question
stringlengths 2
476
| answers
list | title
stringlengths 4
104
| id
int64 0
14.2k
| context
stringlengths 31
11.1k
|
---|---|---|---|---|
Musa Kemaleddin Bağdat'ta nerede ilim tahsil etti? | [
{
"answer_start": 255,
"text": "Nizamiye Medreseleri"
}
] | Kemaleddin ibn Yunus | 10,800 | Tam adı Musa bin Yunus bin Muhammed bin Men’a'dır, Künyesi ise Ebu’l-Feth’tir, lakabı Kemaleddin olup ayrıca İbn-i Yunus ve Mewsilî diye de bilinir.İlk eğitimini babası Şeyh Yunus Rızauddin'in yanında fıkıh ve hadis ilimleri öğrendi, ardından Bağdat'taki Nizamiye Medreseleri'nde okumaya devam etti. Burada Şerafeddin el-Tusî'den matematik derslerini aldı, ardından Batlamyus'un Almagest adlı eserini de öğrenir. Ardından Musul'a döndü Emir Zeyneddin Camii'nde dersler verdi. İlim öğretmeye elverişli olarak inşa edilen bu cami "Kemaliyye Medresesi" olarak anıldı. Kısa zamanda şöhreti etrafa yayılan Musa Kemaleddin ibn Yunus pek çok çevreden gelen talebelere ilim öğretti. |
Musa Kemaleddin ilk eğitimini kim tarafından almıştır? | [
{
"answer_start": 162,
"text": "babası Şeyh Yunus Rızauddin"
}
] | Kemaleddin ibn Yunus | 10,801 | Tam adı Musa bin Yunus bin Muhammed bin Men’a'dır, Künyesi ise Ebu’l-Feth’tir, lakabı Kemaleddin olup ayrıca İbn-i Yunus ve Mewsilî diye de bilinir.İlk eğitimini babası Şeyh Yunus Rızauddin'in yanında fıkıh ve hadis ilimleri öğrendi, ardından Bağdat'taki Nizamiye Medreseleri'nde okumaya devam etti. Burada Şerafeddin el-Tusî'den matematik derslerini aldı, ardından Batlamyus'un Almagest adlı eserini de öğrenir. Ardından Musul'a döndü Emir Zeyneddin Camii'nde dersler verdi. İlim öğretmeye elverişli olarak inşa edilen bu cami "Kemaliyye Medresesi" olarak anıldı. Kısa zamanda şöhreti etrafa yayılan Musa Kemaleddin ibn Yunus pek çok çevreden gelen talebelere ilim öğretti. |
Ali bin Abbas'ın günümüzden yaklaşık 1000 yıl önce yaptığı ameliyat hangi hastalıkla alakalıydı? | [
{
"answer_start": 218,
"text": "kanser "
}
] | Ali bin Abbas | 10,802 | Ali bin Abbas el-Mecusi Mesudi ya da Latince Haly Abbas olarak bilinir. İranlı Müslüman fizikçi ve tıp alimidir. Kitab El-Maliki adlı tıp ve psikoloji üzerine yazdığı eseriyle ve günümüzden yaklaşık 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapmasıyla bilinir. |
Şiraz'da ve Bağdat'ta Ali Bin Abbas'ın çalıştığı iki hastane kim tarafından yapılmıştır? | [
{
"answer_start": 377,
"text": "Adududevle"
}
] | Ali bin Abbas | 10,803 | Ali Bin Abbas 932 yılında doğmuştur. Ali bin Abbas İran'ın Cündişapur eyaletinin güneybatısındaki Ahvaz şehrinde doğdu ve Ebu Mahir Musa Bin Seyyar'ın öğrencisi oldu ve ilk çalışmalarını bu şehirde yaptı. Zamanının en saygıdeğer üç tıp aliminden birisiydi. 939'dan 996'ya kadar hüküm süren Büveyhoğulları hanedanından Adudüddevle zamanında ünlü bir fizikçi olmaya başlamıştır. Adududevle, zamanında alimleri koruyan onları destekleyen biriydi ve Şiraz'da ve 994 yılında Bağdat'ta Ali bin Abbas'ın çalıştığı iki hastane açmıştı. Ali bin Abbas'ın soyu Mecusiliğe mensuptu-el-Mecusi adı da buradan gelmektedir-ama kendisi Müslümandı. Onun Allah inancı ve O'na duyduğu saygı, ibadetinde ve yaşam tarzında, üslubunda çalışma hayatı boyunca kendini göstermiştir. |
Ali Bin Abbasın ilk çalışmalarını yaptığı Ahvaz şehri hangi ülkenin topraklarında yer almaktadır? | [
{
"answer_start": 51,
"text": "İran"
}
] | Ali bin Abbas | 10,804 | Ali Bin Abbas 932 yılında doğmuştur. Ali bin Abbas İran'ın Cündişapur eyaletinin güneybatısındaki Ahvaz şehrinde doğdu ve Ebu Mahir Musa Bin Seyyar'ın öğrencisi oldu ve ilk çalışmalarını bu şehirde yaptı. Zamanının en saygıdeğer üç tıp aliminden birisiydi. 939'dan 996'ya kadar hüküm süren Büveyhoğulları hanedanından Adudüddevle zamanında ünlü bir fizikçi olmaya başlamıştır. Adududevle, zamanında alimleri koruyan onları destekleyen biriydi ve Şiraz'da ve 994 yılında Bağdat'ta Ali bin Abbas'ın çalıştığı iki hastane açmıştı. Ali bin Abbas'ın soyu Mecusiliğe mensuptu-el-Mecusi adı da buradan gelmektedir-ama kendisi Müslümandı. Onun Allah inancı ve O'na duyduğu saygı, ibadetinde ve yaşam tarzında, üslubunda çalışma hayatı boyunca kendini göstermiştir. |
El-Kanun fi't-Tıbadlı adlı eser kime aittir? | [
{
"answer_start": 413,
"text": "İbn-i Sina"
}
] | Ali bin Abbas | 10,805 |
Ali bin Abbas tıp üzerine yazdığı Kitab Kamilü-s Sina adlı eseriyle bilinir, bu eser daha sonra 980 yılında tamamlanan The Complete Art of Medicine olarak adlandırlmıştır. Ali bin Abbas bu eserini Emir'e ithaf etmiş ve bu eser daha sonra Kitab el-Maliki(Royal Book veya Latince Liber Regalis ya da Regalis Dispositio)olarak adlandırılmıştır. Kitap, Razi'nin el-Havi adlı eserinden daha özlü ve daha sistematik; İbn-i Sina'nın El-Kanun fi't-Tıbadlı eserinden daha uygulamalı bir biçimde yazılmıştır. |
980 yılında tamamlanan ve The Complete Art of Medicine ismini alan eser hangi eserin tamamlanmış halidir? | [
{
"answer_start": 36,
"text": "Kitab Kamilü-s Sina"
}
] | Ali bin Abbas | 10,806 |
Ali bin Abbas tıp üzerine yazdığı Kitab Kamilü-s Sina adlı eseriyle bilinir, bu eser daha sonra 980 yılında tamamlanan The Complete Art of Medicine olarak adlandırlmıştır. Ali bin Abbas bu eserini Emir'e ithaf etmiş ve bu eser daha sonra Kitab el-Maliki(Royal Book veya Latince Liber Regalis ya da Regalis Dispositio)olarak adlandırılmıştır. Kitap, Razi'nin el-Havi adlı eserinden daha özlü ve daha sistematik; İbn-i Sina'nın El-Kanun fi't-Tıbadlı eserinden daha uygulamalı bir biçimde yazılmıştır. |
Hipokrat'ın Doğum Olayı tezini çürüten eserin hangi bölümleri teorik tıp olarak anlatılmıştır? | [
{
"answer_start": 18,
"text": "ilk on bölümü"
}
] | Ali bin Abbas | 10,807 |
