oy verme oranı nedeniyle sürprizlere açık. Beklentilerin aksine İngiltere'nin AB üyeliğinden çıkışı, AB'nin temellerinin çatlamasına ve ciddi bir finansal türbülansa neden olabilir." diye konuştu.
### "Tahmin etmesi en zor aya girdik"
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal da bu yıl için tahmin edilmesi en zor aya girildiğini kaydetti.
Fed'in, 15 Haziran’da faiz artırımına kaldığı yerden devam edip etmeyeceğinin, küresel büyüme, Çin gibi nedenlerle pas geçmesi durumunda ise kullanılacak ifadelerin izleneceğini aktaran Atılal, kendi beklentisinin Fed'in pas geçmesi yönünde olduğunu anlattı.
Atılal, Fransa’da sendika ve işçi örgütlerini sokağa döken çalışma yasasının 8 Haziran'da Senato’dan geçmesi durumunda avro karşıtı söylemlerin artması, 23 Haziran'daki referandumda İngiltere'nin Brexit'e "evet" demesi durumunda sterlin ve avroda oluşabilecek aşırı volatilitenin, piyasaların önündeki önemli risklerden olduğunu dile getirdi. |
636041 | # Fed Başkanı Yellen'dan faiz artırım sinyali
## Özet
Fed Başkanı Yellen, "İş gücü piyasasında devam eden güçlü performans ile enflasyon ve ekonomik faaliyetlerin görünümünü ışığında faiz artırma zemininin son aylarda güçlendiğine inanıyorum." dedi.
## İçerik
WASHINGTON
**ABD Merkez Bankası** (Fed) **Başkanı Janet Yellen**, **Fed**'in Wyoming eyaletinin Jackson Hole kasabasında düzenlenen "Ekonomi Politikaları Sempozyumu"nda konuştu.
ABD ekonomisinin tam istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine yaklaşmakta olduğunu vurgulayan Yellen, **Fed**'in para politikasına yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu.
Yellen, büyümenin yavaşlamasına rağmen özellikle tüketici harcamaları sayesinde devam ettiğine işaret ederken, bunun iş gücü piyasasında ek iyileşme sağlamaya yeteceğini dile getirdi.
Son üç aydaki ortalama tarım dışı istihdam artışının 190 bine ulaştığını anımsatan Yellen, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) ılımlı büyüme ve iş gücü piyasasındaki güçlenmenin sürmesi ile enflasyonun yüzde 2 hedefine ulaşmasını beklediğini belirtti.
Yellen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FOMC, bu ekonomik görünüm bağlamında, kademeli faiz artışlarının sürdürülebilir istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşmak ve korumak için uygun olacağını düşünüyor. Açıkçası, ben iş gücü piyasasında devam eden güçlü performans ile enflasyon ve ekonomik faaliyetlerin görünümünü ışığında faiz artırma zemininin son aylarda güçlendiğine inanıyorum."
Yellen'ın bu mesajları, Fed'in gelecek FOMC toplantılarında **faiz **artış kararı alabileceği beklentisini yükseltti. FOMC'nin yılın geri kalanında 20-21 Eylül, 1-2 Kasım ve 13-14 Aralık tarihlerinde olmak üzere üç toplantısı bulunuyor.
Analistler, ABD'de 2 Eylül Cuma günü açıklanacak Ağustos ayı istihdam raporunun eylül ayında faiz artırımına gidilip gidilmeyeceği konusunda kritik rol oynayacağını öngörüyor.
### Piyasalar hareketlendi
Piyasalar, Yellen'in sabırsızlıkla beklenen konuşmasının ardından hareketlendi. Özellikle **döviz **kurlarında volatilite artarken, dolar kazançlarını koruyamadı. Avro/dolar paritesi şu sıralar 1,1283 seviyelerinde işlem görüyor.
Altının onsu yüzde 1'in üzerinde kazançla 1,337.05 dolardan alıcı buluyor. New York borsasında endeksler ise açılış seviyelerine yakın puanlarda pozitif seyrediyor.
### Fed Başkan Yardımcısı Fischer
Yellen'in mesajlarını yorumlayan **Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer**, "Yatırımcılar eylülde faiz artışına gidilmesine ve yıl bitmeden birden fazla faiz artışı yapılmasına hazır olmalı mı?" sorusuna "Bence Yellen'in bugün söyledikleri her iki soruya da evet cevabı verilmesiyle uyumluydu." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Gülbin Yıldırım
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. |
570656 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, günü yüzde 0,29 yükselişle 79.027,81 puandan tamamladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul 100** (BIST 100) endeksi, günü yüzde 0,29 yükselişle 79.027,81 puandan tamamladı.
**BIST 100 endeksi**, dünkü kapanışa göre 225,43 puan artarken toplam işlem hacmi 3,9 milyar lira olarak gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 0,71, holding endeksi yüzde 0,43 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıranı yüzde 1,53 ile "metal ana sanayi", en çok kaybettireni yüzde 2,47 ile "iletişim" oldu.
Güne sınırlı da olsa yükselişle başlayan BIST 100 endeksi, veri gündeminin de zayıf olmasının etkisiyle gün boyu 78.000 - 79.000 bandı arasında dalgalı bir seyir izledi ve son yarım saatte etkisini artıran alışlarla günü 79.000 puanın hemen üzerinde tamamladı.
Analistler, yarın İngiltere Merkez Bankası (BoE) faiz kararı ve Avro Bölgesi sanayi üretimi verilerinin takip edileceğini belirterek, **BIST 100** endeksinin 78.500 ve 77.500 seviyelerinin destek, 79.400 ve 80.000 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu ifade ediyor.
Serbest piyasada **dolar** 2,9620, **avro **ise 3,3860 liradan işlem gördü. |
2470565 | # Borsada, açığa satış işlemlerinde olağan uygulamaya dönüldü
## Özet
Borsa İstanbul'da 20 Aralık 2021'de uygulanmaya başlayan açığa satış işlemlerinde "yukarı adım kuralı", bugün yerini olağan uygulamaya bıraktı.
## İçerik
Borsa İstanbul pay piyasalarında, açığa satış yapılabilen BIST 50 endeksine dahil işlem sıralarında 20 Aralık 2021-10 Ocak 2022 arasında uygulanan yukarı adım kuralına bugünden itibaren devam edilmeyecek.
Borsa İstanbul tarafından üyelere gönderilen yazıya göre, söz konusu işlem sıralarında 11 Ocak 2022'den itibaren olağan uygulamaya geçilecek ve fiyat limitleri dahilinde her fiyat seviyesinden açığa satış emri girilebilecek.
Yukarı adım kuralı, açığa satış işleminin, ilgili payda en son gerçekleşen işlem fiyatından daha yüksek bir fiyat üzerinden gerçekleştirilmesini zorunlu bırakıyordu. |
2253168 | # Kapasite kullanım oranı mayısta azaldı
## Özet
İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO), mayısta bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 75,3 seviyesine indi.
## İçerik
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) yapılan açıklamada, **imalat sanayi**sinde faaliyet gösteren 1.746 iş yeri tarafından mayıs ayı İktisadi Yönelim Anketi'ne verilen yanıtların toplulaştırılarak değerlendirildiği bildirildi.
Anket sonuçlarına göre, imalat sanayisi genelinde** kapasite kullanım oranı**, mayısta bir önceki aya kıyasla 0,6 puan azalarak yüzde 75,3'e geriledi.
Aynı dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da (KKO-MA) 1 puan artarak yüzde 75,2'ye indi. |
554268 | # Borsa yaklaşık 1 yıl sonra 85 bin puanı aştı
## Özet
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, günün ilk yarısında yüzde 1,64 yükselerek, yaklaşık 1 yılın ardından tekrar 85.000 puanın üzerine çıktı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul** 100 (BIST 100) endeksi, günün ilk yarısında önceki kapanışa göre 1.369,80 puan artarak sürekli müzayede işlemlerine verilen araya 85.089,61 puandan girdi. Endeks günün ilk yarısında en yüksek 85.354,62 puan ile 25 Mayıs 2015 tarihinden bu yana en yüksek seviyesini görürken, toplam işlem hacmi 2,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. İlk yarıda bankacılık endeksi yüzde 1,64, holding endeksi yüzde 1,52 değer kazandı. En fazla kazandıran sektör endeksi yüzde 3,20 ile "elektrik", değer kaybeden tek sektör endeksi ise yüzde 0,14 ile "spor" oldu.
Küresel piyasalardaki pozitif havanın etkisiyle güne yükselişle başlayan BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında analistlerin direnç olarak nitelendirdikleri 85.000 - 85.500 bölgesinde dengelendi.
Analistler, öğleden sonra ABD'de başta perakende satışlar olmak üzere açıklanacak verilerin takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinin 85.500 seviyesinin direnç, 83.400 seviyesinin destek konumunda olduğunu dile getiriyor. |
2163706 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,15 değer kazanarak günü 1.531,05 puandan tamamladı.
## İçerik
** Borsa İstanbul'**da** BIST 100 endeksi,** önceki kapanışa göre 2,23 puan artarken, toplam işlem hacmi 31,5 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 0,53 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 0,11 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 3,94 ile bilişim, en çok kaybettiren ise yüzde 2,14 ile madencilik oldu.
Analistler, yeni tip koronavirüs salgınına ilişkin gelişmeler, tahvil piyasalarının seyri ve ABD'de bu hafta sonuna kadar Senato'da görüşülmesi beklenen ekonomik destek paketine ilişkin haber akışının gündemin odağındaki yerini koruduğunu söyledi.
Yarın yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde işsizlik ve perakende satışlar, ABD'de fabrika siparişleri, dayanıklı mal siparişleri, haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın konuşmasının takip edileceğini bildiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.505 puanın destek, 1.570 seviyesinin direnç konumunda olduğunu kaydetti. |
799800 | # 'Türkiye'nin bu yıl yüzde 2,5 büyümesi bekleniyor'
## Özet
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'nin bu yılki büyüme tahminini yüzde 2,5'e revize etti. Kuruluş, 2017 küresel büyüme beklentisini ise 0,1 puan artışla yüzde 3,5'e yükseltti.
## İçerik
WASHINGTON
**Uluslararası Para Fonu** (**IMF**), Dünya Ekonomik Görünüm (**DEG**)** Rapor**u'nun Nisan 2017 sayısını "Küresel ekonomi ivme mi kazanıyor?" başlığıyla yayımladı.
Dünya ekonomisinin sanayi ve ticaretteki konjektürel toparlanmanın yanı sıra iyimser finansal piyasalar sayesinde ivme kazanabileceğine işaret edilen raporda, bu yıla yönelik küresel büyüme beklentisi yüzde 3,4'ten yüzde 3,5'e revize edildi. IMF ekonomistleri, 2018 yılına yönelik küresel büyüme beklentisini ise yüzde 3,6'da sabit tuttu.
Global ekonominin orta vadede hala aşağı yönlü risklere maruz kalabileceği anlatılan raporda özellikle düşük verimlilik ve gelir dağılımı eşitsizliği gibi yapısal sorunlar ile içe dönük politikaların küresel entegrasyonu tehdit ettiği vurgulandı.
Fed'in beklenenden hızlı faiz artırmasının küresel ekonomiye yönelik aşağı yönlü riskler arasında yer aldığı belirtilen raporda, "ABD'de faiz artırımlarının beklenenden hızlı gerçekleşmesi, küresel finansal koşulların daha hızlı sıkılaşmasına ve doların sert yükselmesine neden olarak kırılgan ekonomileri ters yönde etkileyebilir." değerlendirmesine yer verildi.
### Büyüme tahminleri revize edildi
IMF'nin Nisan 2017 dönemi DEG raporunda, Avrupa ülkeleri ve Japonya'nın büyüme tahminleri yukarı yönlü revize edildi.
Avro Bölgesi'ne ilişkin büyüme tahminini bu yıl için yüzde 1,6'dan yüzde 1,7'ye çıkaran kuruluş, Almanya, Fransa ve İtalya'nın bu yılki büyüme beklentilerini 0,1 puan artışla sırasıyla yüzde 1,6, yüzde 1,4 ve yüzde 0,8'e yükseltti. İspanya'nın büyüme beklentisi ise bu yıl için yüzde 2,3'ten yüzde 2,6'ye revize edildi.
Rapordaki en büyük revizelerden biri Birleşik Krallık'ın bu yılki büyüme beklentisine yapıldı. Buna göre, ocak ayında yüzde 1,5 olarak belirlenen büyüme tahmini yüzde 2,0’a çıkarıldı. IMF, Birleşik Krallık’a ilişkin 2018 büyüme beklentisini ise yüzde 1,4'ten yüzde 1,5'e revize etti.
Raporda, Japonya'ya yönelik beklentiler de bu yıl için 0,4 puan artışla yüzde 1,2'ye ve gelecek yıl için 0,1 puan artışla yüzde 0,6'ya güncellendi.
Öte yandan, ABD’nin 2017 ve 2018 büyüme tahminleri yüzde 2,3 ve yüzde 2,5 ile ocak ayında açıklanan seviyelerde sabit bırakıldı.
### Rusya ve Çin’in tahminleri yükseltildi
Rapora göre, IMF'nin gelişmekte olan ekonomilere yönelik büyüme beklentileri değiştirilmedi. Kurum gelişmekte olan ekonomilerin bu yıl yüzde 4,5 ve gelecek yıl yüzde 4,8 genişlemesini öngörüyor.
Bu grup içinde, Rusya ve Çin'e yönelik büyüme beklentileri yukarı yönlü, bazı Latin Amerika, Afrika ve Avrupa ülkelerine yönelik beklentiler ise aşağı yönlü revize edildi. Buna göre, Rusya'ya ilişkin büyüme beklentileri bu yıl yüzde 1,1'den yüzde 1,4'e ve 2018 için yüzde 1,2'den yüzde 1,4'e çıkarıldı. IMF ekonomistleri, Çin'in 2017 büyüme beklentisini yüzde 6,5'ten yüzde 6,6'ya ve 2018 büyüme beklentisini yüzde 6,0'dan yüzde 6,2'ye çıkardı.
### Türkiye'nin bu yıl yüzde 2,5 büyümesi bekleniyor
Raporda, Türkiye'de siyasi ve jeopolitik faktörlerin büyümeyi sınırladığına işaret edilirken, "Ekonomik görünüm, yükselen siyasi belirsizlik, güvenlik endişeleri ve Türk lirasının değer kaybetmesiyle artan döviz borcu yükü nedeniyle bulanık" ifadelerine yer verildi.
Türkiye'de büyümenin 2016'nın üçüncü çeyreğinde sert düştükten sonra toparlanacağı belirtilen raporda gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yıl yüzde 2,5 ve gelecek yıl yüzde 3,3 genişleyeceği öngörüldü.
Kuruluş, Türkiye'ye yönelik enflasyon beklentilerini ise bu yıl için yüzde 10,1 ve gelecek sene için yüzde 9,1 seviyesinde belirledi. Geçen sene yüzde 7,8 seviyesinde gerçekleşen enflasyondaki artışın TL’deki değer kaybından kaynaklanacağı belirtildi. Raporda, geçen sene yüzde 10,8’e çıkan işsizlik oranının 2017’de yüzde 11,5’e çıktıktan sonra 2018’de yüzde 11’e gerileyeceği öngörüldü. Son olarak, IMF, 2016’da GSYH’nin yüzde 3,8'ine gerileyen cari açık oranının bu yıl yüzde 4,7 ve gelecek yıl yüzde 4,6 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyor. |
2966089 | # Yabancı yatırımcılar Türkiye'nin döviz rezervi artışının sürmesini bekliyor
## Özet
## İçerik
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in kısa süre önce yayımladığı Türkiye ekonomisine yönelik yıllık analizin ardından İngiltere'nin önde gelen bankalarından Barclays de gelişmekte olan piyasalar araştırma raporunda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) döviz rezervlerindeki artışın devam etmesinin beklendiğine vurgu yaptı.
Barclays'in raporunda, "Ağustos ortasından 2024 yılı sonuna kadar yabancı para cinsinden rezervlerde 17 milyar dolarlık ek bir iyileşme bekliyoruz. Seçimlerden bu yana TCMB, brüt rezervlerini 17 milyar dolar artırdı ancak yılın geri kalanında, sonbaharda mevsimselliğin tersine dönmesiyle trendin yavaşlayarak 2 milyar dolar daha artmasını bekliyoruz. Metodolojimiz, 2024'te rezervlerde 14 milyar dolarlık ek bir iyileşme daha olacağını gösteriyor. BAE'den finansman akışları, beklediğimizden daha önden yüklemeli bir şekilde gelirse döviz rezervlerindeki iyileşme daha büyük olacaktır." denildi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye ekonomisine yönelik yıllık analizinde de, "Seçimlerden önce TCMB, döviz kurundaki değer kaybının hızını sınırlamak için müdahalelerde bulundu. Bu durum da rezervlerde belirgin düşüşlere sebep oldu. Ancak kanıtlar, büyük kur müdahalelerinin artık sona erdiğini gösteriyor." ifadeleri kullanılmıştı.
Analizde, Türk lirasının piyasa kaynaklı değer kaybının, ihracatçıların rekabet gücünü geri kazanmasına yardımcı olurken, TCMB'nin de döviz rezervlerini geri kazanmasına imkan sağladığı vurgulandı.
### Merkez Bankası'nın rezervleri yükseliş eğilimini 8'inci haftaya taşıdı
Bu arada, bu yılın mayıs sonu itibarıyla 98,5 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervler, 4 Ağustos haftası itibarıyla 115,6 milyar dolara yükseldi.
Rezervlerdeki yukarı yönlü eğilim üst üste 8. haftaya taşınırken, son 2 ayda rezervlerdeki artış 17,1 milyar dolara ulaştı. Bu dönemde net rezervler de 20,1 milyar dolar yükselişle 15,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Analistler, rezerv artışlarının, Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında da devam etmesine dikkati çekerek, ekonomi yönetimi tarafından seçim sonrası atılan adımların söz konusu seyirde etkili olduğunu ifade etti.
Öte yandan, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan'ın 27 Temmuz'daki Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'ndaki açıklamalarının ardından düşüşünü hızlandırarak 400 baz puanın altına gerilemişti.
Analistler, CDS seviyesinde yaşanan bu düşüşün yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik ilgisini yansıttığını ifade etmişti. Piyasa göstergelerine yansıyan bu ilgi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Erkan'ın yabancı yatırımcılarla bir araya geldiği JP Morgan Türkiye Ekonomik Forumu toplantısında da izlenmişti. |
571479 | # Fed başkanlarından faiz açıklaması
## Özet
ABD Merkez Bankasının para politikasında söz sahibi olan üç bölgesel başkanı, Fed'in faiz artışına devam etmesi görüşünde birleşti.
## İçerik
WASHINGTON
ABD Merkez Bankasının (**Fed**) para politikasında söz sahibi olan üç bölgesel başkanı, Fed'in faiz artışına devam etmesi görüşünde birleşti.
Fed'in para politikalarını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi'nde (FOMC) oy hakkı bulunan Cleveland, Boston ve Kansas City Fed başkanları, Fed'in bu yıl içinde faiz artırmasını destekleyen açıklamalarda bulundu.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, Almanya'nın Reichenau Adası'nda düzenlenen para politikası seminerinde konuştu. Mester, son dönemde açıklanan enflasyon verilerinin cesaretlendirici olduğunu belirterek, "Enflasyon, uzun bir zamandır Fed'in yüzde 2 enflasyon hedefinin altında seyretmesine karşın en son veriler FOMC'nin enflasyonun zaman içerisinde hedefe ulaşacağı görüşüyle tutarlı ve cesaret verici" değerlendirmesini yaptı.
### "Faiz artış ihtimali piyasaların beklentisinden daha yüksek"
Boston Fed Başkanı Eric Rosengren ise ülke ekonomisinin ilk çeyrekteki zayıflığın ardından ivme kazanacağını öngörüsünde bulundu.
Buna karşın, piyasalardaki karamsarlığın sürdüğüne işaret eden Rosengren, "Piyasalar, ABD ekonomisinin temel göstergeleri konusunda çok karamsar. Ancak, Fed'in faiz artırma ihtimali finansal piyasalardaki mevcut fiyatlamadan daha yüksek" diye konuştu.
Kansas City Fed Başkanı Esther George da New Mexico eyaletinde yaptığı konuşmada faiz artışına destek verdi. |
2480835 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,36 değer kaybıyla 2.014,21 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 27,87 puan azalırken, toplam işlem hacmi 47,8 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 0,96 ve holding endeksi yüzde 1,05 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 2,76 ile turizm, en çok kaybettiren yüzde 2,55 ile iletişim oldu.
Küresel piyasalarda jeopolitik riskler ve enflasyon endişeleri gündemin odağındaki yerini koruyor.
Bugün açıklanan verilere göre, Almanya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), aylık bazda yüzde 5 ve yılık yüzde 24,2 artışla beklentilerin oldukça üzerine gerçekleşirken, Avro Bölgesi'nde yıllık enflasyon yüzde 5 oldu.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, yaptığı açıklamada, enflasyonun bu yıl düşüş eğilimine geçmesini beklediklerini belirterek, ABD Merkez Bankası (Fed) ile paralel hareket etmeleri için bir gerekçeleri olmadığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 14'te sabit bıraktı.
TCMB Para Politikası Kurulu duyurusunda, "Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlarla birlikte enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağı öngörülmektedir. TCMB'nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir." denildi.
Analistler, yarın Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Haruhiko Kuroda'nın açıklamaları ve BoJ toplantı tutanaklarının piyasaların odağında yer alacağını belirtti.
Veri gündeminde ise yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi, Japonya'da enflasyon ve ABD'de öncü göstergeler endeksinin takip edileceğini bildiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.070 seviyesinin direnç, 1.970 ve 1.950 puanın destek konumunda bulunduğunu kaydetti. |
2698657 | # Küresel piyasalarda 'yüksek oynaklık, düşük risk iştahı' teması sürüyor
## Özet
Fed yetkililerinin devam eden "şahin" açıklamaları ve artan resesyon kaygılarıyla yüksek oynaklık ve düşük risk iştahı temasının sürdüğü gözlenirken, Avro Bölgesi'nde enflasyon ve İngiltere'de büyüme başta olmak üzere veri gündemi takip edilecek.
## İçerik
Merkez bankalarının agresif faiz artırımlarına başvurmasının ardından yetkililerin gelecek dönemde de yüksek faiz ortamının süreceğine dair "şahin" mesajlar vermesi, küresel piyasalarda risk iştahının düşük, oynaklığın yüksek kalmasına neden oluyor.
Dün açıklamalarda bulunan Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, enflasyonun düşmesinin beklendiğini ancak bunun başarılması için daha yüksek faiz oranına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Fed'in faiz artışlarını durdurmayı düşünmesi gereken bir noktada olmadığını vurgulayan Mester, bir resesyonun bankanın faiz oranlarını artırmasını engellemeyeceğini ifade etti.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard da Fed'in enflasyonla mücadele için faiz oranlarını hızlı bir şekilde yükseltmek zorunda olduğunu belirterek, "Enflasyon 2023'te düşmeye başlayacak, ancak bunun hangi hızda olacağı bilinmiyor. Fed'in enflasyonla mücadelesi nedeniyle ABD'nin bir resesyon yaşaması olasılığı da var." dedi.
Fed yetkililerinin açıklamalarının ardından para piyasalarında Banka'nın kasım ve aralık aylarında faizlerde 75 baz puanlık artırıma gitmesine daha yüksek olasılık veriliyor.
Makroekonomik veri tarafında ise dün ABD'de haftalık işsizlik başvuruları 193 binle nisan sonundan bu yana en düşük seviyeye indi. Açıklanan nihai veriler ise ülke ekonomisinde 2. çeyrekteki yüzde 0,6'lık daralmayı teyit etti.
İş gücü piyasasının Fed'in agresif faiz artırımları ve yavaşlayan talebe rağmen dirençli kaldığına işaret eden verilerin ardından New York borsasında sert düşüş gözlendi. Dow Jones endeksi yüzde 1,54, S&P 500 endeksi yüzde 2,11 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,84 değer kaybetti. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yüzde 3,73'lerden yükselişe geçerek yüzde 3,78'de dengelendi. Dolar endeksi ise dün yüzde 1'in üzerinde düşüş kaydederek 111,9'dan kapanmasının ardından bugün 112,1 seviyesinde bulunuyor.
Avrupa tarafında enerji krizine ilişkin gelişmeler enflasyonist baskıları canlı tutarken, şirketler tarafından karlarda düşüşe işaret eden açıklamalar da resesyon endişelerinin gündemde kalmasına neden oluyor. Öte yandan dün Londra Metal Borsası'nın Rus metalinin arzına yönelik yasak hazırlığı içinde olduğuna dair haberler ile alüminyum fiyatlarında gün içinde yüzde 7'ye varan yükseliş yaşandı.
Makroekonomi veri tarafında da Almanya'da ağustosta yüzde 7,9 olan yıllık enflasyonun, eylülde yüzde 10'a çıkarak Aralık 1951'den bu yana en yüksek orana ulaştığı bildirildi. Bu durum karşısında Almanya Başbakanı Olaf Scholz, tüketicileri ve şirketleri yüksek enerji maliyetlerinden korumak için 200 milyar avro değerinde fon oluşturulacağını duyurdu.
Bu gelişmelerle dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,71, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,53 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,77 değer kaybetti. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa karşı alınacak önlemleri görüşmek üzere bugün Brüksel'de yapacağı toplantı öncesi avro/dolar paritesi 0,98'in hemen üzerinde işlem görüyor.
Asya tarafında bugün açıklanan verilere göre, Japonya'da ağustosta perakende satışlar yıllık yüzde 4,1 ve sanayi üretimi yıllık yüzde 3,4 artarak beklentileri aştı. Ülkede işsizlik oranı da ağustosta yüzde 2,5 ile değişmezken, tüketici güven endeksi eylülde 30,8'e geriledi. Çin'de ise eylül ayında imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 50,1'e yükseldi, hizmet sektörü PMI 50,6'ya geriledi.
Öte yandan Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) dün 3. çeyrek olağan toplantısına dair yapılan açıklamada, yuanda istikrarın sağlanacağını belirtilmesinin ardından dolar/yuan paritesi 7,21 seviyelerinden düşüşe geçerek 7,11'de dengelendi. Bu gelişmelerle kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yatay seyrederken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,2 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,3 değer kaybetti. Hindistan Merkez Bankası'nın politika faizini beklentiler doğrultusunda 50 baz puan artırmasının ardından Sensex endeksi ise yüzde 0,9 yükseldi.
Yurt içinde dün oldukça dalgalı bir seyir izlenen Borsa İstanbul'da, kapanışa doğru artan satışlarla BIST 100 endeksi yüzde 1,6 değer kaybederek 3.146,89 puandan günü tamamladı. Dolar/TL ise dün yüzde 0,06 düşüşle 18,4989'dan kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 18,5330'dan işlem görüyor.
Analistler, küresel piyasalarda enflasyon ve resesyon endişelerinin sürmesinin, yatırımcı risk iştahında kalıcı bir iyileşmeye engel olduğunu belirterek, oynaklığın bir müddet daha devam edebileceğini söyledi.
Bugün piyasalar kapandıktan sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin not görünümüne ilişkin değerlendirmesini açıklamasının beklendiğini aktaran analistler, veri gündeminde ise İngiltere'de büyüme ve Avro Bölgesi'nde enflasyonun öne çıktığını bildirdi.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 3.140 ve 3.050 seviyelerinin destek, 3.320 puanın direnç konumunda bulunduğunu ifade etti.
S&P, en son 1 Nisan'daki değerlendirmesinde, Türkiye'nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunu "B+" olarak teyit ederken, yerel para cinsinden kredi notunu ise "BB-"den "B+"ya indirmiş not görünümü ise "negatif" olarak korumuştu.
Kuruluş dün Türkiye'nin bu yıla ilişkin büyüme beklentisini 1,7 puan artırarak yüzde 5,2'ye, 2023 için de 1,1 puan yükselterek yüzde 2,8'e revize etti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
09.00 İngiltere, 2. çeyrek büyüme
10.00 Türkiye, ağustos ayı dış ticaret dengesi
10.55 Almanya, eylül ayı işsizlik oranı
12.00 Avro Bölgesi, ağustos ayı işsizlik oranı
12.00 Avro Bölgesi, eylül ayı TÜFE
15.30 ABD, ağustos ayı kişisel gelir ve harcamalar
17.00 ABD, eylül ayı Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi |
954497 | # Fed piyasaları faiz artışı için hazırladı
## Özet
Fed, beklentiler doğrultusunda kasım ayı toplantısında faiz değişikliğine gitmezken, aralık ayı toplantısına ilişkin faiz artışı beklentileri yüzde 92'ye çıktı.
## İçerik
İSTANBUL - Bekir Gürdamar
**ABD Merkez Bankası** (Fed) beklentiler doğrultusunda** faiz**leri yüzde 1,00-1,25 aralığında sabit tutarken, karar metninde kullanılan ifadelerle **piyasalar**ı, aralık ayında 0,25 baz puanlık artışın geleceği yönünde hazırladı. Kasım ayı toplantısı öncesinde yüzde 60'lara kadar gerileyen aralık ayındaki toplantıda faiz artışına ilişkin beklentiler, toplantı sonrasında yüzde 92'ye çıktı.
Fed Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC), dün yayımlanan karar metninde, faiz oranının yüzde 1,00-1,25 aralığında sabit tutma kararının oy birliğiyle alındığı belirtilerek, "FOMC'nin eylül toplantısından bu yana alınan veriler, iş gücü piyasasının güçlenmeye devam ettiğini ve ekonomik aktivitelerin kasırgalara rağmen sağlam hızda arttığını gösterdi. Kasırgalar, istihdamın eylülde düşmesine neden olsa da işsizlik gerilemeye devam etti. Hanehalkı harcamaları ılımlı artışını sürdürüyor ve sabit yatırımlardaki büyüme son çeyreklerde hızlandı." ifadeleri kullanıldı.
Analistler, Fed'in yılbaşından bu yana uyguladığı iletişim politikası ile piyasaları kademeli faiz artışı için hazırladığını ve aralık ayında beklentiler doğrultusunda 0,25 baz puanlık faiz artışı yapılması durumunda bu yılki 3 sefer faiz artışı yapılacağı yönündeki yönlendirmenin de gerçekleşmiş olacağını ifade etti.
Fed'in uyguladığı sözle yönlendirmeyle piyasaları faiz artışlarına bir iki ay önceden hazırladığına dikkati çeken analistler, böylece özellikle kur ve faiz tarafında oynaklığın azalmasını sağladığını dile getirdi.
### "Aralık ayı toplantısında faiz artırımı masada"
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Seda Yalçınkaya, Fed'in karar metninde kasırgalara rağmen ekonomik aktivitenin güçlendiği ifadelerinin dikkati çektiğini kaydetti. Ayrıca Fed'in, kasırga sonucu benzin fiyatlarındaki artıştan dolayı eylül ayında enflasyonun yükseldiğini, ancak çekirdek enflasyonda yumuşak seyrin sürdüğüne işaret ettiğini söyleyen Yalçınkaya, "Kararda sürpriz yok, karar metninin de beklediğimiz yönde geldiğini söylemek mümkün. Aralık ayı toplantısında faiz artırımı masada" ifadelerini kullandı.
### "Son zamanların en etkisiz toplantılardan biri oldu"
Reel Kapital Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, istifa eden Stanley Fischer’ın yerine FOMC’ye atanan Randal Quarles’ın guvernörlerden birisi olarak ilk defa katıldığı toplantının, gerek beklentiler, gerekse de basın toplantısı olmaması nedeniyle son zamanların en etkisiz toplantılardan biri olduğunu kaydetti.
Karar metninde aralık ayındaki olası politika aksiyonuna herhangi bir atıfta bulunulmamasına karşın, ekonomik büyüme için şimdiye kadar kullanılan “ılımlı” ibaresinin “güçlü oranda” diye değiştirildiğine dikkati çeken Erkan, "Metinde yer alan bu değişiklik toplantı kararının teorik olarak şahin şeklinde nitelendirilmesine neden oldu." dedi. |
1158807 | # 'Sadeleşme, TL varlıklar ve yabancı algı açısından pozitif'
## Özet
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sadeleşme adımının Türk lirası varlıklar ve yabancı algısı açısından pozitif olduğunu dile getirdi.
## İçerik
İSTANBUL - MURAT BİRİNCİ
Merkez Bankası'nın sadeleşme adımına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan ekonomistler, dün akşam Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın iftar buluşmasında sadeleşme yönünde adım atılacağı sinyalini aldıklarını belirtti.
Ekonomistler, kararın bu kadar hızlı alınacağını beklemediklerini, ancak sadeleşme yönünde atılan bu adımın Türk lirası varlıklar ve yabancı algısı açısından son derece pozitif olduğunu vurguladı.
Kararın hem yabancı yatırımcılar hem piyasa oyuncuları açısından daha anlaşılabilir ve öngörülebilir politika uygulanacağına işaret ettiğini söyleyen ekonomistler, TCMB'nin geleneksel çerçevede sıkı duruşa geçmesinin finansal istikrarın tekrar sağlanmasında destekleyici olacağını ifade etti.
Merkez Bankası'nın sadeleşme adımı ile 1 Haziran itibarıyla bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının Merkez Bankası politika faizi ve oranın yüzde 16,50 olacağını belirten ekonomistler, gecelik borç alma faizinin yüzde 15, gecelik borç verme faizinin yüzde 18 ve Geç Likidite Penceresi borç verme faizinin yüzde 19,5 şeklinde oluşacağını sözlerine ekledi.
### "1 hafta vadeli repo ihalelerine geri dönülecek"
**AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi,** uzun bir süredir TCMB'nin haftalık repo ihalesi düzenlemediğini ve tüm fonlamayı GLP üzerinden sağladığını belirtti.
Yapılan açıklamadan artık GLP fonlamasının (istisnai durumlar hariç) kullanılmayacağını anladığını ifade eden Bürümcekçi, bunun yerine fonlamanın eskiden olduğu gibi haftalık repo ihaleleri ile sağlanacağını ve söz konusu faizin yeniden politika (gösterge) faizi niteliğine kavuşacağını söyledi.
Bürümcekçi, yapılan açıklamadan 1 Haziran'dan itibaren 1 hafta vadeli repo ihalelerine geri dönüleceğini anladığını dile getirdi.
Miktar ihalelerindeki sabit faizin para politikası duruşunun gevşememesi açısından mevcut GLP faiz oranı (yüzde 16,5) seviyesinde belirlendiğini bildiren Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Ayrıca, haftalık repo etrafında +/- 150 baz puanlık simetrik ve dar bir faiz koridoru oluşacağı belirtildiğinden, koridorun alt ve üst sınırlarını oluşturan gecelik borç alma ve borç verme (marjinal fonlama oranı) faizleri sırası ile yüzde 7,25 ve yüzde 9,25 seviyelerinden yüzde 15 ve yüzde 18 seviyesine çıkacaktır. GLP faiz oranı ise, TCMB tarafından ayrıca ilan edilmeyecek, belirlenen formüle göre gecelik borç verme faiz oranı üzerine 150 baz puan ilave edilerek uygulanacaktır. Ayrıca, 117 milyar TL düzeyindeki fonlama bir gün içinde haftalık repo ihalesi ile karşılanamayacağından, bir hafta olacak geçiş sürecinde gecelik fonlama devam edecektir. Bu durumda, yeni faiz koridoru 1 Haziran itibarıyla gecelik borç alma faizi yüzde 15, haftalık repo faizi yüzde 16,5, gecelik borç verme faizi yüzde 18 ve GLP faizi yüzde 19,5 şeklinde oluşacak."
### "Sadeleşme adımı, TL varlıklar açısından olumlu"
İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin, kararın TL varlıklar açısından olumlu olduğunu belirterek, "Son dönemde ekonomi politikalarıyla ilgili oluşan endişeler dikkate alındığında, ileriye yönelik planlar anlatılmasının yerine somut adımlar görmeyi bekliyor yatırımcılar." dedi.
Bu anlamda, sadeleşmenin bir an önce hayata geçirilmiş olmasının olumlu etkisi yaratacağını ifade eden Sezgin, Merkez Bankası'nın, hali hazırda uzun bir zamandır tek faizle ilerlediğini ifade etti.
Sezgin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ancak çerçeve olarak da sadeleşilmesi ve bunun adını konulması belirsizlikleri daha da azaltıyor. Daha anlaşılabilir ve öngörülebilir politika olacak. Ayrıca, oluşturulan koridora bakılırsa bazı günlerde Merkez Bankası mevcut durumdan daha sıkı bir duruş da gösterebilme esnekliği elde etmiş olacak. Bu da fiyat istikrarı ve TL açısından pozitif bir gelişme. 7 Haziran'da daha fazla adım atılmasına yönelik ihtiyacı da büyük ölçüde ortadan kaldırabilir. Merkez Bankası'nın adımlarının ekonomi yönetiminin mali disiplinin tesis edilmesine yönelik adımları ve ekonominin kademeli bir şekilde yavaşlamasına izin verilmesine yönelik net bir duruş ile desteklenmesi gerekir. Bunlar da yapılırsa, piyasadaki olumluya dönen hava belirginleşebilir."
### "GLP, artık ana politika aracı olmaktan çıkıyor"
**Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı**, para politikasında sadeleşmenin nihai adımının gerçekleştiğini belirtti. Politika faizinin, bir haftalık repo ihale faiz oranı olarak netleştiğini ve faiz koridorunun da yüzde 15-18 bandında simetrik hale getirildiğini söyleyen Tokalı, şunları kaydetti:
"Böylece, bir haftalık repo ihale faiz oranı yüzde 8'den yüzde 16,5'e, faiz koridorunun üst bandı da yüzde 9,25'ten yüzde 18'e yükseliyor. GLP artık ana politika aracı olmaktan çıkıyor. Eskiden olduğu gibi, olağanüstü durumlarda başvurulabilecek araç olma durumuna geri dönüyor. Faizi de gecelik borç verme faiz oranının 150 baz puan üzerinde yani yüzde 19,5. Küresel normalleşme eğiliminde hem dünya merkez bankaları hem de piyasalar tarafından hemfikir olduğu mevcut konjonktürde, TCMB'nin de geleneksel çerçevede sıkı duruşa geçmesinin finansal istikrarın tekrar sağlanmasında destekleyici olacağını düşünüyoruz. Maliye politikasında da 'mali kural'ın örtük şekilde de olsa uygulanmaya başlanmasının da eşlik etmesi durumunda, TL varlıklarına yönelik toparlanma süreci hız kazanabilir."
### "TL'de değer kazanma eğilimi devam edebilir"
**QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı** dün akşamki toplantıda aslında TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın "önümüzdeki günlerde" bu adımın geleceğinin sinyalini açık bir biçimde verdiğini belirterek, "Sayın Çetinkaya bunun sinyalini verdiğinde kendimi müthiş hissettim ve içimden 'nihayet' dedim. Ancak, kararın bu kadar çabuk alınması sürpriz oldu. Sonunda, çok uzun süredir beklediğimiz, özlediğimiz tek faizin aktif olarak kullanıldığı basitleştirilmiş faiz çerçevesine ulaşmış olduk." dedi.
Bu hamleyle TCMB'nin sadece para politikasını daha sade ve anlaşılabilir kılmakla kalmadığını, aynı zamanda piyasaya normalleşme yolundaki en önemli hamleyi yapabileceğini de göstererek son dönemde kaybettiği kredibiliteyi de yeniden tesis etme yolunda büyük bir adım attığını vurgulayan Kanlı, bu kararın kuşkusuz ki TL ve TL cinsi varlıklar için olumlu olduğunu dile getirdi.
Kanlı, TL'de değer kazanma eğiliminin devam etmesini bekledikleri ifade ederek, "TL varlıklara da yeni bir ivme verebilir karar. Haziran ayında herhangi bir faiz artışı beklemeye mahal yok." diye konuştu.
### "TL'nin açığa satılma ivmesi kırılacak"
**DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek**, sadeleşme hamlesinin gecikmeli de olsa atılmış olduğunu belirtti. PPK kararı sonrası gelen Eximbank açıklaması ile birlikte değerlendirildiğinde döviz talebini azaltıcı etkide bulunmasını beklediklerini söyleyen Gödek, Türk lirasının açığa satılma ivmesinin kırılacağına dikkati çekti.
Gödek, sözlü ifadelerin ardından aksiyona geçilmiş olması ve bunun için 7 Haziran tarihinin beklenmemesinin gayet olumlu olduğunu vurguladı.
Bu kararın Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın Londra ziyaretine denk getirilmesinin de yabancı yatırımcı nezdinde bozulan algıyı toparlamak adına gayet önemli ve pozitif olduğunu ifade eden Gödek, şunları kaydetti:
"Böylece, Ocak 2017'den bu yana ilk kez haftalık repo ile fonlama gerçekleşecek. Gerektiği durumda faiz koridorunun üst bant oranı da aktifleştirilecek. Merkez Bankası'nın aktif davranma durumu daha da belirginleşiyor. GLP de koridorun üst bant oranı üzerinde bir seviyede belirleneceğinden resmin bütünü daha anlamlı hale geliyor. Yerel varlıkların fiyatlaması açısından hamleyi doğru buluyoruz. Uzun vadeli faizler üzerinde etkisi düşüş yönlü olabilir." |
1985559 | # ABD'de dayanıklı mal siparişleri ağustosta beklentileri karşılayamadı
## Özet
Ülkede dayanıklı mal siparişleri, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 0,4 artarak 232,8 milyar dolara yükseldi. Piyasa beklentisinin altında sınırlı bir artış gösteren verinin, söz konusu dönemde yüzde 1,5 artması tahmin ediliyordu.
## İçerik
ABD'de dayanıklı mal siparişleri, ağustosta bir önceki aya göre beklenenden az bir yükseliş göstererek yüzde 0,4 artışla 232,8 milyar dolara çıktı.
ABD Ticaret Bakanlığı, ağustos ayına ilişkin dayanıklı mal siparişleri verilerini açıkladı.
Buna göre, dayanıklı mallara yönelik siparişler, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 0,4 artarak 232,8 milyar dolara yükseldi.
Ekonomik normalleşmenin başlamasıyla mayıs ayında yakaladığı toparlanma eğiliminde yavaşlama kaydeden ve piyasa beklentisinin altında kalan verinin, bu dönemde yüzde 1,5 artması öngörülüyordu.
Siparişlerin ağustos ayındaki yükselişinde, savunma dışı sermaye mallarındaki artış etkili oldu. Ağustosta savunma dışı sermaye mallarına yönelik siparişler aylık yüzde 7,8'lik artış gösterdi.
Temmuz ayına ait dayanıklı mal siparişlerindeki artış ise yüzde 11,7'ye, siparişlerin toplam tutarı da 231,8 milyar dolara revize edildi.
Ömrü en az 3 yılı bulan ürünlerden oluşan dayanıklı tüketim mallarına yönelik siparişler, sanayi üretimine ilişkin bilgi vermesi açısından önem taşıyor. |
1988466 | # AB'den İngiltere'ye çalışmaları hızlandırma çağrısı
## Özet
AB, İngiltere ile yapılan Brexit ayrılık anlaşmasının uygulanmasına yönelik çalışmalara hız verilmesini istedi.
## İçerik
Avrupa Birliği (**AB**) Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, Brüksel'de yapılan AB-İngiltere Ayrılık Anlaşması Ortak Komite Toplantısı bitiminde gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıda, ayrılık anlaşmasının tam, zamanında ve etkili biçimde uygulanması konusunu ele aldıklarını bildiren Sefcovic, hazırlık çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini söyledi.
Sefcovic, İngiltere'ye uygulanan geçiş sürecinin bitimine 100 günden daha az vakit kaldığını anımsatarak, "Halen yapılacak çok iş var." dedi.
Ayrılık sonrasında AB ve İngiliz vatandaşlarının haklarını korumaya yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Sefcovic, AB ülkelerinin İngiltere vatandaşlarının yerleşimine yönelik programlarını hazırladığını, İngiltere'nin AB vatandaşlarına yönelik uyguladığı sistemin ise endişeye neden olduğunu söyledi.
Sefcovic, İngiltere'deki programının aynı statüye sahip AB vatandaşlarını farklı kategorilere ayırdığını, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
### "Pozisyonlar uzak"
İrlanda ile Kuzey İrlanda protokolünün işleyişinde gümrük sistemleri, işletmelerin kayıt altına alınması gibi alanlarda çalışmaların hızlandırılması gerektiğini belirten Sefcovic, pek çok zorlu konuda AB ile İngiltere pozisyonlarının birbirinden uzak olduğunu söyledi.
AB tarafının, İngiliz hükümetinin hazırladığı İç Piyasalar Yasa Tasarısı'nı ay sonuna kadar geri çekmesini talep ettiğini hatırlatan Sefcovic, tasarının mevcut haliyle ayrılık anlaşmasını ve uluslararası hukuku ciddi biçimde ihlal ettiğini kaydetti.
### İngiltere protestosu
İngiltere Başbakan Yardımcısı Michael Gove, toplantının bitiminde AB Komisyonu binası çıkışında bir grup tarafından protesto edildi.
Protestocular, "İngiltere anlaşmalara sadık kalır" ve "Hukukun üstünlüğü" yazılı afiş açtı.
Protestoculardan birisi, Gove'un aracının önüne geçerek pankart açtı.
### Komite hakkında
Ayrılık Anlaşması Ortak Komitesi, AB ve İngiltere'nin Brexit anlaşmasının uygulanmasını ve yorumlanmasını denetlemek ile ortaya çıkabilecek sorunların çözümü amacıyla kurulmuştu.
Anlaşma gereği tarafların talep etmesi halinde Komite'nin, 30 gün içinde bir araya gelmesi ve sorunları ele alması gerekiyor.
### Brexit süreci
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
Uzun süren tartışmaların ardından AB'yle varılan anlaşma, Aralık 2019'da ülke parlamentosunda kabul edilmiş ve İngiltere, 31 Ocak'ta AB'den ayrılmıştı.
### Müzakereler
İngiltere, AB ile ticaret başta olmak üzere, ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyor.
Müzakerelerde, ticaretin yanı sıra balıkçılık, havacılık, ilaç ve güvenliğe kadar çeşitli konular ele alınıyor.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık 2020 sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacak.
Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyor. |
2528869 | # Küresel piyasalar, Rusya ile Ukrayna arasında artan diplomasi ihtimali ile pozitif seyrediyor
## İçerik
Küresel piyasalarda bir süredir devam eden savaş fiyatlaması, Rusya ve Ukrayna'nın sorunu masa başında çözebileceği beklentisinin artmasıyla yerini pozitif görünüme bıraktı.
Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin haber akışı varlık fiyatları üzerinde en etkili faktör olmayı sürdürüyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın Ukrayna ile ilgili problemleri müzakere yoluyla çözmelerinin daha iyi olacağına yönelik açıklaması piyasalarda pozitif karşılanırken, borsalarda yükseliş, altın, petrol ve tahvil fiyatlarında düşüşler görüldü.
Avrupa borsalarında bugün yükselişler yüzde 4'ü aşarken, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 5 değer kazancıyla öne çıktı.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi de hafta başından bu yana devam eden yükseliş eğiliminin ivme kazanmasıyla şu sıralarda yaklaşık yüzde 1,6 değer kazancıyla 2.050 seviyelerinde seyrediyor.
Hafta başından bu yana yaklaşık yüzde 3 gerileyen New York borsasında ise bugün vadeli işlemlerde endeks kontratları yüzde 2'ye yakın artışla işlem görüyor.
### Altın ve petrol fiyatları geriliyor
Rusya-Ukrayna savaşında sorunun müzakerelerle çözülebileceği ihtimaliyle altın, petrol ve tahvil fiyatları ise düşüşe geçti.
Dün 2.070 dolarla Ağustos 2020'den bu yana gördüğü en yüksek seviyeye çıkan altının ons fiyatı, şu sıralarda önceki kapanışa göre yüzde 1,8 azalışla 2.015 dolara kadar gerilerken, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2,5 düşüşle 124,1 dolardan işlem görüyor. Brent petrolün varil fiyatı dün ABD'nin Rusya'dan petrol ve doğal gaz ithalatını yasaklamasıyla 139,1 dolarla son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı.
Tahvil piyasalarında ise artan satış baskısıyla ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,91 seviyelerine çıkarken, dolar endeksi yüzde 0,6 gerileyerek 98,5'e indi.
Analistler, Ukrayna'daki gelişmeler ve açıklamaların piyasaların yönü üzerinde belirleyici olmaya devam edeceğini belirterek, oynaklığın yüksek olması nedeniyle yatırımcıların temkinli davranması gerektiğini ifade etti.
Diplomasiye dönüleceği yönündeki açıklamaların piyasaları pozitif etkileyeceğini aktaran analistler, enerji ve emtia fiyatlarında düşüşün devam etmesi durumunda pay piyasalarındaki yükselişlerin kalıcı olabileceğini kaydetti. |
2385580 | # Yurt dışında yerleşikler 92,8 milyon dolarlık hisse senedi sattı
## Özet
Yurt dışında yerleşik kişiler, geçen hafta net 92,8 milyon dolarlık hisse senedi, 201,1 milyon dolarlık DİBS ve 1,1 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri sattı.
## İçerik
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 1 Ekim ile biten haftada net 92,8 milyon dolarlık hisse senedi, 201,1 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ve 1,1 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) sattı.
Yurt dışında yerleşik kişilerin 24 Eylül itibarıyla 21 milyar 820,3 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 1 Ekim'de 21 milyar 408,4 milyon dolara geriledi.
Aynı dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 6 milyar 755,8 milyon dolardan 6 milyar 283,9 milyon dolara, ŞBS stokları ise 253,7 milyon dolardan 246,3 milyon dolara düştü. |
2703523 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,76 değer kazancıyla 3.484,42 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 26,39 puan artarken, toplam işlem hacmi 75,2 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 1,16 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 1,56 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,29 ile ulaştırma, en çok kaybettiren yüzde 1,70 ile metal ana sanayii oldu.
Analistler, yatırımcıların enflasyon ve resesyon riski arasında gidip gelen fiyatlamalarının piyasalarda dalgalanmalara neden olduğunu belirterek, para politikaları ve ekonomik aktivite belirsizlikleri nedeniyle oynaklığın sürebileceğini söyledi.
Yurt içinde ise 3. çeyrek şirket bilançoları öncesi yükseliş eğiliminin devam edebileceğini aktaran analistler, yarın yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise Almanya'da fabrika siparişleri, Avro Bölgesi'nde perakende satışlar, ABD'de haftalık işsizlik başvurularının öne çıkacağını söyledi.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 3.200 puanın destek, 3.500 ve 3.550 seviyelerinin direnç konumunda bulunduğunu kaydetti. |
2610794 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,11 değer kaybıyla 2.543,10 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 28,46 puan azalırken, toplam işlem hacmi 41,6 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 1,89 değer kazanırken, holding endeksi yüzde 2,04 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 5,83 ile inşaat, en çok kaybettiren yüzde 4,22 ile madencilik oldu.
ABD’de enflasyon mayısta yıllık yüzde 8,6 ile 1981'den bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye çıktı.
Analistler, ABD'de enflasyonun beklentileri aşmasıyla ABD Merkez Bankası'nın (Fed) sıkılaşma sürecini daha agresif yürüteceğine dair beklentilerin güçlendiğini ve bunun da pay piyasalarında satış baskısının sürmesine neden olduğunu belirtti.
Haftaya Fed, İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) faiz kararlarının piyasaların odağında bulunacağını ifade eden analistler, veri gündeminde ise yurt içinde sanayi üretimi ve ödemeler dengesi, yurt dışında ise ABD'de ve Çin'de sanayi üretimi, Avro Bölgesinde ve Almanya'da enflasyon başta olmak üzere yoğun veri gündeminin takip edileceğini bildirdi.
ABD'de açıklanan enflasyon sonrasında ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin 3,1420 ile 1 ayın en yüksek seviyesini gördüğünü aktaran analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.600 puanın direnç, 2.500 ve 2.440 puanın destek konumunda bulunduğunu bildirdi.
AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının nisanda 3 milyar 390 milyon dolar açık vermesini bekliyor.
Ekonomistler, 2022 sonunda ise cari işlemler hesabının 40 milyar 720 milyon dolar açık vermesini tahmin ediyor.
Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin nisanda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artmasını öngören ekonomistler, nisanda arındırılmamış sanayi üretim endeksinin de yıllık bazda yüzde 7,6 artacağını bekliyor. |
2645947 | # Fed'in faiz oranlarını yıl sonuna kadar yüzde 3,5-4,00 seviyelerine çıkarması bekleniyor
## Özet
Piyasalar ABD Merkez Bankası'nın (Fed) temmuz ayı toplantısında 75 baz puanlık artırım yapmasını fiyatlarken, bankanın politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 3,5-4,00 seviyelerine çıkarması öngörülüyor.
## İçerik
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in bu hafta yüzde 80 ihtimalle 75 baz puanlık faiz artışıyla yetineceği tahmin edilirken, eylül toplantısında bankanın yüzde 51 ihtimalle 50 baz puan ve yüzde 40 ihtimalle 75 baz puanlık faiz artışı yapılacağı öngörülüyor.
Piyasalarda, bankanın politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 3,5-4,00 seviyelerine çıkarması öngörülüyor.
### ''Toplantıda, bilanço küçültmenin de belirlenen takvime göre devam edeceğinin belirtilebilir''
Berenberg ABD, Amerika, Asya Başekonomisti Mickey Levy, konuya ilişkin olarak AA muhabirine yaptığı değerlendirmede Fed'in faizleri 75 baz puan artıracağı öngörüsünde bulundu.
Toplantıda, enflasyonu düşürmenin en önemli öncelik olduğunun vurgulanacağını dile getiren Levy, bilanço küçültmenin de belirlenen takvime göre devam edeceğinin belirtilebileceğini aktardı.
FWD Bonds'un Başekonomisti Chris Rupkey de piyasaların haftalardır 75 baz puanlık bir artırımı düşündüğünü ve ani bir değişiklik beklemediğini belirterek, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Fed toplantısından önce 50 baz puanlık artırım fikrini ortaya atan en son banka olduğunu dile getirdi.
Fed'in agresif artışlarla faiz oranlarını nötr denilen seviyelere çıkardığını söyleyen Rupkey, ''İlerde kıvılcım çıkaracak aksiyonlara daha az ihtiyaç olacak gibi gözüküyor." dedi.
Rupkey, işten çıkarmalar ve konut satışları gibi erken uyarı niteliğindeki bazı ekonomik göstergelerden ekonominin yavaşladığına dair belirsiz işaretler olduğunu dile getirerek, bu nedenle Fed'in enflasyon mücadelesinde yılın başında olduğundan daha az geride kaldığını kaydetti.
Parasal sıkılaşmada daha ölçülü bir yaklaşıma geçme zamanının geldiğini belirten Rupkey, bu durumda eylülde 50 baz puan, kasımda 25 baz puan ve aralıkta 25 baz puan anlamına gelecek olan, yılsonuna kadar faiz oranlarını yüzde 3,5'e çekme yönündeki tahminin korunabileceğini ifade etti.
### "Fed'in enflasyondaki kalıcılığı hala hafife alıyor"
Rabobank Kıdemli ABD Stratejisti Philip Marey, Fed'in temmuz toplantısında 75 baz puanlık artışa gidebileceğini aktardı.
Fed'in politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 3,75-4,00 aralığına yükseltebileceğini dile getiren Marey, "Ancak, Fed'in enflasyondaki kalıcılığı hâlâ hafife aldığını ve ABD'de bir ücret-fiyat sarmalının başladığını henüz kabul etmediğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. |
3105686 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,40 yükselişle 7.905,35 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 31,19 puan ve yüzde 0,40 değer kazanarak 7.905,35 puana çıktı.
Bankacılık endeksi yüzde 0,56 ve holding endeksi yüzde 0,18 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,61 ile ticaret, en çok gerileyen ise yüzde 0,19 ile orman, kağıt, basım oldu.
Dün, alış ağırlık bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,78 değer kazancıyla 7.874,16 puandan tamamladı.
Analistler, küresel pay piyasalarında, bugün ABD'de açıklanacak enflasyon verileri öncesinde pozitif bir seyir izlendiğini ifade ederek, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) New York'ta başlayacak olan "Yatırımcı Günleri" toplantılarının yurt içi piyasaların odağına yerleştiğini söyledi.
Bugün ABD'de açıklanacak olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin, Fed'in gelecekteki faiz kararlarını şekillendirebileceğini aktaran analistler, ülkede yıllık enflasyonun yüzde 3,2 olmasının beklendiğini hatırlattı.
Analistler, bugün yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise ABD'de enflasyon verilerinin yanı sıra haftalık işsizlik maaşı başvurularının da takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 7.910 ve 8.060 seviyelerinin direnç, 7.820 ve 7.750 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti. |
1341831 | # Finansal piyasalarda 2018 böyle geçti
## Özet
Ülkeler arası siyasi ilişkilerin, bölgesel ve yerel jeopolitik risklerle daha kırılgan hale geldiği bir yıl olarak kayıtlara geçen 2018'in ilk yarısında, Brexit, ticarette korumacı politikalar ve Fed'in faiz artırımları yakından takip edildi.
## İçerik
İSTANBUL
Ülkeler arası siyasi ilişkilerin, bölgesel ve yerel jeopolitik risklerle daha kırılgan hale geldiği bir yıl olarak kayıtlara geçen 2018'in ilk yarısında, Brexit, ticarette korumacı politikalar, Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçimi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) spekülatif kur atakları karşısında attığı adımlar piyasalarda öne çıkan gelişmeler olarak izlendi.
Yılın ilk ayından itibaren ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel ekonomiyi etkisi altına alan ticarette korumacı yaklaşımı, finansal piyasalarda ticaret savaşı tedirginliklerini beraberinde getirdi. Yıl boyunca gündemdeki sıcaklığını koruyan gümrük vergilerinin artırılması konusunda özellikle ABD ve Çin tarafından gelen karşılıklı misillemeler ve diğer ülkelerin ABD'ye tepkileri yakından takip edildi.
Merkez bankalarının 2008 küresel ekonomik kriz sonrası uyguladığı geleneksel olmayan para politikalarını normalleştirme kapsamında attığı adımlar ve tahvil piyasasında yaşanan hareketlilik de piyasaların odağında olan diğer gelişmeler olarak öne çıktı.
Tahvil faizlerinin, Temmuz 2016'da tarihi dip seviyeleri görmesi sonrası ilk yarıda ABD önderliğinde yükseliş trendine girdiği görülürken, bu durumun Çin, Brezilya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin tahvil piyasasına da taşınması dikkati çekti. Tüm dünyada faiz oranlarını etkileyen ve gösterge niteliği taşıyan ABD 10 yıllık tahvil faizleri yıla başladığı yüzde 2,41 seviyelerinden ilk yarıda kademeli yükselerek yüzde 3,13'e kadar ulaştı.
Bu yıla 3 faiz artırımı beklentisi ile başlayan ABD Merkez Bankası (Fed), bu artırımların ikisini ilk yarıda gerçekleştirdi. Janet Yellen'dan koltuğu şubat ayında devralan Jerome Powell, bankanın normalleşme adımlarına devam etti ve politika faizini mart ve haziran ayında gerçekleştirdiği toplantılarda 25'er baz puan yükselterek yüzde 1,75-2,00 bandına çıkardı.
Fed, ekonomisindeki iyileşmeye paralel normalleşme adımlarını hızlandırdı ve yılı 4 faiz artışıyla tamamlamayı planladığına işaret etti.
### Avrupa ekonomisi zor bir yılı deneyimledi
ABD'nin ticarette korumacı yaklaşımı, Brexit, İtalya'da hükümet krizi ve Avro Bölgesi'ne bağlı bazı ülkelerde borç sorunlarının baş göstermesi ile zor bir yılı deneyimleyen Avrupa tarafında, ekonomi ve finansal piyasalar açısından volatilitenin yüksek olduğu bir dönem yaşandı.