Kitab el-Maliki ilk on bölümü teorik ikinci on bölümü uygulamalı tıp olarak anlatılan 20 bölüme ayrılmıştır. Konularının birkaçı diyetisyenlik ve tıbbi malzemeler, kılcal damarların temel fikirleri, ilginç tıp rasatları ve doğum boyunca meydana gelen rahim hareketlerinin açıklamasından oluşur. (örneğin; çocuk rahim dışına kendiliğinden çıkmaz, rahim hareketleriyle itilir. Böylelikle Hipokrat'ın Doğum Olayı tezini çürütmüştür.) |
Kitab el-Maliki kaç bölüme ayrılmıştır? | [
{
"answer_start": 88,
"text": "20"
}
] | Ali bin Abbas | 10,808 |
Kitab el-Maliki ilk on bölümü teorik ikinci on bölümü uygulamalı tıp olarak anlatılan 20 bölüme ayrılmıştır. Konularının birkaçı diyetisyenlik ve tıbbi malzemeler, kılcal damarların temel fikirleri, ilginç tıp rasatları ve doğum boyunca meydana gelen rahim hareketlerinin açıklamasından oluşur. (örneğin; çocuk rahim dışına kendiliğinden çıkmaz, rahim hareketleriyle itilir. Böylelikle Hipokrat'ın Doğum Olayı tezini çürütmüştür.) |
Nöroloji ve psikolojiden hangi kitapta söz edilmiştir? | [
{
"answer_start": 33,
"text": "Kitab el-Malikide"
}
] | Ali bin Abbas | 10,809 |
Nöroloji ve psikoloji hakkında Kitab el-Malikide bilgi verilmiştir. Ali bin Abbas bu eserinde beynin nöroanatomisi, nörobiyolojisi, nöropsikolojisini tanımlamış ve çeşitli akli bozuklukları, uyku hastalıklarını, amnezi (hafıza kaybı)yi, hipokondriyayı, koma hali, sıcak ve soğuk menenjitleri, aşk hastalıklarını, sarayı ve kısmi felç gibi sağlık sorunlarını tanımlamıştır. O, ilaçla tedavi ya da ilaçlardan daha çok diyet ve doğal beslenmeyle sağlığın korunmasının öneminin üzerinde durmuştur. |
Ferîdüddin Attâr'ın Attâr olarak anılmasının nedeni nedir? | [
{
"answer_start": 182,
"text": "Hekim ve eczacı olmasından dolayı"
}
] | Ferîdüddin Attâr | 10,810 | Ferîdüddin Attâr veya tam adıyla Ebu Hamid Ferîdüddin Muhammed bin Ebu Bekr İbrahim Nişaburî (Farsça: فرید الدین عطار; d. (?), Nişabur - ö. 1121, Nişabur), İranlı mutasavvıf, şair. Hekim ve eczacı olmasından dolayı Attâr (aktar) olarak anılır. |
Attâr'ın babasının attar dükkanı nerededir? | [
{
"answer_start": 39,
"text": "Şadyah'ta"
}
] | Ferîdüddin Attâr | 10,811 | Attâr küçüklüğünde Nişabur civarındaki Şadyah'ta babasının attar dükkanına devam ediyor, bir yandan baba mesleği attarlığı öbür yandan ilim ve irfan öğreniyordu. Attâr'ın eserlerine bakıldığında iyi derecede Arapça, tefsir, hadis, kelam, fıkıh gibi dini ilimler öğrenimi gördüğünü; hikmet, felsefe, ilm-i nücum, eczacılık gibi akli ve tecrübi ilimlerden anladığı görülür. Ancak bu ilimleri nereden ve kimden öğrendiği hakkında tarihi kaynaklarda yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. |
Attâr'ın Arapça, tefsir, felsefe, eczacılık gibi ilimleri bildiği nasıl anlaşılmaktadır? | [
{
"answer_start": 171,
"text": "eserlerine bakıldığında"
}
] | Ferîdüddin Attâr | 10,812 | Attâr küçüklüğünde Nişabur civarındaki Şadyah'ta babasının attar dükkanına devam ediyor, bir yandan baba mesleği attarlığı öbür yandan ilim ve irfan öğreniyordu. Attâr'ın eserlerine bakıldığında iyi derecede Arapça, tefsir, hadis, kelam, fıkıh gibi dini ilimler öğrenimi gördüğünü; hikmet, felsefe, ilm-i nücum, eczacılık gibi akli ve tecrübi ilimlerden anladığı görülür. Ancak bu ilimleri nereden ve kimden öğrendiği hakkında tarihi kaynaklarda yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. |
Ferîdüddin Attâr'ın bazı tarihçiler tarafından Kabe'yi ziyaret ettiği neden düşünülmüştür? | [
{
"answer_start": 36,
"text": "tasavvufta adet olduğu üzere"
}
] | Ferîdüddin Attâr | 10,813 | Bazı tarihçiler Ferîdüddin Attâr'ın tasavvufta adet olduğu üzere seyahatler yaptığından, Mekke'ye gidip Kabe'yi ziyaret ettiğinden, hatta Şam, Mısır, ve Hindistan'a kadar gittiğinden söz ederlerse de bunlar ispatlanmamış rivayetlerdir. Hayatının sonuna doğru yazdığı Esrarname 'de Kabe'yi görme arzusu içinde olması Hicaz'a gitmediğinin delilidir. 1221 yılında Moğollar tarafından öldürülmüştür. |
Ferîdüddin Attâr'ın Hicaz'a gitmediğinin delili hangi eserinden yola çıkarak bulunmuştur? | [
{
"answer_start": 267,
"text": "Esrarname"
}
] | Ferîdüddin Attâr | 10,814 | Bazı tarihçiler Ferîdüddin Attâr'ın tasavvufta adet olduğu üzere seyahatler yaptığından, Mekke'ye gidip Kabe'yi ziyaret ettiğinden, hatta Şam, Mısır, ve Hindistan'a kadar gittiğinden söz ederlerse de bunlar ispatlanmamış rivayetlerdir. Hayatının sonuna doğru yazdığı Esrarname 'de Kabe'yi görme arzusu içinde olması Hicaz'a gitmediğinin delilidir. 1221 yılında Moğollar tarafından öldürülmüştür. |
Seydi Ali Reis hangi konularda bilgilidir? | [
{
"answer_start": 197,
"text": "matematik "
}
] | Seydi Ali Reis | 10,815 | Seydi Ali Reis (1498 - 1562), Kaptan-ı Deryalık da yapmış olan Osmanlı denizcisi. Osmanlı Devleti'nin Büyük Okyanus rüyasını gerçekleştirmek için görevlendirilen denizci. Türk amirali, coğrafya ve matematik bilgini. |
Seydi Ali Reis neden görevlendirilmiştir ? | [
{
"answer_start": 82,
"text": "Osmanlı Devleti'nin Büyük Okyanus rüyasını gerçekleştirmek için "
}
] | Seydi Ali Reis | 10,816 | Seydi Ali Reis (1498 - 1562), Kaptan-ı Deryalık da yapmış olan Osmanlı denizcisi. Osmanlı Devleti'nin Büyük Okyanus rüyasını gerçekleştirmek için görevlendirilen denizci. Türk amirali, coğrafya ve matematik bilgini. |
Seydi Ali Reis Trablus'un fethine kadar kimlerin emrinde bulundu ? | [
{
"answer_start": 738,
"text": "Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,817 | İstanbul, Galata'da doğdu. Sinoplu bir aileden gelmedir. Dedesi, II. Mehmet zamanında tersane kethüdalığında, babası Hüseyin Ağa da Darüssınaa kethüdalığında bulunmuşlardı. Kendisi de tersanede reis olarak çalıştı. Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında yetişti.