Söz konusu gelişmelerle bölge ekonomisinde büyüme güç kaybederken, bu durum karşısında Avrupa Merkez Bankası (ECB), ABD'nin normalleşme adımlarına faiz artırımı şeklinde karşılık veremese de 14 Haziran toplantısında aylık 30 milyar avroluk varlık alımlarını yıl sonunda sonlandıracağını duyurdu.
İngiltere ekonomisi, 2018'de Theresa May hükümetinin geleceği ve Brexit süreci başta olmak üzere birçok belirsizlikle karşı karşıya kaldı.
Bu gelişmelere, Rusya ile İngiltere arasında mart ayında baş gösteren ajan krizinin AB geneline yayılması ve diplomat krizine dönüşmesi de eklenince İngiltere Merkez Bankası (BoE), ilk yarıda hiç aksiyon alamadı.
### TCMB'den 8 yıl sonra gelen sadeleşme
Tarih boyunca jeopolitik konumunun getirdiği zorluklarla karşı karşıya kalan Türkiye'de ise yılın ilk yarısında ABD ile bozulan siyasi ilişkiler, "Zeytin Dalı Harekatı" ile başlatılan Afrin operasyonu, Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçimi takip edildi. Bu dönemde spekülatif kur ataklarıyla da mücadele eden Türkiye'de, TCMB döviz likiditesini artırıcı yönde birçok aksiyon aldı.
Yıla 3,78 seviyelerinden başlayan dolar/TL'nin mayısta 4,9282'ye kadar yükselmesi karşısında TCMB, piyasaya sözlü müdahalede bulunurken, ilk yarıda bir olağan üstü toplantı gerçekleştirdi. Bunlara ilave olarak 2010 sonlarında devreye aldığı "geniş faiz koridoru" uygulamasını daha anlaşılır ve öngörülebilir hale getiren banka, 1 Haziran'dan itibaren para politikası çerçevesini sadeleştirdi. Tüm bunlar sonucunda ilk yarıda geç likidite penceresi borç verme faiz oranı, ilk yarıda 500 baz puan artarak yüzde 17,75 seviyesine ulaştı.
Bu süreçte Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yüzde 16,6 değer kaybederek ilk yarıyı 96.520,07 puandan tamamlarken, 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 11,72'den yükselişe geçerek yüzde 17'nin üzerini gördü. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 52,6 ile kazanmasının açısından piyasalarda önemli bir belirsizlik ortadan kalktı.
2018'in ikinci yarısında, korumacı yaklaşımların dünya ekonomilerine yansımaları ve Brexit belirsizliği derinleşirken, Türkiye'de spekülatif kur atakları karşısında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve politika yapıcıların piyasaları destekleyici hamleleri öne çıktı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel ekonomiyi etkisi altına alan ticarette korumacı yaklaşımı, finansal piyasalarda ticaret savaşı tedirginliği yaratarak dünya borsalarında sert düşüşleri beraberinde getirdi. Özellikle ikinci yarıda ABD'nin gümrük vergilerini artırması karşısında Çin ve Avrupa'dan misilleme gelmesi, siyasi ilişkilerin yeniden şekillenmesini doğurdu.
Jeopolitik risklerin gündemden düşmediği ikinci yarıda, tahvil faizlerindeki yükseliş, doların küresel çapta değer kazanmaya devam etmesi, gelişmekte olan ülke piyasalarına fon akışının zayıflaması yatırımcıları huzursuz etti.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) ikinci yarıda faiz artırım patikasına devam ettiği görülürken, yıl başında 3 olarak fiyatlanan faiz artırım beklentisi de 4'e çıktı. ABD Başkanı Donald Trump da Fed'in faiz artırımları karşısında eleştirilerde bulunarak, Beyaz Saray'ın 1992'den bu yana Fed'in para politikalarına ilişkin yorum yapmaktan kaçınması geleneğini ihlal etti. Fed'in son toplantısı olan 19 Aralık'ta da faizleri 25 baz puan artırarak yüzde 2,25-2,50 bandına çıkarması ve böylece yılı 4 faiz artırımı ile tamamlaması bekleniyor.
Fed'in faiz artırımlarına devam etmesi karşısında, Brexit ve İtalya'da hükümet krizi ile mücadele eden Avrupa tarafında Avrupa Merkez Bankası (ECB) aksiyon almamayı tercih etti.
### Dünya borsalarında derin kayıplar yaşandı
Yılın son döneminde Brexit'e ilişkin haber akışının yoğunlaşması dikkati çekti. İngiltere Başbakanı Theresa May'in ilan ettiği Brexit anlaşması, ülkede 3 bakanın istifası ve May'in liderliği için güven oylamasının yapılacağının bildirilmesi ile gölgelendi. "Anlaşmasız Brexit" tedirginlikleri ile çalkalanan finansal piyasalarda, İngiltere'nin AB'den resmen ayrılması planlanan 29 Mart 2019'a sayılı günler kala konuya ilişkin belirsizlikler sürüyor.
Tüm bu gelişmelerle 2018, dünya borsalarında derin kayıpların yaşandığı bir yıl olarak kayıtlara geçti. Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 21'in, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 16'nın, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 11'in, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 13'ün ve Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 5'in üzerinde kayıpla yılı kapatmaya hazırlanıyor.
ABD'de borsasında ise özellikle teknoloji hisselerinde sert düşüşlerin yaşandığı 2018 yılında, S&P 500 endeksinin yüzde 3 ve Dow Jones endeksinin yüzde 2,5'in üzerinde gerilediği görülüyor. Öte yandan dolar endeksinin, 2018'de 88,253 ile 4 yılın en düşük seviyesini görmesinin ardından, yılı 97'nin üzerinde tamamlamaya hazırlandığı gözleniyor.
### Türkiye, spekülatif kur atakları ile topyekün mücadele etti
Türkiye'de, 24 Haziran seçimlerinin ardından zaferini ilan eden Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni açıklaması, önemli bir belirsizliği ortadan kaldırdı. Özellikle bakanlık sayısının azaltılması ile bürokrasi tarafında önemli bir engel aşılırken, açıklanan kabine de piyasalar tarafından pozitif karşılandı.
Buna karşın Türkiye ekonomisine yönelik spekülatif ataklar yılın ikinci yarısında hız kazandı. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da arka arkaya aldığı "not indirim" kararları, piyasalardaki volatilitenin artmasını beraberinde getirirken, ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson davası da ABD ile siyasi ilişkilerde gerilime yol açtı.
Bu gelişmelerle yurt içinde enflasyon yükselirken, TCMB enflasyon beklentisi yılın son Enflasyon Raporu'nda 2018 sonu için yüzde 23,5, 2019 için yüzde 15,2 ve 2020 için yüzde 9,3 olarak belirlendi.
Bu süreçte TCMB, BDDK ve ekonomi yöneticilerinin aldığı tedbirler, Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ülke çapında başlatılan Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı piyasalara önemli ölçüde destek verdi ve sürecin hızlı bir şekilde bertaraf edilmesini sağladı. Tedbirler ile ekonomide dengelenme sürecine girilirken, ödemeler dengesi tarafında ekimde 2 milyar 770 milyon dolar cari fazla verildi.
TCMB, yılın ikinci yarısında bir kez daha piyasalara sözlü müdahalede bulunurken, 625 baz puanlık beklentilerin üzerinde faiz artırımı gerçekleştirerek güçlü bir parasal sıkılaştırma kararı aldı. Merkez Bankası böylece, yıl başından bu yana faizlerde 11,25 puanlık artırıma imza atarken, kurlardaki volatiliteyi düşürmek ve spekülatif atakları püskürtmek için de önemli aksiyonlar aldı.
BDDK tarafında özellikle swap sınırlaması ile yurt dışındaki traderların ucuz TL'ye ulaşımını kısıtlanırken, böylece spekülatif kar amacıyla TL satan oyunculara darbe vurdu.
Tüm bu gelişmelerin etkisiyle ağustos ayında 7,2169 ile tarihi zirvesini gören dolar/TL'nin, alınan tedbirlerle yılın son ayında 5,40 sınırında dengelenmesi sağlandı. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi ise küresel çapta yatırımcı risk algısındaki bozulmanın etkisiyle yılın son günlerinde yüzde 21'in üzerinde kayıpla 90.700 bandına geriledi. |
2632313 | # Dolar endeksi 20 yılın zirvesinde kalmaya devam ediyor
## Özet
ABD'de, enflasyon ve resesyon ikilemi arasında artan belirsizlikler güvenli liman olarak görülen varlıklara yönelimi hızlandırırken, güçlenen dolar talebiyle dolar endeksi de 20 yılın zirvesindeki seyrini koruyor.
## İçerik
Küresel çapta yüksek seyreden enflasyon karşısında merkez bankalarının bol likidite döneminden sıkı para politikalarına geçişi ivme kazanırken, bu durum dolar talebinin güçlü kalmasını beraberinde getiriyor. Söz konusu sıkı para politikalarının ülke ekonomilerinde resesyona yol açabileceği endişeleri de yatırımcı fiyatlamaları açısından ikilem yaratıyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından verilen mesajlar ise önceliğin enflasyonun kontrol altına alınmasına verildiğini gösteriyor.
Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 14-15 Haziran'da düzenlenen toplantısına ilişkin dün açıklanan tutanaklar, Banka'nın yüksek enflasyonun devam etmesi halinde para politikasında "daha kısıtlayıcı" olabileceğini ortaya koydu. Tutanaklarda, "Üyeler, ekonomik görünümün kısıtlayıcı bir politika duruşuna geçmeyi gerektirdiği konusunda hemfikirdi ve yüksek enflasyon baskılarının devam etmesi halinde daha da kısıtlayıcı bir duruşun uygun olabileceği ihtimalini kabul ettiler." ifadeleri kullanıldı.
Komite'nin politika duruşunu gerektiği gibi ayarlama kararlılığının sorgulanmaya başlanması halinde yüksek enflasyonun kalıcı hale gelebileceği riskine işaret edilen tutanaklarda, Fed yetkililerinin temmuzda 50 veya 75 baz puanlık bir faiz artışının uygun olacağını değerlendirdiği kaydedildi.
Tutanaklar öncesi dolar endeksi, dün 107,3 ile Aralık 2002'den bu yana en yüksek seviyeyi test ederken, bugün dünkü kapanış seviyesine göre yüzde 0,2'lik düşüşle 106,7 seviyesine gerilese de 20 yılın zirvesindeki seyrini sürdürüyor. Dolar endeksinin yılbaşından bu yana olan yükselişi ise yüzde 12'ye yaklaştı.
### Avro/dolar paritesi 20 yılın düşüğünde
Fed'in "şahin" politikalarını agresif şekilde devam ettireceği beklentileri ile güçlenen dolar, diğer para birimleri üzerinde de baskı yaratmaya devam ediyor. Avro/dolar paritesi, dün 1,0162 ile son 20 yılın en düşük seviyesine gerilemesinin ardından bugün 1,0190 seviyesinde hareket ediyor. Paritenin yılbaşından bu yana olan kaybı ise yüzde 10'u aştı.
Sterlin/dolar paritesi de 1,20'nin altındaki seyrine devam ederek Mart 2020'den bu yana gördüğü en düşük seviyelerdeki hareketini sürdürüyor.
Öte yandan, güçlü seyreden dolar, emtia fiyatlarını da baskılıyor. Brent petrolün varil fiyatı hafta başından bu yana yüzde 10'a yakın değer kaybıyla 100 dolar sınırına çekilirken, bakırın libresi yılbaşından bu yana yüzde 21 düşüşle 3,5 dolara indi.
Hafta başından bu yana yüzde 3,8 değer kaybeden altının ons fiyatı ise şu sıralarda 1.744 dolardan alıcı buluyor. |
538142 | # Küresel piyasalar Fed kararlarını bekliyor
## Özet
Küresel piyasalarda gözler bugün açıklanacak Fed kararlarına çevrilmişken, ABD'li ekonomistler toplantıya yönelik beklentilerini açıkladı.
## İçerik
WASHINGTON - Gülbin Yıldırım
Moody's Analytics Direktörü Ryan Sweet, Mott Capital Management Portföy Müdürü Michael Kramer ve American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Steve Oliner, **ABD Merkez Bankası** (**Fed**) Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) bu akşam açıklanacak kararları öncesinde AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Sweet, güncellenecek faiz projeksiyonlarının 25 baz puanlık üç faiz artışına işaret edeceğini dile getirerek, ''FOMC'nin karar metninde ve faiz projeksiyonlarında biraz daha şahin bir tavır takınacağını ve bu yıl için 25 baz puanlık üç faiz artışı sinyali vereceğini düşünüyorum'' diye konuştu.
**"Güvercin revizyonlar bekliyorum"**
Mott Capital Management Portföy Müdürü Michael Kramer ise Fed'in faiz artışına gitmeyeceğini ve projeksiyonlarda daha "güvercin" revizyonlar beklediğini anlattı.
Kramer, Fed'in ECB ve BoJ'un politikalarını da dikkate almak zorunda olduğunu savunarak, dolarda meydana gelecek ek güçlenmenin ABD ekonomisine büyük zarar vereceğinin altını çizdi.
**"Tek faiz artışı beklentisi ekonomiyle uyumlu değil"**
AEI Kıdemli Uzmanı ve Fed'de 25 yıl boyunca ekonomist olarak görev yapan Stephen Oliner ise piyasaların en fazla bir faiz artışı yapılacağı yönündeki beklentilerini yerinde bulmadığının altını çizerek, "Aralıkta açıklanan faiz beklentisi grafiği (dot plot) 3 ya da 4 faiz artışına işaret ediyordu. FOMC üyelerinin mart toplantısında 2 ya da 3 faiz artışı arasında seçim yapacaklarını düşünüyorum" dedi.
FOMC'nin karar metni ve ekonomik projeksiyonları Türkiye saati ile 20.00'de açıklanacak. Yellen'ın basın toplantısı ise 20.30'da başlayacak. |
1833505 | # Rekabet Kurulu dijital ekonomiye odaklandı
## Özet
Rekabet Kurulu dijital ekonomide ortaya çıkacak rekabet ihlallerinin yakından takibini yapmak, uluslararası kuruluş ve diğer rekabet otoriteleriyle tecrübe paylaşımında bulunmak için yeni görev tanımları belirledi.
## İçerik
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, **Rekabet Kurulu**, bu yılın başında dijital ekonomi sektöründe gelecek dönem uygulayacağı politikaları belirlemek üzere, "**Dijitalleşme ve Rekabet Politikası Raporu**" hazırlık çalışmalarını başlatmıştı.
Söz konusu sürecin güçlendirilmesi adına Kurul, dijital ekonomi konularına ilişkin de yeni görev tanımları oluşturdu.
Son yıllarda dijital ekonomi alanında küresel ve yerel düzeyde giderek artış gösteren gelişmelere paralel olarak, rekabet otoritelerinin, çok taraflı platformlar ile algoritma kullanımlarının piyasalar ve tüketiciler üzerindeki etkilerini yakından takip etmeleri zarureti ortaya çıktı. Bu da söz konusu alandaki çalışmaların hızlanmasını beraberinde getirdi.
Büyük veri ve algoritma tabanlı rekabet ihlallerinin etki alanı ve tespitinin güçlüğü göz önünde bulundurulduğunda, alışılmış uygulamaların bu alanlardaki sorunlarla başa çıkmada yetersiz kalacağı değerlendirildi.
### Dijital ekonomiye yönelik yeni görevler
Bu kapsamda, Rekabet Kurulu, platformların ortaya çıkarabileceği potansiyel rekabet ihlallerini ve dijital ekonomiyi yakından takip ederek, kurumun proaktif hareket edebilmesini sağlamak için 7 Mayıs'ta aldığı kararla bu alanın Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının görev tanımı içinde olmasını kararlaştırdı.
Söz konusu Başkanlık, şu konularda çalışma yürütecek:
Denetim ve Uygulama Daireleri bünyesinde yürütülmekte olan 'dijital ekonomi' konulu birleşme-devralma, sektör raporu, soruşturma ve ön araştırma gibi çalışmalara katkı sunmak.
Kurula "dijital ekonomi" konulu soruşturmalar için gerektiğinde görüş vermek.
Denetim ve uygulama daireleri tarafından yürütülmekte olan dijital ekonomi konulu rekabet incelemelerine gerektiğinde meslek personeli desteği sağlamak.
Dijital ekonomi konularında meslek personeline yönelik eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerini yürütmek.
Dijital ekonominin ve çok taraflı platformların ulusal sınırları aşan etkilerini de göz önüne alarak, uluslararası kuruluşlarla ve diğer rekabet otoriteleriyle konuyla ilgili bilgi birikimi ve tecrübe paylaşımında bulunmak.
Piyasalarda bu alandaki sorunların görünür hale gelmesini ve rekabet ihlali kapsamında ele alınabilmesini teminen yerel ve uluslararası düzeyde eğitim faaliyetleri gerçekleştirmek.
Dijital ekonomi ve algoritmaların piyasalar ve tüketiciler üzerindeki etkileri konusunda farkındalık oluşturmak ve bu konuda ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar nezdinde iletişimi sağlayarak, karar alıcıların kamu politikaları geliştirmesine katkıda bulunmak.
Bu çerçevede, Denetim ve Uygulama Dairelerinin, var olan sektörel bazlı yetki ve sorumluluk alanları değişmemekle birlikte, dijital ekonomiye ilişkin tanımlanan yeni görevler ilgili mesleki daire ile eş güdüm içinde yürütülecek. |
491071 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, güne yüzde 0,77 yükselişle 69.844,79 puandan başladı.
## İçerik
İSTANBUL
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, güne yüzde 0,77 yükselişle 69.844,79 puandan başladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 536,05 puan artarken bankacılık endeksi yüzde 1,08, holding endeksi yüzde 0,82 yükseldi. Açılışta en fazla kazandıran sektör endeksi yüzde 1,44 ile "turizm", en çok değer kaybeden sektör endeksi ise yüzde 0,75 ile "sigorta" oldu.
Avrupa borsalarındaki sert düşüşler ve döviz kurları ile faizlerdeki yükseliş eğiliminin etkisiyle yüzde 1,38 değer kaybeden BIST 100 endeksi, 69.308,74 puan ile Mart 2014'ten bu yana en düşük seviyesinden kapanmıştı.
Analistler, yarın akşam açıklanacak ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararı öncesinde piyasalarda yüksek volatilite ile dalgalı seyrin bugün ve yarın da devam edebileceğini belirtiyor. BIST 100 endeksinde, son 3 işlem gününde görülen sert düşüşün ardından gelen tepki alımlarının güçlenmesi durumunda 71.000 ve 72.000 seviyelerinin gündeme gelebileceğini aktan analistler, 69.000 seviyesinin destek olarak öne çıktığını kaydediyor. |
1972544 | # Borsa haftaya yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftaya yüzde 0,29 artışla 1.105,89 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, 3,19 puan ve yüzde 0,29 değer kazanarak 1.105,89 puana yükseldi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,26 ve holding endeksi yüzde 0,31 yükseliş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,80 ile tekstil, deri, en çok gerileyen ise yüzde 8,88 ile spor oldu.
BIST 100 endeksi, geçen haftanın son işlem gününde yüzde 0,33 değer kazanarak günü 1.102,70 puandan tamamladı. Endeksin bir önceki hafta kapanışına göre getirisi ise yüzde 1,51 oldu.
Analistler, bu hafta çarşamba günü ABD Merkez Bankası, perşembe günü ise İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Japonya Merkez Bankası'nın toplantılarından çıkacak kararların takip edileceğini bildirdi.
Bugünün veri takviminde ise yurt içinde ve Avro Bölgesi'nde açıklanacak sanayi üretim verilerinin öne çıktığını aktaran analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.120 seviyesinin direnç, 1.090 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, arındırılmamış sanayi üretim endeksinin temmuzda 2019'un aynı dönemine göre yüzde 3,9 artmasını bekliyor. Temmuzda takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin de yıllık bazda yüzde 5,3 artacağı tahmin ediliyor. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi haziranda yıllık yüzde 17,3 yükseliş kaydetmişti. Arındırılmış sanayi üretimi endeksi ise haziranda yıllık yüzde 0,1, aylık yüzde 17,6 artmıştı. |
3061153 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,1 yükselişle 8.054,80 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 8,17 puan artışla ve yüzde 0,1 değer kazanarak 8.054,80 puana çıktı.
Bankacılık endeksi yüzde 0,08 gerilerken, holding endeksi yüzde 0,19 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,7 ile tekstil, tek kaybettiren bankacılık oldu.
Dün, alış ağırlık seyrini üst üste dördüncü işlem gününe taşıyan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,18 yükselişle 7.946,37 puandan tamamladı.
ABD ve Japonya'da piyasaların yarın Şükran Günü nedeniyle tatil olması dünya genelinde işlem hacimlerinin ciddi şekilde düşmesine yol açarken, Orta Doğu'dan gelen olumlu haber akışı varlık fiyatları üzerinde etkili oluyor.
Analistler, bugün yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) finansal istikrar raporu, ABD'de dayanıklı mal siparişleri ve haftalık işsizlik başvuruları verilerinin yanı sıra İsrail-Filistin ateşkes anlaşmasına ilişkin haber akışının da yatırımcıların odağında bulunmaya devam ettiğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.200 ve 8.320 seviyelerinin direnç, 8.000 ve 7.910 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti. |
1704168 | # Yurt içi piyasalar Merkez Bankası'nın faiz kararına odaklandı
## Özet
Yurt içi piyasalarda gözler, Merkez Bankası'nın bugün açıklayacağı faiz kararına çevrildi.
## İçerik
**Küresel piyasalar**da gözler, ABD ile Çin arasında imzalanan birinci faz ticaret anlaşması sonrası** ABD Başkanı Donald Trump'ın azil sürecine çevrilirken**,** yurt içinde** bugün açıklanacak** Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı** takip edilecek.
Piyasaların gündemini uzun zamandır meşgul eden ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakerelerinin ilk bölümü, dün tarafların imzaladığı anlaşma ile son buldu. ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başkan Yardımcısı Liu He, Beyaz Saray'da düzenlenen törenle ABD-Çin birinci faz ticaret anlaşmasına imza attı. Trump, konuşmasında, anlaşmanın dönüm noktası olduğunu belirterek, ikinci faz anlaşma için çalışmalara başladıklarını ancak üçüncü faz gibi bir sürecin söz konusu olmadığını vurguladı.
Çin Devlet Başkan Yardımcısı Liu He ise anlaşmanın önemine vurgu yaparak, iki ülke arasındaki anlaşmanın yeni bir dönemin işareti olduğunu ve bu iş birliğinin devam edeceğine inandıklarını ifade etti. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı, ABD Başkanı Trump'ın Mart 2018'de Çin'den ithal edilen bazı ürünlere yaptığı ilave tarifelerle başlamıştı. Karşılıklı misilleme adımları sonrası 2019’dan itibaren bir anlaşma için müzakere sürecine girilmişti.
### Pay piyasaları yeni hikaye arayışına girecek
Analistler, birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanmasına karşın ABD ile Çin arasındaki ticaret problemlerinin tamamen ortadan kalkmadığını, dolayısıyla ikinci faz anlaşma ile ilgili gelişmelerin piyasaların odağında bulunmaya devam edeceğini söyledi.
Trump'ın azil soruşturması ve yıl sonundaki başkanlık seçimi nedeniyle ikinci faz anlaşma ile ilgili sürecin uzayabileceğini dile getiren analistler, rekor seviyelerde bulunan pay piyasalarının yeni hikaye arayışına gireceğini kaydetti.
Dün Dow Jones endeksi yüzde 0,31 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,19 değer kazancıyla tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, Nasdaq endeksi yatay seyretti.
Almanya'da dün açıklanan büyüme verisi, ekonominin, geçen yıl küresel ticaret savaşları, sıkıntı içindeki otomotiv sektörü ve Brexit kaosu nedeniyle hız keserek yüzde 0,6 ile son 6 yılın en düşük büyüme seviyesine işaret etti. Avro Bölgesi'nin sanayi üretimi de yüzde 1,5 daralarak beklentilerin altında kaldı. Verilerin ardından Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,18 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,14 değer kaybederken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi ise yüzde 0,27 yükseldi.
Bugün ABD ile Çin arasında birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanmasına karşın Asya piyasalarında karışık bir seyir izleniyor. Altının ons fiyatı sınırlı bir düşüş kaydederken, borsalar yatay seyrediyor. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi önceki kapanışın hemen üzerinde bulunurken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 değer kaybetti.
### Ekonomistlerin çoğunluğu faizlerde değişikliğe gidilmeyeceğini düşünüyor
Analistler, Japonya'da bugün açıklanan çekirdek makine siparişleri verisinin beklentilerin oldukça üzerinde artmasına karşın pay piyasalarındaki sakin seyrin bir dengelenme sürecinin başlayabileceğine işaret ettiğini belirtti.
Yurt içinde, dün 121.804 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini gören BIST 100 endeksi, etkisini artıran satışlarla düşüşe geçerek, günü bir önceki kapanışa göre yüzde 0,40 azalışla 120.939 puandan tamamladı. Dün yüzde 0,1 azalışla 5,8759'dan kapanan dolar/TL ise bugün bankalararası piyasanın açılışında 5,8780 seviyesinde işlem görüyor.
Bugün TCMB'nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak faiz kararının gündemin odağında bulunduğunu ifade eden analistler, yurt dışında ise veri gündemi ve ABD'de açıklanan şirket bilançolarının takip edileceğini bildirdi.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin çoğunluğu, TCMB'nin faizlerde değişikliğe gitmeyeceğini tahmin ediyor. Ankete katılan 12 ekonomist, politika faizinde (bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı) herhangi bir değişiklik beklemezken, 9 ekonomist 25-100 baz puanlık faiz indirimi yapılacağını öngörüyor. Ekonomistlerin 5'i 100 baz puan, 2'si 75 baz puan, biri 50 baz puan ve biri de 25 baz puan indirim olacağını tahmin ediyor.
12 Aralık 2019'daki PPK toplantısında politika faizi, 200 baz puan indirilerek yüzde 12 düzeyine çekilmişti. |
1601494 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 724,90 puan ve yüzde 0,70 azalarak 102.784,33 puana indi.
## İçerik
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,70 değer kaybıyla 102.784,33 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 724,90 puan azalırken, toplam işlem hacmi 8,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 1,03, holding endeksi yüzde 0,55 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,44 ile iletişim, en çok gerileyen ise yüzde 1,67 ile tekstil, deri oldu.
Enflasyonun eylülde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,26 artış kaydederek 26 ay sonra tek haneye dönmesinin ardından 104.767,54 seviyesine kadar yükselen BIST 100 endeksi, küresel piyasalarda risk iştahının azalmasıyla birlikte bu seviyeden gelen satışlarla 102.500-103.000 bandında dengelendi.
Analistler, yarın yurt içinde reel efektif döviz kuru, yurt dışında ise ABD'de tarım dışı istihdam verisinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 102.500 ve 101.200 seviyelerinin destek, 105.000-105.500 bandının ise direnç bölgesi konumunda olduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. |
1319713 | # Borsa, günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,40 değer kazancıyla 93.003,27 puandan tamamladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi,** günü yüzde 0,40 değer kazancıyla 93.003,27 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 374,47 puan artarken, toplam işlem hacmi 4,8 milyar lira olarak gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 1,12 yükselirken, holding endeksi yüzde 0,64 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,97 ile madencilik, en çok gerileyen ise yüzde 1,77 ile inşaat oldu.
BIST 100 endeksi döviz kurlarındaki gerilemelerden bulduğu destekle gün içinde ulaştığı en yüksek seviye olan 93.003,27 puandan kapanış yaptı. Dolar/TL 5,2620, avro/TL de 5,9755 ile Ağustos'tan beri gördüğü en düşük seviyeye kadar geriledi.
Analistler, haftaya yurt içinde sektörel güven endeksleri ve dış ticaret istatistikleri, yurt dışında ise ABD'de büyüme ve ABD Merkez Bankası (Fed) toplantı tutanakları başta olmak üzere yoğun haber ve veri gündeminin takip edileceğini belirterek, Brexit'e ilişkin gelişmeler ile Fed Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarının da piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade etti.
Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 92.500 puanın destek, 94.000 ve 95.500 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu dile getiren analistler, dolar/TL'de ise 5,10 seviyesinin gündeme gelebileceğini söyledi. |
2853819 | # Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,50'de sabit bıraktı
## Özet
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 8,50'de tuttu.
## İçerik
TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplanan Kurul'un, politika faizinin yüzde 8,50'de sabit kalmasına karar verdiği bildirildi.
Duyuruda, yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişelerinin sürdüğü ve finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu belirtildi.
Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonunun yüksek seviyelerini sürdürdüğü aktarılan duyuruda, yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlendiği ifade edildi.
Duyuruda, ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışmanın devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkânları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımların atıldığı bildirildi.
Finansal piyasaların, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıttığı kaydedilen duyuruda, "Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi." değerlendirmesi yer aldı.
### "Depremin, ekonominin üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir"
Duyuruda, depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek seyrederken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir."
### "Depremin ilk yarıdaki etkileri yakından takip edilecek"
Duyuruda, uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesi ve eğiliminde iyileşmeler görüldüğü, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği bildirildi.
Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale geldiği vurgulanan duyuruda, "Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir." denildi.
Duyuruda, TCMB'nin, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği belirtilerek, bankanın, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi'ni tüm unsurlarıyla uygulayacağı dile getirildi.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrarın, ülke risk primlerindeki düşüşün, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği aktarılan duyuruda, böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zeminin oluşacağı ifade edildi.
Duyuruda, kurulun, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceği, PPK toplantı özetinin 5 iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi. |
2238252 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,24 azalışla 1.441,41 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 3,45 puan ve yüzde 0,24 değer kaybederek 1.441,41 puana geriledi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,33 ve holding endeksi yüzde 0,30 azalış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,22 ile inşaat, en çok gerileyen yüzde 3,56 ile spor oldu.
Dün, satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,1 düşüşle 1.444,87 puandan tamamladı.
Analistler, küresel piyasalarda artan enflasyon endişesinin dünya borsalarında satış baskısını artırdığını bildirdi.
Bugün, ABD'de açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin dünya genelinde yakından takip edileceğini aktaran analistler, nisanda TÜFE'nin aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 3,6 artmasının beklendiğini ifade etti.
Analistler, ayrıca yurt içinde konut satış istatistikleri, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde sanayi üretimi verisinin takip edileceğini kaydederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.455 puanın direnç, 1.420 seviyesinin destek konumunda olduğunu söyledi.
Bugün yurt içi piyasalar öğlene kadar açık olacak ve 4,5 gün sürecek bayram tatiline girecek. Pay piyasalarında sürekli müzayede işlemleri 10.00 ila 12.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek, 12.30-12.40 arasında da kapanış seansı yapılacak. |
2486243 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,31 değer kazancıyla 1.951,17 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 6,10 puan artarken, toplam işlem hacmi 23,5 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 0,27 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 1,24 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,67 ile ulaştırma, en çok kaybettiren ise yüzde 1,34 ile iletişim oldu.
Analistler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bugün açıklanacak para politikası kararlarıyla birlikte piyasalardaki belirsizliğin azalacağı beklentisinin güçlendiğini, bu durumun küresel pay piyasalarında risk iştahını beslediğini belirtti.
Rusya ile Ukrayna arasında artan gerilimin varlık fiyatları için risk oluşturmaya devam ettiğini belirten analistler, konuya ilişkin haber akışının yatırımcıların odağında olduğunu söyledi.
Yarın yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıklayacağı Enflasyon Raporu ve TCMB Para Politikası Kurulu toplantı tutanakları, yurt dışında ise ABD'de büyüme ve Çin'de sanayi karları başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini bildiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.990 seviyesinin direnç, 1.940 puanın destek konumunda bulunduğunu kaydetti. |
681691 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, ABD başkanlık seçiminde Donald Trump'ın zafere çok yakın olduğu haberlerinin ardından güne yüzde 2,37 düşüşle 74.561,69 puandan başladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul**'da BIST 100 endeksi 1.806,10 puan azalırken, bankacılık endeksi yüzde 2,46, holding endeksi yüzde 2,13 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri değer kaybederken, en çok gerileyen ise yüzde 3,85 ile tekstil, deri oldu.
Dün ABD'de açıklanan son anketlere göre, Hillary Clinton'ın başkanlık yarışında yaklaşık 3 puan farkla önde olmasının etkisiyle gün boyu pozitif bir seyir izleyen BIST 100 endeksi yüzde 0,91 artışla 76.367,79 puandan kapanmıştı.
ABD başkanlık seçiminde kesin olmayan sonuçlara göre Trump, başkanlık için gerekli olan 270 temsilciye oldukça yaklaştı. Uzmanlar, bundan sonra açılan sandıklarda görünümün değişmesinin pek mümkün olmadığını belirterek, yüzde 80 ihtimalle Trump'ın yeni ABD Başkanı olacağını kaydetti.
Trump'ın uygulayacağı ekonomik ve siyasi politikalara ilişkin belirsizliğin küresel piyasalarda risk iştahını azalttığı ve yatırımcıların güvenli liman arayışlarının öne çıktığı görülüyor. |
2099276 | # Dünya Bankası 'Türkiye'nin büyüme beklentisini' yükseltti
## Özet
Dünya Bankası daha önce 2020'de yüzde 3,8 küçüleceğini tahmin ettiği Türkiye ekonomisinin söz konusu yılda yüzde 0,5 büyüyeceğini öngördü.
## İçerik
Dünya Bankası, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu'nun Ocak 2021 sayısını yayımladı.
Raporda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle küresel ekonominin 2020'de yüzde 4,3 küçülmesinin, 2021'de yüzde 4 ve 2022'de yüzde 3,8 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
Dünya Bankası, Haziran 2020'de yayımladığı raporda küresel ekonominin 2020'de yüzde 5,2 daralacağı, 2021'de ise 4,2 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu.
### Küresel büyüme salgın öncesi tahminlerin altında
Geçen yıl Kovid-19 salgınının neden olduğu çöküşün ardından bu yıl beklenen küresel ekonomik büyümenin salgın öncesi tahminlerin yüzde 5 altında seyrettiğine işaret edilen raporda, salgının yatırım ve insan sermayesi üzerindeki etkisinin özellikle yükselen piyasalar ile gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme beklentilerini aşındırmasının beklendiği kaydedildi.
Raporda, küresel toparlanmanın devam eden aşılamayla desteklenen güven, tüketim ve ticaretin kademeli olarak iyileşmesiyle güçlenmesinin beklendiği aktarıldı.
Kovid-19 salgınındaki artış olasılığı, aşı tedariki ve dağıtımındaki gecikmeler, salgınının ekonomideki daha şiddetli ve uzun süreli etkileriyle yüksek borç seviyelerinin tetiklediği finansal stresin aşağı yönlü riskler olarak öne çıktığına dikkat çekilen raporda, salgının olumsuz sonuçlarının üstesinden gelmek için sağlık ve eğitimin emniyete alınması, dijital teknolojilere ve yeşil altyapıya yapılan yatırımlara öncelik verilmesi, yönetişimin iyileştirilmesi, borç şeffaflığının artırılmasının kritik önem taşıdığı, zorlukların ele alınmasında küresel iş birliğinin anahtar nitelikte olduğu ifade edildi.
Raporda, kısa vadeli görünümün belirsizliğini koruduğu vurgulandı.
### Türkiye'nin büyüme beklentileri revize edildi
Dünya Bankası, raporunda hemen hemen her ülkenin ekonomisine yönelik büyüme beklentilerinde revizyona gitti.
Birçok ülke ekonomisinin 2020'de küçülmesinin öngörüldüğü raporda, Çin, Türkiye, Mısır ve Bangladeş 2020'de büyüme performansı göstermesi beklenen ülkeler olarak dikkati çekti.
Raporda, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentileri 2020 yılı için yüzde 0,5, 2021 için yüzde 4,5 ve 2022 için yüzde 5 olarak belirlendi.
Dünya Bankası, Haziran 2020'de yayımlanan bir önceki Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu'nda ise Türkiye ekonomisinin 2020'de yüzde 3,8 daralacağını, 2021'de yüzde 5 büyüyeceğini tahmin etmişti.
### Gelişmiş ekonomilerde 2020'de daralma beklentisi
Gelişmiş ekonomilerde daha önce öngörülen daralmanın beklenenden daha hafif olacağına işaret edilen raporda, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin 2020'de ortalama yüzde 5,4 daralmasının, 2021'de yüzde 3,3 ve 2022'de yüzde 3,5 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
Daha önceki tahminlerde gelişmiş ülke ekonomilerinin 2020'de ortalama yüzde 7 küçülmesinin, 2021'de ise yüzde 3,9 büyümesinin beklendiği bildirilmişti.
Raporda, gelişmiş ülkeler grubunda yer alan ABD ekonomisinin 2020'de yüzde 3,6 daralacağı, 2021'de yüzde 3,5 ve 2022'de yüzde 3,3 büyüyeceği tahmin edildi.
ABD ekonomisinin daha önce açıklanan tahminlerde 2020'de yüzde 6,1 küçüleceği, 2021'de ise yüzde 4 büyüyeceği öngörülmüştü.
Avro Bölgesi ekonomisinin ise 2020'de yüzde 7,4 daralması beklenen raporda, 2021'de yüzde 3,6 ve 2022'de yüzde 4'lük büyüme performansı göstereceği değerlendirildi. Bankanın Haziran 2020 açıklanan beklentilerinde, Avro Bölgesi ekonomisinin 2020'de yüzde 9,1 daralacağı ve 2021'de yüzde 4,5 büyüyeceği tahminine yer verildi.
Japonya ekonomisinin de 2020'de yüzde 5,3 küçülürken, 2021'de yüzde 2,5 ve 2022'de yüzde 2,3 büyüyeceği öngörüldü.
### Çin ekonomisi için 2020'de yüzde 2'lik büyüme tahmini
Raporda, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin 2020'de ortalama yüzde 2,6 daralacağı, 2021'de yüzde 5 ve 2022'de yüzde 4,2 büyüyeceği tahmin edildi.
Gelişmekte olan ekonomilerin bir önceki tahminlerde, 2020'de ortalama yüzde 2,5 küçüleceği, 2021'de ise yüzde 4,6 büyüyeceği öngörülmüştü.
Bu grupta yer alan ülkelerden Çin'in 2020 yılına ilişkin ekonomik büyüme tahmini yüzde 1'den yüzde 2'ye yükseltildi. Çin ekonomisinin 2021'de yüzde 7,9 ve 2022'de ise yüzde 5,2 büyüyeceği öngörüldü. |
1514512 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 1.160,21 puan ve yüzde 1,23 artarak 95.182,49 puana çıktı.
## İçerik
**Borsa İstanbul'da ****BIST 100 endeksi**, günü yüzde 1,23 değer kazancıyla 95.182,49 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 1.160,21 puan artarken, toplam işlem hacmi 7,1 milyar lira olarak gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 3,70 değer kazanırken, holding endeksi yüzde 0,11 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran bankacılık, en çok gerileyen ise yüzde 4,12 ile finansal, kiralama, faktoring oldu.
Banka hisselerinde yoğunlaşan alımların etkisiyle 96.211,77 puana kadar yükselen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 95.000 - 95.500 bandında dengelendi.
Analistler, yarın yurt içinde veri gündeminin zayıf olduğunu, yurt dışında ise ABD'de tüketici güveni ve 1. el konut satışları verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 96.250 puanın direnç, 92.500 puanın ise destek olarak izleneceğini kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. |
2056029 | # Enerji alanında düzenlemeler içeren teklif TBMM Genel Kurulunda yasalaştı
## Özet
Enerji alanında düzenlemeler içeren Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı.
## İçerik
Kanunla maden arama ve işletme ruhsatlarının verilmesi, birleştirilmesi, sürelerinin uzatılması, devir ve intikalleri ile çevreyle uyum bedeli iadelerine ilişkin müracaatlar dışında, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu kaldırılacak.
Maden Kanunu'na göre ruhsat bedelinin tamamının ocak ayının sonuna kadar yatırılmaması halinde, her ay için ayrı ayrı yüzde 4 gecikme zammı uygulanacak ve bu rakam haziran sonuna kadar ruhsat bedeli olarak yatırılacak, aksi halde ruhsat iptal edilecek.
Ruhsatların süre uzatım taleplerinde, ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç 12 ay öncesinde talepte bulunma şartı getiriliyor. Bu yükümlülüğe uymayan ruhsat sahiplerine 100 bin lira idari para cezası uygulanacak, ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç 6 ay öncesine kadar da belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ruhsat sahiplerinin talepleri reddedilerek ruhsatları süre sonunda iptal edilecek ve ilgili saha ihale yoluyla ruhsatlandırılacak. Rödövans sözleşmesiyle çalışılan ruhsat sahalarında, devralanın kurulu işletme kapasitesi veya şerh edilen sözleşmedeki kapasiteyi aşmayacağı yönünde vereceği taahhüde istinaden, ilgili alan için tanınan tüm muafiyetler ve madencilik faaliyetleri kapsamında alınan bütün izinler, devredilen ruhsatlarda da aynen korunacak.
Maden Kanunu kapsamında işletme izni veya Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce izin verilmiş rödovans sözleşmesi olmaksızın işletme izni alanı dışındaki mücavir sahalara yirmi metreye kadar taşmalar hariç olmak üzere, maden ocağı açılması, maden üretilmesi veya faaliyetleri durdurulmuş maden sahalarında üretim faaliyetlerinin durdurulmasına sebep olan durumların düzeltilmesi veya işletme güvenliğine yönelik faaliyetlerin dışında üretim faaliyetinde bulunulması fiillerini işleyenlere 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verilecek.
### "Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası" geliyor
Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na, Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası (OTSP) tanımı eklenecek. OTSP, doğal gaz sisteminden yararlanan lisans sahiplerince doğal gazın alım-satımının ve dengeleme işlemlerinin yapıldığı piyasalar, ileri tarihli fiziksel teslimat gerektiren doğal gaz piyasaları ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından belirlenen diğer doğal gaz piyasası işlemlerinin gerçekleştirildiği, EPDK'nin düzenlediği piyasayı kapsayacak.
Organize toptan doğal gaz satış piyasasının faaliyete geçmesiyle doğal gaz piyasa derinliğinin daha da artacağı düşünüldüğünden, yükümlülüğünü yerine getirmeyen/getiremeyen lisans sahiplerinin olması durumunda sistem işleyişinin aksamaması için Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na "son kaynak tedariki" tanımı eklenerek, yeni bir mekanizma geliştirilecek.
### Doğal gaz kullanımının ülke genelinde yaygınlaştırılmasına kolaylık
Üretilen doğal gazın, iletim şebekesi vasıtasıyla iletilmesinin teknik ve ekonomik olarak uygun olmadığına EPDK'nın karar vermesi ve üretim yapan toptan satış şirketinin kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi kaydıyla üretim şirketi tarafından dağıtım şebekesine bağlantı yapılarak üretilen doğal gaz, dağıtım şirketince satın alınacak. EPDK, gerekli hallerde bu kapsamda satın alınacak doğal gaz bedelini belirleyecek.
LNG ihracatı yapmak isteyen tüzel kişiler, ihracat lisanslarına kaydedilmesi ve yurt içinde teslim faaliyetinde bulunmamaları şartıyla, LNG taşıma faaliyetinde bulunabilecek.
Dağıtım şirketleri, boru hatlarının ulaşmadığı bölgelerde LNG veya CNG ile besleme yöntemiyle doğal gaz dağıtımı yapabilecek.
Dağıtım şirketleri, LNG veya CNG tesis yatırımlarını kendileri yapabilecekleri gibi bu faaliyetleri hizmet alımı yoluyla da gerçekleştirebilecek ancak LNG ve CNG'nin doğrudan satışında bulunamayacak.
Acil durum veya mücbir hallerde mevcut iletim ve dağıtım şebekeleri, LNG veya CNG ile beslenebilecek. LNG ve CNG faaliyeti gerçekleştiren lisans sahipleri, acil durum ve mücbir hallerde iletim ve dağıtım şirketlerinin taleplerini karşılamakla yükümlü olacak.
Yapı kayıt belgesi alan yapının bulunduğu bölgenin, uygulama imar planı olmaması veya uygulama imar planı olmakla birlikte yolların imar mevzuatına uygun açılmaması halinde; ilgili belediyenin meclis kararı alarak bu bölgelerde yapılacak şebekelerin yapım tarihinden itibaren 10 yıl içinde deplase edilmesi gerektiğinde, yatırımın deplase edilen kısmıyla ilgili tüm maliyetleri listeleneceğini taahhüt etmesi şartıyla doğal gaz dağıtım şirketleri tarafından bu bölgelere şebeke yatırımı yapılabilecek.
Doğal gaz dağıtım şirketlerinin dağıtım bölgelerine ilave edilecek yeni genişleme bölgelerinde yerleşim yeri belediyesince doğal gaz dağıtım şirketine yatırım yapılması talebinde bulunulması halinde; ilgili dağıtım şirketinden teminat, kontrollük hizmet bedeli, kaplama bedeli, zemin/alan tahrip bedeli, hafriyat döküm bedeli ve benzeri adlarla herhangi bir bedel alınmayacak ve altyapı kazı alanının üst kaplamaları ilgili belediyece bedelsiz yapılacak.
EPDK, bir tüketiciye sözleşme süresi içinde doğal gazı tedarik etmekte olan şirketlerin iflası, lisanslarının iptal edilmesi veya organize toptan doğal gaz satış piyasası çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda temerrüde düşmesi gibi nedenlerle doğal gaz tedarik edilemeyen veya serbest tüketici olma hakkına sahip olduğu halde gaz tedariki sağlanamayan tüketicilere gaz arzı sağlamak için bir veya birden fazla lisans sahibini son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirebilecek.
### Cumhurbaşkanı kararıyla ayrı birer şirket kurulabilecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgili kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları tarafından yurt dışında kurulan, özellikle petrol, doğal gaz ve madencilik alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin, Türkiye'deki şubelerinin bulunduğu yerlerde söz konusu şirketlerin ortaklarınca; işletme konuları, ticaret unvanları, sermayeleri ve ortaklık payları aynı kalmak kaydıyla Cumhurbaşkanı kararıyla ayrı birer şirket kurulabilmesine imkan sağlanacak.
Bu şirketler, Türk Ticaret Kanunu'nun düzenlemeye aykırı olmayan hükümlerine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü de alınmak suretiyle hazırlanacak esas sözleşmelerinin tescil ve ilanıyla faaliyete geçecek.
Kurulan şirketler faaliyete geçmelerinin ardından en geç 6 ay içinde yurt dışındaki şirketlerle yapacakları protokollerle yurt dışındaki şirketlerin her türlü haklarını, alacaklarını, yükümlülüklerini, taşınırlarını ve taşınmazlarını, gemilerini ve taşıtlarını, ruhsatlarını ve lisanslarını, fikri ve sınai haklarını, uluslararası kuruluşlar ve şirketler nezdindeki hisselerini ve ortaklıklarını, sözleşmelerini ve kredi anlaşmalarını, araçlarını, gereçlerini ve malzemelerini, yazılımlarını ve donanımlarını, yazılı ve elektronik ortamdaki kayıtlarını ve diğer dokümanlarını, taraf olduğu davaları ve icra takiplerini, söz konusu düzenlemenin yürürlüğünden önceki borçlarını ve personelini devralabilecek.
Devir işlemlerinin tamamlanmasıyla yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye'deki şubeleri talep üzerine tasfiyesiz terkin olunacak. Bu devirlere ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ile bu işlemlerden doğan kazançlar ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kağıtlar damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisna tutulacak.
Bu devir işlemlerine ve protokollere ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yetkili olacak. İlgili mevzuatta yurt dışındaki şirketlere yapılan atıflar, devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından ilgisine göre Türkiye'de kurulan şirketlere yapılmış sayılacak.
Düzenleme kapsamındaki devirler katma değer vergisinden istisna tutulacak. Bu kapsamda yapılan işlemler için yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilecek. İndirim yoluyla giderilemeyen vergiler iade edilmeyecek.
Bu şirketler hakkında; Harcırah Kanunu, Taşıt Kanunu, Devlet İhale Kanunu, ceza ve ihalelerden yasaklanma hükümleri hariç Kamu İhale Kanunu, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Türk Ticaret Kanunu'nun kuruluşa ve tescile, ayni ve nakdi sermaye konulmasına, sermaye ve kanuni yedek akçelerle ilgili olarak kendiliğinden sona ermeye ilişkin hükümleri, 233, 399, 527 ve 631 sayılı KHK ile kamu kurum ve kuruluşlarına personel alınmasına dair ilgili mevzuat hükümleri uygulanmayacak.
Ancak TBMM denetimine ilişkin, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un, "genel görüşmeye tabi olan kuruluşlar" başlıklı maddesinin hükümleri uygulanacak. Kurulan şirketlerde İş Kanunu'na tabi personel istihdam edilecek.
Kurulan şirketlerin; ortaklık yapısını değiştirmeye, yurt içinde ve yurt dışında şirket kurmasına veya bir şirkete yüzde 50'den fazla hisseyle ortak olmasına karar vermeye Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Türkiye enerji piyasasını olumsuz etkileyen kış aylarında doğal gaz kaynaklı yaşanması muhtemel kesinti ve kısıntıların bertaraf edilebilmesi, sistem ve arz güvenliğinin sağlanabilmesi için BOTAŞ tarafından yapılacak her türlü doğal gaz alımı, Kamu İhale Kanunu'nun dışında tutulacak.
TPAO'nun, denizlerde belirli faaliyetleri açısından mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini herhangi bir parasal limit gözetmeksizin, Kamu İhale Kanunu kapsamında yapabilmesine ilişkin tanınan istisna hüküm, BOTAŞ ve bu şirketlerin bağlı ortaklıkları ile yurt dışında kurdukları şirketlerin; petrol ve doğal gaz arama, sondaj, üretim, taşıma, depolama ve gazlaştırma faaliyetlerini de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenecek. Söz konusu istisna, karadaki faaliyetleri de kapsayacak.
### YEK bedeli Türk lirası olarak belirlenebilecek
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da değişiklik yapıyor. Buna göre, YEK bedeli Türk lirası olarak belirlenebilecek.
30 Haziran 2021 tarihinden sonra işletmeye girecek yerli aksam kullanan, YEK belgeli üretim tesisleri ile tüketim tesisinin ihtiyacını karşılamaya yönelik kurulacak lisanssız üretim tesisleri için yerli katkı fiyatları, bu fiyatların güncellenmesi, uygulanacak süre ve uygulamaya ilişkin konular Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek.
Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten ve bu madde hükmüne tabi olmak istemeyen tüzel kişiler, lisansları kapsamında serbest piyasada satış yapabilecek.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretenlerin yanı sıra lisanssız elektrik üretim faaliyetinde bulunanlar da ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini dağıtım sistemine vermeleri halinde "I" sayılı cetveldeki fiyatlardan 10 yıl süreyle faydalanacak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin yatırım ve işletme dönemlerinin ilk 10 yılında uygulanan kira, izin ve irtifak indirimleri, lisans tarihinden itibaren 10 yıl boyunca uygulanacak ve 31 Aralık 2025 tarihine kadar işletmeye girecek firmaları kapsayacak.
Yürürlük tarihinden önce yapılan yarışmalar kapsamında sıfır veya sıfırdan küçük teklif fiyatı ile kapasite tahsis edilen tüzel kişiler, yerli katkı fiyatlarından faydalanamayacak.
2014 ve 2015 tarihleri arasında yapılan güneş enerjisine dayalı ön lisans başvurularına ilişkin yarışmalar kapsamında kapasite tahsisi gerçekleştirilen üretim tesisleri için yarışma sonucu teklif edilen katkı payı tutarı, 31 Aralık 2020 tarihinden sonra işletmeye girilmesi durumunda da ilgili mevzuat kapsamında ödenecek.
15 Şubat 2011 ile 13 Eylül 2011 tarihleri arasında yapılan rüzgar enerjisine dayalı lisans başvurularına ilişkin yarışmalar kapsamında kapasite tahsisi gerçekleştirilen üretim tesisleri için yarışma sonucu teklif edilen katkı payı, 31 Aralık 2020 tarihinden sonra işletmeye girilmesi durumunda da verilecek.
### İdare payı üst limitine TÜFE değeri kadar artış
Kanunla, 10 Mayıs 2019 tarihinden itibaren bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanılan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim faaliyetleri kapsamındaki tesislere YEK Destekleme Mekanizması kapsamında uygulanacak fiyatlar belirleniyor.
Kanuna göre, jeotermal akışkanın, doğrudan veya dolaylı olarak seralarda elektrik üretimi ve konut ısıtmasında kullanıldığı tesislerde gayrisafi hasılatının yüzde 1'i tutarında idare payı ödenecek.
Akışkanın doğrudan veya dolaylı olarak kaplıca veya diğer alanlarda kullanıldığı tesislerde ise kullanılan yılık toplam ısı enerjisi değeri ve reenjeksiyon durumu dikkate alınarak kullanılan suyun bir metreküpü 1,5 lirayı geçmeyecek şekilde, hesaplama yöntemi bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenecek şekilde idare payı ödenecek. Bu idare payı üst limiti her yıl ocak ayında yayınlanan yıllık TÜFE değeri kadar artırılacak.
İdare payı, akışkanın doğrudan ve dolaylı olarak seralarda elektrik üretimi ve konut ısıtmasında kullanıldığı tesislerde her yıl haziran ayı sonuna kadar kaplıca ve diğer alanlarda kullanıldığı tesislerde ise yönetmelikte belirlenen dönemlerde idareye ödenecek.
Tahsil edilen tutarın 5'te 1'inin, idare tarafından kaynağın bulunduğu büyükşehirlerde ilçe belediyesi olmak üzere ilgili belediye veya köy tüzel kişiliğine 10 iş günü içinde ödenmesi gerekecek. Yatırım izleme koordinasyon başkanlıkları, idare payından kalan kısmı genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere İçişleri Bakanlığı merkez muhasebe birimi hesabına aktaracak. Gelir kaydedilen tutarlar karşılığını, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına aktarılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine ödenek eklemeye İçişleri Bakanı yetkili olacak.
Ruhsat sahibi tarafından idare payı hesaplamasında kullanılan su miktarının belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı veya kaçak kullanım tespit edilmesi halinde idare tarafından 500 bin lirayı geçmemek üzere ruhsat sahibine bir önceki yılda kullandığı su miktarının karşılığının 2 katı oranında idari para cezası tahakkuk ettirilecek. İdari para cezası miktarı 20 bin liradan aşağı olamayacak, aynı fiilin ruhsat dönemi içerisinde 3'üncü kez tekrarı halinde teminat irat kaydedilerek ruhsat iptal edilecek.
### Jeotermal sahalar ekonomiye daha hızlı kazandırılacak
Kanunla, jeotermal sahaların daha hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması amacıyla sahaların taksit imkanıyla ihale edilmesi, Maden Kanunu'nda olduğu gibi kamu kurumlarına bedeli karşılığı doğrudan veya gelir paylaşımı esasıyla kamu kurum ve kuruluşları ile bunların bağlı ortaklıklarına devredilmesi amaçlanıyor.
Buna göre, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), jeotermal ve doğal mineralli su kaynak aramalarını ruhsat harcından ve teminatından muaf olarak ruhsat alarak yapacak.
MTA'nın arama ruhsatı aldığı sahalarda kaynak varlığı tespit etmesi halinde, bu alan MTA tarafından Devlet İhale Kanunu'na göre ihale edilecek veya bedeli karşılığında veya gelir paylaşımı esası ile kamu kurum ve kuruluşları ile bunların bağlı ortaklıklarına Bakan onayıyla devredilebilecek.
İşlemlerine başlanan sahanın devir veya ihale süreci tamamlanıncaya kadar ruhsata ilişkin süreler duracak. Devralan kuruma veya ihale üzerinde kalan istekliye bu alanda idarece işletme ruhsatı verilecek. Sahanın, söz konusu yöntemlerden biriyle devredilmesi durumunda oluşacak gelirden MTA'nın yaptığı masraflar alındıktan sonra kalan miktar MTA ve idarece eşit paylaşılacak.
Bakan onayıyla devredilen sahaların, devralan kamu kurum ve kuruluşları tarafından bağlı ortaklıkları dışında ihalesiz olarak devri mümkün olmayacak.
MTA tarafından kaynak varlığı tespit edilerek ihale edilen alanların satışlarına ilişkin ihale bedelleri taksitlendirilmek suretiyle ödenebilecek. Taksitlendirme ilk taksiti peşin olmak üzere yıllık ödeme şeklinde, en fazla 6 taksit olabilecek ve taksit miktarı ihale ilanında belirlenecek. İhale bedelinin taksitle ödenmesi halinde taksit süresinin en az 2 katı süreli ve toplam taksit tutarı kadar teminat mektubu alınacak.
Kanunla, turizm amaçlı faaliyet gösteren kaplıca ve termal otellerden 2020'de tahsil edilmesi gereken idare payı, başvuru şartı aranmaksızın 20 Aralık 2021'e kadar ertelenecek. Bu alacaklar, ertelenen süre sonunda herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilecek, tahsil edilmiş olanlar iade edilmeyecek.
### Geri ödeme süresi 10 yıldan 5 yıla indiriliyor
Elektrik Piyasası Kanunu'ndaki "dağıtım şebekesi", "tüketicilerin iç tesisatını ve üreticilerin şalt sahasını dağıtım sistemine bağlamak üzere tesis edilen bağlantı hatları hariç dağıtım tesisi" olarak tanımlanıyor.
İşleyişin kolaylaştırılması için tarifesi düzenlemeye tabi olanlar hariç diğer lisans veya ön lisans sahiplerinin ortaklık yapıları takip edilecek, ancak bunların lisansa derç edilmesi gibi ilave bürokratik iş ve işlemler yapılmayacak. Rekabet ve tekelleşme hususları ile lisans ve ön lisans yaptırımlarının lisans ve ön lisans sahiplerine uygulanabilmesi için EPDK tarafından ön lisans ve lisans sahiplerinin ortaklık yapıları takip edilmeye devam edilecek, gerekli tedbirler alınacak.
Düzenlemeyle, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin (TEİAŞ) görev ve yükümlülüklerine, "İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak" da ekleniyor.
Yapılan yatırımın tutarı, ilgili tüzel kişi veya kişiler ile TEİAŞ arasında yapılacak bir tesis sözleşmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde iletim sistem kullanım bedelinden mahsup edilmek suretiyle geri ödenecek. Geri ödeme süresi üretim ve tüketim tesisleri için daha önce en fazla 10 yıl olarak belirlenmişken kanunla bu süre 5 yıla indiriliyor.
TEİAŞ ile imzalanmış ve yürürlükte olan 136 bağlantı anlaşmasına ilişkin de düzenlemeye gidiliyor. Buna göre, bağlantı görüşü oluşturularak tesis edilmiş veya edilecek enerji nakil hatları ile ilgili olarak, ön lisans veya lisans sahibi tüzel kişiler tarafından EPDK'ye başvuruda bulunularak, dağıtım sisteminden bağlantı talep edilmesi halinde, bağlantı talebi meri mevzuat kapsamında değerlendirilecek. Bu kapsamda TEİAŞ ile yapılan bağlantı anlaşması sonlandırılmak suretiyle dağıtım şirketiyle bağlantı anlaşması düzenlenecek. TEİAŞ ile yapılan bağlantı anlaşması uyarınca tesis edilmiş olan enerji nakil hatları ile diğer şebeke unsurları, işletme ve bakım hizmetleri karşılığında, ilgisine göre ilgili dağıtım şirketi veya TEİAŞ tarafından iz bedelle devralınacak.