Seydi Ali Reis, tersane kethüdası olduğundan, bir deniz harekatında bağımsız olarak kumandanlık yapmadı. Rodos'un fethine (1522) ve daha sonra Akdeniz'de cereyan eden bütün deniz savaşlarına Barbaros Hayreddin Paşa yanında katıldı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Deniz Muharebesi'nde (1538) Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek büyük yararlıklar gösterdi ve bu savaştan sonra adı daha çok duyulmaya başlandı. Trablus'un fethiyle biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı (1551). |
Seydi Ali Reis Preveze Deniz Muharebesi'nde ne yaparak faydalı olmuştur ? | [
{
"answer_start": 573,
"text": "Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,818 | İstanbul, Galata'da doğdu. Sinoplu bir aileden gelmedir. Dedesi, II. Mehmet zamanında tersane kethüdalığında, babası Hüseyin Ağa da Darüssınaa kethüdalığında bulunmuşlardı. Kendisi de tersanede reis olarak çalıştı. Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında yetişti.
Seydi Ali Reis, tersane kethüdası olduğundan, bir deniz harekatında bağımsız olarak kumandanlık yapmadı. Rodos'un fethine (1522) ve daha sonra Akdeniz'de cereyan eden bütün deniz savaşlarına Barbaros Hayreddin Paşa yanında katıldı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Deniz Muharebesi'nde (1538) Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek büyük yararlıklar gösterdi ve bu savaştan sonra adı daha çok duyulmaya başlandı. Trablus'un fethiyle biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı (1551). |
Seydi Ali Reis 1522 de neresinin fethine katıldı ? | [
{
"answer_start": 368,
"text": "Rodos"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,819 | İstanbul, Galata'da doğdu. Sinoplu bir aileden gelmedir. Dedesi, II. Mehmet zamanında tersane kethüdalığında, babası Hüseyin Ağa da Darüssınaa kethüdalığında bulunmuşlardı. Kendisi de tersanede reis olarak çalıştı. Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında yetişti.
Seydi Ali Reis, tersane kethüdası olduğundan, bir deniz harekatında bağımsız olarak kumandanlık yapmadı. Rodos'un fethine (1522) ve daha sonra Akdeniz'de cereyan eden bütün deniz savaşlarına Barbaros Hayreddin Paşa yanında katıldı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Deniz Muharebesi'nde (1538) Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek büyük yararlıklar gösterdi ve bu savaştan sonra adı daha çok duyulmaya başlandı. Trablus'un fethiyle biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı (1551). |
Seydi Ali Reis kim tarafından yetiştirildi ? | [
{
"answer_start": 214,
"text": " Barbaros Hayreddin Paşa"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,820 | İstanbul, Galata'da doğdu. Sinoplu bir aileden gelmedir. Dedesi, II. Mehmet zamanında tersane kethüdalığında, babası Hüseyin Ağa da Darüssınaa kethüdalığında bulunmuşlardı. Kendisi de tersanede reis olarak çalıştı. Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında yetişti.
Seydi Ali Reis, tersane kethüdası olduğundan, bir deniz harekatında bağımsız olarak kumandanlık yapmadı. Rodos'un fethine (1522) ve daha sonra Akdeniz'de cereyan eden bütün deniz savaşlarına Barbaros Hayreddin Paşa yanında katıldı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Deniz Muharebesi'nde (1538) Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek büyük yararlıklar gösterdi ve bu savaştan sonra adı daha çok duyulmaya başlandı. Trablus'un fethiyle biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı (1551). |
Seydi Ali Reis nerede doğmuştur ? | [
{
"answer_start": 10,
"text": "Galata"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,821 | İstanbul, Galata'da doğdu. Sinoplu bir aileden gelmedir. Dedesi, II. Mehmet zamanında tersane kethüdalığında, babası Hüseyin Ağa da Darüssınaa kethüdalığında bulunmuşlardı. Kendisi de tersanede reis olarak çalıştı. Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında yetişti.
Seydi Ali Reis, tersane kethüdası olduğundan, bir deniz harekatında bağımsız olarak kumandanlık yapmadı. Rodos'un fethine (1522) ve daha sonra Akdeniz'de cereyan eden bütün deniz savaşlarına Barbaros Hayreddin Paşa yanında katıldı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Deniz Muharebesi'nde (1538) Osmanlı donanmasının sol tarafına komuta ederek büyük yararlıklar gösterdi ve bu savaştan sonra adı daha çok duyulmaya başlandı. Trablus'un fethiyle biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı (1551). |
Seydi Ali Reis hangi Gucerat sultanı karşıladı ? | [
{
"answer_start": 1932,
"text": " Ahmet Han"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,822 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis neden Surat limanına girdi ? | [
{
"answer_start": 1665,
"text": "Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,823 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis'in Surat limanında kaç gemisi vardı ? | [
{
"answer_start": 1004,
"text": "altı"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,824 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis Süveyş'e giderken 25 parçalık Portekiz donanmasıyla nerede karşılaştı ? | [
{
"answer_start": 409,
"text": "Horfakan şehri açılarında"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,825 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis Basra'dan ayrılmadan önce uygun mevsim için ne kadar bekledi ? | [
{
"answer_start": 292,
"text": "beş ay"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,826 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis Hint kaptanı olarak neyle görevlendirildi ? | [
{
"answer_start": 127,
"text": "Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,827 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis'ten önceki Hint kaptanı kimdir ? | [
{
"answer_start": 78,
"text": "Murat Reis"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,828 | I. Süleyman tarafından, Portekiz donanmasıyla girdiği deniz savaşını kaybeden Murat Reis'in yerine Hint Kaptanlığına atandı ve Basra'daki donanmayı Süveyş'e getirmekle görevlendirildi.