### Tüketicilerin kendi elektrik ihtiyacını üretmesi amaçlanıyor
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen kanun ile lisanssız elektrik üretimiyle tüketicilerin kendi ihtiyacını üretmesi amaçlanıyor.
Elektriğe ihtiyacı yüksek olan aboneler, bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücüyle sınırlı olmak kaydıyla mevzuatta yer alan üretim tesisi üst sınırından istisna olarak, üretim tesisi kurabilecek ve bu tip tesislerde anlık ihtiyaç fazlası oluşması halinde bunu sisteme verebilmesi sağlanacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik dağıtım şirketlerinin denetimini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da dahil olmak üzere, bu konuda ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte yapabileceği gibi bu kurum ve kuruluşlara kısmen veya tamamen yetki devretmek suretiyle yaptırabilecek.
Bakanlığın ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşlarından bu konuya ilişkin olarak yapacağı talepler süresinde karşılanacak.
Yetki devri halinde kendisine yetki devredilen veya birlikte yapılacak kurum, kuruluşun denetim işlemlerindeki her türlü masraf, bakanlık bütçesine konulan ödenekten karşılanacak.
Bakanlık tarafından düzenlenen veya karara bağlanan denetim raporları, EPDK'ya bildirilecek. EPDK, denetim raporu sonucuna göre gerekli yaptırım ve işlemleri karara bağlayacak.
### "Tüketicilerden ve üreticilerden bağlantı bedeli alınmayacak"
Bağlantı tarifeleri, şebeke yatırım maliyetlerini kapsamayacak. Bağlantı yapılan tüketim tesisinin iç tesisatının ve üretim tesisinin şalt sahasının dağıtım şebekesine bağlanması için inşa edilen bağlantı hattı kapsamında katlanılan masraflar ile sınırlı olacak. Bağlantı hattının tüketici veya üretici tarafından tesis edilmesi halinde, bağlantı hattı işletme ve bakım sorumluluğu karşılığı dağıtım şirketine devredilecek, bu tüketicilerden ve üreticilerden bağlantı bedeli alınmayacak.
Elektrik piyasasında üretim faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini işlemleriyle ilgili olarak, üretim faaliyetinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin, önlisans veya lisansa konu faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini taleplerine yönelik işlemler, EPDK tarafından yürütülecek.
Elektrik piyasasında üretim faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini işlemlerinin tümü EPDK, dağıtım faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini işlemlerinin tümü ise TEDAŞ tarafından yapılacak.
Taşınmaz temini talepleri, EPDK tarafından değerlendirilecek ve uygun görülmesi halinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca karar alınacak. Bu kapsamda alınan kararlar, kamu yararı kararı yerine de geçecek ve herhangi bir makamın onayına tabi olmayacak.
Kamulaştırma veya devir yoluyla elde edilen taşınmazların mülkiyeti veya üzerindeki sınırlı ayni haklar, üretim tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluş, bunların bulunmaması halinde ise Hazine adına tescil edilecek.
Hazine adına tescil edilen veya niteliği gereği tapuda terkin edilen taşınmazlar üzerinde Hazine taşınmazlarının idaresiyle sorumlu ve görevli kamu kurumu tarafından, lisansın geçerlilik süresiyle sınırlı olmak üzere, lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri lehine bedelsiz irtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek. Bu işlemlere konu edilemeyecek olanlar için ise bedel alınmaksızın kiralama yapılacak.
Kamulaştırma, devir, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni, kiralama gibi işlemlere ilişkin bedeller ve projeden kaynaklı tazminatlar ile bu işlemlere ilişkin diğer giderler, önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri tarafından ödenecek.
Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde tesis edilen irtifak hakkı, kira ve kullanma izni sözleşmelerinde, sözleşmenin geçerliliğinin önlisans veya lisansın geçerlilik süresiyle sınırlı olacağı hükmü yer alacak.
### Taşınmaz temini işlemleri TEDAŞ tarafından yürütülecek
Elektrik dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin lisansa konu faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini taleplerine yönelik işlemler, TEDAŞ tarafından yürütülecek. TEDAŞ tarafından alınan kararlar, kamu yararı kararı yerine de geçecek ve herhangi bir makamın onayına tabi olmayacak.
Temin edilen taşınmazların mülkiyeti veya üzerindeki sınırlı ayni haklar TEDAŞ adına tescil edilecek. Bu taşınmaz ve hakların kullanımı, lisans süresi ve dağıtım faaliyeti ile sınırlı olmak üzere, ilgili lisans sahibi özel hukuk tüzel kişisine ait olacak.
Özel hukuk tüzel kişilerince faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım bölgelerinde, özelleştirme tarihi itibarıyla mevcut olan dağıtım tesislerinin bulunduğu ve bu tarih itibarıyla kamulaştırma kararları alınmamış veya alınmakla birlikte kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış taşınmazların kamulaştırması, TEDAŞ tarafından yapılacak, tapuda TEDAŞ adına tescil edilecek, kamulaştırma bedelleri ile bu işlemlere ilişkin diğer giderleri TEDAŞ ödeyecek.
Özel hukuk tüzel kişileri tarafından faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım bölgelerinde özelleştirme tarihi sonrasında yapılan yeni dağıtım tesisleriyle ilgili taşınmaz temini işlemlerinin gerektirdiği bedeller ile bu işlemlere ilişkin diğer giderler, ilgili lisans sahibi tüzel kişi tarafından ödenecek ve tarifeler yoluyla geri alınacak.
Süresinin bitmesi nedeniyle dağıtım lisansının sona ermesi halinde, tarifeler yoluyla geri alınamayan taşınmaz teminine ilişkin bedeller, TEDAŞ tarafından ilgili özel hukuk tüzel kişisine iade edilecek.
Kamulaştırılan taşınmazın sahibi veya mirasçıları tarafından geri alınması durumunda, taşınmaz sahibi veya mirasçıları tarafından geri ödenecek bedel, kamulaştırma bedelini ödemiş olan tüzel kişiye ödenecek.
Kamu tüzel kişiliğine haiz olan ve elektrik piyasasında üretim, iletim veya dağıtım faaliyetinde bulunan önlisans veya lisans sahibi kamu tüzel kişilerinin önlisansa veya lisansa konu faaliyetleri ile ilgili taşınmaz temini işlemleri, bu tüzel kişilerce yürütülecek, elde edilen taşınmazların mülkiyeti veya üzerindeki sınırlı ayni haklar, bu kamu tüzel kişileri adına tescil edilecek. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler için önlisans veya lisans sahibi kamu tüzel kişileri lehine, lisans süresince bedelsiz irtifak hakkı tesis edilecek, kiralama yapılacak veya kullanma izni verilecek.
TEİAŞ'ın görev ve yetkileri arasında yer alan "iletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yapmak" uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar, idari yargıda görülecek.
### Fiyat eşitleme mekanizması 31 Aralık 2025'e kadar uygulanacak
Düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden elektrik enerjisi satın alan tüketicileri, dağıtım bölgeleri arası maliyet farklılıkları nedeniyle var olan fiyat farklılıklarından kısmen veya tamamen koruyacak şekilde tesis edilmiş ve uygulamaya ilişkin hususları EPDK'ca hazırlanan tebliğ ile düzenlenmiş fiyat eşitleme mekanizması içerisinde, tüm kamu ve özel dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri yer alacak.
Fiyat eşitleme mekanizması, 31 Aralık 2025'e kadar uygulanacak. Fiyat eşitleme mekanizmasının uygulandığı süre boyunca, ulusal tarife uygulamasının gerekleri esas alınacak ve ulusal tarifede çapraz sübvansiyona yer verilecek.
Bu sürenin beş yıla kadar uzatılmasına Cumhurbaşkanı yetkili olacak. Fiyat eşitleme mekanizmasının uygulandığı dönemde tüm hesaplar ilgili mevzuata göre ayrıştırılarak tutulacak.
### Bakanlık, genel aydınlatma giderlerini karşılayacak
Düzenlemeyle, uygulamada karışıklığa neden olmaması için Elektrik Piyasası Kanunu'nda yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile ilgili hükmün, fıkra metninden çıkartılması ve madenlerin girdi olarak kullanıldığı elektrik üretim tesisleri için de Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da yapılan değişiklikle aynı doğrultuda izin, kira, irtifak hakkı ve kullanma izni bedellerine uygulanacak indirimlerin, lisans tarihinden itibaren uygulanması amaçlanıyor.
Kanunla genel aydınlatma giderlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçesine konan ödenekten karşılanması 31 Aralık 2025'e kadar uzatılacak.
### Lisans başvurularının sonlandırılması
Elektrik dağıtım tesisleri için gerekli olan taşınmazların teminine yönelik olarak EPDK tarafından alınmış kararlara ilişkin işlemler, TEDAŞ tarafından sonuçlanacak.
Elektrik üretim tesisleri için gerekli olan taşınmazların teminine yönelik olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamulaştırma kararı alınmamış veya devir işlemleri başlatılmamış taşınmazlarla ilgili süreçler, EPDK tarafından sonuçlandırılacak.
Madde yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim veya otoprodüktör lisanslarını, önlisanslarını ya da lisans başvurularını sonlandırmak ya da kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içerisinde EPDK'ye başvurmaları halinde lisansları, önlisansları veya lisans başvuruları sonlandırılarak ya da tadil edilerek teminatları ilgisine göre kısmen veya tamamen iade edilecek.
Öte yandan, kabul edilen Danışma Kurulu önerisiyle, Genel Kurul yarın toplanmayacak.
Teklifin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Celal Adan, alınan karar gereğince, birleşimi, 1 Aralık Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı. |
2386242 | # Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,08 artışla 1.398,04 puandan başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 1,12 puan ve yüzde 0,08 artarak 1.398,04 puana yükseldi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,05 yükselirken, holding endeksi yüzde 0,06 düşüş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,51 ile elektrik, en çok kaybettiren yüzde 1 ile finansal kiralama, faktoring oldu.
BIST 100 endeksi, dün küresel piyasalarda azalan risk algısı ile günü yüzde 1,84 artışla 1.396,92 puandan tamamladı.
Analistler, ABD'de borç limiti konusunda anlaşmaya varılması ve emtia fiyatlarının kısmen de olsa sakinleşmesiyle küresel piyasalarda oluşan pozitif havanın bugün Çin borsasının uzun tatilin ardından alıcılı başlamasıyla devam ettiğini söyledi.
Bugün ABD'de açıklanacak istihdam raporu verilerinin piyasaların yönü üzerinde belirleyici olabileceğini aktaran analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.370 ve 1.355 seviyelerinin destek olarak izleneceğini, 1.420 puanın direnç konumunda bulunduğunu bildirdi. |
2073312 | # Borsa güne düşüşle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,23 azalışla 1.350,31 puandan başladı.
## İçerik
**Borsa **İstanbul'da **BIST 100 **endeksi, güne yüzde 0,23 azalışla 1.350,31 puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 3,06 puan ve yüzde 0,23 değer kaybederek 1.350,31 puana geriledi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,41 ve holding endeksi yüzde 0,04 düşüş kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,70 ile ticaret, en çok gerileyen ise yüzde 1,75 ile menkul kıymet yatırım ortaklığı oldu.
Dün BIST 100 endeksi, yüzde 0,23 değer kazanarak 1.353,36 puanla tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu da 1.366,78 puana taşıdı.
Analistler, bugün yurt içinde ödemeler dengesi, yurt dışında ise ABD'de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Almanya'da enflasyon verilerinin takip edileceğini belirterek, ABD'de, Türkiye'ye bazı yaptırımları da içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı ile ilgili gelişmelerin de yatırımcıların odağında bulunduğunu ifade etti.
Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.360 puanın önemli direnç konumunda olduğunu dile getiren analistler, bu seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda yükseliş eğiliminin devam edebileceğini, düşüşlerde ise 1.320 ve 1.290 seviyelerinin destek konumunda olduğunu kaydetti.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının ekimde 200 milyon dolar açık vermesini bekliyor. Ekonomistlerin söz konusu dönem için cari işlemler dengesi beklentileri, 1,2 milyar dolar açık ile 300 milyon dolar fazla arasında yer aldı. |
2598260 | # Bankacılık sektörü kredi hacmi geçen hafta 5 trilyon 896 milyar lira oldu
## Özet
Bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 119 milyar 120 milyon lira artarak 5 trilyon 896 milyar 116 milyon liraya çıktı.
## İçerik
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 20 Mayıs itibarıyla 119 milyar 120 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 5 trilyon 776 milyar 996 milyon liradan 5 trilyon 896 milyar 116 milyon liraya yükseldi.
Bankacılık sektöründeki toplam mevduat da (bankalararası dahil), geçen hafta 223 milyar 770 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 3,5 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 6 trilyon 563 milyar 249 milyon lira oldu.
### Tüketici kredileri tutarı 854 milyar liraya yükseldi
Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 20 Mayıs itibarıyla 7 milyar 747 milyon lira artışla 853 milyar 653 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 325 milyar 975 milyon lirası konut, 19 milyar 465 milyon lirası taşıt ve 508 milyar 212 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 15 milyar 8 milyon lira artarak 803 milyar 564 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,6 artışla 248 milyar 980 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 101 milyar 993 milyon lirası taksitli, 146 milyar 987 milyon lirası taksitsiz oldu.
### Yasal öz kaynaklar arttı
BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 20 Mayıs itibarıyla bir önceki haftaya göre 2 milyar 109 milyon lira artarak 163 milyar 578 milyon liraya çıktı. Söz konusu takipteki alacakların 130 milyar 382 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.
Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları 742 milyon lira artarak 1 trilyon 171 milyar 633 milyon lira oldu. |
2373581 | # Küresel piyasalar yön arayışında
## Özet
Küresel piyasalarda, Çinli emlak devi Evergrande'nin borç ödemelerine ilişkin devam eden belirsizlikler ve ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin yükselmesiyle yön arayışı sürerken, Fed Başkanı Powell ve diğer yetkililerin açıklamaları takip edilecek.
## İçerik
Fed'in gelecek sene faiz artırımına gidebileceğine ilişkin tahminlerle ABD'nin uzun vadeli tahvil faizleri yükseliş eğiliminde hareket ederken, Fed yetkililerinin bugün yapacakları konuşmalarda ABD'de para politikasının geleceğine ilişkin ipuçları aranmaya devam edecek.
Dün açıklanan makroekonomik verilerle ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından sonra genişlemeye devam ettiği ve normalleşmenin yakın olduğuna ilişkin beklentiler ise pay piyasalarında alışları beraberinde getirdi.
Dünya genelinde açıklanan imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinde önceki aya göre gerileme görülse de, veriler ekonomilerin hala genişleyici bölgede bulunduklarına işaret etti.
Bu gelişmelerle S&P 500 endeksi yüzde 1,21, Dow Jones endeksi yüzde 1,48 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,04 değer kazandı. New York borsasında endeks vadeli işlem kontratları yeni günde ise yatay bir seyir izliyor.
Avrupa tarafında, dün İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizlerde değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 0,1 seviyesinde bırakırken, bugün Almanya'da açıklanacak Ifo endeksleri yatırımcıların gündeminde bulunuyor.
Avrupa borsaları, dün İngiltere hariç küresel pay piyasalarına paralel alış ağırlıklı bir seyir izlerken, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,88, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,98 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,41 değer kazandı. İngiltere'de FTSE 100 endeksi ise yüzde 0,07 değer kaybetti. Vadeli işlemlerde endeks kontratlarının yeni günde karışık bir seyir izledikleri görülüyor.
Avro/dolar paritesi ise önceki kapanışa paralel 1,1740'tan işlem görüyor.
Asya'da, Evergrande krizi pay piyasalarının yönü üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Çin hükümeti dün Evergrande şirketine tahvil borçlarının ödemesinde aksama olmaması konusunda uyarıda bulunurken, yerel yönetimleri ise olası bir temerrüt için uyardı.
Analistler, Evergrande'nin dünkü 100 milyon doların üzerindeki tahvil ödemelerine ilişkin henüz bir açıklama yapılmadığını, konunun gündemin odağındaki yerini koruduğunu bildirdi.
Öte yandan, Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) likidite enjeksiyonları ise pay piyasalarındaki baskıları törpülemeyi sürdürürken, bugün açıklanan verilere göre Japonya'da Tüketici Fiyat Endeksi ağustosta yıllık yüzde 0,4 geriledi, öncü imalat sanayi PMI ise eylülde 52,7'den 51,2'ye indi.
Bu gelişmelerle kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,23, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,10 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,15 değer kaybederken, dün resmi tatil nedeniyle işlem gerçekleştirilmeyen Japonya'da ise Nikei 225 endeksi bugün yüzde 2 yükseldi.
Yurt içinde, dün gündemin odağında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı vardı. TCMB beklentilerin aksine politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 18'e indirdi.
Karar sonrası satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi günü önceki kapanışın yüzde 0,43 altında 1.401,46 puandan tamamladı. Dün 8,8013 ile zirvesini gören dolar/TL ise önceki kapanışın yüzde 1,32 üzerinde, 8,7679'dan kapanış yaptı. Dolar/TL bugün bankalararası piyasanın açılışında 8,7830 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, Fed üyelerinin konuşmalarının yanı sıra bugün yurt içinde kapasite kullanımı, reel sektör güven endeksi ve sektörel güven endeksleri, yurt dışında ise Almanya'da Ifo iş ortamı güven endeksleri ve ABD'de yeni konut satışlarının takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1,390 seviyesinin destek, 1.420 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
10.00 Türkiye, eylül ayı kapasite kullanımı
10.00 Türkiye, eylül ayı reel sektör güven endeksi
10.00 Türkiye, eylül ayı sektörel güven endeksleri
11.00 Almanya, eylül ayı Ifo iş ortamı güven endeksleri
17.00 ABD, ağustos ayı yeni konut satışları |
2974123 | # Avrupa gaz fiyatlarında dalgalı seyir sürecek
## Özet
Avrupa gaz fiyatlarında dalgalı seyrin bir süre daha devam etmesini bekleyen uzmanlar, Avrupa'nın gaz depolarındaki yüksek doluluk oranlarına rağmen fiyatlar ve arz-talep dengesi açısından asıl belirleyici etkenin tüketim olacağını belirtiyor.
## İçerik
Avrupa gaz piyasasındaki dinamikler, yaklaşık iki yıldır süren enerji krizi nedeniyle neredeyse tamamen değişti. Ekonomilerin Kovid-19 salgınının ardından toparlanmaya başlamasıyla ortaya çıkan arz-talep dengesizliği, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın gaz tedarikine etkileriyle enerji krizine dönüştü.
Avrupa, en büyük gaz tedarikçisi Rusya'dan ithalatını azaltmak üzere adımlar atarken, Rusya da yaptırımlara karşılık kıtaya gaz arzını büyük ölçüde kıstı.
Avrupa Birliği (AB), Rus petrol ve kömürüne ambargo uygularken doğal gaza uygulamadı ancak tüm Rus fosil yakıt tedarikini 2027 itibarıyla sonlandırmayı taahhüt etti.
Araştırma kuruluşu Bruegel'in verilerine göre, ambargo uygulanmasa da AB'nin Rusya'dan boru hatlarıyla gaz tedariki Mart 2022-Mart 2023 döneminde yüzde 78 azaldı. Bu dönemde, AB'nin Rusya'dan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı ise yüzde 25 geriledi.
Enerji krizinin başından itibaren artan gaz fiyatları, savaşın ardından hızla yükselmeye devam etti ve Ağustos 2022, megavatsaat başı gaz fiyatının 300 avroyu aşarak rekor kırdığı tarih olarak kayıtlara geçti.
Rus gazından doğan boşluğu doldurmak için LNG ithalatını yüzde 60 artıran AB'de, kış döneminde büyük bir kesinti yaşanmaması ve gaz talebini düşürmeye yönelik önlemler, fiyatların gerilemesini sağladı.
### Fiyatlar, son iki ayın en yüksek seviyesinde
Zirveyi gören fiyatlar bu tarihten itibaren düşüş eğilimine girse de enerji krizi öncesi seviyesine dönmedi.
Avrupa'da, temmuzda megavatsaat başı 27 avronun altını gören gaz fiyatlarında, yaklaşık üç haftadır yeni bir ralli yaşanıyor.
Dünyanın en büyük LNG ihracatçısı Avustralya'daki LNG tesislerinde, çalışanların daha iyi çalışma ve ücret koşulları talebiyle greve gitme planları ve müzakerelerde bir sonuca varılamamış olması, gaz piyasalarında riskin fiyatlanmasına yol açıyor.
Küresel LNG ticaretinin yüzde 10'unu oluşturan üç tesiste grev nedeniyle kesinti yaşanma ihtimali, Avrupa'da gaz fiyatlarında yüzde 30 artışa yol açtı. Fiyatlar, 21 Ağustos'ta megavatsaat başı 40,7 avroya çıkarak son iki ayın en yüksek seviyesini gördü.
Avustralya'nın Avrupa'ya doğrudan LNG tedariki kısıtlı olmasına rağmen Avrupa'nın artan LNG bağımlılığı, küresel piyasalarda oluşan arz endişelerinden doğrudan etkilenmesine yol açıyor.
### Soğuk hava ve arz kesintileri, geçici fiyat artışlarına yol açabilir
Uzmanlara göre, Avrupa'da gaz fiyatları bir süre daha dalgalı seyrini sürdürecek ve Avrupa gaz piyasasında tedarikten ziyade talep daha belirgin bir rol oynayacak.
Fitch Ratings Petrol ve Gaz Kıdemli Direktörü Dmitry Marinchenko, AA muhabirine, Avrupa'nın, daha önce ana tedarikçisi olan Rusya'dan sınırlı doğal gaz sağlayabildiğini belirterek, "Avrupa'da gaz fiyatları şu an için oynak kalmaya devam edecek. Kıtada gaz depolarında doluluk oranı şu anda yüksek olsa da soğuk hava veya arz kesintileri geçici olarak fiyat artışlarına neden olabilir." dedi.
Avustralya'daki LNG tesislerinde olası grevlerin etkisini de değerlendiren Marinchenko, "Grevler, küresel LNG ticaretinin yüzde 10'unu oluşturan üç tesiste yaşanabilir. Ancak, eğer bir aksama olursa, bu uzun vadeli olmaz ve küresel LNG arz-talep dengesinde geçici bir etki yapar." ifadesini kullandı.
### "Avrupa gaz piyasalarında asıl kırılganlık tüketim tarafında"
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Avrupa Analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz de Avustralya'daki LNG tesislerinde grevlerin olması durumunda da arzda beklendiği kadar ciddi bir aksama yaşanmayacağını dile getirdi.
Avustralya'nın küresel LNG piyasasında büyük bir oyuncu olduğunu belirten Jaller-Makarewicz, şöyle devam etti:
"Katar, Avustralya ve ABD, küresel LNG tedarikinin yüzde 60'ını oluşturuyor. Avustralya'nın LNG ihracatının yüzde 99,9'u Asya'ya, temel olarak da Japonya, Çin ve Güney Kore'ye gidiyor. Bu tesislerde grev nedeniyle bir aksama olursa, bu ve diğer Asya ülkeleri, başka tedarikçilerden LNG bulabilmek için Avrupa ile rekabete girebilir. Burada da Avrupa'daki gaz talebi bu ticaretin nasıl şekilleneceği konusunda önemli rol oynayacaktır. Piyasalar, şu anda sıkışık bir arz talep dengesinin etkisiyle riskli, hassas, değişken gaz ve LNG dinamiklerini fiyatlıyor."
Jaller-Makarewicz, Avrupa'da şu an gaz depolarının doluluk oranının yüzde 91,2'ye ulaştığını, bunun 94 milyar metreküp gaza karşılık geldiğini ve AB gaz talebinin üçte birini karşılayabileceğini söyledi.
Bu yılın ilk yarısında Avrupa'nın gaz talebinde yüzde 10'luk bir düşüşün gaz depolarının doldurulmasını kolaylaştırdığını belirten Jaller-Makarewicz, "Avrupa'da gaz tüketimi, hava koşulları ve talebi düşürmeye yönelik önlemlere göre şekillenecek. Bu nedenle, Avrupa gaz piyasalarında şu an asıl kırılganlığın tüketim tarafında olduğunu düşünüyorum. Avrupa ne kadar çok gaz tüketirse, dünyanın farklı bölgelerindeki arz-talep faktörlerinden, fiyat oynaklıklarından ve hava koşullarından o derece etkilenecek." diye konuştu. |
1005048 | # Ekonomistler, Merkez Bankası faiz kararını değerlendirdi
## Özet
Ziraat Bankası ekonomisti Yılmaz, "Enflasyonda beklenen düşüşle mart ayında Merkez Bankası'nın para politikasındaki sıkılığı belirginleşecek." dedi.
## İçerik
İSTANBUL - MURAT BİRİNCİ
**Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz**, "Enflasyonda beklenen düşüşle mart ayında Merkez Bankası'nın para politikasındaki sıkılığı belirginleşecek." dedi.
**Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)** Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranı 50 baz puan artırılarak yüzde 12,25’ten yüzde 12,75'e yükseltildi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,00'de, gecelik marjinal fonlama oranı yüzde 9,25'te ve gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 7,25'te sabit bırakıldı.
Merkez Banka'nın faiz kararına ilişkin görüşlerini paylaşan Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırımlarının Çin Merkez Bankası (PBoC) tarafından eş zamanlı karşılık bulmasının küresel makro dengeleri açısından pozitif olduğunu belirtti.
ABD'de ve Çin'de faizlerin yükselmesinin dolar ve ham madde fiyatlarının istikrarlı seyretmesiyle sonuçlanabileceğini ifade eden Yılmaz, "Fed-PBoC etkileşimi ve eş zamanlılığı önümüzdeki dönemde girdi maliyetleri üzerinden fiyat istikrarına pozitif etki sağlayabilir." dedi.
Yılmaz, Aralık 2015'te piyasada faiz arttırım beklentisinin olduğunu anımsatarak, "Merkez Bankası aralık ayını pas geçmiş ve mart ayında koridorun üst bandında indirimle sadeleşmeye başlamıştı. Bugün benzer bir konjonktürle karşı karşıyayız. Enflasyonda beklenen düşüşle mart ayında Merkez Bankası'nın para politikasındaki sıkılığı belirginleşecek. 'Kararlı' duruş 3 Ocak 2018 tarihinde aralık enflasyonu ile birlikte kendisini göstermeye başlayacak." ifadelerini kullandı.
### "Faiz artışları devam edebilir"
**Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık**, Merkez Bankası'nın GLP faizindeki 50 baz puanlık artışının piyasa beklentileri olan 100 baz puanın altında, kendi beklentileri olan 75 baz puana ise daha yakın gerçekleştiğini söyledi.
Muhtemelen TCMB'nin bütün fonlamayı yine geç likiditeden vereceğini ve bu durumda ortalama fonlama faizinin 50 baz puan yükselerek yüzde 12,75 olacağını ifade eden Işık, "Merkez bankası, yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığına dikkati çekiyor. Aynı zamanda hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğini ve ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceğini söylemeye devam ediyor. Bu da 18 Ocak 2018 tarihindeki PPK toplantısında faiz artırımlarının devam edebileceğine işaret ediyor." diye konuştu.
### "Karar, kurlarda beklenen gerilemenin yaşanmasına engel olacak"
**AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi**, TCMB'nin beklentileri karşılayamadığını ve yetersiz bir artış yaptığını ifade etti.
Merkez Bankası'nın repo ihalesi açmayarak ve tüm fonlamayı GLP'den yaparak ortalama fonlama maliyetini yüzde 12,75’e çıkarmasının beklenebileceğini söyleyen Bürümcekçi, "Banka anlaşılan, aralık ayından itibaren lehte baz etkileri ile gerileme eğilimine girecek manşet enflasyona güvenerek sıkılaşmayı sınırlı yapma tercihinde bulunmuştur. Bu ise kurlarda beklenen gerilemenin yaşanmasına engel olacaktır." dedi.
### "Kararlılık devam ediyor"
**Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı**, parasal duruşta beklentilerin altında sıkılaşmanın destekleyici küresel ortamda kabul edilebileceğini belirterek, "Her ne kadar GLP faiz oranında gerçekleşen artış beklentilerin altında kalsa da; TCMB'nin yayımladığı faiz notunda, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışında artan risklere dikkat çekmesini ve bu doğrultuda da parasal duruşun sıkılaştırılmasına yönelik ifadesini, fiyat istikrarı hedefini gözetme konusundaki kararlılığının devam ettiği yönünde yorumluyoruz." şeklinde konuştu.
Dünkü Fed kararlarının küresel piyasalar açısından güvercin olarak algılanabileceği sonuçlarının da göz önüne alınması durumunda, faiz kararının kur üzerinde yaratmış olduğu ilk tepkinin yumuşaması açısından destekleyici olabileceğini değerlendiren Tokalı, gelecek dönemde enflasyon baskılarının azalması yönünde gelişmelerin oluşması halinde de fonlama kompozisyonunda GLP'nin kademeli azaltılması ve ortalama fonlama maliyetinin gerilemesinin bekleneceğini söyledi.
### "TCMB, enflasyona dair daha şahin bir söyleme geçti"
**QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı**, Merkez Bankası'nın beklenenden az faiz artışına giderek piyasaları hayal kırıklığına uğrattığını belirtti.
Bu toplantının TCMB için kredibilitesini tesis etmesi adına büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Kanlı, "Şimdi piyasaya kararlı olduğu mesajını verseydi daha sonra enflasyonun düşmesi halinde faiz indirim adımlarını da rahat bir biçimde atabilecekti. TCMB, beklenenden düşük faiz artırımına karşın, karar metninde enflasyona dair daha şahin bir söyleme geçmiş. Ancak, piyasa eyleme odaklanacaktır ve bu kararı olumsuz algılayacaktır." değerlendirmeleri yaptı.
### "Lehte baz etkisi manşet enflasyonun kur üzerindeki baskını azaltacak"
**ÜNLÜ&Co ekonomisti Esra Şimşek,** piyasa beklentisinin altında kalan faiz arttırımının kurda etkisini göstererek TL'nin dolar karşısında 3,88'e yükselmesine yol açtığını belirtti.