Bu olay onun yaşamının da dönüm noktası oldu. 15 gemiyi derhal tamir ettirerek uygun deniz mevsimi için beş ay bekledi ve donanması ile Basra'dan ayrıldı (1554). Basra'dan aldığı 15 kadırga ile Süveyş'e doğru yol alırken Horfakan şehri açılarında 25 parçalık Portekiz donanmasıyla karşılaştı. Yapılan çarpışmada Portekizliler bir gemi kaybedip geri çekilince yoluna devam etti. Maskat yakınlarında 34 parçalık bir Portekiz Donanmasının saldırısına uğradı. Güney Arabistan sahillerinde dağların denize dik inmesinden faydalanarak, gemilerini Portekiz donanmasıyla kıyı arasına soktu, savaş başladığı zaman dağların kestiği rüzgar sebebiyle Portekiz donanmasının yelkenli gemileri hareketsiz kaldı, kürekli gemileriyle hızlı hareket ederek düşmanın sayı üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Yapılan savaşta Portekizlilerin altı gemisi batırıldı, Osmanlı donanmasının da beş gemisi battı, biri de yandı (1554).
Umman sahilindeki Zufar limanı geçilerek Şihr şehri hizasına gelinince, günbatısı yönünden fil tufanı (Tufan-ı Fil) veya Tsunami denilen bir fırtına çıktı. Çıkan fırtına yüzünden Seydi Ali Reis kalan dokuz kadırgalık donanmasıyla birlikte kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Fırtınaya kapılan, günlerce denizde çalkalanan gemiler doğuya doğru sürüklenerek Hindistan kıyılarına, Gücerat sultanlığının Demen Kalesi önüne gelebildi, burada üç gemi karaya vurdu; geri kalan gemilerdeki top ve levazımı bırakarak Seydi Ali Reis elindeki altı gemiyle Surat limanına girdi; çünkü Portekiz donanması onu yakalamak için dolaşıyordu
Seydi Ali Reis buradan Gucerat'ın başkenti Ahmedabad'a gitti. Harap gemilerle Süveyş'e ulaşmak imkânsız olduğundan, kalan gemiler satılıp karadan İstanbul'a dönülmesine karar verildi. Seydi Ali Reis Gucerat sultanı Ahmet Han tarafından iyi karşılandı. Daha sonra adamlarından bir kısmı Gucerat Sultalığı'nın emrine girdi. Seydi Ali Reis, Ahmedabad'tan Sind memleketinin başkenti Multan'a, oradan Lahor'a, bu şehirden de Delhi'ye gelerek Timuroğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı (1555). |
Seydi Ali Reis nerede ölmüştür ? | [
{
"answer_start": 843,
"text": "İstanbul"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,829 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Seydi Ali Reis hangi yıl vefat etmiştir ? | [
{
"answer_start": 1369,
"text": "1562"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,830 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Seydi Ali Reis hangi yıl İstanbul'a ulaştı ? | [
{
"answer_start": 685,
"text": "1557"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,831 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Seydi Ali Reis ne kadar süre sonra Basra'dan Osmanlı'ya döndü ? | [
{
"answer_start": 747,
"text": "3 yıl 7 ay"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,832 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Seydi Ali Reis eserini hangi Osmanlı kağanına sunmuştur ? | [
{
"answer_start": 396,
"text": " Kanuni Sultan Süleyman"
}
] | Seydi Ali Reis | 10,833 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Seydi Ali Reis'in Türkistan gezisi kaç yıl sürmüştür ? | [
{
"answer_start": 200,
"text": "4 "
}
] | Seydi Ali Reis | 10,834 | Hümayun şahın ölmesi üzerine Afganistan - Türkistan-İran yoluyla Anadolu'ya hareket etti (1556). Bundan sonra Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhet şehirlerinde hükümdarları gördü.
Türkistan'daki gezisi 4 yıl sürmüş ve maceralı yolculuğunu eserine işlemiştir. Başına gelen maceralar ile "Başına Seydi Ali halleri geldi" sözü yayılmaya başlar. Başından geçen vakaları anlattığı eserini Osmanlı kağanı Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.
İran'da Meşhet valisi tarafından tutuklatıldı, daha sonra serbest bırakılarak Şah I. Tahmasp'a gönderildi. Bir süre göz hapsinde kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmesine izin verildi ve Şah'ın Kanuni'ye yazdığı bir mektubu da alarak Kazvin'den ayrıldı (1557). Aynı yıl Bağdat'a ulaştı. Böylece Basra'dan çıkışından 3 yıl 7 ay sonra tekrar Osmanlı ülkesine dönüyordu.
Seydi Ali Reis 1557 mayıs ayı başlarında İstanbul'a vardı ve Edirne'de bulunan hükümdarın yanına gitti. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af diledi. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi sundu; Ali Reis mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen işler, olağanüstü olaylar kabul edilerek suçlu görülmedi, önce müteferrika yapıldı, sonra Diyarbakır tımar defterine tayin edildi. Bir süre şehzade Selim'in hizmetinde çalıştı, Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu (1560). Son görevi bilinmemektedir. 1562 yılında İstanbul'da vefat etti. |
Adnan Ataman ilk televizyon yayınlarını yapması için neler yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 230,
"text": "mikrodalga laboratuvarını ve televizyon laboratuvarı ve tesisleri kurarak "
}
] | Adnan Ataman | 10,835 | 1955 yılında profesör oldu. 1968-1970 yılları arasında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanlığı, 1970'den sonra Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü Başkanlığı ve daha sonra Elektronik Haberleşme Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Bu arada mikrodalga laboratuvarını ve televizyon laboratuvarı ve tesisleri kurarak Türkiye’de ilk televizyon yayınlarını başlatmıştır. 1972-1978 ve 1980-1983 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. |
Adnan Ataman hangi yıllarda TRT Yönetim Kurulu üyesiliği yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 356,
"text": "1972-1978 ve 1980-1983"
}
] | Adnan Ataman | 10,836 | 1955 yılında profesör oldu. 1968-1970 yılları arasında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanlığı, 1970'den sonra Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü Başkanlığı ve daha sonra Elektronik Haberleşme Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Bu arada mikrodalga laboratuvarını ve televizyon laboratuvarı ve tesisleri kurarak Türkiye’de ilk televizyon yayınlarını başlatmıştır. 1972-1978 ve 1980-1983 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. |
Adnan Ataman 1970 yılından sonra ne görevi almıştır ? | [
{
"answer_start": 115,
"text": "Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü Başkanlığı ve daha sonra Elektronik Haberleşme Bölüm Başkanlığı"
}
] | Adnan Ataman | 10,837 | 1955 yılında profesör oldu. 1968-1970 yılları arasında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanlığı, 1970'den sonra Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü Başkanlığı ve daha sonra Elektronik Haberleşme Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Bu arada mikrodalga laboratuvarını ve televizyon laboratuvarı ve tesisleri kurarak Türkiye’de ilk televizyon yayınlarını başlatmıştır. 1972-1978 ve 1980-1983 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. |
Adnan Ataman 1968-1970 yıllarında ne görevi yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 55,
"text": "İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanlığı"
}
] | Adnan Ataman | 10,838 | 1955 yılında profesör oldu. 1968-1970 yılları arasında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanlığı, 1970'den sonra Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü Başkanlığı ve daha sonra Elektronik Haberleşme Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Bu arada mikrodalga laboratuvarını ve televizyon laboratuvarı ve tesisleri kurarak Türkiye’de ilk televizyon yayınlarını başlatmıştır. 1972-1978 ve 1980-1983 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. |
Adnan Ataman nerede doğmuştur ? | [
{
"answer_start": 24,
"text": "İstanbul "
}
] | Adnan Ataman | 10,839 | Adnan Ataman, (d. 1917, İstanbul - ö. 14 Ağustos 1992), Türk akademisyen. |
Adnan Ataman'nın ölüm yılı nedir ? | [
{
"answer_start": 38,
"text": "14 Ağustos 1992"
}
] | Adnan Ataman | 10,840 | Adnan Ataman, (d. 1917, İstanbul - ö. 14 Ağustos 1992), Türk akademisyen. |
Adnan Ataman Illiois Üniversitesi'ndeki doktora çalışmalarını ne zaman tamamlamıştır ? | [
{
"answer_start": 384,
"text": "Haziran 1950"
}
] | Adnan Ataman | 10,841 | İlk öğrenimini Erzurum, İstanbul ve Ankara'da, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdi. 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nden sınıf birincisi ve okul ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1947 yılında doçent oldu ve aynı yıl İTÜ tarafından doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Haziran 1950'de Illinois Üniversitesi'ndeki çalışmalarını tamamlayarak doktorasını aldı ve yurda döndü. |
Adnan Ataman ilk öğrenimini hangi illerde görmüştür ? | [
{
"answer_start": 15,
"text": "Erzurum, İstanbul ve Ankara"
}