"Kasım ayında enflasyonun tarihi zirvesine ulaşması sebebiyle reel faiz oranları baskılanmış olsa da, aralık ayından itibaren lehte baz etkileri ile gerileme eğilimine girecek manşet enflasyon kur üzerindeki baskının azalmasını sağlayacaktır." diyen Şimşek, Merkez Bankası'nın ayrıca para politikası duruşuna ilişkin mesajını aynen koruyarak "ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir" ifadesini kullandığına dikkati çekti.
### "Sadece kur işlemleri üzerinden yaklaşma büyük resmin okunmasında sorun yaratabilir"
**DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek**, açıklanan kararın enflasyon görünümünde bozulmadaki hızlanmayı ve TL’nin sepet kur
nezdindeki son dönem değer kaybını sınırlandırıcı etkide bulunma ihtimalinin düşük kalabileceğini söyledi.
Özellikle aralık ayı içerisinde TL cinsi varlıkların fiyatlamalarında oluşan iyimserliğin TCMB'ye dair beklenti kanalı mekanizmasının işlemesinden kaynaklandığını düşündüğünü kaydeden Gödek, bu duruma sadece kur işlemleri üzerinden yaklaşmanın büyük resmin okunmasında sorun yaratabileceğinin altını çizdi. |
1616650 | # Borsa güne yatay başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, açılışta 3,17 puan azalışla 94.134,05 seviyesine geriledi.
## İçerik
Açılışta **BIST 100 endeksi**, 3,17 puan değer kaybıyla 94.134,05 seviyesine indi. Bankacılık endeksi yüzde 0,34 değer kaybetti, holding endeksi ise yüzde 0,26 yükseliş kaydetti.
Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,90 ile orman, kağıt, basım, en çok gerileyen ise yüzde 0,41 ile inşaat oldu.
Dün 93.000 sınırına kadar gerileyen BIST 100 endeksi, bu seviyeden gelen tepki alımlarıyla kayıplarının bir kısmını telafi ederek, günü önceki kapanışa göre yüzde 1,18 azalışla 94.137,22 puandan tamamladı.
Analistler, Barış Pınarı Harekatı konusundaki gelişmeler ve ABD ile yürütülen diplomatik ilişkilerin gündemin odağındaki yerini koruduğunu belirterek, Türkiye'de bulunan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun yapacağı görüşmelerden gelecek haberlerin piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını bildirdi.
Bugün ABD'de sanayi üretimi başta olmak üzere yoğun veri akışının da takip edileceğine değinen analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 92.500 seviyesinin destek, 95.500'ün direnç konumunda olduğunu söyledi. |
2520557 | # BIST 50 endeksindeki paylarda, açığa satışta 'yukarı adım kuralı' bugün de geçerli olacak
## Özet
Borsa İstanbul AŞ, BIST 50 endeksinde yer alan paylara, 24 Şubat'ta uygulanmaya başlanan açığa satış işlemlerinde yukarı adım kuralının bugünkü seansta da devam edeceğini duyurdu.
## İçerik
**Borsa İstanbul**'un Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Sermaye Piyasası Kurulu kararı uyarınca BIST 50 endeksinde yer alan paylarda açığa satış işleminin yapılabildiği anımsatıldı.
Söz konusu paylara yönelik 24 Şubat'ta uygulanmaya başlayan açığa satış işlemlerinde yukarı adım kuralının, bugünkü seansta da devam etmesine karar verildiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Açığa satış işlemi yapılabilen paylarda açığa satış işlemi, açığa satışa konu olacak sermaye piyasası aracının en son gerçekleşen işlem fiyatından daha yüksek bir fiyat üzerinden gerçekleştirilebilecektir. Ancak, açığa satışa konu olan sermaye piyasası aracının en son gerçekleşen fiyatının bir önceki fiyattan daha yüksek olması halinde açığa satış işlemi en son gerçekleşen fiyat düzeyinden de yapılabilecektir. Gün içinde sahip olunmadan yapılan ve daha sonra aynı gün içinde yapılan alımlarla kapatılan satışlar da açığa satış kapsamında olduğundan yatırımcılarımız ve yatırım kuruluşlarımız tarafından bu nitelikteki satışlara ilişkin emirlerin de açığa satış seçeneği işaretlenmek suretiyle iletilmesi hususunda gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi önem arz etmektedir." |
819095 | # Dolar/TL güne düşüşle başladı
## Özet
Güne düşüşle başlayan dolar/TL, 3,5430 seviyelerinde dengelendi.
## İçerik
İSTANBUL
Güne düşüşle başlayan **dolar/TL**, 3,5430 seviyelerinde dengelendi.
Dün, 3,5463 seviyesine kadar gerileyen **dolar/TL**, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,67 azalışla 3,5481 seviyesinden tamamladı.
Dolar/TL, dünkü düşüş eğilimini bugüne de taşıdı ve saat 09.45 itibarıyla yüzde 0,10 değer kaybederek 3,5430 seviyesinde dengelendi. Aynı dakikalarda avro/TL yüzde 0,18 artışla 3,9025'ten, sterlin/TL ise yatay seyirle 4,5791'den işlem görüyor. |
1751899 | # OECD: Küresel ekonomi 'koronavirüs' riski altında
## Özet
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, koronavirüs endişesiyle bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini 0,5 puan düşürerek yüzde 2,4’e çektiğini duyurdu.
## İçerik
**Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü** (**OECD**), “Koronavirüs: Dünya Ekonomisi Risk Altında” başlıklı Ekonomik Görünüm ara değerlendirme raporunu yayımladı.
Raporda, **koronavirüs**ün (**Kovid-19**) şu ana kadar dikkate değer ekonomik aksamalara neden olduğu, Çin’in üretimindeki azalışın küresel ekonomi üzerinde kendisini hissettirdiği ve küresel ekonomik görünümde belirsizliğin yüksek olduğu kaydedildi.
Çin’de virüs salgınının bu yılın ilk çeyreğinde zirve noktasının görmesi, diğer ülkelerde de ılımlı seviyede seyretmesi ve kontrol altına alınması durumunda, küresel ekonomik büyümenin bu yıl bir önceki tahmine göre (Kasım 2019) 0,5 puan daha düşük seyretmesinin beklendiği belirtilen raporda, bu senaryo çerçevesinde küresel ekonomik büyüme tahmini yüzde 2,4’e çekilirken, 2021 büyüme tahmini ise 0,3 puan artırılarak yüzde 3,3’e yükseltildi.
Öte yandan raporda, koronavirüs salgının Asya Pasifik, Avrupa, Kuzey Amerika gibi bölgelerde uzun süreli ve yoğun bir şekilde devam etmesi durumunda bunun küresel ekonomik görünümde ciddi bozulmaya neden olabileceği, bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda ise küresel ekonomik büyümenin yüzde 1,5’e kadar gerileyebileceği uyarısında bulunuldu.
Geçtiğimiz yıl küresel ekonomik büyümenin yüzde 2,9 ile zayıf bir büyüme gerçekleştirdiği belirtilen raporda, 2020’nin ilk çeyreğinde küresel ekonomik büyümenin negatif dahi gelebileceği kaydedildi.
Raporda, koronavirüs salgının güven ortamı, finansal piyasalar, seyahat sektörü ve imalat tedarik zincirinde yarattığı olumsuz etkiler ve aksamalar nedeniyle G-20 ülkelerinin büyüme tahmininde de aşağı yönlü revizyona gidildiği belirtildi.
### G20 ülkelerinin büyüme tahmini de 0,5 puan düşürüldü
G-20 ülkelerinin 2020 yılına ilişkin büyüme tahmini 0,5 puan azaltılarak yüzde 2,7’ye düşürülen raporda, 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini ise 0,2 puan artırılarak yüzde 3,5’e yükseltildi.
OECD raporunda, Avro Bölgesi’nin bu yıla ilişkin büyüme tahmini 0,3 puan azaltılarak yüzde 0,8’e çekilirken, 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini yüzde 1,2’de sabit tutuldu.
Büyüme tahmini, ABD ekonomisine ilişkin 2020 yılı için 0,1 puan azaltılarak yüzde 1,9’a çekilirken 2021 için 0,1 puan artırılarak yüzde 2,1’e yükseltilen raporda, Çin ekonomisine ilişkin olarak da 2020 yılı için 0,8 puan azaltılarak yüzde 4,9’a çekilirken 2021 yılı için de 0,9 artırılarak yüzde 6,4 olarak öngörüldü.
OECD raporunda, büyüme tahminleri Almanya'ya ilişkin olarak 2020 için 0,1 puan azaltılarak yüzde 0,3’e düşürülürken 2021 için yüzde 0,9’da sabit tutuldu, Fransa'ya ilişkin olarak ise 2020 için 0,3 düşürülerek yüzde 0,9’a çekilirken 2021 için 0,2 puan artırılarak yüzde 1,4'e çıkarıldı. Raporda, büyüme tahmini İtalya'ya ilişkin olarak da 2020 için 0,4 puan azaltılarak yüzde 0’a çekilirken 2021 için yüzde 0,5’te sabit tutuldu.
Büyüme tahmini, İngiltere'ye ilişkin olarak 2020 için 0,2 puan, 2021 için de 0,4 puan azaltılarak her iki yıl için de 0,8'e düşürülen raporda, Hindistan’a ilişkin olarak da 2020 için 1,1 puan azaltılarak yüzde 5,1’e, 2021 içinse 0,8 puan azaltılarak yüzde 5,6’ya çekildi.
Raporda, Türkiye’nin de bu yıla ilişkin ekonomik büyüme tahmini 0,3 puan düşürülerek yüzde 2,7’e çekilirken, 2021 büyüme tahmini ise 0,1 puan artırılarak yüzde 3,3’e yükseltildi. |
1533706 | # Küresel piyasalar yön arayışında
## Özet
Küresel piyasalar makroekonomik verilerden gelen farklı sinyaller ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle karışık bir seyir izlerken, yoğun veri gündemi takip edilecek.
## İçerik
**Küresel piyasalar** makroekonomik verilerden gelen farklı sinyaller ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle karışık bir seyir izlerken, yoğun veri gündemi takip edilecek.
ABD'de dün açıklanan perakende satışlar verisindeki artış beklentileri aşarken, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı ise tahminlerin altında kaldı. Bu gelişmelerle New York borsasında satıcılı bir seyir izlendi ve Dow Jones endeksi yüzde 0,09, S&P 500 endeksi yüzde 0,34 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,43 değer kaybetti. Dolar endeksi dün yükseliş eğiliminde hareket ederek günü yüzde 0,5 artışla 97,4'ten tamamladı.
Analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin ile ticaret konusunda yaptığı açıklamaların risk iştahını azalttığını belirterek, ABD'de konut başlangıçları verisi takip edileceğini kaydetti.
Avrupa tarafında, dün açıklanan Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW) endekslerinin beklentilerin altında kalmasına karşın pay piyasalarında alış ağırlıklı bir seyir izlendi. ZEW'den yapılan açıklamaya göre, kurumsal yatırımcı ve analistlerin ekonomiye duyduğu güveni ölçen Ekonomik Güven Endeksi, Almanya'da temmuzda bir önceki aya kıyasla 3,4 puan azaldı. Dün Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,35, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,60 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,65 değer kazandı.
Veri gündeminin zayıf olduğu Asya piyasalarında altının ons fiyatı yatay seyrederken, Brent petrolün varil fiyatı dünkü yüzde 2,8'lik düşüşün ardından gelen tepki alımlarıyla yüzde 0,4 yükselerek 64,7 dolara çıktı. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 değer kaybetti.
Yurt içinde, 3 günlük tatilin ardından dün işleme açılan Borsa İstanbul'da alış ağırlıklı bir seyir izlendi. BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,96 artışla 98.028 puandan tamamlarken, dün yüzde 0,1 azalışla 5,7088'den kapanan dolar/TL, bankalararası piyasanın açılışında yatay seyirle 5,7080'den işlem görüyor.
Yurt içinde konut fiyat endeksi, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde enflasyon başta olmak üzere yoğun veri akışının takip edileceğini ifade eden analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde, 99.000 seviyesinin direnç, 96.500 puanın destek konumunda olduğunu söyledi. |
1799610 | # İngiliz ekonomist O'Neill: Türkiye’nin içinde olduğu gelişen piyasalar yatırım için cazip
## Özet
Ünlü İngiliz ekonomist Jim O'Neill, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu gelişen piyasaların yatırım için cazip göründüğünü söyledi.
## İçerik
Küresel ölçekte agresif bir parasal genişleme dalgası beklediğini belirten düşünce kuruluşu Chatham House'un Konsey Başkanı ünlü İngiliz ekonomist Jim O'Neill, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu gelişen piyasaların yatırım için cazip göründüğünü söyledi.
Daha önce İngiltere’de Hazine Bakanlığı ve Goldman Sachs’ta Portföy Yönetimi Başkanlığı görevlerinde bulunan Jim O'Neil AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
O’Neill, “Krizden önce, politika yapıcıların elindeki araçlarının tükendiğine dair endişeler vardı. Geçen zamanda gördük ki durum böyle değil. Sistematik finansal riskler nedeniyle Avrupa’da, ABD’de ve diğer ülkelerde daha agresif parasal genişleme yöntemleri göreceğimizi düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Mevcut parasal genişleme adımlarını doğru olduğunu altını çizen O’Neill, “Bazı büyük mali politika genişlemeleri gördük. Bu borçlulukları artıracaktı. Fakat 2.Dünya Savaşı gibi konvensiyonal savaşlarla kıyaslandığında, bence gayet uygun görünüyor. (Önümüzdeki dönemde) Daha büyük politika adımları gelecek.” değerlendirmesinde bulundu.
### “Yatırım yapmak için doğru zaman”
Türkiye’nin küresel yatırım ortamından nasıl etkileneceğine ilişkin olarak O’Neill, “Çok sayıda gelişmekte olan piyasa bana değer seviyeleri nedeniyle oldukça cazip görünüyor. Bu ortamda yatırım yapan şanslı yada cesur yatırımcı, gelecek haftalarda büyük oynaklıklarla karşılaşsa bile, birkaç sene sonra bugününün gelişen piyasalara yatırım yapmak için doğru zaman olduğunu görecek.” ifadelerini kullandı.
### “V şeklinde toparlanma imkansız olmayabilir”
Çin’in koronavirüs salgınını büyük oranda kontrol altına alındığını ve ekonomik toparlanma işaretlerinin görüldüğünü hatırlatan O’Neill, “V şeklinde (küresel) bir toparlanma imkansız olmayabilir. Tabii ki son birkaç haftada dünya ekonomileri dağıldı. Benim hayatımdaki en kötü krizi yaşıyoruz. 2008 krizinden daha kötü. Fakat bu yılın devamında bir miktar ekonomik iyileşme görebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Jim O’Neill, küresel krizden çıkışın büyük oranda koronavirüse bulunacak bir aşı, ya da koronavirüs hastalarının takip ve kontrolünde daha iyi seviyeye ulaşılması ile mümkün olacağını kaydetti.
O’Neill,” Tecrit ne kadar uzarsa, sadece ekonomik koşulların o kadar bozulacağı değil, aynı zamanda akıl sağlığı ve bunun gibi öngörülemeyen sağlık sorunlarının da ortaya çıkabileceği giderek daha fazla anlaşılıyor.” konuştu.
Önümüzdeki dönemde tecrit ve sosyal mesafe uygulamamalarını gevşetilmesiyle ekonomik büyümenin yeniden artabileceğini belirten O’Neill, “Bundan sonraki dönemde gelişmiş ekonomiler ve diğer ekonomiler için İskandinav modelinin örnek model olarak görülebileceğini düşüyorum.” ifadelerini kullandı. |
3168819 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 2,43 değer kazanarak 8.929,88 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 211,77 puan artarken, toplam işlem hacmi 84,1 milyar lira oldu.
Bankacılık endeksi yüzde 4,90, holding endeksi yüzde 1,73 değer kazandı.
Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 4,91 ile bilişim, en çok gerileyen ise yüzde 5,76 ile spor oldu.
Küresel piyasalarda, Japonya Merkez Bankasının (BoJ) yaklaşık 10 yılın ardından negatif faiz dönemine son vermesiyle fiyatlamalar zorlaşmaya devam ederken, yarın ABD Merkez Bankasının (Fed) açıklayacağı para politikası kararları piyasaların odağında bulunuyor.
Fed'in yarın ve mayısta yapacağı toplantılarda politika faizini sabit bırakmasına kesin gözüyle bakılırken, ilk faiz indirimine haziranda başlayacağı yönündeki beklentiler zayıflamayı sürdürüyor.
Analistler, Fed Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarının bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin ipucu verebileceğini belirtti.
Yarın yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Fed'in faiz kararının yanı sıra Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamaları, İngiltere'de enflasyon, Avro Bölgesinde tüketici güven endeksinin takip edileceğini belirten analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.700 ve 8.600 seviyelerinin destek, 9.000 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti. |
2774741 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 1,64 değer kaybederek günü 5.345,61 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 88,90 puan azalırken, toplam işlem hacmi 106,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 2,78, holding endeksi yüzde 0,90 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında tek kazandıran yüzde 2,51 ile inşaat, en çok kaybettiren yüzde 9,67 ile madencilik oldu.
Analistler, küresel pay piyasalarının, başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarına yönelik belirsizliklerle karışık seyrettiğini söyledi.
Noel tatilleri ve yıl sonu pozisyon kapatma işlemlerinin yoğunlaşmasıyla piyasalardaki sert dalgalanmalara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan analistler, yarın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantı özetinin piyasaların odağında bulunacağını dile getirdi.
Yarın veri gündeminde yurt içinde ekonomik güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de haftalık işsizlik başvurularının öne çıkacağını söyleyen analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 5.300 seviyesinin destek, 5.450 ve 5.500 puanın direnç konumunda bulunduğunu kaydetti. |
2537773 | # Yurt içi piyasalar TCMB'nin faiz kararını bekliyor
## Özet
Küresel piyasalarda, dün ABD Merkez Bankası'nın (Fed) toplantısının ardından karışık bir seyir izlenirken, bugün Türkiye ve İngiltere merkez bankalarının faiz kararlarının yanı sıra yoğun veri gündemi takip edilecek..
## İçerik
**ABD Merkez Bankası** (**Fed**) dün 3 yılı aşkın sürenin ardından politika faizini 25 baz puanlık artırımla yüzde 0,25-0,50 aralığına yükseltti. Banka, enflasyona karşı "agresif" bir plan da ortaya koyarken, yıl sonuna kadar gerçekleştirilecek 6 toplantı için 25'er baz puanlık artırımına işaret etti.
Bu yıla ilişkin enflasyon tahminini yüzde 2,6'dan yüzde 4,3'e yükselten banka, ihtiyaç duyulması halinde faiz artırımlarının hızının ayarlanacağı mesajını da verdi.
Kararların ardından değerlendirmelerde bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, gelişen koşullara bakacaklarını ve faiz artırımlarında daha hızlı hareket etmeleri gerekirse bunu yapacaklarını söyledi. Powell, ekonominin çok güçlü ve daha sıkı para politikasıyla başa çıkmak için iyi bir konumda olduğunu vurgulayarak, Fed'in yaklaşık 9 trilyon dolarlık bilançosunun küçültülmesine mayıs ayında başlanabileceğinin sinyalini verdi. Powell ayrıca, hala enflasyonun yılın ikinci yarısında aşağı gelmesini beklediklerini de belirterek, "Kısa vadede enflasyondaki düşüşün bir kısmı tedarik zincirlerindeki iyileşmeden gelecek. Bilanço azaltımı da enflasyondaki düşüşe katkı sağlayacak." dedi.
Analistler, Fed'in ortaya koyduğu faiz patikasının, Rusya-Ukrayna savaşı öncesi beklentilere göre önemli ölçüde yumuşadığını, ancak savaş ortamında ekonomilere ilişkin artan belirsizlikler düşünüldüğünde her toplantıda faiz artırımı sinyalinin "şahin" olarak değerlendirildiğini söyledi.
Buna karşın Fed'in enflasyon konusunda hala iyimser bir tutum içinde olduğunu aktaran analistler, fiyatlamaların bankanın gelecek toplantılarda en az bir kez 50 baz puanlık faiz artırımına gidilebileceğini gösterdiğini kaydetti.
Fed'in toplantısının ardından dün tahvil piyasalarından çıkışın hızlandığı görülürken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 2,25 ile Mayıs 2019'dan bu yana en yüksek seviyeyi test etmesi sonrası yüzde 2,14 seviyesinde dengelendi. Dolar endeksi ise düşüşünü 4'üncü güne taşıyarak 98,4 seviyelerine geriledi. New York borsasında ise dün alıcılı bir seyir izlendi ve Dow Jones endeksi yüzde 1,55, S&P 500 endeksi yüzde 2,24 ve Nasdaq endeksi yüzde 3,77 artışla günü tamamladı. ABD endeks vadeli kontratlarında yeni günün karışık seyirle başladığı görülüyor.
Avrupa tarafında Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin gelişmeler gündemin odağındaki yerini korurken, bugün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın konuşması ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararının piyasaların yönü üzerinde etkili olması bekleniyor. BoE'nin bugünkü toplantıda faizleri 25 baz puanlık artırımla yüzde 0,75'e yükselteceği ve böylece salgın öncesi oranlara geri döneceği öngörülüyor.
Avro Bölgesi'nde şubat ayına ilişkin açıklanacak enflasyon rakamlarının da yakından takip edileceği Avrupa piyasalarında, dünkü fiyatlamaların düşen petrol fiyatlarının etkisiyle pozitif tarafta yer alması dikkati çekti. Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 3,76, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,62 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 3,68 değer kazandı. Avro/dolar paritesi yüzde 0,1'lik düşüşle 1,10 seviyelerinde dengelenirken, endeks vadeli kontratlarda bugünün karışık başladığı görülüyor.
Asya tarafında, Çin'de teknoloji hisseleri üzerindeki regülasyonların tamamlanacağına yönelik beklentiler pay piyasalarını desteklerken, özellikle Hong Kong borsasında işlem gören Çinli teknoloji şirketleri hisselerindeki hızlı artış devam ediyor. Öte yandan Çin'de emlak sektöründe devam eden borç çevirme problemleri karşısında Şanghay'da bankaların hem mortgage kredilerine yönelik faiz oranını düşürdüğü hem de onay sürecini kısalttığı haberleri de piyasaları destekledi. Bu gelişmelerle kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 2,2, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 3,4 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 6 değer kazandı.
Emtia tarafında dün Uluslararası Enerji Ajansı'nın petrol talebinde düşüş olsa da bunun Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı arz kısıntılarını karşılamaya yetmeyeceği açıklamaları ile Brent petrolün varil fiyatı 95-102 dolar bandında dalgalanırken, bugün yüzde 1,6'lık artışla 98,2 dolardan alıcı buluyor.
Yurt içinde, Borsa İstanbul'da dün alıcılı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,45 artışla 2.088,80 puandan tamamladı. Dolar/TL ise dün yüzde 0,4 düşüşle 14,6265'ten kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 14,6850'den işlem görüyor.
Analistler, Fed'in kararlarının ardından yeni günde piyasalarda yön arayışının öne çıktığını ve karışık bir seyir izlendiğini belirterek, bugün TCMB'nin Para Politikası Kurulu toplantısının yanı sıra BoE'nin faiz kararı ve ECB Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamalarının beklendiğini söyledi.
Analistler, bugünün veri gündeminde ise ABD'de sanayi üretimi ve Avro Bölgesi'nde Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) öne çıktığını işaret ederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.950 puanın destek, 2.130 seviyesinin direnç konumunda bulunduğunu kaydetti.
AA Finans'ın anketine katılan ekonomistlerin tamamı, politika faizinin yüzde 14 düzeyinde sabit bırakılacağını tahmin ediyor. Ekonomistlerin yıl sonu politika faiz oranına ilişkin beklentilerinin medyanı da yüzde 14 oldu.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
12.30 Avro Bölgesi, ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması
13.00 Avro Bölgesi, şubat ayı TÜFE
14.00 Türkiye, TCMB’nin faiz kararı
15.00 İngiltere, BoE’nin faiz kararı
15.30 ABD, şubat ayı konut başlangıçları
15.30 ABD, haftalık işsizlik başvuruları
15.30 ABD, mart ayı Philadelphia Fed İmalat Endeksi
16.15 ABD, şubat ayı sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı |
854602 | # Borsadaki şirketlerin piyasa değeri 6 ayda 163 milyar lira arttı
## Özet
Borsa İstanbul'daki şirketlerin toplam piyasa değeri, 30 Haziran 2017 kapanışı itibarıyla 779 milyar lira oldu.
## İçerik
İSTANBUL - Erhan Cihan Ünal
AA muhabirinin **Borsa İstanbul **verilerinden derlediği bilgilere göre, 30 Aralık 2016 itibarıyla yaklaşık 616 milyar lira olan **Borsa İstanbul**'daki **şirket**lerin toplam piyasa değeri, bu yılın ilk yarısında 779 milyar liraya yükseldi.
Söz konusu dönemde 163 milyar liralık değer artışının yaklaşık yarısı 20 şirketten geldi. 2016 sonunda 372 milyar 452,6 milyon lira olan Borsa İstanbul'un en değerli 20 şirketinin piyasa değeri, 30 Haziran 2017 kapanışı itibarıyla 452 milyar 920,9 milyon liraya yükseldi. Böylece borsadaki en büyük 20 şirketin toplam piyasa değeri yılın ilk yarısında 80,5 milyar lira arttı.
### Garanti Bankası, Koç Holding'i liderlik koltuğundan etti
Yılbaşından bu yana en değerli 10 şirket, sıralamadaki değişikliğe karşın listede kalmayı başardı. Söz konusu dönemde en değerli şirketler sıralamasında liderlik, Koç Holding'i geride bırakan Garanti Bankası'nın oldu. Garanti Bankası'nın değeri, yılın ilk yarısında 9,5 milyar lira artarak 41,5 milyar liraya yükseldi.
Yılın ilk yarısında listedeki tüm şirketler piyasa değerini arttırırken, 6 aylık süre zarfında yatırımcısına yüzde 72 kazanç sağlayan ASELSAN, yüzdesel olarak en büyük artışı kaydeden şirket oldu. İlk yarıda toplam piyasa değeri 9,2 milyar lira artarak 21,9 milyar liraya yükselen ASELSAN, sıralamada 11'inciliğe yükseldi.
Değerini yüzdesel olarak en çok artıran diğer şirketler VakıfBank, Ford Otosan, İş Bankası ve Tüpraş olurken, değerini en az artıranlar ise Enka İnşaat, Finansbank ve Koç Holding olarak kayıtlara geçti.
### İlk 20'de 6 Koç şirketi
2016 sonundaki en değerli şirket unvanını bu yılın ilk yarısında Garanti Bankası'na kaptıran Koç Holding, bu sürede 6,2 milyar lira, üçüncü sıradaki Akbank 8,2 milyar lira, dördüncü sıradaki İş Bankası da yaklaşık 10 milyar lira değerlendi.
Bu arada, Koç Grubu, ilk 20'de 6 şirketiyle yer aldı.
2016 sonunda listede yer alan DenizBank ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ise yerlerini Ford Otosan ve Anadolu Efes'e bıraktı.
Borsa İstanbul'un 2016 sonunda en değerli 20 şirketinin 8'ini bankalar oluştururken, bu rakam DenizBank'ın ilk yarıda listeden çıkmasıyla 7'ye düştü. |
2259010 | # Küresel piyasalar, yeni haftada yoğun veri gündemine odaklandı
## Özet
Küresel piyasalar bu hafta ABD'de açıklanacak istihdam raporu başta olmak üzere yoğun veri gündemine odaklanırken, yurt içinde bugün büyüme verisi takip edilecek.
## İçerik
Enflasyon endişeleri ve para politikalarına yönelik belirsizlikler gündemin odağındaki yerini korurken, geçen hafta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası ekonomilerdeki toparlanmaya ilişkin iyimserliğin devam etmesi ve emtia fiyatlarının görece sakin seyretmesiyle piyasalarda genel olarak pozitif bir seyir izlendi.
Bu hafta cuma günü yayımlanacak ABD'nin istihdam raporu ve perşembe günü dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin ekonomideki toparlanmanın gücüne ilişkin vereceği sinyaller yatırımcıların odağında yer alacak.
ABD'de geçen haftanın son işlem gününde açıklanan verilere göre, kişisel gelirler nisanda aylık yüzde 13,1 azalırken, kişisel tüketim harcamaları yüzde 0,5 arttı. Ayrıca, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, nisanda yıllık yüzde 3,1 artarak 1990'lardan bu yana kaydedilen en yüksek artışı gösterdi.
Öte yandan, Beyaz Saray, 1 Ekim'de başlayacak 2022 mali yılına yönelik hükümet harcamalarını içeren ilk kapsamlı bütçe teklifinin detaylarını açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden'ın 6 trilyon dolarlık rekor bütçe teklifinde altyapı, sağlık ve eğitim gibi harcamalara yönelik finansmanın artırılması planlanıyor.
Bu gelişmelerle New York borsasında alıcılı bir seyir izlendi. Dow Jones endeksi yüzde 0,19, S&P 500 endeksi yüzde 0,08 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,09 değer kazandı.
Avrupa borsalarında da cuma günü yükseliş eğiliminin korunduğu görüldü. İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,04, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 0,74, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,75 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,45 yükseldi.
Avro/dolar paritesi ise geçen hafta 8 Ocak'tan bu yana en yüksek seviyesi olan 1,2268'e çıkmasının ardından kazançlarını kısmen geri verdi ve haftayı 1,2195'ten tamamladı.
Bugün Asya'da açıklanan verilere göre, Japonya'da sanayi üretimi nisanda yüzde 2,5 artsa da beklentilerin altında kalırken, Çin'de imalat sanayi PMI hafif gerileyerek 51,0'e indi. Verilerin ardından Asya borsalarında karışık bir seyir izleniyor. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 değer kaybederken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,3 yükseldi.