] | Adnan Ataman | 10,842 | İlk öğrenimini Erzurum, İstanbul ve Ankara'da, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdi. 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nden sınıf birincisi ve okul ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1947 yılında doçent oldu ve aynı yıl İTÜ tarafından doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Haziran 1950'de Illinois Üniversitesi'ndeki çalışmalarını tamamlayarak doktorasını aldı ve yurda döndü. |
Adnan Ataman 1935 yılında hangi mektebe gitmiştir ? | [
{
"answer_start": 113,
"text": "Yüksek Mühendis Mektebi"
}
] | Adnan Ataman | 10,843 | İlk öğrenimini Erzurum, İstanbul ve Ankara'da, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdi. 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nden sınıf birincisi ve okul ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1947 yılında doçent oldu ve aynı yıl İTÜ tarafından doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Haziran 1950'de Illinois Üniversitesi'ndeki çalışmalarını tamamlayarak doktorasını aldı ve yurda döndü. |
Adnan Ataman 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nü hangi dereceler ile bitirmiştir ? | [
{
"answer_start": 190,
"text": "sınıf birincisi ve okul ikincisi"
}
] | Adnan Ataman | 10,844 | İlk öğrenimini Erzurum, İstanbul ve Ankara'da, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdi. 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nden sınıf birincisi ve okul ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1947 yılında doçent oldu ve aynı yıl İTÜ tarafından doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Haziran 1950'de Illinois Üniversitesi'ndeki çalışmalarını tamamlayarak doktorasını aldı ve yurda döndü. |
Adnan Ataman ABD'de doktora yapması için hangi üniversite göndermiştir ? | [
{
"answer_start": 329,
"text": "İTÜ tarafından "
}
] | Adnan Ataman | 10,845 | İlk öğrenimini Erzurum, İstanbul ve Ankara'da, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdi. 1941 yılında Elektrik Muharebe Bölümü'nden sınıf birincisi ve okul ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1947 yılında doçent oldu ve aynı yıl İTÜ tarafından doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Haziran 1950'de Illinois Üniversitesi'ndeki çalışmalarını tamamlayarak doktorasını aldı ve yurda döndü. |
Engin Umut Akkaya TÜBİTAK Bilim Ödülü yanında hangi ödülleri almıştır | [
{
"answer_start": 369,
"text": "Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,846 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Engin Umut Akkaya yüksek lisans ve doktorasını nerede tamamladı | [
{
"answer_start": 199,
"text": "Ohio State Üniversitesi'nde"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,847 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Engin Umut Akkaya lise öğrenimini nerede tamamlamıştır | [
{
"answer_start": 74,
"text": " Kadıköy Anadolu Lisesi'nde"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,848 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Engin Umut Akkaya nerede doğmuştur | [
{
"answer_start": 27,
"text": "İstanbul'da "
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,849 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Engin Umut Akkaya hangi yılda doğmuştur | [
{
"answer_start": 19,
"text": "1961"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,850 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Hangi çalışmalarıyla tanınmaktadır | [
{
"answer_start": 521,
"text": "Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,851 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
TÜBİTAK bilim ödülünü kaç yılında almıştır | [
{
"answer_start": 318,
"text": "2009"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,852 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Engin Umut Akkaya lisans diplomasını nereden aldı | [
{
"answer_start": 141,
"text": " ODTÜ Kimya bölümünden aldı"
}
] | Engin Umut Akkaya | 10,853 | Engin Umut Akkaya, 1961'de İstanbul'da doğdu. Lise Öğrenimini 1980 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, lisans diplomasını ODTÜ Kimya bölümünden aldı. Yüksek lisans ve doktorasını Ohio State Üniversitesi'nde tamamladı. Bilkent Üniversitesi'nde doçent ve profesör oldu. Akkaya, TÜBA asli üyesidir ve 2009 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Parlar Vakfı Teşvik Ödülü (1995), Scientia Europea Konferansı Üyeliği (1996), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1999), Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2005)'nü almıştır. Kanser araştırmalarına yönelik çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. |
Câbir bin Hayyan hangi alanlarla ilgilenmiştir | [
{
"answer_start": 323,
"text": "fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,854 | Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; (al-Barigi Kabilesi / al-Azdi / al-Kufi / al-Tusi / al-Sufi), (doğum: 721, Tus, İran, Horasan; ölüm: 815, Kufe, Irak) Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi. |
Câbir bin Hayyan hangi dönemde yaşamıştır | [
{
"answer_start": 222,
"text": "Abbâsîler döneminde"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,855 | Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; (al-Barigi Kabilesi / al-Azdi / al-Kufi / al-Tusi / al-Sufi), (doğum: 721, Tus, İran, Horasan; ölüm: 815, Kufe, Irak) Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi. |
Câbir bin Hayyân batıda nasıl tanınır | [
{
"answer_start": 200,
"text": "Geber "
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,856 | Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; (al-Barigi Kabilesi / al-Azdi / al-Kufi / al-Tusi / al-Sufi), (doğum: 721, Tus, İran, Horasan; ölüm: 815, Kufe, Irak) Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi. |
Câbir bin Hayyân ın ölüm yılı nedir | [
{
"answer_start": 164,
"text": "815"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,857 | Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; (al-Barigi Kabilesi / al-Azdi / al-Kufi / al-Tusi / al-Sufi), (doğum: 721, Tus, İran, Horasan; ölüm: 815, Kufe, Irak) Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi. |
Câbir bin Hayyân ın doğum yılı nedir | [
{
"answer_start": 133,
"text": "721"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,858 | Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; (al-Barigi Kabilesi / al-Azdi / al-Kufi / al-Tusi / al-Sufi), (doğum: 721, Tus, İran, Horasan; ölüm: 815, Kufe, Irak) Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi. |
Câbir bin Hayyân ne alimidir | [
{
"answer_start": 92,
"text": "Simya (Alşimi)"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,859 | Tus, İran'da eğitimini aldıktan sonra Kûfe'ye göç etti. Câbir bin Hayyân bilinen ilk pratik Simya (Alşimi) âlimdir. Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur. İmâm Câʿfer-i Sâdık'ın öğrencisidir. |
Câbir bin Hayyan kimin öğrencisidir | [
{
"answer_start": 220,
"text": "Câʿfer-i Sâdık"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,860 | Tus, İran'da eğitimini aldıktan sonra Kûfe'ye göç etti. Câbir bin Hayyân bilinen ilk pratik Simya (Alşimi) âlimdir. Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur. İmâm Câʿfer-i Sâdık'ın öğrencisidir. |
Câbir bin Hayyan eğitimini nerede almıştır | [
{
"answer_start": 0,
"text": "Tus, İran"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,861 | Tus, İran'da eğitimini aldıktan sonra Kûfe'ye göç etti. Câbir bin Hayyân bilinen ilk pratik Simya (Alşimi) âlimdir. Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur. İmâm Câʿfer-i Sâdık'ın öğrencisidir. |
Câbir bin Hayyan saray alimi olarak kime hizmet etmiştir | [
{
"answer_start": 110,
"text": "Abbâsî halifesi Harun Reşid'e"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,862 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan'ın hangi eseri 12. yüzyılda Latince'ye çevirilmiştir | [
{
"answer_start": 955,
"text": "Kitab al-Kimya"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,863 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan hangi kültürlerden etkilenmiştir | [
{
"answer_start": 826,
"text": "Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizmi"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,864 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan Kimya'da hangi kavramı ortaya atmıştır | [
{
"answer_start": 609,
"text": "Baz kavramı"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,865 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan hangi asitleri keşfetmiştir | [
{
"answer_start": 473,
"text": "Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asit"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,866 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan Kimya dışında hangi alanlarla ilgilenmiştir | [
{
"answer_start": 193,
"text": "Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,867 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Câbir bin Hayyan nerede doğmuştur | [
{
"answer_start": 48,
"text": "Horasan"
}
] | Câbir bin Hayyan | 10,868 | Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kufe'ye giderek Abbâsî halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.
Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400 ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.
Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. "İmbik" ( الأنبيق al-inbiq) geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.
Agathondaemon, Hermes Trismegistus, Pisagor ve Sokrates'i saydığı ve Eski Yunan, Eski Mısır ve Şia Sufizminden etkilendiği düşünülmektedir.
Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevirilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. |
Ahmed bin Musa hangi alanlarda eserler vermiştir ? | [
{
"answer_start": 108,
"text": "matematik ve astronomi alanı"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,869 | Ahmed bin Musa (z. 803 - m. 878 Bağdat) sistem mühendisliği ve sibernetik ilminin öncülerinden aynı zamanda matematik ve astronomi alanında eserler veren müslüman âlim. |
Ahmed bin Musa hangi ilmin öncülülerindendir ? | [
{
"answer_start": 40,
"text": "sistem mühendisliği ve sibernetik ilmi"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,870 | Ahmed bin Musa (z. 803 - m. 878 Bağdat) sistem mühendisliği ve sibernetik ilminin öncülerinden aynı zamanda matematik ve astronomi alanında eserler veren müslüman âlim. |
Ahmed bin Musa hangi halife tarafından korunmuştur ? | [
{
"answer_start": 186,
"text": "halife Memun"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,871 | Babası Musa bin Şakir'dir. Çocukluğundan beri ilimle uğraşmış özellikle mekanik ilmine ilgi duymuştur. Kardeşlerinin ve babasının ilim adamı olması, zamanın ilim öğrenmeyle geçirmesi ve halife Memun tarafından korunması onu ilim sahasında daha da yükseltmiş devrinin büyük matematik ve astronomi bilginlerinden biri olmasını sağlamıştır. |
Ahmed bin Musa çocukluğunda hangi ilime daha çok ilgi duymuştur ? | [
{
"answer_start": 72,
"text": "mekanik ilmi"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,872 | Babası Musa bin Şakir'dir. Çocukluğundan beri ilimle uğraşmış özellikle mekanik ilmine ilgi duymuştur. Kardeşlerinin ve babasının ilim adamı olması, zamanın ilim öğrenmeyle geçirmesi ve halife Memun tarafından korunması onu ilim sahasında daha da yükseltmiş devrinin büyük matematik ve astronomi bilginlerinden biri olmasını sağlamıştır. |
Ahmed bin Musa'nın babasının ismi nedir ? | [
{
"answer_start": 7,
"text": "Musa bin Şakir"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,873 | Babası Musa bin Şakir'dir. Çocukluğundan beri ilimle uğraşmış özellikle mekanik ilmine ilgi duymuştur. Kardeşlerinin ve babasının ilim adamı olması, zamanın ilim öğrenmeyle geçirmesi ve halife Memun tarafından korunması onu ilim sahasında daha da yükseltmiş devrinin büyük matematik ve astronomi bilginlerinden biri olmasını sağlamıştır. |
Ahmed bin Musa'nın yaptığı cihaza kim hayret etmiştir ? | [
{
"answer_start": 405,
"text": "İbn-i Habban el-Taberi"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,874 | Halife Memun'un astronotu olan Yahya bin Ebu Mansur'dan dersler almıştır. Kardeşleri Muhammed ve Hasan'la birlikte yıldızları diğer gök cisimlerini bunların doğuş ve batışlarını inceledi bu incelemelerinin sonucunda yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren mükemmel bir cihaz yaptı ve bu görenleri hayrete düşüren bu cihazı Samarra Rasathanesi'nin önüne koydu. Bu cihazı gören İbn-i Habban el-Taberi hayretini gizleyememişti. Bu cihaz bakırdan olup su kuvvetiyle çalışmaktaydı ve yıldızların resmini, ismini ayrıntılılı bir şekilde hiç kimsenin müdahalesi olmadan gösterebiliyordu. |
Ahmed bin Musa'nın yaptığı cihaz nasıl çalışmakta idi ? | [
{
"answer_start": 454,
"text": "Bu cihaz bakırdan olup su kuvvetiyle çalışmaktaydı ve yıldızların resmini, ismini ayrıntılılı bir şekilde hiç kimsenin müdahalesi olmadan gösterebiliyordu."