Yurt içinde, geçen haftanın son işlem gününde alıcılı seyreden Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,50 değer kazanarak günü 1.422,06 puandan tamamladı. Cuma günü 8,6165 ile zirvesini görmesinin ardından günlük bazda yüzde 0,7 artışla 8,5577'den kapanış yapan dolar/TL ise bugün bankalararası piyasanın açılışında 8,5720 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, bugün ABD ve İngiltere'de piyasaların resmi tatil nedeniyle kapalı olacağını anımsatarak, veri gündeminde yurt içinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve Almanya'da enflasyonun öne çıktığını ifade etti.
Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.390 seviyesinin destek konumunda olduğunu dile getiren analistler, yükseliş eğiliminin ivme kazanabilmesi için 1.440 direnci üzerinde kalıcılık sağlanması gerektiğini söyledi.
AA Finans Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, GSYH'nin 1. çeyrekte yüzde 6,4 büyümesini bekliyor. Ekonomistlerin 2021 yılı GSYH beklentilerinin ortalaması ise yüzde 5,5 olarak gerçekleşti. Türkiye ekonomisi, 2020'nin genelinde yüzde 1,8 büyürken, 4. çeyrekte GSYH yüzde 5,9 artış göstermişti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
10.00 Türkiye, 1. çeyrek GSYH
15.00 Almanya, mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi |
769498 | # Türk lirasında 'pozitif ayrışma' beklentisi artıyor
## Özet
Yurt içi ve yurt dışında gündemin "normalleşmesi" ile Türk lirasının emsallerinden pozitif yönde ayrışarak ortalamalara yaklaşmak için değer kazanma sürecine gireceği beklentileri yükseliyor.
## İçerik
İSTANBUL - Bekir Gürdamar
**Yurt içi ve yurt dışında gündemi**n "normalleşmesi" ile **Türk lirasın**ın emsallerinden pozitif yönde ayrışarak ortalamalara yaklaşmak için **değer kazanma sürecine gireceği **beklentileri yükseliyor.
Gelişmekte olan ülke para birimlerinin ortalamasına bakıldığında, 2016 yılında dolar karşısında yatay bir seyir izlendiği görülürken, TL, 15 Temmuz darbe girişimi, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri ve jeopolitik gelişmeler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle negatif ayrışarak dolar karşısında yaklaşık yüzde 21 değer kaybetmişti. 2017 yılında, negatif ayrışmanın sınırlansa da devam ettiği ve dolara karşı gelişmekte olan ülke para birimlerinin ortalama yüzde 2,5 değer kazandığı bu dönemde TL'nin yüzde 5,8 gerilediği görülüyor.
Analistler, uzun zamandır negatif ayrışan TL'nin, yurt içinde OHAL ve referandum sürecinin sonlanması, Suriye'de tarafların anlaşması ve bir şekilde ateşkesin sağlanması, yurt dışında ise para politikalarına ilişkin belirsizliğin azalması durumunda, pozitif bir seyirle emsalleri ile arasındaki farkı kapatacağını tahmin ediyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından hesaplanan reel efektif kur endeksinin tarihsel ortalamaların oldukça altında olması da ekonomi ve politika gündeminin normalleşmeye başlaması ile birlikte TL'nin ortalamalara yaklaşmak için değer kazanma sürecine gireceği, dolayısıyla emsallerinden önemli oranda pozitif ayrışacağı beklentilerini artırıyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ekonomistler TL'nin emsallerine göre ucuz kaldığı görüşünde birleşirken, bu yıl içinde pozitif ayrışma süreciyle birlikte bu farkın kapanabileceği tahmininde bulunuyor.
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, enflasyon ve nominal kur gelişmelerine göre hesaplanan reel kur endeksinin Şubat ayında 88,8'e gerilediğini hatırlatarak, TL'nin, 2003 yılından beri reel anlamda en düşük seviyesinde olduğunu kaydetti.
### "TL’nin mevcut seviyesi hak ettiği değerden yaklaşık yüzde 30 daha düşük"
Reel kuru, ileriye yönelik kur tahminleri, enflasyon beklentileri ve verimlilik artışı ile düzelterek kendi hesaplamaları ile baktıklarında TL’nin mevcut seviyesinin hak ettiği değerden yaklaşık yüzde 30 daha düşük çıktığını ifade eden Yılmaz, "Son dönemde çeşitli uluslararası yatırım kuruluşlarının da benzer değerler açıkladıklarını takip etmekteyiz. Yatırımcılar gelecekteki enflasyon farklılığını dikkate alarak TL’yi hak ettiği değerden daha düşük seviyelerde fiyatlayabiliyorlar." dedi.
Yılmaz, kısa vadede sermaye hareketlerinin nominal kur hareketleri üzerinde ciddi şekilde belirleyici etkiye sahip olduğuna dikkati çekerek, uzun vadede TL’nin hak ettiği değere yakın seyredebilmesi için ülkenin dış dengesinde iyileşmenin sürmesi ve enflasyonun hedefe doğru yakınsaması gerektiğini dile getirdi.
Buna karşın jeopolitik ya da siyasi açıdan risk priminde iyileşmelerin, gerek portföy gerek doğrudan yatırımlar sayesinde TL’de hızlı bir değer kazanma sürecinin fitilini ateşleyebileceğini ifade eden Yılmaz, Moody’s kararı sonrasındaki sermaye hareketlerine bağlı hızlı değer kaybı sürecinin benzerinin, ters yönde görülebileceğini tahmin etti.
Yılmaz, 21 ülkeden oluşan gelişmekte olan ülke örnekleminde, Türkiye'nin büyüme konusunda pozitif yönde ayrıştığını kaydederek, "Türkiye, son yıllarda Brezilya, Rusya, Güney Afrika, Güney Kore gibi pek çok ülkede büyüme hızı yavaşlarken hatta ekonomileri durgunluğa girerken beklentilerin üzerinde büyüme sürprizleri açıklayabilmiş bir ülke. Göreceli değerlendirildiği zaman TL’nin fonlama maliyeti büyüme istikrarını gözetecek kadar sıkı." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Fed’in mart ayında açıklayacağı projeksiyonların dolar ile ilgili fiyatlamayı netleştirebileceğini, kademeli faiz arttırımına sadık kalınacak projeksiyonların gelişmekte olan ülke kurları için avantaj sağlayabileceğini ve TL'nin de bundan faydalanabileceğini aktardı.
ECB'nin de artık para politikasını normalleştirme arayışında olduğunu belirten Yılmaz, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Siyasi risklerin Fransa seçimlerinin ardından Mayıs ayında ortadan kalması Avro’da güçlenmeyle sonuçlanabilir. Dış ticaret kompozisyonu hem kullanılan para birimi hem de pazar anlamında Avro’ya daha hassas Türkiye için Avro’nun değer kazanması pozitif değerlendirilebilir."
### "16 Nisan referandumu belirsizliklerin azalması bakımından oldukça önemli"
Turkey Macro View (TMV) Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer kendi hesaplamaları ile TL'nin, yılbaşında reel olarak Ekim 2002’den beri en düşük seviyesine gerilediğini kaydederek, "61 ülke para biriminin reel değerleri 15 yıllık ortalamaları ile kıyaslanıp sıralandığında, TL’nin en ucuz üçüncü para birimi olduğu görülmektedir. Dolayısıyla hangi metrikle bakılırsa bakılsın, TL’nin aşırı ucuz olduğu aşikar." dedi.
Ocak ortasından beri TL'nin bir miktar toparlandığına, daha da önemlisi oynaklığın kayda değer bir şekilde azaldığına ancak, süregelen küresel ve bölgesel gelişmelerin TL’nin yeni en düşük seviyesine gerilemesi riskinin gündemde kalmasına neden olduğuna dikkati çeken Sözer "TL’deki bu zayıflıkta, küresel çapta doların değerlenmesinin yanı sıra jeopolitik gelişmeler ve ekonomideki risklere karşı gereken bazı önlemlerin Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gecikmeli olarak reaksiyon verilmesi sebep oldu." ifadelerini kullandı.
Sözer, söz konusu riskleri bertaraf edilerek yatırımcı algısını düzeltecek yapısal reformların ve öngörülebilirliği artırıcı kararların hızla hayata geçirilmesinin TL’nin kayda değer bir şekilde değerlenmesini sağlayabileceğine değinerek, 16 Nisan referandumunun belirsizliklerin azalması bakımından oldukça önemli olduğunu dile getirdi.
Öte yandan piyasada rakip ülkelerin tahvil getirileri ile kıyaslandığında, Türkiye Hazinesi’nce ihraç edilen gerek TL gerek döviz cinsi tahvillerin açık ara en yüksek getiriye sahip varlıklardan olduğunu söyleyen Sözer, "Enflasyon görünümünün yıl ortasından itibaren sınırlı seviyede gerileyeceğini ve yatırımcı algısını iyileştirebildiğimiz ölçüde söz konusu cazibesi yüksek Türk tahvillerine sermaye girişleri görebileceğimizi düşünüyoruz." dedi.
Sözer, son dönemdeki canlanmaya rağmen küresel enflasyonist emarelerin de kırılgan olduğunu düşündüğünü, petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından Mart’tan itibaren küresel enflasyonun bir miktar yavaşladığının görüleceğini belirterek, bu perspektifle ECB'nin olağanüstü genişlemeci para politikası duruşundan çıkışının oldukça uzun bir zaman alacağını ve Fed’in 2017’de endişe edildiği gibi dört kez faiz artırımı yapmasının da mümkün olamayacağını öngördü.
Bu durumun sonucunda kısa soluklu da olsa gelişmekte olan ülke para birimleriyle birlikte TL lehine bir fiyatlamaya işaret ettiğini aktaran Sözer, "Kısa vadede ise TCMB’nin 16 Mart’ta alacağı karar oldukça kritik görünüyor. TCMB’nin makroekonomik istikrarı güçlendirmeye yönelik bir adım atması durumunda TL’nin kısa sürede dolar karşısında değerlenme sürecine girebileceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
### "TL'deki negatif ayrışma yerini dengelere dönme çabasına bıraktı"
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Yönetmeni Orkun Gödek ise, 2015 yılından sonra girilen seçim döngüsünün uzun yıllardır Türkiye’de tartışma konusu olmayan bir konuyu yeniden gündeme getirdiğini belirterek, "Artan jeopolitik riskler, yurt içi gelişmeler, Brexit referandumu, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve sonrasında gerçekleşen kredi notu güncellemeleri, ABD Başkanlık seçimi ve Fed’in normalleşme sürecine dair beklentiler TL’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülke para birimleri grubunda satış baskısı oluşmasına neden oldu." dedi.
Gödek, yurt içinde gündemin negatif ayrışma ortamını kolaylaştırdığını da unutmamak gerektiğini ifade ederek, özellikle 2015 sonrasında Suriye kaynaklı jeopolitik riskler nedeniyle Türk lirası cinsinden değerlenen varlıkların negatif ayrıştığını söyledi.
Suriye ile ilgili Cenevre ve Astana süreçlerinin işlemeye başlaması ile birlikte TL'deki negatif ayrışmanın yerini dengelere dönme çabasına bıraktığını hatırlatan Gödek, yurt içinde OHAL’in gündeme gelmesinin yabancı yatırımcı nezdinde tedirginliğe neden olduğunu, ancak sürdürülebilir olmadığının ve koşulların olağanüstü nedenlerle gündeme geldiğinin herkes tarafından bilindiğini ifade etti.
Gödek, OHAL'in sonlanmasının Türkiye ve Türk varlıkları açısından olumlu etki yaratacağını kaydederek, "Keza referandum da öyle. Seçimler her zaman için hangi ülkede olursa olsun belirsizlik ve negatif ayrışma nedenlerinden birisidir. Belirsizliğin azalması önemli." şeklinde konuştu.
Gödek, reel faizin farklı yöntemlerle hesaplanabildiğine değinerek, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"Basit hesapla enflasyon ve 10 yıllık tahvil faizleri üzerinden baktığımızda Ocak ayı verileriyle reel faiz olarak Türkiye, ABD, Almanya, Japonya, Çin gibi gelişmiş ülkelerin önünde konumlanırken, emsallerine göre ise geride kalıyor. Uzun vadeli varlık fiyatlamalarına göre ise hala yıllık bazda dolar cinsinden ucuz kalmış bir hisse senedi piyasası ve zayıflamış yerel para birimimiz söz konusu."
ABD’de maliye politikası ile ekonomiye nasıl bir ek katkı sağlanacağı konusunun hala belirsiz olduğunu kaydeden Gödek, vergi indirimi ile sağlanmak istenen konfor alanının en erken 2017’nin ikinci yarısına ya da 2018’e kalacak gibi göründüğünü ifade etti. Gödek, Fed’in kullanacağı iletişim dilinin önemine dikkati çekerek, doların değeri açısından pusulanın Fed olacağını, TL'nin de emsalleri ile paralel hareket etmesinde bir sorun görmediğini dile getirdi. |
3168101 | # Japonya, negatif faizleri sonlandırarak 17 yıl sonra ilk kez faiz artırdı
## Özet
Japonya Merkez Bankası (BoJ), kısa vadeli faiz oranlarını yüzde eksi 0,1'den yüzde 0 ila yüzde 0,1 aralığına yükseltti.
## İçerik
Japonya Merkez Bankası (BoJ) büyük şirketlerdeki önemli ücret artışlarının ardından 2016’da başladığı negatif faiz politikasına son verme kararı aldı.
BoJ'dan iki günlük para politikası toplantısının ardından yapılan açıklamada, kısa vadeli faiz oranlarının yüzde eksi 0,1'den yüzde 0 ila yüzde 0,1 aralığına yükseltme kararı alındığı belirtildi.
Böylece, BoJ, 17 yıl sonra yaptığı ilk faiz artırımıyla, dünyanın önde gelen merkez bankaları arasında negatif faiz politikasını terk eden son banka oldu.
BoJ, negatif faiz politikasına (finansal kuruluşların merkez bankasına yatırdıkları belirli fazla rezervlere eksi 0,1 faiz ödenmesi) ilk olarak 2016 yılında deflasyonla mücadele kapsamında başlamıştı.
Banka, negatif faiz politikasına son vermenin yanında, 10 yıllık Japon devlet tahvillerine ilişkin getiri eğrisi kontrolünü de sona erdirdi. BoJ, tahvil alımlarına devam edecek, şirket tahvili ve benzeri varlıklarda alımlar 1 yıl içinde sonlanacak.
Dünyanın önde gelen merkez bankalarından ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) salgın sonrasında rekor seviyelere yükselen enflasyonu dizginlemek için faiz artırımlarına giderken, BoJ ise ekonomik büyümeyi canlandırmak için ultra gevşek para politikasını sürdürdü.
BoJ, güçlü ücret artışını, yıllardır sürdürdüğü aşırı gevşek para politikasından düzenli bir şekilde uzaklaşmanın koşulu haline getirmişti.
Ülkede bu sene 33 yılın en yüksek seviyesindeki ücret artışları, BoJ'a negatif faiz oranlarını sonlandırmak için hareket alanı sağlayacağı beklentilerini artırmıştı.
Japonya'nın en büyük işçi örgütü Japon Ticaret Birliği Konfederasyonu (Rengo), işverenlerle bu yılki ücret müzakerelerinin ortalama yüzde 5,28 ile sonuçlandığını açıkladı. Bu oran 33 yılın en yüksek seviyesi oldu.
Analistler, enflasyonun bir yıldan uzun süredir BoJ'un yüzde 2 hedefinin üzerinde seyretmesi nedeniyle faiz oranlarında bir geri dönüş olasılığını Japon ekonomisi için olumlu olarak değerlendirdi.
Japonya'da bugüne kadar yapılan son faiz artışı 2007 yılına dayanıyor. Diğer önde gelen sanayileşmiş ülkelerin aksine Japonya uzun süredir enflasyondaki artışın yavaşlaması anlamına gelen dezenflasyonla mücadele ediyor.
BoJ’un agresif bir şekilde gevşetilen para politikası, yenin değerinin hızla düşmesine katkıda bulunurken, bunun sonuçları ülkede hane halkını olumsuz etkiledi.
Bankanın negatif faizlerden çıkışı sadece şirketleri ve hane halklarını değil, aynı zamanda küresel para akışını da etkilemesi bekleniyor.
### Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda: Uygun faiz oranı seviyeleri ekonomiye bağlı
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, bankanın daha fazla faiz artışının ekonomik ve enflasyonun nasıl gelişeceğine bağlı olacağını ancak mevcut ortam göz önüne alındığında agresif artışların muhtemel olmayacağını söyledi.
Ueda, BoJ'un negatif faiz politikasını 17 yıl sonra ilk kez faiz artırarak sona erdirme kararı almasının ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Kazuo Ueda, getiri eğrisi kontrolü ve diğer parasal genişleme önlemleri ile bankanın görevini yerine getirdiğini belirterek, ekonomiyi destekleyici finansal koşulların "şimdilik" korunacağını vurguladı.
Yüzde 2'lik enflasyon hedefine istikrarlı şekilde ulaşılmasının ufukta göründüğünü dile getiren Ueda, bugün alınan faiz artırımı kararının enflasyon hedefine istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşılabileceğine dair artan güveni yansıttığını savundu.
Ueda, uyumlu koşulların ekonomiyi ve fiyatları sağlam şekilde destekleyeceğini anlatarak, uzun vadeli getirilerin piyasalar tarafından belirlenmesi gerektiğini belirtti. Bunun yanında merkez bankasının gerektiğinde tahvil satın alarak bir yükselişi önlemeye çalışacağını da söyledi.
BoJ’un devlet tahvili alımına "daha önce olduğu gibi büyük ölçüde aynı miktarda" devam edeceğini belirten Ueda, “Gelecekte bir noktada devlet tahvili alımını azaltmayı düşüneceğiz” dedi. Ueda, BoJ’un artık olası faiz artışlarına yavaşça devam edebileceği bir aşamaya geldiğini hatırlatarak faiz oranlarında ani artış risklerine karşı dikkatli olacaklarını vurguladı.
Faizlerin yükseltilmesinde ülkede ilkbahar toplu iş görüşmelerinin sonucunun büyük bir faktör olduğunun altını çizen Ueda, büyük ücret artışları eğiliminin küçük firmalar arasında genişleyip genişlemeyeceğine yakından dikkat edeceklerini sözlerine ekledi.
Bu arada, ülkede KOBİ çalışanlarının daha yüksek reel ücretler alıp almayacağı belirsizliğini korurken beklentiler önceki yıllara göre daha iyi olduğu yönünde.
Japonya'nın kamu borcu tek başına gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 250'sine denk gelirken, hane halkları ve şirketler dahil toplam borç GSYH'nin yüzde 426'sını oluşturuyor. Karşılaştırma için Çin'de bu oran yüzde 295, ABD'de ise yüzde 264'te.
Hesaplamalara göre, 50 baz puanlık bir faiz artışı Japon özel sektörüne 11 trilyon yen ya da GSYH'nin neredeyse yüzde ikisi oranında ek faiz maliyetine mal olabilecek.
Aynı zamanda BoJ, aslında canlandırmak istediği iç talebi baltalama riskiyle karşı karşıya kalabilecek. Japonya'da ev sahiplerinin yüzde 80'i mülklerini piyasa faiz oranlarına dayanan kredilerle finanse ediyor. Bu nedenle faiz oranlarındaki keskin bir yükselişin özel hane halklarının geri ödemelerini hızla artırması ve dolayısıyla tüketimi azaltması muhtemel görülüyor. |
631290 | # Borsa güne yatay başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,04 yükselişle 78.003,94 puandan başladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa **İstanbul'da **BIST 100** endeksi, güne yüzde 0,04 yükselişle 78.003,94 puandan başladı.
Açılışta, BIST 100 endeksi 33,01 puan artarken, bankacılık endeksi yüzde 0,01, holding endeksi yüzde 0,11 düştü. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,63 ile "bilişim", en çok değer kaybeden ise yüzde 0,13 ile "menkul kıymet yatırım ortaklığı" oldu.
Dün güne yükselişle başlayan ve 78.880,84 puanı gören BIST 100 endeksi, kapanışa doğru gelen satışlarla 77.661,69 kadar geriledi ve günü yüzde 0,23 düşüşle 77.970,93 puandan tamamlamıştı.
Analistler, bugün **piyasalar**ı etkileyecek önemli bir veri bulunmadığını, akşam saatlerinde ise Fitch Ratings'in Türkiye'nin kredi notuna ilişkin değerlendirmesinin takip edileceğini belirtiyor.
Piyasalarda, Türkiye'nin kredi notunu "BBB-" ile "yatırım yapılabilir", not görünümünü ise "durağan" seviyede tutan kuruluşun, herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği yönünde beklenti bulunduğunu ifade eden analistler, teknik açıdan endekste 77.500 - 77.000 seviyelerinin destek, 78.800 - 79.500 seviyelerinin ise direnç konumunda olduğunu kaydediyor. |
691900 | # Fed tutanakları açıklandı
## Özet
Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) 1-2 Kasım'da düzenlenen toplantısına ilişkin tutanaklar yayımlandı.
## İçerik
WASHINGTON
**ABD Merkez Bankas**ının (Fed) ekim toplantısına ait tutanaklar,** Fed **yetkililerinin faiz artışı için aralıkta harekete geçebileceğine işaret etti.
Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) 1-2 Kasım'da düzenlenen toplantısına ilişkin** tutanak**lar yayımlandı.
FOMC üyelerinin politika faizini yüzde 0,25-0,50 aralığında sabit tutma kararını 2'ye karşı 8 oyla aldığı toplantının tutanaklarında, "Üyelerin birçoğu, gelecek verilerin Komitenin hedeflerine yönelik ilerlemenin sürdüğünü göstermesi halinde, faiz artışına nispeten yakın zamanda gidilmesinin gayet uygun olacağı yönünde görüş bildirdi. Bazı üyeler, Komitenin son dönemdeki iletişiminin yakın zamanda faiz artırılmasıyla tutarlı olduğu ve kredibilitenin korunması için bir sonraki toplantıda faiz artılması gerektiğini savundu" ifadesine yer verildi.
Fed yetkilileri arasında faiz artışına yönelik görüş ayrılıklarının önceki toplantılara kıyasla azaldığını yansıtan tutanaklarda, ayrıca sıkılaştırmada geç kalınması halinde ortaya çıkabilecek risklere yönelik endişelerin arttığına yer verildi.
Tutanaklarda, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Birçok üye, ekonomik ve finansal istikrara yönelik risklerin, iş gücü piyasası aşırı ısınırsa zaman içinde ciddi derecede artabileceğini öngördü ya da düşük olan faiz oranlarının uzun süre sürmesinin yatırımcıların risk iştahını güçlendirip, riskin ve sermayenin yanlış şekilde dağıtılmasına yol açabileceğine yönelik endişelerini dile getirdi. Diğer taraftan, bazı üyeler işsizlik oranının belli bir süre için uzun vadeli, normal seviyenin altına inmesinin arz için olumlu etkiler yaratabileceğini ya da yüzde 2 enflasyon hedefine yönelik ivmeyi hızlandırabileceğini belirtti."
### Piyasalar tutanaklara fazla tepki vermedi
Fed üyelerinin aralıkta faiz artırımına sıcak baktığını ortaya koyan tutanaklar, piyasalarda fazla bir değişime neden olmadı. |
2858201 | # Merkez Bankası, Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilerini azaltmak için düzenlemelere devam ediyor
## Özet
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilerini azaltmak için bankaların KOBİ'lere kullandırdığı kredilerle ilgili sağlanan kolaylıklar genişletilmeye devam ediliyor.
## İçerik
AA muhabirinin bankalardan edindiği bilgilere göre, TCMB, deprem bölgesindeki KOBİ'lerin kredilerinin harcama mukabili uygulamasından muaf tutulması uygulamasına, deprem bölgesinde yerleşik olmasa da bölgeyle iş ilişkisi nedeniyle olumsuz etkilenen ve bölgeye yatırım yapanları da dahil etti.
Buna göre, deprem bölgesinde yerleşik kişilerle ticari ilişkisi olup deprem nedeniyle zarar gördüklerini belgeleyen kişiler ile depremden etkilenenlerin barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına veya deprem bölgesinde altyapı ve üstyapının yeniden imarına yönelik faaliyetlerde bulunacağını belgeleyen kişilere bu zarar ve faaliyetlerle orantılı olmak üzere kullandırılacak kredilerin 6 Şubat'tan 31 Ağustos'a kadar harcama mukabili uygulamasından muaf tutulması kararlaştırıldı.
Ayrıca deprem felaketi sonrası bankalara yönelen yastık altındaki yabancı para cinsinden birikimlerin ekonomiye kazandırılmasının hızlandırılmasını sağlamak amacıyla bankaya dışardan gelen efektif ve fiziki altın girişi sonrası açılan yabancı para cinsinden mevduat/katılım fonlarının 28 Mart'tan itibaren Türk lirası payı hesaplamasında dikkate alınmamasına karar verildi.
Diğer taraftan 3 Mart'ta bankalara duyurulan Türk lirası payı hesaplamasında değişikliğe ilişkin bankalardan alınan sorular sonrası 1 Nisan'dan itibaren yeni açılan dönüşüm hesaplarının kaynağının tespitine ilişkin açıklama yapılırken, son olarak bankalar nezdine yapılan denetimler sonucunda 28 Mart'tan itibaren menkul kıymet tesisine tabi kredi tutarının belirlenmesinde aynı risk grubunda bulunan tüzel kişilerin yanı sıra gerçek kişilerin dönüşüm hesaplarının da dikkate alınması kararlaştırıldı. |
1601168 | # Borsa İstanbul'da 'kesintisiz işlem' yarın başlıyor
## Özet
Borsa İstanbul'da, yarından itibaren dünya borsalarına uyum sağlanması ve etkileşimin artırılması amacıyla 10.00-18.00 saatlerinde kesintisiz sürekli işlem yöntemi uygulanmaya başlayacak.
## İçerik
**Borsa İstanbul**'da, yarından itibaren dünya borsalarına uyum sağlanması ve etkileşimin artırılması amacıyla **1****0.00-18.00 saatlerinde kesintisiz** sürekli işlem yöntemi uygulanmaya başlayacak.
Borsa İstanbul Pay Piyasası'nda yarın açılış seansı, halen uygulandığı şekilde saat 09.40'ta başlayacak. Pay Piyasası'nda, sürekli işlem yöntemi ise saat 10.00'da başlayacak ve kesintisiz olarak 18.00'a kadar devam edecek.
Borsa İstanbul tarafından ağustosta yapılan duyuruda, bugüne kadar 13.00-14.00 saatlerinde ara verilen sürekli işlem yönteminin, 4 Ekim itibarıyla 10.00-18.00 saatlerinde kesintisiz olarak uygulanmasına karar verildiği bildirilmişti.
Borsa İstanbul Genel Müdür Vekili Mehmet Gönen, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bulunduğumuz saat diliminde öğle arasında Borsa İstanbul Pay Piyasası kapalıyken diğer tüm borsaların açık olduğunu belirtti.
Öğle arasının kaldırılmasıyla birlikte Türkiye'nin sahip olduğu merkezi konum avantajını daha iyi kullanacağını vurgulayan Gönen, "Bunun yanı sıra pay piyasası, 2015 yılından bu yana öğle arası olmayan vadeli işlemler piyasası ile daha uyumlu hale gelecek." değerlendirmesinde bulundu. |
2085807 | # Küresel piyasalar karışık seyrediyor
## Özet
Küresel piyasalar, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyon riskine ilişkin belirsizliklerle karışık bir seyir izlerken, yarından itibaren birçok ülkede başlayacak Noel tatili öncesinde veri gündemi takip edilecek.
## İçerik
Dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısı 78 milyonu aşarken, virüsün yeni türüne ilişkin haber akışı gündemin odağındaki yerini koruyor. Almanya'da bulaşıcı hastalıklar alanında çalışmalar yürüten Robert Koch Enstitüsü'nün (RKI) Başkanı Lothar Wieler, salgından dolayı gelecek haftaların zor geçeceği uyarısında bulunurken, virüsün mutasyonlarının aşının etkinliğini azaltmayacağı yönündeki haberler piyasaları destekledi.
Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kongre'de kabul edilerek kendisinin onayına sunulan Kovid-19 salgınına yönelik pakette, 600'er dolarlık nakit yardımının 2 bin dolara çıkarılması da dahil bazı değişiklikler yapılması için çağrıda bulunması, konu ile ilgili belirsizlikleri tekrar artırdı.
Trump, söz konusu teşvik paketinin hem Senato hem de Temsilciler Meclisi'nden geçerek imzasına gelmesinin ardından Twitter hesabından bir video mesaj yayımladı ve paketi "rezalet" olarak nitelendirdi. Trump, paketteki gereksiz maddelerin çıkarılarak kendisine makul bir yasa tasarısı gönderilmesi çağrısında bulunarak, "Aksi halde bir sonraki yönetim bu paket ile uğraşır. Belki de bir sonraki yönetimde yine ben olurum." ifadelerini kullandı.
Söz konusu gelişmeler ve ABD'de dün açıklanan üçüncü çeyreğe ait büyüme verisinin yüzde 33,1'den yüzde 33,4'e revize edilmesi sonrası New York borsasında karışık bir seyir izlendi. Dow Jones endeksi yüzde 0,67 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,21 gerilerken, Nasdaq endeksi yüzde 0,51 değer kazanarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.
Avrupa tarafında, Brexit belirsizliği ve İngiltere'de Kovid-19'un mutasyona uğrayarak daha hızlı yayılan bir tipinin ortaya çıkması sonrası tedarik zincirinde yaşanan sorunlara karşın pay piyasalarında, bir önceki günkü sert düşüşün kısmen telafi edildiği görüldü. Fransa'nın mutasyona uğrayan Kovid-19 türünden korunma amacıyla sınırlarını kapatması sonrası İngiltere'de oluşan tedarik sorunu, tarafların anlaşması ile şimdilik sona erse de konuyla ilgili gelişmeler gündemin odağına yerleşti. Avro/dolar paritesi, bu gelişmelerle dün yüzde 0,6 değer kaybederek 1,2157'ye gerilemesi sonrası bugün Asya piyasalarında yüzde 0,2 artışla 1,2190 seviyesinde dengelendi.