}
] | Ahmed bin Musa | 10,875 | Halife Memun'un astronotu olan Yahya bin Ebu Mansur'dan dersler almıştır. Kardeşleri Muhammed ve Hasan'la birlikte yıldızları diğer gök cisimlerini bunların doğuş ve batışlarını inceledi bu incelemelerinin sonucunda yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren mükemmel bir cihaz yaptı ve bu görenleri hayrete düşüren bu cihazı Samarra Rasathanesi'nin önüne koydu. Bu cihazı gören İbn-i Habban el-Taberi hayretini gizleyememişti. Bu cihaz bakırdan olup su kuvvetiyle çalışmaktaydı ve yıldızların resmini, ismini ayrıntılılı bir şekilde hiç kimsenin müdahalesi olmadan gösterebiliyordu. |
Ahmed bin Musa nasıl bir cihaz icad etmiştir ? | [
{
"answer_start": 216,
"text": "yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren mükemmel bir cihaz yaptı"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,876 | Halife Memun'un astronotu olan Yahya bin Ebu Mansur'dan dersler almıştır. Kardeşleri Muhammed ve Hasan'la birlikte yıldızları diğer gök cisimlerini bunların doğuş ve batışlarını inceledi bu incelemelerinin sonucunda yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren mükemmel bir cihaz yaptı ve bu görenleri hayrete düşüren bu cihazı Samarra Rasathanesi'nin önüne koydu. Bu cihazı gören İbn-i Habban el-Taberi hayretini gizleyememişti. Bu cihaz bakırdan olup su kuvvetiyle çalışmaktaydı ve yıldızların resmini, ismini ayrıntılılı bir şekilde hiç kimsenin müdahalesi olmadan gösterebiliyordu. |
Ahmed bin Musa kardeşleri ile neleri incelemiştir ? | [
{
"answer_start": 74,
"text": "Kardeşleri Muhammed ve Hasan'la birlikte yıldızları diğer gök cisimlerini bunların doğuş ve batışlarını inceledi"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,877 | Halife Memun'un astronotu olan Yahya bin Ebu Mansur'dan dersler almıştır. Kardeşleri Muhammed ve Hasan'la birlikte yıldızları diğer gök cisimlerini bunların doğuş ve batışlarını inceledi bu incelemelerinin sonucunda yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren mükemmel bir cihaz yaptı ve bu görenleri hayrete düşüren bu cihazı Samarra Rasathanesi'nin önüne koydu. Bu cihazı gören İbn-i Habban el-Taberi hayretini gizleyememişti. Bu cihaz bakırdan olup su kuvvetiyle çalışmaktaydı ve yıldızların resmini, ismini ayrıntılılı bir şekilde hiç kimsenin müdahalesi olmadan gösterebiliyordu. |
Ahmed bin Musa mekanik ilmi üzerine hangi icatları yapmıştır ? | [
{
"answer_start": 135,
"text": "otomatik su kapları, kandiller, izafi ağırlık ölçen aletler"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,878 | Ahmed bin Musa astronomi ilminin yanı sıra özellikle mekanik ilmiyle ilgilendi yüzlerce büyüklü küçüklü alet yaptı bu aletlerin içinde otomatik su kapları, kandiller, izafi ağırlık ölçen aletler ve günümüzde hala kullandığımız aletleri tasarlamıştır. Teknik sahada ne kardeşleri ne de başka bir alim ona yetişebilmiştir. |
Halife Memun tarafından Ahmed bin Musa ve kardeşleri ne için görevlendirilmiştir ? | [
{
"answer_start": 95,
"text": "dünyanın çevresini doğru ölçüp ölçmediğini kontrol etmek için görevlendirilir"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,879 | Ahmed bin Musa, kardeşleriyle birlikte Halife Memun tarafından, daha önce Sabit bin Kurra’nın, dünyanın çevresini doğru ölçüp ölçmediğini kontrol etmek için görevlendirilir. Üç kardeş, Sincan’da ve Kûfe’de yaptıkları ölçümler ve hesaplar sonunda, Sabit bin Kurra’nın bulduğu rakamı bulurlar. |
Ahmed bin Musa hangi bilim insanları öncülük etmiştir ? | [
{
"answer_start": 223,
"text": "Cezeri gibi daha nice alimlere öncülük etmiştir"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,880 | Ahmed bin Musa gerek mekanik alanında gerek astronomi alanındaki mükemmel çalışmalarıyla devrinin en büyük bilim adamlarından biri olduğunu göstermiş ve mekanikte çok kıymetli eserler vererek kendisinden sonra gelecek olan Cezeri gibi daha nice alimlere öncülük etmiştir. |
Ahmed bin Musa ne zaman vefat etmiştir ? | [
{
"answer_start": 15,
"text": "Miladi 878 yılında"
}
] | Ahmed bin Musa | 10,881 | Ahmed bin Musa Miladi 878 yılında vefat etmiştir. |
İbni Bacce eserlerinde genellikle hangi konuları ele alır? | [
{
"answer_start": 374,
"text": "Özellikle Aristo'nun felsefi sistemine dair şerh niteliğinde birçok eseri vardır."
}
] | İbn Bacce | 10,882 | Gazzali ve Eş'ariliğin düşüncelerini benimsememeyişinden Batı'ya göç eden İslam felsefesi Meşaiyye Endülüs Arapları arasında özellikle İbni Bacce taraflarından sürdürülmüştür. Diğer filozoflarla karşılaştırıldığında kendi düşüncesini anlatan pek az eser kaleme almıştır. Kaleme aldığı eserlerin çoğunluğu kendinden önceki Batılı ve Doğulu filozofların sistemlerine şerhdir. Özellikle Aristo'nun felsefi sistemine dair şerh niteliğinde birçok eseri vardır. |
İbni bacce'nın eserleri diğer filozoflara göre nasıldır? | [
{
"answer_start": 176,
"text": "Diğer filozoflarla karşılaştırıldığında kendi düşüncesini anlatan pek az eser kaleme almıştır. "
}
] | İbn Bacce | 10,883 | Gazzali ve Eş'ariliğin düşüncelerini benimsememeyişinden Batı'ya göç eden İslam felsefesi Meşaiyye Endülüs Arapları arasında özellikle İbni Bacce taraflarından sürdürülmüştür. Diğer filozoflarla karşılaştırıldığında kendi düşüncesini anlatan pek az eser kaleme almıştır. Kaleme aldığı eserlerin çoğunluğu kendinden önceki Batılı ve Doğulu filozofların sistemlerine şerhdir. Özellikle Aristo'nun felsefi sistemine dair şerh niteliğinde birçok eseri vardır. |
İbni bacce'nin batıda islam felsefesinin ilerlemesinindeki rolü nedir? | [
{
"answer_start": 74,
"text": "İslam felsefesi Meşaiyye Endülüs Arapları arasında özellikle İbni Bacce taraflarından sürdürülmüştür."
}
] | İbn Bacce | 10,884 | Gazzali ve Eş'ariliğin düşüncelerini benimsememeyişinden Batı'ya göç eden İslam felsefesi Meşaiyye Endülüs Arapları arasında özellikle İbni Bacce taraflarından sürdürülmüştür. Diğer filozoflarla karşılaştırıldığında kendi düşüncesini anlatan pek az eser kaleme almıştır. Kaleme aldığı eserlerin çoğunluğu kendinden önceki Batılı ve Doğulu filozofların sistemlerine şerhdir. Özellikle Aristo'nun felsefi sistemine dair şerh niteliğinde birçok eseri vardır. |
İbni bacce'ye göre mutlak hareketler ne'dir? | [
{
"answer_start": 325,
"text": "İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar."
}
] | İbn Bacce | 10,885 | İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.
|
İbni Bacce nasıl hareketleri ikiye ayırarak sınıflandırmıştır? | [
{
"answer_start": 196,
"text": "canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi)."
}
] | İbn Bacce | 10,886 | İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.
|
Bu sayılar nelerdir? | [
{
"answer_start": 88,
"text": " buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar."