Dün Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,30, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,57 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,36 değer kazandı.
Bugün Asya borsalarında pozitif bir seyir izlenirken, petrol fiyatlarının düşüş eğilimini sürdürmesi dikkati çekiyor. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,6 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,9 yükseliş kaydetti.
Yüzde 1,4 değer kaybederek 49,3 dolara inen Brent petrolün varil fiyatı, düşüşünü üst üste 3'üncü güne taşıdı. Analistler, salgında mutasyon riskinin ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizlikleri artırdığını, bunun da petrol fiyatlarını baskıladığını söyledi.
Yurt içinde, dün 1.410,82 puanla rekor seviyeyi gören BIST 100 endeksi, günü bir önceki kapanışa göre yüzde 1,48 değer kazancıyla 1.404,97 puandan tamamladı. Dün yüzde 0,2 artışla 7,6578'den kapanış yapan dolar/TL ise bugün bankalararası piyasanın açılışında 7,6520 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, ABD'deki destek paketi, Kovid-19 salgını ve mutasyon riski ile ilgili haber akışının piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade ederek, veri takviminde, ABD'nin kişisel gelir ve harcama verilerinin öne çıktığını söyledi.
Yarından itibaren batıda birçok ülkede başlayacak Noel tatilleri dolayısıyla uluslararası piyasalarda oynaklığın yüksek olabileceğine işaret eden analistler, yurt içinde, yarınki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz kararının beklendiğini bildirdi.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.410 ve 1.440 seviyelerinin direnç, 1.350 puanın destek olarak öne çıktığını kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
16.30 ABD, kasım ayı kişisel gelir ve harcamalar
18.00 ABD, Michigan Üniversitesi aralık ayı tüketici güven endeksi
18.00 ABD, kasım ayı yeni konut satışları |
561200 | # Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, günü yüzde 0,84 düşüşle 85.109,37 puandan tamamladı.
## İçerik
İSTANBUL
**Borsa İstanbul 100** (**BIST 100**) endeksi, günü yüzde 0,84 düşüşle 85.109,37 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi, dünkü kapanışa göre 719,28 puan azalırken, toplam işlem hacmi 3,6 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 1,50, holding endeksi yüzde 1,24 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,10 ile "madencilik", en çok kaybettiren ise yüzde 1,96 ile "spor" oldu.
Petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak küresel piyasalarda azalan risk iştahı ile güne düşüşle başlayan BIST 100 endeksi, 84.984,19 puana kadar geriledikten sonra 85.000 puanın hemen üzerinde dengelendi.
Analistler, yarın yurt içinde açıklanacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Enflasyon Raporu ve Başkan Murat Çetinkaya'nın açıklamalarının, yurt dışında ise ABD'de başta dayanıklı mal siparişleri başta olmak üzere açıklanacak verilerin takip edileceğini belirtiyor.
BIST 100 endeksinin 86.700 seviyesinin direnç konumunda olduğunu ifade eden analistler, 85.000'de oluşan kısa vadeli destek seviyesinin kırılması durumunda 84.400 ve 83.000 seviyelerinin gündeme gelebileceğini tahmin ediyor. |
2662819 | # Borsa güne rekorla başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,53 artarak 2.928,71 puan ile güne rekor seviyeden başladı.
## İçerik
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 15,41 puan ve yüzde 0,53 değer kazanarak 2.928,71 puan ile tarihi zirvesini gördü.
Bankacılık endeksi yüzde 0,92 ve holding endeksi yüzde 0,25 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,46'yla ticaret, en çok kaybettiren yüzde 1,15'le inşaat oldu.
BIST 100 endeksi, dün gün içinde yüzde 2,5'in üzerinde değer kaybederek 2.773 puana kadar gerilese de bu seviyeden gelen alımlarla yükselişe geçti ve günü yüzde 1,96 artışla 2.913,30 puandan tamamlayarak kapanış rekoru kırdı.
Analistler, ABD'de beklentilerden iyi gelen şirket karlılıkları ve Çin'in ekonomiyi destekleyici adımlarını güçlendirebileceğine yönelik haber akışıyla küresel pay piyasalarının pozitif seyrettiğini söyledi.
Bugün yatırımcıların odağında ABD Merkez Bankası'nın (Fed) son toplantısına ilişkin tutanaklarının bulunduğunu aktaran analistler, veri gündeminde ise Avro Bölgesi'nde 2. çeyrek büyüme ve ABD'de perakende satışların öne çıktığını bildirdi.
Analistler, bilanço sezonu kapsamında sektör ve hisse bazlı ayrışmaların da sürebileceğine işaret ederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.950 ve 3.000 seviyelerinin direnç, 2.880 puanın destek konumunda bulunduğunu kaydetti. |
1259659 | # Borsa açılışta 97.000 puanı aştı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,42 artışla 97.013,71 puandan başladı.
## İçerik
İSTANBUL
Açılışta** BIST 100** endeksi, 409,96 puan ve yüzde 0,42 artışla 97.013,71 puana yükseldi. Bankacılık endeksi yüzde 0,40, holding endeksi de yüzde 0,58 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,98 tekstil deri, tek gerileyen ise yüzde 0,01 ile ticaret oldu.
Dün, banka hisselerinde yoğunlaşan alımların etkisiyle 96.722,73 puana kadar yükselen BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 1,81 değer kazancıyla 96.603,75 puandan tamamladı.
Analistler, bugün yurt içinde saat 11.00'de açıklanacak Orta Vadeli Program'ın (OVP) yurt dışında ise ABD'de işsizlik ve ikinci el konut satışları verilerinin takip edileceğini kaydetti.
OVP'de ortaya konulacak ekonomik çerçeve ve hedeflerin piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını bildiren analistler, teknik açıdan BIST endeksinde 97.900 seviyesinin direnç, 95.000 puanın destek konumuna geldiğini dile getirdi. |
2841396 | # Borsa günü yükselişle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,14 değer kazanarak günü 5.446,22 puandan tamamladı.
## İçerik
**BIST 100 endeksi**, önceki kapanışa göre 7,84 puan artarken, toplam işlem hacmi 99,3 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 0,43 ve holding endeksi yüzde 1,05 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 8 ile taş, toprak, en çok kaybettiren ise holding oldu.
Analistler, dünya genelinde para politikalarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesiyle küresel piyasalarında dalgalı bir seyir izlediğini ifade etti.
Yarıyıllık Para Politikası Raporu'na ilişkin sunumuna dün Temsilciler Meclisi'nin Finansal Hizmetler Komitesi'nde devam eden ABD Merkez Bankası (**Fed**) Başkanı Jerome Powell, Banka'nın 21-22 Mart'ta gerçekleşecek toplantısıyla ilgili herhangi bir karar almadıklarını, açıklanacak verilerin analiz edileceğini söyledi.
Söz konusu gelişmelerle para piyasalarındaki fiyatlamalarda bu ayki toplantıda 50 baz puanlık faiz artış ihtimali yüzde 79'a yükselirken, mayıs ve haziran ayındaki toplantılarda da 25 baz puan faiz artışı yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Analistler, yarın yurt içinde sanayi üretimi ve iş gücü istatistikleri, yurt dışında ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz kararı, ABD'de tarım dışı istihdam, Almanya'da enflasyon, İngiltere'de sanayi üretiminin piyasaların odağında bulunacağını belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 5.340 ve 5200 seviyesinin destek, 5.500 ve 5.600 puanın direnç konumunda bulunduğunu kaydetti.
AA Finans Sanayi Üretimi Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin ocakta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 artmasını bekliyor. Ekonomistler, ocakta arındırılmamış sanayi üretim endeksinin de yıllık bazda yüzde 2,1 artacağını öngörüyor. |
2259159 | # Kahveden yatırımcısına 'hatırı sayılır' kazanç
## Özet
Geçen hafta, 1,6315 dolarla Kasım 2016'dan bu yana en yüksek seviyeyi gören kahve, yatırımcısına yüzde 7,8 kazandırdı.
## İçerik
Emtia piyasasında geçen hafta **kahve,** yüzde 7,8 ile yatırımcısına "hatırı sayılır" bir kazanç sağladı.
Emtia piyasasında geçen hafta genel anlamda pozitif bir seyir izlenirken, özellikle küresel ekonomiye ilişkin iyimser beklentiler emtia yatırımcısını sevindirdi.
Önceki haftalarda Çin'in yükselen ham madde fiyatları için endişe duyduğu ve fiyatlardaki artışları frenlemek için önlem alacağına dair haberler emtia fiyatlarını olumsuz etkilemişti. Geçen hafta ise Çin'in, "bankaların bireysel alıcılara emtia vadelileri ile ilişkili yatırım ürünlerini yasakladığına" dair çıkan haberlere karşın emtia piyasasında yukarı yönlü bir seyir izlendi.
Kahve, geçen hafta emtia piyasasında çıktı. 1,6315 dolarla Kasım 2016'dan bu yana en yüksek seviyeyi gören kahve, geçen hafta yatırımcısına yüzde 7,8 ile en fazla kazandıranlar arasında yer aldı.
Dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya'da, devam eden kuraklık endişeleri kahve fiyatlarının yönü üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Ülkede yağışların düşük olmasıyla arza yönelik endişeler kahveyi etkilerken, arz sıkıntıları nedeniyle kahve ihracatında da gecikmeler yaşanıyor.
Analistler, Kolombiya'daki hükümet karşıtı protestoların ürünlerin teslimat sürecine zarar verdiğini, bu durumun kahveye de yansıdığını ifade etti.
### Altının ons fiyatı, geçen haftayı yüzde 1,1 kazançla tamamladı
Emtia piyasasında geçen hafta nikel fiyatları yüzde 4,9, bakır yüzde 2,5 ve Brent petrol yüzde 3,4 yükseliş kaydetti.
Artan risk algısıyla yükseliş eğilimini üst üste 4. haftaya taşıyan ve 1.912,76 dolarla 8 Ocak 2021'den bu yana en yüksek seviyeyi gören altının ons fiyatı da geçen haftayı yüzde 1,1 kazançla tamamladı.
Analistler, küresel ekonominin toparlanacağına ilişkin umutlar ve dünya genelinde endüstri, sanayi aktivitelerinin tekrar canlanmasıyla ham maddelere olan talebin artacağına dair öngörülerin emtia fiyatlarını olumlu etkilediğini ifade etti.
Öte yandan, İran'a yönelik ambargoların kaldırılabileceğine ilişkin haber akışı ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) bu hafta gerçekleştireceği toplantının da petrol fiyatları üzerinde etkili olması bekleniyor.
Analistler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını yeniden gözden geçirmesi ve azaltması halinde yükselmesi beklenen tahvil faizlerinin, altının ons fiyatındaki yükseliş eğilimini törpüleyebileceğini belirtti.
### Şekerden yüzde 4,2 kazanç
Tarım emtialarında geçen hafta kahvenin ardından şeker ön plana çıktı. Şeker, geçen hafta yatırımcısına yüzde 4,2 kazandırdı. Analistler, petrol fiyatlarındaki yükselişle beraber şeker arzına yönelik endişelerin fiyatlarda yükselişe neden olduğunu söyledi.
Geçen hafta buğday yüzde 1,6 ve mısır yüzde 0,6 değer kaybederken, pamuk yüzde 0,1 artış kaydetti.
Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dolar endeksinin gerilemesinin piyasaları desteklediğini ancak tahvil faiz getirilerinin halen önemli değişken olmaya devam ettiğini belirtti.
Kahve zincirlerinin ve turizm sektörünün açılmasının kahve talebini olumlu etkilediğini ifade eden Ergezen, aşılama ve kısıtlamaların azaltılacağına dair haberlerin kahve piyasası üzerinde pozitif etkili olmayı sürdüreceği öngörüsünde bulundu.
Petrol fiyatlarının güçlü kalmaya devam etmesinin şeker fiyatlarını desteklediğini aktaran Ergezen, ekonomilerin açılacağı beklentisinin de şekere olumlu yansıdığını söyledi.
Ergezen, üretim tahminlerindeki artış nedeniyle buğday üzerinde satış baskısı olduğunu belirterek, "ABD'de buğday ihracatı, önceki haftaya göre yüzde 7 azalarak 529,3 bin ton seviyesinde gerçekleşti. Japonya ve Meksika, en büyük alımı gerçekleştiren ülkeler oldu. Çin, listede ilk 4 ülke arasında yer aldı." dedi.
Mısırın haftayı düşüşle tamamlamasına karşın üretim tahminlerinin arttığını ancak dönem sonu stok tahminlerinin azaldığını aktaran Ergezen, "Bu da talep beklentilerinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Özellikle ABD'de haftalık ihracat verilerindeki Çin etkisi gözden kaçmıyor." değerlendirmesinde bulundu. |
2955684 | # Borsa günün ilk yarısında rekor seviyeyi gördü
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında 6.841,60 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, 6.841,60 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü ve saat 13.00 itibarıyla önceki kapanışa göre 64,23 puan ve yüzde 0,95 değer kazancıyla 6.808,09 puan oldu.
Toplam işlem hacmi 72,9 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 1,90, holding endeksi yüzde 0,79 değer kazandı. Tüm sektör endeksleri yükselirken, en çok kazandıran yüzde 9,93 ile finansal kiralama, faktoring oldu.
Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) dün politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırarak 22 yılın en yüksek seviyesine yükseltmesinin ardından sınırlı da olsa pozitif bir seyir izlerken, bugün gözler Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikası ve ECB Başkanı Christine Lagarde'ın toplantı sonrası yapacağı sözle yönlendirmelere çevrildi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalara göre, ECB'nin bugün politika faizini 25 baz puan artırmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Fed'in karar metninde, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) maksimum istihdam ve uzun vadede yüzde 2 enflasyon elde etmeyi amaçladığının altı çizilirken, bu hedeflerin desteklenmesi için federal fon oranının yüzde 5,25-5,50 aralığına yükseltilmesine karar verildiği kaydedildi.
Analistler, Powell'ın verilere bağlı kalacaklarını vurgulamasının, yatırımcıları Fed'in bir sonraki hamlesi konusunda kararsız bıraktığını belirterek, Powell'ın ekonomide artık resesyon beklemediklerini de dile getirdiğini anımsattı.
Enflasyon Raporu 2023-III'ün tanıtımı amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 58'e yükselttiklerini, 2024 yıl sonu tahminini yüzde 33'e güncellediklerini ve 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 15'e gerileyeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Erkan, "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceğiz." dedi.
Analistler, bugün yurt içinde ayrıca Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti, yurt dışında ise ECB faiz kararı ve Lagarde'ın açıklamaları, ABD'de 2. çeyrek büyüme ve ikinci el konut satış verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 6.900 seviyesinin direnç, 6.700 ve 6.600 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti. |
2590346 | # BDDK Başkanı Akben: Katılım finans kuruluşlarının sosyal finansmana ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyoruz
## Özet
BDDK Başkanı Akben, "Katılım finans kuruluşlarının yeşil finansmanın yanı sıra sosyal finansmana da ağırlık vermesi, hatta bu konuda öncü olması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
## İçerik
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) 21. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmada, katılım finans sektörünün Onuncu Kalkınma Planında stratejik bir sektör olarak belirlendiğini söyledi.
BDDK’da katılım finansın geliştirilmesi için gereken adımları öncelikli olarak ele alındığını aktaran Akben, “Nitekim geçtiğimiz dönemlerde, katılım finans için BDDK bünyesinde ayrı bir daire kurulması, TKBB nezdinde faizsiz finans ilkelerine uyumla ilgili merkezi bir danışma kurulu tesis edilmesi, faizsiz finans ilke ve kurallarına dair tebliğler yayımlanması ve katılım finans fon toplama ve kullandırma yöntemlerinin çeşitlendirilmesi gibi çok sayıda önemli gelişmeyi hayata geçirmiş bulunmaktayız.” diye konuştu.
Akben, yakın zamanda katılım bankalarının müşterilerini ve kamuoyunu faizsiz finans ilkeleri kapsamında bilgilendirmelerine ilişkin bir düzenleme yayımladıklarını hatırlatarak, katılım finans kuruluşlarının uyum ve denetim süreçlerinde görev alacak personel için sertifikasyon programı geçekleştirdiklerini ifade etti.
Katılım finans sisteminin güçlendirilmesine yönelik devam eden çeşitli çalışmalarda kayda değer gelişme kaydettiklerini bildiren Akben, “Katılım finans kuruluşlarının ağırlıklı olarak likidite yönetimi için kullandığı teverruk ürününe ilişkin işlemlerin, yurt dışı piyasalar yerine yurt içinde yapılabilmesine yönelik projede son aşamaya gelinmiş durumdadır.” ifadelerini kullandı.
Akben, Türkiye Ürün İhtisas Borsası nezdinde kurulacak özel piyasanın gelecek günlerde faaliyete geçmesi beklendiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Halihazırda üzerinde çalıştığımız en önemli konu hiç şüphesiz; Katılım Finans Kanunu’dur. Bu kanunun en önemli katkısı, katılım finansı bankacılığın dışına çıkararak tüm alt bileşenleri ile bağımsız bir sektör haline getirmesi, yasal anlamda onu müstakil bir yapıya kavuşturmasıdır. Bu sayede, katılım finansın bankacılıktan ibaret olduğu algısı değiştirilecek, sigorta ve sermaye piyasası faaliyetlerini de içine alacak şekilde sektörün yeniden tanımlanması sağlanacaktır. Katılım Finans Kanunu ile birlikte devam eden diğer çalışmalar katılım finans kuruluşları için tahkim merkezi ve derecelendirme sistemi kurulması eylemleridir. Kanunun ve diğer meri çalışmalarımızın İstanbul’a, uluslararası katılım finans merkezi olma yolunda ciddi katkılar sağlamasını beklemekteyiz.”
### "Yüzde 8’lik pay, hakikaten ülkemiz açısından düşük"
Mehmet Ali Akben, katılım finansı iktisadi anlamda önemli kılan hususlardan birisinin sistemin insani ve sosyal duyarlılığı olduğuna dikkati çekerek, katılım finansın özünde, paylaşımı, yardımlaşmayı, anlayışı ve destek olmayı önceleyen bir felsefe olduğunu söyledi.
Dünya genelinde tedarik zinciri problemleri, enerji fiyatlarındaki yükselişler ve bunlara bağlı yüksek enflasyon yaşanan bir dönemden geçildiğini ifade eden Akben, piyasa dengelerinin dışsal faktörlerle bozulduğu bu süreçte katılım finansın sosyal yönünün daha bir önem kazandığını vurguladı.
Akben, katılım finansın gelişmesini yalnızca rakamsal bir büyüme olarak görmediklerini belirterek, özüne, değerlerine ve asıl amacına uygun bir gelişimin, pazar payından çok daha kıymetli olduğunu dile getirdi.
Akben, katılım finansa ilişkin stratejilerini “Rekabet koşullarını destekleyici sermaye dahil güçlü bir yapı oluşturulması, katılım finans sistemine yönelik mevcut algının iyileştirilmesi, katılım finans alanında insan kaynağının geliştirilmesi ve literatürün zenginleştirilmesi, katılım finans sisteminin kurumsal yapısının ve hukuki altyapısının geliştirilmesi ve katılım finans ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması.” şeklinde 4 ana politikaya dayandığını belirtti.
Tüm bu alanlarda kayda değer gelişmeler olduğunu, bunların da katılım finans sektörü faaliyetlerinin niteliğinin yanında pazar payına da olumlu şekilde yansıdığını ifade eden Akben, şöyle devam etti:
“Mart 2022 itibarıyla 17 bine yakın personel ve 1.325 şube ile faaliyet gösteren katılım finans kuruluşlarımızın sektör içerisindeki payı yüzde 8’e ulaşmış durumda. Katılım Bankaları Birliği'mizin değerli yönetici ve çalışanları, bu dönemde kaydettikleri özverili çalışmalarla sektörün gelişmesinde önemli bir rol üstlenmişlerdir. Yeter mi, hayır yetmez. Yüzde 8’lik payın, hakikaten ülkemiz açısından da düşük olduğunu, dünyadaki ölçeğine baktığımızda, diğer İslam ülkelerine baktığımızda, çok daha gerilerde kaldığımızı her beraber görüyoruz. Bundan dolayı hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor.”
### "Güvenli ve etkin bir finansal sistem altyapısı oluşturmayı amaçlamaktayız"
BDDK Başkanı Akben, sürdürülebilirlik kavramının kaçınılmaz bir ekonomik değişim sürecine sürüklediğini belirterek, “Bu nedenle, biz katılım finans sektörümüz dahil tüm finansal sektör temsilcilerimizden yeşil dönüşüm olarak adlandırılan bu sürece hazırlık yapmalarını bekliyoruz.” dedi.
Özellikle sürdürülebilir veya yeşil finansman ürünlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması son derece önem taşıdığını vurgulayan Akben, “Katılım finans kuruluşlarının yeşil finansmanın yanı sıra sosyal finansmana da ağırlık vermesi, hatta bu konuda öncü olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu alanda, özellikle ‘sosyal sukuk’ gibi araçlarla uluslararası piyasalardan ülkemize fon girişine de katkı sağlanması imkanı bulunmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Akben, finansal hizmetlerin dijitalleşmesinin bazı riskleri beraberinde getirdiğine değinerek, “Dijital finansal faaliyetlerin, geleneksel finansal faaliyetlerden daha farklı ve daha dikkatli şekilde ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Tabii buradaki amaç kesinlikle finansal inovasyonu kısıtlamak değildir. Tersine dijital ortamda da gerçek dünyada olduğu kadar güvenli ve etkin bir finansal sistem altyapısı oluşturmayı amaçlamaktayız. Bu kapsamda finansal teknoloji uygulamalarını destekliyoruz.” diye konuştu.
Bankaların uzaktan kimlik tespiti yöntemlerini kullanarak müşterileri ile elektronik ortamda sözleşme kurmasına imkan verdikleri yönetmeliğin, dijital finansal hizmetlerin gelişimi için önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Akben, Dijital Bankacılık Yönetmeliği uyarınca kuruluş izni alan ilk şubesiz bankanın, bir katılım finans kuruluşu olmasının son derece sevindirici ve umut verici olduğunu dile getirdi.
Ekonomide zorluklar yaşadığı bu dönemde başta bankalar olmak üzere, finansal sektörün önemli bir destek vazifesi gördüğünü belirten Akben, “Hiç şüphesiz gerçek bir ticari bir faaliyete dayanması gereken katılım finans sektörünün ekonomi çarkının düzgün işlemesinde özel bir rolü vardır. Ekonomimizin yurt dışı kaynaklı mevcut problemlerinin üstesinden gelip tekrar yükselişe geçmesinde katılım finans sektörümüzün büyük bir katkı sağlayacağına hiç şüphem bulunmamaktadır. Türkiye Katılım Bankaları Birliğimizin de sektörün hem kurumsal hem finansal hem de insan kaynağı bakımından gelişmesine liderlik edeceğine inancım tamdır." ifadelerini kullandı.
### "Yeni Ekonomi Modeli sayesinde 'yüksek büyüme, düşük cari açık' hedefi gerçekleşecek"
TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çelik de salgının ekonomiye etkilerine değinerek, 2021 yılında yüzde 11’lik bir büyüme oranını yakaladığına ve G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekti.
Bu çok önemli ve gurur verici sonuçların, Türkiye’nin ne kadar güçlü bir serbest piyasa ekonomisi tecrübesine, dinamik ekonomiye, sağlam bankacılık sistemi ve iş dünyasına sahip olduğunun önemli bir göstergesi olduğunu vurgulayan Çelik, "Önümüzdeki dönemde ülkemizin ‘Yeni Ekonomi Modeli’ sayesinde, yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme odaklı “Yüksek büyüme, düşük cari açık” hedefini gerçekleştireceğini inanıyoruz. Bu konuda sektör olarak üzerimize düşen sorumlulukların farkında olarak, ülkemize değer katmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Çelik, 2015-2025 dönemini kapsayan strateji belgeyi gelişen ve değişen koşulları dikkate alarak güncellediklerini belirterek, uzun bir süredir üzerinde çalıştıkları katılım endeksinin Borsa İstanbul’a devrini gerçekleştirdiklerini bildirdi.
TKBB’nin 2025 Stratejisi belgesinde gelecek için iletişim, ekosistem, ürün çeşitliliği, standartlar ile yönetişim, dijital ve yetkinlik inşası olmak üzere 6 temel stratejik hedef belirlediklerini bildiren Çelik, bu çalışmalar ile 2025 yılında yüzde 15’lik pazar payına ulaşmalarının çok daha kolay olacağını dile getirdi.
Temel stratejik hedefleri için aldıkları ve alacakları aksiyonları anlatan Çelik, şunları kaydetti:
“Geçen yıl tüm dalgalanmalara rağmen, üretimin ve ticaretin Türkiye’nin büyümesine sağladığı katkıyı sürdürülebilir hale getirmek için sektör olarak gerekli adımları attık. Tüm dünya ile birlikte ülkemizde de pandeminin etkilerinin durağanlaşan seyri ve devletimizin reform adımları, önümüzdeki döneme çok daha umutlu bakmamızı sağlıyor. Ülkemizin, bu süreçten, güçlü bir şekilde çıkacağına yürekten inanıyoruz. Sektör olarak bizler de, daha güçlü bir Türkiye için çalışmalarımıza büyük bir inanç ve azimle devam edeceğiz.” |
2213108 | # Küresel piyasalar yeni haftada Avrupa Merkez Bankası'na odaklandı
## Özet
Küresel piyasaların geçen hafta pozitif görünümünü korumasının ardından bu hafta Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) toplantısı ve Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
## İçerik
Ekonomik aktivitenin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından sonra beklentilerden hızlı toparlanacağına ilişkin iyimserlik, açıklanan makroekonomik verilerden destek bulmaya devam ediyor.
Kovid-19 salgınında aşılama çalışmalarında sağlanan ilerleme, artan tasarruflar, açıklanan makroekonomik verilerin tahminleri aşması ve şirket finansal sonuçlarının pozitif etkisiyle geçen hafta başlıca borsalarda rekorlar devam etti.
ABD ile Rusya arasında artan gerilim, küresel çip krizi ve artan emtia fiyatları ise piyasaların önündeki başlıca riskler olarak öne çıkarken, bu riskler ülke ve sektör bazlı ayrışmaların da artmasına neden oldu.
ABD'de geçen haftanın son işlem gününde açıklanan Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi, nisanda 86,5 ile Mart 2020'den bu yana, konut başlangıçları da martta aylık yüzde 19,4 artışla Haziran 2006'dan bu yana en yüksek seviyelerine çıktı.
Beklentileri aşan veriler sonrası Dow Jones endeksi yüzde 0,48 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,34 artarak kapanış rekorlarını kırarken, Nasdaq endeksi de yüzde 0,10 değer kazanarak zirve tırmanışını sürdürdü.
Avrupa borsalarında da cuma günü pozitif bir seyir izlendi. İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,52, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 1,34 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,85 yükseliş kaydetti. Böylece DAX 30 endeksi rekor kırarken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi salgının başlangıcından bu yana ilk defa 7.000 seviyesinin üzerinde kapanış yaptı.
Bu hafta, perşembe günü gerçekleştirilecek ECB'nin para politikası kurulu toplantısı yatırımcıların odağında bulunuyor. ECB Başkanı Christine Lagarde, geçen hafta gerçekleştirdiği konuşmada, Avro Bölgesi ekonomisinin hala parasal ve mali teşviklerle ayakta durduğunu belirterek, ekonomide tam toparlanma sağlanana kadar bu teşviklere son verilemeyeceğini söyledi.
Bu hafta ECB'nin faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmezken, Lagarde'ın yılın ikinci çeyreğinde tahvil alım programının hızı üzerine olası değişikliklere ilişkin ipucu verebileceği tahmin ediliyor.
Asya tarafında, beklentilerden iyi gelen makroekonomik veri serisi bugün Japonya'nın ihracatı ile devam etti. Japonya'da ihracat, martta yıllık yüzde 16,1 artarak beklentileri aşarken, ithalattaki artış da yüzde 5,7 oldu. Ülkede sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı ise şubatta sırasıyla yüzde 1,3 ve yüzde 2,8 daraldı.
Veri sonrasında Asya borsalarında karışık bir seyir izleniyor. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi ve Güney Kore'de Kospi endeksi dar bantta hareket ederken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1'in üzerinde değer kazandı.
Yurt içinde, geçen haftanın son işlem gününde yüzde 0,03'lük sınırlı artışla 1.408,14 puana çıkan BIST 100 endeksi, haftalık bazda ise yüzde 1,07 değer kazandı. Borsa İstanbul'da uzun süredir satıcılı seyreden banka hisselerinde geçen hafta etkili olan alışlar, BIST 100 endeksinin de toparlanmasını sağladı. Bankacılık endeksi geçen hafta yüzde 4,15 değer kazanarak, son 14 haftanın en iyi performansını gösterdi.
Cuma günü yüzde 0,6 yükselerek 8,0720'den kapanış yapan dolar/TL ise, bugün bankalararası piyasanın açılışında 8,0730 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, bugün veri gündeminin sakin olduğunu belirterek, hafta genelinde ise çarşamba açıklanacak Para Politikası Kurulu toplantısının özeti ve tüketici güven endeksinin takip edileceğini, cuma günü resmi tatil olması nedeniyle piyasalarda haftanın, perşembe günü tamamlanacağını kaydetti.
Yurt dışında, ABD ile Rusya arasında artan gerilim ile Ukrayna'daki gelişmelerin yanı sıra perşembe, ECB'nin faiz kararı ve cuma, dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verilerinin takip edileceğini ifade eden analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.440 puanın direnç, 1.390 ve 1.360 seviyelerinin destek konumunda bulunduğunu bildirdi.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
10.00 Türkiye, şubat ayı uluslararası yatırım pozisyonu
12.00 Avro Bölgesi, şubat ayı cari işlemler dengesi |