}
] | İbn Bacce | 10,887 | İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.
|
Ibni Bacce'nin nitelendirdiği bu sayılar kaça ayrılır? | [
{
"answer_start": 62,
"text": " Sayılar da ikiye ayrılır"
}
] | İbn Bacce | 10,888 | İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.
|
İbni Bacce'nin düşüncelerinde varlıkları nasıl nitelendirmiştir? | [
{
"answer_start": 34,
"text": "sayılar olarak nitelemiştir. "
}
] | İbn Bacce | 10,889 | İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.
|
Deney ile elde edilen bilgi faydası nedir? | [
{
"answer_start": 201,
"text": " Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. "
}
] | İbn Bacce | 10,890 | İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür. Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır. İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır. Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi filozof akla büyük önem verir ve felsefesi fazlasıyla akılcı bir karaktere sahiptir.
İbn Bacce'nin akılcı düşüncesi kendisinden sonra gelen iki büyük Endülüs'lü filozofu, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd'ü, büyük oranda etkilemiştir. |
Ibni bacce'ye göre ilimin elde etme'nın kolay yolu nedir? | [
{
"answer_start": 147,
"text": "İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır"
}
] | İbn Bacce | 10,891 | İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür. Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır. İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır. Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi filozof akla büyük önem verir ve felsefesi fazlasıyla akılcı bir karaktere sahiptir.
İbn Bacce'nin akılcı düşüncesi kendisinden sonra gelen iki büyük Endülüs'lü filozofu, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd'ü, büyük oranda etkilemiştir. |
İbni bacce neden Gazali'nin düşüncesine karşı çıkmıştır? | [
{
"answer_start": 54,
"text": "Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır."
}
] | İbn Bacce | 10,892 | İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür. Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır. İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır. Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi filozof akla büyük önem verir ve felsefesi fazlasıyla akılcı bir karaktere sahiptir.
İbn Bacce'nin akılcı düşüncesi kendisinden sonra gelen iki büyük Endülüs'lü filozofu, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd'ü, büyük oranda etkilemiştir. |
Ibni Bacce'nin Gazali'nin düşüncesine karşı çıkması hangi görüşte olduğu söylenebilir? | [
{
"answer_start": 0,
"text": "İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür."
}
] | İbn Bacce | 10,893 | İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür. Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır. İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır. Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi filozof akla büyük önem verir ve felsefesi fazlasıyla akılcı bir karaktere sahiptir.
İbn Bacce'nin akılcı düşüncesi kendisinden sonra gelen iki büyük Endülüs'lü filozofu, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd'ü, büyük oranda etkilemiştir. |
İbni bacce'nin ütopyasında neye ihtiyaç yoktur? | [
{
"answer_start": 277,
"text": "İbn Bacce düşündüğü bu toplumda hekimlere ve hakimlere ihtiyaç olmayacağını belirtmiştir."
}
] | İbn Bacce | 10,894 | İbn Bacce siyasi felsefe ile de ilgilenmiş, siyasi felsefeye sisteminde yer vermiştir. Siyasi düşüncesindeki ütopya bir seçkinler topluluğudur. Ütopik toplumunda her fert sağlıklı bir yaşam sürmekte etrafındakilere güçlü sevgi bağlarıyla bağlanmıştır. Bu noktadan yola çıkarak İbn Bacce düşündüğü bu toplumda hekimlere ve hakimlere ihtiyaç olmayacağını belirtmiştir. |
İbni Bacce zihninde nasıl ütopya kurmuştur? | [
{
"answer_start": 162,
"text": "her fert sağlıklı bir yaşam sürmekte etrafındakilere güçlü sevgi bağlarıyla bağlanmıştır."
}
] | İbn Bacce | 10,895 | İbn Bacce siyasi felsefe ile de ilgilenmiş, siyasi felsefeye sisteminde yer vermiştir. Siyasi düşüncesindeki ütopya bir seçkinler topluluğudur. Ütopik toplumunda her fert sağlıklı bir yaşam sürmekte etrafındakilere güçlü sevgi bağlarıyla bağlanmıştır. Bu noktadan yola çıkarak İbn Bacce düşündüğü bu toplumda hekimlere ve hakimlere ihtiyaç olmayacağını belirtmiştir. |
İbn_Bacce, felsefe dışında hangi alanlarda ilgilenmiştir? | [
{
"answer_start": 134,
"text": "astronomi"
}
] | İbn Bacce | 10,896 | Akılcı (rasyonalist) bir filozof olan İbn Bacce, Meşşailik takımının önemli ismi Farâbî'den fazlasıyla etkilenmiştir. Felsefe dışında astronomi, matematik ve musikî ile ilgilenmiştir. Bunların dışında tıp'ta döneminin uzmanlarından olmuştur. Metafizik ve felsefedeki çeşitli düşünceleri nedeniyle bazı gelenekçi dini otoriteler tarafından dinsizlikle suçlanmıştır. |
İnb_Bacce , Meşşailik takımından yer alan hangi isimden etkilenmiştir? | [
{
"answer_start": 81,
"text": "Farâbî"
}
] | İbn Bacce | 10,897 | Akılcı (rasyonalist) bir filozof olan İbn Bacce, Meşşailik takımının önemli ismi Farâbî'den fazlasıyla etkilenmiştir. Felsefe dışında astronomi, matematik ve musikî ile ilgilenmiştir. Bunların dışında tıp'ta döneminin uzmanlarından olmuştur. Metafizik ve felsefedeki çeşitli düşünceleri nedeniyle bazı gelenekçi dini otoriteler tarafından dinsizlikle suçlanmıştır. |
Fikret Narter 1962'de aldığı Officier hangi ödülün rütbesidir? | [
{
"answer_start": 383,
"text": "Legion d'Honneur ödülünün"
}
] | Fikret Narter | 10,898 | Fikret Narter, 1911 yılında İstanbul'da doğdu. Yüksek Mühendis Mektebi'ni yüksek makine mühendisi olarak bitirdi. 1952-1954 arasında İTÜ Makina Fakültesi dekanlığı, 1959-1962 arasında İTÜ rektörlüğü yaptı. Ayrıca Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu başkan vekilliği Türkiye Hindistan ve Türk Fransız Kültür derneklerinin başkanlıklarını da yaptı. Prof. Dr. Fikret Narter, 1962 yılında Legion d'Honneur ödülünün Officier rütbesine layık görüldü. 1988'de teknik üniversite kendisine fahri doktor ünvanını vermiştir. 2000 yılında İstanbul'da öldü. |
Fikret Narter'in rektörlük yapmadan önce yaptığı 1952-1954 tarihleri arasında yaptığı iş nedir? | [
{
"answer_start": 133,
"text": "İTÜ Makina Fakültesi dekanlığı"
}
] | Fikret Narter | 10,899 | Fikret Narter, 1911 yılında İstanbul'da doğdu. Yüksek Mühendis Mektebi'ni yüksek makine mühendisi olarak bitirdi. 1952-1954 arasında İTÜ Makina Fakültesi dekanlığı, 1959-1962 arasında İTÜ rektörlüğü yaptı. Ayrıca Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu başkan vekilliği Türkiye Hindistan ve Türk Fransız Kültür derneklerinin başkanlıklarını da yaptı. Prof. Dr. Fikret Narter, 1962 yılında Legion d'Honneur ödülünün Officier rütbesine layık görüldü. 1988'de teknik üniversite kendisine fahri doktor ünvanını vermiştir. 2000 yılında İstanbul'da öldü. |